What to trust in a "post-truth" world | Alex Edmans

154,250 views ・ 2018-12-03

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Figen Ergürbüz Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
00:13
Belle Gibson was a happy young Australian.
0
13675
2920
Belle Gibson mutlu, genç bir Avustralyalıydı.
00:16
She lived in Perth, and she loved skateboarding.
1
16619
3023
Perth'te yaşıyor ve kaykay yapmayı seviyordu.
00:20
But in 2009, Belle learned that she had brain cancer and four months to live.
2
20173
4449
Fakat 2009 yılında Belle, beyin kanseri olduğunu ve dört ayı kaldığını öğrendi.
00:25
Two months of chemo and radiotherapy had no effect.
3
25034
3533
İki aylık kemoterapi ve radyoterapinin hiç etkisi olmadı.
00:29
But Belle was determined.
4
29145
1500
Fakat Belle azimliydi.
00:30
She'd been a fighter her whole life.
5
30669
2130
Bütün hayatı boyunca bir savaşçı olmuştu.
00:32
From age six, she had to cook for her brother, who had autism,
6
32823
3294
Otizmli erkek kardeşi ve çoklu skleroz hastası annesi için
00:36
and her mother, who had multiple sclerosis.
7
36141
2388
altı yaşından beri yemek yapmak zorundaydı.
00:38
Her father was out of the picture.
8
38553
1754
Babası bu fotoğrafın dışındaydı.
00:40
So Belle fought, with exercise, with meditation
9
40736
3286
Belle, egzersiz ve meditasyon yaparak ve et yemeyi terk edip
00:44
and by ditching meat for fruit and vegetables.
10
44046
2840
meyve ve sebze tüketerek mücadele etti.
00:47
And she made a complete recovery.
11
47387
2200
Ve o, tamamen iyileşti.
00:50
Belle's story went viral.
12
50784
1579
Belle'in hikâyesi hızla yayıldı.
00:52
It was tweeted, blogged about, shared and reached millions of people.
13
52387
3393
Konu tvit edildi, blog tutuldu, paylaşıldı ve milyonlarca insana ulaştı.
00:56
It showed the benefits of shunning traditional medicine
14
56246
3111
Geleneksel tıptan uzaklaşıp diyet ve egzersiz yapmanın
00:59
for diet and exercise.
15
59381
1467
faydalarını gösterdi.
01:01
In August 2013, Belle launched a healthy eating app,
16
61381
4498
Ağustos 2013'te Belle, bir sağlıklı beslenme uygulaması yayınladı.
01:05
The Whole Pantry,
17
65903
1349
Adı "The Whole Pantry" olan uygulama
01:07
downloaded 200,000 times in the first month.
18
67276
4023
ilk ayda 200.000 kez indirildi.
Fakat Belle'in hikâyesi bir yalandı.
01:13
But Belle's story was a lie.
19
73228
2799
01:17
Belle never had cancer.
20
77227
1534
Belle hiçbir zaman kanser olmadı.
01:19
People shared her story without ever checking if it was true.
21
79601
4133
İnsanlar onun hikâyesini, doğruluğunu teyit etmeden paylaştılar.
01:24
This is a classic example of confirmation bias.
22
84815
3220
Bu, doğrulama yanlılığının klasik bir örneği.
01:28
We accept a story uncritically if it confirms what we'd like to be true.
23
88403
4676
Bir hikâye doğru olmasını istediğimiz şeyi teyit ediyorsa sorgulamadan kabul ederiz.
01:33
And we reject any story that contradicts it.
24
93484
2506
Ve teyit etmeyen hikâyeleri reddederiz.
01:36
How often do we see this
25
96937
1825
Paylaştığımız ve görmezden geldiğimiz hikâyelerde
01:38
in the stories that we share and we ignore?
26
98786
3045
bunu ne sıklıkla görüyoruz?
01:41
In politics, in business, in health advice.
27
101855
4182
Politikada, iş hayatında ve sağlık tavsiyelerinde.
01:47
The Oxford Dictionary's word of 2016 was "post-truth."
28
107180
4106
2016'da Oxford Sözlüğü tarafından yılın kelimesi "hakikat ötesi" seçildi.
01:51
And the recognition that we now live in a post-truth world
29
111768
3492
Ve hakikat ötesi bir dünyada yaşadığımızı kabul etmemiz
01:55
has led to a much needed emphasis on checking the facts.
30
115284
3364
gerçekleri kontrol etmenin üzerinde çok daha fazla durulmasına yol açtı.
01:59
But the punch line of my talk
31
119339
1397
Ama konuşmamın vurucu noktası şu ki
02:00
is that just checking the facts is not enough.
32
120760
2991
sadece gerçekleri kontrol etmek yeterli değil.
02:04
Even if Belle's story were true,
33
124347
2927
Belle'in hikâyesi doğru bile olsa
02:07
it would be just as irrelevant.
34
127298
2067
aynı derecede alakasız olurdu.
02:10
Why?
35
130457
1150
Neden mi?
02:11
Well, let's look at one of the most fundamental techniques in statistics.
36
131957
3508
İstatistikteki en temel tekniklerden birine bakalım.
02:15
It's called Bayesian inference.
37
135489
2410
Bayesçi sonuç çıkarımı deniyor.
02:18
And the very simple version is this:
38
138251
2936
Ve çok basitleştirirsek
02:21
We care about "does the data support the theory?"
39
141211
3268
Bizim önemsediğimiz sorular "Veri teoriyi destekliyor mu?"
02:25
Does the data increase our belief that the theory is true?
40
145053
3456
Veri, teorinin doğruluğuna olan inancımızı arttırıyor mu?
02:29
But instead, we end up asking, "Is the data consistent with the theory?"
41
149520
4383
Ama işin sonunda "Veri teoriyle uyumlu mu?" diye bakıyoruz.
02:34
But being consistent with the theory
42
154838
2515
Fakat teoriyle uyumlu olması
02:37
does not mean that the data supports the theory.
43
157377
2929
verinin teoriyi desteklediği anlamına gelmez.
02:40
Why?
44
160799
1159
Neden mi?
02:41
Because of a crucial but forgotten third term --
45
161982
3825
Unutulan ama elzem bir üçüncü terim yüzünden --
02:45
the data could also be consistent with rival theories.
46
165831
3558
veri aynı zamanda muhalif teorilerle de uyumlu olabilir.
02:49
But due to confirmation bias, we never consider the rival theories,
47
169918
4667
Fakat doğrulama yanlılığı yüzünden muhalif teorileri hesaba katmıyoruz
02:54
because we're so protective of our own pet theory.
48
174609
3151
çünkü ilgilendiğimiz kendi teorimize çok bağlıyız.
02:58
Now, let's look at this for Belle's story.
49
178688
2413
Şimdi bu duruma Belle'in hikâyesinde bakalım.
03:01
Well, we care about: Does Belle's story support the theory
50
181125
4214
Bizim baktığımız şey: "Belle'in hikâyesi,
diyetin kanseri iyileştirdiği teorisini destekliyor mu?"
03:05
that diet cures cancer?
51
185363
1603
03:06
But instead, we end up asking,
52
186990
1787
Bunun yerine "Belle'in hikâyesi
03:08
"Is Belle's story consistent with diet curing cancer?"
53
188801
4045
diyetin kanseri iyileştirmesiyle uyumlu mu?" diye soruyoruz.
03:13
And the answer is yes.
54
193790
1604
Ve cevap evet.
03:15
If diet did cure cancer, we'd see stories like Belle's.
55
195839
4103
Eğer diyet kanseri iyileştirseydi, Belle'inki gibi hikâyeler görürdük.
03:20
But even if diet did not cure cancer,
56
200839
2849
Ama diyet kanseri iyileştirmeseydi bile
03:23
we'd still see stories like Belle's.
57
203712
2643
yine Belle'ninki gibi hikâyeler görürdük.
03:26
A single story in which a patient apparently self-cured
58
206744
5190
En başta yanlış teşhis konulduğu için
03:31
just due to being misdiagnosed in the first place.
59
211958
3174
kendi kendine iyileşen birinin hikâyesi.
03:35
Just like, even if smoking was bad for your health,
60
215680
3326
Tıpkı, sigara içmek sağlığa zararlı olsa da
03:39
you'd still see one smoker who lived until 100.
61
219030
3304
100 yaşına kadar yaşayan bir sigara içicisi bulunabileceği gibi.
03:42
(Laughter)
62
222664
1150
(Gülüşmeler)
03:44
Just like, even if education was good for your income,
63
224157
2562
Aynı şekilde eğitim, geliriniz için iyi olsa da
03:46
you'd still see one multimillionaire who didn't go to university.
64
226743
4281
üniversiteye gitmeyen bir milyoner bulunabileceği gibi.
03:51
(Laughter)
65
231048
4984
(Gülüşmeler)
03:56
So the biggest problem with Belle's story is not that it was false.
66
236056
3911
Dolayısıyla Belle'in hikâyesindeki en büyük sorun doğru olmaması değil.
03:59
It's that it's only one story.
67
239991
2531
Sadece bir hikâyeden ibaret olması.
04:03
There might be thousands of other stories where diet alone failed,
68
243094
4381
Tek başına diyetin işe yaramadığı binlerce başka hikâye olabilir
04:07
but we never hear about them.
69
247499
1934
ama onları hiç duymayız.
04:10
We share the outlier cases because they are new,
70
250141
3896
Biz uç vakalara bakarız çünkü yenilerdir
04:14
and therefore they are news.
71
254061
1867
dolayısıyla haber değerleri vardır.
04:16
We never share the ordinary cases.
72
256657
2476
Hiçbir zaman sıradan vakaları paylaşmayız.
04:19
They're too ordinary, they're what normally happens.
73
259157
3213
Onlar çok sıradandır, normalde olan şeylerdir.
04:23
And that's the true 99 percent that we ignore.
74
263125
3095
Bunlar görmezden geldiğimiz gerçek yüzde 99.
04:26
Just like in society, you can't just listen to the one percent,
75
266244
2968
Aynı toplumda olduğu gibi, sadece yüzde 1'i
04:29
the outliers,
76
269236
1158
aykırıları dinleyip
04:30
and ignore the 99 percent, the ordinary.
77
270418
2666
sıradan olanları, yüzde 99'u ihmal edemezsiniz.
04:34
Because that's the second example of confirmation bias.
78
274022
3254
Çünkü bu da doğrulama yanlılığının ikinci örneğidir.
04:37
We accept a fact as data.
79
277300
2769
Bir gerçeği veri olarak kabul ederiz.
04:41
The biggest problem is not that we live in a post-truth world;
80
281038
3968
En büyük problem hakikat ötesi bir dünyada yaşamamız değil;
04:45
it's that we live in a post-data world.
81
285030
3769
veri-ötesi bir dünyada yaşamamız.
04:49
We prefer a single story to tons of data.
82
289792
3744
Tek bir hikâyeyi tonlarca veriye tercih ediyoruz.
04:54
Now, stories are powerful, they're vivid, they bring it to life.
83
294752
3016
Hikâyeler güçlüdür, canlıdır ve bir şeyi hayata geçirir.
04:57
They tell you to start every talk with a story.
84
297792
2222
Her konuşmaya bir hikâyeyle başlamamız söylenir.
05:00
I did.
85
300038
1150
Ben öyle yaptım.
05:01
But a single story is meaningless and misleading
86
301696
4754
Ama tek bir hikâye, büyük ölçekli bir veri tarafından desteklenmiyorsa
05:06
unless it's backed up by large-scale data.
87
306474
2849
değersiz ve yanıltıcıdır.
05:11
But even if we had large-scale data,
88
311236
2357
Ancak büyük ölçekli bir verimiz olsa bile
05:13
that might still not be enough.
89
313617
2158
bu, hâlâ yeterli olmayabilir.
05:16
Because it could still be consistent with rival theories.
90
316260
3138
Çünkü veriler yine de muhalif teorilerle uyumlu olabilir.
05:20
Let me explain.
91
320136
1150
Açıklamama izin verin.
05:22
A classic study by psychologist Peter Wason
92
322072
3262
Psikayatrist Peter Wason tarafından düzenlenen klasik bir deneyde
05:25
gives you a set of three numbers
93
325358
1952
size üçlü bir rakam dizisi verilir
05:27
and asks you to think of the rule that generated them.
94
327334
2905
ve bunları oluşturan kural sorulur.
05:30
So if you're given two, four, six,
95
330585
4476
Mesela, iki, dört, altı verilmişse
05:35
what's the rule?
96
335085
1150
kural nedir?
05:36
Well, most people would think, it's successive even numbers.
97
336895
3219
Çoğu insan ardışık çift sayılar olduğunu düşünür?
05:40
How would you test it?
98
340767
1515
Bunu nasıl test edersiniz?
05:42
Well, you'd propose other sets of successive even numbers:
99
342306
3262
Başka ardışık çift sayı seti verirsiniz.
05:45
4, 6, 8 or 12, 14, 16.
100
345592
3318
4, 6, 8 veya 12, 14, 16.
05:49
And Peter would say these sets also work.
101
349546
2800
Ve Peter bu setlerin de kurala uyduğunu söyler.
05:53
But knowing that these sets also work,
102
353124
2564
Fakat bu setlerin kurala uyduğunu bilmek,
05:55
knowing that perhaps hundreds of sets of successive even numbers also work,
103
355712
4765
belki de yüzlerce ardışık çift sayı setinin uyduğunu bilmek
06:00
tells you nothing.
104
360501
1348
size bir şey kanıtlamaz.
06:02
Because this is still consistent with rival theories.
105
362572
3358
Çünkü bu, muhalif teorilerle de uyumludur.
06:06
Perhaps the rule is any three even numbers.
106
366889
3205
Belki kural herhangi üç çift sayıdır.
06:11
Or any three increasing numbers.
107
371000
2133
Veya artan üç sayı.
06:14
And that's the third example of confirmation bias:
108
374365
2888
Ve bu da doğrulama sapmasının üçüncü örneğidir:
06:17
accepting data as evidence,
109
377277
3689
muhalif teorilerle uyumlu olsa bile
06:20
even if it's consistent with rival theories.
110
380990
3000
veriyi kanıt olarak kabul etmek.
06:24
Data is just a collection of facts.
111
384704
2952
Veri yalnızca bir olgular toplamı.
06:28
Evidence is data that supports one theory and rules out others.
112
388402
4923
Kanıt ise bir teoriyi destekleyip diğerini reddeden veridir.
06:34
So the best way to support your theory
113
394665
2483
Dolayısıyla teorinizi desteklemenin en iyi yolu
06:37
is actually to try to disprove it, to play devil's advocate.
114
397172
3930
şeytanın avukatını oynayıp teorinizin aksini ispat etmektir.
06:41
So test something, like 4, 12, 26.
115
401466
4718
O zaman 4, 12, 26 gibi bir diziyi test edin.
06:46
If you got a yes to that, that would disprove your theory
116
406938
3683
Eğer buna doğru cevabı gelirse ardışık çift sayılara ilişkin teoriniz
06:50
of successive even numbers.
117
410645
1936
çürütülmüş olur.
06:53
Yet this test is powerful,
118
413232
2016
Evet, bu test etkili
06:55
because if you got a no, it would rule out "any three even numbers"
119
415272
4845
çünkü eğer cevap hayır olursa "herhangi üç çift sayı" ya da
"artan herhangi üç sayı" teorileri çürür.
07:00
and "any three increasing numbers."
120
420141
1712
07:01
It would rule out the rival theories, but not rule out yours.
121
421877
3341
Muhalif teorileri eler ama sizinkini elemez.
07:05
But most people are too afraid of testing the 4, 12, 26,
122
425968
4794
Ama çoğu insan 4, 12, 26'yı test etmeye korkar
07:10
because they don't want to get a yes and prove their pet theory to be wrong.
123
430786
4163
çünkü evet cevabı alıp teorilerini yanlış çıkarmak istemezler.
07:16
Confirmation bias is not only about failing to search for new data,
124
436727
5676
Doğrulama yanlılığı sadece yeni veri araştırmayı ihmal etmek değil,
07:22
but it's also about misinterpreting data once you receive it.
125
442427
3073
aynı zamanda veriye ulaşınca onu yanlış yorumlamakla ilgili.
07:26
And this applies outside the lab to important, real-world problems.
126
446339
3548
Bu laboratuvar dışında yer alan, önemli, gerçek problemler için de geçerli.
07:29
Indeed, Thomas Edison famously said,
127
449911
3309
Thomas Edison'ın söylediği gibi:
07:33
"I have not failed,
128
453244
1888
"Ben başarısız olmadım,
07:35
I have found 10,000 ways that won't work."
129
455156
4188
işe yaramayan 10.000 yol buldum."
07:40
Finding out that you're wrong
130
460281
2627
Hatalı olduğunuzu keşfetmek
07:42
is the only way to find out what's right.
131
462932
2733
neyin doğru olduğunu bulmanın tek yolu.
07:46
Say you're a university admissions director
132
466654
2946
Mesela bir üniversitenin öğrenci kabul yöneticisisiniz
07:49
and your theory is that only students with good grades
133
469624
2563
ve teoriniz sadece zengin ailelerden gelen ve notları iyi olan öğrencilerin
07:52
from rich families do well.
134
472211
1763
başarılı olduğu yönünde.
07:54
So you only let in such students.
135
474339
2190
Dolayısıyla sadece öyle öğrencileri alıyorsunuz.
07:56
And they do well.
136
476553
1150
Ve başarılı oluyorlar.
07:58
But that's also consistent with the rival theory.
137
478482
2772
Ama bu, muhalif teoriyle de uyumlu.
08:01
Perhaps all students with good grades do well,
138
481593
2747
Belki notları iyi tüm öğrenciler başarılı,
08:04
rich or poor.
139
484364
1181
zengin veya yoksul olsun.
08:06
But you never test that theory because you never let in poor students
140
486307
3730
Ama bu teoriyi asla test etmezsiniz çünkü fakir öğrenci hiç kabul etmiyorsunuz
08:10
because you don't want to be proven wrong.
141
490061
2800
çünkü haksız çıkmak istemiyorsunuz.
08:14
So, what have we learned?
142
494577
1857
Peki, ne öğrendik?
08:17
A story is not fact, because it may not be true.
143
497315
3560
Bir hikâye gerçek değildir çünkü doğru olmayabilir.
08:21
A fact is not data,
144
501498
2087
Bilgi veri değildir,
08:23
it may not be representative if it's only one data point.
145
503609
4039
eğer sadece veri göstergesiyse bütünü temsil etmiyor olabilir.
08:28
And data is not evidence --
146
508680
2349
Ve veri bir kanıt değildir--
08:31
it may not be supportive if it's consistent with rival theories.
147
511053
3678
eğer karşıt teorilerle uyumlu ise teoriyi destekleyici olmayabilir.
08:36
So, what do you do?
148
516146
2277
Peki, ne yapabiliriz?
08:39
When you're at the inflection points of life,
149
519464
2682
Hayatın dönüm noktalarında,
08:42
deciding on a strategy for your business,
150
522170
2566
işiniz için bir strateji belirlemek,
08:44
a parenting technique for your child
151
524760
2611
çocuğunuz için yetiştirme tekniği
08:47
or a regimen for your health,
152
527395
2428
veya sağlığınız için bir rejim gibi
08:49
how do you ensure that you don't have a story
153
529847
3539
bir hikâye yerine
bir kanıtınız olduğundan nasıl emin olursunuz.
08:53
but you have evidence?
154
533410
1468
08:56
Let me give you three tips.
155
536268
1619
Size üç tüyo vermeme izin verin.
08:58
The first is to actively seek other viewpoints.
156
538641
3984
İlki aktif olarak farklı bakış açıları aramaktır.
09:02
Read and listen to people you flagrantly disagree with.
157
542649
3594
Alenen sizden farklı görüşleri olan insanları okuyun ve dinleyin.
09:06
Ninety percent of what they say may be wrong, in your view.
158
546267
3488
Sizin nazarınızda dediklerinin yüzde doksanı yanlış olabilir.
09:10
But what if 10 percent is right?
159
550728
2133
Ama ya yüzde 10'u doğruysa?
09:13
As Aristotle said,
160
553851
1619
Aristo'nun dediği gibi,
09:15
"The mark of an educated man
161
555494
2214
"Eğitimli bir adamın göstergesi
09:17
is the ability to entertain a thought
162
557732
3397
bir düşünceyi kabul etmeden
09:21
without necessarily accepting it."
163
561153
2333
onu aklında bulundurma yeteneğidir."
09:24
Surround yourself with people who challenge you,
164
564649
2254
Etrafınızı size meydan okuyan insanlarla donatın
09:26
and create a culture that actively encourages dissent.
165
566917
3699
ve karşı olmayı destekleyen bir kültür oluşturun.
09:31
Some banks suffered from groupthink,
166
571347
2318
Bazı bankalar, grup olarak düşünemedi,
09:33
where staff were too afraid to challenge management's lending decisions,
167
573689
4309
çalışanlar, yönetimin kredi kararlarına karşı çıkmaya çok çekindiler
09:38
contributing to the financial crisis.
168
578022
2466
bu da ekonomik krizin sebeplerinden biri oldu.
09:41
In a meeting, appoint someone to be devil's advocate
169
581029
4199
Bir toplantıdayken fikrinize karşı şeytanın avukatlığını yapması için
09:45
against your pet idea.
170
585252
1642
birini belirleyin.
09:47
And don't just hear another viewpoint --
171
587720
2571
Ve sadece farklı bir görüş duymayın,
09:50
listen to it, as well.
172
590315
2176
aynı zamanda dinleyin.
09:53
As psychologist Stephen Covey said,
173
593389
2404
Psikayatrist Stephen Covey'in dediği gibi:
09:55
"Listen with the intent to understand,
174
595817
3397
"Anlama niyetiyle dinleyin,
09:59
not the intent to reply."
175
599238
1666
yanıt verme niyetiyle değil."
10:01
A dissenting viewpoint is something to learn from
176
601642
3492
Karşıt bir bakış açısı, kendisinden öğrenebileceğimiz bir şeydir;
10:05
not to argue against.
177
605158
1548
tartışacağımız değil.
10:07
Which takes us to the other forgotten terms in Bayesian inference.
178
607690
3866
Bu da bizi Bayesci sonuç çıkarımının diğer unutulmuş terimlerine getiriyor.
10:12
Because data allows you to learn,
179
612198
2324
Çünkü veri, bir şey öğrenmenizi sağlar
10:14
but learning is only relative to a starting point.
180
614546
3515
ama öğrenme sadece bir başlangıç noktasına bağlıdır.
10:18
If you started with complete certainty that your pet theory must be true,
181
618085
5716
Eğer kendi teorinizin doğru olduğuna kesinkes inanarak yola koyulduysanız
10:23
then your view won't change --
182
623825
1897
o zaman bakış açınız değişmez --
10:25
regardless of what data you see.
183
625746
2466
hangi veriyi kullanırsanız kullanın.
10:28
Only if you are truly open to the possibility of being wrong
184
628641
4391
Sadece hatalı olma olasılığına açık olduğunuzda öğrenebilirsiniz.
10:33
can you ever learn.
185
633056
1267
10:35
As Leo Tolstoy wrote,
186
635580
2095
Leo Tolstoy'un yazdığı üzere,
10:37
"The most difficult subjects
187
637699
2182
"En zor konular
10:39
can be explained to the most slow-witted man
188
639905
3135
en basit zekalı adama anlatılabilir.
10:43
if he has not formed any idea of them already.
189
643064
2753
eğer henüz bir fikir oluşturmadıysa.
10:46
But the simplest thing
190
646365
1873
Ama en basit şey,
10:48
cannot be made clear to the most intelligent man
191
648262
3071
eğer doğru bildiği konusunda kararlıysa
10:51
if he is firmly persuaded that he knows already."
192
651357
3334
en zeki adama açıklanamaz."
10:56
Tip number two is "listen to experts."
193
656500
3743
İkinci tüyo: "Uzmanları dinleyin."
11:01
Now, that's perhaps the most unpopular advice that I could give you.
194
661040
3492
Sanırım bu size sunabileceğim en popüler olmayan tavsiye.
11:04
(Laughter)
195
664556
1220
(Gülüşmeler)
11:05
British politician Michael Gove famously said that people in this country
196
665800
4738
İngiliz politikacı Michael Gove'un bilinen deyişi
bu ülkedeki insanların uzmanlara doyduğu yönündeydi.
11:10
have had enough of experts.
197
670562
2276
11:13
A recent poll showed that more people would trust their hairdresser --
198
673696
3508
Yakın zamanda yapılan bir anket gösterdi ki insanlar kuaförüne
11:17
(Laughter)
199
677228
2285
(Gülüşmeler)
11:19
or the man on the street
200
679537
1833
ya da sokaktaki adama,
11:21
than they would leaders of businesses, the health service and even charities.
201
681394
4305
iş liderleri, sağlık sektörü ve hatta hayır kurumlarından daha çok güveniyor.
11:26
So we respect a teeth-whitening formula discovered by a mom,
202
686227
3977
Yani, bir anne tarafından geliştirilen bir diş beyazlatıcı formüle güveniyoruz
11:30
or we listen to an actress's view on vaccination.
203
690228
3198
ya da aşı konusunda bir oyuncunun görüşlerini dinliyoruz.
11:33
We like people who tell it like it is, who go with their gut,
204
693450
2865
İnsanların açık ve net konuşmasını, içgüdülerine uymasını seviyoruz
11:36
and we call them authentic.
205
696339
1800
ve onlara sahici diyoruz.
11:38
But gut feel can only get you so far.
206
698847
3214
Ama içgüdü sizi bir yere kadar götürebilir.
11:42
Gut feel would tell you never to give water to a baby with diarrhea,
207
702736
4436
İçgüdü ishal olmuş bir bebeğe su vermemeyi söyler
11:47
because it would just flow out the other end.
208
707196
2318
çünkü diğer taraftan çıkacaktır.
11:49
Expertise tells you otherwise.
209
709538
2578
Uzmanlık ise tersini söyler.
11:53
You'd never trust your surgery to the man on the street.
210
713149
3428
Ameliyatınız için hiçbir zaman sokaktaki adama güvenmezsiniz.
11:56
You'd want an expert who spent years doing surgery
211
716887
3587
Yıllarını ameliyat yaparak geçirmiş
12:00
and knows the best techniques.
212
720498
2000
ve en iyi teknikleri bilen birini istersiniz.
12:03
But that should apply to every major decision.
213
723514
3133
Fakat bu her büyük kararda uygulanmalı.
12:07
Politics, business, health advice
214
727255
4556
Politika, iş ve sağlık tavsiyesi de
12:11
require expertise, just like surgery.
215
731835
2896
tıpkı ameliyat gibi uzmanlık ister.
12:16
So then, why are experts so mistrusted?
216
736474
3539
Peki o zaman, uzmanlara duyulan güven neden bu kadar az?
12:20
Well, one reason is they're seen as out of touch.
217
740981
3239
Bir neden, uzak görünmeleri.
12:24
A millionaire CEO couldn't possibly speak for the man on the street.
218
744244
4090
Milyoner bir CEO'nun sokaktaki adam için konuşması mümkün bile değil.
12:29
But true expertise is found on evidence.
219
749455
3559
Fakat gerçek uzmanlık bulguda bulunur.
12:33
And evidence stands up for the man on the street
220
753447
2905
Ve bulgu elitlere karşı
12:36
and against the elites.
221
756376
1533
sokaktaki adam için dik durur.
12:38
Because evidence forces you to prove it.
222
758456
2667
Çünkü bulgular sizi kanıtlamaya zorlar.
12:41
Evidence prevents the elites from imposing their own view
223
761774
4421
Bulgular elitlerin kanıt olmadan
kendi görüşlerini dayatmalarını engeller.
12:46
without proof.
224
766219
1150
12:49
A second reason why experts are not trusted
225
769006
2071
Uzmanlara güvenilmemesinin ikinci nedeni
12:51
is that different experts say different things.
226
771101
3087
uzmanların farklı şeyler söylemeleri.
12:54
For every expert who claimed that leaving the EU would be bad for Britain,
227
774212
4476
AB'den ayrılmanın Birleşik Krallık için kötü olacağını söyleyen her uzmana karşı
12:58
another expert claimed it would be good.
228
778712
2429
iyi olacağını iddia eden bir uzman vardı.
13:01
Half of these so-called experts will be wrong.
229
781165
3767
Bu uzman addedilenlerin yarısı hatalı çıkacak.
13:05
And I have to admit that most papers written by experts are wrong.
230
785774
4243
Ve kabul etmeliyim ki, uzmanlar tarafından yazılan birçok makale yanlış.
13:10
Or at best, make claims that the evidence doesn't actually support.
231
790520
3505
Ya da en azından kanıtların desteklemediği iddialarda bulunmakta.
13:14
So we can't just take an expert's word for it.
232
794990
3133
Dolayısıyla sadece bir uzmanın lafına güvenemeyiz.
13:18
In November 2016, a study on executive pay hit national headlines.
233
798776
6034
Kasım 2016'da yönetici tazminatlarına ilişkin bir çalışma manşetlerde yer aldı.
13:25
Even though none of the newspapers who covered the study
234
805240
2890
Üstelik bu çalışmayı haber yapan gazetelerin hiçbiri
13:28
had even seen the study.
235
808154
1600
çalışmayı görmemiş olmasına rağmen.
13:30
It wasn't even out yet.
236
810685
1533
Çalışma daha çıkmamıştı bile.
13:32
They just took the author's word for it,
237
812708
2204
Yalnızca yazarın sözlerine inandılar,
13:35
just like with Belle.
238
815768
1400
aynı Belle'le yaptıkları gibi.
13:38
Nor does it mean that we can just handpick any study
239
818093
2436
Bu kendi bakış açımızı destekleyen çalışmaları seçip
13:40
that happens to support our viewpoint --
240
820553
2111
inanabileceğimiz anlamına da gelmez,
13:42
that would, again, be confirmation bias.
241
822688
2103
bu doğrulama yanlılığı olur.
13:44
Nor does it mean that if seven studies show A
242
824815
2555
Yedi çalışma A'yı gösterirken
13:47
and three show B,
243
827394
1668
üç çalışma B'yi gösteriyorsa
bu A'nın doğru olduğu anlamına da gelmez.
13:49
that A must be true.
244
829086
1483
13:51
What matters is the quality,
245
831109
2659
Uzmanlığın niceliği değil
13:53
and not the quantity of expertise.
246
833792
2817
niteliği önemlidir.
13:57
So we should do two things.
247
837879
1800
O yüzden iki şey yapmalıyız.
14:00
First, we should critically examine the credentials of the authors.
248
840434
4578
Öncelikle, yazarların ehliyetlerini eleştirel bir şekilde incelemeliyiz.
14:05
Just like you'd critically examine the credentials of a potential surgeon.
249
845807
4143
Aynı bir cerrahın ehliyetini eleştirel bir şekilde inceleyeceğiniz gibi.
14:10
Are they truly experts in the matter,
250
850347
3206
Gerçekten konuda uzmanlar mı
14:13
or do they have a vested interest?
251
853577
2267
veya kendilerinin maddi bir çıkarı var mı?
14:16
Second, we should pay particular attention
252
856768
2523
İkinci olarak üst düzey akademik dergilerde
14:19
to papers published in the top academic journals.
253
859315
3889
yayınlanan makalelere bakmalıyız.
14:24
Now, academics are often accused of being detached from the real world.
254
864038
3861
Akademisyenler genelde gerçek dünyadan kopuk olmakla suçlanırlar.
14:28
But this detachment gives you years to spend on a study.
255
868585
3730
Ama bu kopukluk bir çalışmaya yılları adamaya vesile olur.
14:32
To really nail down a result,
256
872339
1905
Gerçekten bir sonuca varmak,
14:34
to rule out those rival theories,
257
874268
2015
karşıt teorileri çürütmek
14:36
and to distinguish correlation from causation.
258
876307
3134
ve korelasyonla neden sonuç ilişkisini ayırt etmek için.
14:40
And academic journals involve peer review,
259
880172
3477
Ve akademik dergiler, bir makalenin
14:43
where a paper is rigorously scrutinized
260
883673
2294
dünyanın önder zihinleri tarafından titizlikle incelendiği
14:45
(Laughter)
261
885991
1419
(Gülüşmeler)
14:47
by the world's leading minds.
262
887434
1934
bir hakemlik sürecinden geçer.
14:50
The better the journal, the higher the standard.
263
890434
2556
Dergi ne kadar iyiyse standart o kadar yüksektir.
14:53
The most elite journals reject 95 percent of papers.
264
893014
5148
En elit dergiler makalelerin yüzde 95'ini reddeder.
14:59
Now, academic evidence is not everything.
265
899434
3333
Akademik bulgular her şey değildir.
15:03
Real-world experience is critical, also.
266
903109
2667
Gerçek dünya deneyimleri de önemlidir.
15:06
And peer review is not perfect, mistakes are made.
267
906465
3400
Hakem denetimi kusursuz değildir hatalar yapılmaktadır.
15:10
But it's better to go with something checked
268
910530
2063
Ancak kontrol edilmiş bir şeyi desteklemek
15:12
than something unchecked.
269
912617
1667
kontrol edilmemiş bir şeyi desteklemekten daha iyidir.
15:14
If we latch onto a study because we like the findings,
270
914696
3199
Bir çalışmayı kim tarafından onaylandığını hatta onaylanıp onaylanmadığını
15:17
without considering who it's by or whether it's even been vetted,
271
917919
3888
göz önünde bulundurmaksızın sadece bulguları beğendiğimiz için kabul edersek
15:21
there is a massive chance that that study is misleading.
272
921831
3627
bu çalışmanın yanıltıcı olma ihtimali çok yüksektir.
15:26
And those of us who claim to be experts
273
926894
2580
Uzman olduğunu iddia edenler
15:29
should recognize the limitations of our analysis.
274
929498
3253
analizlerinin sınırlılığının farkında olmalı.
15:33
Very rarely is it possible to prove or predict something with certainty,
275
933244
4563
Bir şeyi kesin olarak kanıtlamak veya öngörmek çok nadiren mümkün
15:38
yet it's so tempting to make a sweeping, unqualified statement.
276
938292
4369
ve fazlasıyla genel niteliksiz bir açıklamada bulunmak çok cezbedici.
15:43
It's easier to turn into a headline or to be tweeted in 140 characters.
277
943069
4344
Bunu bir başlığa çevirmek veya 140 karakter bir tvit atmak daha kolay.
15:48
But even evidence may not be proof.
278
948417
3142
Ancak bulgu bile kanıt olmayabilir.
15:52
It may not be universal, it may not apply in every setting.
279
952481
4210
Evrensel olmayabilir ya da her ortamda geçerli olmayabilir.
15:57
So don't say, "Red wine causes longer life,"
280
957252
4920
Bulgu sadece kırmızı şarap ve uzun yaşamın ilişkilendirildiğine dair ise
16:02
when the evidence is only that red wine is correlated with longer life.
281
962196
4682
''Kırmızı şarap ömrü uzatır'' demeyin.
16:07
And only then in people who exercise as well.
282
967379
2770
Ancak o zaman insanlar egzersiz de yaparlar.
16:11
Tip number three is "pause before sharing anything."
283
971868
3966
Üç numaralı tavsiye ise bir şeyi paylaşmadan önce durup bir düşünün.
16:16
The Hippocratic oath says, "First, do no harm."
284
976907
3464
Hipokrat yemini şöyle der, ''Önce, zarar verme.''
16:21
What we share is potentially contagious,
285
981046
3134
Paylaştığımız şeyler bulaşıcı olabilir
16:24
so be very careful about what we spread.
286
984204
3683
bu nedenle yaydığımız şeylere çok dikkat etmeliyiz.
16:28
Our goal should not be to get likes or retweets.
287
988632
2953
Hedefimiz beğenilmek ya da retvitlenmek olmamalı.
16:31
Otherwise, we only share the consensus; we don't challenge anyone's thinking.
288
991609
3985
Aksi takdirde yalnızca hemfikir oluruz ve kimseyi düşünmeye davet etmeyiz.
16:36
Otherwise, we only share what sounds good,
289
996085
2905
Aksi takdirde yalnızca kulağa hoş geleni paylaşmış oluruz,
16:39
regardless of whether it's evidence.
290
999014
2400
kanıt olsun ya da olmasın.
16:42
Instead, we should ask the following:
291
1002188
2466
Bunun yerine şunları sormalıyız:
16:45
If it's a story, is it true?
292
1005572
2135
Bu bir hikâye ise doğru mu?
16:47
If it's true, is it backed up by large-scale evidence?
293
1007731
2865
Eğer doğruysa bunu destekleyen geniş ölçekli bulgu var mı?
16:50
If it is, who is it by, what are their credentials?
294
1010620
2595
Eğer var ise kim tarafından sağlanıyor ve onların ehliyeti nedir?
16:53
Is it published, how rigorous is the journal?
295
1013239
2756
Yayımlanmış mı, yayımlandığı dergi ne kadar titiz ve tutarlı?
16:56
And ask yourself the million-dollar question:
296
1016733
2317
Ve kendinize şu önemli soruyu sorun:
16:59
If the same study was written by the same authors with the same credentials
297
1019980
4023
Eğer aynı çalışma aynı akademik geçmişe sahip aynı yazarlar tarafından yazılmış
17:05
but found the opposite results,
298
1025130
1587
ancak zıt sonuçlara ulaşılmış olsa
17:07
would you still be willing to believe it and to share it?
299
1027608
3694
hâlâ ona inanmak ve onu paylaşmak ister miydiniz?
17:13
Treating any problem --
300
1033442
2246
Bir problemi çözmek zordur
17:15
a nation's economic problem or an individual's health problem,
301
1035712
3792
bu ister bir ulusun ekonomik problemi
ister bir bireyin sağlık problemi olsun.
17:19
is difficult.
302
1039528
1150
17:21
So we must ensure that we have the very best evidence to guide us.
303
1041242
4383
Bu nedenle bize en iyi kanıtların rehberlik ettiğinden emin olmalıyız.
17:26
Only if it's true can it be fact.
304
1046188
2681
Ancak doğru ise gerçek olabilir.
17:29
Only if it's representative can it be data.
305
1049601
2781
Ancak temsil edici özelliğe sahipse veri olabilir.
17:33
Only if it's supportive can it be evidence.
306
1053128
3165
Ancak destekleyici ise kanıt olabilir.
17:36
And only with evidence can we move from a post-truth world
307
1056317
5167
Ve ancak kanıtlar ile hakikat ötesi dünyadan
17:41
to a pro-truth world.
308
1061508
1583
hakikat yanlısı dünyaya ilerleyebiliriz.
17:44
Thank you very much.
309
1064183
1334
Teşekkürler.
17:45
(Applause)
310
1065541
1150
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7