How urban agriculture is transforming Detroit | Devita Davison

100,973 views ・ 2018-01-09

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: TOLGA ALTIPARMAK Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
00:13
I'm from Detroit.
0
13000
1200
Detroitliyim.
00:15
(Applause)
1
15200
3696
(Alkışlar)
00:18
A city that in the 1950s was the world's industrial giant,
2
18920
5000
1950'lerde dünyanın endüstri devi olan bu şehir,
00:24
with a population of 1.8 million people
3
24760
2736
1,8 milyonluk nüfusu,
00:27
and 140 square miles of land and infrastructure,
4
27520
4576
225 dönüm arazisi ve alt yapı tesisleriyle
00:32
used to support this booming, Midwestern urban center.
5
32120
3720
Orta-batının patlamaya hazır şehir merkezi.
00:37
And now today,
6
37040
2096
Bugünse,
00:39
just a half a century later,
7
39160
1720
yalnızca geçen yarım yüzyıldan sonra
00:41
Detroit is the poster child for urban decay.
8
41920
3360
çarpık kentleşmenin sembolü oldu Detroit.
00:46
Currently in Detroit, our population is under 700,000,
9
46200
4136
Hali hazırda nüfus 700.000'in altında
00:50
of which 84 percent are African American,
10
50360
3456
ve bunun yüzde 84'ü Afrikan Amerikan.
00:53
and due to decades of disinvestment
11
53840
3280
Yatırımların azalması
00:57
and capital flight
12
57920
2136
ve sermaye kaçışı
01:00
from the city into the suburbs,
13
60080
2800
şehirden banliyölere geçişe sebep oldu.
01:04
there is a scarcity in Detroit.
14
64000
2080
Detroit'te büyük bir kıtlık var.
01:07
There is a scarcity of retail,
15
67120
2496
Perakende kıtlığı,
01:09
more specifically, fresh food retail,
16
69640
5296
özellikle, taze gıda ürünlerinde,
01:14
resulting in a city where 70 percent of Detroiters
17
74960
3616
şehirde yaşayan Detroitlilerin yüzde 70'i
01:18
are obese and overweight,
18
78600
1640
obez ve aşırı kilolular
01:21
and they struggle.
19
81240
1200
ve mücadele içindeler.
01:23
They struggle to access nutritious food that they need,
20
83160
3240
İhtiyaçları olan taze gıdaya ulaşabilmek için çabalıyorlar,
01:27
that they need to stay healthy,
21
87600
3256
sağlıklı kalmaya ihtiyaçları olduğu için
01:30
that they need to prevent premature illness and diet-related diseases.
22
90880
4896
erken doğum ve beslenme kaynaklı hastalıklardan korunmaları lazım.
01:35
Far too many Detroiters live closer to a fast food restaurant
23
95800
5696
Detroitlilerin pek çoğu fast-food restoranlarına,
01:41
or to a convenience store, or to a gas station
24
101520
3296
acil ihtiyaç marketi veya bir petrol ofisine yakın yaşıyorlar,
01:44
where they have to shop for food
25
104840
2056
tam donanımlı bir süpermarket yerine
01:46
than they do a full-service supermarket.
26
106920
3280
buralardan alışveriş yapıyorlar.
01:51
And this is not good news about the city of Detroit,
27
111680
4000
Ve bunlar Detroit şehriyle ilgili kötü haberler,
01:56
but this is the news
28
116960
3216
ancak gerçekler böyle
02:00
and the story
29
120200
1376
ve Detroitliler
02:01
that Detroiters intend to change.
30
121600
2976
bu durumun değişmesini istiyor.
02:04
No, I'm going to take that back.
31
124600
1650
Hayır, bunu düzelteceğim.
02:07
This is the story that Detroiters are changing,
32
127000
4336
Detroitliler artık değişiyor,
02:11
through urban agriculture and food entrepreneurship.
33
131360
3760
şehir tarımı ve gıda girişimciliği sayesinde.
02:16
Here's the thing:
34
136080
1416
Buradaki asıl mesele,
02:17
because of Detroit's recent history,
35
137520
2376
Detroit sahip olduğu geçmişten ötürü
02:19
it now finds itself
36
139920
2056
eşsiz kaynaklara sahip olduğunu
02:22
with some very unique assets,
37
142000
2920
henüz yeni fark ediyor,
02:25
open land being one of them.
38
145600
2080
açık arazi bunlardan biri.
02:28
Experts say that the entire cities of Boston, San Francisco,
39
148600
5056
Uzmanlara göre, Boston, San Francisco
02:33
and the borough of Manhattan
40
153680
1536
ve Manhattan'ın merkezi
02:35
will fit in the land area of the city of Detroit.
41
155240
3280
ancak bir Detroit kadar araziye sahip.
02:39
They further go on to say
42
159040
1536
Daha da fazlası,
02:40
that 40 square miles of the city is vacant.
43
160600
3680
şehrin 64 dönüme yakın arazisi hala boş.
02:45
That's a quarter to a third of the city,
44
165040
2856
Bu diğer üç şehrin dörtte biri,
02:47
and with that level of emptiness,
45
167920
1776
ve bu seviyede bir boş alan,
02:49
it creates a landscape unlike any other big city.
46
169720
4560
diğer hiç bir şehirde olmayan eşsiz bir manzara yaratıyor.
02:54
So Detroit has this -- open land, fertile soil,
47
174840
5176
İşte, Detroit'in sahip olduğu şey bu -- açık alan ve verimli topraklar,
03:00
proximity to water,
48
180040
2016
su kaynaklarına olan yakınlık,
03:02
willing labor
49
182080
1776
çalışma motivasyonu
03:03
and a desperate demand for healthy, fresh food.
50
183880
2600
ve sağlıkli, taze gıda için umutsuzca bir talep.
03:07
All of this has created a people-powered grassroots movement
51
187480
4536
İşte bunların hepsi insan merkezli bir halk hareketi yarattı;
03:12
of people in Detroit
52
192040
1536
Detroit halkının,
03:13
who are transforming this city
53
193600
2136
bu şehri Amerikan endüstri merkeziyken
03:15
from what was the capital of American industry
54
195760
3040
tarım cennetine dönüştüren
03:19
into an agrarian paradise.
55
199760
1760
Detroit halkı.
03:22
(Applause)
56
202306
1150
(Alkışlar)
03:23
You know, I think, out of all the cities in the world,
57
203480
4056
Bana kalırsa, dünyadaki bütün şehirler içerisinde,
03:27
Detroit, Michigan, is best positioned to serve as the world's urban exemplar
58
207560
5776
Detroit, Michigan, jeopolitik açıdan dünyanın önde gelen şehirlerinden biri,
03:33
of food security and sustainable development.
59
213360
3536
gıda güvenilirliği ve sürdürülebilir gelişim açısından.
03:36
In Detroit, we have over 1,500, yes, 1,500
60
216920
5016
Bugün Detroit'te 1.500 kişiden fazlayız
03:41
gardens and farms located all across the city today.
61
221960
4656
ve evet 1.500 bahçe ve tarla şehir boyunca dizilmekte.
03:46
And these aren't plots of land
62
226640
1536
Bunlar yalnızca
03:48
where we're just growing tomatoes and carrots either.
63
228200
2800
domates ve havuç yetiştirdiğimiz yerler değil.
03:51
You understand, urban agriculture in Detroit is all about community,
64
231640
4496
Gördüğünüz gibi, Detroit'teki şehir tarımı tamamen toplumla ilgili
03:56
because we grow together.
65
236160
1856
çünkü biz beraber büyüyoruz.
03:58
So these spaces are spaces of conviviality.
66
238040
3376
Dolayısıyla buradaki her bir parça, bir eğlencenin parçası.
04:01
These spaces are places where we're building social cohesion
67
241440
3976
Bu parçalar sosyal birlikteliği inşa ettiğimiz,
04:05
as well as providing healthy, fresh food
68
245440
4376
sağlığı ve taze gıdayı olabildiğince
04:09
to our friends, our families and our neighbors.
69
249840
3336
dost, aile ve komşularımız için sağladığımız yerler.
04:13
Come walk with me.
70
253200
1536
Bana eşlik edin,
04:14
I want to take you through a few Detroit neighborhoods,
71
254760
2616
sizi Detroit'teki birkaç mahalleye götürmek
04:17
and I want you to see what it looks like when you empower local leadership,
72
257400
4376
ve yerel yöneticilere izin verildiğinde,
04:21
and when you support grassroots movements
73
261800
2936
halk hareketi desteklendiğinde,
04:24
of folks who are moving the needle in low-income communities
74
264760
3816
kayda değer işler yapan düşük gelirli ve siyahi toplumların neler yapabileceğini
04:28
and people of color.
75
268600
1536
göstermek istiyorum.
04:30
Our first stop, Oakland Avenue Farms.
76
270160
3056
İlk durağımız, Oakland Avenue Çiftlikleri,
04:33
Oakland Avenue Farms is located in Detroit's North End neighborhood.
77
273240
5176
Oakland Avenue Çiftlikleri, Detroit'in North End semtindedir.
04:38
Oakland Avenue Farms is transforming into a five-acre landscape
78
278440
4696
Oakland Avenue Çiftlikleri, 20 dönümlük bir alana dönüşüyor,
04:43
combining art, architecture, sustainable ecologies
79
283160
4096
sanat, mimari ve sürdürülebilir ekolojiyle harmanlanmış,
04:47
and new market practices.
80
287280
2056
yeni bir pazar anlayışı.
04:49
In the truest sense of the word,
81
289360
1736
Kelimenin tam anlamıyla,
04:51
this is what agriculture looks like in the city of Detroit.
82
291120
4240
bu Detroit'teki tarımın neye benzediğini gösteriyor.
04:56
I've had the opportunity to work with Oakland Avenue Farms
83
296800
3856
Oakland Avenue Çiftlikleriyle çalışma fırsatım oldu,
05:00
in hosting Detroit-grown and made farm-to-table dinners.
84
300680
4160
Detroit ürünlerinin yetiştirildiği ve doğrudan yemek hizmeti veren bu yerle.
05:05
These are dinners where we bring folks onto the farm,
85
305440
3056
Bu yemek davetlerinde insanları çiftliğin içine getiriyoruz,
05:08
we give them plenty of time and opportunity
86
308520
2456
onlara çitçilerle konuşmaları için
05:11
to meet and greet and talk to the grower,
87
311000
3096
bol zaman ve fırsat veriyoruz
05:14
and then they're taken on a farm tour.
88
314120
2176
ve sonrasında tarla turuna çııyorlar.
05:16
And then afterwards, they're treated to a farm-to-table meal
89
316320
5776
Sonra da bir şef tarafından hazırlanmış tarladan-sofraya yemeklerle
05:22
prepared by a chef
90
322120
1936
ziyafet çekiyorlar.
05:24
who showcases all the produce on the farm right at the peak of its freshness.
91
324080
5800
Şef, tarladaki tüm ürünleri en taze halleriyle sunuyor.
05:30
We do that.
92
330320
1216
İşte yaptığımız şey bu.
05:31
We bring people onto the farm,
93
331560
1896
İnsanları tarlalara götürüyoruz,
05:33
we have folks sitting around a table,
94
333480
2216
bir masa etrafında oturuyoruz,
05:35
because we want to change people's relationship to food.
95
335720
3336
çünkü insanların gıda ile olan ilişkilerini değiştirmek istiyoruz.
05:39
We want them to know exactly where their food comes from
96
339080
4256
Ürünlerin tam olarak nerede ve nasıl yetiştirildiğini
05:43
that is grown on that farm that's on the plate.
97
343360
3816
ve soframıza geldiğini bilmelerini istiyoruz.
05:47
My second stop,
98
347200
1576
İkinci durağımız için,
05:48
I'm going to take you on the west side of Detroit,
99
348800
2656
sizi Detroit'in batı yakasına götüreceğim,
05:51
to the Brightmoor neighborhood.
100
351480
1776
Brightmoor Mahallesi'ne.
05:53
Now, Brightmoor is a lower-income community in Detroit.
101
353280
2720
Brightmoor, Detroit'te en düşük gelire sahip yer.
05:56
There's about 13,000 residents in Brightmoor.
102
356720
2760
Brightmoor'da 13.000 civarı kişi yaşıyor.
06:00
They decided to take a block-by-block-by-block strategy.
103
360240
5016
Onlar blok-blok işleme stratejisinde karar kıldılar.
06:05
So within the neighborhood of Brightmoor,
104
365280
2496
Dolayısıyla Brightmoor Mahallesi'nde
06:07
you'll find a 21-block microneighborhood called Brightmoor Farmway.
105
367800
4880
21 bloktan oluşan Brightmoor Farmway adında mikro mahalleler görürsünüz.
06:13
Now, what was a notorious, unsafe, underserved community
106
373160
5256
Şimdilerde, kötü şöhretli, güvenliksiz, yetersiz hizmet almış bu topluluk
06:18
has transformed into a welcoming, beautiful, safe farmway,
107
378440
4736
davetkar, güzel ve güvenli bir tarla yoluna,
06:23
lush with parks and gardens and farms and greenhouses.
108
383200
3760
yemyeşil parkları, bahçeleri, tarlaları ve seraları ile birlikte dönüştü.
06:27
This tight-knit community also came together recently,
109
387720
3216
Bu birbirine sıkıca bağlı topluluk kısa süre önce bir araya geldi
06:30
and they purchased an abandoned building,
110
390960
2376
ve terk edilmiş bir bina satın aldılar,
06:33
an abandoned building that was in disrepair and in foreclosure.
111
393360
4456
yıkık dökük ve ipotekli terk edilmiş bir bina.
06:37
And with the help of friends and families and volunteers,
112
397840
3176
Ve dostların, ailelerin ve gönüllülerin yardımlarıyla beraber,
06:41
they were able to take down the bulletproof glass,
113
401040
2736
kurşun geçirmez camı yıkabildiler,
06:43
they were able to clean up the grounds
114
403800
1856
yerleri temizleyebildiler
06:45
and they transformed that building into a community kitchen,
115
405680
3816
ve burayı bir toplum mutfağına,
06:49
into a cafe, into a storefront.
116
409520
2776
bir kafeye, vitrine çevirdiler.
06:52
Now the farmers and the food artisans who live in Brightmoor,
117
412320
3776
Artık Brightmoor'da yaşayan çiftçi ve esnafların,
06:56
they have a place where they can make and sell their product.
118
416120
3096
ürünlerini koyup satabilecekleri bir yerleri var.
06:59
And the people in the community
119
419240
1536
Ve burada yaşayan halkın
07:00
have some place where they can buy healthy, fresh food.
120
420800
3040
artık sağlıklı ürün ve taze gıdalar alabileceği bir yer var.
07:04
Urban agriculture -- and this is my third example --
121
424720
2616
Kentsel tarım -- ve bu üçüncü örneğim --
07:07
can be used as a way to lift up the business cooperative model.
122
427360
5000
işbirliği modelini geliştirmenin bir yolu olarak kullanılabilir.
07:12
The 1,500 farms and gardens I told you about earlier?
123
432960
4016
Az önce bahsettiğim 1.500 tarla ve bahçe...
07:17
Keep Growing Detroit is a nonprofit organization
124
437000
2256
Keep Growing Detroit, bu tarlarla çok bağlantılı
07:19
that had a lot to do with those farms.
125
439280
2360
kâr amacı gütmeyen bir organizasyon.
07:22
They distributed last year 70,000 packets of seeds
126
442800
4976
Geçen yıl 70.000 paket tohum dağıttılar
07:27
and a quarter of a million transplants,
127
447800
3536
ve çeyrek milyon transplant işlemi yaptılar.
07:31
and as a result of that last year,
128
451360
2056
Geçtiğimiz yılın sonuçları şöyle,
07:33
550,000 pounds of produce
129
453440
3896
Detroit'te 225.000 kg
07:37
was grown in the city of Detroit.
130
457360
3256
ürün yetiştirildi.
07:40
(Applause)
131
460640
3760
(Alkışlar)
07:46
But aside from all of that,
132
466880
2016
Ancak hepsini bir tarafa bırakırsak,
07:48
they also manage and operate a cooperative.
133
468920
3576
ayrıca Grown in Detroit adında bir kooperatifi de
07:52
It's called Grown in Detroit.
134
472520
1896
yönetiyor ve işletiyorlar.
07:54
It consists of about 70 farmers,
135
474440
3256
70 kadar çiftçiden,
07:57
small farmers.
136
477720
1496
küçük çiftçilerden oluşuyor.
07:59
They all grow, and they sell together.
137
479240
3040
Beraber büyüyüp beraber satıyorlar.
08:03
They grow fruits,
138
483160
2416
Meyve yetiştiriyorlar,
08:05
they grow vegetables,
139
485600
1200
sebze yetiştiriyorlar,
08:07
they grow flowers,
140
487520
1776
çiçek yetiştiriyorlar,
08:09
they grow herbs in healthy soil,
141
489320
2936
sağlıklı topraklarda aktariye yetiştiriyorlar,
08:12
free of chemicals, pesticides, fertilizers,
142
492280
2936
kimyasallardan, zirai ilaçlardan, yapay gübrelerden,
08:15
genetically modified products --
143
495240
2336
genetiğiyle oynanmış ürünlerden arındırılmış
08:17
healthy food.
144
497600
1520
sağlıklı gıdalar üretiyorlar.
08:19
And when their product is sold
145
499520
2016
Ve ürünleri satıldığında,
08:21
all over the city of Detroit in local markets,
146
501560
2856
Detroit Şehri'nin bütün yerel marketlerinde,
08:24
they get a hundred percent of the proceeds from the sale.
147
504440
2680
satıştan yüzde yüz kar ediyorlar.
08:28
In a city like Detroit,
148
508920
1560
Detroit gibi bir şehirde,
08:31
where far too many, far too many African Americans are dying
149
511320
5456
çok ama çok fazla Afrikan Amerikalının beslenmeye bağlı hastalıklar sonucu
08:36
as a result of diet-related diseases,
150
516800
2680
öldüğü bir yerde,
08:40
restaurants, they have a huge role to play
151
520400
3016
restaurantların,
08:43
in increasing healthy food access in the city of Detroit,
152
523440
3416
Detroit'teki sağlıklı gıdaya ulaşımın artmasında büyük bir rolü var,
08:46
culturally appropriate restaurants.
153
526880
2416
kültürel olarak uygun restaurantlar bunlar.
08:49
Enter Detroit Vegan Soul.
154
529320
1736
Peki ya Detroit Vegan Soul.
08:51
Yes, we have a vegan soul food restaurant in the city of Detroit.
155
531080
5456
Evet, vegan ürünleri yapan bir restaurantımız var Detroit'te.
08:56
(Applause)
156
536560
1216
(Alkışlar)
08:57
Yes, yes.
157
537800
1480
Evet, evet.
09:00
Detroit Vegan Soul is providing Detroiters the opportunity
158
540200
4056
Detroit Vegan Soul, daha çok sebze yemeği için
09:04
to eat more plant-based meals
159
544280
3416
Detroitlilere fırsatlar sağlıyor
09:07
and they've received an overwhelming response from Detroiters.
160
547720
3776
ve Detroitlilerden inanılmaz ilgi görüyorlar.
09:11
Detroiters are hungry for culturally appropriate,
161
551520
2536
Detroitliler kültürel açıdan,
09:14
fresh, delicious food.
162
554080
1920
taze, lezzetli yiyeceklere açlar.
09:16
That's why we built a nonprofit organization called FoodLab Detroit,
163
556720
3736
Bu yüzden FoodLab Detroit adında kar amacı gütmeyen bir organizasyon kurduk.
09:20
to help small neighborhood burgeoning food entrepreneurs
164
560480
3096
küçük mahallelere, gelişmekte olan gıda işletmelere yardım etmek,
09:23
start and scale healthy food businesses.
165
563600
2880
sağlıklı gıda işlerini başlatmak ve ölçeklendirmek için.
09:26
FoodLab provides these entrepreneurs incubation,
166
566840
3456
FoodLab, bu tür işletmelere kuluçka ortamı sağlıyor,
09:30
hands-on education, workshops,
167
570320
2416
pratikte eğitim, atölyeler,
09:32
technical assistance, access to industry experts
168
572760
3376
teknik destek, endüstrideki uzmanlara erişim sağlıyor.
09:36
so that they can grow and scale.
169
576160
1680
Böylece onlar sağlıklı büyüyorlar.
09:38
They're very small businesses,
170
578600
1456
Onlar çok küçük işletmeler
09:40
but last year, they had a combined revenue
171
580080
3256
ama geçtiğimiz yılda 7,5 milyon doların üzerinde
09:43
of over 7.5 million dollars,
172
583360
2536
hasılatı bir araya getirdiler
09:45
and they provided 252 jobs.
173
585920
3296
ve 252 iş imkanı sağladılar.
09:49
Listen.
174
589240
1216
Dinleyin.
09:50
(Applause)
175
590480
2776
(Alkışlar)
09:53
These are just a few examples
176
593280
3120
Bunlar sadece
09:57
on how you expand opportunities
177
597240
3976
fırsatları nasıl genişletip
10:01
so that everybody can participate
178
601240
3456
herkesin katılımını ve refahını sağlayabileceğimize
10:04
and prosper,
179
604720
1376
birkaç örnek,
10:06
particularly those who come from neighborhoods
180
606120
3976
özellikle mahallelerden gelenler,
10:10
that have been historically excluded from these types of opportunities.
181
610120
4200
bu tür fırsatlardan tarih boyunca dışlanmıl olanlar.
10:14
I know, I know.
182
614880
2160
Biliyorum, biliyorum.
10:17
My city is a long way from succeeding.
183
617880
3360
Benim şehrimin başarı için uzun bir yolu var.
10:22
We're still struggling,
184
622040
1416
Yine de hala çabalıyoruz
10:23
and I'm not going to stand here on this stage and tell you
185
623480
2816
ve burada böylece durup
10:26
that all of Detroit's problems and all of Detroit's challenges
186
626320
3416
Detroit'in tüm sorunlarının ve tüm zorluklarının
10:29
are going to be solved through urban agriculture.
187
629760
2936
kentsel tarım sayesinde çözüleceğini söylemeyeceğim.
10:32
I'm not going to do that,
188
632720
1656
Bunu yapmayacağım
10:34
but I will tell you this:
189
634400
2096
ama şunu söyleyeceğim:
10:36
urban agriculture has Detroit thinking about its city
190
636520
3376
kentsel tarım Detroit'i kendisi hakkında
10:39
now in a different way,
191
639920
1576
farklı düşünmeye itiyor,
10:41
a city that can be both urban and rural.
192
641520
3840
bir şehir hem kent hem de taşra olabilir.
10:46
And yes, I know, these stories are small,
193
646000
2656
Ve evet, biliyorum, bunlar çok küçük hikayeler,
10:48
these stories are neighborhood-based stories,
194
648680
2856
bu hikayeler mahalle hikayeleri gibi,
10:51
but these stories are powerful.
195
651560
2056
ancak bu hikayeler güçlüler.
10:53
They're powerful because I'm showing you how we're creating a new society
196
653640
3816
Güçlüler çünkü eskinin ayrım yapması yüzünden boş kalan yerlerde
10:57
left vacant in the places and the spaces that was disintegration from the old.
197
657480
5776
nasıl yeni bir toplum yaratacağımızı gösteriyorum size.
11:03
They're powerful stories because they're stories about love,
198
663280
3336
Bunlar güçlü hikayeler çünkü bunlar aşk hikayeleri,
11:06
the love that Detroiters have for one another,
199
666640
2176
Detroitlilerin bir diğerine duyduğu aşk,
11:08
the love that we have for our community, the love that we have for Mother Earth,
200
668840
3816
sahip olduğumuz topluluğa duyduğumuz aşk, doğaya duyduğumuz aşk
11:12
but more importantly, these stories are stories
201
672680
2496
ama daha da önemlisi bu hikayeler
11:15
on how devastation, despair, decay
202
675200
5016
yıkımın, hayal kırıklığının ve bozulmanın
11:20
never ever get the last word in the city of Detroit.
203
680240
4856
asla Detroit için söylenemeyeceğini anlatan hikayeler.
11:25
When hundreds of thousands of people left Detroit,
204
685120
3016
Yüz binlerce insan Detroit'ten gittiğinde
11:28
and they left us for dead, those who stayed had hope.
205
688160
3256
bizi ölüme terk ettiler ama kalanların umudu vardı.
11:31
They held on to hope.
206
691440
1776
Umuda tutundular.
11:33
They never gave up.
207
693240
1296
Asla pes etmediler.
11:34
They always kept fighting.
208
694560
2616
Her zaman mücadeleyi sürdürdüler.
11:37
And listen, I know,
209
697200
1256
Bakın, biliyorum,
11:38
transforming a big city like Detroit to one that is prosperous,
210
698480
3976
Detroit gibi büyük bir şehri,
11:42
one that's functional, one that's healthy,
211
702480
2456
zengin, daha işlevsel, daha sağlıklı
11:44
one that's inclusive, one that provides opportunities for all,
212
704960
3136
kucaklayıcı, herkes için fırsatlar sunan bir şehre çevirmek
11:48
I know it's tough,
213
708120
1536
zor bir iş.
11:49
I know it's challenging, I know it's hard.
214
709680
2376
Bu gerçekten zor bir meydan okuma.
11:52
But I just believe
215
712080
1240
Ancak inanıyorum ki
11:54
that if we start strengthening the social fabric of our communities,
216
714080
3576
topluluklarımızın sosyal yapısını güçlendirmeye başlarsak
11:57
and if we kickstart economic opportunities in our most vulnerable neighborhoods,
217
717680
5056
ve en hassas mahallelerimizde bile ekonomik fırsatlar yaratırsak,
12:02
it all starts with healthy, accessible,
218
722760
4136
sağlıklı, erişilebilir, lezzetli
12:06
delicious, culturally appropriate food.
219
726920
4176
kültürel yemekler ile tüm her şeye başlangıç yapabiliriz.
12:11
Thank you very much.
220
731120
1216
Çok teşekkür ederim.
12:12
(Applause)
221
732360
3240
(Alkışlar)
12:18
Thank you.
222
738800
1200
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7