THINK in English - STOP translating in your head! ACHIEVE in 5 STEPS!

(upbeat music)

(iyimser müzik)

- Hello everyone and welcome back to English With Lucy.

- Herkese merhaba ve English With Lucy'ye tekrar hoş geldiniz.

Today I am going to teach you how to train yourself

Bugün size İngilizce düşünmek için kendinizi nasıl eğiteceğinizi

to think in English and thus stop translating in your head.

ve böylece kafanızda çeviri yapmayı nasıl bırakacağınızı öğreteceğim.

I have got five steps.

Beş adımım var.

They may seem simple at first glance,

İlk bakışta basit görünebilirler

but the devil is in the detail.

ama şeytan ayrıntıda gizlidir.

If you follow these five steps,

Bu beş adımı takip ederseniz,

you'll be well on your way to thinking completely in English

with no need for translating in your head.

kafanızda çeviriye ihtiyaç duymadan tamamen İngilizce düşünmeye başlayacaksınız.

Right, let's get started

Tamam, bir

with step number one, word identification.

numaralı adım olan kelime tanımlama ile başlayalım.

So when you're training yourself to think in English

Bu nedenle, kendinizi İngilizce

or any other language,

veya başka bir dilde düşünmek için eğitirken,

the first thing you should do is start with simple words.

yapmanız gereken ilk şey basit kelimelerle başlamaktır. İlk kez

When we are children learning a language

bir dil öğrenen çocuklarken

for the very first time, we start off with individual words,

, tek tek kelimelerle başlarız,

so that's what we're going to do here.

yani burada yapacağımız şey bu.

Wherever you are, whenever you become aware of the fact

Nerede olursanız olun,

that you have an opportunity to learn some English,

biraz İngilizce öğrenme fırsatınız olduğunun farkına vardığınızda,

you might be on the bus,

otobüste olabilirsiniz, bir

you might be walking somewhere,

yere yürüyor olabilirsiniz, şu anda çoğumuz

you might be sat at home like a lot of us are at the moment.

gibi evde oturuyor olabilirsiniz .

Look around you, what do you see,

Etrafına bak, ne görüyorsun, çevrenden

start picking out words from your surroundings.

kelimeler seçmeye başla .

They'll probably be nouns at first so I can see windows,

Muhtemelen ilk başta isim olacaklar, böylece yeni taşındığımız için pencereleri,

curtains, radiators, boxes 'cause we've just moved.

perdeleri, radyatörleri, kutuları görebiliyorum . İngilizce bilmediğiniz

If you identify a word that you don't know in English,

bir kelime bulursanız ,

you're going to need to note it down,

onu not etmeniz gerekecek,

but I don't want you to write it down in your own language.

ancak kendi dilinizde yazmanızı istemiyorum. Zaten sahip olduğunuz

I want you to describe it using the language

dili kullanarak onu tanımlamanızı istiyorum

that you do already have.

. Ana dilimize

We need to get out of the habit of relying

güvenme alışkanlığından kurtulmamız gerekiyor

on our first language.

.

At the end of the day,

Günün sonunda,

look at your new word list and go through Google

yeni kelime listenize bakın ve tercihen İngilizce olarak Google'da gezinin ve

in English preferably,

trying to work out what all of these things are.

tüm bunların ne olduğunu anlamaya çalışın.

Now let's move on to step number two

Şimdi ikinci adım

which is silent narration.

olan sessiz anlatıma geçelim.

When we're small children, we start with words

Küçük çocuklarken kelimelerle başlarız

and we move on to simple short sentences

ve basit kısa cümlelere geçeriz

and then as we grow older they become more complex.

ve yaşlandıkça daha karmaşık hale gelirler.

It's exactly the same when you learn a second language

İkinci bir dil

or additional language.

veya ek bir dil öğrendiğinizde de durum tamamen aynıdır.

Just like we did in step one,

Tıpkı birinci adımda yaptığımız gibi,

I want you to look around but think more about

etrafınıza bakmanızı ama olanlardan çok neler olduğunu düşünmenizi istiyorum

what is happening rather than what there is.

.

Narrate what you are doing, what animals are doing,

Ne yaptığınızı, hayvanların ne yaptığını,

what is happening around you.

etrafınızda olup bitenleri anlatın.

So this means you're going to start needing to use verbs.

Yani bu, fiilleri kullanmaya ihtiyaç duymaya başlayacağınız anlamına geliyor.

Every time you come across something that confuses you,

Kafanızı karıştıran,

something you don't know how to describe

nasıl tarif edeceğinizi veya anlatacağınızı kafanızda bilmediğiniz bir şeyle her karşılaştığınızda,

or narrate in your head,

you need to note it down

to ask your teacher or language partner.

öğretmeninize veya dil arkadaşınıza sormak için not almanız gerekir.

Which brings me on to step three.

Bu da beni üçüncü adıma getiriyor.

Step three is daily correction.

Üçüncü adım günlük düzeltmedir.

You need correction ideally every single day.

İdeal olarak her gün düzeltmeye ihtiyacınız var.

It's very, very difficult to learn a language

Bir dili

to a fluent level without having someone else help you.

başkasından yardım almadan akıcı bir şekilde öğrenmek çok ama çok zordur.

To keep your mind connected to English all the time,

Zihninizi her zaman İngilizce ile bağlantıda tutmak için

it is important that you study every day.

her gün çalışmanız önemlidir. Bunu yapmanın

The best possible way of doing this is taking

mümkün olan en iyi yolu, her gün

a proper English class

with a native-speaking qualified teacher every single day.

anadili İngilizce olan nitelikli bir öğretmenden düzgün bir İngilizce dersi almaktır.

Now, this might seem impossible to many of you

Şimdi,

because of time, money, and travel constraints,

zaman, para ve seyahat kısıtlamaları nedeniyle çoğunuz için bu imkansız görünebilir,

but trust me, there is a solution.

ancak bana güvenin, bir çözümü var. Bu özel segmentin

Lingoda, the sponsor of this particular segment

sponsoru olan Lingoda,

has extended access to their Lingoda Language Sprint.

Lingoda Dil Sprint'ine erişimi genişletti.

With the sprint, you can learn to speak

Sprint ile

a language confidently in just three months,

sadece üç ayda bir dili güvenle konuşmayı öğrenebilir,

gain 100% of your money back and gain free access

paranızın %100'ünü geri alabilir ve

to the Cambridge online language test.

Cambridge çevrimiçi dil sınavına ücretsiz erişim kazanabilirsiniz.

You just need to take one of their 24/7 classes

every day for three months

to get your full course fee refunded.

Kurs ücretinizin tamamını geri almak için üç ay boyunca her gün 7/24 derslerinden birini almanız yeterlidir.

This sprint starts on the 8th of April, 2020

Bu sprint 8 Nisan 2020'de başlar

and lasts until the 6th of July, 2020.

ve 6 Temmuz 2020'ye kadar sürer.

The super sprint offers a 100% refund

Süper sprint %100 geri ödeme sunar

and there is also a lighter option,

ve ayrıca

the regular sprint which offers a 50% refund.

%50 geri ödeme sunan normal sprint olan daha hafif bir seçenek de vardır. Başlangıç ​​seviyesinden ileri seviyeye kadar

You can join the sprint in English, business English,

İngilizce, İş İngilizcesi,

Spanish, German and French

İspanyolca, Almanca ve Fransızca sprintlere katılabilirsiniz,

from beginner to advanced level it's suitable for everyone.

herkes için uygundur. Bu fırsatı sizinle

I'm very happy to share this opportunity with you

paylaşmaktan çok mutluyum

because I've seen firsthand how effective

çünkü Lingoda dil sınavlarının ne kadar etkili olabileceğini ilk elden gördüm

the Lingoda language challenges can be.

.

So many of my students have taken them

Pek çok öğrencim onları aldı

and it has transformed many of their lives.

ve hayatlarının çoğunu değiştirdi.

I've also tested out a fair few lessons

Ayrıca birkaç dersi test ettim

and the standard of teaching was excellent

ve

as with the materials.

materyallerde olduğu gibi öğretim standardı da mükemmeldi.

And it's perfect for you and your daily correction

Ve sizin ve günlük düzeltmeleriniz için mükemmeldir

because you can interact with native-speaking

çünkü sabit bir internet bağlantınız olduğu sürece

qualified teachers anytime, anywhere,

her zaman, her yerde ana dilini konuşan nitelikli öğretmenlerle etkileşim kurabilirsiniz

as long as you have a stable internet connection.

.

And group sizes are really small

Ve grup boyutları,

with an average of just three per class.

sınıf başına ortalama sadece üç kişiyle gerçekten küçüktür.

So how can you participate?

Peki nasıl katılabilirsiniz?

Well, you've got to click on the link in the description box

Öyleyse, açıklama kutusundaki bağlantıya tıklayıp

and sign up before the 3rd of April

3 Nisan'dan önce kaydolmanız

and pay for your first month to secure your spot.

ve yerinizi garanti altına almak için ilk ayınızın ücretini ödemeniz gerekiyor.

You can use my code,

Benim kodum olan

SIGNUP5 for 10 euros off your first month.

SIGNUP5'i ilk ayınız için 10 Euro indirimle kullanabilirsiniz.

Lingodo will refund your tuition fee in full

Lingodo, yarışma kurallarına

if you attend the agreed amount of classes

within each sprint month by following the contest rules.

uyarak her sprint ayı içinde kararlaştırılan sayıda derse katılırsanız eğitim ücretinizi tam olarak iade edecektir .

But remember sprint places are limited.

Ancak sprint yerlerinin sınırlı olduğunu unutmayın.

This is a language school, places fill up.

Burası bir dil okulu, kontenjanlar doluyor.

So you have the link in the description box.

Yani açıklama kutusunda bağlantı var.

You have my code, SIGNUP5 for 10 euros off your first month,

Kodum sizde, SIGNUP5 ilk ayınız için 10 Euro indirim,

what are you waiting for?

neyi bekliyorsunuz?

Let's move on to step four.

Dördüncü adıma geçelim.

Step four is self-conversation.

Dördüncü adım kendi kendine konuşmadır.

(laughing)

(gülüyor)

Having conversations with yourself.

Kendinizle sohbet etmek. Kulağa çılgın bir insanın yapabileceği

It sounds like something a crazy person might do,

bir şey gibi geliyor

but actually it's not at all crazy, it's very, very useful.

ama aslında hiç de çılgınca değil, çok ama çok faydalı.

This is going to help you practise asking questions

Bu, soru sorma

and giving replies.

ve yanıt verme alıştırması yapmanıza yardımcı olacaktır.

It's training you to go through the motions

Sizi

of having a conversation in another language.

başka bir dilde sohbet etme hareketlerinden geçmeniz için eğitiyor.

It seems simple, but you've got to force yourself to do it.

Basit görünüyor, ama bunu yapmak için kendinizi zorlamalısınız.

Not only is this going to help you

Bu sadece

train yourself to think in English,

kendinizi İngilizce düşünmek için eğitmenize yardımcı olmakla kalmayacak,

it's also going to help you

aynı zamanda

with your general conversation in English.

İngilizce genel konuşmanızda da size yardımcı olacaktır.

When you become stuck, don't forget to note it down

Takıldığın zaman not almayı unutma

and then bring it to your teacher

ve sonra öğretmenine

or your language partner

ya da dil partnerine götür

and they should be able to help you.

, onlar sana yardım edebilmelidir.

Now, if you do this enough,

Şimdi, bunu yeterince yaparsanız, kendinizle

if you have enough conversations with yourself

yeterince

in English or your chosen language,

İngilizce veya seçtiğiniz dilde sohbet ederseniz,

you might find that you start to automatically think

in English without even trying.

denemeden bile otomatik olarak İngilizce düşünmeye başladığınızı görebilirsiniz.

It happens to me in Spanish all the time.

İspanyolcada her zaman başıma gelir. Gerçekten öğrenme sürecindeyken

I was so obsessed with Spanish when I was really

İspanyolca'ya o kadar takıntılıydım ki

in the process of learning it.

.

I'm always learning,

Her zaman öğreniyorum,

but when I was really trying to get to that fluent level,

ama gerçekten o akıcı seviyeye gelmeye çalışırken,

I always used to chat to myself in Spanish,

hep kendi kendime,

out loud at home and in my head when I was in public.

evde yüksek sesle ve toplum içindeyken kafamın içinde İspanyolca sohbet ederdim.

Even now, I've lived away from Spain since 2014 so,

Şimdi bile, 2014'ten beri İspanya'dan uzakta yaşıyorum yani

six years (giggling) but I still think in Spanish.

altı yıl (kıkırdayarak) ama hala İspanyolca düşünüyorum.

I'm going to talk about this more in step number five,

Beşinci adımda bundan daha fazla bahsedeceğim,

but what you're doing here is mimicking immersion.

ama burada yaptığınız şey daldırmayı taklit etmek.

By always having English going on in your head

Her zaman kafanda İngilizce konuşarak,

you are mimicking being in England

İngiltere'de olmayı

and having English conversations

ve İngilizce konuşmalar yapmayı

or any other English-speaking country of course

ya da İngilizce konuşulan başka herhangi bir ülkeyi taklit ediyorsun

I'm not biassed, well, I totally I'm.

.

And step number five is actually immersion

Ve beş numaralı adım aslında daldırma

or near immersion.

veya daldırmaya yakındır. Kendinizi İngilizceye

Full immersion surrounding yourself by English

tamamen kaptırmak

isn't totally possible for everyone.

herkes için tamamen mümkün değildir.

The best thing you can do

Yapabileceğiniz en iyi şey

is get up and go to an English-speaking country,

kalkıp İngilizce konuşulan bir ülkeye gitmek

but that's very hard at the moment.

ama şu anda bu çok zor.

What you've got to do is create a fake England

Yapmanız gereken, çevrenizde sahte bir İngiltere,

or America or Canada or Australia around you.

Amerika, Kanada veya Avustralya yaratmak. Güne

Start and end the day with your chosen dialect.

seçtiğiniz lehçe ile başlayın ve bitirin. Yatak

If you have a TV in your bedroom or a radio in your bedroom

odanızda bir TV veya yatak odanızda bir radyo

or even on your smartphone,

veya hatta akıllı telefonunuzda varsa,

set it so that in the morning instead of an alarm,

sabahları alarm yerine

a radio switches on.

bir radyo açılacak şekilde ayarlayın. Seçtiğiniz lehçede

A radio that has spoken in your chosen dialect.

konuşan bir radyo .

Maybe you could use a VPN to access British morning TV

Belki İngiliz sabah TV'sine

or American morning TV.

veya Amerikan sabah TV'sine erişmek için bir VPN kullanabilirsiniz.

Something that seems very mundane and would be very mundane

Çok sıradan görünen ve

for native speakers, but mundane is what you want,

anadili İngilizce olanlar için çok sıradan olacak bir şey, ama sizin istediğiniz şey sıradan,

it's the every day immersion.

bu her gün kendinizi kaptıracak bir şey.

Another great option is making friends

Bir başka harika seçenek de arkadaş edinmek

and speaking with natives.

ve yerlilerle konuşmak.

I have a whole video about this.

Bununla ilgili bütün bir videom var.

Many people find this very difficult,

Birçok insan bunu çok zor buluyor,

which is why I made the video to help you out.

bu yüzden videoyu size yardımcı olmak için yaptım.

I'll put it up there and I'll also link it

Oraya koyacağım ve

in the description box, but in general,

açıklama kutusuna da bağlayacağım, ancak genel olarak

people feel like there are more students wanting

insanlar, öğrencilerle konuşmak isteyen İngilizce konuşanların sayısından daha fazla İngilizce öğrenmek isteyen öğrenci olduğunu düşünüyor

to learn English than there are English speakers

wanting to speak to students.

.

And this is true, but there are ways around that.

Ve bu doğru, ama bunu aşmanın yolları var.

So I really do recommend that video.

Bu yüzden o videoyu gerçekten tavsiye ediyorum.

If you find it really difficult or really anxiety-inducing,

Bunu gerçekten zor veya gerçekten endişe verici buluyorsanız,

then you could set up English nights or English sessions

with your friends or maybe just with yourself.

arkadaşlarınızla veya belki sadece kendinizle İngilizce geceleri veya İngilizce seansları ayarlayabilirsiniz.

It's absolutely fine to continue doing this by yourself.

Bunu kendi başına yapmaya devam etmen kesinlikle iyi.

As I said, it's better to have help,

Dediğim gibi, yardım almak daha iyi

but not everyone wants that.

ama bunu herkes istemez.

Throw a dinner party in English,

İngilizce bir akşam yemeği partisi düzenleyin,

buy an English cookbook or look at English recipe websites.

İngilizce bir yemek kitabı satın alın veya İngilizce yemek tarifi web sitelerine bakın.

There are loads.

Yükler var.

I'll put some recommendations down below.

Aşağıya bazı tavsiyeler yazacağım.

But BBC Good Food is a great one,

Ama BBC Good Food harika,

we do a lot of British dishes there.

orada pek çok İngiliz yemeği yapıyoruz.

Look for chefs like Jamie Oliver,

Jamie Oliver gibi şefleri arayın,

he does a great 15-minute meals range that are really quick

gerçekten hızlı

and easy and supposed to be quite healthy.

ve kolay olan ve oldukça sağlıklı olması gereken 15 dakikalık harika yemekler yapıyor.

Follow the recipe in English.

İngilizce tarifi uygulayın.

Narrate as you do it,

Yaptığınız gibi anlatın, bunu yaparken

identify words around you as you're doing it,

çevrenizdeki kelimeleri tanımlayın

and then serve it in English with your friends or not,

ve ardından arkadaşlarınızla veya değil, İngilizce olarak sunun

and have either real or silent conversation as well.

ve hem gerçek hem de sessiz sohbet edin.

Now what will you start noticing?

Şimdi neyi fark etmeye başlayacaksın?

How will you know when you're finally

Sonunda

able to think in English?

İngilizce düşünebildiğinizi nasıl bileceksiniz?

One thing I noticed was that I started dreaming in Spanish

Fark ettiğim bir şey, İspanyolca rüya görmeye başladığım

and my brain got really confused

ve beynimin gerçekten karıştığı

and I actually started dreaming

ve aslında

of my parents talking to me in Spanish.

ailemin benimle İspanyolca konuştuğunu hayal etmeye başladığımdı.

It was very odd because it wasn't my mom's voice,

Çok tuhaftı çünkü annemin sesi değildi

but it was my mom's speaking to me in Spanish.

ama annem benimle İspanyolca konuşuyordu.

You'll also find yourself understanding jokes and humour,

Ayrıca kendinizi şakaları ve mizahı anlarken bulacaksınız

and that's something that's really, really enjoyable.

ve bu gerçekten çok eğlenceli bir şey.

And you'll also surprise yourself on multiple occasions

Ayrıca,

when you realise, oh my God,

aman Tanrım, ben

I was thinking in that language,

o dilde düşünüyordum,

when you hadn't even tried to

sen

you realise that it's becoming second nature.

bunun bir alışkanlık haline geldiğini anlamaya çalışmadığın zaman, kendini birçok kez şaşırtacaksın.

And one of the best things is when you can think of a word

Ve en iyi şeylerden biri, öğrenmekte olduğunuz dilde bir kelimeyi düşünebildiğiniz

in the language you're learning,

but you can't think of it in your own language.

halde kendi dilinizde düşünememenizdir.

That's so weird when that happens,

Bu olduğunda çok garip,

but it really means you're getting somewhere.

ama bu gerçekten bir yere vardığın anlamına geliyor.

Your brain is automatically going to the language

Beyniniz otomatik olarak

you're learning first.

ilk öğrendiğiniz dile gidiyor.

Right, that's it for today's lesson,

Evet, bugünkü dersimiz bu kadar,

I hope you enjoyed it and I hope you learned something.

umarım beğenmişsinizdir ve umarım bir şeyler öğrenmişsinizdir.

Please feel free to share any more tips down below,

Lütfen aşağıda daha fazla ipucu paylaşmaktan çekinmeyin,

especially if you've managed to start thinking in English

özellikle de İngilizce düşünmeye başlamayı başardıysanız

and to stop translating in your head.

ve kafanızda çeviri yapmayı bıraktıysanız.

Don't forget to check out Lingoda and their language sprint.

Lingoda'ya ve dil koşularına göz atmayı unutmayın.

The link to sign up is in the description box

Kaydolmak için bağlantı açıklama kutusundadır

and you can use my code,

ve benim kodum olan

SIGNUP5 to get 10 euros off your first month.

SIGNUP5'i kullanarak ilk ayınızda 10 Euro indirim kazanabilirsiniz .

Don't forget to connect with me on all of my social media.

Tüm sosyal medya hesaplarımdan benimle bağlantı kurmayı unutmayın.

I've got my Facebook, my Instagram, my Twitter,

Facebook'um, Instagram'ım, Twitter'ım

and my personal YouTube page where I talk about everything

ve İngilizce ile ilgili olmayan her şey hakkında konuştuğum kişisel YouTube sayfam var

that isn't related to English.

.

I will see you soon for another lesson.

Yakında başka bir ders için görüşürüz.

(kissing)

(öpüşme)

(upbeat music)

(iyimser müzik)