How urban spaces can preserve history and build community | Walter Hood

95,299 views ・ 2018-08-31

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Çağatay Yüksel Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
00:13
How can landscapes imbue memory?
0
13071
2690
Açık alanlar anıları nasıl canlandırabilir?
00:16
When we think about this notion "e pluribus unum" --
1
16933
4293
"Çokluktan birliğe" anlamına gelen
Latince "e pluribus unum" kavramını düşündüğümüzde --
00:21
"out of many, one,"
2
21250
1551
00:23
it's a pretty strange concept, right?
3
23579
2408
biraz değişik bir konsept değil mi?
00:26
I mean, with all different races and cultures of people,
4
26011
3684
Yanı bu kadar farklı ırk ve kültürden insan varken
00:29
how do you boil it down to one thing?
5
29719
2111
bunları nasıl tek bir şeye indirgeyebilirsiniz?
00:33
I want to share with you today this idea of "e pluribus unum"
6
33019
4749
Bugün sizinle "e pluribus unum" fikrini,
00:37
and how our landscape might imbue those memories of diverse perspectives,
7
37792
6656
açık alanlarımızın nasıl çeşitli yönlerden anılarımızı canlandırabileceğini,
00:44
as well as force us to stop trying to narrow things down
8
44472
6048
ve bunun yanısıra, tüm bu çeşitliliği
tek bir kimliğe indirgemekten bizi vazgeçirebileceğini paylaşmak istiyorum.
00:50
to a single, clean set of identities.
9
50544
3397
00:54
As an educator, designer,
10
54614
2335
Bir eğitimci ve tasarımcı olarak
00:57
I'd like to share with you five simple concepts
11
57695
3444
çalışmalarımla geliştirdiğim beş basit kavramı
01:01
that I've developed through my work.
12
61163
2106
sizinle paylaşmak istiyorum.
01:03
And I'd like to share with you five projects
13
63293
3212
Ayrıca sizinle beş farklı proje paylaşacağım;
01:06
where we can begin to see how the memory around us,
14
66529
4227
anıların nasıl etrafımızda olduğunu görmeye başladığımız,
01:10
where things have happened,
15
70780
2145
bu şeylerin nerede yaşandığını
01:12
can actually force us to look at one another in a different way.
16
72949
5029
ve bizi başka bir açıdan bakmaya nasıl iteceğini.
01:18
And lastly: this is not just an American motto anymore.
17
78002
4132
Bir de son olarak bu artık bir Amerikan ilkesi değil.
01:22
I think e pluribus unum is global.
18
82158
2306
Bence ''e pluribus unum'' evrensel.
01:24
We're in this thing together.
19
84835
1550
Bu işte birlikteyiz.
01:28
First, great things happen when we exist in each other's world --
20
88069
4463
Öncelikle, birbirimizin dünyasında yer aldığımızda harika şeyler oluyor --
01:32
like today, right?
21
92556
1352
bugün olduğu gibi, değil mi?
01:36
The world of community gardens --
22
96127
1735
Halk bahçelerini düşünün --
01:37
most of you have probably seen a community garden.
23
97886
2372
muhtemelen pek çoğunuz bir halk bahçesi görmüştür.
01:40
They're all about subsistence and food. Right?
24
100282
2571
Tek amaçları geçim derdi ve yiyecek, değil mi?
01:43
I'll tell you a little story,
25
103589
1466
Size bir hikâye anlatayım,
01:45
what happened in New York more than a decade ago.
26
105079
2374
on yıldan uzun bir süre önce New York'ta yaşandı.
01:47
They tried to sell all of their community gardens,
27
107477
2557
Bütün halk bahçelerini satmaya çalıştılar
01:50
and Bette Midler developed a nonprofit, the New York Restoration Project.
28
110058
4636
ve Bette Midler kâr amacı gütmeyen New York Restorasyon projesini geliştirdi.
01:54
They literally brought all the gardens
29
114718
2743
Bütün bahçeleri topladılar
01:57
and decided to save them.
30
117485
1771
ve kurtarmaya karar verdiler.
01:59
And then they had another novel idea:
31
119280
2509
Sonra yeni bir fikir daha öne sürdüler:
02:01
let's bring in world-class designers
32
121813
3408
Dünyaca ünlü tasarımcılar getirelim
02:05
and let them go out into communities and make these beautiful gardens,
33
125245
3339
ve bırakalım topluluklara ulaşıp bu güzel bahçeleri yapsınlar,
02:08
and maybe they might not just be about food.
34
128608
2381
belki bu sefer sadece yiyecekten ibaret olmaz.
02:11
And so they called me,
35
131929
2268
Böylece beni çağırdılar,
02:14
and I designed one in Jamaica, Queens.
36
134221
2610
Jamaica, Queens'de bir bahçe tasarlamıştım.
02:16
And on the way to designing this garden,
37
136855
2313
Bu bahçeyi tasarlarken
02:19
I went to the New York Restoration Project Office,
38
139192
2739
New York Restorastasyon proje ofisine gittim
02:21
and I noticed a familiar name on the door downstairs.
39
141955
3359
ve aşağıda tanıdık bir isimle karşılaştım.
02:25
I go upstairs, and I said,
40
145338
1769
Yukarı çıktım ve dedim ki
02:27
"Do you guys know who is downstairs?"
41
147131
2252
"Aşağıda kim var biliyor musunuz?"
02:29
And they said, "Gunit."
42
149407
1674
"Gunit" dediler.
02:31
And I said, "Gunit?
43
151666
1563
"Gunit mi?" diye sordum.
02:33
You mean G-Unit?
44
153253
2073
G-Unit'i mi kastediyorsunuz?
02:35
Curtis '50 Cent' Jackson?"
45
155350
2112
Curtis '50 Cent' Jackson mı?"
02:37
(Laughter)
46
157486
1180
(Kahkahalar)
02:38
And they said, "Yeah?"
47
158690
1686
"Evet?" dediler.
02:40
And I said, "Yes."
48
160400
1234
Ve ben de "Evet" dedim.
02:41
And so we went downstairs, and before you knew it,
49
161658
2822
Sonra aşağı indik ve daha ne olduğunu anlamadan
02:45
Curtis, Bette and the rest of them formed this collaboration,
50
165294
5241
Curtis, Bette ve diğerleri bu işbirliğini kurmuşlar
02:50
and they built this garden in Jamaica, Queens.
51
170559
2187
ve Jamaica, Queens'deki bu bahçeyi yapmışlar.
02:52
And it turned out Curtis, 50 Cent, grew up in Jamaica.
52
172770
3821
Sonra ortaya çıktı ki Curtis 50 Cent Jamaika'da büyümüş.
02:56
And so again, when you start bringing these worlds together --
53
176615
2906
Böylece tekrar bu farklı dünyaları bir araya getirince
02:59
me, Curtis, Bette --
54
179545
1438
ben, Curtis, Bette --
03:01
you get something more incredible.
55
181007
2383
ortaya inanılmaz bir şey çıkıyor.
03:04
You get a garden
56
184009
1204
Öyle bir bahçeniz oluyor ki
03:05
that last year was voted one of the top 10 secret gardens in New York.
57
185237
5403
geçen sene New York'un en iyi 10 gizli bahçesinden biri olarak seçiliyor.
03:10
Right?
58
190664
1155
Nasıl ama?
03:11
(Applause)
59
191843
1152
(Alkışlar)
03:13
It's for young and old,
60
193019
1430
Bu, gençler ve yaşlılar için
03:15
but more importantly, it's a place --
61
195602
2158
ama daha önemlisi bu yer...
03:17
there was a story in the Times about six months ago
62
197784
2414
Times gazetesinde altı ay önce bir hikâye vardı;
03:20
where this young woman found solace in going to the garden.
63
200222
4323
genç bir kadının parka giderek teselli bulduğu ile ilgili.
03:24
It had nothing to do with me. It had more to do with 50, I'm sure,
64
204569
3592
Eminim benimle alakası yoktu. Eminim 50 Cent'ten dolayıydı
03:28
but it has inspired people to think about gardens
65
208185
4059
ama insanları bahçeler hakkında düşünmeye
ve birbirimizin dünyasını farklı şekilde paylaşmaya teşvik etti.
03:32
and sharing each other's worlds in a different way.
66
212268
2581
03:36
This next concept, "two-ness" --
67
216242
2477
Sıradaki kavram "İki-lik" kavramı,
03:39
it's not as simple as I thought it would be to explain,
68
219397
3054
açıklaması düşündüğünüz kadar kolay değil
03:43
but as I left to go to college, my father looked at me,
69
223531
2713
ama üniversiteyi terk ettiğimde babam bana baktı
03:46
and said, "Junior, you're going to have to be both black and white
70
226268
3328
ve dedi ki "Evlat, dışarı çıktığında
hem siyahi hem de beyaz olmak zorundasın."
03:49
when you go out there."
71
229620
1193
03:50
And if you go back to the early parts of the 20th century,
72
230837
2789
Eğer 20. yüzyılın başlarına giderseniz
03:53
W.E.B. Du Bois, the famous activist,
73
233650
3066
W.E.B Du Bois, meşhur aktivist,
03:56
said it's this peculiar sensation
74
236740
2424
şu özgün duygudan bahsetti;
03:59
that the Negro has to walk around
75
239188
3278
bir "siyahi" diğer insanların lenslerinden
04:02
being viewed through the lens of other people,
76
242490
3166
görülerek yürümek zorunda
04:05
and this two-ness, this double consciousness.
77
245680
3037
ve bu iki-lik, bu çifte farkındalık.
04:08
And I want to argue that more than a hundred years later,
78
248741
4210
Hatta şunu iddia ediyorum, yüz seneden fazla bir sürede
04:12
that two-ness has made us strong and resilient,
79
252975
3971
bu iki-lik bizi güçlü ve esnek yaptı
04:16
and I would say for brown people, women --
80
256970
2239
ve her Latin asıllı kadın, erkek hepimiz--
04:19
all of us who have had to navigate the world through the eyes of others --
81
259233
5044
dünyayı birbirimizin gözlerinden görmek zorunda kaldığımız oldu --
04:24
we should now share that strength to the rest of those
82
264301
3899
şimdi de tek olma ayrıcalığı sahipleriyle
04:28
who have had the privilege to be singular.
83
268224
2507
bu gücümüzü paylaşmalıyız.
04:31
I'd like to share with you a project,
84
271319
1801
Sizle bir proje paylaşmak istiyorum
04:33
because I do think this two-ness can find itself in the world around us.
85
273144
3426
çünkü bence bu iki-lik etrafımızdaki dünyada kendini bulabilir.
04:36
And it's beginning to happen where we're beginning to share these stories.
86
276594
3512
Biz bu hikâyeleri paylaşmaya başladıkça gerçekleşmeye başlayacak.
04:40
At the University of Virginia,
87
280130
1481
Virginia Üniversitesi'nde,
04:41
the academical village by Thomas Jefferson,
88
281635
2458
Thomas Jefferson akademik köyü,
04:44
it's a place that we're beginning to notice now was built by African hands.
89
284117
5141
Afrikalı ellerden çıktığı fark edilmeye başlanan bir yer.
04:49
So we have to begin to say,
90
289282
1660
Hemen kendimize soruyoruz,
04:50
"OK, how do we talk about that?"
91
290966
2167
''Bu konu hakkında nasıl konuşuruz?''
04:53
As the University was expanding to the south,
92
293157
2958
Üniversite güneye genişlerken
04:56
they found a site that was the house of Kitty Foster,
93
296139
5428
Zamanında Kitty Foster'ın evi olan bir alan buldular,
05:01
free African American woman.
94
301591
3256
özgür bir Afrikan-Amerikan kadını.
05:04
And she was there,
95
304871
1181
Kadın orada yaşadı
05:06
and her descendants,
96
306076
1226
ve onun torunları da,
05:07
they all lived there,
97
307326
1541
hepsi orada yaşadılar.
05:08
and she cleaned for the boys of UVA.
98
308891
2785
Viriginia Üniversitesi çocukları için temizlik yaptı.
05:12
But as they found the archaeology,
99
312757
1677
Ama arkeolojik kanıtı bulduklarında
05:14
they asked me if I would do a commemorative piece.
100
314458
2796
oraya ondan yadigar bir şeyler yapmamı istediler.
05:17
So the two-ness of this landscape, both black and white ...
101
317278
2829
Böylece bu parkın iki-liği, hem siyah hem beyaz.
05:20
I decided to do a piece based on shadows and light.
102
320131
3495
Gölge ve ışığa dayalı bir şeyler yapmaya karar verdim.
05:24
And through that, we were able to develop a shadow-catcher
103
324722
2758
Bu bağlamda, bir gölge-yakalayıcı geliştirebildik,
05:27
that would talk about this two-ness in a different way.
104
327504
2965
bu şey farklı bir biçimde iki-likten bahsetti.
05:30
So when the light came down,
105
330493
2032
Işıklar geldiği zaman,
05:32
there would be this ride to heaven.
106
332549
2648
bu cennete yolculuk olacaktı.
05:35
When there's no light, it's silent.
107
335221
2626
Işık olmadığı zamanlar sessiz kalacaktı.
05:37
And in the landscape of Thomas Jefferson,
108
337871
2634
Ve Thomas Jefferson parkında,
05:40
it's a strange thing.
109
340529
1675
bu garip bir şeydir.
05:42
It's not made of brick.
110
342228
2225
Tuğladan yapılmadı.
05:44
It's a strange thing,
111
344477
1301
Bu garip bir şey
05:45
and it allows these two things to be unresolved.
112
345802
3472
ve bu iki şeyin çözülmeden kalmasına izin veriyor.
05:50
And we don't have to resolve these things.
113
350417
2458
Ve bunları ayırmak zorunda değiliz.
05:52
I want to live in a world
114
352899
1983
Öyle bir dünyada yaşamak istiyorum ki
05:54
where the resolution --
115
354906
1516
farklı şeyler arasında
05:56
there's an ambiguity between things,
116
356446
2032
anlam farklılığı olsun
05:58
because that ambiguity allows us to have a conversation.
117
358502
3919
çünkü anlam farklılığı diyalog kurmamızı sağlıyor.
06:03
When things are clear and defined,
118
363215
1848
Bu şeyler açık ve belirli olduğunda
06:05
we forget.
119
365087
1427
biz bu şeyleri unutuyoruz.
06:08
The next example? Empathy.
120
368948
2074
Diğer örnek? Empati.
06:11
And I've heard that a couple of times in this conference,
121
371527
3473
Bu konferansta bunu birkaç kez duydum,
06:15
this notion of caring.
122
375024
1664
bu şefkat kavramını.
06:17
Twenty-five years ago, when I was a young pup,
123
377546
3540
Yirmi beş yıl önce genç bir delikanlıyken
06:21
very optimistic,
124
381110
1602
bayağı iyimserlikle,
06:22
we wanted to design a park in downtown Oakland, California
125
382736
3426
Oakland, California'da bir park tasarlamak istedik,
06:26
for the homeless people.
126
386186
1466
evsiz insanlar için.
06:27
And we said, homeless people can be in the same space
127
387676
3286
Evsiz insanlar takım elbise giyen insanlarla
06:30
as people who wear suits.
128
390986
1757
aynı ortamda olabilir dedik.
06:32
And everyone was like, "That's never going to work.
129
392767
2699
Herkes "Bu işe yaramaz." dedi,
06:35
People are not going to eat lunch with the homeless people."
130
395490
3055
"İnsanlar evsizlerin olduğu yerde öğle yemeklerini yemeyecekler."
06:39
We built the park.
131
399315
1321
Parkı inşa ettik.
06:41
It cost 1.1 million dollars.
132
401584
2376
1.1 milyon dolara mal oldu.
06:43
We wanted a bathroom.
133
403984
1542
Lavabosu olsun istedik.
06:46
We wanted horseshoes, barbecue pits, smokers,
134
406161
3668
At nalları, barbekü alanları, dumanlıklar, piknik masaları,
06:49
picnic tables, shelter and all of that.
135
409853
2331
barınak ve bu tarz şeyler istedik.
06:52
We had the design, we went to the then-mayor
136
412208
2150
Tasarımı yaptık, belediye başkanına gittik
06:54
and said, "Mr. Mayor, it's only going to cost you 1.1 million dollars."
137
414382
3742
ve dedik ki "Sayın başkan, bu size sadece 1.1 milyona mal olacak."
06:58
And he looked at me.
138
418148
1292
Başkan bana baktı.
07:00
"For homeless people?"
139
420392
1418
"Evsizler için mi?"
07:03
And he didn't give us the money.
140
423158
1740
Ve bize parayı vermedi.
07:04
So we walked out, unfettered, and we raised the money.
141
424922
2851
Destek alamadan çıktık ve parayı kendimiz topladık.
07:07
Clorox gave us money.
142
427797
2007
Clorox bize para verdi.
07:09
The National Park Service built the bathroom.
143
429828
3637
Ulusal Park Hizmetleri lavaboyu yaptı.
07:13
So we were able to go ahead
144
433489
2069
Böylece daha ileri gidebildik
07:15
because we had empathy.
145
435582
1946
çünkü biz empati kurduk.
07:17
Now, 25 years later,
146
437552
2687
Şimdi ise, 25 sene sonra,
07:20
we have an even larger homeless problem in the Bay Area.
147
440263
4584
Körfez alanında daha büyük bir evsiz problemi var.
07:25
But the park is still there,
148
445736
2128
Ama park hâlâ orada
07:27
and the people are still there.
149
447888
1943
ve içinde hâlâ insanlar var.
07:29
So for me, that's a success.
150
449855
1843
Bu benim için bir başarıdır.
07:31
And when people see that,
151
451722
1850
İnsanlar bunu gördüklerinde
07:33
hopefully, they'll have empathy for the people under freeways and tents,
152
453596
4205
umuyorum ki kaldırım ve çadırlarda yaşayan insanlarla empati kuracaklar
07:37
and why can't our public spaces
153
457825
2507
ve neden kamu alanlarımız
07:40
house them and force us to be empathetic?
154
460356
3858
bizi empati kurmaya ve bu insanları barındırmaya başlamasın?
07:44
The image on the left is Lafayette Square Park today.
155
464560
3528
Soldaki resim Lafayette Square Park.
07:48
The image on the right is 1906, Golden Gate Park after the earthquake.
156
468112
5074
Sağdaki resim 1906 yılından, deprem sonrası Golden Gate Park.
07:53
Why do we have to have cataclysmic events
157
473210
2861
Empati kurabilmek için
07:56
to be empathetic?
158
476769
1362
neden doğal affetlere ihtiyacımız olsun ki?
07:58
Our fellow men are out there starving,
159
478859
2483
Bizim insanlarımız dışarıda açlıktan ölüyorlar,
08:01
women sleeping on the street, and we don't see them.
160
481366
3580
kadınlar sokaklarda yatıyor ve biz bunu görmüyoruz.
08:04
Put them in those spaces, and they'll be visible.
161
484970
3246
Onları o alanlara koyun, görülebilir olsunlar.
08:09
(Applause)
162
489936
3556
(Alkışlar)
08:15
And to show you that there are still people out there with empathy,
163
495431
3853
Size dışarıda hâlâ empati sahibi insanlar olduğunu göstermek için
08:19
the Oakland Raiders' Bruce Irvin
164
499308
2373
Oakland Raiders'dan Bruce Irvin,
08:21
fries fish every Friday afternoon
165
501705
2831
her cuma isteyen herkes için
08:24
for anyone who wants it.
166
504560
1762
balık kızartıyor.
08:26
And by going to that park, that park became the vehicle for him.
167
506714
4171
O parka giderek parkı kendisi için bir araç haline getirdi.
08:32
The traditional belongs to all of us,
168
512218
2630
Gelenekler hepimizi ait
08:34
and this is a simple one.
169
514872
1370
ve bu sadece basit bir tanesi.
08:37
You go into some neighborhoods -- beautiful architecture, beautiful parks --
170
517269
3682
Mimari ve parkların çok güzel olduğu bir mahalleye gittiniz
08:40
but if people look a different way,
171
520975
1694
ama insanlar size farklı bakıyor,
08:42
it's not traditional.
172
522693
1284
bu gelenek değil.
08:44
It's not until they leave and then new people come in
173
524001
4072
Ancak insanlar bunu bırakıp yeni insanlar geldiği zaman
08:48
where the traditional gets valued.
174
528097
2244
gelenekler bir anlam kazanır.
08:50
A little quick story here:
175
530365
1443
Küçük bir hikâye:
08:52
1888 opera house,
176
532572
1990
1888 Opera Binası,
08:54
the oldest in San Francisco,
177
534586
1943
San Fransisco'nun en eskisi,
08:56
sits in Bayview–Hunters Point.
178
536553
2317
Bayview-Hunters Point'de
08:58
Over its history,
179
538894
1975
Tarihi boyunca
09:00
it's provided theater,
180
540893
1940
insanlara tiyatro sağladı,
09:02
places for businesses, places for community gatherings, etc.
181
542857
3921
iş için, topluluk toplantıları vs. oldu,
09:07
It's also a place where Ruth Williams taught many black actors.
182
547453
3946
Orası Ruth Williams'ın siyahi aktörleri eğittiği bir yer.
09:11
Think: Danny Glover --
183
551423
1575
Düşünün: Danny Glover--
09:14
came from this place.
184
554390
1704
böyle bir yerden geldi.
09:16
But over time, with our 1980s federal practices,
185
556118
4515
Ama zaman geçtikçe 1980'lerin federal uygulamaları,
09:20
a lot of these community institutions fell into disrepair.
186
560657
4024
pek çok kamu kurumunu harap bıraktı.
09:25
With the San Francisco Arts Council, we were able to raise money
187
565346
4668
San Fransisco Sanat Konsey'i ile birlikte
09:30
and to actually refurbish the place.
188
570038
1792
burayı yenileyebilecek parayı bulduk.
09:31
And we were able to have a community meeting.
189
571854
2118
Ve burada topluluk buluşmaları yapabildik.
09:33
And within the community meeting, people got up and said,
190
573996
3017
Bu topluluk buluşmalarında insanlar kalkıp dediler ki,
09:37
"This place feels like a plantation. Why are we locked in?
191
577037
3193
"Burası plantasyon gibi hissettiriyor, neden buraya tıkılalım?"
09:40
Why can't we learn theater?"
192
580254
1494
"Neden tiyatro öğrenmeyelim?"
09:41
Over the years, people had started putting in chicken coops, hay bales,
193
581772
3460
Yıllarca insanlar kümesler, saman balyaları, halk bahçeleri
09:45
community gardens and all of these things,
194
585256
2004
ve tüm bu şeylere zaman ayırmaya başladı
09:47
and they could not see that traditional thing behind them.
195
587284
2787
ve arkalarındaki bu geleneksel şeyi göremediler,
09:50
But we said, we're bringing the community back.
196
590095
2356
Ama biz dedik ki toplululuğu geri getireceğiz.
09:53
American Disability Act -- we were able to get five million dollars.
197
593118
3758
Amerikan Engellilik Yasasıyla beş milyon dolar toplayabildik.
09:56
And now, the tradition belongs to these brown and black people,
198
596900
4527
Şimdi bu gelenek Latin asıllı ve siyahi insanlara ait
10:01
and they use it.
199
601451
1168
ve bunu kullanıyorlar.
10:02
And they learn theater,
200
602643
1440
Tiyatro öğreniyorlar,
10:04
after-school programs.
201
604107
1420
okul sonrası programlar.
10:05
There's no more chickens.
202
605551
2027
Artık tavuklar yok.
10:07
But there is art.
203
607602
1390
Ama sanat var.
10:09
And lastly, I want to share with you a project that we're currently working on,
204
609990
5005
Son olarak da size üzerinde çalıştığımız bir projeden bahsetmek istiyorum
10:15
and I think it will force us all to remember in a really different way.
205
615019
3858
ve bence bu proje hepimize anılarımızı gerçekten farklı biçimde hatırlatacak.
10:19
There are lots of things in the landscape around us,
206
619789
3022
Etrafımızdaki açık alanda çok şey var
10:22
and most of the time we don't know what's below the ground.
207
622835
3296
ve çoğu zaman toprağın altında ne olduğunu bilmiyoruz.
10:26
Here in Charleston, South Carolina,
208
626529
2446
Burada Charleston, South Carolina'da
10:28
a verdant piece of grass.
209
628999
1293
bir parça yeşil çimenlik.
10:30
Most people just pass by it daily.
210
630316
2678
Çoğu insan her gün üstünden geçiyor.
10:33
But underneath it,
211
633018
1416
Ama altında,
10:35
it's where they discovered Gadsden’s Wharf.
212
635223
3708
Gadsden’s Rıhtımı keşfedildi.
10:39
We think more than 40 percent of the African diaspora landed here.
213
639773
4260
Afrika diyasporasının en az yüzde 40'ı bu bölgeye yerleşti.
10:45
How could you forget that?
214
645044
1745
Bunu nasıl unutabilirsiniz?
10:47
How could you forget?
215
647843
1633
Bunu nasıl unutabilirsiniz?
10:49
So we dug, dug, and we found the wharf.
216
649500
3516
Böylece kazdık, kazdık ve rıhtımı bulduk.
10:53
And so in 2020,
217
653040
2043
Ve 2020 itibariyla
10:55
Harry Cobb and myself and others
218
655107
2546
Harry Cobb, ben ve diğerleri,
10:57
are building the International African American Museum.
219
657677
3135
Afrikan-Amerikan Müzesini inşa ediyoruz.
11:00
And it will celebrate --
220
660836
1880
Ve müze onları anacak--
11:02
(Applause)
221
662740
4313
(Alkışlar)
11:07
this place where we know, beneath the ground,
222
667077
3971
bu bildiğimiz yerde, toprağın altında,
11:11
thousands died, perished,
223
671072
2273
binlercesi öldü, çürüdü,
11:13
the food chain of the bay changed.
224
673369
2226
körfezin besin zinciri değişti.
11:15
Sharks came closer to the bay.
225
675619
2410
köpek balıkları körfeze yaklaştı.
11:18
It's where slaves were stored.
226
678651
1947
Orası kölelerin tutulduğu yerdi.
11:21
Imagine this hallowed ground.
227
681305
2378
Bu takdis edilmiş toprağı hayal edin.
11:23
So in this new design, the ground will erupt,
228
683707
2489
Bu yüzden bu yeni tasarımda zemin fışkıracak
11:26
and it will talk about this tension that sits below.
229
686220
3921
ve altında yatan bu gerginliği anlatacak.
11:30
The columns and the ground is made of tabby shales
230
690773
3492
Sütunlar ve zemin Atlantik'in içinden çıkarılan
11:34
scooped up from the Atlantic,
231
694289
1555
çizgili yapraktaşlarından,
11:35
a reminder of that awful crossing.
232
695868
2603
bu korkunç geçişin anısına.
11:39
And as you make your way through on the other side,
233
699315
2504
Sizler karşı tarafa geçerken
11:41
you are forced to walk through the remains of the warehouse,
234
701843
3403
o deponun kalıntıları içinden geçmek zorundasınız,
11:45
where slaves were stored
235
705270
1732
o sıcak, boğucu günler boyunca,
11:47
on hot, sultry days, for days,
236
707026
2856
kölelerin tutsak edildiği
11:49
and perished.
237
709906
1242
ve sonra yok olduğu o depo.
11:51
And you'll have to come face-to-face
238
711172
2502
Sonra o siyahilerle
11:53
with the Negro,
239
713698
1890
yüz yüze geleceksiniz,
11:56
who worked in the marshes,
240
716391
2592
orak hücre anemilerine rağmen,
11:59
who was able to, with the sickle-cell trait,
241
719007
4052
bataklıklarda çalışabilen,
12:03
able to stand in high waters for long, long days.
242
723083
3678
uzun, uzun günlerce yüksek sularda durabilen.
12:07
And at night, it'll be open 24/7,
243
727204
2351
Herkesin bunu deneyimlemesi için
12:09
for everybody to experience.
244
729579
1758
gece gündüz, 7/24 açık olacak.
12:11
But we'll also talk about those other beautiful things
245
731868
3475
Ama Afrikalı atalarımın beraberlerinde getirdikleri
12:15
that my African ancestors brought with them:
246
735367
2386
güzel şeylerden de bahsedeceğiz:
12:17
a love of landscape,
247
737777
1303
manzara sevdaları,
12:19
a respect for the spirits that live in trees and rocks and water,
248
739104
4594
ağaçların, taşların ve suyun ruhuna duydukları saygı,
12:24
the ethnobotanical aspects,
249
744720
2321
etnobotanik yanları,
12:27
the plants that we use for medicinal purposes.
250
747065
3457
tıbbi amaçlarla kullandığımız bitkiler.
12:31
But more importantly,
251
751621
1313
Ama daha da önemlisi,
12:34
we want to remind people in Charleston, South Carolina,
252
754100
2883
Charleston, Güney Karolina halkına
12:37
of the black bodies,
253
757007
2031
o siyahi cesetleri hatırlatacağız
12:39
because when you go to Charleston today,
254
759062
2245
çünkü bugün Charleston'a gittiğinizde
12:41
the Confederacy is celebrated,
255
761331
2591
Konfederasyon diğer şehirlerden
12:43
probably more than any other city,
256
763946
1835
muhtemelen çok daha fazla kutlanıyor
12:46
and you don't have a sense of blackness at all.
257
766527
2825
ve siyahiliğe dair hiçbir duygu yok.
12:49
The Brookes map,
258
769828
1179
Brookes gemisi,
12:51
which was an image that helped abolitionists see
259
771031
4336
bu görsel, kölelik karşıtlarının
12:55
and be merciful for that condition of the crossing,
260
775391
3099
ve bu geçişin şartlarını anlayıp şefkat duymasına yardım etti
12:58
is something that we want to repeat.
261
778514
2415
ve bu duyguyu yinelemek istiyoruz.
13:01
And I was taken by the conceptuality
262
781482
2426
Charleston müzesindeki bu dijital baskı,
13:04
of this kind of digital print that sits in a museum in Charleston.
263
784582
3142
beni kavramsallığın içine aldı.
13:08
So we decided to bring the water up on top of the surface,
264
788196
4877
Böylece suyu yüzeyin üstüne getirmeye karar verdik,
13:13
seven feet above tide,
265
793097
2092
gelgitin 210 cm üstüne,
13:16
and then cast the figures full length, six feet,
266
796125
4597
bu 180 cm'lik figürleri göstermeye
13:20
multiply them across the surface,
267
800746
2408
ve yüzey boyunca bunları artırmaya,
13:23
in tabby,
268
803178
1365
yapraktaşlarında,
13:24
and then allow people to walk across that divide.
269
804567
3744
sonra insanların o ayrımdan yürümelerini sağlamaya karar verdik.
13:28
And hopefully, as people come,
270
808822
2225
Umarım, insanlar geldikçe
13:31
the water will drain out,
271
811071
1562
su kuruyacak,
13:33
fill up,
272
813304
1215
dolacak,
13:34
drain out and fill up.
273
814543
1930
kuruyacak ve dolacak,
13:36
And you'll be forced to come to terms with that memory of place,
274
816983
6178
Böylece bu anılarla yüzleşmek durumunda kalacaksınız,
13:43
that memory of that crossing,
275
823185
1877
o geçişin anısı,
13:45
that at times seems very lucid and clear,
276
825086
3983
bazen çok berrak ve temiz görünecek,
13:49
but at other times, forces us again to reconcile the scale.
277
829093
4955
bazen de bizi bu gamla yüzleşmeye itecek.
13:55
And hopefully, as people move through this landscape every day,
278
835471
4043
Yine umuyorum ki insanlar her gün bu parktan geçtiklerinde
13:59
unreconciled, they'll remember,
279
839538
2547
uzlaşmazlığı hatırlayacaklar
14:02
and hopefully when we remember,
280
842109
1752
ve umuyorum ki hatırlatığımız zaman
14:04
e pluribus unum.
281
844567
1287
çokluktan birliğe gerçek olacak.
14:05
Thank you.
282
845878
1286
Teşekkürler.
14:07
(Applause)
283
847188
3946
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7