Jessica Kerr: Who makes judges? | TED

Transcriber:

Çeviri: Doğa Çelik Gözden geçirme: Esra Çakmak

Bulunmak istemediğin bir odadasın.

Kötü bir şey oldu.

Elinde geleceğini tutan, takım elbiseli biri var.

You're in a room you don't want to be in.

Bir hakim.

Something bad has happened.

Dört yıl önce, o hakim bendim.

There's a stranger in a suit with your future in their hands,

İnsanların bana güvenmekten başka çareleri yoktu.

A judge.

Four years ago, that judge was me.

Bunu hak etmek için ne yapmıştım?

The people looking up at me then had no choice but to trust me.

Avustralya’nın adli sistemi o kadar puslu ki,

But what had I done to deserve it?

böyle zor sorulara yer yok.

Australia's judicial system operates under a shroud of mystique

Ama benim gibi insanların

hakimliğe nasıl hazırlandığını sorabilirsiniz.

which fends off tough questions like this.

Cevaplar, sizi memnun etmeyebilir.

But you will have the right to ask

how people like me prepare for the job of judging.

Sistem değişmeli.

And you may not feel comfortable with the answers.

Öncelikle, toplum içi özgüvene bakalım.

The system needs to change.

Avustralya’da hakimler seçilerek gelmiyor.

To set the scene, first, let's think about public confidence.

Ama sahip oldukları güç, inanılmaz ölçüde.

Böylece, sisteme inanıyoruz

Judges in Australia are not elected.

çünkü hakimlere inanıyoruz.

Yet, the power they wield is immense.

Eğer bu inancı kaybedersek

Ultimately, we trust the system

tüm anayasayı altüst edebiliriz.

because we believe that judges generally get it right.

Fakat yaşadığımız zamanda üsttekilere inanç güçlü değil.

If we lose that belief,

we risk unbalancing the whole constitution.

Hakimler, “neden” sorusu karşısında savunmasız.

But we live in a time when blind faith in elites is eroding fast.

Neden sana verdiğim bu gücü hak ediyorsun?

Judges are increasingly vulnerable to the "why" question.

Böyle de olmalı.

İkincisi; hakimlerin bağımsız olması gerek,

Why do you deserve the power we have given you?

And so they should be.

korkusuz, rüşvetsiz çalışmaları gerek.

Second, it's fundamental that judges have to be seen as independent,

Mevcut hükûmetten baskı görmemek için,

asla kesilemeyen maaşları var,

doing their jobs without fear or favor.

dedikleri veya yaptıklarından dolayı işlerinden atılmıyorlar.

To avoid any pressure from the government of the day,

judges have high salaries, which can never be cut,

Akli açıdan yetersiz veya yolsuz değillerse.

Karşılığında, hakimler hem mahkemede

and they can't be fired for what they say or do.

hem de dışarıda ölçülü kalmalılar.

Unless they're obviously corrupt or mad.

Bir hakim seçildiğinde, hayatlarına bir örtü iniyor.

In exchange, judges agree to be ultrarestrained,

Yalnız bir yaşam şekli,

both in and out of court.

aynı zamanda hakimlerin bizlerden farklı oldukları

A kind of veil comes down when a judge is appointed.

görüşünü destekliyor.

It's a lonely way to live,

Son olarak, teoride, hakimler faziletlerine göre seçiliyor.

and it feeds into this sense that judges are somehow different

from the rest of us.

Bu kulağa güzel geliyor.

Teoride de öyle.

Finally, I can tell you that all judges are in theory appointed on merit.

Hakimler, gizli bir süreçle,

daha üst hakimlerin görüşlerine bakılarak seçiliyorlar.

That sounds good.

And in theory it is.

Seçilen insanlar deneyimli avukatlar,

Judges are chosen in a confidential process

hakimlerin karşısında günlerce vakit geçirmiş

which relies heavily on advice from senior judges.

yetenekli avukatlar ve dava vekilleri.

The people chosen are all experienced lawyers,

traditionally top courtroom lawyers or barristers,

Bu iş için oldukça yeterliler

ve sonuçlar genelde tatmin edici.

who spend their days appearing in front of judges.

Ama fazilet denince neyden bahsediyoruz?

They're all personally shoulder-tapped for the job,

and the results are in general, pretty impressive.

Dava vekilleri genelde daha erkek,

But what do we really mean when we talk about merit?

daha solgun, daha baygın

For one thing, barristers are historically maler,

ve bu bir şeyler ima ediyor.

Tartışması yapılan bir konu şu, genelde seçilen hakimlerin

paler and staler than other lawyers,

seçen hakimlere kendilerini hatırlattığı söyleniyor.

which is really saying something.

It's been argued that the people who get chosen as judges are above all,

Mahkemede temsiliyet, gözardı edilemeyecek bir problem.

the ones who remind existing judges of themselves.

Herhangi bir hakim,

hakimlerin önünde ne kadar iyi tartıştığına bakılarak seçiliyor.

Diversity on the bench is an issue that's become impossible to ignore.

And judges are essentially picked

Bu her zaman mantıklı değil.

based on how well they argue cases in front of judges.

Bir mahkemeyi ve tiyatroyu karşılaştıralım.

But that doesn't really make sense.

Vekiller ve hakimler temel rollere sahipler,

Let's compare a courtroom and an operating theater.

bir operasyondaki anestezisyenler ve cerrahlar gibi.

Barristers and judges both play essential roles in court,

Ama bir anestezi uzmanına

just like anesthetists and surgeons in an operation.

sırf cerrahın yanında 10 yıldır bulunuyor diye

neşter vermezsiniz.

But you don't hand an anesthetist a scalpel

Gereken temel yetenekler benzer olsa da

just because he's been putting people to sleep

for the surgeon for 10 years.

işler bütünüyle farklı.

The underlying skill set may be the same in law as in medicine,

Avustralya’daki gibi hakimliklerin tuhaf tarafı

but the jobs are fundamentally different.

hakimlerin devletin büyük bir parçası olup,

The strange truth about judging in countries like Australia

aynı zamanda devleti de oluşturmaları.

is that even though judges are such an important part of government,

Bu iş, eğer yapılırsa

özel adli işlemler içinde yapılıyor.

we've basically privatized the system of making them.

Olay şu.

Hakim olmak isteyenler için bir hakimlik okulu yok.

That work is done, if it's done at all,

within the private legal profession.

And here's the thing.

Hakim olmak, şeref nişanı gibi,

There is no judge school for wannabe judges.

bir avukatın ulaşmak istediği kariyer hedefi değil,

bir doktorun uzmanlaşması gibi değil.

Judicial appointment is seen as a badge of honor,

not as a professional milestone that a lawyer builds up to

Hakimler, sadece hakimlik yemini edene kadar

bekleyen avukatlar.

the way that a doctor works towards specialization.

O günden sonra da mücadele ediyorlar

Judges are just lawyers

ve başarısız olmazlarsa kovulmuyorlar.

until the day they take the judicial oath.

And from that day it is sink or swim,

Eğer bir hayatınız, bir hakimin ilk davasına

except they can't be fired for incompetence.

bağlı olsaydı, nasıl hissederdiniz?

How do you think it would feel

O hakim nasıl hissederdi?

to know your life was on the line in a judge's first ever case?

Hakimlik kürsüsüne çıkmak bir sınav.

And how do you think that judge would feel?

Ben, adli cezada hiç bulunmamış

The transition to the bench can be a baptism by fire.

bir avukat olarak

Seyşeller’deydim

I had never run a criminal trial as a lawyer,

ve hakimliğe başlamamın üzerinden bir ay geçmişken

and there I was in a magistrate's court

12 yıllık hapsetmeler vermem bekleniyordu.

in the Seychelles,

Bu korkunçtu.

being asked to hand down 12-year prison sentences

Başarılı bir dava avukatı olarak bunu yapmak daha mı kolay?

in my first month on the job.

Bazı açılardan, kesinlikle.

It was terrifying.

Dava vekilleri hukuku iyi biliyor,

Is it any easier to make that transition as a top courtroom lawyer?

yıllarca hakimleri izliyor ve bu onlara süreç hakkında

Well, in some ways, definitely.

daha fazla bilgi sunuyor.

Barristers do know a lot of law

Fakat toplum değiştikçe

and the years of watching judges in action do give them a head start

hakimlerden beklentimiz de değişiyor.

on how the process works.

Hakimlerden, hukuk dışında

But as society changes,

birçok alanda bilgi sahibi olmaları isteniyor.

our expectations of judges are changing, too.

Menajerler, liderler olmalılar,

Judges are increasingly called on

politik ve kültürel olarak bilgili,

for a whole range of extra nonlegal skills.

rahatlıkla adli ceza dağıtan insanlar olmalılar.

They have to be managers and leaders,

politically and culturally savvy,

Bir dava vekilinde bu yeteneklere o kadar da dikkat etmiyoruz.

able to handle relentless scrutiny and social isolation.

Herkesi temsil eden hakimler seçmek istesek bile

We don't necessarily expect or even value those skills in a barrister.

problem daha da kötüleşiyor.

Daha feminen, daha başarılı hakimler istiyorsak

And when we aim for a more diverse judiciary,

onları dava vekilleri arasında bulamayız.

the problem actually gets worse.

If we want less male, less pale judges,

Hayatlarını mahkemelerde geçirmemiş insanlardan

hakimliğin nasıl işlediğini bilmelerini

we're not likely to find them all in barristers chambers.

bekleyemeyiz, diğer alanlarda başarılı olsalar bile.

And people who haven't spent their working lives in court

can't possibly be expected to just know how judging works,

Bu yüzden, hiçbir hakim

no matter how excellent they may be in other ways.

her alana hükmedemez.

So what you end up with is a situation where no new judge

Fakat eksik kısımlar, hakimden hakime

is actually likely to have every piece of the merit puzzle.

değişiklik gösterebilir.

Bu nasıl kabul edilebilir?

But the number and shape of those missing pieces

varies hugely from judge to judge.

Neden sistemimiz, böyle zorlu bir işe insanları

How is this OK?

direkt hazır olarak kabul ediyor?

Why does our system assume that anyone comes ready-made

Kültürel nedenler bunu açıklayabilir.

for such a demanding job?

Hakimliğe hazırlanan insanlar, benim gibiler,

It turns out there are some pretty strong cultural reasons why.

sahne arkası olaylarını konuşmakta çekiniyorlar

örneğin hakim seçmek gibi,

People who study judiciaries, that's me now,

çünkü hakimlik bağımsızlığına müdahale etmek istemiyorlar.

are traditionally reluctant to talk about behind-the-scenes issues,

Bu fazla ileri gitti.

like making judges,

for fear of being seen as interfering with judicial independence.

Bağımsızlık, toplumsal güvene dayanıyor.

I think this has gone too far.

Açıklanamayan şeylere güvenmemiz beklenemez.

Independence depends on public confidence.

Ama adli elitler, bunu değiştirmeyi planlamıyor.

And we can no longer be expected to trust what can't be explained and justified.

Bir avukat olarak, bir süreci

But the legal elite have an obvious interest in maintaining the status quo.

eleştirmek bana yanlış geliyor,

dava vekili arkadaşlarım doğal bir süreç

As a lawyer,

it feels uncomfortable to criticize a process

veya hak olduğunu söyleseler bile.

Herhangi bir avukattan hakimlik açıklaması istemek zor.

that my barrister friends say is a natural progression,

even a kind of right.

Benim gibi insanlar, hakimlik hırsının

And getting any lawyer to talk openly about learning how to judge is hard.

yersiz olduğunu biliyor.

People like me learn quickly

Sizi yarışa sokan üst davalara bakan bir avukat olmayı hedefleyebilirsiniz

that admitting to judicial ambitions is out of order.

ancak randevu peşinde koşuyor gözükmeyebilirsiniz.

You can aim to be a barrister, which puts you in the running,

Tıp gibi bir alanla fark bu kadar net olamazdı.

but you can't be seen as angling for an appointment.

Hukuktaki teşvikler tam tersi.

The contrast with a profession like medicine couldn't be more stark.

Neden’den nasıl’a

ulaşabilmek için, öncelikle

The incentives in law are all backwards.

kültürel bariyerleri aşmak gerektiğini

I came to realize

zamanla fark ettim.

that it was only in confronting these culture barriers

Hakim seçimleri hakkında nasıl konuşabiliriz?

that I would have any hope of breaking through

from the why to the how.

Devletin, kendi süreçlerinin sorumluluğunu alması lazım.

So how do we talk about making judges?

Sadece bir kişiyi neden seçtiklerini söylemeleri değil olay,

It starts with government taking more responsibility for its own processes.

fakat bu kesinlikle yardımcı olurdu.

Listemin başında, hakimler için eğitim bulunuyor.

And not just in explaining why it picks one person over another,

although that would help.

Avustralya’da hakimler zaten bir hakim okuluna gidiyor,

At the top of my list is ongoing education for judges.

hakim okulu gibi,

ama işi aldıktan sonra kapalı kapılar ardında.

Judges in Australia do actually go to judge school now,

İsmi CPD: Profesyonel gelişimi devam etttirme,

kind of,

but only behind closed doors once they're already on the job.

aynı zamanda avukatlar ve diğer modern profesyoneller için

It's labeled as CPD: Continuing professional development,

tamamen bir rutin halinde.

Fakat bir hakime kimse ne yapması veya ne düşünmesi

which is totally routine and compulsory for lawyers

gerektiğini söylemediğinden

and other modern professionals.

çünkü bu bağımsızlıklarını etkileyebilir,

But because no one is supposed to tell a judge what to do

bu tamamen gönüllü bir eğitim.

or how to think,

Prensip olarak, benim gibi bir hakim, hayır diyebilir.

in case that undermines their independence,

CPD kimliği bariz durumu açığa çıkarmayı engelliyor

it's all voluntary.

In principle, a judge like me could just say no.

ve durum şu ki, her avukat hakim olabilmek için

And that CPD label neatly avoids the elephant in the room,

kısmen eğitime ihtiyaç duyuyor.

the fact that every modern lawyer needs at least some help

Hakimlik eğitiminde oldukça güzel gelişmeler var,

learning how to be a good judge in the first place.

ama asla yeterli değil.

There's actually some amazing work starting to happen in judicial education,

Neyse ki,

atanmadan önceki yıllar çok daha önemli.

but it is nowhere near enough.

Devlet bu konuda sorumluluk almıyor.

And in any case,

it's those pre-appointment years that matter the most.

Hakim olmak isteyenlere yardımcı olabilmek için

Government has taken no responsibility at all here.

mesleğin kendisi değişmeli.

And to get past that stigma on wannabe judges,

Resmi veya değil, ne olursa olsun

hakimlik yolunda ilerleyenlere

the profession itself has to change.

imkân sağlamamız gerekiyor.

Whether it happens formally or informally,

we need to be thinking about a judicial career path

Benim gibi genç avukatlara,

özellikle temsil edilmeyenlere,

and actively creating judicial merit.

destek olmamız, onları harika hakimler,

We need to support young lawyers like me,

sadece harika avukatlar değil, yapmamız gerekiyor,

particularly the diverse ones,

özellikle de bu durumlar

to do things that will make them great judges,

onların avukat olmasını sağlamıyorsa.

not just great lawyers,

Arka planda, kamu hukukunda, teknolojide,

especially when those things

yönetimde daha fazla tecrübe

are not likely to get them promoted as lawyers.

sahibi olabilmeyi isterdim.

In hindsight, I wish I'd had way more experience

Bu yüzden bir hakimlik okulu da isterdim.

in things like community justice,

technology and management.

İyi eğitilmiş avukatlar, hakim seçenler

And I so wish I could have gone to judge school.

ve yönlendirenler için, daha iyi çıktılar

Better prepared lawyers would mean better inputs

oluşturabilir, güven sağlarlar.

for those people who choose and manage judges

and ultimately better evidence that those judges deserve your trust.

İşte olay bu.

Herhangi birimiz, herhangi bir zamanda

geleceğimizi bir hakimin ellerinde bulabiliriz.

And that's what it all comes back to.

Any of us, any day,

O zaman geldiğinde,

birbirimize bakıp

could find our future in the hands of a judge.

sisteme güvenebileceğimizi bilmeliyiz.

In that moment,

we need to be able to look each other in the eye

Teşekkür ederim.

(Alkış)

and know we can trust the system.

Thank you.

(Applause)