Stories of Photographing Monumental People (from Michelle Obama to Stephen Hawking) | Platon | TED

44,633 views ・ 2022-07-19

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ozay Ozaydin Gözden geçirme: İlker ÖZBAŞ
00:04
So here we are, together.
0
4626
2419
İşte buradayız, birlikteyiz.
00:08
But we're in a technological trance.
1
8171
2378
Ama teknolojik bir trans halindeyiz.
00:11
Here we are together, but we're divided by tribalism.
2
11174
2711
Burada birlikteyiz ama kabilecilikle bölünmüş durumdayız.
00:14
Here we are together, but we're distracted by mass myths.
3
14636
3462
Burada birlikteyiz ama kitlesel mitlerle dikkatimiz dağılmış durumda.
00:18
We've been separated by walls,
4
18515
2294
Duvarlarla, pencerelerle,
00:20
windows, computer screens, borders.
5
20809
2919
bilgisayar ekranlarıyla, sınırlarla ayrıldık.
00:24
But we're united in our hearts.
6
24396
2627
Ama kalplerimizde birleştik.
00:27
Oh, we've argued and quarreled in the past.
7
27524
2878
Geçmişte tartıştık ve kavga ettik.
00:31
But now we know we've got a common bond.
8
31069
2753
Ama şimdi ortak bir bağımız olduğunu biliyoruz.
00:33
Humanity.
9
33863
1127
İnsanlık.
00:35
So why are we all here?
10
35615
1669
Peki neden hepimiz buradayız?
00:38
Maybe we're all looking for a key.
11
38034
1961
Belki de hepimiz bir anahtar arıyoruz.
00:40
A key to unlock this political, economic, social, cultural paralysis.
12
40453
6090
Bu siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel felcin kilidini açacak bir anahtar.
00:47
Maybe the answer is in a little word: empathy.
13
47210
4213
Belki de cevap küçük bir kelimede gizlidir: empati.
00:52
Empathy is not just walking in someone's shoes or feeling someone's pain.
14
52007
4045
Empati sadece birinin yerine geçmek ya da birinin acısını hissetmek değildir.
00:56
Empathy is the secret ingredient
15
56094
3670
Empati, insani bir bağ kurmanın
00:59
for finding a human connection.
16
59806
2795
gizli bileşenidir.
01:03
So I want you to open up your hearts and open up your minds,
17
63226
4588
Bu yüzden kalplerinizi ve zihinlerinizi açmanızı istiyorum,
01:07
because in times of confusion,
18
67856
1877
çünkü karışıklık zamanlarında
01:09
we must not lose our capacity to dare to be kind to each other.
19
69774
5339
birbirimize karşı nazik olmaya cesaret etme kapasitemizi kaybetmemeliyiz.
01:16
Some years ago,
20
76364
1502
Birkaç yıl önce,
01:17
I had the great privilege to be invited to the White House
21
77907
3587
Beyaz Saray’a davet edilmek gibi büyük bir ayrıcalığa sahip oldum;
01:21
to do this.
22
81536
1835
bunu yapmak için.
01:24
Now this has got nothing to do with politics.
23
84581
2127
Şimdi bunun siyasetle hiçbir ilgisi yok.
01:27
This is a cultural moment in American history.
24
87500
2461
Bu Amerikan tarihinde kültürel bir an.
01:30
This is Michelle Obama's first portrait as First Lady.
25
90337
3086
Bu Michelle Obama’nın First Lady olarak ilk portresi.
01:35
(Applause)
26
95383
3712
(Alkış)
01:39
So on this day, I was nervous.
27
99137
3253
Bu yüzden o gün gergindim.
01:42
And when I'm nervous, I get socially clumsy.
28
102849
2961
Gergin olduğumda, sosyal olarak sakarlaşırım.
01:45
Know what I mean?
29
105852
1168
Ne demek istediğimi anlıyor musunuz?
01:47
(Laughter)
30
107020
1460
(Gülüşmeler)
01:48
So I picked up my camera, focused on her eyelash,
31
108521
4046
Bu yüzden kameramı elime aldım, kirpiklerine odaklandım
01:52
and in my clumsiness I shouted out,
32
112609
2335
ve sakarlığımla bağırdım,
01:54
"Right, my love, I want your soul.
33
114944
2420
“Tamam aşkım, ruhunu istiyorum.
01:57
Give it to me."
34
117405
1168
Onu bana ver.”
01:58
(Laughter)
35
118615
2044
(Kahkahalar)
02:00
Silence in the room.
36
120700
1418
Odada bir sessizlik.
02:02
(Laughter)
37
122160
1335
(Kahkahalar)
02:03
I'm sure the hairdresser almost dropped the hairspray in shock.
38
123536
3462
Eminim kuaför şoktan neredeyse saç spreyini düşürüyordu.
02:07
And as I took this picture,
39
127624
1334
Ben bu fotoğrafı çekerken
02:08
this devastating look came over her face.
40
128958
2461
yüzünde yıkıcı bir ifade belirdi.
02:11
The eyebrow raises as if to say,
41
131461
2085
Kaşları sanki
“Bu ne cüret?” der gibi kalktı.
02:13
"How dare you?
42
133546
1168
02:14
But I quite like it at the same time."
43
134756
1835
“Ama aynı zamanda çok da hoşuma gitti.”
02:16
(Laughter)
44
136591
1794
(Kahkahalar)
02:18
So then I realize what I just said.
45
138426
2086
Sonra ne dediğimi fark ettim.
02:20
And I said, "My goodness me, I'm an Englishman.
46
140512
3170
Dedim ki, “Tanrım, ben bir İngilizim.
02:23
And in England we invented being polite.
47
143723
2670
İngiltere’de kibar olmayı biz icat ettik.
02:26
I think Canadians and Americans do it better now, but we invented it.
48
146393
3586
Bence Kanadalılar ve Amerikalılar şimdi daha iyi yapıyor ama biz icat ettik.
02:30
And here I am in the White House,
49
150021
2044
İşte Beyaz Saray’dayım,
02:32
calling you ‘my love’ and demanding your soul.
50
152107
2502
size ‘aşkım’ diyorum ve ruhunuzu talep ediyorum.
02:34
Please forgive my atrocities."
51
154609
2002
Lütfen yaptığım vahşeti affet.”
02:37
She stands up, gives me a hug and whispers in my ear,
52
157487
4254
Ayağa kalktı, bana sarıldı ve kulağıma fısıldadı,
02:41
"Platon, when all is said and done, I'm just Michelle."
53
161741
4546
“Platon, her şey bittiğinde, ben sadece Michelle’im.”
02:48
This is Pussy Riot.
54
168581
2753
Bu Pussy Riot.
02:52
You probably know them as the hardcore feminist punk rock group
55
172627
3712
Muhtemelen onları Putin’in aşırı milliyetçiliğine karşı
02:56
who spoke truth to power against Putin's excessive nationalism.
56
176339
4046
iktidara gerçeği söyleyen sert feminist punk rock grubu olarak tanıyorsunuz.
03:00
And consequently,
57
180719
1501
Sonuç olarak,
03:02
they were sent to a Siberian prison for two years.
58
182262
3545
iki yıllığına Sibirya’da bir hapishaneye gönderildiler.
03:06
But what happens if we remove those colorful, aggressive masks?
59
186558
4671
Ama o renkli, agresif maskeleri çıkarırsak ne olur?
03:11
You see something different.
60
191730
1501
Farklı bir şey görürsünüz.
03:13
This is Nadia and Masha
61
193732
2669
Bu Nadia ve Masha’nın
03:16
photographed after they were released from prison.
62
196401
2794
hapisten çıktıktan sonra çekilmiş bir fotoğrafı.
03:19
Look at their faces, you can see the vulnerability on their faces.
63
199904
3420
Yüzlerine bakın, yüzlerindeki kırılganlığı görebilirsiniz.
03:23
You can see that they've paid a heavy price
64
203366
2544
Rusya’da LGBTQ haklarını
03:25
for their support of LGBTQ rights
65
205952
2628
ve kadın haklarını destekledikleri için
03:28
and women's rights in Russia.
66
208621
1836
ağır bir bedel ödediklerini görebilirsiniz.
03:31
Now during their trial in the courtroom, before jail,
67
211541
5672
Şimdi mahkemedeki duruşmaları sırasında, hapse girmeden önce,
03:37
they were kept in a big cage as if they're wild animals.
68
217213
3796
sanki vahşi hayvanlarmış gibi büyük bir kafeste tutuluyorlardı.
03:42
Nadia, the woman with dark hair, the co-founder of Pussy Riot,
69
222427
5130
Pussy Riot’un kurucularından siyah saçlı kadın Nadia,
03:47
she was constantly scribbling handwritten notes on a scrappy piece of paper.
70
227599
4504
sürekli bir kâğıt parçasına el yazısıyla notlar karalıyordu.
03:52
Eventually, the judge said to her,
71
232771
2210
Sonunda yargıç ona,
03:55
"I want you to stand up and make your closing statement
72
235023
3295
“Seni mahkum etmeden önce ayağa kalkıp
kapanış konuşmanı yapmanı istiyorum” dedi.
03:58
before I sentence you."
73
238318
1585
04:00
I'm sure Nadia must have known she's about to go to jail.
74
240320
3879
Eminim Nadia hapse girmek üzere olduğunu biliyor olmalıydı.
04:05
Nevertheless, she stood up.
75
245074
2712
Yine de ayağa kalktı.
04:08
Nervously clutching her piece of paper,
76
248495
3253
Elindeki kâğıt parçasını gergin bir şekilde tutarak
04:11
took a deep breath and read out from her notes.
77
251790
3378
derin bir nefes aldı ve notlarından okudu.
04:15
And what she said to the judge and to the world, I believe,
78
255210
3670
Yargıca ve dünyaya söyledikleri, inanıyorum ki
04:18
will go down as one of our generation's greatest speeches.
79
258922
4379
bizim neslimizin en iyi konuşmalarından biri olarak tarihe geçecek.
04:23
She said,
80
263301
1752
Dedi ki,
04:25
"I wouldn't give people labels.
81
265094
2503
“Ben olsam insanları etiketlemezdim.
04:28
There are no winners or losers here,
82
268223
2335
Burada kazananlar ya da kaybedenler,
04:30
injured parties or accused.
83
270600
2044
mağdurlar ya da suçlananlar yok.
04:32
We just need to make contact,
84
272644
2752
İnsanları damgalamak ve etiketlemek yerine
04:35
to establish a dialogue and a joint search for truth,
85
275396
3337
temas kurmaya, diyalog kurmaya ve
04:38
to seek wisdom together, to be philosophers together,
86
278775
3462
ortak bir hakikat arayışına, birlikte bilgelik aramaya,
04:42
rather than stigmatizing and labeling people.
87
282278
2878
birlikte filozof olmaya ihtiyacımız var.
04:45
That is one of the worst things people could do."
88
285198
3503
Bu, insanların yapabileceği en kötü şeylerden biridir.”
04:50
I believe Nadia thinks one of the worst things we could do
89
290119
4171
Sanırım Nadia yapabileceğimiz en kötü şeylerden birinin
birbirimizi yargılamak olduğunu düşünüyor.
04:54
is to judge each other.
90
294332
1668
04:56
Maybe we need to be less judgmental
91
296626
3086
Belki de daha az yargılayıcı
04:59
and more curious.
92
299712
1377
ve daha meraklı olmamız gerekiyor.
05:01
When you look at one of my pictures,
93
301756
2753
Resimlerimden birine baktığınızda
05:04
you might find yourself making judgments about that person.
94
304551
3586
kendinizi o kişi hakkında yargıda bulunurken bulabilirsiniz.
05:08
So what happens if I strip away your capacity to make those judgments?
95
308972
4045
Peki bu yargılara varma yetinizi elinizden alırsam ne olur?
05:13
I take away 95 percent of the picture,
96
313059
2795
Resmin yüzde 95′ini alırım,
05:15
and I leave you with just five percent that you can't recognize.
97
315895
4088
ve size tanıyamayacağınız sadece yüzde beşlik bir kısım bırakırım.
05:20
But maybe it's the most important part.
98
320775
2211
Ama belki de en önemli kısmı budur.
05:23
The window to someone's character.
99
323403
2252
Birinin karakterine açılan pencere.
05:25
The eye.
100
325697
1168
Göz.
05:28
Whose eye is this?
101
328157
1585
Kimin gözü bu?
05:29
Always watching us.
102
329742
1669
Her zaman bizi izliyor.
05:32
Is it someone you love?
103
332078
1627
Sevdiğin biri mi?
05:33
Is it someone you hate?
104
333746
1585
Nefret ettiğin biri mi?
05:35
It belongs to this man.
105
335915
2461
Bu adama ait.
05:40
This man.
106
340962
1877
Bu adama.
05:45
At this moment,
107
345133
1918
Şu anda,
05:47
I would like to pay tribute to all the courageous, brave,
108
347093
5297
dünyanın dört bir yanında baskıya karşı mücadele eden,
insan hakları, haysiyet, özgürlük ve adalet için savaşan
05:52
resilient heroes
109
352432
1835
05:54
who fight against oppression,
110
354267
2252
tüm cesur, yürekli,
05:56
who fight for human rights,
111
356519
2503
dirençli kahramanlara
05:59
dignity, freedom and justice around the world.
112
359063
3128
saygılarımı sunmak istiyorum.
06:02
Let's give them a round of applause.
113
362233
2336
Onları alkışlayalım.
06:04
Come on.
114
364569
1168
Hadi bakalım.
06:05
(Applause)
115
365778
6966
(Alkışlar)
06:12
So I was driven through the streets of Moscow,
116
372952
3045
Böylece Moskova sokaklarından geçtik,
06:15
past the gates of the Kremlin,
117
375997
1960
Kremlin’in kapılarını geçtik
06:17
and we continued out of the streets of Moscow
118
377999
2252
ve Moskova sokaklarından karanlık, kasvetli,
06:20
into a dark, bleak, Gothic forest.
119
380293
2711
Gotik bir ormana doğru devam ettik.
06:23
We arrived at one of the most sinister buildings I've ever seen in my life.
120
383713
4379
Hayatımda gördüğüm en uğursuz binalardan birine vardık.
06:28
His private residence, his private dacha.
121
388134
2711
Özel konutu, özel kulübesi.
06:31
And it was surrounded by a two-story high security wall
122
391346
3378
İki katlı yüksek güvenlik duvarıyla çevriliydi
06:34
with snipers all the way along the top.
123
394766
2586
ve tepesi boyunca keskin nişancılar vardı.
06:37
As I get out of the limo,
124
397352
2210
Limuzinden indiğimde,
06:39
I'm escorted into the building at gunpoint.
125
399562
3212
silah zoruyla binaya kadar eşlik edildim.
06:43
I'm led into a room.
126
403733
1585
Bir odaya götürüldüm.
06:46
I waited, and he comes in with a giant entourage.
127
406361
2919
Bekledim ve dev bir maiyetle içeri girdi.
06:49
And I said, "Mr. President,
128
409322
2002
“Sayın Başkan,
06:51
before I capture this moment of history on film,
129
411366
3378
tarihin bu anını filme çekmeden önce
06:54
I've got a question I'd like to ask you."
130
414786
2043
size sormak istediğim bir soru var” dedim.
06:57
I said, "I was brought up by my mom and dad
131
417455
2753
Dedim ki, “Ben annem ve babam tarafından
07:00
listening to the music of The Beatles.
132
420249
2628
The Beatles’ın müziğini dinleyerek büyütüldüm.
07:03
I want to know if you ever listened to The Beatles.”
133
423586
2961
Sizin hiç Beatles dinleyip dinlemediğinizi bilmek istiyorum.”
07:07
His two translators whisper in his ear.
134
427006
2294
İki tercümanı kulağına fısıldadı.
07:09
There's some confusing looks amongst the entourage,
135
429676
3169
Etrafındakiler şaşkın bakışlar atıyordu
07:12
and then his mood drops.
136
432845
1710
ve sonra morali bozuldu.
07:15
And in Russian, he orders the two translators
137
435181
2669
Rusça olarak iki çevirmene
07:17
and all his political advisers out of the room, immediately.
138
437850
4046
ve tüm siyasi danışmanlarına derhal odadan çıkmalarını emretti.
07:22
The bodyguards stay.
139
442730
1752
Korumalar kaldı.
07:25
And then Putin turns to me
140
445441
2044
Sonra Putin bana döndü ve
07:27
and in perfect English, he says,
141
447485
3045
mükemmel İngilizcesiyle
07:30
“I love The Beatles.”
142
450571
1377
“The Beatles’ı seviyorum” dedi.
07:31
(Laughter)
143
451990
1209
(Kahkahalar)
07:33
I said, "I didn't know you spoke English."
144
453241
2002
“İngilizce konuştuğunuzu bilmiyordum” dedim.
07:35
He said, "I speak perfect English."
145
455284
1711
“Mükemmel İngilizce konuşuyorum.” dedi.
07:36
I said, "In that case, who's your favorite Beatle?"
146
456995
2419
“Bu durumda, en sevdiğin Beatles kim?” dedim.
07:39
He said, "Paul."
147
459455
1168
“Paul” dedi.
07:40
I said, "What's your favorite song?
148
460623
1710
“En sevdiğin şarkı hangisi?
07:42
Is it 'Back in the USSR?'"
149
462333
1669
‘Back in the USSR’ mı?” dedim.
07:44
(Laughter)
150
464043
2252
(Kahkahalar)
07:46
Yeah, he didn't like that very much.
151
466295
1794
Evet, bu şakayı pek sevmedi.
07:48
And then he said, "No.
152
468798
1710
Sonra dedi ki, “Hayır.
07:51
My favorite song is ‘Yesterday.’
153
471676
2461
Benim favori şarkım ‘Yesterday’.
07:54
Think about it."
154
474178
1252
Bunu bir düşün.”
07:56
And I thought about it.
155
476305
1627
Ben de düşündüm.
07:58
And I realized I'm being sent a subliminal message
156
478516
3837
Bir Paul McCartney şarkısı aracılığıyla bana
08:02
about the old days of power and authority of the Soviet Union
157
482395
3962
Sovyetler Birliği’nin eski güç ve otorite günlerine dair
bilinçaltı bir mesaj gönderildiğini fark ettim.
08:06
through a Paul McCartney song.
158
486357
1877
08:09
Now, that human connection I had with him allowed me in,
159
489318
5339
Şimdi, onunla kurduğum insani bağ beni içeri soktu
08:14
and I ended up about an inch and a half away from his nose as I took this picture.
160
494699
4087
bu fotoğrafı çekerken burnundan yaklaşık bir buçuk santim uzakta duruyordum.
08:18
I could feel his cold breath on my hand as I focused the lens,
161
498828
3503
Objektife odaklandığımda soğuk nefesini elimde hissedebiliyordum
08:22
and that's how I got the truth.
162
502373
2002
ve gerçeği bu şekilde anladım.
08:25
The truth is that this is the cold face of power and authority in Russia.
163
505043
4546
Gerçek şu ki, bu Rusya’da güç ve otoritenin soğuk yüzü.
08:30
And then he performs power for me in his chair.
164
510048
3670
Sonra koltuğunda benim için güç gösterisi yaptı.
08:35
Now the LGBTQ community and the human rights community in Russia,
165
515762
4546
Şimdi Rusya’daki LGBTQ topluluğu ve insan hakları topluluğu üyelerinin çoğu
08:40
many of their members have adopted my pictures of Putin,
166
520308
4045
Putin’in çektiğim resimlerimi benimsedi
ve bunları ülkelerindeki iktidarla ilgili yanlış olduğuna inandıkları
08:44
and they used them as a banner
167
524395
1710
08:46
to show everything that they believe is wrong with power in their country.
168
526147
4796
her şeyi göstermek için bir pankart olarak kullandılar.
08:50
I've been told recently
169
530985
1877
Yakın zamanda bana
08:52
that anyone in Russia who is caught circulating my pictures online
170
532904
4588
Rusya’da insan hakları ihlalleriyle bağlantılı olarak
08:57
in connection with human rights violations
171
537533
2628
resimlerimi internette dolaştırırken yakalanan
09:00
will be arrested
172
540203
1418
herkesin tutuklanacağı
09:01
and they will go to jail immediately.
173
541621
2461
ve derhal hapse atılacağı söylendi.
09:07
Whose eye is this?
174
547001
1585
Kimin gözü bu?
09:09
Someone you love?
175
549128
1210
Sevdiğiniz birinin mi?
09:10
Someone you hate?
176
550379
1377
Nefret ettiğiniz birinin mi?
09:12
It belongs to a man who was prepared to go to jail for his beliefs.
177
552215
4421
İnançları uğruna hapse girmeye hazır olan bir adama ait.
09:17
The late, great Muhammad Ali.
178
557178
3128
Merhum, büyük Muhammed Ali.
09:21
I said to him, "Muhammad, you are the greatest.
179
561432
4463
Ona dedim ki, “Muhammed, sen en büyüksün.
09:26
Teach me to be great.
180
566437
1669
Bana büyük olmayı öğret.
09:28
How can my generation be as great
181
568147
2086
Benim neslim nasıl senin neslinin
09:30
as your generation had to be during the civil rights era?"
182
570233
3461
sivil haklar devrinde olmak zorunda kaldığı kadar büyük olabilir?”
09:34
He couldn't speak very well because of Parkinson's.
183
574570
2711
Parkinson hastalığı yüzünden çok iyi konuşamıyordu.
09:37
So I had to get close, and he whispered,
184
577615
2753
Bu yüzden yaklaşmak zorunda kaldım ve fısıldadı,
09:40
"I have a confession to make."
185
580368
1877
“Bir itirafta bulunacağım.”
09:42
"What is it?" I said.
186
582286
1335
“Neymiş o?” “Nedir?” dedim.
09:43
He said, "I wasn't as great as I said I was."
187
583663
2836
“Söylediğim kadar harika değildim.” dedi.
09:46
(Laughter)
188
586499
1209
(Kahkahalar)
09:47
"Holy shit," I said.
189
587750
1585
“Vay anasını,” dedim.
09:49
(Laughter)
190
589377
1501
(Kahkahalar)
09:50
"That's the biggest confession I ever heard in my life.
191
590878
2628
“Bu hayatımda duyduğum en büyük itiraf.
09:53
The whole world knows you as Ali, the greatest."
192
593506
2628
Tüm dünya seni muhteşem Ali olarak tanıyor.”
09:56
And then he said,
193
596884
1627
Sonra dedi ki,
09:58
"I think you misunderstand me.
194
598553
2252
“Sanırım beni yanlış anladın.
10:01
I'll tell you what was great," he said.
195
601806
2210
Sana neyin harika olduğunu söyleyeyim,” dedi.
10:04
"It wasn't me.
196
604433
1293
“Ben değildim.
10:06
It was the people, saw themselves in my struggle,
197
606185
4463
Kendilerini benim mücadelemde,
benim hikayemde gören insanlardı.”
10:10
in my story."
198
610648
1460
10:12
And then he turned it to me,
199
612900
1377
Sonra bana döndü,
10:14
And now I've got the great honor to turn it to you.
200
614318
3963
şimdi de size dönmekten büyük onur duyuyorum.
10:18
And he said,
201
618948
1627
Şöyle dedi:
10:20
"If you can get people to see themselves in the story that you put forward,
202
620616
4547
“İnsanları sizin ortaya koyduğunuz hikayede görmelerini sağlayabilirseniz,
10:25
then you have a chance of achieving greatness.
203
625204
2252
o zaman büyüklüğe ulaşma şansınız olur.
10:27
But that greatness is never you personally.
204
627498
2586
Ama bu büyüklük asla kişisel değildir.
10:30
That's something much bigger, called bridge building."
205
630459
3462
Bu çok daha büyük bir şeydir, buna köprü kurmak denir.”
10:34
A light bulb went off in my brain, so I took this picture.
206
634881
3753
Beynimde bir ampul çaktı ve bu fotoğrafı çektim.
10:38
My last ever portrait of Muhammad Ali.
207
638676
2461
Muhammed Ali’nin çektiğim son portresi.
10:41
Not as a prizefighter or a champion,
208
641470
2128
Bir boksör ya da şampiyon olarak değil,
10:43
but as a compassionate bridge builder,
209
643639
1919
mazlumları düşünen şefkatli
10:45
thinking of the underdog.
210
645558
1710
bir köprü kurucu olarak.
10:48
Whose eye is this?
211
648686
1418
Kimin gözü bu?
10:50
Someone you love, someone you hate?
212
650980
2044
Sevdiğin birinin mi, nefret ettiğin birinin mi?
10:53
A different type of underdog.
213
653649
1919
Farklı türde bir mazlum.
10:56
Belongs to this man.
214
656235
1585
Bu adama ait.
10:58
So I said to him, "Donald,
215
658738
2210
Ben de ona dedim ki, “Donald,
11:00
"Let's be human with each other just for a few minutes.
216
660990
3045
“Birkaç dakikalığına birbirimize karşı insan olalım.
11:04
We've all followed your career," I said.
217
664076
2086
Hepimiz senin kariyerini takip ettik.” dedim.
11:06
"No one can doubt, it's an extraordinary career path you've had.
218
666162
4254
“Hiç kimsenin şüphesi olmasın, olağanüstü bir kariyer hikayen var.
11:10
But there's always something about you.
219
670458
1877
Ama sende her zaman bir şeyler var.
11:13
There's always an air of tension and controversy
220
673002
2586
Toplum içinde söylediğiniz ve yaptığınız şeylerde
11:15
about things you say and do in public.
221
675630
2586
her zaman bir gerilim ve tartışma havası var.
11:18
And I'm sure that's intentional on your part.
222
678257
2920
Bunun sizin tarafınızdan kasıtlı olarak yapıldığına eminim.
11:21
But it feels to me as if you're in the middle of an emotional storm.
223
681219
3545
Ama bana sanki duygusal bir fırtınanın ortasındaymışsınız gibi geliyor.
11:24
Personally, I couldn't live with that anxiety all the time.
224
684764
3378
Şahsen ben sürekli bu endişeyle yaşayamazdım.
11:28
I want to know how you weather the storm."
225
688184
2335
Fırtınayı nasıl atlattığınızı bilmek istiyorum.”
11:31
He calmly looks at me and he says,
226
691270
2795
Sakince bana bakıyor ve
11:34
"I am the storm."
227
694065
1793
“Fırtına benim” diyor.
11:35
(Audience murmurs)
228
695900
1960
(Seyirciler mırıldanıyor)
11:39
The eyes are always watching us.
229
699237
3169
Gözler her zaman bizi izler.
11:43
But how do we use our eyes?
230
703324
2920
Ama gözlerimizi nasıl kullanıyoruz?
11:46
Do we look?
231
706827
1127
Bakıyor muyuz?
11:48
Or do we see?
232
708788
1334
Yoksa görüyor muyuz?
11:51
When you look at this picture,
233
711457
2211
Bu resme baktığınızda
11:53
you might find yourself thinking about the politics of war.
234
713709
4088
kendinizi savaş politikaları hakkında düşünürken bulabilirsiniz.
11:58
But when you see the person in this picture,
235
718381
2919
Ama bu resimdeki kişiyi gördüğünüzde
12:01
you get to know Jessica.
236
721342
1668
Jessica’yı tanımaya başlarsınız.
12:03
Jessica holds a flag they draped over her husband's coffin,
237
723886
3670
Jessica, kısa bir süre önce Irak’ta Amerika için savaşırken
12:07
who had recently been killed fighting in Iraq for America.
238
727598
3712
öldürülen kocasının tabutunun üzerine örttükleri bayrağı tutuyor.
12:11
I took this picture in her home.
239
731686
1918
Bu fotoğrafı onun evinde çektim.
12:14
Now she has his wedding ring around her neck on a chain.
240
734563
3546
Şimdi boynunda bir kolyenin ucunda kocasının evlilik yüzüğü var.
12:18
When you're killed in combat,
241
738901
1794
Savaşta öldürüldüğünüzde
12:20
the US military sends your clothes and personal belongings
242
740736
2920
ABD ordusu giysilerinizi ve kişisel eşyalarınızı
12:23
back to the family in a big box.
243
743698
2419
büyük bir kutu içinde aileye geri gönderir.
12:26
Jessica had recently received the box
244
746534
2919
Jessica kutuyu yeni almıştı
12:29
but had not yet had the courage to open it.
245
749453
2378
ama henüz açmaya cesaret edememişti.
12:32
There it lay, closed, at the base of her bed, in her bedroom.
246
752456
3546
Kutu yatak odasında, yatağının başucunda kapalı bir şekilde duruyordu.
12:37
I said to her, "Jessica, maybe you should wear one of his army T-shirts
247
757044
3587
Ona dedim ki, “Jessica, belki de resimde ona bir saygı duruşu olarak
12:40
as a tribute to him in the picture."
248
760673
2044
onun ordu tişörtlerinden birini giymelisin.”
12:42
She said, "I would.
249
762758
1502
O da, “Giyerdim.
12:44
But all his T-shirts are in the box.
250
764802
2711
Ama tüm tişörtleri kutunun içinde.
12:48
Maybe now," she said,
251
768347
1877
Belki de şimdi,” dedi,
12:50
"it's time for me to face that emotion."
252
770224
2669
“bu duyguyla yüzleşmemin zamanı gelmiştir.”
12:54
So we both walked into her bedroom.
253
774061
2044
Böylece ikimiz de yatak odasına gittik.
12:56
We both knelt at the base of her bed,
254
776772
2628
İkimiz de yatağının dibinde diz çöktük
12:59
and we undid a latch each of the box and lifted the lid.
255
779442
3587
ve kutunun birer mandalını açıp kapağını kaldırdık.
13:04
And she burst into tears.
256
784030
1751
O gözyaşlarına boğuldu.
13:07
And I felt ashamed of myself.
257
787241
2753
Ben ise kendimden utandım.
13:10
For the first time in my life,
258
790995
1668
Hayatımda ilk kez bir fotoğrafı
13:12
I had put a photograph above the well-being of a person.
259
792705
3629
bir insanın iyiliğinin önüne koymuştum.
13:17
As I apologized, she said,
260
797043
1543
Ben özür dilerken,
13:18
"You don't understand why I'm crying.
261
798627
2753
“Neden ağladığımı anlamıyorsun.
13:22
I'm crying," she said,
262
802173
1960
Ağlıyorum,” dedi,
13:24
“because I just realized they washed his clothes,
263
804175
3003
“çünkü kıyafetlerini yıkadıklarını yeni fark ettim
13:27
and I wanted to smell him again."
264
807219
2211
ve onu tekrar koklamak istedim.”
13:36
Did you feel that?
265
816562
1460
Bunu hissettiniz mi?
13:41
Did you feel that?
266
821734
2377
Bunu hissettiniz mi?
13:47
If you felt that ...
267
827656
1877
Eğer bunu hissettiyseniz...
13:51
then something beautiful just happened.
268
831702
2086
o zaman çok güzel bir şey oldu.
13:55
We all came into this room defined by our differences.
269
835456
4338
Hepimiz bu odaya farklılıklarımızla tanımlanarak geldik.
14:00
Men, women, old, young, Black, white.
270
840252
3295
Erkekler, kadınlar, yaşlılar, gençler, siyahlar, beyazlar.
14:03
Dare I say, members of the Left.
271
843589
2127
Solun üyeleri demeye cüret ediyorum.
14:06
Dare I say, members of the Right.
272
846008
1794
Sağın üyeleri demeye cüret ediyorum.
14:08
Different genders,
273
848260
1502
Farklı cinsiyetler,
14:09
different religious groups, cultures.
274
849804
2711
farklı dini gruplar, kültürler.
14:12
But we all felt that together.
275
852515
3253
Ama hepimiz bunu birlikte hissettik.
14:16
What we felt is compassion.
276
856143
2169
Hissettiğimiz şey şefkatti.
14:18
Compassion for someone you've never even met.
277
858604
2628
Hiç tanımadığınız biri için merhamet.
14:21
That's the power of human connection.
278
861273
2545
İnsani bağın gücü budur.
14:23
And that's why we will not go down
279
863859
2962
İşte bu yüzden bağlantıyı koparan
14:26
as the generation of connectivity that disconnected itself, no.
280
866821
4296
bir nesil olarak tarihe geçmeyeceğiz, hayır.
14:32
I think we're going to rise up.
281
872284
1585
Bence ayağa kalkacağız.
14:34
I think we're going to rekindle the spirit of optimism.
282
874328
3170
Bence iyimserlik ruhunu yeniden canlandıracağız.
14:38
It seems to me they underestimated the resilience of humanity.
283
878040
4880
Bana öyle geliyor ki insanlığın direncini hafife aldılar.
14:44
Whose eye is this?
284
884213
1460
Kimin gözü bu?
14:46
Someone you love?
285
886090
1376
Sevdiğin birinin mi?
14:47
Someone you hate?
286
887800
1376
Nefret ettiğin birinin mi?
14:49
It belongs to a man who was robbed of the power of human connection.
287
889844
4796
İnsani bağların gücünden mahrum bırakılmış bir adama ait.
14:55
Professor Stephen Hawking.
288
895683
1626
Profesör Stephen Hawking.
14:58
Now, he was very ill when I took this picture.
289
898519
2461
Bu fotoğrafı çektiğimde çok hastaydı.
15:00
In fact, his whole body had essentially shut down.
290
900980
3044
Aslında tüm vücudu iflas etmişti.
15:04
There was only one muscle he could still work,
291
904024
3045
Hâlâ çalıştırabildiği tek bir kas vardı,
15:07
and that was underneath his eye.
292
907069
2294
o da gözünün altındaydı.
15:09
His team of scientists placed a sensor at the base of his glasses.
293
909405
4546
Bilim insanlarından oluşan ekibi gözlüğünün altına bir sensör yerleştirdi.
15:13
You can see it here.
294
913951
1502
Burada görebilirsiniz.
15:15
And that sensor picks up movement of that muscle.
295
915453
2752
Bu sensör o kasın hareketini algılıyordu.
15:18
And with that muscle,
296
918247
1168
Bu kasla,
15:19
he moves a cursor over each letter of the alphabet
297
919457
2836
dizüstü bilgisayarının ekranında alfabenin her bir harfinin üzerinde
15:22
on his laptop screen.
298
922334
1544
bir imleci hareket ettiriyor.
15:24
He chooses a letter, builds a word,
299
924253
2628
Bir harf seçiyor, bir kelime oluşturuyor,
15:26
constructs a paragraph,
300
926922
1168
bir paragraf inşa ediyor
15:28
and that's how he communicated those epic statements about space,
301
928132
4379
ve uzay, zaman ve insanlık hakkındaki bu destansı ifadeleri
15:32
time and humanity to us.
302
932553
1752
bize bu şekilde iletiyor.
15:35
At the end of the session, I said to him,
303
935514
3337
Seansın sonunda ona şöyle dedim:
15:38
"Professor, what an honor it is for me to photograph you.
304
938893
5630
“Profesör, sizi fotoğraflamak benim için ne büyük bir onur.
15:44
And I've seen how hard it is for you to even communicate.
305
944523
3754
İletişim kurmanın bile sizin için ne kadar zor olduğunu gördüm.
15:48
But I'm going to ask for a big favor."
306
948319
2502
Ama sizden büyük bir iyilik isteyeceğim.”
15:51
I said, "I want one word of wisdom from you.
307
951197
2836
Dedim ki, “Sizden tek bir bilgelik sözü istiyorum.
15:54
One word from you,
308
954366
1627
Senin söyleyeceğin bir kelime,
15:55
it's going to be worth a million words from anyone else."
309
955993
2920
başkasının söyleyeceği bir milyon kelimeye bedel olacaktır.”
15:59
We all waited.
310
959580
1209
Hepimiz bekledik.
16:01
His nurse was a little concerned.
311
961123
2211
Hemşiresi biraz endişeliydi.
16:04
I had heard that that muscle was failing,
312
964001
2836
O kasın zayıfladığını duymuştum
16:06
and most of the things he typed around this time
313
966879
2711
ve bu sıralarda yazdığı şeylerin çoğu
16:09
didn't mean anything.
314
969590
1710
bir şey ifade etmiyordu.
16:11
Suddenly we heard, beep,
315
971884
3337
Birden bip,
16:15
beep ... beep, beep, beep.
316
975262
2336
bip, bip... bip, bip, bip sesini duyduk.
16:18
He was typing.
317
978432
1126
Yazıyordu.
16:20
We all leaned in to the laptop screen to see where the cursor is going to go,
318
980267
4964
İmlecin nereye gideceğini görmek için hepimiz laptop ekranına eğildik
16:25
and he went all the way to the letter W.
319
985272
3045
ve W harfine kadar gitti.
16:28
And he starts the next letter,
320
988776
1960
Bir sonraki harfe başladı,
16:30
beep, beep, beep, beep, beep.
321
990778
1710
bip, bip, bip, bip, bip.
16:32
All the way to the letter O.
322
992821
1877
O harfine kadar.
16:35
And then the final letter.
323
995449
1835
Sonra son harfe
16:37
Beep, beep, beep, beep, beep, beep.
324
997868
1919
Bip, bip, bip, bip, bip, bip.
16:40
All the way back to the letter W.
325
1000454
3587
W harfine kadar.
16:44
Someone on the team said, "W-O-W what does that stand for?
326
1004542
4045
Ekipten biri dedi ki, “W-O-W ne anlama geliyor?
16:48
That's nonsense, it's a mistake."
327
1008629
1668
Bu anlamsız, bu bir hata.” dedi.
16:51
And I said, "Hold on a minute.
328
1011048
2085
Ben de dedim ki, “Bir dakika bekle.
16:53
That's not a mistake.
329
1013842
1961
Bu bir hata değil.
16:55
He just typed the word, ‘Wow.’
330
1015803
2127
O sadece ‘Wow’ kelimesini yazdı.”
16:58
He just gave me a word my kids would use about the beauty and majesty of life.
331
1018305
4964
Hayatın güzelliği ve görkemiyle ilgili çocuklarımın kullanacakları kelime verdi.
17:03
And isn't it amazing how the man who faces so much adversity
332
1023310
3629
Bu kadar zorlukla karşılaşan bir adamın
17:06
still looks at the world through the eyes of wonder?"
333
1026981
3545
dünyaya hala mucizenin gözleriyle bakması şaşırtıcı değil mi?”
17:11
His nurse said, "He's exhausted.
334
1031151
2670
Hemşiresi dedi ki, “Çok yorgun.
17:14
Let's give his eyes a rest.
335
1034238
1877
Gözlerini dinlendirelim.
17:16
Let's take off his sensor,
336
1036115
1501
Sensörünü çıkaralım,
17:17
take off his glasses and replace them with his dark sunglasses."
337
1037658
4129
gözlüklerini çıkaralım ve yerine koyu renk güneş gözlüklerini takalım.”
17:21
And then I saw it.
338
1041829
1626
Sonra onu gördüm.
17:23
A vision of a bad-ass rock star of hope.
339
1043872
3129
Umudun belalı rock yıldızının görüntüsü.
17:27
And I took this picture.
340
1047042
1752
Bu fotoğrafı çektim.
17:28
This is my fitting tribute to a legend of our time,
341
1048836
3879
Bu benim zamanımızın bir efsanesine,
17:32
a man who believed that connection equals compassion.
342
1052715
4004
bağlantının şefkate eşit olduğuna inanan bir adama uygun bir övgüm.
17:37
So I'm not going to leave you with an answer.
343
1057845
2377
Bu yüzden sizi bir cevapla baş başa bırakmayacağım.
17:41
I'm going to leave you with a question.
344
1061056
2336
Sizi bir soruyla baş başa bırakacağım.
17:44
Are we to be bystanders,
345
1064643
1710
Bir başkasının ateşi etrafında
17:46
like moths dancing around somebody else’s flame?
346
1066395
3295
dans eden pervaneler gibi seyirci mi kalacağız?
17:49
Or are we to be upstanders,
347
1069732
2252
Yoksa dik durup
17:52
and we light darkness ourselves with our own torch of compassion?
348
1072026
3920
kendi şefkat meşalemizle karanlığı kendimiz mi aydınlatacağız?
17:55
Because when there is light,
349
1075946
2211
Çünkü ışık olduğunda,
17:58
we see each other not as strangers,
350
1078198
4380
birbirimizi yabancı,
18:02
not as opponents
351
1082620
1751
rakip olarak değil,
18:04
but as creative partners.
352
1084413
2377
yaratıcı ortaklar olarak görürüz.
18:06
And then together, we rebuild this troubled world.
353
1086832
3670
Sonra da birlikte bu sorunlu dünyayı yeniden inşa ederiz.
18:10
Together, we reconnect.
354
1090878
1960
Birlikte yeniden bağlanırız.
18:12
Together, we earn the respect of history
355
1092838
3253
Birlikte tarihin saygısını kazanır
18:16
and transform this chaos into a beautiful cosmos.
356
1096133
5297
ve bu kaosu güzel bir kozmosa dönüştürürüz.
18:21
Thank you for listening to me.
357
1101430
1501
Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.
18:22
(Applause)
358
1102973
6757
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7