Prepositions of PLACE 👉 IN / ON / AT / BY 👈 Common English Grammar Mistakes

Hello! This is Emma from mmmEnglish,

merhaba! ben mmmEnglish sayfasındandan emma

back with another lesson

başka bir dersle karşınızdayım

on the mmEnglish Youtube channel.

mmEnglish youtube kanalında

Now in English, we say

ingilizce de, söyleriz

"The school is on Bay Street."

''okul bay caddesindedir''

Not "The school is at Bay Street."

''okul bay caddesindedir'' değil(at değil)

"They live at 10 Park Road."

''onlar 10 park yolunda (road) da yaşarlar.''

Not "She lives in 10 Park Road."

''o 10 park road da yaşar'' değil.(in değil)

"The museum is in the city."

''müze şehirdedir.''

Not "The museum is on the city."

''müze şehirdedir'' değil.(on değil)

"I live at 300 King Street,

''300 king caddesinde

in an apartment, on the fourth floor."

apartmanın 4.katında yaşarım.

These little words can cause lots of headaches

Bu küçük kelimeler çok fazla baş ağrısına sebep olabilir.

if English is not your first language.

Eğer ana dilin ingilizce değilse.

They're called prepositions

Onlara prepositions(edatlar) denir.

and there are lots of them in English.

ve ingilizce de onlardan çok vardır.

In, on, at,

in,on,at

by, with, for,

by, with, for,

over, under,

over, under,

of, to.

of,to.

They all help to give information about the time,

onların tümü ingilizce cümlelerinizde zaman,

location or direction in your English sentences.

yer ya da yön hakkında bilgi vermeye yardımcı olur.

in, on, at

in, on, at

and by

and by

In this lesson,

Bu derste

we'll take a closer look at these

bunlara daha yakından göz atacağız.

small but very common,

Bunlar küçük ama çok yaygın,

very useful English words.

çok faydalı ingilizce kelimelerdir.

And we'll concentrate on how you can use them

Ve bunları nasıl kullanabileceğinize konsantre olacağız.

to give information about

ve bunlar hakkında bilgi vereceğiz.

the place or location of something.

bir şeyin yeri yada konumu.

Now, the bad news is

şimdi.kötü haber

that there's no clear

şu ki net birşey yok.

way of knowing which preposition you need to use.

hangi prepositionu kullanmanız gerektiği hakkında...

In fact,

gerçekte,

different prepositions can be used with the same words

farklı prepos. ları aynı cümlede kullanabilirsin.

but this can change the meaning of

ancak bu anlamını değiştirebilir

your sentence.

senin cümlelerinin

Am I at the car?

ben arabada mıyım ? ( yanlış)

At the location of the car?

arabanın bulunduğu yerde ?

Am I in the car?

ben arabada mıyım ? (dogru)

Or am I on the car?

yada araçtamıyım ? (yanlış)

All of these sentences are okay

bu cümlelerin hepsi doğru

but the meaning is different in each question.

fakat her soruda anlamı farklıdır.

Most of the time,

çoğu zaman,

you can't just guess the correct preposition.

dogru prepos. nı tahmin edemezsin.

It's not really a good strategy

bu gerçekten iyi bir strateji değil

to improve your English

ingilizceni geliştirmek için.

- unless you're a really lucky person!

sen gerçekten şanslı birisi olmadıkça!

The worst way to try and learn prepositions

prepos. ları ogrenmede en kotu yolu denemek

is to translate them from your native language.

onları kendi ana diline çevirmendir.

This can cause lots of problems.

bu çok soruna neden olabilir.

Prepositions must be learned in chunks of words

prepos. lar cümlelerde fazlaca kullanılarak öğrenilmelidir.

or called collocations.

ya da isimlerini sıralandırarak..

Groups of words that are often used together.

birlikte sıkça kullanılan kelime grupları

Like, "In the morning."

''in the morning''(sabah) gibi.

"At night."

at night(gece)

"It depends on... (something)"

it depends on.. (something) (.. birşeye bağlı).

"He's keen on football."

o futbola meraklıdır.

Learning this way will help you to make

Bu şekilde öğrenmek size yardımcı olacaktır.

fewer mistakes with prepositions.

daha az hata yaparsın.

Instead,

yada bunun yerine,

pay attention to how native speakers

ana dilinde konuşanlara dikkat et

use these prepositions.

prepos ları nasıl kullandıklarına bak.

How are they used in the newspaper articles

okudugun hikaye yada gazete küpürlerinde

that you read or stories?

nasıl kullanılıyorlar ?

What words are they used with?

hangi kelimeleri kullanıyorlar ?

And pay close attention to the general rules

Ve genel kurallara dikkat et.

that I'll teach you in this lesson,

bu derste bunu size öğreteceğim

so that you can make

böylece yapabilirsin

the right choices

doğru seçimler

when choosing prepositions of place.

edatların yerini seçerken

Let's get started with

haydi başlayalım

"in"

in

Now the best way to think about the preposition, "in"

''in''edatı hakkında düşünmenin en iyi yolu

is being within something

birşeyin içinde olmasıdır.

inside the edges of something.

birşeyin kenarlarında(çapında,alanında)

So let's start really simply with containers or spaces

öyleyse basit içerikler ve alanlarla başlayalım

that are enclosed.

ekte yer almaktadır. (sol üst tarafta)

I've got the key in my pocket.

cebimde anahtar var.

There's some milk in the fridge.

dolapta biraz süt var

She left it in the top drawer.

çekmecenin üstüne bıraktı

There's nothing left in my cup.

bardağımda birşey kalmadı

Now, it's easy to think about all of these examples

şimdi, bı orneklerlerin hepsi hakkında düşünmek kolaydır.

as being inside something

birşeyin içinde olmak gibi

because the edges are really clear.

çünkü kenarları(alanı) gerçekten nettir.

You can see inside them.

onların içini görebilirsin

There's a clear inside and an outside.

içi ve dışı belirgindir.

Right?

değilmi ?

Take our earlier example,

önceki örneğimize ele alalım

I'm in the car.

ben arabadayım

The car has clear edges,

araba net belirgin

I'm definitely inside the edges of the car.

arabanın içerisinde olduğum kesin.

We can use "in" with buildings or rooms

binalarda ve odalarda ''in'' kullanabiliriz.

and places that can surround a person or an object

ve de bir kişi yada nesneyi çevreleyen(kuşatan)

on all sides.

her tarafta kullanabiliriz.

Can you take a seat in the waiting room please?

oturma odasına bir koltuk götürebilirmisin lütfen ?

I've left my bag in your office.

çantamı ofisinde bıraktım

Why don't we have a picnic in the park?

neden parkta piknik yapmıyoruz ?

But there are lots of times when you need to

ancak bu edatları kullanman gereken

use this preposition

bir çok zaman var.

when the edges are less clear.

daha az belirgin olduklarında

So for example,

mesela

with areas or regions or cities and towns.

alanlar bölgeler yada şehir ve kasabalar.

I'm filming this video in Spain.

bu video yu ispanya da çekiyorum

I grew up in Melbourne.

melbourn de büyüdüm.

Holidaying in France is easy if you speak French!

fransızca konusursan fransa da tatil yapmak kolaydır.

Regolisa is a small village in the mountains.

regolisa daglarda küçük bir köydür

We're going for a drive in the country.

kırsal alan da araba kullanacağız.

Lots of people were swimming in the lake.

bir çok insan göl de yüzüyordu.

Now, all of these nouns

şimdi bu isimlerin hepsi

have borders or edges,

bir sınıra ve belirginliğe sahip değil

even if they're not really obvious or clear.

sanki onlar kesin ve gerçekten net değil

We can physically be located

fiziksel olarak konumlanabiliriz

inside the edges of this space.

bu alanın içinde

Now when talking about groups of people,

insanlarla konusurken

you can often use "in".

sık sık ''in'' kullanabilirsin.

She works in the finance team,

o mali ekipte calısır.

surrounded by people.

insanların etrafında

He got selected to play in the national team.

o millitakımda oynamayı seçti

But there's an exception for important high-level groups

fakat önemli üst düzey gruplar için bir istisna var

where members are often elected.

üyeler cogunlukla secildikleri yerledir.

He's on the board.

o tahta da.

Or they're on the committee,

yada komite de

or on the council.

yada konsil de

We can also use "in" with liquids and other substances

sıvı yada diğer maddelerde ''in kullanabiliriz.

to show what they contain.

onların ne içerdiğini göstermek için

Careful! There's a lot of chilli in that sauce.

dikkat et . sosta cok biber var.

There's too much sugar in soft drinks.

Alkolsüz içeceklerde çok fazla şeker var.

Do you have milk in your coffee?

kahvende süt varmı ?

Now the preposition "on"

şimdi de sıra '' on '' da.

is used to talk about the position of something

bazışeylerin konumu hakkında konusurken kullanırız.

on surfaces

yüzey de

or things that can be thought-of as surfaces

veya yüzey olarak düşünülen şeylerde

like walls or tables.

duvarlar yada masalar gibi

My phone is on the table.

telefonum masanın üstündedir.

You can see a painting on the wall behind me.

Arkamdaki duvarda bir resim görebilirsin.

We live on the fourth floor of the building.

binanın 4. katında yaşarız.

Can you write it on that piece of paper?

onu bu kağıda yazabilirmisin ?

He's spilled ice cream on his new jumper!

yeni elbisesine dondurma döktü.

Now, keep thinking about this idea of

hakkında düşünmeye devam edelim.

flat surfaces

düz yüzeylerin

because it includes roads and streets

cünkü ona yollar ve caddeler dahildir

and rivers.

ve nehirler.

The supermarket is on the corner of Martin Street.

super market martin sokagının kösesinde.

Nice is on the south coast of France.

nice güney fransanın kıyısında.

Now the idea of flat surfaces also includes water,

düz yüzeylere ayrıca sularda dahildir.

so rivers, oceans, lakes.

yani nehirler okyanuslar göller

What's that on the water?

suyun üzerindeki nedir ?

Floating on the water.

suyun üzerinde yüzmek.

We'll take you out on the lake

seni göle götüreceğiz.

- in our boat.

bizim botla

We'll be on the lake, in our boat.

gölde botumuzda olacağız.

Okay, now let's talk about the preposition "at".

tamam , şimdide ''at'' hakkında konuşalım.

It's used to talk about specific places or points in space.

özel mekanlar yada bellirli bir noktadan bahsederken kullanırız.

Sarah's still at school.

sarah hala okulda

I'll meet you at the bus stop.

seninle otobos durağında buluşacaz

Turn left at the traffic light.

trafik ısıklarından sola dön

Now it's also used with public places and shops.

ayrıca kamu alanı ve avm lerde kullanılır.

For example,

misal

I studied design at college or school or university.

Kolejde veya okulda veya üniversitede tasarım okudum.

Let's meet at the station.

İstasyonda buluşalım.

We have to stop at the supermarket on the way home.

eve dönerken markette durmak zorundayız.

There was a crazy guy at the library today.

Bugün kütüphanede deli bir adam vardı. :)

We also use it with addresses.

ayrıca adreslerde kullanırız

They live at 14 Eagle Road.

onlar eagle road 14 de yaşar

I'll meet you at the corner

köşede

of Beach Street and Park Road.

beach caddesinde ve park roadda senle buluşacaz.

I had a coffee at Helen's house.

helens housa da bir kahve içtim.

At her house, right?

onun evinde deil mi ?

Careful, not to confuse the preposition with another,

dikkat, edatları başka edatlarla karıstırma

"with".

with

I had a cup of coffee with Helen.

Helen'le bir fincan kahve içtim.

That means Helen, the person,

bu helen bir kişi demektir. yani bir şahıs.

not Helen's house.

helen in evi değil

We can use "at" with events.

olaylarda at kullanırız.

We met at a party.

biz bri partide tanıştık

He's speaking at a conference later this week.

Bu hafta bir konferansta konuşacak.

So in all of these examples,

Bu nedenle, bu örneklerin hepsinde, "at" öneki, belirli mekanlar veya noktalar hakkında konuşmak için kullanılır.

the preposition "at" is used to talk about

Bu nedenle, bu örneklerin hepsinde, "at" öneki, belirli mekanlar veya noktalar hakkında konuşmak için kullanılır.

specific places or points in space.

Bu nedenle, bu örneklerin hepsinde, "at" öneki, belirli mekanlar veya noktalar hakkında konuşmak için kullanılır.

Okay I went through quite a few examples there,

tamam , bir kaç ornekle ilerleyelim.

but let's just stop and review the rules for a minute.

ancak bir dakika boyunca kuralları gözden geçirip duralım.

"At" is one-dimensional.

AT bir boyutludur

Think of a map.

bir harita düşünün

When you're looking at a map, you're referring to a

bir haritaya baktıgında özel bir alana yada pozisyona atıfta bulunuyorsun

specific place or position in space.

bir haritaya baktıgında özel bir alana yada pozisyona atıfta bulunuyorsun

"On" is more two-dimensional.

2 den fazla boyutta ''on'' kullanılır.

You have a flat surface

bir dış yüzeye sahipsin.

and you're referring to the position of

ve o yüzeyle ilişkili bir şeylerin veya birinin konumunu kastediyorsun.

something or someone

ve o yüzeyle ilişkili bir şeylerin veya birinin konumunu kastediyorsun.

in relation to that surface.

ve o yüzeyle ilişkili bir şeylerin veya birinin konumunu kastediyorsun.

So you're recognising the space around you

Dolayısıyla o edatı kullanırken çevrenizdeki alanı biraz daha tanıyorsunuz demektir.

a little more when you're using that preposition.

Dolayısıyla o edatı kullanırken çevrenizdeki alanı biraz daha tanıyorsunuz demektir.

Now "in" is the sort of

in ise 3 boyutlu bir tür edattır

three-dimensional preposition.

in ise 3 boyutlu bir tür edattır

So when you use it,

boylece in i kullanırken

you need to think about

onu çevreleyen şeyle baglantılı olan konumunu inlcemeye ihtiyacın var

the position of something

onu çevreleyen şeyle baglantılı olan konumunu inlcemeye ihtiyacın var

in relation to what surrounds it.

onu çevreleyen şeyle baglantılı olan konumunu inlcemeye ihtiyacın var

Now of course,

tabiki şimdi

there are grey areas and many exceptions

bir çok istisna var.

that will make you

bunu kafanda tasarladıgında

scratch your head and wonder, what?!

bunu kafanda tasarladıgında

When you hear that expression, "grey areas"

gri alanlar ifadesini duydugunda

it means that something is

bu net olmayan birşey demektir

unclear.

bu net olmayan birşey demektir

It's not black and it's not white,

siyahta değil beyazda değil

it's somewhere in the middle

ortasında bir yerlerde

but we don't know exactly where

ama biz bilmiyooruz

- it's unclear.

o kirli

That's a very common expression.

bu bir çok toplu ifadedir.

Now there are many grey areas for prepositions

edatlar için gri bölgeler çoktur.

when you're talking about

Bir şeyin yeri veya bölgesinden bahsederken.

the place or the location of something.

Bir şeyin yeri veya bölgesinden bahsederken.

It's on the corner.

o köşededir. gibi.

Or it's at the corner.

yada it's at the corner. gibi

These two examples mean almost the same thing.

Bu iki örnek neredeyse aynı şeyi ifade eder.

The museum is on the south side of the city.

müze şehrin güneyinde

So this expression, on the south side

bu ifade..

or on the right side

..

or on the left side,

..

it always uses the preposition "on".

her zaman on kullanırız

Your seat is on the left side.

oturdugun yer sol tarafta

Now I said before that Nice

önceden nice dedim.

is on the south coast of France

fransanın güney kıyısında

but Nice is also in the south of France.

ama o güneyindeydi

Now there is a difference here

burada fark var

when we're referring to the flat surface

düz yüzey ve bölgeye veya bölgeye atıfta bulunduğumuz zaman.

and the region or the area.

düz yüzey ve bölgeye veya bölgeye atıfta bulunduğumuz zaman.

So it's that spatial difference.

Yani o mekansal farktır.

On the south coast

güney kıyısında

or in the south of France.

yada fransanın güneyinde

It's a little hard to get your head around, right?

Kafanı çevrelemek biraz zor, değil mi? :)

But France is a space that has edges.

ancak fransanın belirgin oldugu bir alandir.

It's enclosed so we use "in".

in i nasıl kullandıgımız ekte yer almaktadır. (sol üst)

I'll see you at Melanie's house.

melanie nin evinde görüşrüz.

So that's the place right?

Burası doğru yer mi?

But I'll meet you in the kitchen.

ama ben mutfakta buluşacam

It's an enclosed room or enclosed space.

Kapalı bir oda veya kapalı alan.

I'll meet you at the corner of Beach Street and Park Road.

Beach Street ve Park Road'un köşesinde buluşalım.

I saw it in the corner of the room.

onu odanın kösesinde gördüm

So that's an enclosed space, right?

bu kapalı bi alan deilmi ?

How about this one?

bunlardan birine ne dersin ?

Write it on the paper

kağıda yaz

in your notebook,

notbookuna

at the top of the page

sayfanın üzerinde

or in the corner.

yada köşede

We say I'm in the car

söylemiştim..

and I'm on the bus or the train.

ve..

So there are also times when you can use

kullancamıız bir çok an var

two different prepositions

2 farklı edat

and the meaning is actually really similar

ve anlamları gerçekten benzer

especially between "at" and "on"

özellikle at ve on arasında

Sarah's still in school.

...

Or Sarah is still at school.

...

Now these sentences mean almost exactly

bu cümleler kastettikleri mana aynı

the same thing.

aynı şey

"In" school suggests that Sarah is

sarah önerdiği sarahın

inside the school buildings.

okulun içinde olmasıdır.

She's a student, she's learning there.

o ogrenci orada ogrenior.

"At" suggests that she's at the location of the school

at bölgeyi öneriyor.

but she could be inside a building or outside

ama bir binanın içinde ya da dışında olabilir ve mutlaka öğrenci olması gerekmez.

and she's not necessarily a student either.

ama bir binanın içinde ya da dışında olabilir ve mutlaka öğrenci olması gerekmez.

She could be a parent visiting the school, for example.

meselai o okulu ziyaret eden bir veli olabilirdi.

I think they're at the beach

bence onlar sahilde dir.

Or I think they're on the beach.

yada ..

"At the beach" is the place.

at the beach bir mekandır.

"On the beach" means the sand.

on the beach ise kumdur.

But you can't use "in".

ancak in kullanılamamazsın.

If you say "in" you need to use

ini kullanmaya ihtiyacın varsa

the water.

su

You can be in the water.

suyun içinde olabilirsin

She's in the sea.

o denizde

She's in the lake.

gölde

She's in the water.

suda

One more two-lettered preposition

2 harften daha faza bir edat

to add to this lesson about place

edatlar hakkında bu dersle ilave olarak by eklenir.

is "by".

I'm waiting by the car.

arabayı beklıorum

Put your bag by the door and sit down.

Çantanızı kapıda koyun ve oturun.

Here, "by" is used to mean

burada by ifadesi kullanılır

next to something or beside or near.

birşeyin yanında yada ötesinde kıyısında

These are all prepositions that give us detail

Bunlar bize ayrıntılı bilgi veren tüm edatlar

about the location of something.

yada birşeyin yeri hakkında

They live near the school.

onlar okulun yakınında yaşar

They live next to the school.

...

They live by the school.

..

So there are definitely a few

Yani kesinlikle birkaç tane var

confusing things about prepositions, right?

bunlar kafa karıstırıor deilmi

To successfully learn to use prepositions really well,

Edatlar'ı gerçekten iyi öğrenmeyi başarmak için,

learn them with the words around them.

Onları etrafındaki kelimelerle öğrenin.

Don't try and learn them on their own.

Kendi başlarına öğrenmeye çalışmayın.

The general rules that we talked about during

konustuumuz genel kuralları uygulayın

this lesson, will help you to make better choices

bu ders daha iyi bir secim için sana yardımcı olacak

- most of the time!

coguzaman .

Well I hope this lesson has helped to make a few things

Umarım bu ders birkaç şeyi düzeltmemize yardımcı olmuştur.

clearer for you.

senin için daha net.

If you've got any questions at all,

eğer sorun olursa hiçbirşekilde

just pop them in the comments under this video.

bu videonun altına yorum atmaktan cekinme.

If you love this channel and you enjoy my lessons,

bu kanalı sevdiysen ve derslerimde eğlenirsen eğer

then please make sure that you subscribe to my channel

o halde lütfen kanalıma abone oldugundan emin ol

right here or here.

aha tam buradan

And check out some of the other lessons

ve diger dersleri kontrol et

that I've made in these playlists, right here.

çektigim videoların listesi ahaa tam burada

See you next week

gelecek hafta görüşürüz.

and thanks for watching mmmEnglish.

ve mmmEnglish i izlediğin için teşekkürler.

Bye for now!

şimdilik hoşçakalın!