Phrases for Conversation 😫 English Idioms & Phrases about STRESS

Kırılma Noktasındayım! İngilizce STRES ile ilgili Deyimler ve İfadeler

Hey there I'm Emma from mmmEnglish!

Selam, ben mmmEnglish' den Emma!

There are a lot of reasons why our stress levels

Son zamanlarda stres seviyemizin neden arttığının

have been on the rise lately.

birçok sebebi var.

Our lives are incredibly busy, full of information,

Hayatlarımız bilgiyle,

ambition, problems and challenges to overcome.

hırsla, problemlerle, üstesinden gelmeye çalıştığımız mücadeleler ile doludur.

For me, for you, for all of us, it is so important

Benim için, sizin için, hepimiz için, bu

to recognise stress and to try and manage it.

stresi fark etmek ve onunla baş etmek çok önemlidir.

It's also really important to talk about it with others

Ayrıca diğerleri ile stres hakkında konuşmak gerçekten önemlidir.

and so that is exactly what this lesson is gonna

ve bu nedenle bu ders, stres hakkında konuşmak için

focus on, thirteen common English expressions

yaygın on üç İngilizce ifadeye

to talk about stress.

odaklanacak.

So get your pens out, get ready to take some notes.

Böylece, kalemlerinizi çıkarın, bazı notlar almaya hazır olun.

I really want you to be thinking about

Bu ifadelerin hayatınıza nasıl uygulanacağı

how these expressions could apply to your life.

hakkında düşünüyor olmanızı istiyorum.

I'll be sharing idioms, verbs, phrases to help you explain

Atasözlerini, fiilleri, ifadeleri sizlere stresi açıklamak

and express stress so let's get into it.

ve ifade etmek için paylaşacağım. Haydi başlayalım.

If you stop by my channel often, take a quick moment

Eğer kanalıma sıklıkla uğruyorsanız, hızlıca

to hit that subscribe button down there,

aşağıdaki abonelik butonuna basabilirsiniz.

that would be so lovely of you.

ki sizler için çok güzel olacaktır.

Plus, that's the way that you'll see all of my lessons.

Ve de, bu sayede sizler tüm derslerimi görebileceksiniz.

I make new ones every week and by subscribing,

Her hafta yenilerini yapıyorum ve abonelikle

you'll see them pop up in your feed here on Youtube.

onları YouTube feed'inizde açıldığında görebileceksiniz.

Like I said earlier,

Daha önce söylediğim gibi,

we all live pretty busy lives. We work, study,

Hepimiz oldukça yoğun bir hayatta yaşıyoruz. İş, ders çalışma,

family, responsibility,

aile, sorumluluk,

not enough money, not enough time, not enough sleep.

yeterli para olmaması, yetersiz zaman, yetersiz uyku.

All of these things. I'm certain

Tüm bunlarla, eminim

that you have felt stressed at some point.

Zaman zaman stresli hissediyorsunuz

If not today,

Bugün değilse,

then yesterday or last week or maybe a few months ago

dünün ardından ya da geçen haftanın ya da belki birkaç ay öncesi

and this is how we describe people when they're

bu insanları nasıl tarif ettiğimizdir. İnsanlar

tired, anxious or grumpy because they just have

yorgun, endişeli ya da huysuz olduğunda çünkü çok

too much going on.

fazla şeye sahip oldukları için.

We can feel stressed. We can look stressed.

Stresli hissedebiliriz. Stresli görülebiliriz.

We can be stressed.

Stresli olabiliriz.

And it's stressed not

Ve o /strest/

but stressed.

stressed değil.

So I know that it's really odd to pronounce -ed as a T

Yani, biliyorum telaffuzu gerçekten garip- "ed"i T

sound but that's a really common feature of English

sesi olarak fakat bu İngilizce telaffuzunda

pronunciation.

çok yaygın bir özelliktir.

When the consonant before -ed is an unvoiced sound

-ed 'den önce ünsüz harfler sessiz bir sestir.

like

This is an unvoiced sound so -ed is then pronounced

Bu sessiz bir sestir ve nedenle -ed /strest/

Stressed.

olarak telaffuz edilir.

This is true for the adjective and also for the

Bu sıfatlar için doğrudur ve ayrıca

past tense form of the verb 'stress' and I've got a whole

geçmiş zamanda 'stress' fiilinin formu içinde doğrudur.

pronunciation lesson about this actually,

Bu hakkında kapsamlı tam bir telaffuz dersi ne sahibim

about past tense regular verbs.

geçmiş zamanın düzenli fiilleri hakkında

You can watch it up

Eğer onun hakkında biraz daha öğrenmek için ilgilenirseniz

here if you're interested to learn a bit more about it.

Buradan yukarından izleyebilirsiniz.

But it's also really common to hear "stressed out"

Ayrıca "stressed out" u duymak oldukça yaygındır.

and stressed out means exactly the same thing,

ve "stressed out" tam olarak aynı anlama gelmektedir.

the phrases are really interchangeable.

ifadeler gerçekten yer değiştirebilir.

Stressed. Stressed out.

Stressed. Stressed out.

I'm always stressed out at the end of the month

Hesaplarımızın vadesi dolduğunda,

when our accounts are due.

ayın sonunda her zaman streslenirim.

Are you doing okay? You look a bit stressed.

İyi misin? Biraz stresli görünüyorsun.

What's stressing you out? What is it

Neden streslisin? Seni stres yaptıran

that is stressing you out?

nedir?

We use this phrase in the past and the present

Biz bu ifadeyi geçmişte ve gelecekte

to talk about what's causing stress, what creates stress.

Strese neden olan şeyi, stresi oluşturan şey hakkında konuşmak için kullanırız.

For me, traffic always stresses me out.

Benim için, trafik her zaman beni strese sokar.

Being in such a big crowd yesterday stressed me out.

Böylesine bir kalabalığın içinde olmak dün beni strese soktu.

You're stressing me out!

Beni strese sokuyorsun!

I don't want to do it because I know it will stress me out.

Yapmak istemiyorum çünkü onun beni strese sokacağını biliyorum.

So did you notice how with all of those examples,

Yani, tüm bu örnekleri nasıl

I was using them across tenses?

zamanlar arasında kullanmış olduğumu fark ettiniz mi?

It's a really useful expression to remember,

Bu gerçekten hatırlamak, denemek ve kullanıma koymak için

to try and put into use.

kullanışlı bir örnektir.

Another synonym to describe how you're feeling

Nasıl hissettiğini tanımlamak için diğer eş anlamlısı

when you're stressed

stresli olduğunda

is to be or to feel burnt out.

yanıp tükenmek/ tükenmek dir.

So when you're really tired and you're stressed

Sen gerçekten yorulduğunda ve stresli olduğunda

because you've been working hard

çünkü çok sıkı çalışıyorsun

for way too long, you don't have any energy left

çok uzun süredir,başka bir şey yapmak için

to do anything else, that's when you're burnt out.

hiç enerjin kalmadı, tükendiğinde bu olur.

By the end of final exams, both the teachers

Final sınavının sonunda, hem öğretmenler ve

and the students are completely burnt out.

öğrenciler tamamen tükenmiş oluyorlar.

And you also hear the noun 'burnout' used for that

Ve ayrıca 'burnout' ismini tamamen yorgun oldunduğunda

complete exhaustion.

kullanıldığında duyarsın.

You always want to try and avoid burnout right

Her zaman biraz rahatlayarak ve zaman ayırarak

by taking time off and relaxing a little.

tükenmişlikten kaçınmak ve rahatlamak istersin.

I feel like I've just created this whole lesson to offer

Tüm dersi kendime tavsiye vermek için

advice to myself.

oluşturduğumu hissediyorum.

Try to avoid burnout. Don't get stressed out.

Tükenmişlikten kaçınmaya çalışmak. Stresli olma

Now when you're worried about lots of things

Şimdi birçok şey hakkında endişelendiğin de

you know you're thinking about them all the time,

Onlar hakkında tüm zaman düşünüyor olacağını bilirsin.

it's really distracting.

Gerçekten dikkat dağıtıcı.

You can't focus and you're really mentally tired.

Odaklanamıyorsun ve zihinsel olarak gerçekten yorgunsun.

That is when you have a lot on your mind.

aklında çok şey olduğunda öyle olur.

Okay so you know if you forget something

Tamam ve gerçekten önemli bir şeyi unuttuğunda

really important or you find yourself

ya da kendini dinlemiyorken ya da

not listening or not paying attention

konuştuğun kişiye dikkatini vermiyorken

to someone who's talking to you,

bilirsin ki

then this can be a really good way to excuse yourself.

sonrasında bu gerçekten kendini affetmen için iyi bir yol olabilir.

Don't take what he said personally.

Kişisel olarak söylediği şeye takılma.

He's got so much on his mind at the moment.

O an aklında çok şey vardı.

I'm sure he's just really stressed out.

Eminim sadece stresliydi.

So a similar expression is 'to have a lot'

Benzer ifade 'yapacak çok şey olmak'

or 'too much on your plate'.

ya da 'çok meşgul olmak'

So think about going to a buffet right

Bundan dolayı bir açık büfeye gittiğini düşün

and you've got your plate, you load up so much stuff

ve tabağın var, çok fazla şeyi

onto that plate. There's lots of delicious things

tabağına koydun. Çok fazla lezzetli şeyler var.

that you want to try

denemek istediğin

but you overdo it and everything starts

ama onu abarttığında ve her şey

spilling off the sides of the plate right.

tabağın kenarlarından kaymaya başlar.

So if someone asks you to do something extra,

Ve eğer biri sana fazladan bir şey yapmanı istediğinde,

you know, on top of everything else you've got to do

biliyorsunuz, o gün aldığın başka her şeyin

that day, you might even say

en üstünde, sen hatta "üzgünüm,

"I'm sorry, I can't do it. I've just got

ben bunu yapamam. Çok meşgulüm şuan "

too much on my plate right now."

Are you sure you want to volunteer at the local church?

Yerel kilisede gönüllü çalışmak olmak istediğine emin misin?

You've already got so much on your plate.

Senin her zaman yapacak çok şeyin oluyor.

So again, when you feel stressed because you've got

Tekrardan, çok fazla sorumluluk ya da çok fazla yapacak şey olduğunda

too much to do or too many responsibilities

stresli hissedersin.

you're under pressure.

Sress altında olursun.

Okay you can use this phrase on its own

Tamam daha fazla açıklama olmadan

without any further explanation.

bu ifadenin kendisini kullanabilirsin.

You can say "I don't know what's wrong with him.

Sen "Onun sorunu ne bilmiyorum.

I think he's under a lot of pressure at work."

Sanırım işte çok fazla stres altında" diyebilirsin.

You don't need to explain more detail

Daha fazla açıklama yapmana gerek yok.

or you can be more specific and include an action.

ya da daha açık olup ve bir hareket ekleyebilirsin.

You can say 'under pressure to do something' you know

"bir şey yapmak için baskı hissetmek" diyebilirsin. Stresi ve baskıyı oluşturan

to explain what is creating that stress and pressure.

şeyi açıklamayı bilirsin.

He's under pressure to get

Çarşamba günü kurul onayı

board approval by Wednesday.

alacağı için stres altında.

It's also really common to hear that someone

Ayrıca başka birinin baskı yapmayı da

put another person under pressure.

duymak oldukça yaygındır.

My boss has put me under a lot of pressure

Patronum sonuçları cuma günü sunmam için

to present the results by Friday.

bana çok fazla baskı yapıyor.

I just don't think we can do it.

Sadece bizim onu yapabileceğimizi sanmıyorum.

Do you feel under any pressure at the moment?

Şuan hiç baskı altında hissediyor musun?

Is someone putting you under pressure?

Sana baskı yapan biri var mı?

Tell me about it down in the comments below.

Aşağıda yorumlarda bana bunun hakkında yazabilirsin.

Okay so this is very similar to 'under pressure'

Pekala, bu "baskı altında"ya oldukça benzer

but perhaps a little less formal right.

ama belki daha az resmi

If you're under the pump,

Eğer baskı altında hissedersen,

it usually means that you have a specific task

o genellikle yapman gereken

that you need to do and there's a limited amount of

ve kısıtlı bir zamanda, o zaman içinde bitirmen gereken,

time that you have to finish it in so there's

belirli bir göreve sahip olduğun anlamına gelir.

urgency right? It's not just that you have

aciliyet değil mi? yapman gereken bir çok

a lot of work to do

işe sahip olan değil

but you also have a limited amount of time

ama ayrıca o işi yapman gereken kısıtlı

to get it done.

bir zamana sahipsin.

I won't be home by five tonight.

Bu gece beş de evde olmayacağım.

I'm under the pump to get this report finished today.

Bu raporu bugün bitirmem için baskı altındayım.

This expression has some great imagery.

Bu ifade harika hayali ifadeye sahip.

What happens if you burn a candle

Sen çok çalışırsan/ gece yarısına kadar çalışırsan

at both ends?

ne olur?

Very quickly, there won't be any candle left, right?

Çok hızlıca, hiç mum kalmayacak olacak, değil mi?

So if you're waking up early, going to bed late

Böylece, eğer erken uyanmışsın, daha fazla iş yapman için

in order to get more work done, then you are probably

yatağa geç gidersin, arından sen muhtemelen

burning the candle at both ends and you're probably

çok çalışırsın ve muhtemelen

feeling exhausted and very quickly,

yorgun hissedersin ve hızlıca

you'll completely run out of energy and enthusiasm

tamamen enerjini tüketirsin ve görevi yapmak için coşkuyla

to get the task done right so this expression is great

bu ifade muhteşemdir.

for when you are doing a lot,

Çok fazla yaptığında,

you're still coping but right now

hala baş ediyorsun ama şuan

you know that you can't continue to work at this rate

biliyorsun ki daha fazla bu işe bu hızla devam

for much longer, right?

edemezsin, değil mi?

You're burning the candle at both ends.

Sen çok çabalıyorsun.

Please try to take it easy over the weekend.

Hafta sonu boyunca lütfen sakin olmayı dene

I'm worried you're burning the candle at both ends

senin çok çalışıyor olmandan endişeleniyorum.

and we need you to perform at Monday's meeting.

ve pazartesini toplantısında performans sergilemene ihtiyaç duyuyoruz.

This is definitely not a good scenario when you

Programına aşırı yüklendiğinde ve her şeyi bitirmeye çalıştığında

overload your schedule and trying to finish everything

bu kesinlikle iyi bir senaryo değil.

but you completely exhaust yourself.

ama tamamen yoruldun.

You burn yourself out by working too hard.

çok sıkı çalışarak gücünü tüketirsin.

That's when you're working yourself into the ground.

Çok çalışıp yorulduğunda olur.

Or you could say you're running yourself into the ground,

ya da yorun düşmeyi de söyleyebilirsin.

it's the same thing.

Aynı şeydir.

And interestingly this expression is usually reflexive

Ve ilginç şekilde bu ifade genellikle dönüşlüdür

so the subject and the object are the same.

bundan ötürü özne ve nesne aynıdır.

We say

I ran myself into the ground.

biz

kendimi çok yordum diyebiliriz.

Or he worked himself into the ground.

ya da kendini yorgun düşürdü.

I know I got sick

Biliyorum hasta oldum

because I worked myself into the ground.

çünkü çok yoruldum.

And that's when you're at breaking point.

Ve kırılma noktasında olduğunda böyledir.

Oh no, you can tell that things are getting worse

oh hayır, işlerin saniyede

by the second here right?

kötü gittiğini söyleyebilirsin burada, değil mi?

This is bad when you've reached breaking point.

Sen kırılma noktasına ulaştığında, bu kötü olur.

It's that moment when the build-up of stress

İçinde stres kıracağın kadar çok büyüdüğü

is so big inside of you that you break.

o andır.

For me, this usually ends up in a whole lot of

Benim için, bu genellikle tüm gözyaşları ve stresli ağlamalar

tears and stressful crying.

içinde son bulur.

Can you think of the last time

En son ki kırılma noktasında olduğun zamanı

that you were at breaking point?

düşünebiliyor musun?

Hopefully, it's not too recently

Umut ederim ki, bu çok yakında değildir

or it doesn't happen too often

ya da çok sık olmamaktadır.

but have you ever been at breaking point?

ama hiç kırılma noktan oldu mu?

Let me know about it.

Bunun hakkında bana haber ver

To come apart at the seams.

altüst olmak

This is another really fun idiom to imagine.

Bu hayal edilecek diğer bir eğlenceli atasözüdür.

So imagine a stuffed toy, one that's been loved

Birinin yıllarca sevdiği bir doldurulmuş oyuncağı hayal et

for many years. He's very worn out and the seams,

O çok fazla aşınmış ve dikişleri

the stitching starts to come undone,

çözülmeye başlamış

and the stuffing starts to come out.

ve içi dışarı çıkmaya başlamış.

You know that he's not going to last for much longer

Biliyorsun uzun süre

right, eventually the whole thing falls apart

dayanamayacak, sonunda tüm parçaları ayrı düşer.

and that is the feeling behind this phrase.

ve bu, bu ifadenin arkasındaki histir.

Everything is falling apart. Everything's going wrong.

Her şey parçalanır. Her şey kötüye gidiyor.

Our customer complaints are up thirty per cent

Müdürümüz istifa ettiği için

since our manager resigned.

Müşterimizin şikayetleri %30ün üstündedir.

Everything is coming apart at the seams.

Her şey alt üst oluyor.

So you can use this expression in your home life,

Yani sen bu ifadeyi ev hayatında,

personal relationships and also at work as well.

kişisel ilişkilerinde ve ayrıca iş hayatında da kullanabilirsin.

It's really versatile.

O gerçekten çok yönlü.

To snap.

çıldırmak

This is a really great verb, it's a reaction

Bu gerçekten güzel bir fiil, bir tepki

to being stressed or under pressure right.

stresli olduğun ya da baskı altında olduğun için

So stress sometimes causes us to lose control

Yani stres bazen kontrolü kaybetmeye sebep olur.

and we snap.

ve biz çıldırırız.

In an instant, we're not our normal selves,

O anda, biz kendimizde değilizdir.

we're annoyed, we're frustrated, we're angry.

Kızarız, hayal kırıklığına uğrarız , sinirleniriz.

And if we snap at someone,

Ve eğer birini terslersek,

we yell at them usually without warning,

onlara genellikle uyarmadan bağırırız.

usually it's quite unfair.

genellikle bu oldukça adaletsizdir.

Stop watching TV! You've done nothing else all day.

Televizyon izlemeyi kes! Bütün gün hiçbir şey yapmıyorsun.

That was me snapping at you because I'm stressed out.

Sani tersledim çünkü stresliydim.

I'm sorry I snapped at you. I've just had a really long day.

Seni terslediğim için üzgünüm. Ben gerçekten uzun bir güne sahiptim

And an even more aggressive response would be

Ve hatta daha agresif cevap

'to bite someone's head off'.

birinin başını yemek" olabilir.

Sounds dangerous. Of course it's not a literal expression

Tehlikeli gelebilir. Tabi ki de gerçek bir ifade değil

but it's a great way to say that someone's really

ama bu stress yüzünden birinin çıldırdığını ve kontrolü kaybettiğini

freaked out and lost control because of stress.

söylemek için muhteşem bir yoldur.

They're annoyed, they're frustrated,

Kızarlar, hayal kırılığına uğrarlar,

they yelled at someone who was probably innocent

muhtemelen masum

and not asking for it.

birine bağırdılar

And it's like whoa,

Ve bu woah gibidir.

okay,

pekala,

calm down.

sakin ol

My boss basically bit my head off

Ek süre istemeye çalıştığımda

when I tried to ask for an extension!

patronum bana bağırıp çağırdı!

It was a bit unreasonable.

Bu biraz mantıksızdı.

So I hope that this lesson wasn't too stressful for you

Umarım bu ders sizler için stresli olmamıştır

and that you did learn a few new

ve sizler yeni birkaç

and interesting expressions that you're able to

ve bu hafta pratik edip keşfedeceğiniz

practise and explore this week.

ilgi çekici ifadeler öğrendiniz

Now I know that I shouldn't be getting you excited

Şimdi biliyorum ki sizleri heyecanlandırmamalıyım

about seeing someone stressed but try to

başkasının stresini görüp ama bu tip davranışlara

look out for this type of behaviour this week.

bu hafta dikkat etmeyi deneyin.

You know if you see your boss or a family member

Ailen ya da patronunu bir şey hakkında stresli görürsen

stressed out about something

biliyorsun

see if you can

bak

apply some of these expressions you know.

bu ifadelerden bildiklerinden bazılarını uygulayabilirsin.

Keep a notepad handy, a journal, just write them down.

Kullanışlı bir not defteri, bir defter tut , sadece onları yaz.

If you're feeling stressed as well

Eğer sende stresli hissediyorsan

it's actually good stress relief to write down

O strestten kurtulmak, dışa vurmak ve tüm şeylerin bırakmak için

and to vent and to let all these things go

yazmak aslında iyidir.

but try to use some of these expressions as you do.

Ama bu ifadelerden bazılarını kullanmya çalış.

And for your final challenge today, I want you to choose

Ve bugünkü senin son mücadelen için, ben bugünkü derste paylaştığım

three of the idioms or expressions

üç atasözü ya da ifadeyi

that I shared in today's lesson

seçmenizi istiyorum.

and write a short paragraph using them

ve onları kullanarak bu videonun yorumlar bölümüne

down in the comments below this video.

kısa bir paragraf yazın.

I'm going to come down, check them out

Ben inip, onları kontrol edeceğim

and give you some feedback if you need it very soon.

ve eğer yakında ihtiyaç duyarsanız, size biraz geri dönüt vereceğim.

Thank you for joining me.

Katıldığınız için teşekkürler.

Like I said, I hope I didn't stress you out

Söylediğim gibi, umarım sizi strese sokmamışım dır.

or you're not too stressed

ya da çok stresli değilsiniz

but it is important to be able to talk about

ama şuan nasıl hissettiğiniz hakkında

how you're feeling right.

konuşabilmeniz önemlidir.

Make sure you check back for new videos

Bunlar gibi her gün kullanışlı İngilizce ifadelerle

full of everyday useful English expressions

dolu yeni videolar için geri kontrol ettiğinizden emin olun

just like these ones.

I will see you in the next one.

Sıradakinde görüşürüz

Bye for now!

Şimdilik hoşça kalın!