Kim Stanley Robinson: Remembering climate change ... a message from the year 2071 | TED Countdown

71,860 views ・ 2021-08-30

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ayşe Açıkgöz Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
00:16
The 2020s were a crux in human history.
0
16768
3570
2020′ler insanlık tarihi için bir dönüm noktasıydı.
00:20
They began with the first pandemic,
1
20372
1701
İlk olarak pandemi ile başladılar,
00:22
a slap to the face of everyone,
2
22107
1735
herkesin yüzüne tokat gibi inen,
00:23
as they had to acknowledge that they were a single civilization
3
23875
3404
çünkü tek bir biyosfer üzerinde tek bir medeniyet olduklarını
00:27
on a single biosphere,
4
27279
2202
ve onları hayatta tutmak için
00:29
utterly dependent on science to keep them alive.
5
29514
3971
tamamen bilime bağlı olduklarını kabul etmek zorundaydılar.
00:33
Civilization is a fragile thing.
6
33919
1835
Medeniyet çok kırılgan bir şeydir.
00:36
And although people started the '20s hoping to ignore that profound truth,
7
36288
3670
İnsanlar 20′li yıllara bu derin gerçeği görmezden gelmeyi umarak başlasa da
00:39
even after the first pandemic,
8
39991
1869
ilk pandemiden sonra bile
00:41
the great heat waves of 2023 torched any such hope.
9
41893
3704
2023′ün büyük sıcak dalgaları böyle bir umudu ateşe verdi.
00:45
Humans cannot survive combinations of high heat and high humidity
10
45630
3637
İnsanlar, “yaş termometre 35” olarak adlandırılan bir endeks sıcaklığının
00:49
that rise above an index temperature called "wet-bulb 35."
11
49301
4237
üzerine çıkan yüksek ısı ve yüksek nem kombinasyonlarında hayatta kalamazlar.
00:53
And that year, the wet-bulb 36 events in India, in Southeast Asia
12
53572
5739
Ve o yıl, Hindistan’da, Güneydoğu Asya’da ve Amerika’nın Orta Batı’sında
00:59
and in the American Midwest
13
59311
2969
meydana gelen yaş termometre 36 olayları
01:02
killed so many more people than the first pandemic
14
62314
2636
ilk pandemiden çok daha fazla insanı öldürdü
01:04
that it was made clear to everyone things simply had to change.
15
64983
4071
ve herkesçe bir şeylerin değişmesi gerektiği açığa çıktı.
01:09
The arrival of the second pandemic put an exclamation mark on all that.
16
69654
3337
İkinci pandeminin gelişi tüm bunlara bir ünlem işareti koydu.
01:14
The question at that desperate point was: Could things change?
17
74092
3904
Bu çaresiz noktada soru şuydu: Bir şeyler değişebilir mi?
01:18
Could humanity stop its destructive ways
18
78563
2002
İnsanlık yıkıcı yolları durdurarak
01:20
and restore balance to its relationship to its biosphere?
19
80599
2869
kendi biyosferi ile aradaki ilişkiyi dengede tutabilir mi?
01:23
Crucially, could it lower the global average temperature of the earth
20
83501
3671
Daha da önemlisi, küresel ortalama sıcaklığı zamanında düşürebilir mi,
01:27
in time to avoid killing millions more people,
21
87172
3637
daha fazla insanı,
01:30
more animals
22
90842
1235
daha fazla hayvanı
01:32
and indeed entire species?
23
92110
1835
ve tüm türleri öldürmekten kaçınarak?
01:34
Looking back from our perspective 60 years later, this of course looks possible,
24
94813
3804
60 yıl sonra bizim açımızdan geriye dönüp baktığımızda elbette mümkün görünüyor,
01:38
because they did it.
25
98617
1267
çünkü onlar başardılar.
01:39
But it was by no means a sure thing.
26
99918
1902
Ama hiçbir şekilde kesin değildi.
01:41
You have to imagine what it felt like at the time, when panic filled the air,
27
101853
4037
O zamanlar nasıl olduğunu hayal etmeniz gerekir, panik havayı sarmıştı
01:45
and no one could be sure success was even physically possible.
28
105924
3537
ve hiç kimse başarının fiziksel olarak dahi mümkün olduğundan emin değildi.
01:49
Many declared that humanity was doomed.
29
109494
2302
Birçokları insanlığın lanetlendiğini ilan etti.
01:51
This is why that decade gets called "the turbulent 20s"
30
111830
2636
Bu yüzden bu on yıl “çalkantılı 20′ler”
01:54
or "the terrifying 20s."
31
114499
2035
ya da “korkunç 20′ler” diye adlandırıldı.
01:56
Only much later did some historians begin to call it "the terrific 20s"
32
116568
3370
Ancak çok daha sonra bazı tarihçiler “müthiş 20′ler” demeye başladı
01:59
or even "the roaring 20s,"
33
119971
1635
veya hatta “kükreyen 20′ler”,
02:01
although that's a historian's joke and as usual, a bad one.
34
121606
3504
yine de bu bir tarihçinin şakası ve her zamanki gibi kötü.
02:06
It was not at all like the roaring twenties of a century before.
35
126444
3204
Yüzyılın kükreyen yirmili yıllarına hiç benzemiyordu.
02:09
It was much stranger than that.
36
129681
1768
Ondan daha da garipti.
02:12
In these critical years, lessons learned in the first pandemic got put to use.
37
132317
4204
Bu kritik yıllarda, ilk pandemiden öğrenilen dersler kullanılmaya başlandı.
02:16
The scientific community had rallied to meet that crisis
38
136521
2669
Bilimsel topluluk bu krizi karşılamak için toplandı,
02:19
in an unprecedented way,
39
139224
1568
benzeri görülmemiş bir şekilde,
02:20
unleashing a burst of cooperation and creativity never seen before.
40
140825
4205
daha önce görülmemiş bir iş birliği ve yaratıcılık patlaması ortaya çıkararak.
02:25
And now they did it again.
41
145063
1335
Şimdi tekrar yaptılar.
02:27
Things that had once seemed impossible became the new normal,
42
147032
3570
Daha önceleri imkansız görünen şeyler şimdi yeni normal olmuştu.
02:30
and the heat waves of 2023 spurred an all-hands-on-deck mentality,
43
150635
3737
ve 2023′ün ısı dalgaları, herkesi sıkı sıkıya görev başına getirdi,
02:34
in which almost every solution ever proposed to help solve the climate crisis
44
154372
3871
iklim krizini çözmek için önerilen neredeyse her çözüm
02:38
got accelerated to roll out and given a try.
45
158276
2836
hızlandırıldı ve denendi.
02:41
The diversity of this effort makes any study of the 20s
46
161513
2669
Bu çabanın çeşitliliği, 20′li yıllar çalışmalarını
02:44
a very multidisciplinary affair -- which I like -- involving all of science,
47
164215
4572
çok disiplinli bir hale getiriyor -ki bu hoşuma gidiyor-
02:48
technology, engineering and medicine,
48
168820
1835
tüm bilim, teknoloji, mühendislik ve tıp
02:50
STEM yes, our great tool kit,
49
170689
2435
ve STEM, evet, harika araç kitimiz
02:53
but also, crucially:
50
173158
1868
ama aynı zamanda çok önemli olan
02:55
governance, law, justice, diplomacy, philosophy and the arts,
51
175060
5005
yönetişim, hukuk, adalet, diplomasi, felsefe ve sanat
03:00
and most of all, finance.
52
180098
2502
ve hepsinden önemlisi, finans.
03:02
Rapid changes in civilization software
53
182600
1936
Medeniyet yazılımındaki ani değişiklikler
03:04
were what allowed for the rapid changes in its hardware.
54
184569
3070
donanımındaki ani değişikliklere izin veren şeydi.
03:07
Crucially, the people of that time had to arrange to pay themselves
55
187639
4704
En önemlisi, o zamanın insanları biyosferi iyileştirmek için
03:12
to do the things necessary to heal the biosphere.
56
192377
3470
gerekli şeyleri yapmak için kendilerine ödeme yapmak zorundaydılar.
03:16
Money had to go to good work rather than bad.
57
196381
2969
Kötüden ziyade para iyi işlere gitmek zorundaydı.
03:19
This was the crux.
58
199384
1401
Bu işin dönüm noktasıydı.
03:20
With that change enacted,
59
200819
1201
Yapılan bu düzenlemeyle,
03:22
there was all manner of good work ready to be performed.
60
202053
2970
gerçekleştirilmeye hazır her türlü iyi iş vardı.
03:25
It has to be understood that before the 20s,
61
205857
2102
Şu anlaşılmalıdır ki, 20′li yıllardan önce
03:27
capital always went to the highest rate of return.
62
207992
2436
para her zaman getirisi yüksek olan şeye gitmiştir.
03:30
That was the law of capital,
63
210462
1534
Sermayenin kanunu buydu,
03:32
often literally the law.
64
212030
1835
hatta kelimenin tam anlamıyla yasaydı.
03:34
Restoring damage done to the biosphere,
65
214265
1869
Biyosfere verilen hasarı onarmak,
03:36
taking carbon dioxide back out of the atmosphere --
66
216167
2403
karbondioksiti atmosferden geri almak --
03:38
these did not yield the highest rate of return,
67
218603
2236
bunlar getirisi en yüksek olan şeyler değildi
03:40
so money went elsewhere,
68
220872
1735
bu yüzden para başka yerlere gitti
03:42
and thus the catastrophe struck home.
69
222640
2069
ve böylece felaket evimizi vurdu.
03:45
Strange as it seems now, the funding of destruction might even have continued
70
225210
4237
Şimdi garip görünüyor ama yıkımın finansmanı hâlâ devam ediyor olabilirdi,
03:49
were it not for a basic change in the global political economy,
71
229481
3036
eğer küresel siyasal iktisatta basit bir değişiklik olmasaydı,
03:52
a change oriented by science,
72
232550
1835
değişim bilimden yönlendirilmeseydi,
03:54
organized under the Paris Agreement
73
234419
2336
Paris Anlaşması altında organize edilmeseydi
03:56
and then enacted by all the nations on earth.
74
236788
2536
ve bu yasalaştırılmasaydı.
04:00
The mechanism for this transformation
75
240325
1768
Bu dönüşümün mekanizmasına,
04:02
was called the Network for Greening the Financial System,
76
242127
2702
dünyanın 89 merkez bankasından oluşan bir organizasyon,
04:04
an organization of 89 of the world's central banks.
77
244829
2603
Finansal Sistemi Yeşillendirme Ağı adı verildi.
04:07
Under the direction and encouragement of their governments,
78
247465
2770
Hükûmet yönlendirmesi ve teşviki altında merkez bankaları,
04:10
these central banks shifted the world to what some now call the carbon standard.
79
250268
4271
dünyayı şu anda bazılarının karbon standardı dediği şeye kaydırdı.
04:15
It also gets called "carbon quantitative easing" or "the carbon coin."
80
255140
3737
Aynı zamanda “karbon niceliksel azalma” veya “karbon para” olarak adlandırılır.
04:19
The idea was this:
81
259244
1735
Fikir şuydu:
04:21
that new fiat money should be created precisely in proportion
82
261012
3070
yeni yasal paranın tam olarak atmosferden alınan ve bitkilerde,
04:24
to the amount of carbon dioxide taken out of the atmosphere
83
264115
2836
toprakta veya ayaklarımızın altındaki kayalarda tutulan
04:26
and sequestered in plants, soil or the rocks under our feet.
84
266985
3537
karbondioksit miktarıyla orantılı olarak yaratılması gerektiğidir.
04:31
And that new money was to be given to anyone
85
271489
2269
Ve böylece yeni para,
04:33
who drew carbon back out of the air
86
273792
1768
ilk etapta karbonu havadan çeken
04:35
or demonstrably and over the long term
87
275593
1869
veya uzun vadede onu yakmaktan kaçınan
04:37
refrained from burning it in the first place.
88
277495
2202
herkese verilecekti.
04:40
This monetary and fiscal policy
89
280498
2369
Bu para ve maliyet politikası,
04:42
reoriented a huge proportion of human work to decarbonizing projects,
90
282901
4037
insan emeğinin büyük bir bölümünü karbon arındırma projelerine yönlendirdi
04:46
and there were a lot of them ready to go.
91
286971
1969
ve birçoğu da yapmaya hazırdı.
04:49
Regenerative agriculture was one giant area,
92
289641
2369
Rejeneratif tarım dev bir alandı,
04:52
very important, as people still needed to eat while saving the world.
93
292010
3904
çok önemliydi, çünkü insanlar dünyayı kurtarırken hâlâ yemeğe ihtiyaç duyuyordu.
04:55
Reforestation, where appropriate, was also a rapid method of carbon drawdown.
94
295947
4004
Uygun yerlerde yeniden ağaçlandırma da hızlı bir karbon azaltma yöntemiydi.
04:59
So was direct air capture,
95
299984
1902
Doğrudan hava yakalama da öyleydi,
05:01
which required an entirely new physical infrastructure,
96
301920
3503
tamamen yeni bir fiziksel altyapı gerektiriyordu,
05:05
all paid for by carbon coins.
97
305456
2503
tamamı karbon parasıyla ödendi.
05:07
Some captured carbon got rendered into replacements for concrete and steel,
98
307992
3637
Yakalanan bazı karbonlar, beton ve çeliğin ikameleri hâline getirildi
05:11
and that, too, earned carbon coins.
99
311663
1868
ve bu da karbon paraları kazandırdı.
05:13
Habitat restoration also helped, usually.
100
313565
3069
Habitat restorasyonu da genellikle yardımcı oldu.
05:16
Once people were getting paid to take care of the earth's land and animals,
101
316668
4371
İnsanlar dünyanın toprak ve hayvanlarına bakmak için para almaya başlayınca
05:21
carbon drawdown then joined the effort to stop the mass extinction event
102
321072
4538
içine sızdığımız kitlesel yok olma olayını durdurma çabalarına
05:25
that we had been slipping into.
103
325643
1669
karbon azaltma da katıldı.
05:27
Of course, clean energy is fundamental to powering all of this good work,
104
327946
4571
Tabii ki, temiz enerji, tüm bu iyi işlere güç sağlamak için esastır
05:32
and installing thousands of gigawatts of clean energy production
105
332550
3037
ve binlerce gigawatt temiz enerji üretimi kurmak
05:35
was a mammoth task.
106
335587
1234
devasa bir görevdi.
05:36
Millions of people spent their careers
107
336821
1835
Milyonlarca insan kariyerlerini
05:38
in this great infrastructural transformation.
108
338690
2936
bu büyük altyapısal dönüşüme harcadılar.
05:41
Indeed, there was so much work to be done in the 20s
109
341659
2469
20′lerde yapılması gereken o kadar iş vardı ki
05:44
that governments funding it were able to create full employment.
110
344128
3170
hükûmetler tam istihdam yaratabilmek için fon sağlıyorlardı.
05:47
"Create full employment," which of course means an end to poverty.
111
347765
4538
“Tam istihdam yaratmak” tabii ki yoksulluğa bir son demekti.
05:53
That there wouldn't be enough work for people,
112
353204
2169
İnsanlar için yeterli iş olmayacağı,
05:55
that there was a contradiction between people's health
113
355406
2570
insan sağlığı ve biyosferin sağlığı arasında
05:57
and the biosphere's health --
114
357976
1434
bir çelişkinin varlığı --
05:59
these were confusions so ingrained in the era before the 20s,
115
359444
2903
bu karışıklıklar 20′ler öncesi çağda o kadar yerleşmişti ki
06:02
they're now hard to understand.
116
362380
1902
şimdi anlaşılması zor.
06:04
But hindsight is 20/20, if you'll excuse me saying so.
117
364282
3503
Fakat bunu anlamak geç oldu, eğer bu sözümü affederseniz.
06:08
And as for keeping fossil fuels in the ground,
118
368553
2336
Fosil yakıtları yer altında tutmaya gelince
06:10
this, too, had to be compensated,
119
370889
1901
bunun da telafi edilmesi gerekiyordu,
06:12
as many nations were literally banking on these resources,
120
372790
3003
çünkü pek çok ulus tam olarak bu kaynaklara güveniyordu
06:15
the burning of which would ironically have destroyed them.
121
375827
2769
ve yakılması ironik bir şekilde onları yok edecekti.
06:18
When petrostates like Venezuela, Saudi Arabia, Canada and Russia
122
378596
3771
Venezuela, Suudi Arabistan, Kanada ve Rusya gibi petrol ülkelerine,
06:22
declared they were going to keep it in the ground,
123
382400
2336
petrolü yer altında tutacaklarını açıkladıklarında
06:24
they were paid in carbon coins,
124
384769
1535
bu yakıtları ne kadar hızlı
06:26
on a timetable matched to how quickly
125
386304
1835
çıkaracaklarına ve satacaklarına
06:28
they would have extracted and sold these fuels.
126
388172
2269
uygun zaman çizelgesine göre karbon para ödendi.
06:31
At the level of cities,
127
391142
1235
Şehir düzeyinde,
06:32
infrastructure changes got paid for as they reduced carbon burn.
128
392410
3237
karbon yakımını azalttıkça altyapı değişiklik bedelleri ödendi.
06:35
Mass transit projects, electric car recharging stations,
129
395680
3203
Toplu taşıma projeleri, elektrikli araç şarj istasyonları,
06:38
infill construction, city agriculture, clean power generation --
130
398917
4371
dolgu inşaatı, şehir tarımı, temiz enerji üretimi --
06:43
all these actions earned carbon coins at the city level.
131
403288
3103
tüm bu eylemler şehir düzeyinde karbon paralar kazandırdı.
06:46
And individuals could earn the coins as well,
132
406391
2702
Ve bireyler de bu paraları kazanabiliyordu,
06:49
by efforts such as no-till agriculture or green ranching,
133
409127
3837
mesela toprak işlemesiz tarım veya yeşil çiftçilik,
06:52
peat bog creation, kelp farming
134
412964
2336
turba bataklığı oluşturma, yosun yetiştirme
06:55
and also swapping out dirty machines for clean ones.
135
415333
2769
kirli makineleri temizleriyle değiştirme gibi çabalarla.
06:58
All such decarbonizing efforts now made money rather than cost money.
136
418503
4037
Tüm bu karbonsuzlaştırma çabaları artık maliyet yerine para kazandırdı.
07:03
Well, of course, there were many problems created by this shift in value.
137
423908
4405
Tabii ki, bu değer kaymasının yarattığı birçok sorun vardı.
07:08
Certifying carbon drawdown became a huge industry in itself,
138
428346
2936
Karbon düşürme sertifikalandırması devasa bir sanayi oldu
07:11
and anything that gets measured gets gamed.
139
431316
2636
ve ölçülen her şey dikkate alınıyor.
07:14
So this was not a simple matter.
140
434953
1735
Yani bu basit bir mesele değildi.
07:16
But it got done.
141
436721
1201
Ama yapıldı.
07:18
And then ...
142
438489
1802
Ve sonra...
07:20
the heat waves of 2027 made it seem
143
440325
2302
2027′deki sıcak hava dalgaları, tüm güzel işleri
07:22
as if all their good work had come too late,
144
442660
2069
çok geç kalınmış gibi gösterdi,
07:24
the people could no longer stop a slide into catastrophe.
145
444762
3137
insanlar artık felakete sürüklenmeyi durduramadılar.
07:27
Things could have fallen apart that year,
146
447932
2002
O yıl işler dağılabilirdi
07:29
and there was enough turmoil to make it seem like that was what was happening.
147
449934
3704
ve olan bitenin bu olduğunu gösterecek kadar kargaşa vardı.
07:33
The countries that cast dust into the atmosphere the next summer
148
453671
3003
Gelecek yaz, güneş ışığını uzaya saptırmak
07:36
to deflect sunlight into space and cool things off for a while --
149
456708
3069
ve etrafı serinletmek için atmosfere toz atan ülkeler --
07:39
these countries were excoriated by many,
150
459777
2102
bu ülkeler birçokları tarafından kınandı
07:41
but thanked by many more.
151
461913
1568
ama birçokları da teşekkür etti.
07:44
The sense of emergency grew strong,
152
464082
1768
Aciliyet duygusu daha da büyüdü
07:45
and political instability spread like wildfire.
153
465883
2670
ve politik istikrarsızlık orman yangını gibi saçıldı.
07:48
The creation of a dozen new countries by way of divorces, velvet or otherwise,
154
468586
3971
Kazançlı veya tam tersi boşanmalar yoluyla bir düzine yeni ülkenin yaratılması,
07:52
was hard to reconcile with the climate emergency work.
155
472590
2970
iklim acil durumu çalışmasıyla uzlaştırmak zordu.
07:55
And for some years, history seemed to fall into chaos.
156
475593
3504
Ve bazı yıllarda, tarih kaosun içine düşmüş gibiydi.
08:00
Often seems that way.
157
480164
1402
Hep böyle görünür.
08:02
The global temperatures cooled for a few years after that,
158
482400
2736
Küresel sıcaklıklar bundan sonra birkaç yıllığına azaldı,
08:05
and political temperatures cooled as well.
159
485169
2002
politik hararetler de aynı şekilde tabii.
08:07
Indigenous people took an active role in managing the lands
160
487205
2769
Yerli insanlar toprakların yönetiminde aktif rol oynadı,
08:10
that they knew the best,
161
490008
1167
en iyi bildikleri şeydi,
08:11
bringing back much-needed values of long-term care.
162
491175
2970
uzun süreli bakımın çok ihtiyaç duyulan değerlerini getirdiler.
08:14
Women's empowerment continued to expand
163
494178
2603
Kadınların güçlenmesi, kadınların sürekli
08:16
by way of the continuous and undeniable work of women.
164
496814
3504
ve inkar edilemez çalışmaları yoluyla genişlemeye devam etti.
08:20
And when the world's population then began to level off,
165
500318
3203
Ve dünya nüfusu daha sonra dengelenmeye başladığında,
08:23
pressures of all kinds were reduced accordingly.
166
503554
2269
buna bağlı olarak her türlü baskı da azaldı.
08:26
The project also of leaving a big percentage of the earth's surface
167
506290
3504
Dünya yüzeyinin büyük bir kısmını kuzen türlerimize bırakma projesi de
08:29
to our cousin species
168
509794
1268
hız kazandı,
08:31
gained momentum, with large reserves of wildland connected by habitat corridors
169
511095
4538
göçleri tekrar mümkün kılmak için habitat koridorlarıyla bağlanmış
08:35
to make migrations possible again.
170
515666
2169
geniş vahşi toprak rezervleriyle birlikte.
08:37
And the mass extinction event that had looked inevitable
171
517869
3103
Kaçınılmaz gibi görünen toplu yok olma olayı
08:41
began to shift into a global project of mutual care.
172
521005
4138
küresel bir karşılıklı bakım projesine dönüşmeye başladı.
08:46
Although the sunlight deflection of 2028
173
526878
2068
2028′deki güneş ışınları sapma olayı
08:48
remains by far the most famous act of geofinessing,
174
528980
2903
her ne kadar en bilinen jeo-mahvolma olarak kalsa da,
08:51
it's important to recall the effort in Antarctica and Greenland
175
531916
3003
Antarktika ve Grönland’daki, o zamanlar daha hızlıca
08:54
to pump meltwater out from under the great glaciers
176
534952
2403
denize kayan büyük buzulların altından eriyen suyu
08:57
that were then sliding faster and faster into the sea.
177
537388
2536
pompalamak için gösterilen çabayı unutmamak önemlidir.
08:59
Sea level rise could have been a catastrophe for everybody,
178
539924
3871
Deniz seviyesinin yükselmesi, sadece kıyı şeridi yakınındakileri için değil,
09:03
not just near the coastlines, but everybody.
179
543828
2469
herkes için bir felaket olabilirdi.
09:06
But removing that meltwater beneath the glaciers
180
546731
2269
Fakat buzul altındaki eriyen suyun çıkarılması,
09:09
caused their ice to bottom out on rock again,
181
549033
2102
buzun, kaya üzerinde dibe çökmesine yol açtı,
09:11
slowed the ice back to its historical norms.
182
551169
2435
buzu tarihsel normlarına geri döndürdü.
09:14
Sea level rise is still a concern, of course,
183
554005
2102
Deniz yükselmesi hâlâ endişe sebebi,
09:16
but in this matter, as in so many,
184
556140
1669
birçok konuda olduğu gibi, bu konuda da
09:17
carbon drawdown is a huge help.
185
557842
2236
karbon düşürülmesinin büyük yardımı dokundu.
09:20
It's the clear signal indicating that we have taken up our responsibility
186
560578
3470
Bu açık bir işarettir ki
09:24
for keeping the biosphere in balance,
187
564082
2502
biyosferi dengede tutma sorumluluğunu üstlendiğimizi,
09:26
that the parts per million of CO2 in the atmosphere
188
566617
2436
atmosferdeki ppm CO2 miktarı
09:29
is now under our control
189
569053
1769
artık kontrolümüz altında
09:30
and a matter of international treaty negotiation.
190
570855
3203
ve uluslararası anlaşma müzakerelerinin konusu.
09:34
This is really the great accomplishment of our time.
191
574792
3003
Zamanımızın en büyük başarılarından biriydi bu.
09:37
It means we can put sea level, along with everything else,
192
577829
2736
Diğer her şeyle, deniz seviyesini uzun süreli istikrar için
09:40
onto a shared path towards long-term stability.
193
580598
2336
ortak yola koyacağımız anlamına gelir.
09:42
It's another way in which we can say we now live on the carbon standard.
194
582967
4638
Bu artık karbon standardında yaşadığımızı söylemenin başka bir yoludur.
09:48
We take that for granted now.
195
588172
1568
Bunu şimdi doğal karşılıyoruz.
09:49
But 60 years ago, it was a challenge no generation had had to beat.
196
589774
4504
Ancak 60 yıl önce, hiçbir neslin aşmak zorunda olmadığı bir meydan okumaydı.
09:54
That they did it is something we should be grateful for,
197
594312
2669
Minnettar olmamız gereken bir şey yaptılar
09:57
and indeed, the more historians like me look at the 20s,
198
597014
3204
ve gerçekten, benim gibi tarihçiler 20′li yıllara baktıkça
10:00
the more amazing they become.
199
600251
2102
daha da muhteşem hâle geliyorlar.
10:02
Those people really stepped up.
200
602386
1736
Onlar, ellerinden geleni yaptılar.
10:05
Thank you.
201
605123
1234
Teşekkürler.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7