How To Use English Animal IDIOMS! 🐶🐱🐟

Well hey there I'm Emma from mmmEnglish!

Merhaba, ben mmmEnglish'den Emma!

Now it's been a while since I've made you an

Size bir

idioms lesson and since so many of you have been

deyim dersi vermeyeli uzun zaman oldu ve

asking for help with idioms lately, I thought

son zamanlarda çoğunuz deyimlerle ilgili yardım istediğiniz için, artık konuya

we'd better get to it!

geçsek iyi olur diye düşündüm!

There are just so many English idioms.

Çok fazla İngilizce deyim var.

Do you remember what they are? They're phrases,

Ne olduklarını hatırlıyor musun?

whose meaning is different to the individual meaning

Anlamları,

of each of the words in the phrase.

tümcedeki sözcüklerin her birinin bireysel anlamından farklı olan tümcelerdir.

They're a really tricky part of learning English.

İngilizce öğrenmenin gerçekten zor bir parçası.

There's lots of them, thousands!

Birçoğu var, binlerce!

And some idioms are more commonly used in

Ve bazı deyimler bazı ülkelerde daha yaygın olarak kullanılırken

some countries but not in others which is a little bit

diğerlerinde kullanılmaz, bu da

frustrating when you're trying to learn them, right?

onları öğrenmeye çalışırken biraz sinir bozucu olur, değil mi?

Which ones are the ones that everyone uses?

Herkesin kullandığı hangileri?

There are some idioms that my American friends use

Amerikalı arkadaşlarımın kullandığı bazı deyimler var

that I'm like, 'What?'

, 'Ne?'

and ones that I use that go

ve benim kullandıklarım

straight over their head as well.

da doğrudan başlarının üzerinden geçiyor.

That's an idiom right there!

Bu orada bir deyim!

Native English speakers use them a lot.

Anadili İngilizce olan kişiler bunları çok kullanır.

They pop up in spoken English when it's really difficult

to, you know, fully understand them

Onları tam olarak anlamanın

or stop the conversation and ask about the meaning

veya sohbeti durdurmanın ve

of how it's used.

nasıl kullanıldığının anlamını sormanın gerçekten zor olduğu durumlarda, konuşma İngilizcesinde ortaya çıkıyorlar.

You're just sort of left wondering

'Why is he talking about an elephant?'

'Neden bir filden bahsediyor?' diye merak ediyorsun.

One little hint with idioms is that

Deyimlerle ilgili küçük bir ipucu,

there are probably some English idioms that are similar

muhtemelen

to the ones that you have in your own language

like 'crows feet'.

'crows feet' gibi kendi dilinizde olanlara benzeyen bazı İngilizce deyimler olduğudur.

Crows feet are the wrinkles that people get here

Kaz ayakları, insanların

caused by a lifetime of laughing and smiles or

bir ömür boyu gülmekten ve gülümsemekten ya da

maybe too much squinting in the sun.

belki de güneşte çok fazla kısmaktan kaynaklanan kırışıklıklarıdır.

But in English they're called crows feet.

Ama İngilizce'de bunlara karga ayağı denir.

But these same wrinkles might have a similar idiom

Ancak aynı kırışıklıklar, dilinizdeki adlarına benzer bir deyime sahip olabilir

as their name in your language. So if you do

. Yani,

have some sort of idiom for these wrinkles here,

buradaki kırışıklıklar için bir tür deyiminiz varsa,

I want you to add it to the comments right now because

bunu hemen yorumlara eklemenizi istiyorum çünkü

I've heard a few of them before but I'm curious to see

daha önce birkaç tane duydum ama

just how many we can collect.

kaç tanesini toplayabileceğimizi merak ediyorum.

They're 'crows feet' in English.

İngilizce'de 'kaz ayağı'.

They kind of look like a crows foot.

Kaz ayağı gibi görünüyorlar.

Now you may have seen some of my other

Diğer deyimler derslerimden bazılarını görmüş olabilirsiniz

idioms lessons, I've made quite a few

, epeyce yaptım

but you can find all of them right here

ama hepsini burada,

on my idioms playlist.

deyimler çalma listemde bulabilirsiniz.

I'll also link to it at the end of this lesson just in case

you want to keep practising

a little bit more with me later on.

Daha sonra benimle biraz daha pratik yapmaya devam etmek istersen diye bu dersin sonunda bağlantı vereceğim.

But there's business idioms, weather idioms,

Ama iş deyimleri, hava durumu deyimleri,

food idioms, holiday idioms, body idioms.

yemek deyimleri, tatil deyimleri, vücut deyimleri var.

They're all there!

Hepsi orada!

Now even though you probably feel like

Şimdi, muhtemelen

idioms make a conversation confusing,

deyimlerin bir sohbeti kafa karıştırıcı hale getirdiğini düşünseniz de,

they're also really fun and they're a great

aynı zamanda gerçekten eğlenceliler ve

creative way to express yourself.

kendinizi ifade etmenin harika bir yaratıcı yolu.

They really show off your English talents

like in a speaking exam for IELTS or TOEFL,

IELTS veya TOEFL için bir konuşma sınavında olduğu gibi İngilizce yeteneklerinizi gerçekten sergiliyorlar,

using an idiom correctly is quite impressive.

bir deyimi doğru kullanmak oldukça etkileyici.

And before we get started, make sure you subscribe

Başlamadan önce, neler olup bittiğinden haberdar olmak

to the channel just by clicking

that red button down there so that you can keep

için aşağıdaki kırmızı düğmeye tıklayarak kanala abone olmayı unutmayın

up-to-date with what's happening!

!

So we're going to learn a few today.

O yüzden bugün birkaç tane öğreneceğiz. Bundan başlayarak

We're going to go over some common animal idioms,

bazı yaygın hayvan deyimlerinin üzerinden geçeceğiz

starting with this one.

.

'It's raining cats and dogs'

'Havadan kedi ve köpek yağıyor'

Now 'it's raining cats and dogs'

Şimdi 'kedi ve köpek yağmuru yağıyor'

doesn't mean that cats and dogs are

demek kedi ve köpeklerin

falling out of the sky.

gökten yağdığı anlamına gelmez.

It means that it's raining and it doesn't just mean raining,

Bu, yağmur yağdığı anlamına gelir ve bu sadece yağmur yağması anlamına gelmez,

it means raining really hard. It's heavy rain.

gerçekten çok şiddetli yağmur yağması anlamına gelir. Şiddetli yağmur.

It's really rainy!

Gerçekten yağmurlu!

Now to be totally honest,

Şimdi tamamen dürüst olmak gerekirse,

I don't really use this idiom that much

bu deyimi pek kullanmam

but I come across it all the time in books.

ama kitaplarda her zaman rastlarım.

So I wanted to include it here for you.

Bu yüzden sizin için buraya eklemek istedim.

Usually I would say "It's bucketing down"

Genellikle çok şiddetli yağmur yağıyorsa "Ağlıyor" derdim

if it's raining really hard but

ama

if it's raining cats and dogs,

kedi ve köpek yağmuru yağıyorsa,

it's probably best to stay inside.

muhtemelen en iyisi içeride kalmaktır.

Now speaking of cats, who let the cat out of the bag?

Şimdi kedilerden bahsetmişken, kediyi çantadan kim çıkardı?

This idiom is used to talk about revealing a secret.

Bu deyim bir sırrı ifşa etmekten bahsederken kullanılır.

Now just imagine your sister told you that she was

Şimdi kız kardeşinizin size,

flying home to surprise your mum for her birthday.

annenize doğum günü sürprizi yapmak için eve uçacağını söylediğini hayal edin.

It's a secret, right?

Bu bir sır, değil mi?

You can't tell your mum

Annene söyleyemezsin

because it wouldn't be a surprise.

çünkü sürpriz olmaz.

If you did, you would let the cat out of the bag.

Yapsaydın, kediyi çantadan çıkarırdın.

Your sister might say

Ablanız

"Please don't tell Dad.

"Babama söylemeyin,

He'll definitely let the cat out of the bag."

kediyi mutlaka çantadan çıkarır" diyebilir.

The secret will be ruined because

Sır mahvolacak çünkü

dad can't keep a secret

babam sır tutamaz

and the party wouldn't be a surprise anymore, would it?

ve parti artık sürpriz olmaz, değil mi? Şu

You can also ask the question:

soruyu da sorabilirsiniz:

Who told the secret?

Sırrı kim söyledi?

Or you can apologise, you can say:

Ya da özür dileyebilirsin,

I may have spoiled the surprise.

sürprizi bozmuş olabilirim diyebilirsin.

Now I want to ask you,

Şimdi size sormak istiyorum,

have you got an addiction to something?

bir şeye bağımlılığınız var mı?

For me, it's coffee. I've got a coffee addiction.

benim için kahvedir. Kahve bağımlılığım var.

I can't possibly give it up!

Ondan vazgeçmem mümkün değil!

Well, the only way that I could do it is if I just went

Bunu yapabilmemin tek yolu,

cold turkey.

soğuk hindiye gitmem.

Now this one doesn't make much sense.

Şimdi bu pek mantıklı değil.

Picturing a turkey who's really, really cold

Gerçekten ama gerçekten üşümüş bir hindiyi hayal etmenin

won't help you at all.

sana hiç bir faydası olmayacak.

But if you go cold turkey it means that you

Ama soğuk hindiye gidersen, bu bir

stop doing something completely, a hundred per cent.

şeyi yapmayı tamamen, yüzde yüz bırakacağın anlamına gelir.

And we usually use it to talk about quitting addictions

Ve genellikle

like smoking, coffee, drinking,

sigara, kahve, içki ve

even social media addictions.

hatta sosyal medya bağımlılıkları gibi bağımlılıkları bırakmaktan bahsederken kullanırız.

We all know someone who's addicted to their phone,

Hepimiz telefonuna bağımlı olan birini tanıyoruz,

right?

değil mi?

Or maybe you are! Maybe you're addicted

Ya da belki öylesin! Belki de

to your phone. Maybe you can't put it down.

telefonunuza bağımlısınız. Belki de elinden bırakamazsın.

If you are, maybe you should think about

Eğer öyleysen, belki de

going cold turkey for a while.

bir süre soğuk hindiye gitmeyi düşünmelisin.

So you'd delete Facebook, delete Twitter,

Yani Facebook'u sileceksin, Twitter'ı sileceksin,

delete Instagram, Whatsapp, everything,

Instagram'ı, Whatsapp'ı, her şeyi,

all forms of social media!

her türlü sosyal medyayı sileceksin!

It has to be everything otherwise it's not cold turkey.

Her şey olmalı, aksi takdirde soğuk hindi olmaz.

'Cold turkey' means a hundred per cent.

'Soğuk hindi' yüzde yüz demektir.

Absolutely no.

Kesinlikle hayır.

Now you can use two verbs with cold turkey.

Artık soğuk hindi ile iki fiil kullanabilirsiniz.

You can either say "go cold turkey"

Ya "go cold turkey" diyebilirsin

or you can "quit cold turkey"

ya da "quit cold turkey" diyebilirsin

though that's a little more American, American English.

ama bu biraz daha Amerikan, Amerikan İngilizcesi.

So I'm curious, have you ever

Merak ediyorum,

quit anything cold turkey before

daha önce hiç soğuk hindi bir şeyi bırakıp

and completely stopped doing it?

da yapmayı tamamen bıraktınız mı?

Tell me in the comments.

Yorumlarda söyle.

Usually, it's not so easy to go cold turkey.

Genellikle soğuk hindiye gitmek o kadar kolay değildir.

What do you think?

Ne düşünüyorsun?

Okay for the next idiom I want you to think of someone

Pekala, bir sonraki deyim için

that you know who's very kind and gentle.

çok kibar ve nazik olan tanıdığınız birini düşünmenizi istiyorum.

Well you can describe them by saying

Peki onları

they wouldn't hurt a fly.

bir sineği bile incitmezler diyerek tarif edebilirsiniz.

Flies and mosquitoes are pretty annoying, aren't they?

Sinekler ve sivrisinekler oldukça can sıkıcı, değil mi?

Especially here in Australia!

Özellikle burada, Avustralya'da!

So someone who wouldn't hurt a fly must be

Yani bir sineği incitmeyecek biri

so patient and kind, right?

çok sabırlı ve kibar olmalı, değil mi?

So this is a really positive, affectionate idiom

Yani bu gerçekten olumlu, sevecen bir deyim

and it's used to describe a person.

ve bir insanı tarif etmek için kullanılıyor.

So you can also use this expression

Yani bu ifadeyi

to reassure someone.

birine güven vermek için de kullanabilirsiniz.

If they're worried about trusting someone,

Birine güvenmekle ilgili endişeleri varsa,

you might say to them

onlara O

He's the nicest guy that you'll ever meet!

tanıyabileceğiniz en iyi adam diyebilirsiniz!

All right I think it's really time we talk about

Pekala, bence odadaki fil hakkında gerçekten konuşmamızın zamanı geldi

the elephant in the room.

.

Have you ever heard of this idiom?

Bu deyimi hiç duydun mu?

The elephant in the room is the thing that

Odadaki fil,

nobody wants to talk about.

kimsenin hakkında konuşmak istemediği şeydir.

So it's quite specific, the way you use this idiom.

Yani bu deyimi kullanma şeklin oldukça spesifik.

It's when people are talking normally

Bu, insanların normal bir şekilde konuştuğu,

but they're all deliberately

ancak kasıtlı olarak

not talking about a particular issue

belirli bir konu hakkında konuşmadıkları zamandır,

but this issue is a big one. It's like a big, huge

ancak bu sorun büyük bir sorundur. Odanın ortasında oturan kocaman, kocaman bir fil gibi,

elephant sitting in the middle of the room that

is really obvious and it's impossible

gerçekten bariz ve

not to look at and you can see it, right?

bakmamak imkansız ve onu görebiliyorsunuz, değil mi?

But nobody's talking about it.

Ama kimse bundan bahsetmiyor.

The issue is something really obvious

Konu çok açık

but everyone's ignoring it, right?

ama herkes görmezden geliyor değil mi?

Or they're trying to avoid it

Ya da

probably because it's an uncomfortable topic

muhtemelen rahatsız edici bir konu

or a difficult situation.

ya da zor bir durum olduğu için bundan kaçınmaya çalışıyorlar.

No one wants to talk about this, right?

Kimse bunun hakkında konuşmak istemiyor, değil mi?

Talking about money can be a little bit awkward,

Para hakkında konuşmak, özellikle patronunuzla biraz garip olabilir

especially with your boss.

.

This is a bad situation!

Bu kötü bir durum!

Why is no one in the room talking about it?

Neden odada kimse bundan bahsetmiyor?

It's definitely what everyone's been thinking about.

Kesinlikle herkesin düşündüğü şey bu.

Why haven't I been paid?

Neden ödemem yapılmadı?

It's the elephant in the room.

Odadaki fil.

We need to deal with this big issue, right?

Bu büyük sorunu halletmeliyiz, değil mi?

This one is one of my favourite idioms.

Bu benim en sevdiğim deyimlerden biridir.

It's one that I use a lot.

Çok kullandığım bir üründür.

When you have butterflies in your stomach,

Midenizde kelebekler uçuştuğunda, kendinizi

it's when you feel kind of nervous.

biraz gergin hissettiğiniz zamandır.

Do you know this feeling?

Bu duyguyu biliyor musun?

It's that feeling in your stomach right before

you walk on stage

to speak in front of a hundred people

Yüz kişinin önünde konuşmak

and present your research.

ve araştırmanızı sunmak için sahneye çıkmadan hemen önce midenizde oluşan o his. Kelimenin

It feels like you literally have butterflies flying around

tam anlamıyla karnınızın içinde uçuşan kelebekler varmış gibi geliyor

inside your belly, right?

, değil mi?

Now think of anything that makes you feel so nervous

Şimdi sizi o kadar gergin hissettiren herhangi bir şey düşünün

that your tummy starts to feel a little funny.

ki karnınız biraz komik gelmeye başlasın.

This can be described as

Bu

butterflies in your stomach, right?

midenizdeki kelebekler olarak tanımlanabilir, değil mi?

You can use it to describe good nervous feelings

İyi gergin duyguları

or bad nervous feelings.

veya kötü gergin duyguları tanımlamak için kullanabilirsiniz. Midenizde en son

When was the last time

ne zaman

you had butterflies in your stomach?

kelebekler uçuştu?

Do you know this feeling?

Bu duyguyu biliyor musun?

Tell me about what makes you nervous

Bana seni neyin sinirlendirdiğini

and when you had this feeling.

ve bu duyguyu ne zaman yaşadığını anlat.

For me, if I see

Benim için, araba kullanırken

police lights in the rear-vision mirror in my car

arabamdaki dikiz aynasında polis ışıklarını görürsem

when I'm driving, I instantly get butterflies in my belly

,

even if I've done nothing wrong!

yanlış bir şey yapmamış olsam bile anında karnımda kelebekler uçar!

You can say 'stomach' or 'belly' here.

Burada 'mide' veya 'göbek' diyebilirsiniz.

'Belly' is just a little more informal,

'Göbek' biraz daha gayri resmi,

it's an informal way to say 'stomach'.

'mide' demenin gayri resmi bir yolu.

Now you might also hear people just say

Şimdi aynı zamanda insanların sadece

"I've got butterflies"

"Kelebeklerim var" dediğini duyabilirsiniz

and they're talking about this same idiom

ve

unless that person has a jar of

o kişinin cebinde bir kavanoz kelebek olmadığı sürece aynı deyim hakkında konuştuklarını duyabilirsiniz

butterflies with them in their pocket,

,

then they might be saying it and literally mean it

o zaman bunu gerçekten kastetmiş olabilirler.

but that's unlikely, right?

olası değil, değil mi?

So here's the next idiom: 'a fish out of water'

İşte bir sonraki deyim: 'sudan çıkmış balık'

Now if you see someone who is

Şimdi, büyükannen gibi

uncomfortable in a specific situation

belirli bir durumda rahatsız olan birini görürsen

like your grandma, if she walked into a nightclub.

, o bir gece kulübüne girerse.

Then they look like a fish out of water.

Sonra sudan çıkmış balığa benziyorlar. Kendini

She would feel like a fish out of water,

sudan çıkmış balık gibi hisseder,

really uncomfortable, right?

gerçekten rahatsız olur, değil mi? Süper havalı bir büyükannen yoksa,

She would feel completely awkward in a nightclub

bir gece kulübünde kendini tamamen garip hissederdi

unless you've got a super cool granny.

.

Or maybe when you get invited to a party

Ya da belki bir partiye davet edildiğinde

but everyone is a native English speaker,

ama herkesin ana dili İngilizce olduğunda,

you might feel a little like a fish out of water there.

orada biraz sudan çıkmış balık gibi hissedebilirsin.

Okay we've got time for one more idiom.

Tamam, bir deyim için daha vaktimiz var.

'to open a can of worms'

'bir kutu solucan açmak'

Imagine a can full of worms.

Solucanlarla dolu bir kutu hayal edin. Hepsi birlikte bükülmüş

It's full of long, wriggling,

uzun, kıvranan,

squirming worms that are all twisted together.

kıvranan solucanlarla dolu.

So when you open that can of worms,

Yani o solucan kutusunu açtığında,

you're going to have a big mess.

büyük bir karmaşa yaşayacaksın.

They're going to go everywhere!

Her yere gidecekler!

It's probably going to be really difficult to clean up

Muhtemelen

and try and catch them all, right? You'll have

hepsini temizlemek ve hepsini yakalamaya çalışmak gerçekten zor olacak, değil mi?

a lot more problems than when you started.

Başladığınızdan çok daha fazla probleminiz olacak.

It's easier when they're in the can but if you open it

Kutunun içindeyken daha kolay ama açarsan

there's going to be problems.

sorun çıkar.

Or

Veya

So if you don't want to create a tricky situation, then

Yani, zor bir durum yaratmak istemiyorsanız, o zaman

don't open the can of worms, right? It's simple!

solucan kutusunu açmayın, değil mi? Basit!

So those are some of the common animal idioms

Bunlar

that I tend to use quite often but there are more.

oldukça sık kullanma eğiliminde olduğum yaygın hayvan deyimlerinden bazıları ama dahası da var.

Do you know any other ones in English?

Başka ingilizce bilen var mı?

Or can you share the meaning of any animal idioms

Ya da herhangi bir hayvan deyiminin anlamını

in your own language?

kendi dilinizde paylaşır mısınız?

Perhaps there are some similar ones in English

Belki İngilizce'de benzerleri vardır

and we can chat about them in the comments.

ve onlar hakkında yorumlarda sohbet edebiliriz.

And make sure you try and use

Ve

some of the new idioms that you've learnt in this lesson

bu derste öğrendiğiniz bazı yeni deyimleri

below in the comments.

aşağıdaki yorumlarda denediğinizden ve kullandığınızdan emin olun.

I'll try and give you some feedback and help you

Size biraz geri bildirim vermeye çalışacağım ve

to make sure you're using them correctly.

bunları doğru kullandığınızdan emin olmanıza yardımcı olacağım. MmmEnglish

Thanks for joining me here again at the

kanalında bana tekrar katıldığınız için teşekkürler

mmmEnglish channel.

.

Make sure you subscribe if you haven't already

Henüz yapmadıysanız abone olduğunuzdan emin olun

and right now we're going to check out

ve şimdi

a few more videos about idioms, right here.

burada deyimler hakkında birkaç video daha izleyeceğiz. Hadi

Let's go!

gidelim!