Does Working Hard Really Make You a Good Person? | Azim Shariff | TED

423,749 views ・ 2023-05-16

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Berk can Gözden geçirme: Ömer Faruk Zeren
00:04
Imagine for a second that your job was made redundant
0
4251
3169
İşi aynı kalitede ücretsiz olarak yapabilen
00:07
by an advanced piece of software
1
7420
2086
gelişmiş bir yazılımın
00:09
that could do the work at the same level of quality for free.
2
9506
4129
sizin işinizi önemsiz kılmasını bir dakika hayal edin.
00:14
But you happen to have three years left on a guaranteed contract,
3
14803
3545
Aynı zamanda garanti altında olan bir sözleşmenin daha üç seneniz var.
00:18
and so your employer gives you two options.
4
18390
2127
Dolayısıyla patronunuz size iki seçenek sunuyor.
00:21
Either you can keep getting paid as per your contract, but stay home
5
21393
4045
Ya sözleşmenize göre maaşınızı alırken ve o yazılım işinizi yaparken
00:25
as the software does your job,
6
25480
2711
siz evde oturursunuz
00:28
or you can keep going in and doing the work
7
28191
3128
ya da her gün işe gidip aynı paraya
00:31
that could have been automated
8
31319
1543
otomatik hale getirilebilen işleri
00:32
for the same money.
9
32904
1543
size yapmaya devam edersiniz.
00:34
What would you do?
10
34447
1252
Ne yapardınız?
00:35
Now most of you, I'm sure this is a no-brainer.
11
35699
3670
Çoğunuz için çok basit bir soru.
00:39
Take the money, go home, watch TED talks.
12
39369
3420
Alayım parayı, eve gidip TED Konuşmaları izleyim.
00:42
(Laughter)
13
42831
1418
(Gülme sesleri)
00:44
But there's always some who would choose to keep working.
14
44249
2878
Fakat her seferinde çalışmayı seçen bazı insanlar oluyor.
00:47
What do you think of those people?
15
47168
2044
Bu insanlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
00:49
What does it say about their character?
16
49254
2586
Bu, karakterleri açısından size neler ifade eder?
00:52
This is the scenario about a hypothetical medical scribe named Jeff
17
52882
4422
Deneklerimize, bu konuda bir hikaye verdik,
00:57
that we gave to our research participants.
18
57345
2253
adı Jeff olan bir doktor yardımcısını anlatan.
01:00
For half the people in the study,
19
60056
1585
Deneydeki kişilerin yarısına,
01:01
the story ends with Jeff choosing to go home,
20
61641
2169
Jeff’in eve gitmeyi seçmesiyle biten hikayeyi
01:03
and for the other half it ends with him choosing to keep working.
21
63810
3462
diğerlerine de Jeff’in çalışmayı seçmesiyle biten hikayeyi verdik.
01:07
And then we asked everybody what they thought of Jeff.
22
67731
3253
Sonra herkese Jeff hakkındaki düşüncelerini sorduk.
01:11
Those who heard about the Jeff who kept working
23
71484
2878
Jeff’in çalışmaya devam ettiğini öğrenenler
01:14
saw him as less competent --
24
74404
3253
Jeff’i daha becereksiz olarak gördüler --
01:17
he does seem like a bit of a chump --
25
77699
2461
biraz salak gibi de geliyor yani --
01:20
(Laughter)
26
80160
1251
(Gülme sesleri)
01:21
but they also saw him as warmer and more moral,
27
81453
3420
ama aynı zamanda onu biraz daha sıcak ve ahlaklı biri gibi gördüler,
01:24
somebody who could be trusted to do the right thing.
28
84914
2670
doğruyu yapacağından emin olabildiğiniz birisi olarak.
01:27
They saw him as a good person.
29
87584
2461
Onu iyi biri olarak gördüler.
01:30
Even though Jeff added no extra value,
30
90712
3253
Jeff’in hiçbir değer katmadığı halde,
01:34
people saw him as virtuous for choosing to keep plugging away.
31
94007
3253
çalışmayı seçtiği için insanlar onu dürüst biri olarak gördüler.
01:38
Why is it that we see mere effort as moral?
32
98261
3545
Neden çabaya ahlaklı bir şeymiş gibi bakıyoruz?
01:42
I am a psychology professor at the University of British Columbia,
33
102515
3212
Ben, Britanya Kolumbiyası Üniversitesi’nde psikoloji profesörüyüm.
01:45
where I study morality.
34
105727
1251
Ahlak üzerinde çalışıyorum.
01:47
I've worked on religion and morality,
35
107020
2294
Din ile ahlak ve şoförsüz arabalar ile ahlak
01:49
I've worked on driverless cars and morality,
36
109356
2627
üzerinde çalışmalar yaptım.
01:51
but recently my collaborators and I have been working on work itself.
37
111983
3837
Ama yakın zamanlarda ortaklarımla çalışmak hakkında çalışmalar yapıyoruz.
01:56
And in study after study, we find that people attach moral worth to effort
38
116196
4921
Her çalışmada da gördük ki insanlar gayrete değer veriyorlar
02:01
regardless of what that effort produces.
39
121159
2169
o gayretin sonucundan bağımsız olarak.
02:03
So in another study, we asked people about two widget makers.
40
123912
4379
Başka bir çalışmada insanlara iki tane küçük aygıt yapımcısı
hakkında sorular sorduk.
02:08
They produce the same number of widgets in the same amount of time
41
128291
3379
Aynı sürede, aynı sayıda, aynı kalitede
02:11
at the same level of quality.
42
131711
1752
küçük aygıt üretebiliyorlar.
02:13
But for one of them, it takes a lot more effort to do so.
43
133463
3086
Fakat bunun için birinin çok daha fazla emek vermesi gerekiyor.
02:16
People see that harder-working widget maker as, again,
44
136925
4004
İnsanlar yine o daha çalışkan küçük aygıt yapımcısını
02:20
less competent but again, more moral.
45
140970
3671
daha az becekli ama daha ahlaklı olarak görüyorlar.
02:24
And if you had to choose just one of those two as a cooperation partner,
46
144683
4671
Ve ikisinden biriyle işbirliği yapmak için seçecek olsaydınız
02:29
you would choose the one who struggles.
47
149396
2460
zorlananı seçerdiniz.
02:33
We call this effort moralization.
48
153108
2836
Bunu Çabanın Moralizasyonu olarak tanımlıyoruz.
02:36
And it doesn't appear to just be a North American thing.
49
156528
3295
Ve bu sadaece Kuzey Amerika’da da görünmüyor.
02:39
Work norms, of course, differ around the world,
50
159864
2628
İş adetleri, dünyanın her yerinde farklıdır.
02:42
but we replicated our original American result in South Korea,
51
162534
4754
Ama aynı sonucu hem Güney Kore’de,
02:47
which is known by the numbers
52
167330
1585
ki rakamlara göre Güney Kore
02:48
to be one of the hardest-working countries in the OECD,
53
168957
3378
OECD üyelerinin en çalışkan ülkelerin arasında yer almaktadır,
02:52
and in France, which is known for other strengths.
54
172377
4046
hem de Fransa’da gördük, o kadar çalışkan olmasalar da.
02:56
(Laughter)
55
176464
2461
(Gülme sesleri)
02:58
In all of these places,
56
178925
1919
Bütün bu incelediğimiz yerlerde
03:00
the harder-working person was seen as more moral
57
180885
3254
daha çok çalışan kişi daha ahlaklı
03:04
and a better cooperation partner,
58
184139
1918
ve daha iyi bir işbirliği ortağı olarak
03:06
even though they added no extra value.
59
186057
2544
algılanırlar, başka herhangi bir değer katmasalar da.
03:09
And it looks like this is something broader than, say,
60
189144
2544
Protestan çalışkanlığıdan
03:11
the Protestant work ethic.
61
191730
1543
daha geniş kapsamlı bir şey.
03:13
Even the Hadza people,
62
193565
1543
Hadza halkında, Tanzanya’da
03:15
hunter-gatherers in Tanzania, show something like it.
63
195150
3336
avcı-toplayıcı bir toplum, bile böyle bir şey görünmektedir.
03:19
When asked what qualities contribute to good character,
64
199028
2878
Birisinin iyi olduğunu gösteren özellikleri sorulduklarında
03:21
they didn't agree on very much, but they did agree on two things.
65
201948
3337
bir sürü farklı cevap verdi ama her seferinde aynı iki cevabı aldık.
03:25
Generosity and hard work.
66
205326
2586
Cömertlik ve çalışkanlık.
03:28
So this intuitive connection between effort and morality
67
208913
3295
Yani çabayla ahlak arasındaki bu içgüdüsel olarak kurduğumuz bağ
03:32
doesn't appear to be the quirk of any one culture,
68
212250
3378
herhangi bir kültüre özel bir şey değildir
03:35
but potentially something very deep indeed.
69
215670
2920
hatta oldukça derin bir şey olabilir.
03:39
Now effort moralization makes sense at the individual level.
70
219424
4296
Şimdi, Çabanın Moralizasyonu kişisel olarak bize mantıklı geliyor.
03:44
Somebody who is willing to show that they will put effort
71
224012
2919
Önemsiz işlerle uğraşan bile,
03:46
into even meaningless tasks,
72
226931
2419
hatta özellikle önemsiz işlerle uğraşan,
03:49
maybe even especially into meaningless tasks,
73
229392
2336
bu işlere çaba sarf ettiğini gösteren
03:51
is somebody who's more likely to help you out.
74
231770
2877
size yardım etmesinin daha yüksek bir ihtimali vardır.
03:55
So I have a friend from work, Paul.
75
235064
3337
İşten bir arkadaşım vardı, ismi de Paul.
03:59
Paul is an uncommonly charismatic man.
76
239027
3253
Paul çok yaygın olmayan bir karizmaya sahiptir.
04:02
Paul wears stylish pairs of raw denim jeans
77
242280
3712
Havalı kotlar giyer
04:05
and Paul buys expensive bars of soap,
78
245992
2753
pahalı sabaunlar alır —
04:08
60-dollar bars of soap.
79
248787
1668
60 dolarlık sabunlar.
04:11
And Paul is one of those types who wakes up every morning
80
251372
2711
Ve Paul her sabah kalkıp koşmaya giden
04:14
and goes running.
81
254083
1210
tiplerdendir.
04:15
And when I first heard this,
82
255835
1377
Bunu ilk duyduğumda
04:17
I sort of rolled my eyes at this being one of those Mr. Perfect things.
83
257253
4421
böyle sanki her şeyi mükemmel yapıyormuş gibi göz devirmiştim.
04:21
Actually, Dr. Perfect in this case.
84
261716
2461
Doktorasını da tamamlamış üstelik.
04:24
(Laughter)
85
264177
1168
(Gülme sesleri)
04:25
But then one day I saw Paul on one of his morning runs,
86
265386
3462
Bir gün ama gördüm Paul’ı sabah koşarken
04:28
and instead of seeing a sleek, type-A personality
87
268890
3003
ve kibirli, sürekli hayatı kendine güvenerek yaşayan
04:31
confidently striding through life,
88
271935
2419
değil de
04:34
I saw Paul struggling, in an inelegant hobble
89
274395
5005
Paul’ı zorlandığını farkettim, toparliyordu böyle hantal hantal.
04:39
(Laughter)
90
279442
1001
(Gülme sesleri)
04:40
with a grotesque grimace of something between annoyance and agony on his face.
91
280443
6298
Yüzünü de öyle buruşturmuş ki hem gıcık hem de canı yanıyor gibiydi.
04:47
Running was hard for him.
92
287283
2378
Paul’a koşmak zor geliyordu.
04:50
Every morning was effort,
93
290119
2878
Her sabah güçtü onun için
04:53
and the person who was willing to wake up for that, day after day,
94
293039
3212
ve her gün aralıksız olarak aynı şeyi yapabilmek için uyanan biri
04:56
is the kind of person you want in your corner.
95
296251
2460
yanınızda olmasını isteyeceğiniz biri.
04:59
And Paul is in mine.
96
299337
1293
Ve Paul benim yanımda.
05:01
He's not just the inspiration behind some of the studies in this research,
97
301047
3504
Hem bu araştırmadaki çalışmaların bazılarının ilham kaynağı
05:04
he is a collaborator on them as well.
98
304551
1793
hem de bu çalışmalara ortaklık ediyor.
05:06
And he's a good man.
99
306803
1418
Ve gerçekten iyi birisi.
05:09
The truth is, we're all in the market
100
309097
2544
Gerçek şu ki: hayattaki en iyi
05:11
for finding the best collaborators in life.
101
311641
2961
ortakları bulmanın peşindeyiz.
05:14
And we're trying to show others that we are that person as well.
102
314602
3045
Aynı zamanda diğer insanlara da iyi bir ortak olduğumuzu göstermek peşindeyiz.
05:18
The evolutionary psychologists call this partner choice.
103
318314
3546
Evrimsel Psikologlar bunu ortak seçimi olarak tanımlarlar.
05:22
Just as we are trying to be and select the best romantic partners,
104
322402
3879
Nasıl en iyi romantik eşleri seçip ola- bildiğince iyi bir eş olmaya çalışıyorsak
05:26
we are also trying to be and select the best cooperation partners.
105
326322
3754
işbirliği ortakları için de bu geçerlidir.
05:30
We're all trying to surround ourselves
106
330743
1836
Hepimiz çevremizi, zor duruma düşünce
05:32
with people who will help us out in a pinch,
107
332620
2544
bize yardım edecek, tembellik etmeyecek
05:35
who won't slack off, who will share things fairly.
108
335206
3253
her şeyi eşit olarak paylaşacak insanlarla doldurmaya çalışıyoruz.
05:39
And as a result,
109
339002
1167
Ve sonuç olarak
05:40
any quality which makes you a better cooperation partner,
110
340211
3837
birisini daha iyi bir iş birliği ortağı olarak gösteren
05:44
say, generosity or self-control or hard work,
111
344090
5047
cömertlik, disiplin ve çalışkanlık gibi herhangi bir özellik
05:49
is seen as a moral quality.
112
349178
1961
ahlaklı gözüyle bakılıyor.
05:51
And so we have this simple heuristic:
113
351931
1877
Dolayısıyla basit bir göstergemiz oldu:
05:53
people who work hard are good.
114
353808
2377
çalışkan insanlar iyidir.
05:57
It's why you're more likely to donate to your friend
115
357061
2670
Bundan dolayı da kanser araştırması için
05:59
who pledges to run a marathon for cancer research,
116
359731
3461
maraton koşusuna katılmaya vaat eden arkadaşına
06:03
than your other friend who pledges to watch a "Sex in the City" marathon
117
363234
3420
para verirsin aynı nedenle “Sex in the City” maratonuna katılan
06:06
for the same cause.
118
366654
1210
arkadaşına değil.
06:07
(Laughter)
119
367906
1209
(Gülme sesleri)
06:09
But what makes sense at the individual level
120
369657
2378
Fakat kişisel olarak mantıklı gelen şey
06:12
can still become very problematic when scaled up to the societal level.
121
372035
3587
bütün topluma yayıldığı zaman çok fazla problem yaratablilr.
06:16
Our intuition that effort is good for its own sake,
122
376039
4170
Çabanın, hiçbir şey üretmediği halde, kendiliğinden iyi bir şey
06:20
regardless of what it produces,
123
380251
2419
olması hakkındaki sezgimiz
06:22
has created a work environment with perverse incentives.
124
382712
3462
kötü teşvikler ile bir iş ortamı yarattı.
06:26
So when we start attaching worth to activity
125
386633
3920
Yani üretkenliğe değil de faaliyetlere
06:30
rather than to productivity,
126
390595
2210
değer yüklediğimiz zaman
06:32
we start caring more about whether somebody is a hard worker
127
392847
3670
bir çabanın sonuçlarındansa
06:36
than whatever it is that that work was supposed to achieve.
128
396559
2961
birisinin çalışkan olup olmamasını umursamaya başlıyoruz
06:39
And this can come at a very steep human cost.
129
399562
3253
Ve bu, insanlara çok ciddi bir şekilde zarar verebilir.
06:42
So you'll remember our example of Jeff,
130
402857
2503
Jeff öreneğimizi hatırlayın:
06:45
the medical scribe who chose to throw his time into the volcano
131
405401
3254
çaba tanrılarına vaktini kurban etmek için
06:48
as a sacrifice to the gods of hard work.
132
408696
2753
bir yanardağın içine atmayı seçen doktor yardımcısı.
06:51
That was just a contrived scenario.
133
411866
2336
O sadece uydurma bir hikayeydi.
06:54
But how many Jeffs are out there,
134
414661
2544
Vaktini, sevmeye veya eğlenmeye kullanmak yerine
06:57
taking time that could have been spent on love or on leisure
135
417205
4254
ne kadar çabaladığını göstermeye kullanan
07:01
and spending it on signaling effort?
136
421459
2461
bu dünyada kaç tane Jeff vardır acaba?
07:03
And how often are we Jeff,
137
423920
2544
Biz de mi Jeff gibiyiz?
07:06
wearing workaholism as a badge of honor,
138
426464
2669
İşkolikliğimizle gurur duyarak
07:09
a way to reassure people that we are a good person,
139
429133
4338
başkalarını iyi biri olduğumuza dair güven mi vermeye çalışıyoruz
07:13
even if the person you're just trying to reassure is yourself?
140
433513
3336
asıl güvenini kazanmak istediğimiz kişi kendimiz olduğu halde?
07:17
The anthropologist David Graeber wondered
141
437642
3253
Antropolog David Graeber
07:20
how capitalism could sustain so many of what he bluntly called bullshit jobs.
142
440937
5213
kapitalizmin nasıl da bu kadar dediğine göre boş işi kaldırabildiğini sorguluyor.
07:26
These are jobs in which even the people doing the work see it as pointless,
143
446943
4171
İşi yapanların bile gereksiz bulduğu topluma hiçbir şey katmyan
07:31
accomplishing nothing of societal worth.
144
451155
2211
işler bunlar.
07:34
A capitalistic system should root out those inefficiencies,
145
454242
4212
Kapitalist bir sistem bu etkinsizlikleri normalde yok etmeli
07:38
but it doesn't.
146
458454
1210
ama bunu yapmıyor.
07:39
And the reason it doesn't is because alongside capitalism,
147
459998
3670
Ve yok etmemesinin nedeni şu ki: kapitalizmle yanı sıra
07:43
we also operate under another system.
148
463710
2627
başka bir sistem içerisinde yaşıyoruz:
07:46
What the journalist Derek Thompson calls workism.
149
466796
3378
Gazeteci Derek Thompson’ın “işizm” olarak adlandırdığı şey.
07:51
Workism is about your job not just being the source of your paycheck,
150
471009
4587
İşizm’de mesleğiniz bir sonraki maaşınızın kaynağı değil
07:55
but the source of your identity
151
475638
1502
kimliğinizin kanağıdır
07:57
and your pathway to self-actualization.
152
477140
2794
ve kendinizi gerçekleştirmenin yoludur.
08:00
Now that works for some people,
153
480935
2127
Bazı insanlar için yararlı bir şey
08:03
but what makes workism a culture is that we all get forced to participate.
154
483104
5047
ama işizm’in kültür haline gelmesi hepimizin katılmasının zorunlu olması.
08:09
Partner choice is not just about being a good cooperation partner,
155
489027
3503
Ortak seçimi, iyi bir işbirliği ortağı olmaktan değil
08:12
but a better cooperation partner than the next guy.
156
492530
3212
yanındakinden daha iyi bir işbirliği ortağı olmaktan ibaret.
08:15
Not just hard working, but harder working.
157
495742
3253
Çok çalışkan değil de daha çok çalışkan.
08:20
And this can create these arms races of workism.
158
500121
2878
Bu da işizm’de yarışmaya yol açar.
08:23
So you can imagine two office workers,
159
503499
1877
İki tane ofis elemanı düşünün.
08:25
both keen to show how industrious they are,
160
505376
2378
İkisi de çalışkanlığını göstermeye hevesli
08:27
both keen to be the first car in the parking lot in the morning.
161
507795
4380
İkisi de otoparktaki ilk kendi arabasını park etmeye hevesli.
08:32
And so they start one-upping each other by arriving earlier and earlier
162
512175
3503
Dolayısıyla sürekli birbirini geçmek için sürekli sabahları
08:35
and earlier in the morning.
163
515678
1418
daha da erken geliyorlar işe.
08:37
And everybody else just seems like more of a slacker every day.
164
517638
3295
Ve gün geçtikçe herkes onların yanında daha tembel duruyor.
08:41
The culture punishes us for not keeping up.
165
521768
3378
Kültür de yetişemediğimiz için bizi cezalandırıyor.
08:45
And so we end up putting more and more in
166
525146
2336
Biz de dolayısıyla sonuca bakmadan
08:47
regardless of what comes out the other side.
167
527523
2253
daha da fazla çabalıyoruz
08:50
And the culture maintains the most laborious aspects of our jobs
168
530193
5005
Ve o kültür, işimizin en çok emek isteyen taraflarını korur
08:55
because it most appreciates us when it sees us putting in that labor.
169
535239
4338
çünkü en o verdiğimiz emekleri önemsiyor.
08:59
And as a consequence, every other aspect of our job
170
539619
3170
Sonuç olarak da işimizle hayatımızın
09:02
and our lives, however great,
171
542789
3128
diğer tarafları ne kadar iyi olsa da
09:05
is made just a little less important.
172
545958
2086
biraz önemini yitiriyor.
09:08
Now, this is not an argument against hard work.
173
548711
3170
Çok çalışmaya karşı olan bir argüman değil bu.
09:11
It's not.
174
551923
1126
Gerçekten değil.
09:13
Hard work can be extremely meaningful when it serves a purpose.
175
553091
3461
Çok çalışmak, bir işe yaradığı zaman son derece anlamı.
09:16
Hard work built civilization.
176
556594
2669
Medeniyetler çok çalışarak inşa edildi.
09:20
But how much of the effort we spend now is done to build nothing
177
560098
3837
Fakat artık sarf ettiğimiz çabanın çoğu kendimize saygınlık kazandırmaktan
09:23
but our own moral reputations.
178
563976
2086
başkalarını çalışkanlığımıza inandırmaktan
09:26
To just convince other people that we are hard workers.
179
566104
3420
başka ne işe yarıyor?
09:30
And how much of what we admire in others is just effort porn?
180
570399
4380
Başkalarını ne kadar sırf sarf ettikleri çabalarına göre değerlendiriyoruz?
09:36
In one of his more candid moments,
181
576197
2127
Yüksek lisans öğrencilerimin biri
09:38
one of my graduate students said that he noticed
182
578324
2961
dürüstçe söyledi ki bana
09:41
I would send emails out at all hours of the day,
183
581327
3128
günün her saatinde e-posta gönderdiğimi farketmiş.
09:44
1 am, 2 am, 3 am.
184
584497
2336
Gece saat 1′de 2′de 3′de.
09:47
Now, this was because being a professor allowed me to maintain
185
587458
3712
Bunun nedeni de bir profesör olduğumdan otuz yaşlarımda
09:51
an adolescent sleep schedule deep into my 30s.
186
591212
3170
ergenlerinkine benzeyen bir uyku düzeni sağlayabiliyordum.
09:54
(Laughter)
187
594382
1793
(Gülme sesleri)
09:56
But what he then did was he got some app
188
596217
3086
Fakat sonra o öğrencim bir uygulama yüklemiş.
09:59
which scheduled his replies to come to me at one or two in the morning
189
599345
4505
Bu uygulama, sanki günün her saatinde çalışıyormuş gibi
10:03
so as to make it seem like he was also working all hours of the day.
190
603850
3753
mesajlarını gece saat birde, ikide bana iletirdi.
10:08
I'd clearly sent the wrong message,
191
608146
1876
Belli ki istediğim şeyi ifade edememişim.
10:10
so much so that my student was willing to delay the work
192
610064
3462
Kendini daha çalışkan göstermek için öğrencim yapması gereken
10:13
to make it seem like he was more industrious.
193
613526
2169
işi ertelemeyi tercih etti.
10:15
It was literally bullshit work.
194
615736
2169
İşin kendisi de gerçekten saçmaydı
10:18
I had to change my lab's culture.
195
618656
2586
Laboratuvarımdaki ortamı değiştirmem gerekiyordu.
10:21
I had to convince my students
196
621284
2168
Öğrencilerimi sadece
10:23
that we weren't just about the show of work,
197
623452
2795
yaptığın işin gösterişliliği değil ürettiğimiz şeylerin
10:26
but what we were actually producing.
198
626289
1835
daha önemli olduğuna inandırmam gerekiyordu
10:28
And it's not such a simple thing to do.
199
628708
2586
Bunu yapmak kolay değildir.
10:31
The mental circuit that connects effort to morality can be a stubborn one.
200
631836
5839
Kafamızdaki çabayla ahlakın arasındaki oluşturduğumuz bağ oldukça kuvvetlidir.
10:38
When I teach about psychological biases to my intro-psych students,
201
638092
3378
Psikoloji bölümüne yeni gelen öğrencilerimle önyargıları işlerken
10:41
I tell them that you can't always learn to resist a bias,
202
641512
3087
onlara anlatıyorum ki önyargılara hep karşı çıkamazsınız,
10:44
they can be very deeply ingrained,
203
644640
2628
çok derinlere işlenebiliyorlar.
10:47
but you can learn to notice them
204
647268
2377
Fakat önyargılarınızı farketmeyi öğrenebilirseniz
10:49
so that you can account for them when making important decisions.
205
649645
3087
önemli kararlar alırken o önyargıları da hesaba katabilirsiniz.
10:52
We may not be able to break that mental circuit,
206
652732
3170
Önyargılarımızın oluşturduğu o bağları tamamen kesemezsek bile
10:55
but we can learn to recognize our biases so they don't run our lives.
207
655943
4672
bunları farketmeyi öğrendiğimiz zaman hayatımızı mahvedemezler.
11:01
There is a story, almost certainly apocryphal,
208
661157
4046
Büyük ihtimalle uydurulmuş bir hikaye var
11:05
about perverse incentives in the era of British rule in India.
209
665203
3628
Hindistan’ın İngiliz yönetimi altında oluğu çağdan kötü teşvikler hakkında.
11:09
Desperate to deal with the cobras that were overrunning colonial Delhi,
210
669624
4588
Sömürge olan Delhi’deki kobra istilasından kurtulmak için
11:14
a bounty was put up
211
674212
1334
her getirilen
11:15
for every cobra skin that was brought in.
212
675546
2169
kobra derisine devlet para verecekti.
11:17
But the plan backfired
213
677757
1209
Fakat program ters gitti
11:18
because enterprising Indians started breeding more cobras to kill them,
214
678966
4588
çünkü girişken Hintliler daha fazla deri götürüp para almak için
11:23
bring in the skins and collect the bounty.
215
683554
2086
kobra yetiştirmeye başladılar.
11:25
And when the government finally abandoned the plan,
216
685640
2460
Sonra devlet sonunda programı bırakınca
11:28
as the story goes,
217
688100
1460
dediklerine göre
11:29
the breeders then released the cobras into the city
218
689602
2753
yetiştirenler tüm kobraları şehre serbest bırakmışlar
11:32
and the snake problem was worse than ever.
219
692355
2252
ve yılan sorunu eskisinden daha da beter olmuş.
11:35
Oops.
220
695316
1168
Eyvah.
11:36
(Laughter)
221
696484
1293
(Gülme sesleri)
11:37
The plan went awry because of the distance between what they wanted,
222
697777
3920
Programın ters gitmesinin nedeni: amacı — daha az kobranın olması —
11:41
which was fewer cobras,
223
701739
2085
ile insanlardan istediği —
11:43
and what they asked for,
224
703866
1502
daha az kobranın olması değil de
11:45
which was an imperfect signal of fewer cobras,
225
705368
2752
ölü kobralar — arasındaki yetersiz işaretlemenin
11:48
dead cobras.
226
708120
1168
yarattığı mesafe.
11:50
But I fear we've done something very real
227
710289
4129
Ama korkarım ki çalışmaya da hiç de uydurulmamış
11:54
and very similar with work.
228
714460
2127
ama çok benzeyen bir şey yaptık.
11:57
We have built a culture that asks for the wrong thing.
229
717838
3295
Bizden yanlış şeyi isteyen bir kültür yarattık.
12:01
If all we ask from each other is the effort that we put in,
230
721717
3921
Eğer birbirimizden tek isteğimiz, ortaya koyduğumuz çabaysa,
12:05
we will create a world full of effort and of hard labor and of cobras.
231
725638
5589
o zaman çaba, zor işler ve kobralarla dolu bir dünya yaratırız.
12:12
But if what we ask from each other is to produce something meaningful,
232
732144
4755
Fakat birbirimizden anlamlı bir şey üretmemizi istersek
12:16
we will create a world full of meaning.
233
736941
2794
anlamlı bir dünya yaratırız.
12:20
And what could be more moral than that?
234
740278
2669
Bundan daha ahlaklı ne olabilir ki?
12:22
Thank you.
235
742989
1167
Teşekkür ederim.
12:24
(Applause)
236
744156
2837
(Alkış sesleri)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7