How to rebuild the global economy | Kristalina Georgieva

66,503 views ・ 2020-05-22

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Alev Yüksek Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
00:12
Chris Anderson: I get now to introduce
0
12373
2317
Chris Anderson: Şimdi tanıtacağım kişi, dünyanın en güçlü kadınlarından biri,
00:14
one of the most powerful women in the world.
1
14714
2786
Yani, yaşadığımız karmaşayı atlatacaksak o yardım etmekte büyük bir rol oynayacak.
00:17
I mean, if we are to escape from the mess that we're in right now,
2
17524
5220
00:22
she is going to play a major part in helping us do that.
3
22768
3960
O Uluslararası Para Fonu'nun başkanı. Sizi burada ağırlamak bir zevk,
00:27
She's the head of the International Monetary Fund,
4
27514
2382
00:29
a delight to welcome here Kristalina Georgieva.
5
29920
4093
Kristalina Georgieva.
Kristalina, hoşgeldin.
00:36
Kristalina, welcome.
6
36387
1183
00:37
Kristalina Georgieva: Great to be with you, Chris.
7
37594
2356
KG: Seninle olmak harika, Chris Teşekkürler.
00:39
Thank you for having me.
8
39974
1619
Bana yer verdiğin için teşekkürler.
CA: Görevine geçen yılın sonunda başladın ve dört ay içerisinde boom, COVID doğdu.
00:41
CA: So you just took on this role late last year,
9
41617
3222
00:44
and within four months, boom, COVID arrives.
10
44863
3753
00:48
That is one heck of an introduction to a new job.
11
48640
2929
Bu yeni bir işe berbat bir tanıtım. Nasıl gidiyor?
00:51
How are you doing?
12
51593
1364
KG: Eylemde kuvvet buluyorum.
00:54
KG: Well, I find strength in action.
13
54712
4119
00:59
And at the Fund,
14
59331
1524
Ve IMF'de, bu krizin birinci gününden beri,
01:00
we have been, from day one on this crisis,
15
60879
3500
ülkelere yaşam hatları sağlamak için elimizdeki her şeyle uğraşıyoruz
01:04
leaning forward with everything we have
16
64403
3468
01:07
to provide lifelines to countries,
17
67895
3119
ve bu insanlara ve işletmelere demek.
01:11
and that means to people and businesses.
18
71038
4383
01:15
Already, we have received over 90 requests
19
75445
4180
Kritik finansal paketler için şimdiden 90'dan fazla talep aldık
01:19
and we have offered, to 56 countries,
20
79649
6407
ve 56 ülkeye teklif verdik.
01:26
critical financial packages.
21
86080
2356
CA: Pandemiyi eşsiz olarak tanımladığında bunu hangi manada kastettin?
01:30
CA: You've described this pandemic as a crisis like no other.
22
90159
3863
01:34
In what way a crisis like no other?
23
94046
2444
KG: Gerçekten eşsiz.
01:38
KG: Truly like no other.
24
98079
1895
01:39
First, never before
25
99998
4119
Öncelikle, daha önce hiç bilinçli olarak ekonomiye bir virüsle savaşmak
01:44
we will inflict on the economy consciously so much pain
26
104141
6586
ve hayat kurtarmak için bu kadar zarar vermemiştik.
01:50
to fight a virus and save lives.
27
110751
2928
01:54
We are asking businesses not to produce
28
114331
3296
Üreticilereden üretmemelerini,
01:57
and consumers not to go out and consume.
29
117651
2950
tüketicilerden de dışarı çıkmamalarını ve tüketmemelerini istiyoruz.
02:00
At the Fund, we labeled this "the Great Lockdown."
30
120625
4785
IMF'de bunu "Büyük Karantina" olarak etiketledik.
02:06
Second,
31
126673
1507
İkinci olarak,
neredeyse dünyadaki herkes için hiç bu kadar ani bir baht değişimi olmadı.
02:08
never before
32
128204
2844
02:11
there would be such a rapid change of fortunes
33
131072
6748
02:18
practically for everybody around the world.
34
138458
3563
02:22
In January, I was in Davos,
35
142387
2230
Ocak ayında Davos'ta
02:24
talking about "anemic growth," growth of three percent.
36
144641
4055
"büyüme oranı"ndan bahsediyordum. %3'lük bir büyüme.
02:29
In April, during our spring meetings, it was already minus three percent.
37
149276
5691
Nisan'da, ilkbahar toplantılarımızda, eksi yüzde üç olmuştu bile.
02:35
In January,
38
155617
1329
Ocak'ta, 160 ülkenin
02:36
we predicted 160 countries to have positive income per capita growth.
39
156970
6132
kişi başı büyüme oranına orantılı olarak pozitif gelirlerinin olacağını ön gördük.
02:43
Now it is 170 countries with negative income per capita growth.
40
163934
6484
Şimdi ise, 170 ülkenin
kişi başı büyüme oranına orantılı olarak negatif gelirleri var.
02:50
Now this, we call "the Great Reversal."
41
170974
3516
Buna ise "Büyük Tersinme" diyoruz.
Çok acı verici.
02:55
Very painful.
42
175171
1309
02:56
And three, uncertainty.
43
176782
2833
Ve üçüncü olarak, belirsizlik. Her zaman belirislikle yaşarız, Chris.
02:59
We always live with uncertainty, Chris,
44
179639
2802
03:02
but this time,
45
182465
1620
Ancak bu sefer, siyasetçilerin kaynaştırmak zorunda olduğu
03:04
it is the uncertainty of a novel coronavirus
46
184109
5103
bir yeni tip koronavirüs belirsizliği var.
03:09
that policymakers have to integrate.
47
189236
3489
03:12
We at the Fund combine epidemiological projections
48
192749
6009
IMF'de bu belirsizliği aşmak için
epidemiyolojik projeleri
03:18
with our traditional macroeconomic modeling
49
198782
3517
geleneksel makro ekonomik modellemelerimiz ile birleştiriyoruz.
03:22
to see through that uncertainty.
50
202323
2944
03:26
I must add to this,
51
206664
2612
Buna eklemeliyim ki iyileşmenin karşı tarafına geçtiğimizde
03:29
I very much hope that when we go on the other side in the recovery,
52
209300
4928
yeni bir terim kullanmamızı ve buna "Büyük Değişim" dememizi umuyorum.
03:34
we can use a new term and call it "the Great Transformation."
53
214252
4477
03:39
Make the world a better place.
54
219754
2000
Dünyayı daha bir yer yapmamızı.
03:43
CA: Well, I'll be excited to come on to that in a bit.
55
223405
3585
CA: Birazdan bu noktaya heyecanla değineceğim.
Ama virüse tepki vermenin bu anında, uygulanan ana araç,
03:47
But in this moment of responding to the crisis,
56
227014
2614
03:49
the main tool that seems to have been executed,
57
229652
2856
03:52
at least by the rich countries,
58
232532
2181
en azından zengin ülkeler tarafından, trilyonlarca dolara kadar uzanan,
03:54
has been this massive economic stimulus,
59
234737
4167
çok büyük bir ekonomik teşvik.
03:58
to the tune of trillions of dollars.
60
238928
2400
04:01
Is that a wise response?
61
241696
2714
Bu akıllıca bir tepki mi?
04:05
KG: It is a necessity.
62
245497
2171
KG: Gerekli bir tepki.
04:08
And you don't hear the Fund often telling countries,
63
248030
4960
Ve genellikle IMF'nin başka ülkelere
"Lütfen harcayın, harcayabildiğiniz kadar harcayın"
04:13
"Please, spend.
64
253014
1396
04:14
Spend as much as you can."
65
254434
1668
dediğini duymazsınız. Ve şuan yaptığımız tam da bu.
04:16
And that is what we do now.
66
256126
1487
04:17
We do add to that,
67
257637
1813
Ve şunu da ekliyoruz, "Ve faturaları saklayın
04:19
"And keep the receipts.
68
259474
2039
04:22
Don't lose accountability to the citizens, to the tax payers."
69
262069
4595
vatandaşlara, mükelleflere, sorumluluğunuzu kaybetmeyin."
04:27
The reason financial injection is necessary,
70
267172
5365
Mali enjektenin gerekli olmasının sebebi,
04:32
these fiscal measures of almost nine trillion dollars are necessary,
71
272561
6225
yaklaşık 9 trilyon dolarlık tedbirlerin gerekli olmasının sebebi,
04:38
is because when the economy is standing still,
72
278810
4342
ekonomi durgunlaştığında,
04:43
unless there is help,
73
283176
2044
yardım olmadığı sürece, para politikası teşviği olmadığı sürece,
04:45
unless there is monetary policy stimulus,
74
285244
3968
firmalar ağır iflaslar yaşayacak,
04:49
firms are going to go massively bankrupt,
75
289236
3856
insanlar işsiz kalır ve ekonomi yara alır.
04:53
people would be unemployed,
76
293116
2104
04:55
the economy would be scarred.
77
295244
2405
04:57
When we go to the other side,
78
297673
1904
Diğer tarafa geçtiğimizde bu yaralanma
04:59
this scarring is going to make the recovery much more difficult.
79
299601
4662
iyileşme sürecini daha da zorlaştıracak.
05:05
So that is a wise thing to do,
80
305196
2726
Yani bu yapılması akıllıca,
05:07
and it helps the fact that central banks in major economies
81
307946
5330
Ve ana ekonomilerdeki merkez bankalarının
senkronize bir tutum sergilemesi ve mali teşviklerin çok çabuk gelmesi
05:13
have been acting in a synchronized manner
82
313300
3268
05:16
and that fiscal stimulus came really, really fast.
83
316592
3906
buna yardımcı oldu.
05:20
This is how we see people being able to go through this
84
320522
4561
İnsanların bu çok, çok zor zamanı bu şekilde atlatabildiğini görüyoruz.
05:25
very, very tough time.
85
325107
1650
05:27
CA: But how far can it go?
86
327829
1564
CA: Ama ne kadar devam edebilir?
05:29
Because it's been described, in a sense, as "printing money" --
87
329417
2992
Çünkü bir bakıma "para basmak"-- olarak tasvir edildi.
05:32
governments are issuing more and more bonds
88
332433
2684
Devletler belli bir noktada geri ödenmesi gerekecek
05:35
that have to paid back at some point.
89
335141
3857
tahvillerden git gide daha çok çıkarıyor.
Ekonomide bir terim vardır, Minsky anı.
05:39
There's this term, in economics, of the Minsky moment,
90
339022
2904
05:41
where things can go very well for a while,
91
341950
2523
İşler bir süre iyi gidiyordur, insanlar da bunun süreceğine inanırlar;
05:44
as everyone believes that, you know,
92
344497
4075
05:48
that the train can keep running,
93
348596
2092
05:50
the cycle can keep turning,
94
350712
1492
döngünün dönmeye devam edeceğine,
05:52
you know, that governments have all this money.
95
352228
2425
devletlerin tüm bu paralara sahip olduğuna.
05:55
At some point, though, doesn't that break down?
96
355014
2857
Ama belirli bir noktada, bu düşünce yıkılmaz mı?
05:57
Do you worry that we may be nearing a Minsky moment,
97
357895
2956
Mary Poppins'deki Micheal'in 2 kuruşunu kapıp bankaya akın etmesi gibi
06:00
where, like Michael in Mary Poppins
98
360875
2829
bir Minsky anına yaklaşmamızdan endişelenmiyor musunuz?
06:03
grabs his tuppence and starts a run on the bank.
99
363728
2261
06:06
Is there stress in the international financial system now
100
366013
4284
Uluslararası finansal sistemde şu an sizi endişelendiren stres var mı,
06:10
that concerns you,
101
370321
1757
06:12
that makes you feel that we may be running out of headroom?
102
372102
2882
artan paramızın tükendiğini hissettiren?
06:16
KG: Of course, this cannot go on forever.
103
376171
3569
KG: Tabii ki, bu sonsuza kadar devam edemez.
Özellikle bilim insanlarına güveniyorum, İlerleme göreceğimize inanıyorum,
06:21
I, for one, have trust in our scientists,
104
381069
2159
06:23
I think we will see breakthroughs,
105
383252
2389
06:25
and we will see also people in businesses
106
385665
4618
ayrıca işletmelerdeki insanların, sosyal mesafeye
06:30
getting accustomed to social distancing,
107
390307
2699
ve hastalığın yayılmasını önleyecek küçük tedbirlere alışacaklarını göreceğiz.
06:33
to micromeasures that protect from spreading the disease.
108
393030
4611
06:37
We have seen very massive injection in health systems,
109
397665
5023
Hastanelerin yardım almak için gelenlere gerçekten yardım edebilmesi için
06:42
so hospitals can actually treat people that are coming for help.
110
402712
4157
sağlık sistemlerinde çok büyük enjeksiyonlar gördük.
Tabii ki
06:47
Obviously, if it is to go for a very long time,
111
407935
4182
uzun süre devam edecek olursa endişeleniriz.
06:52
we would be worried.
112
412141
1445
Şimdilik tasarımız yavaş bir yeniden açılma--
06:54
For now,
113
414229
1547
06:55
what we are projecting
114
415800
1865
06:57
is that there would be a gradual reopening --
115
417689
4461
07:02
we see it already happening in a number of countries.
116
422174
2919
bir takım ülkelerde şimdiden yaşandığını görüyoruz.
07:05
And we project for next year, 2021,
117
425728
3548
Ve önümüzdeki 2021 yılı için tasarımız kısmi bir iyileşme.
07:09
a partial recovery.
118
429300
1524
07:10
Not a full recovery, unfortunately,
119
430848
2444
Tam iyileşme değil maalesef ama daha iyi bir yere gelme.
07:13
but coming to a better place.
120
433316
1933
07:15
Now, what helps us
121
435641
2523
Bize yardımcı olan şey
07:18
is something that I don't particularly love,
122
438188
4095
özellikle sevdiğim bir şey değil ama olumlu bir özellik olarak görüyorum--
07:22
but I see it as a positive feature --
123
442307
4072
çok düşük faiz oranları bazı durumlarda, negatif--
07:26
very low interest rates,
124
446403
2746
07:29
in some cases, negative --
125
449173
2269
bu mali önlemlerin ve likiditenin birkaç yıl boyunca sürdürülmesini sağlar.
07:31
that allows this injection of fiscal measures and liquidity
126
451466
6976
07:38
to be sustained over a number of years.
127
458466
3325
07:41
And for now, we do not see on the horizon
128
461815
3516
Şimdilik, gündemde faiz oranlarında artış olması yok.
07:45
any return to increase in interest rates.
129
465355
3579
07:48
So low for longer,
130
468958
2413
Yani daha uzun süre düşük kalacak, ve bu, o ortamda, yardımcı bir özellik.
07:51
and that is, in that environment, a helpful feature.
131
471395
4964
07:58
CA: I mean, the financial crisis of 2008
132
478748
3849
CA: Demek istediğim, 2008'in mali krizi
08:02
came perilously close to breaking the entire financial system --
133
482621
3027
mali sistemin tamamını çökertmeye tehlikeli şekilde yaklaşmıştı--
08:05
arguably, it did that.
134
485672
1835
tartışmaya açık bir şekilde, çökertti.
08:07
By most people's calculation,
135
487531
2318
Çoğu kişinin hesaplamalarına göre,
08:09
this is a far worse impact to the economy overall.
136
489873
3794
bu ekonomiye genel olarak daha kötü bir darbe.
08:13
Did the world learn something from 2008
137
493691
3372
Dünya 2008'de, bu sefer için
şu ana kadar dirençli olmamıza yardımcı olan bir şey öğrendi mi?
08:17
that has helped us so far be resilient this time?
138
497087
3315
KG: Dünyanın öğrendiği şey mali sistemin
08:22
KG: What the world learned is that the financial system
139
502030
4855
08:26
has to be tested
140
506909
3032
sınanmak ve sonra şokları atlatmak için güçlendirilmesi gerektiğiydi.
08:29
and then strengthened to withstand shocks.
141
509965
3841
08:33
And that is helping us tremendously today.
142
513830
3292
Ve bu bügün bize çok yardım ediyor.
08:37
The banking system is resilient,
143
517662
4500
Bankacılık sistemi dirençli
ve banka dışı mali kurumlar bile
08:42
and even in the nonbanking financial institutions,
144
522186
5358
belaya çatmadan ne kadar ileriyle gidilebileceği
08:47
there is more attention paid
145
527568
2914
08:50
to how far can you go without running into trouble.
146
530506
6152
dikkate alınıyor.
08:57
I would say,
147
537915
1532
Bana göre, tüm dünyaya göz attığımızda
08:59
if you look around the world,
148
539471
1928
09:01
the most important lesson then was "build resilience to shocks."
149
541423
6644
o zamanın en önemli dersi "şoklara karşı dirençllilik kurun" idi.
Bunu yapanlar şimdi daha iyi başa çıkıyor.
09:08
Those who have done it cope now better.
150
548601
4008
Yapmayanlar ise çok daha zorlayıcı bir noktada.
09:13
And those who have not done it are in a much tougher spot.
151
553101
3916
09:17
And actually, for the Fund,
152
557041
2095
Aslında, IMF için umduğumuz şey
09:19
what we are praying
153
559160
2099
09:21
is that we will come out of this crisis with this lesson about resilience
154
561283
5564
bu krizden dirençlilik hakkındaki dersin
09:26
being spread beyond the banking system,
155
566871
3912
bankacılık sisteminin ötesine yayılmasıyla çıkmamız
09:30
so we actually have this crisis-management mindset
156
570807
3976
ki şoka kaçınılmaz bir şekilde daha yatkın olacak bir dünya için
09:34
for a world that is inevitably going to be more shock-prone,
157
574807
6276
gerçekten bir kriz yönetim zihniyetimiz olsun.
09:41
because of climate
158
581107
1279
Bu iklim yüzünden
09:42
and also because of the sheer density of economic and social life on our planet.
159
582410
6136
ve ayrıca gezegenimizdeki ekonomik ve sosyal hayatın
büsbütün yoğunluğu yüzünden.
CA: Görevinde,
09:50
CA: In your role,
160
590258
1651
09:51
you're paying special attention to the situation in developing countries.
161
591933
4595
gelişmekte olan ülkelerdeki duruma özel ilgi gösteriyorsun.
09:56
And it does seem that they're facing a really terrible situation right now.
162
596552
4672
Ve şu an berbat bir durumla karşı karşıyalarmış gibi görünüyor.
10:01
Many of them have significant debt denominated in dollars.
163
601248
6737
Çoğunun dolar cinsinden ciddi borçları var.
Şu anki krizde,
10:08
In the current crisis,
164
608009
1287
10:09
their currencies are depreciating against the dollar,
165
609320
4255
güncel para birimleri dolara karşı değersizleşiyor
10:13
making it nigh impossible for them to execute the kind of injection,
166
613599
6045
ve bu tarz bir enjeksiyon uygulamaları, zengin ülkelerin yaptığı
ve tek çıkış yolu gibi görünen teşvik edici enjeksiyonlar,
10:19
stimulus injections,
167
619668
1270
10:20
that the rich countries are doing
168
620962
1867
imkansıza yakın oluyor.
10:22
and seems to be the only way out.
169
622853
2185
10:25
So that seems like a really dangerous cycle.
170
625062
3079
Bu yüzden tehlikeli bir döngü gibi görünüyor.
Bu döngüyü bozmanın bir yolu var mı?
10:28
Is there any way to break that cycle?
171
628165
2466
KG: Önce sağlam temeller kuran ülkeleri ayırmama izin verin.
10:31
KG: Well, let me first separate
172
631101
3929
10:35
countries that have built strong fundamentals.
173
635054
3868
10:38
And now in this crisis,
174
638946
1361
Şimdi bu krizde veriler gelirken
10:40
as we are receiving incoming data,
175
640331
5135
çok olmasa da pozitif sürprizler var
10:45
not very many, but there are still some positive surprises,
176
645490
3690
10:49
and they come from countries that have built stronger buffers,
177
649204
3786
ve daha güçlü finansal istikrarlar kuran,
daha güçlü temelleri kuran,
10:53
stronger fundamentals,
178
653014
1467
10:54
have been more disciplined during good times.
179
654505
2819
iyi zamanlarda daha disiplinli olmuş olan ülkelerden geliyorlar.
Ama gerçekten de
10:58
But indeed, we do see
180
658000
1992
gelişmekte olan oldukça fazla piyasanın, ülkenin
11:00
quite a number of emerging markets, developing countries,
181
660016
3960
birden çok baskı altında olduğunu görüyoruz.
11:04
faced with multiple pressures.
182
664000
2675
11:06
They had the hit from the coronavirus,
183
666699
3657
Koronavirüsü tarafından yaralandılar,
çoğunun sağlık sistemi zayıf.
11:10
many of them with weak health systems.
184
670380
3603
Ayrıca kriz öncesinden olan yüksek düzeydeki borçları var,
11:14
Then, they have the high level of indebtedness,
185
674007
3580
11:17
from before the crisis,
186
677611
2281
11:19
which creates a much more difficult environment for them.
187
679916
3525
bu onlar için çok daha zor bir ortam oluşturuyor.
Buna ek olarak, çoğu ürün ihracatçısı.
11:24
Then, many of them are commodity exporters.
188
684057
3135
Mal fiyatları, petrol fiyatları, çok dramatik biçimde düştü,
11:28
Commodity prices, oil price,
189
688343
2321
11:30
they went down very dramatically,
190
690688
2127
11:32
that hits them again.
191
692839
1400
bu da onları tekrar yaraladı.
Çoğu kişi ödemelerine güveniyor.
11:35
Many rely on remittances.
192
695069
2119
11:37
Remittances shrunk some 20 to 30 percent.
193
697212
4127
Ödemeler %20 ve 30 arası düştü.
11:41
And then you have a number of countries that are highly dependent on tourism.
194
701800
4849
Ve ek olarak
ekonomisi turizme dayalı çok fazla ülke var.
11:46
Tourism is the hardest hit sector, or one of the hardest hit.
195
706699
4346
Turizm en ağır yaralanan sektör
ya da en ağır yaralananlardan biri.
11:51
So, very tough for these countries,
196
711067
2809
Yani, bu ülkeler için çok zor
11:53
but this is why institutions like mine have been wisely created.
197
713900
6145
ama bu yüzden benimki gibi kurumlar zekice kuruldu.
12:00
The IMF, the World Bank, the regional development banks,
198
720903
3968
IMF, Dünya Bankası, bölgesel kalkınma bankaları,
12:04
we work very closely together in this crisis.
199
724895
4161
bu krizde birlikte çok yakın çalışıyoruz.
12:09
The IMF, fortunately,
200
729080
2145
Neyse ki IMF'nin
12:11
that was one of the lessons from the 2008-2009 crisis --
201
731249
6971
2008-2009 krizindeki derslerinden biri de
12:18
make sure that in the center of the financial safety net is an IMF
202
738244
4666
finansal güvenlik ağının merkezinde
mali gücü olan bir IMF'nin bulunması gerekiyordu.
12:22
with financial strength.
203
742934
1600
12:25
We have four times more money to lend today
204
745252
4234
Bugün o zamana kıyasla
dört kat daha fazla ödünç verecek paramız var.
12:29
than we had then.
205
749510
1722
12:31
From 250 billion to one trillion dollars.
206
751256
4103
250 milyar dolardan bir trilyon dolara.
12:35
And of course,
207
755383
1176
Ve elbette,
12:36
we are deploying these funds
208
756583
2129
bu paraları bize en çok ihtiyacı olan ülkelere dağıtıyoruz.
12:38
exactly for the countries that need us the most.
209
758736
3325
Ve bir şey daha yaptık.
12:42
And we did one more thing.
210
762085
1635
12:43
With David Malpass, the president of the World Bank,
211
763744
4039
Dünya Bankası başkanı David Malpass ile en yoksul ülkelerin borçlarının
12:47
we called for a debt moratorium for the poorest countries
212
767807
5699
iki yanlı kredi veren resmi kuruluşları tarafından ertelenmesini istedik.
12:53
to their official bilateral creditors.
213
773530
3523
12:57
And people tend to say, "Oh, we don't work together,
214
777077
3683
Ve insanlar
"Birlikte çalışmıyorsunuz, yeterli değil." dediler.
13:00
it's not good enough."
215
780784
1333
13:02
But here is an area where we made this call in late March,
216
782141
6119
Ama burada, Mart sonunda ve Nisan ortalarında,
çağrıda bulunduğumuz bir bölge var,
13:08
and in mid-April,
217
788284
1634
13:09
the G20 agreed on this moratorium.
218
789942
3423
G20 bu moratoryumu onayladı.
Harikaydı, Paris Club vardı, Çin vardı, Körfez ülkeleri vardı,
13:14
Amazing, we had the Paris Club, China,
219
794575
2698
13:17
the Gulf countries,
220
797297
1396
13:18
all agreeing that we should not suffocate the poorest countries
221
798717
5852
hepimiz en fakir ülkeleri ekonomileri durgunken
13:24
by asking them to pay their debts
222
804593
2310
borçlarını ödemelerini isteyerek boğmamak konusunda anlaştık.
13:26
when their economies are standing still.
223
806927
2785
13:31
CA: Is it possible that some developing countries
224
811307
3048
CA: Bazı gelişmekte olan ülkelerin
karantina politikasını abartıyor olmaları mümkün mü?
13:34
are overdoing the lockdown policy?
225
814379
3214
13:37
I mean, if large numbers of your citizens are already struggling to stay alive,
226
817617
4038
Demek istediğim,
vatandaşlarının büyük bir kısmı zaten hayatta kalmakta zorlanıyorsa
13:41
isn't it almost like a death sentence to order them not to leave their homes?
227
821679
4300
onlara evden çıkmamalarını söylemek bir nevi bir idam hükmü değil mi?
13:46
KG: Well, Chris, one of the most heartbreaking conversations I would have
228
826879
4282
KG: Chris, yapabileceğim en yürek burkan konuşmalardan birisi
13:51
is with leaders of countries where they have to stare in the face
229
831185
6006
insanların virüsten ölmesi ya da açlıktan ölmesi gibi seçeneklerle
13:57
a choice of people dying from the virus
230
837215
4009
karşı karşıya kalan liderlerle.
14:01
or dying from hunger.
231
841248
1400
14:03
And it is a very dramatic situation for them.
232
843389
4550
Ve bu onlar için çok dramatik bir durum.
Ekonomilerin büyük bir kısmının enformel olduğu,
14:10
Where you have a very large part of your economy
233
850017
3079
14:13
being informal,
234
853120
1157
14:14
where people live hand-to-mouth every day,
235
854301
3740
insanların her gün elden ağıza yaşadığı yerlerde,
14:18
the lockdowns we have in advanced economies
236
858493
4521
gelişmiş ülkelerde uyguladığımız karantinalar pek uygun değil
14:23
are not quite applicable,
237
863038
1809
14:24
but even there,
238
864871
1571
ama oralarda bile,
14:26
countries are doing really well in social distancing
239
866466
4312
ülkeler sosyal mesafeyi mümkün olduğu kadar iyi koruyor.
14:30
to the extent it is possible.
240
870802
2100
14:33
Many of the countries in Africa
241
873466
2341
Afrika'daki çoğu ülke önleyici tedbirleri erkenden artırdı.
14:35
were very early to step up preventive measures.
242
875831
3706
14:39
Why?
243
879561
1159
Neden?
14:40
They learned from the Ebola, they learned from prior crises
244
880744
2784
Önceki krizlerden, Ebola'dan,
14:43
that hygiene,
245
883552
1429
14:45
taking any measure you can really helps.
246
885005
4786
hijyenin, alabileceğin her bir önlemin gerçekten işe yaradığını öğrendiler.
14:49
So again, I cannot stress enough
247
889815
2230
Bundan dolayı, bu ülkelerle dayanışmanın
14:52
how important is solidarity with these countries.
248
892069
3532
ne kadar önemli olduğunu, yeterince vurgulayamam.
14:55
How important it is for my institution to be there for them in a timely manner.
249
895625
6720
Kurumumun onlara zamanında
yardımcı olmasının ne kadar önemli olduğunu.
15:02
And we do it.
250
902369
1150
Ve oluyoruz.
15:04
CA: Whitney.
251
904925
1150
CA: Whitney.
15:06
Whitney Pennington Rogers: Hi there, thank you,
252
906703
2278
Whitney Pennington Rogers: Merhaba, teşekkürler,
15:09
this is a wonderful conversation,
253
909005
1571
bu harika bir sohbet,
15:10
and we're starting to see some questions coming from the community.
254
910576
3166
şimdi de topluluktan bazı sorulara yer vereceğiz.
15:13
The first one we have is from Bill Elkus,
255
913766
2307
Birincisi Bill Elkus'tan
15:16
and it's a follow-up to something you were mentioning earlier,
256
916097
2925
ve az önce bahsettiğiniz bir konunun tamamlayıcısı niteliğinde,
15:19
related to the stimulus, Kristalina.
257
919046
1730
teşvik hakkında, Kristalina.
15:20
What are the prospects for inflation from such a large stimulus?
258
920800
3964
Böylesine büyük bir teşvikten enflasyon beklentileri nelerdir?
15:27
KG: At this point,
259
927566
1190
KG: Bu noktada,
15:28
we are not worried about inflation in advanced economies
260
928780
4368
gelişmiş ekonomilerdeki enflasyon oranı
15:33
and in the majority of emerging market economies.
261
933172
5365
ve yükselen piyasa ekonomilerinin çoğunda enflasyon için endişeli değiliz.
15:38
We do worry about inflation
262
938561
2840
Zayıf temellere sahip olan, dövize kolay erişimi olmayan,
15:41
in countries that have weak fundamentals,
263
941425
4969
15:46
no access to foreign exchange easily,
264
946418
4453
15:50
where the only way to address the crisis
265
950895
5094
krize yön vermelerinin tek yolu yardımımız olan
15:56
is our help
266
956013
3231
15:59
or their central banks printing more money.
267
959268
3679
ya da merkez bankalarının daha çok para basması
ve bazen ikisinin birleşimi olan ülkelerde enflasyon için endişeleniyoruz.
16:04
And sometimes it's a combination of those two.
268
964249
2468
16:06
Why I don't worry about inflation in advanced economies?
269
966741
3468
Neden mi gelişen ekonomilerde enflasyon için endişeli değilim?
16:10
Because countries that have their hard currency
270
970725
6097
Çünkü güçlü ekonomisi olan ülkeler likiditeyi devreye sokuyor,
16:16
are putting liquidity in place,
271
976846
4690
16:21
but at the same time,
272
981560
1737
ama aynı zamanda,
16:23
they're not seeing a big expansion of demand
273
983321
6732
talepte ve fiyatlarda büyük bir artış görmüyorlar.
16:30
and prices being pushed up.
274
990077
2216
16:33
So for these countries,
275
993363
3119
Yani bu ülkeler için
16:36
at least for the observable future,
276
996506
3293
en azından gözlenebilir gelecekte,
16:39
we don't see a way of going, like after the Second World War,
277
999823
5814
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki gibi bir gidişat ,enflasyonda artış görmüyoruz.
16:45
in inflation jumping up.
278
1005661
2404
16:48
The consumers are not consuming so aggressively,
279
1008720
5155
Tüketiciler o kadar saldırganca tüketmiyor,
16:53
demand is not that strong,
280
1013899
3509
talep çok şiddetli değil
16:57
and these are societies where there is a lot of maturity
281
1017432
5746
ve bunlar politika seçeneklerini
uygulamak konusunda çok olgunluk gösteren toplumlar.
17:03
in how they exercise their policy options.
282
1023202
4332
17:07
But if you are a poor country,
283
1027950
3055
Ama eğer fakir bir ülkeyseniz
çaresizlikle, marketlere erişim olmadan, stabil paraya erişim olmadan,
17:11
that out of desperation, with no access to markets,
284
1031029
4937
17:15
no access to hard currency,
285
1035990
3029
bir şekilde yeterince para oluşturmaya çalışıyorsanız
17:19
ought to somehow put money supply enough,
286
1039043
6280
o zaman orada enflasyon olur.
17:25
then inflation is going to be there.
287
1045347
1857
17:27
A very extreme case is Zimbabwe,
288
1047228
2535
Zimbabve çok aşırı bir vaka
17:29
and I do worry there may be other countries.
289
1049787
2777
ve başka ülkelerin de olmasından endişeleniyorum.
17:32
So this is why we are so determined to engage with these countries early.
290
1052588
6298
Bundan dolayı bu ülkelerle erkenden
yakından ilgilenmeye başlamakta bu kadar kararlıyız.
17:39
And also look at some of the high-debt countries.
291
1059665
4134
Bir de yüksek borç ülkelerinden bazılarına bakın.
17:44
Would it be necessary, on a country-by-country basis,
292
1064434
5231
Umutsuz bir yola sapmalarını engellemek için
17:49
to restructure debts
293
1069689
2285
ülkeler bazında borçları yeniden düzenlemek gerekli olur mu?
17:51
to prevent that moving in a desperate direction?
294
1071998
5563
WPR: Teşekkürler,
18:00
WPR: Thank you.
295
1080133
1151
topluluğumuzdan sizinle paylaşmak istediğim bir soru daha var.
18:01
And we have one more question that I wanted to share from our community.
296
1081308
3404
Bu Keith Yamashita'dan
18:04
This is from Keith Yamashita,
297
1084736
1469
ve hepimizin bu değişikliğin bir kısmıyla nasıl ilgilenebileceğiyle ilgili.
18:06
and it's about how we all can be involved in some of this change.
298
1086229
3070
18:09
"You are tasked with macro-economic and funding efforts.
299
1089323
2644
"Makroekonomik ve finansman çabalarla görevlendirildiniz.
18:11
What should we do as citizens to help renewal and recovery?"
300
1091991
3099
Biz vatandaşlar yenilenme ve iyileşmeye yardım etmek için ne yapmalıyız?
18:16
KG: Well, it is incredibly important for all of us citizens --
301
1096431
4762
KG: Vatandaş olarak hepimiz için son derece önemli olan şey--
18:21
and aside of being the head of the IMF, I am also a global citizen --
302
1101217
5636
ve IMF'nin başkanı olmanın yanı sıra, dünya vatandaşıyım--
18:26
that we are to bring that notion
303
1106877
4900
bir kriz anında dayanışma düşüncesini sağlamak.
18:31
of solidarity in a moment of crisis.
304
1111801
3907
Bu bölümün müzik destekli olmasına
18:37
I loved the way this segment
305
1117323
4690
18:42
was musically backed, and it was "Lean on Me."
306
1122037
5812
ve şarkının "Lean on me" olmasına bayıldım.
18:49
It is very important that we do create that sense --
307
1129192
4841
Şu algıyı oluşturmamız gerçekten önemli:
18:54
"we are in this together, we will get through it together."
308
1134057
4000
"Bu işte birlikteyiz, birlikte atlatacağız"
18:58
And please, speak up on that.
309
1138530
2728
Ayrıca lütfen, bu konu hakkında sesinizi yükseltin.
19:01
I was, for many years, crisis commissioner,
310
1141950
3992
Uzun yıllar boyu kriz delegesiydim
19:05
and one thing I learned is that the majority of people
311
1145966
5477
ve öğrendiğim şeylerden biri, insanların çoğunun pozitif, iyi olduğuydu.
19:11
are positive, good people.
312
1151467
2706
19:14
You can lean on them.
313
1154983
1563
Onlara güvenebilirsiniz.
Bir de nefret ve korkuyla dolu olan azınlık bir kısım var
19:18
And there is a minority that is hateful and fearful
314
1158101
5730
19:23
and also very loud.
315
1163855
1849
hem de sesleri çok yüksek.
19:26
So, good people, speak up.
316
1166180
4106
Bundan dolayı, iyi insanlar, sesinizi yükseltin.
19:30
Spread that sense of "we are in this together,
317
1170792
3816
"Bu işte birlikteyiz, birlikte atlatacağız." algısını yayın.
19:34
we'll get through it together."
318
1174632
1596
WPR: Teşekkürler. Sonra başka sorularla döneceğim.
19:38
WPR: Thank you. I'll come back later with other questions.
319
1178180
2718
19:43
CA: Kristalina, I'd love to expand on that
320
1183466
2056
CA: Kristalina, bu konuyu açıp sana liderlik hakkında sormak istiyorum.
19:45
and just ask you a bit more about leadership, actually.
321
1185546
3212
19:48
You know, when people think of the nations that have performed best,
322
1188782
4452
İnsanlar en iyi performans gösteren ülkelerden bahsederken
genellikle bahsettikleri yerler --
19:53
they often refer to --
323
1193258
2119
19:55
when I say best, best in response to the current pandemic --
324
1195401
3502
en iyi derken, şu anki pandemiye en iyi karşılık veren --
19:58
they often refer to Germany, New Zealand,
325
1198927
2722
genellikle Almanya, Yeni Zelanda, Güney Kore, Tayvan, Danimarka ve Norveç.
20:01
South Korea, Taiwan, Denmark and Norway.
326
1201673
3102
20:05
When they think of those that have performed worst,
327
1205506
2397
En kötü performans gösterenleri düşündüklerinde ise,
20:07
they often think of Spain, Italy, the UK, Belgium,
328
1207927
4841
akıllara genellikle İspanya, İtalya, Birleşik Krallık, Belçika, İsveç, İran
20:12
Sweden, Iran, Brazil, Russia
329
1212792
3293
Brezilya, Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri geliyor.
20:16
and the United States.
330
1216109
2314
20:19
All of that second group are run by men,
331
1219800
2817
İkinci grubun tamamı erkekler tarafından yönetiliyor,
20:22
all but one of the first group are run by women.
332
1222641
3095
biri hariç birinci grubun tamamı kadınlar tarafından yönetiliyor.
20:26
Is that a coincidence?
333
1226228
1467
Bu tesadüf mü?
20:29
KG: Well, now,
334
1229456
2134
KG: Biraz öznel konuşacağım ama
20:31
speaking a bit subjectively as a woman,
335
1231614
5373
20:37
I do believe that women are great to lead in a crisis.
336
1237011
6462
kadınların krizleri harika yönetebildiğine inanıyorum.
20:44
They are more likely to show empathy,
337
1244140
5325
Kadınların empati göstermeleri,
20:49
to care about the most vulnerable people
338
1249489
3125
savunmasız insanları önemsemeleri
20:52
and to be able to speak about that.
339
1252638
3130
ve bunun hakkında konuşmaları daha olası.
20:56
They are decisive.
340
1256828
1201
Kadınlar kararlıdır.
20:58
I can say that for myself,
341
1258053
1847
Bunu kendim için de söyleyebilirim, biz eylemden güç alıyoruz.
20:59
we take energy from action.
342
1259924
4243
21:04
And we don't tend to, kind of, mourn and complain
343
1264921
6318
Ve bir bakıma kederlenmeye ve şikayet etmeye fazla meyilli değiliz.
21:11
too much.
344
1271263
1780
21:14
So there is perhaps something to be said
345
1274342
3965
Dolayısıyla belki gelecek için
21:18
about the value of gender equality for the future.
346
1278331
4986
cinsiyet eşitliğinin önemi hakkında söylenecek bir şey vardır.
21:24
Bring more women for this world of more crisis ahead of us.
347
1284355
5874
Önümüzdeki daha fazla krizli bu dünya için daha fazla kadın getirin.
21:31
CA: It's obviously hard to make generalizations about gender of any kind,
348
1291760
3643
CA: Cinsiyet hakkında herhangi bir genelleme yapmanın zor olduğu açık,
21:35
but I mean, is there also, almost, something
349
1295427
3261
ama, bu noktada ayrıca, ayıntıları kavramak konusunda
21:38
about the embracing of nuance,
350
1298712
2079
21:40
that women might be better at that than men?
351
1300815
2054
kadınların erkeklerden daha mı iyi?
21:42
Men are often, it's like, "let's win, let's conquer,"
352
1302893
3304
Erkeler genellikle "hadi kazanalım, hadi fethedelim,"
21:46
and in a situation like this, where it's all probabilities,
353
1306221
3892
ve bunun gibi bir durumda, her şey olasılıklardan ibaretken
21:50
it's like, there are so many complex dials to turn
354
1310137
3576
bu tehlikeli pandemi makinesiyle mücadele ederken
21:53
on this dangerous pandemic machine that we're trying to wrestle.
355
1313737
6864
yapılması gereken birçok karmaşık şey var.
Kadınlar ayrıntılarla baş etmekte daha mı iyi?
22:00
I mean, are women better at handling nuance?
356
1320625
3000
22:04
KG: Let me say something, Chris.
357
1324315
1548
Bir şey söyleyeyim, Chris.
22:05
We need everybody,
358
1325887
1157
Herkese ihtiyacımız var.
22:07
and we need this mixture of experience, knowledge and predisposition.
359
1327068
5308
Deneyim, bilgi ve yatkınlığın karışımına ihtiyacımız var.
22:12
Men and women coming together.
360
1332400
2762
Erkeklerin ve kadınların toplanmasına.
Kararlar verirken farklı bakış açılarının olması bence harika.
22:15
I find it that it is great to have different perspectives
361
1335186
5597
22:20
when we make decisions.
362
1340807
1334
22:22
Then, the chances of making a good decision are higher.
363
1342165
4778
O zaman, iyi kararlar verme olasılığımız artar.
22:26
So we need each other,
364
1346967
3283
Bu yüzden birbirimize ihtiyacımız var,
22:30
but we also need to recognize is that yes, there are certain things,
365
1350274
3944
ama şunu da kabul etmeliyiz, evet, belirli şeyler var,
22:34
I have seen it time and again,
366
1354242
3089
çokça kez gördüm,
22:37
women are more willing to find a pathway to compromise,
367
1357355
4405
kadınlar orta yolu bulup anlaşmaya daha istekli,
22:41
they're more willing to be corrected if they're wrong.
368
1361784
5965
hatalılarsa düzeltilmeye daha istekliler.
22:47
Say, "Oh, OK, that's a good point,
369
1367773
1747
"Tamam, bu iyi bir tespit, kendi düşüncemle entegre edeyim" demeye.
22:49
let me integrate it in the way I think about it."
370
1369544
3084
22:52
And when you are in uncertainty,
371
1372987
2836
Ve tereddütteseniz, bu karar verirken büyük bir avantaj.
22:55
that is a huge advantage in decision-making.
372
1375847
4436
23:01
CA: So perhaps talk a bit more about your own leadership in this moment.
373
1381742
3603
CA: O zaman belki sizin şu anki liderliğiniz hakkında konuşursunuz.
23:05
I mentioned you've only recently come to this job.
374
1385369
2407
Bu işe daha yeni başladığınızdan bahsetmiştim.
23:07
Before that, you were European Commissioner,
375
1387800
2225
Ama ondan önce Avrupa Komisyon Üyesiydiniz,
23:10
you dealt with humanitarian crises in more than one part of the world.
376
1390049
5068
dünyanın birden fazla bölgesinde insanlık krizleriyle uğraştınız.
23:15
And in your own country, Bulgaria,
377
1395141
1666
Ve kendi ülkenizde, Bulgaristan'da, ülkenin toptan değişimine tanık oldunuz,
23:16
you witnessed the wholesale transformation of the country,
378
1396831
2722
23:19
both politically and economically.
379
1399577
2523
hem siyasi hem ekonomik olarak.
23:22
What lessons can you bring from your past experience
380
1402124
3539
Geçmiş tecrübelerinizden bu ana hangi dersleri getirebilirsiniz?
23:25
to this moment?
381
1405687
1571
23:28
KG: Well, there are many things I learned.
382
1408607
2463
KG: Öğrendiğim çok şey var.
23:31
I was very fortunate to have these multiple experiences
383
1411094
3924
Şu anki işim için birçok tecrübemin olması yönünden şanslıydım.
23:35
for the job I have now.
384
1415042
2190
23:37
But let me highlight three.
385
1417788
2501
Ama üçünü vurgulayayım.
23:40
First, how critically important it is
386
1420891
4812
Birincisi, bir krize hazırlanmanın ne derece önemli olduğu.
23:45
to prepare for a crisis.
387
1425727
5539
23:51
Kind of, think of the unthinkable,
388
1431290
2208
Bir nevi, düşünülmezi düşünmeyi
23:53
and then act with some foresight
389
1433522
5079
ve sonra bir şok anında biraz ileri görüşlülük ile hareket etmeyi.
23:58
when a shock hits you.
390
1438625
2842
24:02
You have a title for this series called "Build Back Better."
391
1442638
6333
Bu seri için bir isminiz var: "Build Back Better."
24:09
I actually would like to modify it, if I may,
392
1449463
3053
Aslında biraz değiştirmek istiyorum, müsaade ederseniz
24:12
and I would talk about "Build Better Before."
393
1452540
5021
ve "Build Better Before" hakkında konuşurum.
24:19
Preparedness, prevention, pay off big time.
394
1459172
4721
Hazır olma, engelleme büyük fayda sağlar.
24:24
The second --
395
1464990
1151
İkincisi--
24:26
and not necessarily in priority, it is as important --
396
1466165
3904
tam olarak öncelikli değil ama en az o kadar önemli --
24:30
is collective action,
397
1470093
2856
toplu eylem,
24:32
working together.
398
1472973
2390
birlikte çalışmak.
24:35
Seeking help, offering help.
399
1475387
2507
Yardım istemek, yardım etmek.
24:39
Makes a huge difference in an emergency.
400
1479085
4389
Acil durumlarda çok büyük bir fark yaratıyor.
24:43
And the third is something I learned time and again.
401
1483498
3533
Ve üçüncüsü tekrar tekrar öğrendiğim bir şey.
24:47
We don't know our internal strength
402
1487927
4627
İçimizdeki gücün darbe alana kadar farkında olmuyoruz.
24:52
until we are hit.
403
1492578
2325
24:55
We are so resilient,
404
1495451
1761
Çok dirençliyiz,
24:57
we are so able to withstand shocks,
405
1497236
4957
şokları çok iyi atlatabiliyoruz,
25:02
especially when we come together,
406
1502217
3201
özellikle bir araya geldiğimizde,
25:05
that this always gives me this sense of optimism
407
1505442
4445
bu bende hep şöyle bir iyimserlik algısı yaratıyor,
25:09
that, as hard as it is, we can overcome it.
408
1509911
6777
ne kadar zor olursa olsun, üstesinden gelebiliriz.
25:16
From the days when my country collapsed, the economy collapsed,
409
1516712
4335
Ülkemin, ekonominin çöktüğü günlerden,
25:21
I would get up at four o'clock in the morning,
410
1521071
2380
sabah saat 4'te kalkıp kızıma süt almak için sıraya girdiğim günlerden,
25:23
queue to buy milk for my daughter,
411
1523475
3008
25:26
to the days when I would see Syrian refugees in terrible situations
412
1526507
6314
Suriyeli sığınmacıların berbat durumlarda birbirlerine
25:32
helping each other,
413
1532845
2270
yardım ettiğini gördüğüm günlerden,
25:35
to today, when I'm the head of the IMF,
414
1535139
4031
IMF'nin başkanı olduğum bugünlere,
25:39
that internal strength,
415
1539194
2111
iç gücün,
25:41
our power of resilience,
416
1541329
4542
dayanma gücümüzün,
25:45
the more we are together,
417
1545895
2134
ne kadar birlikte olursak,
25:48
the more it is amplified.
418
1548053
2541
o kadar güçleneceğini öğrendim.
25:52
CA: Actually, could you talk a bit more about the role of the IMF,
419
1552196
3118
CA: Aslında, IMF'nin rolü hakkında biraz daha konuşabilir misiniz,
25:55
especially as we look forward to trying to recover from this?
420
1555338
3168
özellikle bu durumdan iyileşmeye çalışmayı iple çekerken?
25:58
What specifically can your organization do
421
1558530
3634
Kuruluşunuz bize ileriye götürmek için özellikle ne yapabilir?
26:02
to take us forward?
422
1562188
1267
26:04
KG: So there are three things that are quite unique for the IMF,
423
1564347
3667
KG: IMF için oldukça eşsiz üç şey var
26:08
and they're really so important in a time of crisis.
424
1568038
4443
ve kriz anında çok önemliler.
26:12
The first one is to give a good diagnostic of what is happening
425
1572989
4150
Birincisi ne olduğu ve ne yapılabileceği hakkında iyi bir teşhis koymak.
26:17
and what is the way forward.
426
1577163
1866
26:19
Let me just say, in this crisis,
427
1579584
2230
Krizin ilk haftaları,
26:21
in the very first weeks,
428
1581838
1800
26:23
we put together, we call it policy action tracker, for 193 countries.
429
1583662
6574
193 ülke için politika eylemi izcisi dediğimiz şeyi oluşturduğumuzu belirteyim.
26:30
What actions are countries taking,
430
1590260
2122
Ülkeler hangi önlemleri alıyor,
26:32
how they can learn from each other,
431
1592406
2060
birbirlerinden nasıl öğrenebilirler,
26:34
so we can be more effective together.
432
1594490
2594
ki birlikte daha etkili olabilelim.
26:37
We are adding to it, now,
433
1597108
2241
Şimdi buna, tam bu sebep için
26:39
actions for responsible reopening of the economies
434
1599373
4206
ekonomilerin sorumlu bir şekilde yeniden açılışı için önlemleri de ekledik.
26:43
exactly with that purpose.
435
1603603
2135
26:46
What we are known best for,
436
1606175
1680
En iyi tanındığımız şey, mali ilk yardımcı olmamız.
26:47
we are the financial first responder.
437
1607879
3719
26:52
We are coming in this incredible shock
438
1612633
4500
Bu inanılmaz şoka kayda değer mali ateş gücüyle geliyoruz.
26:57
with very significant financial firepower.
439
1617157
4361
Ve insanların bilmediği şey IMF'nin birçok aracının olduğu.
27:02
And what people don't know is that the Fund has multiple instruments.
440
1622109
6535
27:08
Emergency financing is the one we doubled for this crisis.
441
1628668
4738
Acil finansmanı bu kriz için iki katına çıkardık.
27:13
And it is no conditionalities.
442
1633739
2223
Ve bu bir şartlılık değil.
27:15
We are asking one thing, Chris.
443
1635986
2533
Bir şey istiyoruz, Chris.
Doktorlarınıza maaşlarını ödeyin ve hemşirelerinizi, hastanelerinizi,
27:19
Pay your doctors and your nurses, your hospitals,
444
1639180
3666
27:22
protect your most vulnerable people and parts of the economy.
445
1642870
3286
en savunmasız insanlarınzı ve ekonominin bölümlerini koruyun.
27:26
That's it, this is the condition.
446
1646180
1975
İşte bu, şart bu.
27:28
And the third thing we do at the Fund
447
1648710
2762
Ve IMF'de yaptığımız üçüncü şey
27:31
is to help countries have the capacity for good policies.
448
1651496
5065
ülkelerin iyi politikalar için kapasite oluşturmalarına yardım etmek.
27:36
After the financial crisis,
449
1656585
2976
Mali krizden sonra,
27:39
we helped many countries to have good debt management,
450
1659585
3660
birçok ülkeye iyi borç yönetimleri, iyi kamu maliyesi yönetimleri,
27:43
good fiscal management,
451
1663269
1745
şeffaflıkları ve mali sorumlulukları olsun,
27:45
transparency and accountability
452
1665038
1762
27:46
to improve the performance of public finance.
453
1666824
4025
kamu finansmanlarının performansı artsın diye yardım ettik.
27:51
So the Fund is not a very big organization
454
1671213
5032
IMF herhangi bir standarda göre çok büyük bir kuruluş değil,
27:56
by any standard,
455
1676269
1151
27:57
we are some 3,000 people.
456
1677444
2007
yaklaşık 3,000 kişiyiz.
27:59
Highly professional, incredibly committed.
457
1679816
3329
Son derece profesyonel, inanılmaz bir şekilde odaklı,
28:03
When you use the expression "all hands on deck," that's us.
458
1683522
5301
"Herkes iş başına" sözünü kullanırsanız, bu biziz.
28:09
And it is a digital deck,
459
1689696
1445
Ve bu dijital bir iş,
28:11
it is a digital deck these days.
460
1691165
2133
bu günlerde dijital bir iş.
28:14
CA: I mean, this is a global crisis.
461
1694688
2183
CA: Bu küresel bir kriz.
28:16
A lot of people are worried that unlike perhaps even in 2008,
462
1696895
3558
Birçok kişi belki 2008'den bile farklı olarak,
28:20
where it really did seem there was a lot of global cooperation,
463
1700477
3063
ki o zaman gerçekten çok fazla küresel iş birliği var gibiydi,
28:23
there's actually, in some worrying ways,
464
1703564
1958
aslında belki, bazı endişelendirici yönlerde
28:25
less this time?
465
1705546
2308
bu sefer daha az vardır diye endişeleniyor.
Bunu atlatmamız için bunun ne kadar kritik olduğu sizi endişelendiriyor mu?
28:29
Are you worried about
466
1709000
1228
28:30
how crucial is that to getting us through this?
467
1710252
2864
28:33
KG: I mean, my preoccupation is,
468
1713966
3706
KG: Benim kaygım,
28:37
in our mandate, in my area of responsibility,
469
1717696
3167
talimatlarımızda, sorumlu olduğum bölgede,
28:40
bring the membership together.
470
1720887
1483
üyeleri bir araya getirmek.
28:42
We have almost the whole world,
471
1722394
2357
Yaklaşık tüm dünya var,
28:44
189 countries are our members,
472
1724775
2976
189 ülke üyemiz.
28:47
and so far, I am very impressed by how responsive the membership has been.
473
1727775
6881
Ve şimdiye kadar, üyelerin duyarlılığı beni etkiledi.
28:54
I put in front of them in the spring
474
1734680
3116
İlkbaharda karşılarına bir paket koydum,
28:57
a package, very strong package of measures
475
1737820
3043
IMF'nin krizdeki rolünü genişletmek için tedbirlerle dolu çok güçlü bir paket.
29:00
to expand the role of the IMF in the crisis.
476
1740887
3857
29:04
Everything that we ask for --
477
1744768
2158
İstediğimiz her şeyi --
29:06
we ask for doubling emergency financing,
478
1746950
2887
acil finansmanın iki katına çıkarılmasını istedik,
29:09
we got it.
479
1749861
1161
kabul edildi.
Çok ilginç.
29:11
Very interesting.
480
1751046
1167
Finansman imtiyazının üç katına çıkmasını istedik.
29:12
We ask for tripling concession of financing.
481
1752237
3084
29:15
Exactly because, you know,
482
1755345
2326
Kesinlikle çünkü, biliyorsun,
29:17
like the virus hits people with a weak system the hardest,
483
1757695
4388
virüs zayıf sistemli insanları en ağır yaraladığı gibi,
29:22
the crisis hits weak economies the hardest.
484
1762107
3722
kriz de zayıf ekonomileri en ağır şekilde yaralıyor.
29:25
So we wanted to triple concession of financing.
485
1765853
3413
Bu yüzden finansman imtiyazının üç katına çıkmasını istedik.
29:29
Within one month, we got it.
486
1769290
3779
Bir ay içerisinde, kabul edildi.
29:33
We asked for grants for debt relief,
487
1773497
2937
Borçların ödenmesi için yardım istedik,
29:36
we got it.
488
1776458
1168
kabul edildi.
29:37
So what I'm trying to say here is that we need to focus
489
1777650
5425
Yani burada demek istediğim
dünyayı bir araya getirmenin yollarına odaklanmalıyız.
29:43
on ways in which we bring the world together.
490
1783099
4037
29:47
And then act on that.
491
1787621
3526
Ve sonra buna göre hareket etmeliyiz.
29:51
Rather than complaining
492
1791171
3390
Her şeyin belki olması gerektiği gibi olmadığı için şikayet etmektense,
29:54
that maybe not everything is the way it should be,
493
1794585
4524
29:59
do your duty to the global community.
494
1799133
3166
küresel topluma vazifemizi yerine getirmeliyiz.
30:03
CA: Well, indeed.
495
1803387
1151
CA: Aynen.
30:04
And the IMF is dependent on the financing from its members,
496
1804562
4539
Ve IMF, üyelerinin finansmanına bağlı,
30:09
its key members.
497
1809125
1151
anahtar üyelerinin.
30:10
KG: Yes.
498
1810300
1285
30:11
CA: I mean, you spoke of the trillion dollars
499
1811609
2315
CA: İhtiyacı olan uluslara
30:13
that you are looking to make available to nations that need it.
500
1813948
4097
sağlamak istediğiniz trilyonlarca dolardan bahsettiniz.
30:18
As I read it, that comes from --
501
1818069
1730
Okuduğuma göre, bunun kaynağı --
30:19
you've got these units called Special Drawing Rights.
502
1819823
4127
özel çekme hakları adında birimleriniz var.
30:23
You basically draw a currency from members.
503
1823974
2472
Temel olarak üyelerden para çekiyorsunuz.
30:26
And hasn't there been pushback, though, from the US,
504
1826470
3088
Ama buna rağmen, ABD'den para toplamak için olan bu çabalarınızı engellemek için
30:29
to block that effort of raising all that money?
505
1829582
4848
bir direniş gelmedi mi?
30:35
KG: So the one trillion dollars is from our quotas
506
1835338
5833
KG: Şöyle, bir trilyon dolar bizim kotalarımızdan
30:41
and also from our ability to move money
507
1841195
5106
ve ayrıca gelişmiş ekonomilerdeki zengin üyelerimizden para alıp
30:46
from well-to-do members from the advanced economies
508
1846325
5710
çok düşük ya da sıfır payla gelişmekte olan piyasalara
30:52
and lend it at very low or zero interest
509
1852059
4079
30:56
to the developing emerging markets.
510
1856162
2833
ödünç verme yetimizden.
30:59
And we had this one trillion
511
1859019
1580
Ve bu bir trilyon dolara sahiptik,
31:00
and what was very interesting, not everybody noticed that --
512
1860623
3644
İlginç olan, ABD'nin, iki trilyon dolarlık teşvik paketlerinde,
31:04
the US, in their two trillion dollars stimulus package,
513
1864291
5016
31:09
included the support for the IMF.
514
1869331
2846
IMF için desteği dahil ettiğini herkes fark etmedi.
31:12
The Special Drawing Rights
515
1872911
2031
Özel çekme hakları
31:14
is something that we, indeed,
516
1874966
2264
üyelikte gerçekten de henüz uzlaşmaya varabildiğimiz bir şey değil.
31:17
don't have yet consensus among the membership to do.
517
1877254
4370
31:22
It was done during the 2009 crisis,
518
1882173
5491
Likidite kullanılarak 2009 krizinde uygulanmıştı,
31:27
issuing liquidity,
519
1887688
3430
ve herkese ulaştı.
31:31
and it goes to everybody.
520
1891142
1977
31:33
And there are many voices, including mine --
521
1893763
2547
Çok fazla ses var, buna benimki dahil.
31:36
I spoke to the G20 about that --
522
1896334
2538
Hatta G20'yle bunun hakkında konuştum --
31:38
that are saying, well, that may be a good thing to do now.
523
1898896
3025
Belki de şimdi uygulamanın iyi bir şey olacağını söylüyorlar.
31:42
It is not being supported for reasons.
524
1902752
4361
Belirli sebepler yüzünden desteklenmiyor.
31:47
It is not just capriciously.
525
1907137
2276
Ve bunlar anlık sebepler değil.
31:49
The problem with Special Drawing Rights is that when we issue them,
526
1909958
4786
Özel çekme haklarının sorunu onları dağıttığımızda
31:54
they go to all members,
527
1914768
1762
tüm üyelere gidiyorlar,
31:56
and the advanced economies get 62 percent of the new allocation,
528
1916554
5532
ve gelişmiş ekonomiler yeni paylaştırımın yüzde 62'sini alıyor,
32:02
and there are some that are saying,
529
1922110
2285
ve bazıları şunu söylüyor,
32:04
"Can we think of something that is more directed,
530
1924419
3280
"Daha doğrudan bir şey düşünebilir miyiz?
32:07
or exclusively directed to those who need it?"
531
1927723
3385
veya sadece ihtiyacı olanlara hitap eden bir şey?''
32:11
But, Chris, everything is on the table for us.
532
1931465
2731
Ama, Chris bizim için her şey masanın üzerinde.
32:14
As the crisis unfolds,
533
1934220
4420
Kriz geliştikçe
32:18
we need to do more, we bring the membership to do more.
534
1938664
4362
daha fazla şey yapmalıyız, üyeliğin de daha fazla şey yapmasını sağlamalıyız.
32:25
CA: Whitney.
535
1945034
1150
CA: Whitney.
32:26
WPR: We actually have a question from the community
536
1946915
2389
WPR: Aslında şu an tartıştığınız konu üzerine topluluktan bir soru var.
32:29
that builds on what you're discussing right now.
537
1949328
2511
32:31
Yavnika Khanna asks,
538
1951863
2008
Yavnika Khanna,
32:33
"Which countries will prove to be resilient in the Great Transformation:
539
1953895
3420
"Hangi ülkeler Büyük Değişim'de dirençlerini kanıtlayacak:
popüler liderlere sahip olanlar mı, sağlam mali sisteme sahip olanlar mı?
32:37
those with popular leaders or those with sound financial systems?"
540
1957339
3494
32:41
KG: You know, they both matter.
541
1961507
2381
KG: İkisi de önemli.
32:44
Countries with strong fundamentals
542
1964762
2943
Güçlü ekonomik temelleri olan ülkeler bu krizi
32:47
are clearly going through this crisis
543
1967729
4610
32:52
with less trauma than those that had weak fundamentals to begin with.
544
1972363
6647
zayıf temelleri olanlardan açıkça daha az travmayla atlatıyor.
32:59
And of course, leadership matters.
545
1979458
2814
Ve tabii ki liderlik önemli.
33:02
How you mobilize a country for action matters.
546
1982296
4126
Bir ülkeyi eylem için nasıl hareketlendirdiğiniz önemli.
33:07
In my view, what we would see on the other side,
547
1987470
4016
Benim görüşüme göre, diğer tarafta göreceğimiz şey
kazananların bunun bir kriz ama aynı anda bir fırsat olduğunu düşünenler olacak.
33:11
the winners would be those who think today of this crisis
548
1991510
5977
33:17
also as an opportunity.
549
1997511
2250
33:20
Clearly, digital transformation is a huge opportunity.
550
2000833
4516
Açık bir biçimde, dijital dönüşüm büyük bir fırsat.
33:25
Moving to e-learning, e-government,
551
2005969
4785
E-eğitime, e-hükûmete, e-ödemelere, e-ticarete yönelen,
33:30
e-payments, e-commerce,
552
2010778
3299
33:34
linking small and medium-sized enterprises
553
2014101
4286
küçük ve orta boylu işletmeleri dijital yolla müşterilere bağlayan,
33:38
through digital to consumers,
554
2018411
2039
33:40
big winner.
555
2020474
1150
büyük kazanan olacak.
33:42
Secondly, I very much hope
556
2022625
3785
İkincisi, öyle umuyorum ki
33:46
that we would come on the other side
557
2026434
3905
diğer tarafa geçişimiz
33:50
with a low carbon footprint
558
2030363
2767
daha düşük karbon ayak iziyle
33:53
and a more climate-resilient economy.
559
2033154
3125
ve iklime daha dirençli bir ekonomiyle olacak.
33:56
Those who move in this direction,
560
2036821
2508
Bu yöne hareket edenler,
kendileri için ve dünya için riski azaltır.
33:59
they would reduce the risk for themselves and the world.
561
2039353
4802
34:04
From this other crisis,
562
2044918
1439
Diğer krizden,
34:06
that we are not talking so much about these days,
563
2046381
2298
bu günlerde hakkında çok konuşmuyoruz
34:08
but it hasn't gone anywhere.
564
2048703
2000
ama hiçbir yere gitmedi.
34:10
And you know, if you don't like pandemic,
565
2050727
2294
Pandemi sevmiyorsanız
34:13
you are not going to like the climate crisis at all.
566
2053045
4520
iklim krizini hiç sevmeyeceksiniz.
34:18
And also, countries that are thinking
567
2058407
2484
Ayrıca, ülkeler artık
34:20
of how to make the economy in the future
568
2060915
6789
gelecekte nasıl daha adil bir ekonomi yaratacaklarını düşünüyor.
34:27
a fairer economy.
569
2067728
1603
34:29
In other words,
570
2069355
1738
Başka bir ifadeyle,
krizden önce eşitsizliğin geliştiğini gördük.
34:31
we have been seeing inequality building up before this crisis.
571
2071117
5570
34:37
My colleagues who have researched pandemics
572
2077712
4079
Pandemileri araştıran iş arkadaşlarımın bizim için acı bir dersi var.
34:41
have a very bitter lesson for us.
573
2081815
2738
34:44
After pandemics,
574
2084577
1222
Pandemilerden sonra,
34:45
after H1N1,
575
2085823
4722
domuz gribinden sonra,
34:50
after SARS, after Zika,
576
2090569
3516
SARS'tan sonra, Zika'dan sonra,
eşitsizlik artıyor.
34:54
inequality goes up.
577
2094109
1267
34:56
Well, are we going to let inequality to go up, up,
578
2096760
4118
Peki bu krizden sonra adaletsizliğin artmasına izin mi vereceğiz?
35:00
after this crisis?
579
2100902
1151
35:02
And if we do,
580
2102077
1587
Ve eğer verirsek
35:03
we are damaging the fabric of our societies,
581
2103688
3246
toplumlarımızın bünyelerine zarar vereceğiz
35:06
and my sense is that hundreds of millions of people in this crisis
582
2106958
6078
ve hislerime göre bu krizdeki yüz milyonlarca insan
35:13
would much prefer to have a simpler, fairer,
583
2113060
6204
daha kolay, daha adil, daha eşitlikçi bir dünyada yaşamayı tercih eder;
35:19
more equitable world to live in,
584
2119288
2934
35:22
and definitely, a more sustainable world.
585
2122246
2978
kesinlikle daha sürdürülebilir bir dünyada.
35:26
CA: Mm.
586
2126619
1395
35:28
KG: Those would be the winners.
587
2128038
1733
KG: Bunlar kazananlar olur.
35:32
WPR: Definitely.
588
2132038
1170
WPR: Kesinlikle.
35:33
And just one more question from our community,
589
2133232
2143
Son birkaç soru için sözü Chris'e vermeden topluluğumuzdan gelen bir soru daha var.
35:35
before turning it back to Chris for some final questions here.
590
2135399
3574
35:38
You know, this one is from Sarah Rugheimer.
591
2138997
3222
Bu Sarah Rugheimer'dan.
35:42
And the question is,
592
2142243
2460
Soru şu,
35:44
"What do you see as the main potential positive shifts / changes
593
2144727
4572
"Bu dünyada pandemiden 2-10 yıl sonra
35:49
in this world
594
2149323
1341
35:50
from this pandemic, say, two to 10 years from now?"
595
2150688
3238
hangi olası değişiklikleri görüyorsunuz?"
35:54
KG: Well, I touched upon it a little bit.
596
2154966
3643
KG: Buna biraz değinmiştim.
35:58
First, I hope to see fiscal policy
597
2158633
5627
Öncelikle, maliye politikamızın
36:05
to help us recover
598
2165411
2944
çevresel toparlanmada hız kazanma
36:08
to be geared towards green recovery
599
2168379
5177
36:13
and more equitable recovery.
600
2173580
3047
ve daha adil bir iyileşme için yardımcı olmasını umuyoruz.
36:17
And that is something that is in the hands of policymakers.
601
2177699
3933
Bu siyasetçilerin elinde olan bir şey.
36:21
It can be done.
602
2181656
1905
Yapılabilir bir şey.
36:24
Secondly, I very much hope to see us
603
2184617
6286
İkincil olarak, edindiğimiz sanal deneyimi
36:30
integrating what we have learned from the crisis,
604
2190927
4175
hayatımıza entegre etmiş olmayı çok görmek isterim.
36:35
in terms of virtual work.
605
2195126
4468
36:40
My organization, the IMF,
606
2200126
2429
Kuruluşum, IMF,
36:42
well, we can shrink our carbon footprint dramatically
607
2202579
4516
sadece şu an geliştirdiğimiz uygulamaları güçlendirerek
36:47
just by sustaining the practices we are developing now,
608
2207119
3658
karbon ayak izimizi önemli ölçüde küçültebiliriz
36:50
and we will.
609
2210801
1318
ve küçülteceğiz.
36:53
I certainly hope to see, in the future,
610
2213436
5004
Gelecekte, kesin olarak,
36:58
much more attention to two things that we saw in this crisis are essential.
611
2218464
5923
bu krizde gerekli olduğunu gördüğümüz iki şeye
daha çok ilgi gösterildiğini görmek istiyorum.
37:04
Universal access to health in some form,
612
2224951
3166
Sağlık hizmetlerine evrensel erişim,
37:08
strong health systems,
613
2228141
2238
güçlü sağlık sistemlerinin yanı sıra
37:10
as well as strong social safety nets,
614
2230403
4966
güçlü sosyal güvenlik ağları
37:15
built as automatic stabilizers in a time of shock.
615
2235393
4730
kriz anında otomatik istikrar sağlayıcıları olarak devreye girer.
37:20
And by the way, it is cheaper if we do it in this way.
616
2240425
4224
Bu arada, bu şekilde yaptığımızda çok daha ucuza geliyor.
37:25
The bill for everyone is going to be smaller.
617
2245174
5183
Fatura herkes için daha küçük olacak.
37:32
And also, I very much hope that this notion of investing in people,
618
2252278
5895
Ayrıca, insanlara yatırım yapma düşüncesinin,
37:38
recognizing that now that we see this horrible tragedy,
619
2258197
4532
burada kaybettiğimiz insanları ve bu berbat trajediyi hatırlatmak isterim,
37:42
the loss of lives,
620
2262753
2238
en iyi yatırım olduğunu görmeyi umuyorum.
37:45
that investing in people is the very best investment we can make.
621
2265015
5809
37:52
CA: Mm.
622
2272450
1232
37:53
WPR: That's great.
623
2273706
1150
WPR: Bu harika.
37:56
CA: So, see you again in a minute, Whitney.
624
2276418
3272
CA: Bir dakikaya tekrar görüşürüz, Whitney.
38:01
Kristalina, it's so --
625
2281641
1333
Kristalina, o kadar-
o kadar ilham verici ki, gerçekten, bu enerjiyi görmek,
38:06
It's so inspiring, actually, hearing the energy and stuff,
626
2286379
2952
38:09
the energy that you're bringing to this.
627
2289355
1998
bu işe getirdiğin enerjiyi.
38:11
I don't think many people coming into this
628
2291377
2455
Bu videoya gelen çoğu kişinin
38:13
would have expected to hear, from the head of the IMF,
629
2293856
3830
IMF başkanından şu konulara vurgu yapmasını beklemiyor:
38:17
this emphasis on, you know,
630
2297710
2199
"Hadi iklim krizini çözelim,
38:19
"Let's solve the climate crisis,
631
2299933
1920
38:21
let's tackle inequality and injustice."
632
2301877
5293
hadi adaletsizlik ve haksızlık ile mücadele edelim."
Bu anın, bu krizin
38:27
Do you really believe that this moment,
633
2307871
3404
bizi gerçekten büyük bir değişime yönlendirebileceğine inanıyor musun?
38:31
this crisis could help lead us into a great transformation?
634
2311299
5168
38:36
People will feel it's your job to sound positive,
635
2316491
2691
İnsanlar olumlu görünmek işinmiş gibi hissedecek,
38:39
you have to do that.
636
2319206
2039
yapmak zorunda olduğunu düşünecek.
38:41
Do you really see the path forward that we can get through this,
637
2321626
5181
Gerçekten bunun üstesinden gelmemiz için ileriye giden yolu görüyor musun
38:46
and what sort of timescale are we talking about here, Kristalina?
638
2326831
4397
ve burada nasıl bir zaman ölçeğinden bahsediyoruz, Kristalina?
38:52
KG: Well, you know, one thing I learned from the transition I lived through,
639
2332411
5015
KG: Geçirdiğim değişimde öğrendiğim bir şey,
38:57
the transition from central planning to markets,
640
2337450
2864
merkezi planlamadan piyasalara olan değişimden,
39:00
is it is tough, it is long, it is painful
641
2340338
4533
zor, uzun, acı verici
39:04
and it is a road that takes turns.
642
2344895
1952
ve değişimli bir yolculuk.
39:06
So I don't have an expectation of miracle from here to there.
643
2346871
5754
Bundan dolayı buradan oraya bir mucize beklemiyorum.
39:12
But I genuinely believe that we are now
644
2352649
6340
Fakat gerçekten de şuna inanıyorum ki
öyle bir tarihi noktadayız ki
39:19
in a point of our history
645
2359013
3120
39:22
when people demand from their leaders
646
2362157
5183
insanlar liderlerinden emniyet ve güvenlik
39:27
safety and security
647
2367364
3023
39:30
and a society that is not torn apart by conflicts.
648
2370411
6622
ve çatışmalarla ayrışmayan bir toplum istiyor.
39:37
And that is actually not unusual to see.
649
2377914
3992
Ve bu aslında görülmesi olağan dışı değil.
39:41
So, I would turn the table a little bit on you, Chris.
650
2381930
4607
Bunun yüzünden, durumu biraz sana çevireceğim, Chris.
Bir savaştan sonra,
39:47
After a war,
651
2387530
1642
39:49
we see the world coming together
652
2389196
2064
dünyanın bir araya geldiğini
39:51
and building a better world.
653
2391284
2642
ve daha iyi bir dünya kurduğunu görüyoruz.
39:53
Why not after a pandemic?
654
2393950
1667
Neden bir pandemiden sonra bu olmasın?
39:57
And yes,
655
2397128
3174
Ve evet,
40:00
we can make mistakes and not take the right road to travel.
656
2400326
6409
hata yapabiliriz ve doğru yolu seçemeyebiliriz.
40:08
But we certainly have an obligation to try to get on that road.
657
2408157
6730
Ama kesinlikle o yolu bulmayı denemek için bir yükümlülüğümüz var.
40:16
CA: So if you could just inject --
658
2416315
1635
CA: Enjekte edebilseydin--
40:17
KG: And everybody matters for that.
659
2417974
2986
KG: Ve bunun için herkes önemli.
40:22
CA: So if you could inject one idea into the mind of everybody,
660
2422212
5214
CA: Herkesin aklına bir fikir enjekte edebilecek olsaydın
40:27
or into to the world leaders who listen to you,
661
2427450
3453
ya da seni dinleyen dünya liderlerinin,
40:30
what would that idea be at this moment?
662
2430927
3094
şu an o fikir ne olurdu?
40:36
KG: Optimism.
663
2436133
1150
KG: İyimserlik.
40:38
Build a better world.
664
2438005
2195
Daha iyi bir dünya kurma.
40:42
Possible, desirable, we must do it.
665
2442608
3825
Mümkün, çekici, yapmak zorundayız.
40:49
CA: That sounds like optimism as the stance,
666
2449608
2065
CA: Bu kulağa bir duruş olarak iyimserlik gibi geliyor,
40:51
not just a naive belief that it will happen,
667
2451697
2072
olacağına dair saf bir inanış değil de
40:53
but a determination to make it so.
668
2453793
1858
öyle yapmak için bir kararlılık gibi.
40:55
That's what you're calling for.
669
2455675
1529
Olmasını istediğin şey bu.
40:57
To use that as the motivation to pull us all forward together.
670
2457228
3064
Ve bunu ilerlemek için motivasyon olarak kullanmayı istiyoruz.
41:02
KG: Chris, do I have one minute, or I'm done, I need to go?
671
2462094
3775
KG: Chris, bir dakikam var mı, yoksa bitti mi, gitmem mi gerekiyor?
41:07
CA: If you want to say one last thing in one minute, alright, go.
672
2467101
5430
CA: Bir dakikada son bir şey söylemek istiyorsan, peki, başla.
41:12
KG: I want to say one thing.
673
2472555
1866
KG: Bir şey söylemek istiyorum.
41:14
To recommend to the audience to watch the movie
674
2474946
5212
Seyiriclere "Casuslar Köprüsü"nü izlemelerini önermek istiyorum.
41:20
"Bridge of Spies."
675
2480182
1841
41:22
There is a part in the movie
676
2482563
1635
Filmde iki ana oyuncunun,
41:24
in which the two main actors,
677
2484222
6690
41:30
the lawyer and the Russian spy, talk to each other.
678
2490936
4975
avukatın ve Rus ajanının birbirleriyle konuştuğu bir bölüm var.
41:35
The lawyer says, "Things are very bad, it looks like you may hang."
679
2495935
3546
Avukat diyor ki, "İşler kötü, asılacakmışsın gibi görünüyor."
41:40
The spy is very calm.
680
2500379
1508
Ajan gayet sakin.
41:41
Lawyer says, "Aren't you worried?"
681
2501911
2515
Avukat, "Endişeli değil misin?" diyor.
41:44
The spy answers, "Would it help?"
682
2504450
2540
Ajan, "Fayda eder mi?" diye cevaplıyor.
41:48
So my message is, it is tough,
683
2508395
3809
Yani mesajım, şartlar zor ama endişe etmek yardım etmez.
41:52
but worries won't help.
684
2512228
3603
41:57
Positive action will.
685
2517657
2380
Pozitif eylem yardım eder.
42:00
Positive, stay positive, so that's my message.
686
2520061
3190
Pozitif, pozitif kalın, mesajım bu.
42:05
CA: Well, I have to say thank you.
687
2525465
1620
CA: Teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
Enerjini görmek aslında son derece ilham verici
42:07
It's incredibly inspiring, actually, to see your energy
688
2527109
3833
42:10
and your determined optimism, let's call it that.
689
2530966
4192
ve kararlı iyimserliğini, adını böyle koyalım.
42:15
I think we wish you the very best
690
2535182
2516
Pozisyonunu bizi bu karmaşadan çıkarmaya yardım etmek için kullanırken
42:17
as you use your position to help get us out of this mess.
691
2537722
4302
sanırım sana en iyisini diliyoruz.
42:22
Thank you so much, Kristalina, for spending time here at TED.
692
2542048
2935
Çok teşekkürler, Kristalina, TED'de vakit ayırdığın için.
42:25
Thank you.
693
2545007
1150
Teşekkürler.
42:26
WPR: Thank you, Kristalina.
694
2546484
1381
WPR: Teşekkürler, Kristalina.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7