How to Find Humor in Life's Absurdity | Maira Kalman | TED

58,666 views ・ 2023-12-07

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ozay Ozaydin Gözden geçirme: Başak Gökdaş
00:04
Every day
0
4292
1585
İsrail’de yaşayan
00:05
I speak to my beautiful and brilliant cousin Orna,
1
5919
3545
güzel ve zeki kuzenim Orna ile
00:09
who lives in Israel.
2
9464
1668
her gün konuşuyorum.
00:11
In normal times, we talk about which cousin is the bigger idiot,
3
11967
5005
Normal zamanlarda hangi kuzenin daha aptal olduğunu,
00:16
which honey cake recipe to use,
4
16972
4170
hangi ballı kek tarifini kullanacağımızı,
00:21
which books we're reading,
5
21184
2419
hangi kitapları okuduğumuzu,
00:23
the family stories from Belarus --
6
23645
2711
Belarus’tan aile hikayelerini konuşuyoruz -
00:26
this is not Orna, these are other people in Belarus.
7
26398
2836
bu Orna değil, bunlar Belarus’taki diğer insanlar.
00:29
The conversations are a beacon for me,
8
29609
3170
Sohbetler benim için bir işaret ışığı,
00:32
and they fill my soul and enter my books.
9
32779
3003
ruhumu dolduruyor ve kitaplarıma giriyor.
00:36
The other day, Orna brought up a Romanian philosopher named Emil Cioran.
10
36950
6340
Geçen gün Orna, Emil Cioran adında Romanyalı bir filozoftan bahsetti.
00:43
He was a miserable insomniac
11
43707
4796
O, bu yüzden herkesi çıldırtan
00:48
who drove everyone nuts because of this.
12
48503
2961
sefil bir uykusuzluk hastasıydı.
00:51
(Laughter)
13
51965
1168
(Gülüşmeler)
00:53
That's actually my favorite book of his,
14
53133
2169
Aslında en sevdiğim kitabı bu,
00:55
but the better title, the more accurate translation,
15
55343
3379
ama daha iyi bir başlık, daha doğru bir çeviri,
00:58
is "On the Inconvenience of Being Born."
16
58763
2753
“Doğmuş Olmanın Sakıncaları Üzerine”.
01:01
(Laughter)
17
61558
1126
(Kahkahalar)
01:03
So he was relentless in talking about how horrible it was to be alive.
18
63143
6882
Yani hayatta olmanın ne kadar korkunç olduğunu anlatmaktan bıkmıyordu.
01:10
And he did this until the age of 85, when he died, which is incredibly ironic.
19
70066
4421
Bunu öldüğü 85 yaşına kadar sürdürdü ki bu inanılmaz derecede ironiktir.
01:14
(Laughter)
20
74529
2086
(Kahkahalar)
01:16
But I must give him credit.
21
76656
1752
Ama hakkını teslim etmeliyim.
01:18
He does bring up the essential dilemma:
22
78742
1877
Temel ikilemi gündeme getirdi:
01:20
why are we here, for what purpose?
23
80619
2377
neden buradayız, ne amaçla?
01:22
But today, I don't really want to dwell on the morose.
24
82996
3503
Ama bugün, gerçekten de hüzünlü konular üzerinde durmak istemiyorum.
01:27
Let's talk about other things.
25
87042
1960
Başka şeylerden bahsedelim.
01:30
That's not the right slide.
26
90086
1669
Bu doğru slayt değil.
01:31
(Laughter)
27
91796
2419
(Kahkahalar)
01:34
That's the right slide.
28
94215
1168
Doğru slayt bu.
01:35
[On death]
29
95425
1168
[Ölüm üzerine]
01:36
(Laughter)
30
96593
2753
(Kahkahalar)
01:40
So here's Proust.
31
100847
1710
İşte Proust.
01:44
Dead, obviously --
32
104059
1668
Ölü, tabii ki --
01:45
or you think he's sleeping, but he's dead --
33
105769
2085
ya da siz uyuduğunu sanıyorsunuz ama o ölü --
01:47
from a series of paintings that I’ve done called “Dead in Bed,”
34
107854
3545
“Yatakta Ölüler” adını verdiğim,
01:51
which includes Tolstoy and Chekhov, of course.
35
111441
3337
Tolstoy ve Çehov’u da içeren bir dizi resimden.
01:55
In normal times --
36
115070
1167
Normal zamanlarda -
01:56
and these are not normal times,
37
116279
1668
ki bunlar normal zamanlar değil,
01:57
these are grim times when the world is awash in war and killing --
38
117947
4922
dünyanın savaş ve ölümlerle çalkalandığı korkunç zamanlar -
02:02
but in normal times, I have a routine.
39
122911
2461
ama normal zamanlarda bir rutinim var.
02:05
In the early morning hours, with a strong cup of coffee,
40
125955
4046
Sabahın erken saatlerinde, sert bir fincan kahve eşliğinde
02:10
I read the obituaries.
41
130001
2127
ölüm ilanlarını okurum.
02:12
The infusion of coffee and biography affords me a way to reflect.
42
132128
5130
Kahve ve biyografi karışımı bana düşünmek için bir yol sağlıyor.
02:17
And it might seem too soon in the day to start with such a tremendous topic.
43
137300
5589
Böylesine muazzam bir konuyla başlamak için
günün çok erken bir saati gibi görünebilir.
02:22
But it is a jolt to action
44
142889
1502
Ancak bu beni hareketlendiriyor
02:24
because it reminds me how fragile
45
144432
1627
çünkü hepimizin ne kadar kırılgan
02:26
and how vulnerable we all are,
46
146101
1835
ve savunmasız olduğunu
02:27
and how quickly our lives can end.
47
147977
2253
ve hayatlarımızın ne kadar çabuk sonlanabileceğini hatırlatıyor.
02:31
The night is different.
48
151106
1710
Gece farklıdır.
02:33
Then I watch an endless stream of murder mysteries,
49
153817
3420
Sonra bitmek bilmeyen bir cinayet dizileri serisi izliyorum,
02:37
preferably British.
50
157237
1626
tercihen İngiliz dizileri.
02:39
Watching them is the kind of solace.
51
159322
2169
Onları izlemek bir tür teselli.
02:41
I call this the murder and mint chip portion of the day.
52
161950
3628
Ben buna günün cinayet ve naneli cips kısmı diyorum.
02:45
(Laughter)
53
165620
3629
(Kahkaha)
02:49
We have a problem, we solve the problem.
54
169249
3044
Bir sorunumuz var, sorunu çözüyoruz.
02:52
People seem briefly upset by the murders,
55
172669
2085
İnsanlar cinayetlerden dolayı kısa süreliğine üzgün görünüyor,
02:54
so many in every episode.
56
174796
2336
her bölümde çok fazla.
02:57
But there is no time to brood
57
177173
1418
Ama kara kara düşünecek zaman yok
02:58
because they have to film the next episode.
58
178591
2336
çünkü bir sonraki bölümü çekmek zorundalar.
03:00
And they all seem to say, “Get on with it.”
59
180927
2044
Hepsi de “İşimize bakalım.” diyor.
03:03
And the idea of prevailing over evil
60
183012
3045
Kötülüğe karşı galip gelme fikri
03:06
is my lullaby, and I sleep.
61
186057
2711
bana ninni gibi geliyor ve uyuyorum.
03:09
But what of the day that lies ahead?
62
189477
3128
Peki ya önümüzdeki gün ne olacak?
03:13
Every one of us invents the day.
63
193022
2211
Her birimiz günü icat ediyoruz.
03:15
Every single day is invented.
64
195275
1918
Her bir gün icat edilir.
03:17
The actual first day was 13.8 billion years ago, more or less.
65
197777
4713
Gerçek ilk gün aşağı yukarı 13,8 milyar yıl önceydi.
03:22
And maybe with the information from the Webb telescope,
66
202782
2586
Belki de Webb teleskopundan gelen bilgilerle
03:25
we can actually see the beginning of time,
67
205410
2419
zamanın başlangıcını gerçekten görebiliriz,
03:27
which is an incomprehensible idea, of course.
68
207871
2878
ki bu elbette akıl almaz bir fikir.
03:30
But what does that perspective afford us
69
210790
2711
Ama hangi tütüyü giyeceğimizi,
03:33
when contemplating which tutu to wear
70
213543
3128
hangi hakarete cevap vereceğimizi
03:36
or which insult to respond to
71
216713
2461
ya da hangi kitabı yazacağımızı düşünürken
03:39
or what book to write?
72
219215
1710
bu perspektif bize ne sağlıyor?
03:41
Sometimes the day is too long, excruciatingly long,
73
221509
5798
Bazen gün çok uzun, dayanılmaz derecede uzun oluyor
ve yataktan kalkıyorum, yatağa özlemle bakıyorum
03:47
and I get out of bed, I look longingly at the bed
74
227307
2752
ve yatağa,
03:50
and I say to the bed,
75
230101
1168
yakında döneceğim diyorum.
03:51
I will be back soon.
76
231269
1168
03:52
(Laughter)
77
232437
1710
(Kahkaha)
03:54
And in between, there are things to know
78
234189
3211
Bu ikisinin arasında bilinmesi
03:57
and things to not know.
79
237442
1752
ve bilinmemesi gereken şeyler var.
04:00
Here is a map of the United States
80
240069
3671
İşte annem Sarah’ın ezberden yaptığı
04:03
made from memory by my mother, Sarah.
81
243740
2669
bir Birleşik Devletler haritası.
04:06
(Laughter)
82
246451
6965
(Kahkahalar)
04:18
Sarah was the dean of American history at Harvard.
83
258546
4213
Sarah, Harvard’da Amerikan tarihi dekanıydı.
04:22
(Laughter)
84
262801
1209
(Gülüşmeler)
04:24
Actually not.
85
264010
1168
Aslında değil.
04:25
(Laughter)
86
265178
1043
(Gülüşmeler)
04:26
Her family fled the pogroms of Belarus for Palestine in the 1930s,
87
266221
4921
Ailesi 1930′larda Belarus’taki pogromlardan kaçarak
04:31
and in 1954 our family moved to New York City.
88
271184
3253
Filistin’e gitmiş ve 1954′te ailemiz New York’a taşınmış.
04:35
Her acute sense of the absurd permeated everything in our life
89
275230
4879
Onun keskin absürt duygusu hayatımızdaki her şeye
04:40
in the best way possible.
90
280109
1794
mümkün olan en iyi şekilde nüfuz etti.
04:42
This map for me is the gold standard of knowledge.
91
282237
3920
Bu harita benim için bilginin altın standardıdır.
04:46
Knowledge as imagination, knowledge as humor,
92
286199
3712
Hayal gücü olarak bilgi, mizah olarak bilgi,
04:49
knowledge as not giving a damn
93
289953
1626
hiçbir şeyin doğru cevabının
04:51
what the correct answer is to anything, ever.
94
291621
2711
ne olduğunu umursamamak olarak bilgi.
04:54
(Laughter and applause)
95
294374
6631
(Kahkahalar ve alkışlar)
05:02
Sarah, this is Sarah, did not speak that much.
96
302173
2878
Sarah, bu Sarah, çok fazla konuşmadı.
05:05
Really, she was of few words, and we really listened to her.
97
305051
3170
Gerçekten de az konuşuyordu ve biz onu gerçekten dinledik.
05:08
And what are the obvious assets of not speaking?
98
308888
3212
Peki konuşmamanın bariz avantajları nelerdir?
05:12
So many.
99
312100
1501
Çok fazla.
05:14
No worries about repeating yourself or boring others.
100
314727
2962
Kendinizi tekrar etme ya da başkalarını sıkma endişesi yok.
05:17
(Laughter)
101
317689
1001
(Gülüşmeler)
05:18
Or boring yourself or being misunderstood.
102
318731
3504
Ya da kendinizi sıkmak ya da yanlış anlaşılmak.
05:22
No regrets of having said something inconsiderate or too considerate,
103
322235
4254
Düşüncesiz ya da çok düşünceli
ya da çok banal ya da çok kışkırtıcı
05:26
or too banal or too provocative,
104
326489
2628
ya da sadece aptalca ve tamamen çekilmez
05:29
or just plain stupid and altogether insufferable.
105
329117
3712
bir şey söylediğim için pişmanlık duymak yok.
05:33
That is what happens when we speak,
106
333329
1710
Konuştuğumuzda olan budur,
05:35
it is inevitable.
107
335039
1168
bu kaçınılmazdır.
05:36
No justification at all for saying much of what we say.
108
336207
3128
Söylediklerimizin çoğunu söylemek için hiçbir gerekçe yok.
05:39
And if we examine this notion to its ultimate conclusion,
109
339377
4505
Bu kavramı nihai sonucuna kadar incelersek,
05:43
obviously the answer is no more dinner parties.
110
343923
3545
bariz cevap artık akşam yemeği partileri yok.
05:47
(Laughter)
111
347510
2127
(Kahkaha)
05:49
“Wait,” you say, “None at all?
112
349637
2044
“Durun” diyorsunuz, “Hiç mi?
05:52
What if the Tolstoys invite me?” who are pictured here.
113
352098
2920
Ya Tolstoylar beni davet ederse?” diyorsunuz.
05:55
“Sure, but have you hung out with the Tolstoys?”
114
355643
2753
“Elbette, ama Tolstoy’larla hiç takıldınız mı?”
05:58
"Or what if Antony and Cleopatra invite me?
115
358438
2419
“Ya da Antonius ve Kleopatra beni davet ederse?
06:00
Should I attend?"
116
360899
1376
Katılmalı mıyım?”
06:02
“OK,” I say. “But at your own peril.
117
362775
1919
“Tamam,” diyorum. “Ama kendini tehlikeye atma.
06:04
You know what happened to them.”
118
364736
1543
Onlara ne olduğunu biliyorsun.”
06:06
(Laughter)
119
366279
1418
(Kahkahalar)
06:08
On the other hand,
120
368656
2211
Öte yandan,
06:10
if you are invited,
121
370867
1793
eğer davet edildiyseniz,
06:12
and let's just say, it's really lovely to be invited,
122
372660
3420
ki diyelim ki davet edilmek gerçekten çok güzel,
06:16
you never know what you're going to see that will be a painting,
123
376080
3087
ne göreceğinizi asla bilemezsiniz, bu bir resim olabilir
06:19
or hear, that might be a story,
124
379208
1919
ya da bir hikaye,
06:21
some fragment, some gesture,
125
381169
2502
bir parça, bir jest,
06:23
an image of a dog sitting on a green chair
126
383713
2669
turpların ve çiçeklerin önünde
yeşil bir sandalyede oturan bir köpeğin görüntüsü olabilir.
06:26
in front of radishes and flowers.
127
386424
2085
06:28
And let's not forget connectedness, congeniality, conviviality,
128
388509
4672
Bağlılığı, cana yakınlığı, şenliği,
06:33
camaraderie,
129
393181
1918
yoldaşlığı,
06:35
bonhomie, merriment, laughter.
130
395141
2920
dostluğu, neşeyi, kahkahayı da unutmayalım.
06:38
What is wrong with that?
131
398102
1293
Bunda yanlış olan ne var?
06:39
Nothing, absolutely nothing.
132
399395
2336
Hiçbir şey, kesinlikle hiçbir şey.
06:41
(Applause)
133
401773
4379
(Alkışlar)
06:46
I used to be ashamed of my inconsistencies.
134
406694
3337
Eskiden tutarsızlıklarımdan utanırdım.
06:50
Now I revel in them.
135
410073
1585
Şimdi onlardan zevk alıyorum.
06:52
Everything is in conflict,
136
412408
1544
Her şey çatışma halinde,
06:53
everything has an opposite,
137
413952
1876
her şeyin bir zıttı var,
06:55
you are not bound to be one thing,
138
415870
2044
tek bir şey olmak zorunda değilsiniz,
06:57
a truly liberating notion for me.
139
417956
2168
bu benim için gerçekten özgürleştirici bir kavram.
07:00
You might tell the truth or you might lie.
140
420833
2586
Doğruyu söyleyebilir ya da yalan söyleyebilirsiniz.
07:03
You might be kind or unkind,
141
423461
2711
Nazik ya da kaba,
bencil ya da cömert, hızlı ya da kalın kafalı olabilirsiniz.
07:06
selfish or generous, quick or thick.
142
426172
2544
07:08
And in the midst of that confusion and that tumult,
143
428716
3462
Bu karmaşa ve kargaşanın ortasında,
07:12
the work blossoms.
144
432220
1501
çalışma çiçek açar.
07:14
To have meaningful work is a salvation,
145
434681
3044
Anlamlı bir işe sahip olmak bir kurtuluştur
07:17
and one of my greatest pleasures is to stare at things,
146
437725
2586
ve en büyük zevklerimden biri de bir şeylere bakmaktır
ve çocuklarım her zaman insanlara, sokaktaki yabancılara çok yaklaştığımı
07:20
and my children always say that I get too close to people, strangers on the street,
147
440311
3921
ve sadece onlara, yüz hatlarına baktığımı söylerler,
07:24
and just stare at them, at their features,
148
444232
2002
07:26
because I'm so entranced.
149
446234
1543
çünkü çok büyülenmişimdir.
07:27
So I have to be pulled away a little bit.
150
447819
2627
Bu yüzden biraz uzaklaşmam gerekiyor.
07:30
But then I can go into my studio and report on what I have encountered.
151
450446
4004
Ama sonra stüdyoma gidip karşılaştıklarımı rapor edebiliyorum.
07:34
And then, as a bonus, the bliss of mixing colors,
152
454826
3879
Sonra, bonus olarak, renkleri karıştırmanın,
07:38
of being alone and listening to music and going into another world.
153
458705
4254
yalnız olmanın, müzik dinlemenin ve başka bir dünyaya gitmenin mutluluğu.
07:43
Here is a painting from a visit that I did to Cézanne's studio.
154
463001
3420
İşte Cézanne’ın atölyesine yaptığım bir ziyaretten bir resim.
07:46
The walls are painted gray.
155
466421
1543
Duvarlar griye boyanmış.
07:48
This is the recipe for any of those who need it:
156
468464
3003
İhtiyacı olanlar için tarif bu:
07:51
black, white, ochre and aquamarine.
157
471509
2920
siyah, beyaz, aşı boyası ve akuamarin.
07:54
Now, as a talisman,
158
474429
1209
Şimdi, bir tılsım olarak,
07:55
every painting I do includes Cézanne gray.
159
475638
3504
yaptığım her resim Cézanne grisini içeriyor.
07:59
Writing, of course, is different.
160
479934
2461
Yazmak elbette farklı.
08:03
Finding the idea,
161
483229
1835
Fikri bulmak,
08:05
plucking a word out of the air.
162
485106
1877
havadan bir kelime koparmak.
08:06
But which word?
163
486983
1168
Ama hangi kelimeyi?
08:08
And then a sentence, but which sentence?
164
488151
1918
Sonra bir cümle, ama hangi cümle?
08:10
And then a paragraph, and which paragraph?
165
490111
2002
Sonra bir paragraf, ama hangi paragraf?
08:12
And it never stops, so many words.
166
492113
2336
Hiç bitmiyor, çok fazla kelime var.
08:14
I could not live without both painting and writing,
167
494449
2419
Hem resim yapmadan hem de yazmadan yaşayamazdım
08:16
and one supports the other in obvious ways.
168
496909
3003
ve biri diğerini bariz şekillerde destekliyor.
08:19
In both, the struggle is invisible but palpable.
169
499912
2711
Her ikisinde de mücadele görünmez ama hissedilir.
08:22
I say the tears are invisible, but they're definitely there.
170
502665
3087
Gözyaşlarının görünmez olduğunu söylüyorum
ama kesinlikle oradalar.
Asla yeterince iyi olamamakla nasıl başa çıkıyorum?
08:26
How do I deal with never good enough?
171
506169
2168
08:28
Easy.
172
508379
1168
Kolay.
08:29
[On self-loathing]
173
509547
1168
[Kendinden nefret etme üzerine]
08:30
(Laughter)
174
510757
2919
(Kahkahalar)
08:34
“Self-loathing” is a truly ugly expression,
175
514052
3670
“Kendinden nefret etme” gerçekten çirkin bir ifade,
08:37
but it is an unavoidable condition.
176
517722
2336
ancak kaçınılmaz bir durum.
08:40
The crushing anxiety of not getting it right,
177
520099
3170
Doğru yapamamanın,
doğruyu bulamamanın,
08:43
of not finding the truth,
178
523269
1710
değersiz hissetmenin ezici kaygısı.
08:45
of feeling worthless.
179
525021
1543
08:46
If you look at it one way,
180
526606
1376
Bir açıdan bakarsanız,
08:47
it could be helpful to have doubt and dismay.
181
527982
2461
şüphe ve dehşete kapılmak faydalı olabilir.
08:50
Plowing through the muck of despair
182
530985
1710
Umutsuzluk çamurunda debelenmek
08:52
leads to a sense of humanism and perseverance.
183
532695
3754
hümanizm ve azim duygusuna yol açar.
08:56
On the other hand,
184
536491
3169
Öte yandan,
08:59
how absurd and tedious to be in the grips of self-doubt.
185
539702
4004
kendinden şüphe etmenin pençesinde olmak ne kadar saçma ve sıkıcı.
09:04
What a waste of time, that insidious insecurity.
186
544332
3211
Bu sinsi güvensizlik ne büyük bir zaman kaybı.
09:07
What of finding your work and your place on Earth?
187
547585
2794
Peki ya işinizi ve dünyadaki yerinizi bulmak?
09:10
What of self-confidence?
188
550421
1752
Özgüven ne olacak?
09:12
What of the bliss of finding the right color or the right word?
189
552215
3336
Ya doğru rengi ya da doğru kelimeyi bulmanın mutluluğu?
09:15
What of sheer joy?
190
555593
1168
Ya saf neşe?
09:16
What is wrong with that?
191
556761
1460
Bunda yanlış olan ne?
09:18
Nothing, absolutely nothing.
192
558221
2294
Hiçbir şey, kesinlikle hiçbir şey.
09:21
After reading the obituaries, I go for a walk,
193
561140
3545
Ölüm ilanlarını okuduktan sonra,
09:24
which is a salvation.
194
564727
1377
bir kurtuluş olan yürüyüşe çıktım.
09:26
Here is Robert Walser,
195
566395
1210
İşte Robert Walser,
09:27
who wrote one of my favorite books called "The Walk,"
196
567605
2503
en sevdiğim kitaplardan biri olan ve okumanızı
şiddetle tavsiye ettiğim “The Walk“u yazdı.
09:30
which I highly suggest you read.
197
570108
1710
09:31
Walking and not thinking is the favorite state.
198
571859
3045
Yürümek ve düşünmemek en sevdiğim durumdur.
09:34
An empty brain, which I call my best brain,
199
574946
3003
Boş bir beyin, ki ben buna en iyi beynim diyorum,
09:37
is the only way to have any ideas, to allow surprises to appear.
200
577990
4255
herhangi bir fikre sahip olmanın,
sürprizlerin ortaya çıkmasına izin vermenin tek yoludur.
09:42
“Solvitur ambulando,” they thought of this before I did, long ago.
201
582578
3754
“Solvitur ambulando,” bunu benden önce, uzun zaman önce düşünmüşler.
09:46
Walking solves all problems without trying.
202
586332
3587
Yürümek tüm sorunları uğraşmadan çözer.
09:50
Walking leads to the pleasure of sitting,
203
590545
2168
Yürümek, belki de
09:52
perhaps on a bus going down Fifth Avenue,
204
592755
2419
Beşinci Cadde’den aşağı inen bir otobüste oturmanın
09:55
and looking at the entire world around you with a great sense of well-being.
205
595216
4004
ve etrafınızdaki dünyaya büyük bir esenlik duygusuyla bakmanın keyfine yol açar.
09:59
One day at a farmers market,
206
599887
1752
Bir gün bir çiftçi pazarında,
10:01
I saw a woman carrying an absolutely gigantic cabbage.
207
601639
3879
devasa bir lahana taşıyan bir kadın gördüm.
10:05
(Laughter)
208
605893
1669
(Gülüşmeler)
10:07
When I asked to photograph her, she looked really annoyed.
209
607603
2878
Fotoğrafını çekmek istediğimde çok sinirli görünüyordu.
10:10
(Laughter)
210
610481
1293
(Kahkahalar)
10:11
And for some reason, I was so delighted by her crankiness.
211
611774
3045
Nedense onun huysuzluğu beni çok mutlu etti.
10:14
It seemed so authentic and true.
212
614861
2460
Çok gerçekçi ve doğru görünüyordu.
10:17
Let's just say what we feel.
213
617363
2169
Ne hissediyorsak onu söyleyelim.
10:20
It made me think of all the things women hold,
214
620241
2169
Bu bana kadınların gerçek ve mecazi anlamda
10:22
literally and metaphorically.
215
622451
1919
sahip oldukları her şeyi düşündürdü.
10:24
Balloons and grudges.
216
624996
3003
Balonlar ve kinler.
10:27
(Laughter)
217
627999
1001
(Kahkahalar)
10:29
And heavy loads and cabbages.
218
629041
3254
Ağır yükler ve lahanalar.
10:33
And stupendous love and courage.
219
633629
2878
Muazzam sevgi ve cesaret.
10:38
And the pink ukulele under a cherry tree.
220
638426
2961
Bir kiraz ağacının altındaki pembe ukulele.
10:41
And from this a book was formed:
221
641762
1961
Bunlardan bir kitap oluştu:
10:43
“Women Holding Things”.
222
643723
1626
“Bir Şeyleri Tutan Kadınlar”.
10:45
What do women hold?
223
645725
1501
Kadınlar neyi tutar?
10:47
The home and the family
224
647852
1918
Evi, aileyi,
10:49
and the children and the food.
225
649812
2252
çocukları ve yemeği.
10:52
The friendships, the work,
226
652106
2169
Arkadaşlıkları, işi,
10:54
the work of the world and the work of being human,
227
654275
2753
dünyanın işini ve insan olmanın işini,
10:57
the memories and the troubles and the sorrows
228
657028
3128
anıları ve sıkıntıları ve üzüntüleri
11:00
and the triumphs and the love.
229
660198
1876
ve zaferleri ve sevgiyi.
11:02
Men do as well, but not quite in the same way.
230
662450
2961
Erkekler de öyle ama aynı şekilde değil.
11:06
Sometimes when I'm feeling particularly happy or content,
231
666495
3921
Bazen kendimi özellikle mutlu ya da memnun hissettiğimde,
11:10
I think I can provide sustenance for legions of human beings.
232
670458
4171
bir insan ordusunu besleyebileceğimi düşünüyorum.
11:14
I can hold the entire world in my arms.
233
674670
2836
Tüm dünyayı kollarımda tutabilirim.
11:17
Other times, I can barely cross the room.
234
677548
2586
Diğer zamanlarda, odayı zar zor geçebiliyorum.
11:20
And I drop my arms, frozen.
235
680176
2335
Kollarımı bırakıyorum, donup kalıyorum.
11:22
There is never an end to holding,
236
682970
2336
Tutmanın asla sonu yoktur
11:25
and certainly there is often the feeling of never doing enough.
237
685348
3378
ve kesinlikle çoğu zaman asla yeterince yapamadığım hissi vardır.
11:29
And then there is the next day and the next day.
238
689101
3129
Sonra bir sonraki gün ve bir sonraki gün geliyor.
11:32
And one holds on.
239
692688
1335
İnsan direniyor.
11:35
I dreamt
240
695358
1918
Bir değişiklik olsun diye
11:37
someone else was stupid for a change.
241
697276
2461
rüyamda başka birinin aptal olduğunu gördüm.
11:39
(Laughter)
242
699779
1209
(Kahkahalar)
11:41
Such a relief.
243
701030
1251
Çok rahatladım.
11:42
(Laughter)
244
702323
1418
(Kahkahalar)
11:43
Albeit a fleeting one.
245
703741
1710
Geçici de olsa.
11:48
A few years ago,
246
708246
1167
Birkaç yıl önce,
11:49
I did an illustrated edition
247
709455
1376
eşsiz Gertrude Stein tarafından yazılan
11:50
of "The Autobiography of Alice B. Toklas,"
248
710831
2294
“Alice B. Toklas’ın Otobiyografisi “nin
11:53
written by the inimitable Gertrude Stein.
249
713167
2711
resimli bir baskısını yaptım.
11:56
Alice and Gertrude lived a singular life,
250
716671
2544
Alice ve Gertrude, yoğun bir yaratıcılık
11:59
one of intense creativity and equally intense domesticity,
251
719257
4045
ve aynı derecede yoğun bir ev hayatı gibi
tekil bir hayat yaşadılar ve biri olmadan diğeri var olamazdı.
12:03
and one could not exist without the other.
252
723302
2252
12:06
That, to me, is the ideal of life, family and work.
253
726305
4088
Bana göre ideal yaşam, aile ve iş budur.
12:10
My son Alex and I made a short film called "My Name is Alice B. Toklas,"
254
730935
5088
Oğlum Alex ve ben “Benim Adım Alice B. Toklas” adında
12:16
and for a brief day
255
736065
1710
bir kısa film yaptık
12:17
I became Alice with two extra noses on my nose.
256
737775
3837
ve kısa bir günlüğüne burnumda fazladan iki burnu olan Alice oldum.
12:22
Here is a short clip from the end of the film.
257
742321
3295
İşte filmin sonundan kısa bir klip.
12:25
[Picasso was an Idiot]
258
745658
1668
[Picasso Bir Aptaldı]
12:27
(Piano music in background)
259
747368
1668
(Arka planda piyano müziği)
12:32
(Video) It took Picasso 90 sittings
260
752415
2586
(Video) Picasso’nun
12:35
to paint Gertrude Stein's portrait.
261
755042
2628
Gertrude Stein’ın portresini çizmesi 90 oturuş sürdü.
12:38
Nobody thought it looked like her,
262
758087
1793
Kimse ona benzediğini düşünmedi
12:39
but he said, "Don't worry, it will."
263
759922
2419
ama o “Merak etme, benzeyecek” dedi.
12:44
But actually, I don't know if he knew anything about what he was talking about
264
764635
3671
Ama aslında, ne hakkında konuştuğu hakkında bir şey biliyor muydu bilmiyorum
12:48
oh, you know, Picasso, he was impossible.
265
768306
3003
oh, bilirsiniz, Picasso, o imkansızdı.
12:53
(Laughter)
266
773352
2169
(Kahkahalar)
13:11
Thank you very much.
267
791579
1251
Çok teşekkür ederim.
13:17
Oh, this looks delicious.
268
797376
1627
Çok lezzetli görünüyor.
13:20
Absolutely delicious.
269
800546
2002
Kesinlikle lezzetli.
13:39
(Laughter)
270
819899
2502
(Kahkahalar)
14:00
(Piano music ends)
271
840795
1418
(Piyano müziği sona erer)
14:03
(Applause)
272
843214
5630
(Alkışlar)
14:08
The hot dog was delicious,
273
848844
2503
Sosisli sandviç çok lezzetliydi
14:11
and dancing down Fifth Avenue was a complete joy.
274
851389
3420
ve Beşinci Cadde’de dans etmek tam bir keyifti.
14:15
And as we say in our family,
275
855142
1835
Ailemizde dediğimiz gibi,
14:16
doing almost everything in the strangeness of life
276
856977
4296
hayatın garipliklerinde hayatın acılarında
14:21
through the sorrows of life, live.
277
861273
2461
hemen hemen her şeyi yapmak, yaşamak.
14:23
Thank you very much.
278
863776
1209
Çok teşekkür ederim.
14:24
(Applause and cheers)
279
864985
3254
(Alkışlar ve tezahüratlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7