The mood-boosting power of crying | Kathy Mendias

50,493 views ・ 2020-12-07

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Transcriber: Ivana Korom Reviewer: Krystian Aparta
0
0
7000
Çeviri: Gözde Alpçetin Gözden geçirme: Can Boysan
00:13
According to the American Academy of Ophthalmology,
1
13119
2595
Amerikan Oftalmoloji Akademisine göre,
00:15
we create 15 to 30 gallons of tears a year.
2
15738
3190
bir yılda 56 ile 113 litre gözyaşı meydana getiriyoruz.
00:19
I am what you would call a high-volume producer.
3
19484
2933
Bana yüksek-hacimli üretici diyebilirsiniz.
00:22
Now even though we do create less tears as we age,
4
22441
3398
Yaşlandıkça daha az gözyaşı üretmemize rağmen,
00:25
I figure by the time I'm 80,
5
25863
2190
80 yaşına gelene kadar
00:28
I will have filled up 40 average-sized bath tubs.
6
28077
3072
muhtemelen ortalama boyuttaki 40 küveti doldurmuş olacağım.
00:31
Now crying in my early years?
7
31585
1857
Peki ya ilk yıllarımda ağladıklarım?
00:33
Not something I would brag about.
8
33466
1929
Bu övüneceğim bir şey değil.
00:35
When I was five,
9
35419
1333
Beş yaşındayken
00:36
I thought it was a good idea to practice writing my name
10
36776
2627
evin bir tarafına adımı yazmaya çalışmanın iyi bir fikir olduğunu düşünmüştüm.
00:39
on the side of the house.
11
39427
1206
00:40
Outside the house.
12
40657
1182
Evin dışına.
00:41
Momma didn't agree with me much.
13
41863
1631
Annem benimle aynı fikirde değildi.
00:43
She handed me a toothbrush and said,
14
43518
1930
Bana bir diş fırçası verdi
00:45
"Here, scrub."
15
45472
1327
ve "Hadi, temizle" dedi.
00:46
So I did.
16
46823
1405
Ben de temizledim.
00:48
I'd sit at the dining room table for what seemed like an eternity.
17
48252
3151
Yemek masasında otururdum, bir ömür geçmiş gibi hissettirirdi.
00:51
I didn't want to eat my vegetables.
18
51427
1913
Sebzelerimi yemek istemezdim.
00:53
You probably know the feeling.
19
53364
2150
O hissi muhtemelen biliyorsunuz.
00:55
I'd miss all my favorite shows and cry like crazy.
20
55538
3308
Tüm favori programlarımı kaçırır ve deli gibi ağlardım.
00:59
Crying was always associated with something bad.
21
59537
3008
Ağlamak daima kötü bir şeyle bağdaştırılırdı.
01:03
Fortunately, I grew up.
22
63228
1428
Neyse ki büyüdüm.
01:04
I stopped writing on the walls, started eating my vegetables,
23
64680
3047
Duvarlara yazmayı bıraktım, sebzelerimi yemeye başladım
01:07
and I entered the wonderful world of motherhood.
24
67751
2559
ve anneliğin muhteşem dünyasına girdim.
01:10
And let me tell you, crying takes on a whole new meaning.
25
70334
2984
Size şunu söyleyeyim, ağlamak bambaşka bir boyut aldı.
01:13
I was nine months pregnant and I was sitting on the couch,
26
73858
3198
Dokuz aylık hamileydim ve koltukta oturuyordum,
01:17
looking at the front door where my bags were packed,
27
77080
2452
hazır bavullarımın durduğu ön kapıya bakıyordum,
01:19
waiting for me,
28
79556
1158
beni bekliyorlardı
01:20
because I was hopeful that today would be the day.
29
80738
2474
çünkü bugünün o gün olacağından umutluydum.
01:23
I settle in a little bit more,
30
83236
1746
Birazcık daha yerleştim
01:25
and I think to myself, "You know, we can put humans into space,
31
85006
3013
ve kendi kendime düşündüm: "Uzaya insan gönderebiliyoruz
01:28
but we can't seem to figure out when a baby will be born."
32
88043
2806
ama bebeğin ne zaman doğacağını çözmüş gibi görünmüyoruz."
01:31
And then I feel this pressure build up in my chest,
33
91339
2564
Sonra göğsümde bir baskının arttığını hissettim,
01:33
my throat get really tight,
34
93927
2425
boğazım düğümlendi
01:36
and I just burst into tears.
35
96376
2809
ve gözyaşlarına boğuldum.
01:39
And you know what?
36
99883
1199
Biliyor musunuz,
01:41
I had no idea why.
37
101106
2159
neden ağladığıma dair hiçbir fikrim yoktu.
01:43
And not knowing why at the time,
38
103289
1611
O zaman nedenini bilmemek
01:44
well, that just got me more upset,
39
104924
1665
beni daha da üzdü
01:46
so I eventually was just upset for being upset.
40
106613
2686
ve en sonunda sadece üzgün olduğum için üzgündüm.
01:49
I took a deep breath -- (Inhales)
41
109323
1691
Derin bir nefes aldım -- (Nefes alır)
01:51
and I let it out -- (Exhales)
42
111038
1426
ve nefes verdim -- (Nefes verir)
01:52
Thought that would help, but no, it didn't.
43
112488
2653
Bunun yardımcı olacağını düşündüm ama hayır, yardımcı olmadı.
01:55
Then my brother walks in with his smirky grin and he says to me,
44
115680
3889
Sonra ağabeyim sırıtarak içeri girdi
01:59
"What's wrong with you?"
45
119593
1373
ve "Senin neyin var?" dedi.
02:00
I said, "Nothing, just leave me alone."
46
120990
1976
Ben de "Hiçbir şey, beni yalnız bırak" dedim.
02:02
And he did, he ran as fast as he could.
47
122990
2579
Öyle de yaptı, elinden geldiğince hızla kaçtı.
02:05
And you know what I did when he left.
48
125593
2467
Gittiğinde tahmin edin ne yaptım.
02:08
I cried even harder.
49
128538
1833
Daha da çok ağladım.
02:10
I was ashamed and embarrassed, just like when I was a kid.
50
130395
4007
Tıpkı çocukken olduğum gibi utanmıştım.
02:15
Now lucky for me,
51
135557
1160
Ne şanslıyım ki ön kapıda duran o bavula
02:16
I only had to look at that bag sitting by the front door
52
136741
2650
sadece dokuz gün daha bakmak zorunda kaldım,
02:19
for another nine days,
53
139415
1190
02:20
right before my expected date of delivery.
54
140629
2016
beklenen doğum tarihimden hemen önceydi.
02:22
And finally, my body said it was time.
55
142669
2130
Sonunda vücudum zamanın geldiğini söyledi.
02:24
And after 18 hours of feeling my body try to expel this little human
56
144823
4730
Vücudumun neredeyse bir bowling topu büyüklüğündeki
02:29
that weighed about the size of a bowling ball,
57
149577
3008
bu küçük insanı çıkarmaya çalışmasını 18 saat kadar hissettikten
02:32
and hours of pushing so hard
58
152609
1857
ve saatlerce ıkınmadan sonra,
02:34
that I thought for sure this baby was stuck,
59
154490
4103
bu bebeğin hiç şüphesiz sıkıştığını düşündüm
02:38
within a heartbeat,
60
158617
1793
ve o anda güzel kızım Jennifer dünyaya geldi.
02:40
my beautiful baby girl Jennifer
61
160434
3412
02:45
entered the world.
62
165347
1440
02:47
And I looked at her, and she cried
63
167442
2135
Ona baktım, ağlıyordu
02:49
and then I just cried.
64
169601
2858
ve ben de ağlamaya başladım.
02:53
All of that emotion and pressure that I had inside just seconds before
65
173228
4745
Saniyeler öncesinde içimde biriken tüm o baskı ve duygular
02:57
was immediately replaced with the most joyous sense of relief
66
177997
4899
hayatımda daha önce hissetmediğim
en sevinçli bir rahatlama duygusuyla anında yer değiştirdi.
03:02
that I had ever felt.
67
182920
1680
03:05
And after nine months of crying over these fears and anxieties
68
185230
3347
Korku, endişe ve kontrolden çıkmış çılgın hormonlar yüzünden
03:08
and crazy out-of-control hormones,
69
188601
3566
dokuz ay boyunca ağlamak
03:12
that was instantaneously transformed into the deepest,
70
192191
4602
yerini anında hayatımın en anlamlı,
03:16
most heartfelt, happiest cry of my life.
71
196817
4920
en içten, en mutlu ağlayışına bırakmıştı
03:23
And I had no control.
72
203230
1680
ve üzerinde hiçbir kontrolüm yoktu.
03:25
Those really hard tears,
73
205486
2198
Gerçekten zor gözyaşlarıydı,
03:27
those happy tears,
74
207708
1912
mutluluk gözyaşlarıydı,
03:29
those overwhelming joyful tears,
75
209644
2580
çok yoğun bir sevincin gözyaşlarıydı,
03:32
they had nowhere to go but out.
76
212248
2237
akmaktan başka yapabilecekleri bir şey yoktu.
03:35
And it was those tears,
77
215113
1227
Üç küçük mucizeyi daha doğurmamı
03:36
that moment, that incredible high,
78
216364
2269
03:38
that inspired me to birth three more little miracles
79
218657
3777
ve başkalarının da kendi mucizelerine
sahip olmalarına yardımcı olmaya başlamamı sağlayan
03:42
and start to help others have their own.
80
222458
2142
o anki gözyaşlarıydı.
03:45
I became a childbirth educator,
81
225045
2040
Doğum eğitmeni oldum
03:47
and I started a whole new relationship with tears.
82
227109
3292
ve gözyaşlarıyla yepyeni bir ilişkim başladı.
03:51
It was early in my 30 years of teaching,
83
231100
1945
30 yıllık öğretmenliğimin ilk yıllarında
03:53
I had a class touch my heart like no other.
84
233069
2492
kalbime dokunan bir sınıfım oldu.
03:55
The topic for the night --
85
235585
1444
Gecenin konusu --
03:57
emotions of pregnancy, go figure.
86
237053
2373
hamilelikteki duygulardı, çık bakalım işin içinden!
04:00
And it was important for the class
87
240195
1620
Sınıfın ilk olarak hamilelik sırasındaki duygusal değişimleri ve tepkileri
04:01
to first learn about the emotional changes and responses during pregnancy,
88
241839
3825
04:05
and how when we cry, it can feel like the body's trying to push out
89
245688
3554
ve ağladığımızda vücudumuzun ekstra duyguları atmaya çalışıyormuş gibi
hissettiğimizi öğrenmesi çok önemliydi,
04:09
that extra emotion,
90
249266
1225
04:10
almost like it's processing what it can't hold inside.
91
250515
3392
tıpkı içinde tutamayacağı şeyi yönlendiriyormuş gibi.
04:14
Like an exhaust port for extreme feelings of sadness,
92
254385
4225
Tıpkı egzoz çıkışı gibiydi.
Günler sonra hissedilen aşırı üzüntü, sevinç ve hatta rahatlama hissi,
04:18
joy or even relief after days,
93
258634
4176
04:22
years of anticipation of that one magical moment.
94
262834
4127
o sihirli anın beklentisiyle geçen yıllar.
04:27
It can literally feel like your body is squeezing out all that emotion
95
267771
5585
Kelimenin tam anlamıyla vücudunuz tüm bu duyguları
04:33
in the form of water coming from our eyes.
96
273380
2896
gözlerinizden akan su formunda dışarı atıyormuş gibi hissettiriyor.
04:36
Our tears.
97
276300
1150
Gözyaşlarımızla hissettiriyor.
04:38
Now tears were always expected during my classes.
98
278552
3341
Derslerim sırasında gözyaşları her zaman beklenirdi.
04:41
Not mine this time, the new moms'.
99
281917
2809
Bu sefer benim değil, yeni annelerin sırası.
04:45
And this night in this class,
100
285321
2365
Bu sınıfta o gece,
04:47
it was way different.
101
287710
1680
durum çok farklıydı.
04:49
I had just finished talking about the emotional changes of pregnancy
102
289910
3207
Hamilelikteki duygusal değişimler hakkında konuşmayı yeni bitirmiştim
04:53
and I went in to talk about the couvade syndrome.
103
293141
2841
ve "couvade sendromu"ndan bahsetmeye başladım.
04:56
Now the word "couvade" comes from a French term, "couver,"
104
296386
2814
"Couvade" kelimesi Fransız terim "couver"den gelir,
04:59
which means "to brood,"
105
299224
1469
"kuluçkaya yatmak" anlamına gelir,
05:00
similar to birds protecting a nest.
106
300717
3033
yuvayı koruyan kuşlara benzer.
05:04
Well, who better to protect this nest than the expecting mother's partner?
107
304099
4852
Yuvayı bebek bekleyen annenin eşinden daha iyi kim koruyabilir ki?
05:09
Also called a sympathetic pregnancy,
108
309775
1770
Aynı zamanda babalık sendromu da denir
05:11
the couvade syndrome is a real-life phenomenon,
109
311569
3167
ve gerçek hayatta yaşanan bir olgudur,
05:14
where the non-pregnant partner can take on pregnancy characteristics
110
314760
3379
hamile olmayan eş hamilelik özelliklerini alır,
05:18
like mood swings, loss of sleep,
111
318163
3373
örneğin ruh halindeki ani değişimler, uyku kaybı, kilo alımı
05:21
weight gain
112
321560
1151
05:22
and for some, a really intense drive to do something new and unexpected,
113
322735
4730
ve bazıları içinse yeni bir spor araba almak gibi
05:27
like buy a new sports car
114
327489
2212
yeni ve beklenmedik bir şey yapma
05:29
or start a new hobby like gourmet cooking.
115
329725
3364
veya gurme yemekler yapmak gibi yeni bir hobi edinme arzusu.
05:33
The class usually laughs a little bit after that
116
333113
2239
Sınıf çoğu zaman buna biraz güler
05:35
and that's it.
117
335376
1825
ve konu kapanır.
05:37
We end the night.
118
337606
1244
Dersi bitirirdik.
05:38
But it didn't end there.
119
338874
1860
Ama orada bitmedi.
05:40
When I finished my sentence,
120
340758
2365
Cümlemi bitirdiğimde
05:43
this big, burly father-to-be stands up,
121
343147
4326
cüsseli, iri yarı baba adayı ayağa kalktı,
05:47
and I thought for sure he was leaving.
122
347497
2730
kesin gidiyor diye düşündüm.
05:50
But instead, in a really gruff, commanding way, he says,
123
350251
3697
Ama bunun yerine oldukça aksi, emredici bir şekilde şöyle dedi:
05:53
"Alright, you guys,
124
353972
1167
"Tamamdır beyler, bu şey sırasında,
05:55
how many of you have cried during this thing,
125
355163
3246
eşinizin hamileliği sırasında kaçınız ağladı?
05:58
you know, her pregnancy?"
126
358433
1767
06:01
I scan the class to make sure everybody was OK.
127
361353
2851
Herkesin iyi olduğundan emin olmak için sınıfa baktım.
06:04
They were fine,
128
364228
1175
Sorun yoktu,
06:05
they were just very intent on what was going to happen next.
129
365427
2849
sonrasında ne olacağını merak ediyorlardı.
06:08
And then, one gentleman raises his hand and says, "I have."
130
368300
4102
Sonra bir beyefendi elini kaldırdı ve "Ben ağladım" dedi.
06:12
And then another,
131
372711
1152
Sonrasında biri daha
06:13
and the stories just flowed.
132
373887
2644
ve hikâyeler akıp gitti.
06:17
Even this really quiet gal --
133
377569
3038
Şu çok sessiz sakin kız bile --
06:20
she was the fiancee of one of the expecting moms --
134
380631
3508
hamile annelerden birinin nişanlısıydı --
06:24
she looks at her and she says,
135
384163
1833
ona bakıp "Gördün mü? Benim ağlamamın da normal olduğunu sana söylemiştim" dedi.
06:26
"See? I told you my crying was normal too."
136
386020
3502
06:30
The class connected,
137
390276
1928
Sınıf birbirleriyle bağ kurdu,
06:32
they validated each other,
138
392228
1841
birbirlerini doğruladılar
06:34
and we all walked away with a new respect
139
394093
2001
ve o gece hepimiz hamile olmayan eşler için
06:36
for the non-pregnant partners that night.
140
396118
2386
yeni bir bakış açısıyla oradan ayrıldık.
06:38
For me, that solidified my passion to embrace those tears.
141
398528
4063
Benim açımdan bu, gözyaşlarını benimseme tutkumu pekiştirdi.
06:43
Then, it got better.
142
403639
1952
Daha sonrasında daha da iyiye gitti.
06:46
On the last night of that same six-week class,
143
406242
3325
Aynı altı haftalık sınıfın son akşamında
06:49
one of the expecting moms came up to me.
144
409591
2579
hamile annelerden biri yanıma geldi.
06:52
She asked to talk to me privately, and I said of course,
145
412694
2627
Benimle özel olarak konuşmak istedi ve ben de "tabii ki" dedim,
06:55
and we went into the corner.
146
415345
1730
bir köşeye geçtik
06:57
And she says,
147
417099
1150
ve şöyle söyledi:
06:58
"I need to thank you for saving my relationship."
148
418273
3115
"İlişkimi kurtardığınız için size teşekkür etmek istiyorum."
07:03
I let her go on, and she tells me
149
423095
1865
Devam etmesini istedim,
07:04
that her husband was considering leaving her
150
424984
2856
bana eşinin ruh halindeki ani değişimler, kontrol edilemeyen ağlamaları
07:07
over her mood swings,
151
427864
1635
ve eşinin hamilelik sırasındaki siniri ve kargaşa yüzünden
07:09
out-of-control crying,
152
429523
1578
07:11
and his turmoil and anger over this pregnancy.
153
431125
2900
eşinin ondan ayrılmayı düşündüğünü söyledi.
07:15
But he didn't leave.
154
435434
1600
Ama ayrılmadı.
07:17
She went on to tell me that they realized now it's OK to cry.
155
437339
4557
Ağlamanın normal olduğunu fark ettiklerini
07:22
And he had told her that when he cries,
156
442633
3341
ve eşinin ona ağladığında o kadar da kızgın hissetmediğini söylediğini anlattı.
07:25
he doesn't feel as angry.
157
445998
1680
07:28
Wow!
158
448876
1150
Vay canına!
07:30
Not only did crying bring my class together,
159
450487
3436
Ağlamak yalnızca sınıfımı bir araya getirmedi,
07:33
it kept that couple together.
160
453947
1934
aynı zamanda çiftleri de bir arada tuttu.
07:36
And you know, his comment about anger was really, really intriguing to me,
161
456844
3518
Öfke konusundaki yorumu benim gerçekten de ilgimi uyandırdı,
07:40
so I looked around, did some research,
162
460386
2297
ben de biraz araştırma yaptım
07:42
and sure enough, Dr. Oren Hasson,
163
462707
2037
ve beklenildiği gibi evrimsel psikolog Dr. Oren Hasson'ın
07:44
an evolutionary psychologist,
164
464768
1952
07:46
he had some theories about when tears blur our vision,
165
466744
4714
gözyaşlarımız görüşümüzü bulanıklaştırdığında
07:51
it really has the ability to, sometimes, reduce our ability to react to that anger.
166
471482
6993
bazen o öfkeye tepki verme kabiliyetimizi azalttığına dair bazı teorileri vardı.
07:59
But the tears weren't the anger.
167
479549
1785
Ancak gözyaşlarımız öfke değil,
08:01
They were more like the release valve.
168
481358
2920
daha çok tahliye vanası gibi.
08:05
And though many of us, we try to keep those tears inside,
169
485438
4125
Birçoğumuz gözyaşlarımızı tutmaya çalışsak da
08:09
but letting them out really may be the better move.
170
489587
3577
onları bırakmak aslında daha iyi bir hareket olabilir.
08:13
Keeping them inside
171
493188
1193
Gözyaşlarımızı tutmak öfke veya üzüntü duygularımızı arttırabilir.
08:14
can amplify our feelings of anger or sadness.
172
494405
3489
08:18
And while we're releasing those tears,
173
498759
2421
Gözyaşlarımızı bıraktığımızda
08:21
our hormones inside, they're on high alert,
174
501204
2861
içimizdeki hormonlar yüksek alarma geçerler
08:24
and we know this
175
504089
1615
ve bunu biyokimyacı Dr. William Frey sayesinde biliyoruz.
08:25
because of Dr. William Frey, a biochemist.
176
505728
3008
08:28
He found that inside of our emotional tears --
177
508760
2325
Duygusal gözyaşlarımızın içinde --
08:31
not our everyday, like, yawning tears,
178
511109
1825
günlük, esneme gözyaşları gibi değil,
08:32
but our emotional tears --
179
512958
1722
onun yerine duygusal gözyaşları --
08:34
there's high concentrations of stress hormones
180
514704
3169
yüksek oranda stres hormonları,
08:37
and leucine enkephalins,
181
517897
1365
leu-enkephalin,
08:39
which, easier on my tongue, is endorphins.
182
519286
2674
daha kolay telaffuz edebileceğim şekilde, endorfin bulunuyor.
08:42
And while our stress hormones are helping our bodies out,
183
522318
3585
Stres hormonları vücutlarımıza yardım ederken
08:45
our endorphins, those feel-good chemicals,
184
525927
2874
endorfinler, şu iyi hissettiren kimyasallar,
08:48
they're helping to act as a pain reliever
185
528825
2587
ruh halimizi yükseltmek için ağrı kesici görevi görüyorlar.
08:51
to boost our mood.
186
531436
1683
08:53
Now who wouldn't want that?
187
533143
1800
Kim bunu istemez ki?
08:55
There are two triggers for the release of endorphins
188
535571
3717
Çoğumuz açısından endorfin salınımı için iki tetikleyici var.
08:59
for most of us.
189
539312
1200
09:00
Stress and pain.
190
540966
2000
Stres ve acı.
09:03
And for a woman giving birth,
191
543807
1675
Doğum yapan bir kadın için,
09:05
experiencing both stress and pain,
192
545506
3341
hem stres hem de acı içindeler,
09:08
endorphins, they are a gift.
193
548871
2087
endorfinler tıpkı bir armağan.
09:11
As the labor progresses,
194
551847
1429
Doğum ilerledikçe
09:13
those endorphins will rise to help her with a potentially long labor.
195
553300
4063
bu endorfinler olası bir uzun doğumda ona yardımcı olmak için artacaktır.
09:18
As a result,
196
558299
1159
Sonuç olarak
09:19
the mom is better able to cope,
197
559482
2186
anne daha iyi üstesinden gelebiliyor
09:21
and she can feel more alert and almost euphoric after the birth.
198
561692
3627
ve doğum sonrasında daha uyanık ve neredeyse öforik hissediyor.
09:26
Crying
199
566335
2024
Ağlamak gerçekten de harika.
09:28
is just awesome.
200
568383
1357
09:29
I wish there was a bigger word.
201
569764
2045
Keşke daha iyi bir kelime olsaydı.
09:32
Crying offers us an opportunity for physical relief,
202
572244
4262
Ağlamak bize fiziksel rahatlama fırsatı
09:36
for intimacy between two individuals
203
576530
2983
ve iki birey arasında samimiyet sunuyor
09:39
and ultimately,
204
579537
1659
ve nihayetinde fiziksel ve ruhsal sağlığı destekliyor.
09:41
it promotes physical and mental well-being.
205
581220
3150
09:45
And as an expression
206
585720
2270
En yoğun içsel insani deneyiminin bir ifadesi olarak
09:48
of our most intense interior human experiences,
207
588014
5604
09:54
there is no need to be embarrassed,
208
594720
2770
utanmaya hiç gerek yok,
09:57
no need to be ashamed
209
597514
2016
mahcup olmaya hiç gerek yok,
09:59
and no need to run away.
210
599554
2103
kaçmaya hiç gerek yok.
10:02
We need to have a healthy relationship with crying
211
602823
3499
Ağlamakla sağlıklı bir ilişkimiz olmalı
10:06
and change the way we view tears.
212
606346
1889
ve gözyaşlarına bakış şeklimizi değiştirmeliyiz.
10:08
We see them as overwhelming and scary and confusing,
213
608259
3651
Onları bunaltıcı, korkutucu ve kafa karıştırıcı olarak görüyoruz
10:11
when they're really beautiful,
214
611934
1952
ama aslında çok güzel, rahatlatıcı ve yatıştırıcılar.
10:13
soothing and reassuring.
215
613910
2682
10:17
They're not to be seen as some screeching alarm bell
216
617358
2574
Bir terslik olduğunu gösteren bir alarm çanı olarak görülmemeliler,
10:19
that something is wrong
217
619956
2070
10:22
but rather a natural functionality
218
622050
4646
aksine harika vücutlarımızın doğal bir işlevselliği olarak görülmeliler.
10:26
of our amazing bodies.
219
626720
2333
10:30
Crying is as essential to me as breathing.
220
630310
3619
Ağlamak benim için nefes almak kadar gerekli bir şey.
10:34
And now, if I'm caught crying on that couch by my wonderful husband,
221
634326
4468
Ağlamak konusunda istediğinden çok daha fazla şey öğrenmek zorunda kalan
10:38
who has had to learn way more about crying than he ever wanted to,
222
638818
4090
harika eşim tarafından koltukta ağlarken yakalanırsam
10:42
he doesn't run away.
223
642932
1600
eşim kaçmıyor.
10:44
He'll ask me why I'm crying,
224
644892
2516
Neden ağladığımı sorar
10:47
and I'll let him know I just need my release.
225
647432
2900
ve ona sadece rahatlamaya ihtiyacım olduğunu söylerim.
10:51
He'll take my hand,
226
651226
2002
Elimi tutar
10:54
and you know what I'll do?
227
654236
1303
ve tahmin edin ne yaparım?
10:55
I will let it all out.
228
655563
1680
Gözyaşlarına boğulurum.
10:59
And then I'm going to sink into that deep sense of intimacy
229
659030
6650
Sonrasında sadece gözyaşlarımın verebileceği
11:05
and extraordinary sense of relief
230
665704
3365
yoğun bir samimiyet
11:09
that only my tears can bring.
231
669093
2970
ve olağanüstü bir rahatlama hissine kapılırım.
11:13
Thank you.
232
673230
1150
Teşekkür ederim.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7