Deborah Scranton: Scenes from "The War Tapes"

Deborah Scranton'ın "Savaş Teypleri" üzerine

29,806 views ・ 2007-09-18

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Zeynep CELEBI Gözden geçirme: Sancak Gülgen
00:26
Three years ago, I got a phone call, based on an earlier film I had made,
0
26000
3000
Üç yıl önce bir telefon aldım, önceden çektiğim bir filme
00:29
with an offer to embed the New Hampshire National Guard.
1
29000
4000
New Hampshire Milli Muhafız Teşkilatını dahil etmeyi önerdiler.
00:33
My idea -- and literally, I woke up in the middle of the night,
2
33000
3000
Bence -- Gerçekten de gecenin bir yarısı uyanıp
00:36
and we've all have those moments. You know, you go to sleep --
3
36000
2000
hepimizin başına gelmiştir, hani uyumaya çalışırsın --
00:38
I was excited, with this phone call.
4
38000
3000
gelen telefon beni heyecanlandırmıştı.
00:41
I was thinking, I just finished making another film about World War II vets,
5
41000
3000
İkinci Dünya Savaşı gazileriyle ilgili bir filmi henüz bitirmiştim
00:44
and I realized I'd gotten to know their stories,
6
44000
2000
ve onların hikayelerini dinlemem gerektiğini fark ettim.
00:46
and I realized this was a once-in-a-lifetime opportunity
7
46000
4000
Bir savaşçının öyküsünü anlatmanın hayatta bir kere
00:50
to tell a warrior's story as it unfolded.
8
50000
2000
ele geçecek bir fırsat olduğunu düşündüm.
00:52
So I went to bed that night pretty excited.
9
52000
3000
Hayli heyecan içerisinde yatmaya gittim.
00:55
Not sure of all the details, but excited.
10
55000
5000
İşin ayrıntılarını bilmeden, fakat heyecanlı...
01:00
It wasn't at four in the morning, but it was closer to midnight.
11
60000
2000
Sabahın dördü değildi ama geceyarısına yakın bir zamandı.
01:02
Woke straight up. Wide-awake as could be.
12
62000
2000
Aniden uyandım. Oldukça ayık bir halde
01:04
And I had this idea: what if I could, in effect, virtually embed,
13
64000
3000
şöyle düşündüm: eğer ben askerlerle gerçekçi, dolaysız bir yolla
01:07
and create a permeable relationship with the soldiers?
14
67000
3000
ve aktarıcı rolünde bir ilişki kursam nasıl olur?
01:10
To tell the story from the inside out, versus the outside in?
15
70000
4000
Dıştan içe hikayelere karşılık içten dışa hikayeler anlatsam?
01:14
So, I called back Major Heilshorn,
16
74000
2000
Tekrar Binbaşı Heilshorn'u aradım,
01:16
who's the public affairs officer of the New Hampshire National Guard.
17
76000
2000
kendisi New Hampshire Milli Muhafız Teşkilatında çalışıyordu.
01:18
And he knew me, so I was like, "Greg?"
18
78000
3000
Beni tanıyordu, o yüzden "Greg?" deyip başladım.
01:21
He's like, "Yes, Deborah?"
19
81000
2000
O da, "Evet, Deborah?" diye karşıladı.
01:23
Told him my idea, and you know,
20
83000
3000
Fikrimi ona anlattım ve o bu dünya üzerindeki
01:26
he is one of the bravest men in the world,
21
86000
2000
en cesur adamlardan biridir,
01:28
as is General Blair, who, in the end, gave me permission to try this experiment.
22
88000
5000
General Blair de öyle, ki sonunda fikrimi denemem için bana şans tanıdı.
01:33
Within 10 days, I was down at Fort Dix.
23
93000
2000
On gün içinde, Fort Dix'teydim.
01:35
He gave me my pick of units.
24
95000
2000
Seçebileceğim birliklerin listesini verdi.
01:37
I picked one unit -- Charlie Company, Third of the 172nd,
25
97000
3000
Aralarından birini -- Charlie Şirketi, 172'nin üçüncüsü,
01:40
they're mountain infantry -- for two reasons.
26
100000
2000
dağ piyadeleri -- iki nedenden ötürü seçtim.
01:42
One, they're infantry.
27
102000
2000
İlki piyade oldukları içindi.
01:44
Number two, they were going to be based at LSA Anaconda,
28
104000
3000
İkincisi de, LSA Anaconda'da üs oluşturacakları için,
01:47
so I knew they would have Internet access.
29
107000
2000
yani internet erişimleri olacağını bildiğim içindi.
01:49
The caveat for my access was I had to get the soldiers to volunteer.
30
109000
2000
Geriye bir tek askerleri bu iş için ikna etmek kalıyordu.
01:51
This was a big thing that
31
111000
2000
Bu kısım önemliydi,
01:53
I think when Major H told me,
32
113000
2000
Binbaşı H. bana bunu söylediğinde
01:55
I wasn't really totally gathering what that would mean.
33
115000
3000
ne demek istediğini pek anlamamıştım.
01:58
So what that meant was, when I went down to Fort Dix,
34
118000
2000
Şöyle ki, ben Fort Dix'e gittiğimde
02:00
I had to hop out in front of 180 guys and tell them of my vision.
35
120000
4000
180 tane adamın önüne çıkıp hayalimdekinden söz etmem gerekiyordu.
02:04
You can imagine the hailstorm of questions I got.
36
124000
2000
Tutulduğum soru yağmurunu tahmin edebilirsiniz.
02:06
The opening one was,
37
126000
2000
İlk gelen şöyleydi,
02:08
"What the fuck do you know about the National Guard?"
38
128000
2000
"Seni adi, Milli Muhafız Teşkilatının ne olduğunu sanıyorsun?"
02:11
I started with the 1607 Massachusetts Bay Colony Pequot Indian Wars.
39
131000
5000
1607 Massachusetts Körfez Kolonisi Hint Savaşları ile
02:16
Gave them about a nine minute response,
40
136000
3000
başlayıp dokuz dakikakılık bir açıklama yaptım,
02:19
and there we went.
41
139000
2000
sonra da işe koyulduk.
02:21
So, I'd like to show the clip of the film.
42
141000
3000
Filmden bir bölüm göstermek istiyorum.
02:24
It's our trailer, because I know, obviously you guys are busy,
43
144000
3000
Bu fragmanı. Çoğunuzun işi başından aşkın olduğu için
02:27
many of you may not have had a chance to see it.
44
147000
2000
izlemeye fırsat bulamamış olabilirsiniz.
02:29
So, I want to show the trailer,
45
149000
2000
Fragmanı izletmek istiyorum,
02:31
and then I'm going to take apart one scene in detail.
46
151000
3000
sonra da bir sahneyi özellikle ele alacağım.
02:34
If we could roll?
47
154000
2000
Başlatabilir miyiz?
02:43
(Video) Stephen Pink: This is Sergeant Stephen Pink.
48
163000
1000
Stephen Pink: Ben Astsubay Stephen Pink.
02:44
Michael Moriarty: Specialist Michael Moriarty.
49
164000
2000
Michael Moriarty: Uzman Çavuş Michael Moriarty.
02:46
Zack Bazzi: Do I really want to go? Probably not.
50
166000
2000
Zack Bazzi: Gitmeyi istiyor muyum? Hayır.
02:50
Soldier: We're not supposed to talk to the media.
51
170000
2000
Asker: Habercilerle konuşmamamız gerekiyor.
02:52
SP: I'm not the media, dammit!
52
172000
1000
SP: Ben haberci değilim be!
02:56
MM: The day is here. Life will change.
53
176000
2000
MM: Günü geldi. Hayat değişecek.
02:58
Voice: The real deal, man! Narrator: You ready?
54
178000
2000
Ses: İşte bu, adamım! Anlatıcı: Hazır mısınız?
03:00
Soldier: Bring it on! Narrator: You ready? Voice 2: Iraq, here we come!
55
180000
4000
Asker: Hem de nasıl! Anlatıcı: Sen? İkinci Ses: Irak, biz geliyoruz!
03:06
ZB: Every soldier eventually wants to go in combat.
56
186000
2000
ZB: Her asker çatışma alanında bulunmak ister.
03:08
It's natural instinct.
57
188000
1000
Bu içgüdüseldir.
03:09
SP: If you let fear get to you,
58
189000
2000
SP: Eğer korkuna yenik düşersen,
03:11
then you're not going to be doing your job.
59
191000
2000
o zaman işini de yapamazsın.
03:13
MM: Every single time you go out there, there's attacks.
60
193000
2000
MM: Dışarı çıktığın her saniye, saldırı olur.
03:15
It's unbelievable.
61
195000
2000
Şaka gibi.
03:19
ZB: Hey, Nestor, your ass crack is right in my face.
62
199000
3000
ZB: Hey, Nestor, kıçının çatalı karşımda duruyor.
03:24
Soldiers: IV! Are we on fire? IV!
63
204000
2000
Askerler: IV! Ateş altında mıyız? IV!
03:26
Man down! Man down!
64
206000
4000
Yaralı var! Yaralı var!
03:30
MM: Keep going, brother. You wanna play?
65
210000
1000
MM: Devam et, kardeşim. Oyun mu istiyorsun?
03:33
Michael Moriarty's Wife: It's really hard for him to not have his dad.
66
213000
2000
Michael Moriarty'nin Karısı: Babasının olmayışı onun için çok zor.
03:36
MM: This little kid is in the middle of a war zone.
67
216000
3000
MM: Şuradaki çocuk savaş alanının ortasında duruyor.
03:42
Stephen Pink's Girlfriend: In the beginning, he's like, "Write something dirty!"
68
222000
3000
Stephen Pink'in Kız arkadaşı: "Müstehcen şeyler yaz." diye başlıyor.
03:46
George W. Bush: The world's newest democracy.
69
226000
2000
George W. Bush: Yeni dünya demokrasisi.
03:52
MM: They're shooting at me.
70
232000
2000
MM: Bana ateş ediyorlar.
03:54
SP: You don't put 150,000 troops in there,
71
234000
2000
SP: 150.000 bölüğü buraya getirip
03:56
and say we're there to create democracy.
72
236000
2000
demokrasi yapacağız diyemezsin.
03:58
Soldier: We've got a drive through window at Burger King now.
73
238000
2000
Asker: Şu an Burger King'de mola verdik.
04:00
SP: We're here to create money.
74
240000
2000
SP: Buraya para yapmaya geldik.
04:02
MM: I support George Bush. We're not there for the oil.
75
242000
2000
MM: George Bush'u destekliyorum. Petrolü için gelmedik.
04:05
Jon Baril: The worst thing in my life.
76
245000
2000
Jon Baril: Hayatımdeki en berbat şey.
04:07
SP: Baril, don't look at it, bud.
77
247000
2000
SP: Barid, bakma oraya, dostum.
04:09
Michael Moriarty's Wife: He's not the same person anymore.
78
249000
2000
Michael Moriarty'nin Karısı: Artık aynı kişi değil.
04:11
MM: I will not go back.
79
251000
2000
MM: Geri dönmeyeceğim.
04:16
Kevin Shangraw: The Iraqi people are who we are there to help --
80
256000
2000
Kevin Shangraw: Oraya yardıma gelen Iraklılar --
04:18
and we just killed one.
81
258000
1000
az evvel birini öldürdük.
04:19
Soldiers: Sergeant Smith is down! Sergeant Smith is down?
82
259000
3000
Askerler: Çavuş Smith yaralı! Çavuş Smith yaralanmış mı?
04:22
There they are! Right there! Fire, fire!
83
262000
3000
Oradalar! Tam oradalar işte! Ateş, ateş edin!
04:32
JB: It'll be a better country in 20 years, 'cause we were there.
84
272000
4000
JB: Bizim sayemizde 20 yıl içinde daha iyi bir ülkeye dönüşecek.
04:36
I hope.
85
276000
1000
Umarım.
04:48
(Applause) Deborah Scranton: Thank you.
86
288000
1000
Deborah Scranton: Teşekkür ederim.
04:49
One of the things I'd like to talk to you about
87
289000
3000
Size sözünü etmek istediğim şeylerden biri
04:52
is having a conversation about something that is difficult to talk about.
88
292000
4000
konuşulması zor bir konudan söz etmek.
04:56
And I'd like to relate an experience I had here at TED.
89
296000
3000
TED'de başıma gelen bir olaya bağlayacağım.
04:59
I don't know how many of you might imagine it,
90
299000
3000
Burada kaç kişi tahmin edebilirdi bilmiyorum,
05:02
but there's actually a TEDster who recently got back from Iraq.
91
302000
5000
ama aramızda Irak'tan yeni dönmüş bir TED'ci var.
05:07
Paul? Come on, stand up.
92
307000
2000
Paul? Hadi, ayağa kalksana.
05:09
This is Paul Anthony.
93
309000
2000
Karşınızda Paul Anthony.
05:11
He served -- (Applause) -- with the Marines,
94
311000
5000
Deniz Kuvvetlerinde görev yaptı.
05:16
and I want to tell you a little, brief story.
95
316000
4000
Size kısacık bir öykü anlatmak istiyorum.
05:20
We were one of the lucky ones
96
320000
2000
Biz sınıflara Sony kameralar ve
05:22
to get in the class with the Sony cameras and the Vista software.
97
322000
4000
Vista yazılımlarıyla girebilen şanslı kesimdendik.
05:26
Right? And we started talking.
98
326000
1000
Değil mi? Sonra da sohbete koyulduk.
05:27
People will see my tag, and they'll see "The War Tapes,"
99
327000
2000
İnsan rozetime bakıp "Savaş Teypleri"ni görünce
05:29
and then we'll start talking about war.
100
329000
2000
savaştan söz etmeye başladık.
05:31
We got in a conversation with some other people in the class,
101
331000
4000
Sınıftaki diğer kişilerle de konuşmaya katıldı,
05:35
and it went on and on.
102
335000
2000
işte böyle devam etti.
05:37
I mean, we were there for an hour, talking.
103
337000
2000
Bir saat boyunca konuşup durduk.
05:39
And it really highlighted something that I would like to ask
104
339000
2000
Bunlar size de sormak istediğim, düşünmenizi istediğim
05:41
you guys to think about and hopefully to help with,
105
341000
4000
ve yardım etmeyi umduğum bir konuya temas etti.
05:45
which is, I think a lot of us are very afraid to have conversations about war,
106
345000
3000
Şöyle ki, ben birçoğumuzun savaş ve politika hakkında konuşmaktan
05:48
and about politics.
107
348000
1000
çekindiğini düşünüyorum.
05:49
And really -- because maybe we're going to disagree.
108
349000
2000
Belki fikir ayrılığı yaşayacağız.
05:51
Maybe it's going to get uncomfortable.
109
351000
2000
Belki ortam gerilecek.
05:53
How do we open it up to really be able to have a conversation?
110
353000
4000
Gerçekten karşılıklı bir konuşma için nasıl başlayacağız?
05:57
And you know, Paul was talking,
111
357000
5000
Paul bir şeylerden bahsediyordu,
06:02
and he then turned to Constance and said,
112
362000
3000
sonra Constance'a dönüp
06:05
"You know, I wouldn't have this conversation if she weren't here,
113
365000
3000
"Eğer o burada olmasaydı bu konuşmayı yapmazdım,
06:08
because I know she has my back."
114
368000
2000
çünkü arkamı kolladığını biliyorum." dedi.
06:10
And I want to say, I was nervous.
115
370000
2000
O an kaygılı olduğumu söylemeliyim.
06:12
Because I'm used to doing Q&As.
116
372000
2000
Soru-Cevap etkinliklerine alışkınım.
06:14
I really related to what James was saying yesterday,
117
374000
1000
Dün James'in söylediklerini kendime yakın buldum,
06:15
because I'm behind the camera.
118
375000
2000
çünkü ben kameranın arkasındayım.
06:17
You know, I can answer questions about my movie,
119
377000
2000
Yani, filmim ilgili soruları cevaplayabilirim
06:19
but for me to come up and talk for 18 minutes is a really long time.
120
379000
2000
ama çıkıp 18 dakika boyunca konuşmak gerçekten uzun bir süre.
06:21
So, I wanted to say, Paul, I'm happy you're here,
121
381000
3000
O yüzden, Paul, burada olduğun için mutluyum
06:24
because I know you have my back.
122
384000
2000
çünkü arkamı kolladığını biliyorum.
06:27
This film was not about the Internet,
123
387000
2000
Bu film internet ile alakalı değildi
06:29
but it could not have been made without it.
124
389000
3000
fakat o olmadan da gerçekleşemezdi.
06:32
The guys' tapes on average took two weeks to get from Iraq to me.
125
392000
3000
Bu teyplerinin Irak'tan bana ulaşması yaklaşık iki hafta sürdü.
06:35
In the meantime, the soldiers -- we would email and IM.
126
395000
4000
Bu arada, askerlerle e-posta ve IM aracılığıyla görüştük.
06:39
I didn't save all of them,
127
399000
4000
Hepsini saklamadım,
06:43
because I didn't realize at the beginning
128
403000
2000
çünkü en başta bunların kaydını tutmak
06:45
that it would be something that I would want to keep track of.
129
405000
3000
isteyeceğim şeyler olduklarını fark etmemiştim.
06:48
But there were 3,211 emails and IMs and text messages
130
408000
5000
Fakat 3.211 e-posta, anlık ileti ve cep telefonu mesajı
06:53
that I was able to save.
131
413000
2000
kadarını kurtarabildim.
06:55
The reason I quantify that is because we really embarked on this as a mutual journey
132
415000
7000
Bu hesabı yapmamın nedeni daha derine inebilmek adına bunu iki yönlü bir yolculuk
07:02
to really get inside of it.
133
422000
2000
olarak yürütmüş olmamız.
07:04
So I wanted to show you a clip,
134
424000
2000
Size bir bölüm izletmek istiyorum,
07:06
and then I was going tell you a little bit of how it got put together.
135
426000
3000
sonra da hangi şartlarda çekildiğinden söz edeceğim.
07:09
If we could roll the clip.
136
429000
1000
Başlatalım.
07:11
(Video) SP: Today is sport. [Unclear] Radio: [Unclear] Christian soldiers.
137
431000
3000
SP: Bugünün sporu. Radyo: Hristiyan askerler.
07:14
SP: We like to give these insurgents a fair chance.
138
434000
4000
SP: Bu isyancılara eşitlik tanıyalım dedik.
07:18
So, what we do, we ride with the windows down.
139
438000
3000
Şöyle yapacağız, kepenkleri indirmeden gideceğiz.
07:21
Because, you know, we obviously have the advantage. I'm just kidding.
140
441000
6000
Çünkü üstünlüğü elimizde tutuyoruz. Şaka yapıyorum.
07:27
We don't fucking ride with the goddam windows down.
141
447000
2000
Tabii ki kepenkleri indirmeden sürecek değiliz.
07:30
It's not true. Very unsafe.
142
450000
5000
Doğru olmaz. Çok tehlikeli.
07:36
Whoa.
143
456000
1000
Oha.
07:37
Soldier: Right there.
144
457000
1000
Asker: İşte orada.
07:39
SP: All right, let's get over to that site.
145
459000
3000
SP: Tamam, oraya doğru gidelim.
07:43
Be advised, we're leaving Taji right now.
146
463000
3000
Hazırlıklı olun, Taji'den ayrılıyoruz.
07:46
We believe that the blast was right outside the gate of Taji,
147
466000
4000
Patlamanın Taji kapısının hemen dışarısında olduğunu sanıyoruz,
07:50
we're heading to that location now.
148
470000
2000
o tarafa doğru yol alıyoruz.
07:54
Soldier: That's a fucking car bomb!
149
474000
2000
Asker: Lanet olası bir araba bombası!
07:56
Soldier: Motherfuckers!
150
476000
1000
Asker: Şerefsizler!
07:57
Soldiers: Get your vest on!
151
477000
2000
Askerler: Yeleklerinizi giyin
07:59
Hey, get over the fucking -- yeah, yeah.
152
479000
2000
Şu lanet şeyi geç -- peki, peki.
08:01
Any one-four elements get to the gate!
153
481000
2000
Bir-dört elemanlarından birini getirin!
08:03
SP: Sheriff one-six, or any one-four elements,
154
483000
3000
SP: Şef bir-altı ya da bir-dörtlerden birini,
08:06
we need you at the gate of Taji right now, over.
155
486000
3000
Taji kapısında sana ihtiyacımız var.
08:09
Soldier: I'll walk you through it.
156
489000
2000
Asker: Seni geçireceğim buradan.
08:11
(Voices)
157
491000
6000
Asker: Seni geçireceğim buradan.
08:17
SP: Stay low. Head over to the right.
158
497000
3000
SP: Eğilin. Sağa doğru sür.
08:20
Get your bag, get your bag!
159
500000
3000
Çantanı al, çantanı!
08:24
(Screams)
160
504000
5000
Çantanı al, çantanı!
08:29
SP: It was mass casualties.
161
509000
2000
SP: Bir sürü zaiyat vardı.
08:31
Probably 20 dead, at least 20 or 30 wounded Iraqis.
162
511000
4000
Muhtemelen 20 ölü, en az 20 ya da 30 yaralı Iraklı.
08:42
SP: It just looked like, you know,
163
522000
2000
SP: Nasıl desem, sanki biri
08:44
someone had thrown a quarter through a guy,
164
524000
2000
adamın üstüne bir karargah göndermişti
08:46
and it was just like -- there was no blood coming from the shrapnel wounds.
165
526000
3000
ve sanki -- şarapnel kesiklerinden kan akmıyordu.
08:49
Everything was cauterized,
166
529000
2000
Her şey parçalanmıştı,
08:51
and it was just like there was a void going through the body.
167
531000
4000
sanki vücudundan boşluklar geçiyordu.
08:55
This is the scene north.
168
535000
3000
Bu da kuzey tarafı.
08:59
They just removed a burnt body, or half a body from here.
169
539000
4000
Az önce yanmış bir cesedi götürdüler, hatta yarım cesedi.
09:03
I don't think there was anything left from his abdominal down.
170
543000
4000
Belden aşağısı hiç yoktu sanırım.
09:10
This is blood.
171
550000
3000
İşte kan.
09:13
And you know, you walk,
172
553000
2000
Burada yürürken derinin
09:15
and you hear the pieces of skin.
173
555000
5000
parçalarını duyabiliyorsun.
09:20
And that's it, that's all that's left.
174
560000
3000
Hepsi bu, geriye kalan bu.
09:23
I remember giving three IVs, bandaging several wounded.
175
563000
3000
Üç serum taktığımı, birkaçının yaralarını sardığımı anımsıyorum.
09:26
Soldiers sitting in the corner of a sandbag wall, shaking and screaming.
176
566000
5000
Kum torbalarının üzerine oturmuş titreyen, çığlık atan askerleri...
09:31
Medics who were terrified and couldn't perform.
177
571000
3000
Dehşete düşmüş, donup kalmış sağlıkçıları...
09:35
I later heard that Iraqi casualties were not to be treated in Taji.
178
575000
6000
Sonradan duydum ki Iraklı yaralılar Taji'de tedavi görememiş.
09:41
They can work on the post for pennies, but can't die there.
179
581000
3000
Birkaç kuruş için posta işini yaparlar ama burada ölmeleri yasak.
09:44
They've got to die outside.
180
584000
3000
Dışarıda bir yerde ölmeleri gerek.
09:49
If one of those incompetent medical officers told me to stop treatment,
181
589000
4000
Eğer o beceriksiz sağlıkçılardan biri bana işlemi durdurmamı söyleseydi,
09:53
I would've slit his throat right there.
182
593000
3000
oracıkta boğazını keserdim.
10:06
21:00 hours, and it's just our squad
183
606000
2000
Saat akşam dokuz ve bir tek bizim ekip
10:08
going through today's events in our heads,
184
608000
3000
elinde olmadan bugün yaşananları
10:11
whether we want to or not.
185
611000
3000
kafasından geçiriyor.
10:14
News Anchor: More violence in Iraq.
186
614000
2000
Haber spikeri: Irak'ta dehşet sürüyor.
10:16
Twin suicide car bombings killed eight Iraqis and wounded dozens more
187
616000
4000
Bağdat'ın kuzeyinde bir koalisyon üssünde iki patlayıcı araç kendini imha ederek
10:20
near a coalition base north of Baghdad.
188
620000
2000
sekiz Iraklı'nın ölümüne ve birçok yaralanmaya yol açtı.
10:22
SP: We made the news.
189
622000
1000
SP: Haberlere çıktık.
10:23
I feel exploited and proud at the same time.
190
623000
2000
Kendimi hem kullanılmış hem gururlu hissediyorum.
10:25
I've lost all faith in the media --
191
625000
2000
Medyaya güvenimi tümüyle yitirdim --
10:27
a hapless joke I would much rather laugh at than become a part of.
192
627000
5000
bir parçası olmaktansa gülüp geçmek isteyeceğim bir talihsizlik.
10:32
I should really thank God for saving my lucky ass.
193
632000
3000
Benim kıçımı kurtardığı için Tanrı'ya şükretmeliyim.
10:35
I'll do that, then I'm gonna jerk off.
194
635000
2000
Bunu yapıp sonra da otuz bir çekeceğim.
10:37
Because these pages smell like Linds,
195
637000
2000
Çünkü bu sayfalar Linds gibi kokuyor
10:39
and there won't be any time for jerking off tomorrow.
196
639000
3000
ve yarın bu işi yapmak için vakit olmayacak.
10:42
Another mission at 06:00.
197
642000
2000
Sabah 6'da bir başka görev.
10:48
DS: Now -- (Applause) -- thanks.
198
648000
4000
DS: Teşekkürler.
10:52
When I said earlier, to try and tell a story from the inside out, versus the outside in --
199
652000
5000
Daha önce içeriden dışarıya, dışarıdan içeriye hikayeler taşımak diye belirttiğim --
10:57
part of what Chris said so eloquently in his introduction -- is this melding.
200
657000
5000
Chris'in de tanıtımında çok iyi bir şekilde ifade ettiği -- işte bu karışım.
11:02
It's a new way of trying to make a documentary.
201
662000
3000
Bu yeni bir belgesel yapım tekniği.
11:05
When I met the guys, and 10 of them agreed to take cameras --
202
665000
4000
Onlarla tanıştığımda, 10 tanesi kameraları almayı kabul etti --
11:09
in total, 21 ended up filming.
203
669000
2000
toplam 21 kişi filmi çekti.
11:11
Five soldiers filmed the entire time.
204
671000
2000
Beş asker sürekli kayıt tuttu.
11:13
There are three featured in the film.
205
673000
2000
Üç açıdan bakan bir film oldu.
11:15
The way I learned about Taji was Steve Pink sent me an email,
206
675000
4000
Taji'yi konusunu öğrenmem şöyle oldu, Steve Pink bana bir e-posta yolladı
11:19
and in it, attached a photo of that burned body out at the car.
207
679000
3000
ve içinde o arabanın yanında yanmış cesedin fotoğrafı vardı.
11:22
And the tone from the email was,
208
682000
2000
E-postadan da anlaşılıyordu ki
11:24
you know, it had been a very bad day, obviously.
209
684000
3000
hayli kötü bir gün yaşanmıştı.
11:27
And I saw in my IM window that Mike Moriarty was at the base.
210
687000
4000
IM penceremde Mike Moriarty'nin üste olduğunu gördüm.
11:31
So, I pinged Mike and I said,
211
691000
2000
Mike'a şöyle yazdım,
11:33
"Mike, can you please go get that interview with Pink?"
212
693000
3000
"Mike, acaba Pink ile röportaj yapabilir misin?"
11:36
Because the thing that very often is missing is,
213
696000
2000
Çünkü çoğunlukla askeriyede eksik olan şey
11:38
in the military what they call "hot wash."
214
698000
2000
"sıcağı sıcağına" dedikleri şeydir.
11:40
It's that immediate interview after something immediately happens, you know.
215
700000
3000
Bir şey olduktan sonra vakit geçirmeden yapılan röportajdır.
11:43
And if you let time go by,
216
703000
2000
Eğer üzerinden zaman geçerse,
11:45
it kind of softens and smooths the edges.
217
705000
2000
bir bakıma kaybolur, etkisini yitirir.
11:47
And for me, I really wanted that.
218
707000
3000
Benim de istediğim buydu.
11:50
So, in order to get the intimacy,
219
710000
2000
O yüzden o duyguyu yakalamak için,
11:52
to share that experience with you, the guys --
220
712000
3000
sizinle paylaşmak için, iki kişi --
11:55
the two most popular mounts --
221
715000
2000
en iyi iki montajcı --
11:57
there was a camera on the turret, the gun turret,
222
717000
2000
kulenin üzerinde bir kamera vardı, silah kulesi,
11:59
and then on the dashboard of the Humvee.
223
719000
2000
bir de Humvee'nin gösterge panosunda.
12:01
Most of the Humvees, we ended up mounting two cameras in them.
224
721000
5000
Çoğu Humvee'de içlerinde iki kamera yerleştirdik.
12:06
So you get to experience that in real time, right?
225
726000
4000
O ana tanık olmalısın, değil mi?
12:10
The interview that you see is the one that Mike went and did
226
730000
4000
Bu gördüğünüz Mike'ın oraya gidip 24 saat içerisinde
12:14
within 24 hours of that episode happening.
227
734000
3000
olanlar ile ilgili yapmış olduğu röportaj.
12:17
Steve Pink reading his journal
228
737000
2000
Steve Pink günlüğünü okuması
12:19
happened five months after he came home.
229
739000
2000
eve geldikten beş ay sonra gerçekleşti.
12:21
I knew about that journal, but it was very, very private.
230
741000
2000
O günlükten haberim vardı, fakat çok özel bir şeydi.
12:23
And you know, you earn someone's trust,
231
743000
3000
Özellikle belgesel çekimi işlerinde karşılıklı
12:26
especially in doc filmmaking, through your relationship.
232
746000
3000
ilişkilerde güven kazanırsınız.
12:29
So, it wasn't until five months after he was home
233
749000
3000
O yüzden beş ay geçene kadar
12:32
that he would read that journal.
234
752000
2000
günlüğünü okumamıştı.
12:34
Now, the news footage I put in there to try to show --
235
754000
4000
Oraya koyduğum haber metrajı --
12:38
you know, I think mainstream media tries to do the best they can
236
758000
4000
yani bence yaygın basın medya elinden gelenin en iyisini
12:42
in the format that they have.
237
762000
2000
yapmaya çalışıyor.
12:44
But the thing that I know you all have heard a lot of times,
238
764000
2000
Fakat şu var, sizin de defalarca duyduğunuzu düşündüğüm,
12:46
American soldiers saying,
239
766000
2000
Amerikan askerlerinin şu sözleri:
12:48
"Why don't they talk about the good stuff that we do?"
240
768000
2000
"Bizim yaptığımız iyi şeylerden niye söz etmiyorlar?"
12:50
OK, this is a perfect example.
241
770000
3000
İşte harika bir örneği.
12:53
Pink's squad and another squad spent their entire day outside the wire.
242
773000
4000
Pink'in bölüğü ve bir başka bölük tüm günlerini tel örgülerin dışında geçirdi.
12:57
They didn't have to go outside the wire.
243
777000
2000
Orada olmaları gerektiğinden değil.
12:59
There were not Americans hurt out there.
244
779000
2000
Dışarıda yardım bekleyen Amerikalılar yoktu.
13:01
They spent their entire day outside the wire trying to save Iraqi lives --
245
781000
5000
Tüm günlerini dışarıda Iraklıların hayatını kurtarmaya çalışarak geçirdiler --
13:06
the Iraqis who work on the post.
246
786000
2000
posta işinde çalışan Iraklıları.
13:08
So, when you may hear soldiers complaining,
247
788000
3000
O yüzden askerleri şikayet ederken duyarsanız
13:11
that's what they're talking about, you know?
248
791000
2000
bundan söz ettiklerini bilin.
13:13
And I think it's such an amazing gift that they would share this
249
793000
4000
Bence bunu paylaşmaları, bir köprü kurma açısından
13:17
as a way of bridging.
250
797000
2000
müthiş bir armağan.
13:19
And when I talk about that polarity I get at so many different Q&As,
251
799000
5000
Birçok soru-cevap konferansında bu kutuplaşma üzerine konuştuğumda
13:24
and people are really opinionated.
252
804000
2000
insanlar çok önyargılılar.
13:26
But it seems like people don't want to hear so much,
253
806000
2000
Fakat görünen o ki insanlar daha fazlasını duymaya istekli değiller,
13:28
or listen, or try to have an exchange.
254
808000
2000
dinlemeye ya da paylaşmaya...
13:30
And I'm as fiery as the next person, but I really think --
255
810000
3000
Ben de diğer kişi kadar hassasım, fakat bence --
13:33
you know, different speakers have talked about their concern for the world,
256
813000
5000
farklı kişiler dünya hakkında görüşlerini dile getirdiler
13:38
and my concern is that we have to have these conversations.
257
818000
3000
ve benim görüşüme göre de bu konuşmaların yapılması gerekli.
13:41
And we have to be able to go into scary places where we may, you know,
258
821000
4000
Bildiğimizi sandığımız zaman bile o ürkütücü yerlere
13:45
we think we know.
259
825000
2000
gidebilmeliyiz.
13:47
But we just have to leave that little bit of openness, to know.
260
827000
4000
Öğrenmek için birazcık daha açık fikirli olabilmeliyiz.
13:51
There's such a disconnect.
261
831000
2000
İletişim kopukluğu var.
13:53
And for me, it's trying to bridge that disconnect.
262
833000
5000
Ben de bu kopukluğu tamire çalışıyorum.
13:58
I'll share one story.
263
838000
2000
Bir hikaye anlatacağım.
14:00
I get -- I'm often asked, you know, for me,
264
840000
2000
Bana sık sık soranlar oluyor, benim için
14:02
what have been some of the special moments from having worked on this film.
265
842000
4000
bu filmde çalıştığım süre boyunca en unutulmaz anın ne olduğunu.
14:06
And at screenings, inevitably --
266
846000
2000
Gösterimlerde, kaçınılmaz olarak --
14:08
you know, as I'm sure all of you obviously do speaking stuff --
267
848000
4000
hepinizin konuşma yaptığınızdan emin olduğum için --
14:12
usually you have people who hang around and want to ask you more questions.
268
852000
4000
genelde etrafta dolanıp size soru sormak isteyenler olur.
14:16
And usually, the first questions are,
269
856000
2000
Çoğunluklar ilk sorular şöyle olur,
14:18
"Oh, what kind of cameras did you use?"
270
858000
2000
"Ne tür kameralar kullandınız?"
14:20
Or you know, these things.
271
860000
1000
İşte bu tür şeyler.
14:21
But there's always a few guys, almost always, who are the last ones.
272
861000
5000
Fakat neredeyse hep en sona kalan birkaç kişi olur.
14:26
And I've learned over time that those are always the soldiers.
273
866000
4000
Ben de zaman içinde bunların hep askerler olduğunu öğrendim.
14:30
And they wait until pretty much everybody's gone.
274
870000
4000
Neredeyse kalabalık tümüyle dağılana kadar beklerler.
14:34
And for me, one of the most profound stories someone shared with me,
275
874000
9000
Benim için, birinin benimle paylaştığı en özel hikayelerden biri,
14:43
that then became my story, was --
276
883000
2000
sonra da benim hikayem olan --
14:45
for those of you who haven't seen the film, and it's not a spoiler --
277
885000
5000
filmi izlemeyenler için sürprizini kaçırmış olmayacağım --
14:50
it's very common there are a lot of civilian accidents,
278
890000
2000
sivil kazaların yaşanması, insanların Humveelerin
14:52
where people get in front of Humvees and they get killed.
279
892000
3000
önüne çıktıklarında öldürülmesi alışılmadık bir şey değil.
14:55
In this film, there is a scene where an Iraqi woman is killed.
280
895000
5000
Bu filmde de Iraklı bir kadının öldürüldüğü bir sahne var.
15:00
A soldier came up to me and stood, you know really, pretty close,
281
900000
7000
Bir asker yanıma geldi ve yani gerçekten yakınıma
15:07
a foot away from me.
282
907000
2000
burun buruna geldik.
15:09
He's a big guy.
283
909000
2000
Cüsseli biriydi.
15:11
And he looked at me, and I smiled,
284
911000
2000
Bana baktı, ben de gülümsedim
15:13
and then I saw the tears start welling up in his eyes.
285
913000
5000
ve sonra gözlerine dolan yaşları gördüm.
15:18
And he wasn't going to blink.
286
918000
3000
Gözünü kırpmayacak gibiydi.
15:21
And he said, "My gunner was throwing candy."
287
921000
3000
Sonra dedi ki, "Silahım şeker saçıyordu."
15:24
And I knew what he was going to say.
288
924000
3000
Ne söyleyeceğini biliyordum.
15:27
The gunner was throwing candy.
289
927000
3000
Silah şeker atıyordu.
15:30
They used to throw candy to the kids.
290
930000
3000
Çocuklara hep şeker atarlardı.
15:33
Kids got too close, very often.
291
933000
3000
Çocuklar genelde çok yakına gelirdi.
15:36
And he said, "I killed a child.
292
936000
3000
Dedi ki, "Bir çocuk öldürdüm.
15:39
And I'm a father. I have children.
293
939000
4000
Ben bir babayım. Çocuklarım var.
15:43
I haven't been able to tell my wife.
294
943000
2000
Karıma anlatamadım.
15:45
I'm afraid she's going to think I'm a monster."
295
945000
2000
Benim bir canavar olduğumu düşünmesinden korkuyorum."
15:52
I hugged him, of course,
296
952000
2000
Ona sarıldım tabi ki,
15:54
and I said, you know, "It's going to be OK."
297
954000
2000
sonra da "Hepsi geçecek." dedim.
15:56
And he said, "I'm going to bring her to see your film.
298
956000
3000
O da, "Karımı filmini izlemesi için getireceğim.
15:59
And then I'm going to tell her."
299
959000
3000
Sonra da ona anlatacağım." dedi.
16:05
So when I talk about a disconnect,
300
965000
7000
Ben bir iletişim kopukluğundan söz ettiğimde,
16:12
it's not only for maybe those people who don't know a soldier,
301
972000
3000
sadece bir askeri tanımayanları kastetmiyorum,
16:15
which there obviously are. You know, these days,
302
975000
2000
ki tanımadıkları çok açık. Artık
16:17
it's not like World War II, where there was a war front and a home front,
303
977000
3000
İkinci Dünya Savaşı gibi herkesin içerisinde olduğu bir savaş cephesi
16:20
and everybody seemed involved.
304
980000
2000
bir de ev cephesi durumları yok.
16:22
You can go for days here and not feel like there's a war going on.
305
982000
3000
Günler geçebilir ve savaşın sürdüğünü hissedemeyebilirsiniz.
16:25
And often, I'll hear people say,
306
985000
2000
İnsanları şöyle söylerken duyuyorum,
16:27
who maybe know that I did this film,
307
987000
2000
bu filmi çektiğimi bilen kişiler,
16:29
and they say, "Oh, you know, I'm against the war, but I support the soldiers."
308
989000
6000
diyorlar ki, "Ben savaşa karşıyım ama askerleri destekliyorum."
16:36
And I've started to ask them,
309
996000
3000
Ben de şunu sormaya başladım,
16:39
"Well, that's nice. What are you doing?
310
999000
3000
"E, iyiymiş. Ne yapıyorsun?
16:42
Are you volunteering at a VA?
311
1002000
3000
Savaş gazileri için gönüllü çalışıyor musun?
16:45
You go and see anybody?
312
1005000
2000
Birilerini ziyaret ediyor musun?
16:47
Do you, if you find out your neighbor's been, do you spend some time?
313
1007000
7000
Komşunun durumunu öğrenince gidip vakit geçiriyor musun?
16:54
Not necessarily ask questions, but see if they want to talk?
314
1014000
4000
Soru sorman şart değil, konuşmak isterler mi öğrenmek için.
16:58
Do you give money to any of the charities?"
315
1018000
2000
Hayır kuruluşlarına bağış yapıyor musun?
17:00
You know, obviously, like Dean Kamen's working on that amazing thing,
316
1020000
3000
Yani Dean Kamen harika bir iş başardığı ortada,
17:03
but there's charities where you can sponsor computers for wounded soldiers.
317
1023000
5000
fakat yaralı askerlere bilgisayar temin edebileceğiniz kuruluşlar var.
17:08
I think, I challenge us to say --
318
1028000
5000
Bence, birine destek olduğumuzu
17:13
to operationalize those terms, when we say we support someone, you know?
319
1033000
3000
söylediğimizde bu kelimenin hakkını verebilmeliyiz.
17:16
Are you a friend to them?
320
1036000
2000
Onlarla arkadaşlık ediyor musun?
17:18
Do you really care?
321
1038000
2000
İlgileniyor musun?
17:20
And I would just say it's my hope, and I would ask you guys
322
1040000
4000
Demek istediğim, benim umut ettiğim, sizlerden
17:24
to please, you know, reach out a hand.
323
1044000
6000
istediğim onlara bir el uzatmanız
17:30
And really do give them a hug.
324
1050000
4000
ve sıkı sıkı sarılmanız.
17:34
Thank you.
325
1054000
2000
Teşekkür ederim.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7