How to put the power of law in people's hands | Vivek Maru

51,189 views ・ 2018-02-07

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Samet Ergisi Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
00:12
I want to tell you about someone.
0
12786
1682
Size birinden bahsetmek istiyorum.
00:15
I'm going to call him Ravi Nanda.
1
15077
2225
Ona Ravi Nanda diyeceğim.
00:17
I'm changing his name to protect his safety.
2
17326
2197
Güvenliğini sağlamak için ismini değiştiriyorum.
00:20
Ravi's from a community of herdspeople in Gujarat
3
20592
3715
Ravi, benim ailemin de geldiği Hindistan'ın
batı sahilinde bulunan Gucerat’daki
00:24
on the western coast of India,
4
24331
2201
00:26
same place my own family comes from.
5
26556
1936
çoban topluluklarından birinden.
00:30
When he was 10 years old, his entire community was forced to move
6
30048
5386
10 yaşındayken, çok uluslu bir şirketin,
yaşadığı yerde bir üretim tesisi
00:35
because a multinational corporation
7
35458
2088
kurmasından dolayı tüm halkı taşınmak zorunda kaldı.
00:37
constructed a manufacturing facility on the land where they lived.
8
37570
3459
00:42
Then, 20 years later, the same company built a cement factory
9
42263
5869
20 sene sonra aynı şirket şimdiki yaşadığı yerden
00:48
100 meters from where they live now.
10
48156
2349
100 metre uzakta bir çimento fabrikası kurdu.
00:51
India has got strong environmental regulations on paper,
11
51708
4452
Hindistan’da kağıt üzerinde esaslı çevre yönetmelikleri var
00:56
but this company has violated many of them.
12
56184
2547
fakat bu şirket birçoğunu ihlal etti.
00:59
Dust from that factory covers Ravi's mustache
13
59873
3037
Bu fabrikan gelen toz Ravi’nin bıyığını
01:02
and everything he wears.
14
62934
1478
ve giydiği her şeyi kaplıyor.
01:05
I spent just two days in his place, and I coughed for a week.
15
65135
3603
Evinde iki gün geçirdim ve bir hafta boyunca öksürdüm.
01:10
Ravi says that if people or animals eat anything that grows in his village
16
70300
5074
Ravi'ye göre insan ya da hayvan köyünde yetişen herhangi bir şeyi
01:15
or drink the water,
17
75398
1681
yediğinde ya da sudan içtiğinde
01:17
they get sick.
18
77103
1238
hastalanıyor.
01:19
He says children now walk long distances with cattle and buffalo
19
79673
4794
Çocukların, sığır ve mandalarla kirlenmemiş otlak arazisi bulmak için
01:24
to find uncontaminated grazing land.
20
84491
2650
uzun mesafeler yürüdüğünü söylüyor.
01:28
He says many of those kids have dropped out of school,
21
88396
3483
Ravi'ye göre bu çocukların çoğu okulu bıraktı,
01:31
including three of his own.
22
91903
1366
kendisinin üç çocuğu dahil.
01:35
Ravi has appealed to the company for years.
23
95045
3103
Ravi yıllardır şirkete çağrıda bulunuyor.
01:38
He said, "I've written so many letters my family could cremate me with them.
24
98767
4271
”Ailemin cesedimi yakabileceği kadar çok mektup yazdım.
01:43
They wouldn't need to buy any wood."
25
103062
1780
Hiç odun almaları gerekmez.” diyor.
01:44
(Laughter)
26
104866
1420
(Gülüşmeler)
01:47
He said the company ignored every one of those letters,
27
107268
4593
Şirketin bu mektupların her birini göz ardı ettiğini söyledi.
01:51
and so in 2013,
28
111885
1990
Böylece 2013’te,
01:53
Ravi Nanda decided to use the last means of protest
29
113899
4237
Ravi Nanda elinde kalan son çare olduğunu düşündüğü protestoyu
01:58
he thought he had left.
30
118160
1261
kullanmaya karar verdi.
02:00
He walked to the gates of that factory with a bucket of petrol in his hands,
31
120058
5650
Kendisini ateşe verme niyetiyle elindeki bir kova benzinle
02:05
intending to set himself on fire.
32
125732
2055
fabrika kapılarına yürüdü.
02:10
Ravi is not alone in his desperation.
33
130639
3269
Ravi bu çaresizliğinde yalnız değil.
02:14
The UN estimates that worldwide,
34
134759
1953
Birleşmiş Milletler, dünya çapında
02:16
four billion people live without basic access to justice.
35
136736
4999
dört milyar insanın adalete temel erişimi olmaksızın yaşadığını tahmin ediyor.
02:22
These people face grave threats to their safety, their livelihoods,
36
142596
4829
Bu insanlar güvenliklerine, geçim kaynaklarına, saygınlıklarına yapılan
02:27
their dignity.
37
147449
1165
büyük tehditlerle karşı karşıya kalıyorlar.
02:29
There are almost always laws on the books that would protect these people,
38
149455
4723
Kitaplarda neredeyse her zaman bu insanları koruyacak yasalar bulunur,
ancak çoğu genelde bu yasaları hiç duymamıştır ve bu yasaları
02:34
but they've often never heard of those laws,
39
154202
2759
02:36
and the systems that are supposed to enforce those laws
40
156985
3286
uygulaması gereken sistemler ya yozlaşmış ya bozulmuştur
02:40
are corrupt or broken or both.
41
160295
3579
ya da her ikisi de.
02:45
We are living with a global epidemic of injustice,
42
165276
6008
Küresel adaletsizlik salgınıyla yaşıyoruz
ama görmezden gelmeyi tercih ediyoruz.
02:51
but we've been choosing to ignore it.
43
171308
1864
02:54
Right now, in Sierra Leone,
44
174522
3080
Şu anda Sierre Leone’de,
02:57
in Cambodia, in Ethiopia,
45
177626
2602
Kamboçya’da, Etiyopya’da çiftçiler parmak izlerini
03:00
farmers are being cajoled
46
180252
2049
50 yıllık kira sözleşmelerine
03:02
into putting their thumbprints on 50-year lease agreements,
47
182325
4762
basmaları için kandırılıyorlar,
03:07
signing away all the land they've ever known for a pittance
48
187111
3436
bildikleri ne kadar arazi varsa çok cüzi miktarlar karşılığında,
03:10
without anybody even explaining the terms.
49
190571
2444
sözleşme şartları dahi açıklanmadan devrediyorlar.
03:14
Governments seem to think that's OK.
50
194700
1833
Hükümetler bu konuda bir sıkıntı görmüyor.
03:18
Right now, in the United States,
51
198123
2628
Şu anda Birleşik Devletler’de,
03:20
in India, in Slovenia,
52
200775
2952
Hindistan’da, Slovenya’da
03:23
people like Ravi are raising their children
53
203751
3087
Ravi gibi insanlar çocuklarını,
03:26
in the shadow of factories or mines
54
206862
2921
havalarını ve sularını zehirleyen
03:29
that are poisoning their air and their water.
55
209807
2373
fabrika ya da madenlerin gölgesinde yetiştiriyorlar.
03:33
There are environmental laws that would protect these people,
56
213121
2909
Bu insanları koruyacak çevre kanunları mevcut
03:36
but many have never seen those laws,
57
216054
1716
ancak bunları uygulamak şöyle dursun,
03:37
let alone having a shot at enforcing them.
58
217794
2222
birçok insan bu kanunları hiç bilmiyor.
03:40
And the world seems to have decided that's OK.
59
220971
2846
Dünya bunda bir sorun olmadığına karar vermiş görünüyor.
03:45
What would it take to change that?
60
225234
1753
Bunu değiştirmek için ne gerekiyor?
03:48
Law is supposed to be the language we use
61
228437
4226
Hukukun adalet ile ilgili hayallerimizi
03:52
to translate our dreams about justice
62
232687
2844
bizi bir arada tutan ayaktaki kurumlara
03:55
into living institutions that hold us together.
63
235555
3282
dönüştürdüğü bir dil olması gerekiyor.
03:59
Law is supposed to be the difference
64
239760
1993
Hukuk, en güçlünün yönettiği
04:01
between a society ruled by the most powerful
65
241777
2825
bir toplum ile güçlü ya da zayıf,
04:04
and one that honors the dignity of everyone,
66
244626
2484
onura itibar gösterilen toplum arasındaki
04:07
strong or weak.
67
247134
1388
fark olması gerekiyor.
04:09
That's why I told my grandmother 20 years ago
68
249491
2374
Bu yüzden 20 yıl önce büyükanneme
04:11
that I wanted to go to law school.
69
251889
1721
hukuk fakültesine gitmek istediğimi söyledim.
04:14
Grandma didn't pause. She didn't skip a beat.
70
254482
2334
Büyükannem duraksamadan, aksamadan dedi ki,
04:16
She said to me, "Lawyer is liar."
71
256840
2919
“Avukat yalancıdır.”
04:20
(Laughter)
72
260744
2991
(Gülüşmeler)
04:23
That was discouraging.
73
263759
2143
Oldukça heves kırıcıydı.
04:25
(Laughter)
74
265926
3293
(Gülüşmeler)
04:29
But grandma's right, in a way.
75
269243
1662
Ama büyükannem bir bakıma haklı.
04:30
Something about law and lawyers has gone wrong.
76
270929
3357
Hukuk ve avukatlar ile ilgili bir şeyler ters gitti.
04:35
We lawyers are usually expensive, first of all,
77
275194
4055
her şeyden önce, Biz avukatlar genellikle pahalıyız,
04:39
and we tend to focus on formal court channels
78
279273
2801
insanların karşılaştığı sorunların çoğu için elverişsiz
04:42
that are impractical for many of the problems people face.
79
282098
3421
resmi mahkeme kanallarına odaklanma eğilimindeyiz.
04:46
Worse, our profession has shrouded law in a cloak of complexity.
80
286474
5253
Daha kötüsü, mesleğimiz hukuku bir karmaşa örtüsüyle kapladı.
04:52
Law is like riot gear on a police officer.
81
292528
2897
Hukuk, bir polis memurundaki koruyucu kask gibidir.
04:55
It's intimidating and impenetrable,
82
295804
3384
Göz korkutucu ve delinmez
04:59
and it's hard to tell there's something human underneath.
83
299212
2690
ve altında bir insan olduğunu söylemek çok zor.
05:02
If we're going to make justice a reality for everyone,
84
302856
4166
Adaleti herkes için bir hakikat haline getireceksek,
05:07
we need to turn law from an abstraction or a threat
85
307046
4016
hukuku soyut bir kavram veya bir tehditten
05:11
into something that every single person can understand, use and shape.
86
311086
5793
herkesin kullanıp şekillendirebileceği bir şeye dönüştürmeliyiz.
05:18
Lawyers are crucial in that fight, no doubt,
87
318376
3752
Avukatlar bu mücadelede çok önemli şüphesiz,
05:22
but we can't leave it to lawyers alone.
88
322152
1930
ancak bunu tek başına avukatlara bırakamayız
05:25
In health care, for example,
89
325147
2301
Sağlık hizmetlerinde örneğin,
05:27
we don't just rely on doctors to serve patients.
90
327472
3353
hastalara hizmet konusunda sadece doktorlara bel bağlamayız.
05:30
We have nurses and midwives and community health workers.
91
330849
4206
Hemşire, ebe ve toplum sağlığı çalışanlarımız var.
05:35
The same should be true of justice.
92
335925
2905
Aynısı adalet için de geçerli olmalı.
05:39
Community legal workers,
93
339767
2024
Topluluk hukukçuları,
05:41
sometimes we call them community paralegals,
94
341815
2405
bazen onlara toplum yasal danışmanları
05:44
or barefoot lawyers,
95
344244
2124
ya da alaylı avukatlar diyoruz,
05:46
can be a bridge.
96
346392
1210
bir köprü olabilirler.
Bu yasal danışmanlar hizmet ettikleri topluluklardan geliyorlar.
05:48
These paralegals are from the communities they serve.
97
348095
2817
05:51
They demystify law,
98
351577
1800
Hukuku gizeminden arındırarak açıklar,
05:53
break it down into simple terms,
99
353401
2212
basit terimler haline getirirler ve sonrasında
05:55
and then they help people look for a solution.
100
355637
2682
insanların bir çözüm arayışına yardımcı olurlar.
05:59
They don't focus on the courts alone.
101
359142
1763
Yalnızca mahkemelere odaklanmazlar.
06:00
They look everywhere:
102
360929
1703
Her yerle ilgilenirler:
06:02
ministry departments, local government, an ombudsman's office.
103
362656
4119
bakanlık departmanları, yerel yönetim, bir soruşturmacı ofisi…
06:07
Lawyers sometimes say to their clients,
104
367933
2579
Avukatlar müvekkillerine bazen der ki:
06:10
"I'll handle it for you. I've got you."
105
370536
1952
”Bunu senin için halledeceğim. Seni anlıyorum.”
06:12
Paralegals have a different message,
106
372883
2469
Yasal danışmanların ise farklı bir mesajı vardır.
06:15
not "I'm going to solve it for you,"
107
375376
2641
“Bunu senin için çözeceğim,” değil,
06:18
but "We're going to solve it together,
108
378041
2252
“Bunu birlikte çözeceğiz ve bu süreçte
06:20
and in the process, we're both going to grow."
109
380317
2365
ikimiz de gelişme kaydedeceğiz.”
06:23
Community paralegals saved my own relationship to law.
110
383957
4015
Toplum yasal danışmanları benim hukukla olan ilişkimi kurtardı.
Hukuk fakültesinde yaklaşık bir yıl sonra bırakmak üzereydim.
06:28
After about a year in law school, I almost dropped out.
111
388377
2703
06:31
I was thinking maybe I should have listened to my grandmother.
112
391104
3131
Belki de büyük annemi dinlemeliydim diye düşünüyordum.
06:34
It was when I started working with paralegals
113
394259
2580
2003 yılında Sierre Leone’deki yasal danışmanlarla
06:36
in Sierra Leone, in 2003,
114
396863
2779
çalışmaya başladığımda
06:39
that I began feeling hopeful about the law again,
115
399666
3726
hukukla ilgili tekrar umutlu hissetmeye başladım
06:43
and I have been obsessed ever since.
116
403416
2503
ve o zamandan beri takıntılıyım.
06:47
Let me come back to Ravi.
117
407158
1396
Ravi’ye döneyim.
06:50
2013, he did reach the gates of that factory
118
410173
4158
2013’te elinde bir kova benzinle
o fabrikanın kapılarına ulaştı
06:54
with the bucket of petrol in his hands,
119
414355
2517
06:56
but he was arrested before he could follow through.
120
416896
2611
ancak sonunu getiremeden tutuklandı.
07:00
He didn't have to spend long in jail,
121
420503
1762
Hapiste uzun süre kalmadı
07:02
but he felt completely defeated.
122
422289
2682
ancak tamamen yenildiğini hissetmişti.
07:05
Then, two years later, he met someone.
123
425962
3174
Ardından 2 yıl sonra, biriyle tanıştı.
07:09
I'm going to call him Kush.
124
429160
1719
Ona da Kush diyeceğim.
07:10
Kush is part of a team of community paralegals
125
430903
3400
Kush, Gucerat sahilinde çevresel adalet için
07:14
that works for environmental justice on the Gujarat coast.
126
434327
3158
çalışan yasal danışman ekibinden biri.
07:18
Kush explained to Ravi that there was law on his side.
127
438144
3896
Kush, Ravi’ye hukukun yanında olduğunu açıkladı.
07:22
Kush translated into Gujarati something Ravi had never seen.
128
442762
3687
Kush, Guceratça’ya Ravi’nin hiç bilmediği bir şeyi tercüme etti.
07:26
It's called the "consent to operate."
129
446473
2011
Buna “işletme izni” deniyor.
07:28
It's issued by the state government,
130
448508
1897
Eyalet hükümeti tarafından verilir
07:30
and it allows the factory to run
131
450429
2028
ve fabrikanın yalnızca belirli koşulları
07:32
only if it complies with specific conditions.
132
452481
3296
sağlama koşuluyla çalışmasına izin verir.
07:36
So together, they compared the legal requirements with reality,
133
456539
4088
Böylece birlikte yasal gereklilikler ile gerçekte olanı karşılaştırdılar,
07:40
they collected evidence,
134
460651
1627
kanıt topladılar
07:42
and they drafted an application --
135
462302
1881
ve bir başvuru taslağı hazırladılar,
07:44
not to the courts, but to two administrative institutions,
136
464207
4686
mahkemelere değil ama iki idari kuruma;
07:48
the Pollution Control Board and the district administration.
137
468917
2987
Kirlilik Kontrol Kurulu ve bölge idaresi.
07:52
Those applications started turning the creaky wheels of enforcement.
138
472945
5032
Bu başvurular, yürürlüğün gıcırtılı tekerlerini döndürmeye başladı.
07:59
A pollution officer came for a site inspection,
139
479096
3445
Bir kirlilik görevlisi saha denetimi için geldi
08:02
and after that, the company started running an air filtration system
140
482565
4329
ve sonrasında şirket başından beri kullanıyor olması gereken
08:06
it was supposed to have been using all along.
141
486918
2166
bir hava filtreleme sistemini işleme koydu.
08:10
It also started covering the 100 trucks
142
490121
3277
Ayrıca şirket her gün araziden gelip giden
08:13
that come and go from that plant every day.
143
493422
2642
100 tane kamyonun da üzerini kapatmaya başladı.
08:17
Those two measures reduced the air pollution considerably.
144
497447
3682
Bu iki önlem hava kirliliğini önemli ölçüde azalttı.
08:22
The case is far from over,
145
502144
1978
Dava kapanacak gibi değil
08:24
but learning and using law gave Ravi hope.
146
504146
4317
ama hukuku öğrenme ve kullanma Ravi’ye bir umut verdi.
08:30
There are people like Kush walking alongside people like Ravi
147
510318
5892
Birçok yerde Ravi gibi insanlarla yan yana yürüyen
Kush gibi insanlar var.
08:36
in many places.
148
516235
1484
08:37
Today, I work with a group called Namati.
149
517743
2289
Bugünlerde Namati isimli bir ekiple çalışıyorum.
08:40
Namati helps convene a global network
150
520056
3032
Namati, yasal hakkı güçlendirmeye adanmış küresel bir ağın
08:43
dedicated to legal empowerment.
151
523112
1673
bir araya gelmesine yardımcı oluyor.
08:45
All together, we are over a thousand organizations
152
525434
2955
Hep birlikte, 120 ülkede binin üzerinde
08:48
in 120 countries.
153
528413
1364
kuruluş oluşturuyoruz.
08:50
Collectively, we deploy tens of thousands of community paralegals.
154
530224
3873
Toplu olarak on binlerce yasal danışmanı görevlendiriyoruz.
08:55
Let me give you another example.
155
535280
2103
Farklı bir örnek vereyim.
08:58
This is Khadija Hamsa.
156
538544
1801
Bu Khadija Hamsa.
09:01
She is one of five million people in Kenya who faces a discriminatory vetting process
157
541011
6566
Kenya’da kimlik kartı edinmeye çalışırken ayrımcı bir inceleme süreciyle
karşı karşıya kalan beş milyon kişiden biri.
09:07
when trying to obtain a national ID card.
158
547601
2792
09:10
It is like the Jim Crow South in the United States.
159
550965
3859
ABD'deki Jim Crow yasalarına benzer bir durum.
09:14
If you are from a certain set of tribes,
160
554848
2395
Eğer belirli bir sınıftansanız
09:17
most of them Muslim,
161
557267
1248
ki çoğunluğu Müslüman,
09:18
you get sent to a different line.
162
558539
2412
farklı bir sıraya yollanıyorsunuz.
09:21
Without an ID, you can't apply for a job.
163
561915
2560
Bir kimlik kartı olmadan işe başvuramıyorsunuz.
09:24
You can't get a bank loan.
164
564826
1630
Banka kredisi alamıyorsunuz.
09:26
You can't enroll in university.
165
566480
1579
Üniversiteye kayıt olamıyorsunuz.
09:28
You are excluded from society.
166
568750
2317
Toplumdan dışlanıyorsunuz.
09:32
Khadija tried off and on to get an ID for eight years, without success.
167
572066
4150
Khadija kimlik kartı için sekiz sene uğraştı ve başarısız oldu.
Sonra, onun topluluğunda çalışan Hassan Kassim isimli
09:37
Then she met a paralegal working in her community
168
577415
3334
09:40
named Hassan Kassim.
169
580773
1427
bir yasal danışman ile tanıştı.
09:42
Hassan explained to Khadija how vetting works,
170
582992
3174
Hassan Khadija’ya güvenlik incelemesinin nasıl işlediğini anlattı.
09:46
he helped her gather the documents she needed,
171
586190
2143
İhtiyaç duyduğu belgeleri toplamasında
09:48
helped prep her to go before the vetting committee.
172
588357
2691
ve soruşturma komitesinin önüne çıkmasına yardımcı oldu.
09:51
Finally, she was able to get an ID with Hassan's help.
173
591072
3000
Sonunda Hassan’ın yardımıyla bir kimlik kartı alabildi.
09:55
First thing she did with it
174
595405
1809
İlk yaptığı şey ise
09:57
was use it to apply for birth certificates for her children,
175
597238
3492
çocuklarının okula gitmek için ihtiyaç duyduğu
10:00
which they need in order to go to school.
176
600754
2134
doğum belgelerine başvurmak oldu.
10:05
In the United States, among many other problems,
177
605593
3701
Birleşik Devletlerde, diğer pek çok sorunun yanı sıra
10:09
we have a housing crisis.
178
609318
3864
konut krizine de sahibiz.
10:13
In many cities,
179
613697
1158
Birçok şehirde,
10:14
90 percent of the landlords in housing court have attorneys,
180
614879
4200
konut mahkemelerindeki ev sahiplerinin yüzde 90’ı avukata sahipken,
10:19
while 90 percent of the tenants do not.
181
619103
2880
kiracıların yüzde 90’ı sahip değil.
New York’ta, yasal danışmanlardan oluşan
10:22
In New York, a new crew of paralegals --
182
622434
2858
Adalete Erişim Kılavuzları dediğimiz yeni bir ekip
10:25
they're called Access to Justice Navigators --
183
625316
2473
10:27
helps people to understand housing law and to advocate for themselves.
184
627813
3957
insanların bu yasaları anlayıp kendilerini savunmalarına yardımcı oluyor.
10:32
Normally in New York,
185
632520
1508
New York’ta normalde,
10:34
one out of nine tenants brought to housing court
186
634052
3531
konut mahkemelerine getirilen dokuz kiracıdan biri
10:37
gets evicted.
187
637607
1270
evinden tahliye ediliyor.
10:39
Researchers took a look at 150 cases
188
639666
2580
Araştırmacılar, insanların bu yasal danışmanlardan
10:42
in which people had help from these paralegals,
189
642270
2674
yardım aldığı 150 davayı
10:44
and they found no evictions at all,
190
644968
3120
incelediler ve bir tane bile
tahliye bulamadılar.
10:48
not one.
191
648112
1150
10:49
A little bit of legal empowerment can go a long way.
192
649966
2968
Yasal hakkın biraz güçlendirilmesinin çok faydası görülebilir.
10:53
I see the beginnings of a real movement,
193
653831
4523
Gerçek bir kımıldamanın başlangıçlarını görüyorum
10:58
but we're nowhere near what's necessary.
194
658378
2127
fakat gerekli olana yakın değiliz.
11:01
Not yet.
195
661208
1150
Henüz değil.
11:02
In most countries around the world,
196
662889
1726
Dünyanın birçok ülkesinde
11:04
governments do not provide a single dollar of support
197
664639
3236
hükümetler Hassan ve Kush gibi yasal danışmanlara
11:07
to paralegals like Hassan and Kush.
198
667899
2371
tek bir dolarlık destek sağlamıyorlar.
11:11
Most governments don't even recognize the role paralegals play,
199
671001
3793
Çoğu hükümet yasal danışmanların oynadığı rolün farkında değil
11:14
or protect paralegals from harm.
200
674818
1714
ya da danışmanları görecekleri zarardan korumuyorlar.
11:17
I also don't want to give you the impression
201
677711
2111
Ayrıca yasal danışmanların ve müvekkillerinin
11:19
that paralegals and their clients win every time.
202
679846
2984
her zaman kazandığı imajı da vermek istemiyorum.
11:23
Not at all.
203
683957
1166
Katiyen değil.
11:25
That cement factory behind Ravi's village,
204
685147
2786
Ravi’nin köyünün arkasındaki çimento fabrikası,
11:27
it's been turning off the filtration system at night,
205
687957
3374
şirketin yakalanma ihtimali en düşük olan
11:31
when it's least likely that the company would get caught.
206
691355
3254
gece vakti filtreleme sistemini kapatıyor.
11:34
Running that filter costs money.
207
694633
1706
Bu filtrelemeyi çalıştırmak masraf oluşturuyor.
11:36
Ravi WhatsApps photos of the polluted night sky.
208
696850
3801
Ravi gece kirlenmiş gökyüzünün fotoğraflarını WhatsApp’tan yolluyor.
11:40
This is one he sent to Kush in May.
209
700976
2127
Mayıs ayında Kush’a gönderdiği fotoğraf bu.
11:44
Ravi says the air is still unbreathable.
210
704706
2936
Ravi havanın halen nefes almaya elverişsiz olduğunu söylüyor.
11:48
At one point this year, Ravi went on hunger strike.
211
708465
2661
Bu yıl bir ara Ravi açlık grevine başladı.
11:51
Kush was frustrated.
212
711806
1608
Kush hüsrana uğramıştı.
11:53
He said, "We can win if we use the law."
213
713438
2035
Dedi ki, ”Hukuku kullanırsak kazanabiliriz.”
11:56
Ravi said, "I believe in the law, I do,
214
716310
2713
Ravi dedi ki, “Hukuka inanıyorum, gerçekten,
11:59
but it's not getting us far enough."
215
719047
1929
ama bize yeteri kadar mesafe katettirmedi."
12:02
Whether it's India, Kenya, the United States or anywhere else,
216
722778
5224
İster Hindistan, Kenya, Birleşik Devletler olsun ya da başka herhangi bir yerde
12:08
trying to squeeze justice out of broken systems
217
728026
3329
bozuk sistemlerden adaleti zorla almaya çalışmak
12:11
is like Ravi's case.
218
731379
1691
Ravi’nin davasına benziyor.
12:13
Hope and despair are neck and neck.
219
733422
3659
Umut ve çaresizlik kafa kafaya…
12:18
And so not only do we urgently need to support and protect
220
738426
3833
Ve dünyanın her yerinde alaylı avukatların çalışmalarını acil olarak
12:22
the work of barefoot lawyers around the world,
221
742283
2897
desteklememiz ve korumamızın yanı sıra bizzat sistemleri de
12:25
we need to change the systems themselves.
222
745204
3055
değiştirmemiz gerekiyor.
12:29
Every case a paralegal takes on
223
749680
2794
Yasal danışmanların aldığı her dava,
12:32
is a story about how a system is working in practice.
224
752498
4382
sistemin pratikle nasıl çalıştığıyla ilgili bir kıssa oluşturur.
12:37
When you put those stories together,
225
757793
1739
Bu kıssaları bir araya getirdiğinizde,
12:39
it gives you a detailed portrait of the system as a whole.
226
759556
3627
sistemin bir bütün olarak ayrıntılı resmini size verir.
İnsanlar bu bilgiyi, yasaların ve politikaların
12:43
People can use that information
227
763207
1800
12:45
to demand improvements to laws and policies.
228
765031
2834
iyileştirilmesi talebinde bulunmak için kullanabilirler.
12:48
In India, paralegals and clients have drawn on their case experience
229
768867
4366
Hindistan'da yasal danışman ve müvekkiller minerallerin idaresi hususunda
12:53
to propose smarter regulations for the handling of minerals.
230
773257
3768
daha akılcı düzenlemeler sunmak için kendi dava tecrübelerinden faydalanıyor.
12:57
In Kenya, paralegals and clients are using data from thousands of cases
231
777836
4746
Kenya’da danışman ve müvekkiller binlerce vakanın verilerini
13:02
to argue that vetting is unconstitutional.
232
782606
3024
güvenlik soruşturmasının anayasaya aykırılığını tartışmak için kullanıyorlar.
13:07
This is a different way of approaching reform.
233
787852
2493
Reform yaklaşımının farklı bir yolu bu.
13:10
This is not a consultant flying into Myanmar
234
790369
3278
Bu, Makedonya’dan kes yapıştır yapacağı bir şablonla
13:13
with a template he's going to cut and paste from Macedonia,
235
793671
3388
Myanmar’a uçan bir müşavir değil.
13:17
and this is not an angry tweet.
236
797083
2976
Bu kızgın bir tvit de değil.
13:21
This is about growing reforms from the experience of ordinary people
237
801070
3893
Bu, kural ve sistemlerin çalışmasını sağlamaya çalışan sıradan insanların
13:24
trying to make the rules and systems work.
238
804987
2702
deneyimlerinden reform üretmekle ilgili.
13:29
This transformation in the relationship between people and law
239
809154
6602
İnsan ve hukuk arasındaki bu ilişkideki değişim
doğru olan şeydir.
13:35
is the right thing to do.
240
815780
1507
13:38
It's also essential for overcoming
241
818748
3105
Günümüzdeki diğer tüm büyük zorlukların
13:41
all of the other great challenges of our times.
242
821877
3482
üstünden gelmek için de zaruridir.
13:46
We are not going to avert environmental collapse
243
826995
4615
Kirlilikten en çok etkilenen insanların
13:51
if the people most affected by pollution
244
831634
2896
karaya ve suya ne olacağı konusunda bir sözü olmazsa,
13:54
don't have a say in what happens to the land and the water,
245
834554
4271
çevresel çöküşü engelleyemeyeceğiz ve yoksullar temel haklarını
13:58
and we won't succeed in reducing poverty or expanding opportunity
246
838849
4649
kullanamazlarsa sefaletin azaltılması
14:03
if poor people can't exercise their basic rights.
247
843522
3206
ya da imkanların genişletilmesi konusunda başarı sağlayamayacağız.
14:07
And I believe we won't overcome
248
847879
3486
Sanırım sistemlerimiz
14:11
the despair that authoritarian politicians prey upon
249
851389
5096
şaibeli olmaya devam ederse otoriter siyasetçilerin talan ettiği
14:16
if our systems stay rigged.
250
856509
2365
çaresizliğin üstünden gelemeyeceğiz.
14:20
I called Ravi before coming here to ask permission to share his story.
251
860900
5451
Buraya gelmeden önce hikayesini paylaşma izni almak için Ravi’yi aradım.
14:27
I asked if there was any message he wanted to give people.
252
867370
2794
İnsanlara vermek istediği bir mesajı olup olmadığını sordum.
14:31
He said, "[Gujarati]."
253
871566
2484
Dedi ki, “[Gujerati dili].”
14:35
Wake up.
254
875193
1150
Uyan.
14:38
"[Gujarati]."
255
878101
2374
“[Gujerati dili].”
14:40
Don't be afraid.
256
880499
1190
Korkma.
14:42
"[Gujarati]."
257
882699
1326
“[Gujerati dili].”
14:44
Fight with paper.
258
884049
1621
Kağıtla savaş.
14:45
By that I think he means fight using law rather than guns.
259
885694
3505
Bununla sanırım silah yerine hukuku kullanarak savaşın demek istedi.
14:49
"[Gujarati]."
260
889752
5453
“[Gujerati dili].”
14:55
Maybe not today, maybe not this year, maybe not in five years,
261
895229
3663
Belki bugün değil, belki bu yıl değil belki de beş yıl içinde değil,
14:58
but find justice.
262
898916
2285
ama adaleti bulun.
15:04
If this guy, whose entire community is being poisoned every single day,
263
904035
6223
Tüm halkı her gün zehirlenen,
kendi canını almaya hazır bu adam,
15:10
who was ready to take his own life --
264
910282
2588
15:12
if he's not giving up on seeking justice,
265
912894
2960
adalet arayışından vazgeçmiyorsa
15:15
then the world can't give up either.
266
915878
1970
o zaman dünya da vazgeçemez.
15:19
Ultimately, what Ravi calls "fighting with paper"
267
919159
3470
Sonuçta Ravi’nin “kağıtla savaş” dediği şey,
15:22
is about forging a deeper version of democracy
268
922653
4490
birkaç yılda bir oy kullanmamızın yanı sıra
bizi bir arada tutan kurallar ve kurumlarda
15:27
in which we the people,
269
927167
1291
15:28
we don't just cast ballots every few years,
270
928482
2364
günlük olarak yer aldığımız demokrasinin
15:30
we take part daily in the rules and institutions that hold us together,
271
930870
6345
herkesin, en güçsüzün bile hukuku bilebildiği, hukuku kullanabildiği
15:37
in which everyone, even the least powerful,
272
937239
3500
ve biçimlendirebildiği daha derin bir versiyonunu
15:40
can know law, use law and shape law.
273
940763
3579
oluşturmakla ilgili.
15:45
Making that happen, winning that fight,
274
945405
3097
Bunun gerçekleşmesini sağlamak, bu mücadeleyi kazanmak için
15:48
requires all of us.
275
948526
1309
hepimize ihtiyaç var.
15:50
Thank you guys. Thank you.
276
950357
1729
Teşekkürler herkese. Teşekkürler.
15:52
(Applause)
277
952110
6559
(Alkışlar)
Kelo Klubu: Teşekkürler, Vivek.
16:01
Kelo Kubu: Thanks, Vivek.
278
961166
1913
16:03
So I'm going to make a few assumptions
279
963103
3134
Bu salondaki insanların
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin ne olduğunu ve sürecin nasıl işlediğini
16:06
that people in this room know what the Sustainable Development Goals are
280
966261
3578
16:09
and how the process works,
281
969863
2728
bildiğini varsayıyorum.
16:12
but I want us to talk a little bit
282
972615
2842
Ama biraz da
16:15
about Goal 16: Peace, justice and strong institutions.
283
975481
4435
Hedef 16: Barış, adalet ve güçlü kurumlarla ilgili konuşmamızı istiyorum.
16:20
Vivek Maru: Yeah. Anybody remember the Millennium Development Goals?
284
980512
3692
Vivek Maru: Evet. Bin yıl Kalkınma Hedefleri’ni hatırlayan var mı?
16:24
They were adopted in 2000 by the UN and governments around the world,
285
984228
5114
2000 yılında BM ve dünyadaki hükümetler tarafından kabul edildi
16:29
and they were for essential, laudable things.
286
989366
2096
ve gerekli, takdire şayan şeylerdi.
16:31
It was reduce child mortality by two thirds, cut hunger in half,
287
991486
3594
Çocuk ölüm oranını üçte iki oranında azaltmak, açlığı yarıya indirmek
16:35
crucial things.
288
995104
1189
çok önemli şeylerdi.
16:36
But there was no mention of justice or fairness
289
996317
3026
Ancak adalete, hakkaniyete, mesuliyete
16:39
or accountability or corruption,
290
999367
2322
ya da yolsuzluğa değinilmemişti.
16:41
and we have made progress during the 15 years
291
1001713
2714
Bu hedeflerin yürürlükte olduğu
16:44
when those goals were in effect,
292
1004451
1896
15 yıl boyunca ilerleme kaydettik
16:46
but we are way behind what justice demands,
293
1006371
2906
ama adaletin talep ettiklerinin çok gerisindeyiz
16:49
and we're not going to get there unless we take justice into account.
294
1009301
3468
ve adaleti hesaba katmadıkça da oraya varamayacağız.
16:53
And so when the debate started about the next development framework,
295
1013309
3602
Bir sonraki kalkınma taslağı olan 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri
16:56
the 2030 Sustainable Development Goals,
296
1016935
2836
ile ilgili müzakere başladığında toplumumuz,
16:59
our community came together around the world
297
1019795
2512
adalete erişimin ve yasal hakkı güçlendirmenin
17:02
to argue that access to justice and legal empowerment
298
1022331
3863
bu yeni taslağın içinde olmasını savunmak için
17:06
should be a part of that new framework.
299
1026218
2079
tüm dünyada toplandı.
17:08
And there was a lot of resistance.
300
1028321
1992
Büyük bir direniş direniş oluştu.
17:10
Those things are more political, more contentious than the other ones,
301
1030337
3372
Bu şeyler daha politik, diğerlerinden daha nizalıydı.
17:13
so we didn't know until the night before whether it was going to come through.
302
1033733
3673
Bu yüzden geçip geçmeyeceğini bir gece öncesine kadar bilmiyorduk.
17:17
We squeaked by.
303
1037430
1164
Zar zor hallettik.
17:18
The 16th out of 17 goals commits to access to justice for all,
304
1038618
4196
17 hedefin 16’sı herkesin adalete erişimini taahhüt ediyor
17:22
which is a big deal.
305
1042838
1150
ki bu büyük bir olay.
17:24
It's a big deal, yes. Let's clap for justice.
306
1044581
3247
Çok büyük bir olay, evet. Adaleti alkışlayalım.
17:27
(Applause)
307
1047852
1746
(Alkışlar)
17:29
Here's the scandal, though.
308
1049622
1895
Yine de şöyle bir skandal var.
17:31
The day the goals were adopted,
309
1051541
2928
Hedeflerin kabul edildiği gün çoğu
17:34
most of them were accompanied by big commitments:
310
1054493
3500
büyük taahhütlerle geçirildi:
Gates Vakfı ve İngiliz hükümetinden beslenme için
17:38
a billion dollars from the Gates Foundation
311
1058017
2071
17:40
and the British government for nutrition;
312
1060112
1976
bir milyar dolar, kadın ve çocuklar için
17:42
25 billion in public-private financing for health care for women and children.
313
1062112
4111
sağlık hizmetleri kamu-özel finansmanına 25 milyar dolar.
17:46
On access to justice, we had the words on the paper,
314
1066850
2714
Adalete erişim hususunda, verilen sözler kağıt üzerinde vardı
17:49
but nobody pledged a penny,
315
1069588
2522
ancak kimse bir kuruş bağışta bulunmadı.
17:52
and so that is the opportunity and the challenge that we face right now.
316
1072134
3880
Bu durum, şu an karşı karşıya olduğumuz fırsat ve meydan okuma.
17:56
The world recognizes more than ever before
317
1076038
3071
Dünya artık çok daha iyi anladı ki
17:59
that you can't have development without justice,
318
1079133
2864
insanların temel haklarını kullanamadığı için
18:02
that people can't improve their lives if they can't exercise their rights,
319
1082021
3865
hayatlarını iyileştiremediği adaletsiz bir kalkınma olamaz.
18:05
and what we need to do now is turn that rhetoric,
320
1085910
3380
Yapmamız gereken ise bu belagatı,
18:09
turn that principle, into reality.
321
1089314
2619
bu prensibi gerçeğe dönüştürmek.
18:12
(Applause)
322
1092964
4937
(Alkışlar)
18:17
KK: How can we help? What can people in this room do?
323
1097925
2607
KK: Nasıl yardımcı olabiliriz? Bu salondaki insanlar ne yapabilirler?
18:20
VM: Great question. Thank you for asking.
324
1100556
3217
VM: Güzel soru. Sorduğunuz için teşekkür ederim
18:23
I would say three things.
325
1103797
1557
Üç şey söyleyebilirim.
18:25
One is invest.
326
1105378
1709
Biri yatırım.
18:27
If you have 10 dollars, or a hundred dollars, a million dollars,
327
1107111
3206
10 dolara, yüz dolara ya da bir milyon dolara sahipseniz
18:30
consider putting some of it towards grassroots legal empowerment.
328
1110341
3139
birazını tabanın yasal hakkının güçlendirilmesine ayırdığınızı düşünün.
18:33
It's important in its own right
329
1113504
1506
Özünde bu çok önemli
18:35
and it's crucial for just about everything else we care about.
330
1115034
3375
ve neredeyse değer verdiğimiz diğer her şey için de çok mühim.
18:38
Number two,
331
1118433
1237
İki numara, siyasetçilerinizi ve hükümetlerinizi
18:39
push your politicians and your governments to make this a public priority.
332
1119694
4992
bunun bir kamu önceliği haline getirmesi için zorlayın.
18:45
Just like health or education, access to justice
333
1125905
2571
Tıpkı sağlık ve eğitim gibi adalete erişim de
18:48
should be one of the things that a government owes its people,
334
1128500
3366
hükümetin halkına borcu olan şeylerden biri olmalı.
18:51
and we're nowhere close to that,
335
1131890
1667
Ne zengin ne de fakir ülkelerde
18:53
neither in rich countries or poor countries.
336
1133581
2380
bu duruma yakınız.
18:55
Number three is: be a paralegal in your own life.
337
1135985
3746
Üç numara ise kendi yaşamınızda bir yasal danışman olun.
19:00
Find an injustice or a problem where you live.
338
1140596
2793
Yaşadığınız yerde bir adaletsizlik ya da bir problem bulun.
19:03
It's not hard to find, if you look.
339
1143413
1674
Bakarsanız bulmak zor değil.
19:05
Is the river being contaminated,
340
1145111
1628
Yaşadığınız yerden geçen
19:06
the one that passes through the city where you live?
341
1146763
2449
nehir kirletiliyor mu?
Asgari ücretten daha az ücret ödenen
19:09
Are there workers getting paid less than minimum wage
342
1149236
2503
19:11
or who are working without safety gear?
343
1151763
1890
veya emniyet tertibatı olmadan çalışan var mı?
19:13
Get to know the people most affected,
344
1153677
2517
En çok etkilenen insanları tanıyın,
19:16
find out what the rules say,
345
1156218
1620
kuralların ne dediğini anlayın,
19:17
see if you can use those rules to get a solution.
346
1157862
3193
bir çözüm elde etmek için bu kuralları kullanıp kullanamayacağınıza bakın.
19:21
If it doesn't work, see if you can come together to improve those rules.
347
1161587
3818
İşe yaramazsa kuralları iyileştirmek için bir araya gelip gelemeyeceğinize bakın.
19:25
Because if we all start knowing law, using law and shaping law,
348
1165429
6063
Çünkü hepimiz hukuku bilmeye, kullanmaya ve şekillendirmeye başlarsak
19:31
then we will be building that deeper version of democracy
349
1171516
3261
o zaman dünyamızın aşırı derecede ihtiyacı olduğuna inandığım demokrasinin
19:34
that I believe our world desperately needs.
350
1174801
2675
daha derin versiyonunu inşa ediyor olacağız.
19:39
(Applause)
351
1179029
1001
(Alkışlar)
19:40
KK: Thanks so much, Vivek. VM: Thank you.
352
1180054
2239
KK: Çok teşekkürler, Vivek. VM: Teşekkürler.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7