What prosecutors and incarcerated people can learn from each other | Jarrell Daniels

45,875 views ・ 2019-06-25

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Gökçenur Asena Keskin Gözden geçirme: Merve Kılıç
00:12
When I look in the mirror today,
0
12770
1881
Bugün aynaya baktığımda
00:14
I see a justice and education scholar at Columbia University,
1
14675
4263
Columbia Üniversitesi'nde bir adalet ve eğitim hocası,
00:20
a youth mentor, an activist
2
20023
3626
bir gençlik danışmanı, bir aktivist
00:23
and a future New York state senator.
3
23673
1999
ve gelecekteki New York eyalet senatörünü görüyorum.
00:25
(Cheering)
4
25696
2580
(Gülüşmeler)
00:28
I see all of that
5
28300
2079
Tüm bunları görüyorum,
00:30
and a man who spent a quarter of his life in state prison --
6
30403
3745
aynı zamanda neredeyse bir insanın hayatına mal olacak bir eylem nedeniyle
00:35
six years, to be exact,
7
35736
1533
Rikers Adası'nda bir genç olarak
00:37
starting as a teenager on Rikers Island
8
37759
2747
hayatının çeyreğini, açık olmak gerekirse altı yılını
00:40
for an act that nearly cost a man his life.
9
40530
2261
devlet hapishanesinde geçiren bir adam görüyorum.
00:44
But what got me from there to here
10
44552
2246
Ama beni oradan bu noktaya getiren şey
00:47
wasn't the punishment I faced as a teenager in adult prison
11
47751
3698
yetişkin cezaevinde bir genç olarak karşılaştığım ceza
00:51
or the harshness of our legal system.
12
51473
1958
veya hukuk sistemimizin sertliği değildi.
00:54
Instead, it was a learning environment of a classroom
13
54402
3868
Benim ya da bir bütün olarak adalet sistemimiz için
00:58
that introduced me to something I didn't think was possible for me
14
58294
3313
mümkün olamayacağını düşündüğüm bir şeyi
01:02
or our justice system as a whole.
15
62403
1929
bana tanıtan bir sınıfın öğrenme ortamıydı.
01:05
A few weeks before my release on parole,
16
65506
2416
Şartlı tahliye edilmeden birkaç hafta önce,
01:07
a counselor encouraged me to enroll in a new college course
17
67946
2834
bir danışman beni cezaevinde sunulan yeni bir lisans dersine
01:10
being offered in the prison.
18
70804
1391
01:12
It was called Inside Criminal Justice.
19
72881
1875
Dersin adı "İçerideki Ceza Adaleti"ydi.
01:14
That seems pretty straightforward, though, right?
20
74780
2465
Oldukça açık görünüyor, değil mi?
01:17
Well, it turns out,
21
77269
1157
Ama görünüşe göre,
01:18
the class would be made up of eight incarcerated men
22
78450
2913
sınıf sekiz hükümlü erkekten
01:21
and eight assistant district attorneys.
23
81387
2125
ve sekiz bölge savcısı yardımcısından oluşuyordu.
01:25
Columbia University psychology professor Geraldine Downey
24
85013
3239
Columbia Üniversitesi Psikoloji profesörü Geraldine Downey
01:28
and Manhattan Assistant DA Lucy Lang
25
88276
2031
ve Manhattan Bölge Savcısı Yardımcısı Lucy Lang
01:30
co-taught the course,
26
90331
1222
dersi birlikte verdiler
01:31
and it was the first of its kind.
27
91577
1923
ve bu türünün ilk örneğiydi.
01:34
I can honestly say
28
94067
1281
Açıkça söyleyebilirim ki,
01:36
this wasn't how I imagined starting college.
29
96186
2275
ben üniversiteye böyle başlamayı hayal etmemiştim.
01:39
My mind was blown from day one.
30
99345
1913
İlk günden aklım başımdan gitti.
01:41
I assumed all the prosecutors in the room would be white.
31
101282
2814
Odadaki bütün savcıların beyaz olacağını sanmıştım.
01:44
But I remember walking into the room on the first day of class
32
104831
3262
Ama sınıfın ilk günü odaya yürüdüğümü
01:48
and seeing three black prosecutors
33
108117
1865
ve üç siyahi savcıyı gördüğümü
ve şöyle düşündüğümü hatırlıyorum:
01:50
and thinking to myself,
34
110006
1301
01:51
"Wow, being a black prosecutor --
35
111331
3145
"Siyahi bir savcı olmak, vay be!
01:54
that's a thing!"
36
114500
1157
Böyle bir şey var yani."
01:56
(Laughter)
37
116196
2371
(Gülüşmeler)
02:00
By the end of the first session,
38
120204
1691
İlk oturumun sonunda,
02:01
I was all in.
39
121919
1180
kendimi tamamen kaptırmıştım.
02:03
In fact, a few weeks after my release,
40
123123
3247
Hatta tahliyemden birkaç hafta sonra,
02:06
I found myself doing something I prayed I wouldn't.
41
126394
3340
kendimi olmasın diye dua ettiğim bir şeyi yaparken buldum.
02:10
I walked right back into prison.
42
130807
1742
Hemen hapishaneye doğru yürüdüm.
02:13
But thankfully, this time it was just as a student,
43
133126
2964
Ama neyse ki bu sefer sadece bir öğrenci olarak
02:17
to join my fellow classmates.
44
137057
1778
sınıf arkadaşlarıma katılmak için.
02:20
And this time,
45
140326
1187
Bu sefer,
02:22
I got to go home when class was over.
46
142212
1863
ders bittiğinde gitmem gereken bir evim vardı.
Bir sonraki oturumda, sınıfla birlikte her birimiz
02:26
In the next session, we talked about what had brought each of us
47
146061
3063
bizi hayatımızın bu noktasına getiren şeyin
02:29
to this point of our lives
48
149148
1275
02:30
and into the classroom together.
49
150447
1575
ne olduğu hakkında konuştuk.
02:32
I eventually got comfortable enough
50
152046
1688
Sonunda, nereden geldiğim ile ilgili olan gerçeği
02:33
to reveal my truth to everyone in the room
51
153758
2167
odadaki herkese
02:35
about where I came from.
52
155949
1600
açıklayacak kadar rahat hissettim.
02:38
I talked about how my sisters and I watched our mother suffer years of abuse
53
158109
5700
Kız kardeşlerimle birlikte, annemin üvey babamın istismarı yüzünden
yıllarca acı çektiğini nasıl izlediğimizi,
02:44
at the hands of our stepfather,
54
164691
1546
02:47
escaping, only to find ourselves living in a shelter.
55
167212
3150
kaçtığımızı, sadece bir sığınakta yaşamak için kaçtığımızı anlattım.
02:52
I talked about how I swore an oath to my family
56
172134
3134
Aileme onları güvende tutacağıma dair
02:55
to keep them safe.
57
175292
1200
yemin ettiğimi anlattım.
02:58
I even explained how I didn't feel like a teenager at 13,
58
178062
3324
Hatta 13 yaşında genç bir çocuk gibi hissetmediğimi,
03:01
but more like a soldier on a mission.
59
181410
2253
aksine görevdeki bir asker gibi hissettiğimi anlattım.
03:04
And like any soldier,
60
184275
1333
Her asker gibi,
03:05
this meant carrying an emotional burden on my shoulders,
61
185632
3109
bu omuzlarımda duygusal bir yük taşıyacağım anlamına geliyordu
03:10
and I hate to say it,
62
190164
1389
ve söylemekten nefret ediyorum ama
03:12
but a gun on my waist.
63
192498
1467
belimde bir silah taşıyacağım anlamına da geliyordu.
03:15
And just a few days after my 17th birthday,
64
195410
2430
17. doğum günümden sadece birkaç gün sonra
03:17
that mission completely failed.
65
197864
2036
bu görev tamamen başarısızlıkla sonuçlandı.
03:19
As my sister and I were walking to the laundromat,
66
199924
2350
Kız kardeşim ve ben çamaşırhaneye giderken
03:22
a crowd stopped in front of us.
67
202298
1669
kalabalık bir grup önümüzde durdu.
03:24
Two girls out of nowhere attacked my sister.
68
204639
2619
İki kız durduk yere kız kardeşime saldırdı.
03:27
Still confused about what was happening, I tried to pull one girl away,
69
207282
3673
Ne olduğunu anlayamadan kızlardan birini uzaklaştırmaya çalıştım
03:30
and just as I did, I felt something brush across my face.
70
210979
2907
ve o an yüzüme bir şey çarptığını hissettim.
03:34
With my adrenaline rushing,
71
214911
1801
Artan adrenalinimle birlikte
03:36
I didn't realize a man had leaped out of the crowd and cut me.
72
216736
2979
bir adamın kalabalıktan çıkıp beni bıçakladığını fark etmedim.
03:40
As I felt warm blood ooze down my face,
73
220697
2801
Yüzümden akan ılık kanı hissedince
03:44
and watching him raise his knife toward me again,
74
224459
2575
ve bana tekrar bıçağını kaldırdığını görünce
03:47
I turned to defend myself and pulled that gun from my waistband
75
227975
4425
kendimi savunmaya geçtim ve belimdeki silahı çıkardım
03:53
and squeezed the trigger.
76
233442
1357
ve tetiği çektim.
03:57
Thankfully, he didn't lose his life that day.
77
237680
3067
Şükürler olsun ki o gün hayatını kaybetmedi.
04:02
My hands shaking and heart racing, I was paralyzed in fear.
78
242831
3576
Titrek ellerim ve hızla atan kalbimle korkudan donmuştum.
04:06
From that moment,
79
246975
1265
O andan itibaren,
04:09
I felt regret that would never leave me.
80
249307
2292
beni hiçbir zaman bırakmayan bir pişmanlık hissetim.
04:13
I learned later on they attacked my sister in a case of mistaken identity,
81
253531
4594
Daha sonra öğrendim ki kardeşimi başkası sanıp
yanlışlıkla saldırmışlar.
04:18
thinking she was someone else.
82
258149
1632
04:20
It was terrifying,
83
260434
1318
Bu korkunç bir şeydi,
04:21
but clear that I wasn't trained, nor was I qualified,
84
261776
4190
fakat olmam gerektiğini düşündüğüm bir asker olmak için
04:25
to be the soldier that I thought I needed to be.
85
265990
2532
ne eğitimli ne de yeterli olmadığım açıktı.
04:29
But in my neighborhood,
86
269776
1274
Fakat benim mahallemde,
04:32
I only felt safe carrying a weapon.
87
272322
2334
sadece silah taşıyarak güvenli hissediyordum.
04:36
Now, back in the classroom, after hearing my story,
88
276030
3515
Sınıfta hikâyemi duyduktan sonra,
04:39
the prosecutors could tell I never wanted to hurt anyone.
89
279569
2819
savcılar hiçbir zaman birine zarar vermek istemediğimi söyleyebildiler.
04:42
I just wanted us to make it home.
90
282919
1762
Sadece eve gitmemizi istemiştim.
04:46
I could literally see the gradual change in each of their faces
91
286145
4380
Odadaki diğer hükümlülerin hikâyelerini
birbiri ardına duyduktan sonra yüzlerindeki değişimi
04:50
as they heard story after story
92
290549
2349
04:52
from the other incarcerated men in the room.
93
292922
2224
gerçek anlamda görebiliyordum.
04:55
Stories that have trapped many of us
94
295752
1754
Hapsedilmenin kısır döngüsü içinde
04:57
within the vicious cycle of incarceration,
95
297530
2388
çoğunun serbest kalamadığı,
04:59
that most haven't been able to break free of.
96
299942
3067
çoğumuzu kapana kıstıran hikâyeler.
05:04
And sure -- there are people who commit terrible crimes.
97
304077
4936
Tabii ki korkunç suçlar işlemiş insanlar da var.
05:09
But the stories of these individuals' lives
98
309744
3476
Fakat bu bireylerin bu suçları işlemeden önceki
05:13
before they commit those acts
99
313244
1738
yaşamlarına dair hikâyeleri
05:15
were the kinds of stories these prosecutors had never heard.
100
315006
3093
savcıların hiç duymadığı türdendi.
05:19
And when it was their turn to speak -- the prosecutors --
101
319736
2699
Konuşma sırası savcılara geldiğinde
05:22
I was surprised, too.
102
322459
1400
ben de şaşırmıştım.
Onlar insanları cezaevlerine göndermeye önceden programlanmış
05:24
They weren't emotionless drones or robocops,
103
324275
2818
duygusuz uzaktan kumandalı makineler veya robokoplar değildi.
05:27
preprogrammed to send people to prison.
104
327117
2107
05:29
They were sons and daughters,
105
329780
2269
Onlar da birilerinin oğlu, kızı,
05:32
brothers and sisters.
106
332891
1722
erkek veya kız kardeşleriydiler.
05:36
But most of all, they were good students.
107
336066
2190
Fakat her şeyden önce onlar iyi öğrencilerdi.
05:38
They were ambitious and motivated.
108
338915
2246
Hırslı ve motivasyonlulardı.
05:42
And they believed that they could use the power of law to protect people.
109
342220
3815
İnsanları korumak için hukukun gücünü kullanabileceklerine inandılar.
05:47
They were on a mission that I could definitely understand.
110
347069
3288
Kesinlikle anlayabileceğim bir görevdelerdi.
05:52
Midway through the course, Nick, a fellow incarcerated student,
111
352053
4508
Dersin ortalarında, hükümlü bir öğrenci arkadaşım Nick,
bizim adalet sistemimiz çerçevesinde
05:56
poured out his concern
112
356585
1175
05:57
that the prosecutors were tiptoeing around the racial bias and discrimination
113
357784
3663
savcıların ırklar arasında yanlılık ve ayrımcılık konularından
06:01
within our criminal justice system.
114
361471
1746
sakındıkları endişesini dile getirdi.
06:03
Now, if you've ever been to prison,
115
363665
1698
Eğer siz cezaevinde olsaydınız
06:05
you would know it's impossible to talk about justice reform
116
365387
2777
ırk hakkında konuşmadan yargı reformundan konuşmanın
06:08
without talking about race.
117
368188
1800
imkânsız olduğunu bilirdiniz.
06:10
So we silently cheered for Nick
118
370514
1762
Dolayısıyla içten içe Nick'i destekledik
06:12
and were eager to hear the prosecutors' response.
119
372300
2364
ve savcıların cevabını duymak istedik.
06:14
And no, I don't remember who spoke first,
120
374688
2207
Kimin önce konuştuğunu hatırlamıyorum
06:16
but when Chauncey Parker, a senior prosecutor, agreed with Nick
121
376919
4367
fakat kıdemli savcı Chauncey Parker Nick'e katıldığında ve kendisini
06:21
and said he was committed to ending the mass incarceration of people of color,
122
381310
5317
çoğunlukla beyaz olmayan insanların hapsedilmesini sonlandırmaya
adadığını söylediğinde ona inandım.
06:26
I believed him.
123
386651
1150
06:28
And I knew we were headed in the right direction.
124
388626
2400
Doğru yolda olduğumuzu biliyordum.
06:32
We now started to move as a team.
125
392174
2200
Artık bir takım olarak ilerlemeye başladık.
06:35
We started exploring new possibilities
126
395038
2604
Adalet sistemimiz hakkında yeni olasılıklar keşfetmeye
06:37
and uncovering truths about our justice system
127
397666
4072
ve gerçekleri
06:41
and how real change
128
401762
1656
ve bizim için gerçek değişimin nasıl olduğunu
06:44
happens for us.
129
404539
1276
ortaya çıkarmaya başladık.
06:46
For me, it wasn't the mandatory programs inside of the prison.
130
406657
4574
Benim için bu, cezaevindeki zorunlu programlar değildi.
06:52
Instead, it was listening to the advice of elders --
131
412670
3055
Aksine, hayatlarının geri kalanını cezaevinde gerçirmek üzere
06:56
men who have been sentenced to spend the rest of their lives in prison.
132
416647
4615
ceza almış büyüklerimin tavsiyelerini dinlemekti.
07:03
These men helped me reframe my mindset around manhood.
133
423101
2876
Bu adamlar benim insanlık anlayışıma yeni bir açıdan bakmama yardımcı oldu.
07:07
And they instilled in me all of their aspirations and goals,
134
427497
4181
Bir daha cezaevine dönmemem
07:11
in the hopes that I would never return to prison,
135
431702
2371
ve onların özgür dünyadaki elçisi olmam umuduyla
07:14
and that I would serve as their ambassador to the free world.
136
434823
3815
arzularını ve amaçlarını bana aşıladılar.
07:19
As I talked, I could see the lights turning on for one prosecutor,
137
439895
4856
Konuştukça bir savcının aydınlandığını görebildim.
07:24
who said something I thought was obvious:
138
444775
1984
Benim gayet açık olduğunu düşündüğüm bir şey dedi:
07:27
that I had transformed despite my incarceration
139
447490
4003
Hapsedildiğim için değil ama ona rağmen değiştiğimi söyledi.
07:31
and not because of it.
140
451517
1156
07:33
It was clear these prosecutors hadn't thought much about
141
453787
2690
Savcıların, hüküm verdikten sonra bize ne olduğuna dair
07:36
what happens to us after they win a conviction.
142
456501
2275
pek düşünmedikleri açıktı.
07:39
But through the simple process of sitting in a classroom,
143
459358
2675
Fakat bir sınıfta oturmak gibi basit bir süreçle
07:42
these lawyers started to see that keeping us locked up
144
462057
3047
bu hukukçular, bizi kilitli tutmanın topluluğumuza
07:45
didn't benefit our community
145
465128
1953
veya bize faydası olmadığını görmeye başladılar.
07:48
or us.
146
468138
1157
07:51
Toward the end of the course, the prosecutors were excited,
147
471009
3455
Dersin sonuna doğru, bizler serbest bırakıldıktan sonraki hayatlarımıza
07:54
as we talked about our plans for life after being released.
148
474488
3068
ilişkin planlarıımız hakkında konuştukça savcılar heyecanlandı.
07:58
But they hadn't realized how rough it was actually going to be.
149
478734
3093
Ama bunun gerçekte ne kadar zor olacağını anlamadılar.
08:02
I can literally still see the shock
150
482963
1723
Bölge savcı yardımcılarından birinin bize,
08:04
on one of the junior ADA's face when it hit her:
151
484710
2451
cezaevinden yeni çıktığımızı gösteren
08:07
the temporary ID given to us with our freedom
152
487185
3786
geçici kimlik kartları verildiğini öğrendiğinde
08:10
displayed that we were just released from prison.
153
490995
2510
şok olduğunu görebiliyorum.
08:14
She hadn't imagined how many barriers this would create for us
154
494720
2928
Topluma yeniden katıldığımızda bunun bizim için kaç tane
08:17
as we reenter society.
155
497672
1467
engel yarattığını hayal etmedi.
08:20
But I could also see her genuine empathy for the choice we had to make
156
500666
4800
Fakat barınakta bir yatak
veya bir akrabanın kalabalık dairesindeki bir kanepe arasında
08:25
between coming home to a bed in a shelter
157
505490
2844
seçim yapmak zorunda olduğumuzu
08:29
or a couch in a relative's overcrowded apartment.
158
509569
3334
samimi bir şekilde anlamaya çalıştığını gördüm.
08:36
What we learned in the class
159
516419
1666
Sınıfta öğrendiğimiz şey
08:38
worked its way into concrete policy recommendations.
160
518109
3150
somut politika önerileri şeklinde işe yaradı.
08:42
We presented our proposals
161
522411
1547
Columbia konferans salonundaki mezuniyetimizde önerilerimizi,
08:43
to the state Department of Corrections commissioner
162
523982
2793
Ceza İnfaz Kurumu memuruna
08:46
and to the Manhattan DA,
163
526799
2024
08:48
at our graduation in a packed Columbia auditorium.
164
528847
3559
ve Manhattan Bölge Savcısına sunduk.
08:53
As a team,
165
533919
1896
Bir takım olarak
08:55
I couldn't have imagined a more memorable way
166
535839
2135
birlikte geçen sekiz haftanın sonunun bu kadar
08:57
to conclude our eight weeks together.
167
537998
2048
unutulmaz olacağını hayal edemezdim.
09:00
And just 10 months after coming home from prison,
168
540617
2492
Cezaevinden eve döndükten sadece 10 ay sonra
09:03
I again found myself in a strange room,
169
543133
2600
kendimi yine garip bir odada buldum,
09:06
invited by the commissioner of NYPD to share my perspective
170
546942
4530
New York Polis Teşkilatı memuru tarafından
bir polis zirvesinde fikirlerimi paylaşmam için davet edildim.
09:11
at a policing summit.
171
551496
1333
09:13
And while speaking,
172
553649
1952
Konuşurken dinleyiciler arasında
09:15
I recognized a familiar face in the audience.
173
555625
2300
tanıdık bir yüz gördüm.
09:19
It was the attorney who prosecuted my case.
174
559401
2933
Benim dosyamı yürüten savcıydı.
09:25
Seeing him,
175
565060
1386
Onu görünce,
09:27
I thought about our days in the courtroom
176
567625
3362
yedi yıl önce, sanki benim gençliğim
09:32
seven years earlier,
177
572323
2009
anlamsızmış ve hiçbir şansım yokmuş gibi
09:34
as I listened to him recommend a long prison sentence,
178
574356
3767
uzun bir hapis cezası önerdiği
09:38
as if my young life was meaningless
179
578735
2292
mahkeme salonundaki günlerimizi düşündüm.
09:41
and had no potential.
180
581932
1246
09:44
But this time,
181
584592
1216
Fakat bu sefer,
09:46
the circumstances were different.
182
586776
1745
durum farklıydı.
09:48
I shook off my thoughts
183
588910
2143
Düşüncelerimi bir kenara bırakıp
09:51
and walked over to shake his hand.
184
591077
1809
gidip elini sıktım.
09:54
He looked happy to see me.
185
594228
1426
Beni gördüğüne sevinmişti.
09:56
Surprised, but happy.
186
596550
2505
Şaşırmıştı ama mutluydu.
10:01
He acknowledged how proud he was about being in that room with me,
187
601658
3166
O odada benimle birlikte olduğu için ne kadar gurur duyduğunu söyledi
10:04
and we began a conversation about working together
188
604848
2400
ve topluluğumuzun koşullarını geliştirmek için
10:07
to improve the conditions of our community.
189
607272
2026
birlikte çalışmak konusunda konuşmaya başladık.
10:10
And so today,
190
610005
1794
Bugün,
10:11
I carry all of these experiences with me,
191
611823
2579
tüm bu tecrübeleri taşıyarak
10:14
as I develop the Justice Ambassadors Youth Council at Columbia University,
192
614426
4333
Columbia Üniversitesi'nde Adalet Elçileri Gençlik Konseyi'ni geliştirdim,
10:18
bringing young New Yorkers -- some who have already spent time locked up
193
618783
3465
bazıları çoktan içeri girmiş bazıları ise hâlâ lisede kayıtlı
genç New Yorkluları devlet memurlarıyla
10:22
and others who are still enrolled in high school --
194
622272
2425
10:24
together with city officials.
195
624721
1416
bir araya getirdim.
10:26
And in this classroom,
196
626161
1252
Bu sınıfta,
10:28
everyone will brainstorm ideas
197
628251
1826
herkes ceza adalet sisteminde
10:30
about improving the lives of our city's most vulnerable youth
198
630101
3134
yargılanmadan önce şehrin en hassas durumdaki gençlerinin
10:33
before they get tried within the criminal justice system.
199
633259
3458
hayatlarını geliştirme konusunda beyin fırtınası yapacak.
10:38
This is possible if we do the work.
200
638165
2581
Bu çalışırsak mümkün.
10:42
Our society and justice system has convinced us
201
642188
4580
Toplumumuz ve adalet sistemimiz bizi, sosyal zorluklar haricinde
10:46
that we can lock up our problems
202
646792
1618
sorunlarımızı hapsedebileceğimize
10:48
and punish our way out of social challenges.
203
648434
2396
ve kendimizce cezalandırabileceğimize ikna etti.
10:51
But that's not real.
204
651561
1334
Fakat bu doğru değil.
10:53
Imagine with me for a second
205
653522
1695
Bir saniye benimle birlikte
10:56
a future where no one can become
206
656187
2555
hayatları onlara bağlı olan
10:58
a prosecutor,
207
658766
1552
birçok insandan
11:00
a judge,
208
660342
1827
bir şeyler öğrenmek
11:02
a cop
209
662193
1686
ve onlarla bağlantı kurmak için
11:03
or even a parole officer
210
663903
2047
bir sınıfta oturmadan kimsenin
11:05
without first sitting in a classroom
211
665974
2134
savcı, hakim, polis
11:08
to learn from and connect with
212
668132
1834
veya şartlı tahliye memuru
11:09
the very people whose lives will be in their hands.
213
669990
2794
olamadığı bir gelecek hayal edin.
11:14
I'm doing my part to promote the power of conversations
214
674038
2611
İletişimin gücünü ve işbirliği ihtiyacını teşvik etmek için
11:16
and the need for collaborations.
215
676673
1849
ben kendi payıma düşeni yapıyorum.
11:19
It is through education
216
679863
1920
Adalet arayışında
11:21
that we will arrive at a truth that is inclusive and unites us all
217
681807
4151
kucaklayıcı ve hepimizi birleştirici bir gerçeğe ulaşmak eğitimle olur.
11:25
in the pursuit of justice.
218
685982
1510
11:28
For me, it was a brand-new conversation
219
688950
3287
Bana hem benim düşüncelerimin
11:33
and a new kind of classroom
220
693847
2429
hem de ceza adaleti sistemimizin
11:36
that showed me how both my mindset
221
696300
2126
dönüştürülebileceğini gösteren şey,
11:39
and our criminal justice system
222
699394
1892
yeni bir iletişim ve yeni bir tür sınıftı.
11:41
could be transformed.
223
701310
1333
11:44
They say the truth shall set you free.
224
704307
4216
Gerçek sizi özgür kılar derler.
11:49
But I believe
225
709712
1254
Ama bence bu,
11:52
it's education
226
712086
1391
eğitim ve iletişimdir.
11:54
and communication.
227
714730
1303
11:56
Thank you.
228
716897
1151
Teşekkürler.
11:58
(Applause)
229
718072
4589
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7