Tim Dunn: How we're reducing the climate impact of electronics | In The Green

Transcriber:

Çeviri: Gözde Alpçetin Gözden geçirme: Ozay Ozaydin

Director: TED, Best Buy, Tim Dunn, take one.

Yönetmen: TED, Best Buy, Tim Dunn, çekim bir.

Tim Dunn: The climate crisis that we're in can be so daunting to think about,

Tim Dunn: İçinde olduğumuz iklim krizini düşünmek bile çok iç karartıcı olabilir,

it's so systemic.

çok sistemik.

How do I, as an individual,

Bir birey olarak

step into this space and make a difference?

bu alana adım atıp bir fark yaratabilirim ki?

Just think of your house or your apartment where you have everything on.

Her şeyinizi barındıran evinizi ya da dairenizi düşünün bir.

Buzdolabınızı fişe takıyorsunuz, evinize büyük bir enerji çekiliyor;

Plugging your refrigerator in: big energy draw in your house;

plugging your TV in, full family entertainment,

televizyonunuzu fişe takıyorsunuz, tüm aile eğleniyor

there's another energy draw.

ama başka bir enerji çekimi daha.

You take your stove, your dishwasher,

Ocağınızı, bulaşık makinenizi,

your clothes washer, your clothes dryer.

çamaşır ve kurutma makinenizi kullanıyorsunuz.

If you take those minor things that we do every day

Her gün yaptığımız bu küçük şeyleri ele alıp

and you can influence that,

şunu söyleyebileceğimiz bir resim çizebilirsiniz:

that is the picture that we can draw to say:

here's where we can have the impact.

İşte etkide bulanabileceğimiz yer.

[In the Green: The Business of Climate Action]

[Yeşilin İçinde: İklim Eyleminin İşletmesi]

[Presented by: TED Countdown and The Climate Pledge]

[Sunan: TED Countdown ve The Climate Pledge]

[Tim Dunn; Company: Best Buy; Sector: Electronics; Location: USA]

[Tim Dunn; Şirket: Best Buy; Sektör: Elektronik; Konum: ABD]

Biz büyük bir perakendeciyiz,

We are a large retailer,

sattığımız çoğu şeyin

unique in a sense that most thing that we sell

plug in, have a battery,

fişe takılabilir, pilli ve enerji tüketmesi bakımından özgünüz.

consume energy in some way.

The use of a product sold is part of our emissions inventory.

Satılan bir ürünün kullanımı ise emisyon stoğumuzun bir parçası.

Everything we've put out into the market that's plugging in to the electrical grid,

Satışa çıkardığımız her şey elektrik ağına bağlandığından

we are in some form part of that ownership for that carbon.

bir bakıma bu karbondan sorumluyuz.

When we started putting pen to paper and saw the carbon impact

Kağıda döküp sattığımız ürünlerin kullanımının

of the use of products that we sell,

karbon etkisini görmeye başladığımızda

it was 40 times that of our own operation.

kendi işletmemizin 40 katıydı.

So that’s where we set out to say: if you’re plugging in at home,

Biz de dedik ki eğer evde priz kullanıyorsanız

that has to be part of our goals to reduce it.

hedeflerimizden biri bunu azaltmak olmalıydı.

We went through and looked at what items are we putting into customers homes

Kayda değer bir enerji çekimi olan hangi ürünleri

that do have a significant energy draw.

müşterilerimizin evine koyduğumuza baktık ve inceledik.

So it was at that point we started to see the scope of Energy Star.

O noktada Energy Star’ın amacını fark etmeye başladık.

Energy Star, ABD’de enerji tasarrufu en fazla olan ürünü geliştirmek amacıyla

Energy Star is a partnership at the EPA and Department of Energy in the US

to set a standard to develop the most energy efficient product.

standardı belirlemek için EPA ve Enerji Bakanlığı’nın bir ortaklığıdır.

How can you make this thing work its best

Bu şeyi hem en iyi şekilde çalıştırıp

but consume the least amount of energy in that process?

hem de bu sırada en az miktarda enerji tüketmesini sağlayabilirsiniz?

And that became the conversation with our vendors.

Bu da tedarikçilerimizle bir sohbete dönüştü.

If we can have an impact on that customer's energy bill,

Müşterinin faturasını etkileyebilirsek

daha sürdürülebilir bir şekilde yaşayabilmelerine yardım edebiliriz,

helping them live more sustainably,

that's your story, too.

yani bu sizin de hikayeniz.

And so we can go from a customer plugging in a new product,

Yeni bir ürünü fişe takıp

being thrilled with their experience,

bu deneyimden heyecanlanan bir müşteriden

to 100 customers, to 1,000 customers.

100 müşteriye, 1.000 müşteriye çıkabiliriz.

Our next step is how sustainable that product is at end of life.

Sonraki adımımız ise bu ürünün ömrünün sonunda ne kadar sürdürülebilir olduğu.

Circularity is what we need to get to.

Döngüsellik ulaşmamız gereken şey.

We're going to account for that.

Bundan sorumlu olacağız.

When a customer brings that product home,

Bir müşteri o ürünü eve getirdiğinde

that's just one part of the interaction.

bu, etkileşimin sadece bir parçası.

Once that product has met its end of life for that customer,

O müşteri için bu ürün bir kez ömrünün sonuna ulaştığında

bring us that product back.

o ürünü bize geri getirin.

We will evaluate that product to say: Is there any use in trade-in?

O ürünü değerlendirip şöyle diyeceğiz: Takasa gerek var mı?

Does it need to be repaired?

Tamir mi edilmesi lazım?

We'll put it through our repair process.

Tamir sürecine alacağız.

Eğer gerçekten ömrünün sonuysa

If it's truly end of life,

we will put it into our recycling programs that have vetted partners,

tecrübeli ortaklara sahip, en yüksek standartlara bağlı kalan,

hem müşterinin sözünü baştan sona yerine getiren

held to the highest standards,

that's fulfilling the customer promise end to end,

hem de çevre yükümlülüklerimizi baştan sonra karşılayan

but it's also fulfilling our environmental obligations end to end.

geri dönüşüm programlarımıza koyacağız.

At the core of it, every single product that we're putting in customers homes,

Özünde, müşterilerin evine koyduğumuz her bir ürünle

o ürünün ömrünün her bir noktasında oradayız.

we are there through every single point of that product life.

Global climate change is impacting us on a scale --

Küresel iklim değişikliği bir şekilde bizi etkiliyor --

our stores, our employees our customers --

dükkanlarımızı, çalışanlarımızı ve müşterilerimizi etkiliyor --

that not doing something about it is an impact to our business.

bu konu da bir şey yapmamak da işletmemizi etkiliyor.

The time is now to make a difference and accelerate all of our goals

Şimdi, fark yaratma, tüm hedeflerimizi hızlandırma

and get to net-zero by 2040.

ve 2040′a kadar net-sıfıra ulaşma zamanı.