Naima Penniman: "Being Human" | TED Countdown

Çeviri: Rukiye KALIN Gözden geçirme: Gözde Alpçetin

I wonder if the sun debates dawn

Merak ediyorum,

Güneş şafak vakti ile tartışır mı?

some mornings

Bazı sabahlarda

not wanting to rise

eğer gökyüzü havanın ruh hallerine uyum sağlamak için

out of bed

from under that down-feather horizon

aynı anda her yerde olmaktan yorulursa

if the sky grows tired

eğer bulutlar bir arada kalabilmek için yavaş yavaş hareket edip

of being everywhere at once

adapting to the mood

birazcık daha beraber oyalanabilmek için

swings of the weather

yerçekimi ile anlaşma yapmaya çalışırsa

if clouds drift off

trying to hold themselves together

Güneş ufkun altındaki kuş tüyü yatağından

make deals with gravity

to loiter a little longer

doğmak istememezlik yapabilir mi?

I wonder if rain is scared

Merak ediyorum,

eğer yağmur kendini öylece salıp akıvermede sorun yaşarsa

of falling

if she has trouble

yağmaktan korkar mı?

letting go

if snowflakes get sick

Bir kar tanesi her dem mükemmel oluşundan,

of being perfect all the time

each one

her birinin türünün bir taneciği oluşundan ötürü hastalanabilir mi?

trying to be one-of-a-kind

I wonder if stars wish

Merak ediyorum,

acaba yıldızlar sönüp gitmeden önce

upon themselves before they die

genç yıldızlara nasıl parlayacaklarını öğretmek için

if they need to teach their young

zamana sahip olabilmeyi diliyorlar mı?

how to shine

I wonder if shadows long

Merak ediyorum,

gölgeler bir kargaşanın içinde

to just-for-once feel the sun

nereli olduklarını bilmeden kaybolurlarsa

if they get lost in the shuffle

bir kez olsun güneşi hissedecek kadar uzunlar mı?

not knowing where they’re from

I wonder if sunrise

Merak ediyorum

gün doğumunun ve gün batımının

and sunset

respect each other

hiç karşılaşmadıkları halde

even though they’ve never met

birbirlerine saygı duyup duymadıklarını,

if storms have regrets

fırtınanın pişmanlıkların olup olmadığını,

if volcanoes get stressed

bir volkanın gerilip gerilmediğini,

if compost believes in life

bir gübrenin ölümden sonra yaşama inanıp inanmadığını.

after death

I wonder if breath ever thinks of suicide

Merak ediyorum nefesin intiharı düşünüp düşünmediğini,

if the wind just wants to sit

rüzgarın bazen sadece oturup

still sometimes

etrafından geçip gidenleri

and watch the world pass him by

öylece izlemek isteyip istemediğini,

if smoke was born

dumanın nasıl havalanacağını bilerek

knowing how to rise

doğup doğmadığını,

gökkuşağının içten içe renklerinin doğru eşlenişine dair

if rainbows get shy backstage

not sure if their colors match right

çekincelerinin olup olmadığını.

I wonder if lightning needs an alarm clock

Merak ediyorum

bir yıldırımın ne zaman çakacağına dair bir çalar saatinin olup olmadığını,

to know when to crack

if rivers ever stop

nehirlerin akmayı bırakıp

and think of turning back

geri dönmeyi düşünüp düşünmediğini,

if streams meet the wrong sea

akarsuların yanlış denizle buluşup

and their whole lives run off-track

tüm hayatlarının yoldan çıkıp çıkmadığını.

I wonder if the snow

Merak ediyorum

karın siyah olmayı isteyip istemediğini,

wants to be black

if the soil thinks she’s too dark

toprağın kendini fazlaca kara bulup bulmadığını,

if butterflies want to cover up their marks

kelebeklerin izlerini örtbas etmek isteyip istemediğini,

if rocks are self-conscious of their weight

kayaların kendi ağırlıklarının farkında olup olmadığını,

if mountains are insecure of their strength

dağların güçlerinden sual edip etmediğini.

I wonder if waves get discouraged

Merak ediyorum

dalgaların zaten başladığımız yere geri döneceğiz düşüncesiyle

crawling up the sand

only to be pulled back again

kumlarda gel-git yapma cesaretini kaybedip kaybetmediğini,

to where they began

if land feels stepped upon

yerin üzerine basıldığını hissedip hissetmediğini,

kum kendini önemsiz hissedip hissetmediğini,

if sand feels insignificant

if trees need to question their lovers

ağaçların nerede durduklarını bilmek için

to know where they stand

aşıklarını sorgulaması gerekip gerekmediğini,

if branches waver at the crossroads

dalların hangi yola doğru büyüyeceğini bilmeden

unsure of which way to grow

yol ayrımında sallanıp sallanmadığını,

yaprakların vazgeçilebilir olduklarını anladıklarında

if leaves understand they’re replaceable

and they still dance when the wind blows

hala dans edip etmediğini.

I wonder

Merak ediyorum

where the moon goes

saklandığı zaman Ay nereye gider.

when she is in hiding

I want to find her there

Onu orada bulmak

and watch the ocean

ve okyanusun dönüşünü uzaktan izlemek,

spin from a distance

listen to her

onu dinlemek,

stir in her sleep

uykusunda ona karışmak istiyorum.

effort give way to existence

Çaba varoluşa yol verir.

(Music)

(Müzik)