What the US health care system assumes about you | Mitchell Katz

68,419 views ・ 2019-10-24

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Gülsüm Kuzulu
00:12
A few years ago,
0
12655
1623
Birkaç yıl önce,
00:14
I was taking care of a woman who was a victim of violence.
1
14302
3723
şiddet kurbanı olan bir kadınla ilgileniyordum.
00:18
I wanted her to be seen in a clinic that specialized in trauma survivors.
2
18654
5172
Onun travma geçirenler üzerine yoğunlaşmış bir klinikte tedavi görmesini istedim.
00:24
I made the appointment myself because, being the director of the department,
3
24431
4840
Randevuyu kendim aldım; çünkü departmanın müdürü olarak
00:29
I knew if I did it,
4
29295
1462
eğer bunu yaparsam
00:30
she would get an appointment right away.
5
30781
2416
hemen randevu alabileceğini biliyordum.
00:33
The clinic was about an hour and a half away from where she lived.
6
33886
3913
Klinik yaşadığı yerden yaklaşık bir buçuk saat uzaklıktaydı.
00:37
But she took down the address and agreed to go.
7
37823
3431
Ama o adresi aldı ve gitmeyi kabul etti.
00:42
Unfortunately, she didn't make it to the clinic.
8
42794
3453
Ne yazık ki kliniğe kadar gidemedi.
00:47
When I spoke to the psychiatrist, he explained to me
9
47339
4294
Psikiyatrist ile konuştuğumda
00:51
that trauma survivors are often resistant
10
51657
3366
bana travma geçirenlerin karşılaştıkları sorunlarla yüzleşmede
00:55
to dealing with the difficult issues that they face
11
55047
2827
genellikle dirençli olduklarını
00:57
and often miss appointments.
12
57898
1883
ve randevularını kaçırdıklarını açıkladı.
01:00
For this reason,
13
60298
1182
Bundan dolayı,
01:01
they don't generally allow the doctors to make appointments for the patients.
14
61504
4857
genellikle doktorların hastalar için randevu almasına izin vermiyorlar.
01:06
They had made a special exception for me.
15
66892
2658
Benim için bir istisna yaptılar.
01:10
When I spoke to my patient,
16
70409
2129
Hastamla konuştuğum zaman,
01:12
she had a much simpler and less Freudian explanation
17
72562
4045
neden randevuya gitmediğiyle alakalı çok basit ve Freudyen olmayan sebebi vardı
01:16
of why she didn't go to that appointment:
18
76631
2330
01:19
her ride didn't show.
19
79714
1522
Taksisi gelmemişti.
01:22
Now, some of you may be thinking,
20
82996
2147
Şimdi, şöyle düşünüyor olabilirsiniz,
01:25
"Didn't she have some other way of getting to that clinic appointment?"
21
85167
3718
"O klinik randevusuna gitmek için başka bir yolu yok muydu?"
01:29
Couldn't she have taken an Uber or called another friend?
22
89347
4255
Bir Uber çağıramadı mı veya arkadaşlarını da mı arayamadı?
01:34
If you're thinking that,
23
94327
1440
Eğer böyle düşünüyorsanız,
01:35
it's probably because you have resources.
24
95791
3004
bu muhtemelen bazı kaynaklarınızın olduğundandır.
01:39
But she didn't have enough money for an Uber,
25
99385
3129
Ama onun Uber için ne yeterli parası
01:42
and she didn't have another friend to call.
26
102538
2645
ne de arayacak bir arkadaşı yoktu.
01:45
But she did have me,
27
105858
1712
Ama ona yardım etmek için oradaydım
01:47
and I was able to get her another appointment,
28
107594
3005
ben de ona başka bir randevu ayarlayabildim.
01:50
which she kept without difficulty.
29
110623
2330
Ona da bir sıkıntı olmadan devam etti.
01:53
She wasn't resistant,
30
113650
1687
Çekimser değildi,
01:55
it's just that her ride didn't show.
31
115361
1840
yalnızca taksisi gelmemişti.
01:58
I wish I could say that this was an isolated incident,
32
118669
3919
Keşke bunun bir seferlik bir şey olduğunu söyleyebilsem
02:02
but I know from running the safety net systems
33
122612
3026
ama çeşitli güvenlik ağlarını
02:05
in San Francisco, Los Angeles, and now New York City,
34
125662
4585
San Francisco, Los Angeles ve şimdi de New York'ta yönettiğimden biliyorum ki
02:11
that health care is built on a middle-class model
35
131181
3598
sağlık hizmetleri orta-sınıf sistemi üzerine kurulu
02:14
that often doesn't meet the needs of low-income patients.
36
134803
4283
ve genellikle düşük gelirli hastaların ihtiyaçlarını karşılamıyor.
02:19
That's one of the reasons why it's been so difficult
37
139807
4035
ACA veya Obamacare çatısı altında genişletilmiş olan
02:23
for us to close the disparity in health care
38
143866
3643
sağlık sigortasına rağmen
02:27
that exists along economic lines,
39
147533
3396
ekonomik sınıflar arasında bulunan
02:30
despite the expansion of health insurance
40
150953
3647
sağlık hizmetlerindeki eşitsizliğin kapanmasının
02:34
under the ACA, or Obamacare.
41
154624
3367
bu kadar zor olmasının sebeplerinden biri buydu.
02:38
Health care in the United States
42
158908
2333
Birleşik Devletler'de sağlık hizmetleri
02:41
assumes that, besides getting across the large land expanse of Los Angeles,
43
161265
6941
Los Angeles'ın büyük alanını geçebilmenin yanı sıra,
02:49
it also assumes that you can take off from work
44
169390
2832
günün ortasında sağlığın için
02:52
in the middle of the day to get care.
45
172246
2460
izin alabileceğini de varsayıyor.
02:55
One of the patients who came to my East Los Angeles clinic
46
175434
4280
Bir Perşembe öğle vakti
02:59
on a Thursday afternoon
47
179738
2222
Doğu Los Angeles kliniğime bir hastam
03:01
presented with partial blindness in both eyes.
48
181984
4770
iki gözünde de kısmi körlük şikayetiyle geldi.
03:07
Very concerned, I said to him,
49
187449
2121
Çok endişeli bir şekilde, ona dedim ki
03:09
"When did this develop?"
50
189594
1578
"Bu ne zaman gerçekleşti?"
03:11
He said, "Sunday."
51
191952
1632
"Pazar" dedi.
03:14
I said, "Sunday?
52
194457
1471
Dedim ki, "Pazar mı?
03:15
Did you think of coming sooner to clinic?"
53
195952
2854
Daha önceden kliniğe gelmeyi düşünmedin mi?
03:19
And he said, "Well, I have to work in order to pay the rent."
54
199326
3187
Ve dedi ki, "Ne olursa olsun, kiramı ödemek için çalışmam lazım".
03:23
A second patient to that same clinic,
55
203598
2663
Aynı klinikte ikinci bir hasta,
03:26
a trucker,
56
206285
1449
bir kamyoncu,
03:27
drove three days with a raging infection,
57
207758
3697
aşırı derecede ilerlemiş bir enfeksiyonla mallarını teslim ettikten sonra
03:31
only coming to see me after he had delivered his merchandise.
58
211479
4318
üç gün sadece beni görmek için sürmüş.
03:36
Both patients' care was jeopardized by their delays in seeking care.
59
216487
6342
İki hasta da muayeneleri geciktiği için risk altındaydı.
03:43
Health care in the United States assumes that you speak English
60
223839
3609
Birleşik Devletler'deki sağlık hizmeti İngilizce konuşabildiğinizi
03:47
or can bring someone with you who can.
61
227472
3124
veya konuşabilen birini yanınızda getirdiğinizi varsayıyor.
03:51
In San Francisco, I took care of a patient on the inpatient service
62
231160
4845
San Francisco'da, yatan bir hastam vardı
03:56
who was from West Africa and spoke a dialect so unusual
63
236029
5130
kendisi Batı Afrika'dandı ve aksanı o kadar farklıydı ki
04:01
that we could only find one translator on the telephonic line
64
241183
5558
telefon hattında onu anlayabilen yalnızca
04:06
who could understand him.
65
246765
1819
bir çevirmen bulabildik.
04:08
And that translator only worked one afternoon a week.
66
248608
3188
O çevirmen de haftada sadece bir öğlen çalışıyordu.
04:12
Unfortunately, my patient needed translation services every day.
67
252695
4733
Ne yazık ki, benim hastamın her gün çevirmene ihtiyacı vardı.
04:18
Health care in the United States assumes that you are literate.
68
258526
3422
Birleşik Devletler'deki sağlık hizmeti okuma yazma bildiğinizi varsayıyor.
04:22
I learned that a patient of mine who spoke English without accent
69
262476
5217
Aksansız İngilizce konuşabilen hastamın
04:27
was illiterate,
70
267717
1508
okuma-yazma bilmediğini
04:29
when he asked me to please sign a social security disability form for him
71
269249
5685
benden sosyal sigorta yetersizlik belgesini imzalamamı istediğinde öğrendim.
04:34
right away.
72
274958
1316
04:36
The form needed to go to the office that same day,
73
276298
3293
Formun aynı gün teslim edilmesi gerekiyordu.
04:39
and I wasn't in clinic,
74
279615
1887
Ben de klinikte olmadığımdan,
04:41
so trying to help him out,
75
281526
1578
ona yardımcı olmaya çalışarak,
04:43
knowing that he was the sole caretaker of his son,
76
283128
3757
oğlunun tek ebeveyni olduğunu bildiğimden
04:46
I said, "Well, bring the form to my administrative office.
77
286909
4221
dedim ki, "Tamam o zaman, formu benim ofisime getir.
04:51
I'll sign it and I'll fax it in for you."
78
291154
2906
Senin için imzalayıp fakslayacağım."
04:54
He took the two buses to my office,
79
294084
2495
Ofisime gelmek için iki otobüs değiştirdi,
04:56
dropped off the form,
80
296603
2156
formu bıraktı,
04:58
went back home to take care of his son ...
81
298783
2366
oğluna bakmak için evine geri döndü...
05:01
I got to the office, and what did I find next to the big "X" on the form?
82
301173
5424
Ofise gittim, ve formun üstündeki büyük "X" işaretinin yanında ne mi gördüm?
05:06
The word "applicant."
83
306621
1432
"Aday." kelimesini.
05:09
He needed to sign the form.
84
309561
1664
Formu onun imzalaması gerekiyordu.
05:12
And so now I had to have him take the two buses back to the office
85
312255
3452
Bu durumda benim ona tekrar iki otobüs değiştirip ofise gelmesini
05:15
and sign the form so that we could then fax it in for him.
86
315731
4825
ve formu fakslayabilmemiz için imzalamasını sağlamam lazımdı.
05:20
It completely changed how I took care of him.
87
320580
2168
Bu olay onunla ilgilenme yöntemimi tamamen değiştirdi.
05:22
I made sure that I always went over instructions verbally with him.
88
322772
4959
Her zaman verdiğim yönergeleri sözlü olarak da söylediğimden emin oldum.
05:29
It also made me think about all of the patients
89
329096
2850
Bu ayrıca modern elektronik dünyanın ürettiği yöntemlerle
05:31
who receive reams and reams of paper
90
331970
3301
hastalıklarını ve tedavi biçimleri açıklanan
05:35
spit out by our modern electronic health record systems,
91
335295
4053
bu tonlarca kağıdı alan
05:39
explaining their diagnoses and their treatments,
92
339372
2633
hastalardan acaba kaçının
05:42
and wondering how many people actually can understand
93
342029
2922
o kağıtta yazanları
05:44
what's on those pieces of paper.
94
344975
2195
anlayabildiğini merak ettim.
05:47
Health care in the United States assumes that you have a working telephone
95
347954
4601
Birleşik Devletler'deki sağlık sistemi sizin bir telefonunuz
05:52
and an accurate address.
96
352579
1607
ve adresiniz olduğunu varsayıyor.
05:54
The proliferation of inexpensive cell phones
97
354781
3351
Ucuz telefonların yaygınlaşmasının
05:58
has actually helped quite a lot.
98
358156
1855
bize aslında çok yardımı oldu.
06:00
But still, my patients run out of minutes,
99
360377
3006
Ama yine de hastalarımın kontörü bitiyor, ve telefonları kapanıyor.
06:03
and their phones get disconnected.
100
363407
2248
Düşük-gelirli insanlar genellikle mecburiyetten çokca geziniyorlar.
06:06
Low-income people often have to move around a lot by necessity.
101
366918
4423
Meme filminde anormallik olan bir kadının
06:11
I remember reviewing a chart of a woman with an abnormality on her mammogram.
102
371365
6031
raporunu incelediğimi hatırlıyorum.
06:17
That chart assiduously documents that three letters were sent to her home,
103
377850
5485
Rapor harıl harıl o üç mektubun evine gönderildiğini,
06:23
asking her to please come in for follow-up.
104
383359
3059
durum kontrolü için gelmesinin istendiğini belgeliyor.
06:27
Of course, if the address isn't accurate,
105
387127
2246
Tabii ki adresi doğru değilse
06:29
it doesn't much matter how many letters you send to that same address.
106
389397
4421
aynı adrese kaç mektup gönderdiğinin bir önemi olmaz.
06:35
Health care in the United States assumes that you have a steady supply of food.
107
395397
5017
ABD'deki sağlık hizmetleri dengeli bir yemek tedariğiniz olduğunu varsayıyor.
Bu özellikle diyabet hastaları için büyük bir sorun.
06:41
This is particularly an issue for diabetics.
108
401035
3148
06:44
We give them medications that lower their blood sugar.
109
404591
3192
Onlara kan şekerlerini azaltan ilaçlar veriyoruz.
06:48
On days when they don't have enough food,
110
408388
2606
Yeterli yemekleri olmadığı günlerde,
06:51
it puts them at risk for a life-threatening side effect
111
411018
3769
bu onların hayatlarını tehlikeye atıp kan şekeri düşüklüğü
06:54
of hypoglycemia, or low blood sugar.
112
414811
2975
riskine sokuyor.
06:58
Health care in the United States assumes that you have a home
113
418935
3254
Birleşik Devletler'de sağlık sistemi sizin insülini muhafaza etmek için
07:02
with a refrigerator for your insulin,
114
422213
2477
buzdolaplı bir evinizin olduğunu,
07:04
a bathroom where you can wash up,
115
424714
2639
yıkanmak için bir banyonuzun olduğunu,
07:07
a bed where you can sleep
116
427377
2002
uyumak içinse kaygı duymadan
07:09
without worrying about violence while you're resting.
117
429403
4289
uyuyabileceğiniz bir yatağınızın olduğunu varsayıyor.
07:14
But what if you don't have that?
118
434385
1673
Ama ya buna sahip değilseniz?
07:16
What if you live on the street,
119
436692
2236
Ya sokakta yaşıyorsanız,
07:18
you live under the freeway,
120
438952
2253
ya otobanın altında yaşıyorsanız,
07:21
you live in a congregant shelter,
121
441229
2291
ya topluluk evlerinde yaşayıp
07:23
where every morning you have to leave at 7 or 8am?
122
443544
3925
her sabah 7 veya 8'de çıkmanız gerekiyorsa?
07:28
Where do you store your medicines?
123
448029
2074
İlaçlarınızı nerede muhafaza ederdiniz?
07:32
Where do you use the bathroom?
124
452851
1766
Nerede banyo kullanabilirdiniz?
07:36
How do you put your legs up if you have congestive heart failure?
125
456209
4180
Kalp yetmezliğiniz varsa bacaklarınızı nasıl kaldırabilirdiniz?
07:41
Is it any wonder that providing people with health insurance who are homeless
126
461056
6313
Evsiz insanlara sağlık sigortası sağlayarak
07:47
does not erase the huge disparity
127
467393
3032
evsiz ve evi olan arasındaki devasa farkın
07:50
between the homeless and the housed?
128
470449
2376
silinmeyeceği gerçekten şaşırılacak bir şey mi?
07:53
Health care in the United States assumes that you prioritize your health care.
129
473862
5565
ABD'deki sağlık hizmetleri sağlığınızı ilk sıraya koyduğunuzu varsayıyor.
07:59
But what about all of you?
130
479974
1683
Peki ya hepiniz?
08:02
Let me assume for a moment that you're all taking a medication.
131
482467
4250
Bir dakikalığına hepinizin ilaç aldığını varsayalım.
08:06
Maybe it's for high blood pressure.
132
486741
2233
Belki yüksek kan basıncından.
08:08
Maybe it's for diabetes or depression.
133
488998
3188
Belki de diyabet veya depresyondandır.
08:13
What if tonight you had a choice:
134
493272
2441
Eğer seçeneğiniz olsaydı:
08:16
you could have your medication but live on the street,
135
496626
4556
ya ilacınızı alıp sokakta yaşayacak
08:22
or you could be housed in your home but not have your medication.
136
502507
5403
ya da evde yaşayıp ilacınızı alamayacaksınız.
08:29
Which would you choose?
137
509879
1497
Hangisini seçerdiniz?
08:33
I know which one I would choose.
138
513289
1797
Ben neyi seçeceğimi biliyorum.
08:36
This is just a graphic example of the kinds of choices
139
516538
4096
İşte bu düşük-gelirli hastaların her gün vermek zorunda kaldığı
08:40
that low-income patients have to make every day.
140
520658
3112
kararların çizgisel bir örneği.
08:44
So when my doctors shake their heads and say,
141
524418
2926
Yani doktorlarım kafalarını sallayıp
08:47
"I don't know why that patient didn't keep his follow-up appointments,"
142
527368
4587
"O hastanın neden randevularına devam etmediğini bilmiyorum,"
08:52
"I don't know why she didn't go for that exam that I ordered,"
143
532549
4893
"Neden söylediğim muayeneyi olmadığını bilmiyorum," diyorlar.
08:57
I think, well, maybe her ride didn't show,
144
537466
3681
Belki de taksisi gelmemiştir,
09:01
or maybe he had to work.
145
541171
1769
belki çalışması gerekiyordur.
09:03
But also, maybe there was something more important that day
146
543509
5857
Belki de, o gün yüksek kan basıncından veya kolonoskopi çektirmekten
09:09
than their high blood pressure or a screening colonoscopy.
147
549390
3817
daha önemli bir işi vardı.
09:13
Maybe that patient was dealing with an abusive spouse
148
553873
3401
Belki de o hasta sıkıntılı bir eşle
09:18
or a daughter who is pregnant and drug-addicted
149
558252
3868
veya uyuşturucu bağımlısı olan hamile kızıyla
09:22
or a son who was kicked out of school.
150
562144
3249
veya okuldan atılan oğluyla uğraşıyordur.
09:25
Or even maybe they were riding their bicycle through an intersection
151
565872
5420
Hatta belki de kavşakta bisikletleriyle gidiyorlardı
09:31
and got hit by a truck,
152
571316
2159
ve bir kamyon çarptı,
09:33
and now they're using a wheelchair and have very limited mobility.
153
573499
4458
şimdi de tekerlekli sandalye kullanıyorlar ve çok az hareket kabiliyetleri var.
09:39
Obviously, these things also happen to middle-class people.
154
579619
3558
Açıkça, bu gibi şeyler orta-düzey insanların da başına gelebilir.
09:44
But when they do,
155
584161
1764
Ama öyle bir şey olduğu zaman,
09:45
we have resources that enable us to deal with these problems.
156
585949
4383
bu gibi sorunlarla başa çıkmak için elimizde kaynaklar var.
09:50
We also have the belief that we will live out our normal lifespans.
157
590838
5227
Hayatımızın geri kalanını normal olarak yaşayacağımızın inancına sahibiz.
09:56
That's not true for low-income people.
158
596678
2281
Bu düşük gelirli insanlar için böyle değil.
09:59
They've seen their friends and relatives die young
159
599578
4128
Onlar arkadaşlarını ve yakınlarının
10:03
of accidents,
160
603730
1409
kazalardan, şiddetten,
10:05
of violence,
161
605163
1197
daha erken tespit edilmesi
10:06
of cancers that should have been diagnosed at an earlier stage.
162
606384
4307
gereken kanserlerden dolayı genç yaşta öldüklerini gördüler.
10:11
It can lead to a sense of hopelessness,
163
611206
2717
Bu durum ne yaparsanız yapın,
10:13
that it doesn't really matter what you do.
164
613947
2284
bir umutsuzluğa yol açabilir.
10:18
I know I've painted a bleak picture of the care of low-income patients.
165
618128
5116
Düşük gelirli insanların bakımıyla ilgili kasvetli bir resim çizdiğimi biliyorum.
10:23
But I want you to know how rewarding I find it
166
623268
3033
Ama güvenlik ağ sistemlerinde çalışmanın
10:26
to work in a safety net system,
167
626325
2458
ne kadar değerli bulduğumu bilmenizi istiyorum,
10:28
and my deep belief is that we can make the system responsive
168
628807
4353
ve gönülden inancım şu ki sistemi düşük-gelirli insanların
10:33
to the needs of low-income patients.
169
633184
2359
ihtiyaçlarına duyarlı hale getirebiliriz.
10:36
The starting point has to be to meet patients where they are,
170
636935
4116
Başlangıç noktası, hastalarla yaşadıkları yerde buluşup
10:41
provide services without obstacles
171
641075
2825
engeller olmadan servis sunabilmek
10:44
and provide patients what they need --
172
644678
2826
ve hastalara bizim onların ihtiyacı olduğunu düşündüğümüz şeyleri değil
10:48
not what we think they need.
173
648257
1852
gerçekten ihtiyaçları olduğu şeyleri sunabilmek olmalı.
10:51
It's impossible for me to take good care of a patient
174
651625
3883
Benim için evsiz olan ve sokakta yaşayan birine
10:55
who is homeless and living on the street.
175
655532
2393
iyi bir hizmet sunabilmem imkansız.
10:58
The right prescription for a homeless patient is housing.
176
658933
4510
Evsiz birisi için doğru reçete eve yerleştirmek.
11:04
In Los Angeles,
177
664474
1814
Los Angeles'ta,
11:06
we housed 4,700 chronically homeless persons
178
666312
6030
tıbbi hastalık, akıl hastalığı, bağımlılıktan muzdarip
11:12
suffering from medical illness, mental illness, addiction.
179
672366
4638
4.700 kronik evsiz kişiyi evlere yerleştirdik.
11:18
When we housed them, we found that overall health care costs,
180
678060
4615
Onları yerleştirince ev yerleştirme de dahil,
11:22
including the housing,
181
682699
1887
toplam sağlık hizmeti ücreti azaldı.
11:24
decreased.
182
684610
1157
11:26
That's because they had many fewer hospital visits,
183
686220
4475
Bunun nedeni onların artık hem acilde hem de poliklinik servisinde
11:30
both in the emergency room and on the inpatient service.
184
690719
4396
hastaneyi daha az ziyaret etmesiydi.
11:36
And we gave them back their dignity.
185
696106
2604
Bunun için ekstra ücret olmadan
11:39
No extra charge for that.
186
699374
1818
onlara değerlerini geri vermiş olduk.
11:42
For people who do not have a steady supply of food,
187
702652
4621
İstikrarlı bir yemek tedariği olmayanlara,
11:47
especially those who are diabetic,
188
707297
3663
özellikle diyabetlilere,
11:50
safety net systems are experimenting with a variety of solutions,
189
710984
5409
güvenlik ağ sistemleri farklı çözümler deneyimliyorlar,
11:56
including food pantries at primary care clinics
190
716417
4134
temel bakım kliniklerinde yemek büfeleri açmak
12:00
and distributing maps of community food banks and soup kitchens.
191
720575
4739
ve aşevleri ve gıda bankalarının haritalarını dağıtmak gibi.
12:05
And in New York City,
192
725835
1822
New York'ta da
12:07
we've hired a bunch of enrollers
193
727681
2559
birçok elemanı
12:10
to get our patients into the supplemental nutrition program
194
730264
5217
hastaları ek besin programı
12:15
known as "food stamps" to most people.
195
735505
3373
"yemek fişleri" için kayıt yaptırmakla görevlendirdik.
12:20
When patients and doctors don't understand each other,
196
740671
3637
Hastalar ve doktorlar birbirlerini anlamadıkları zaman,
12:24
mistakes will occur.
197
744332
1769
hatalar doğacak.
12:26
For non-English-speaking patients,
198
746717
1948
İngilizce konuşmayan hastalar için
12:28
translation is as important as a prescription pad.
199
748689
3839
çeviri bir reçete kağıdı kadar önemli.
12:33
Perhaps more important.
200
753208
1490
Belki de daha fazla.
12:35
And, you know, it doesn't cost anything more
201
755274
2869
Açıkçası bütün materyalleri dördüncü sınıf birinin
12:38
to put all of the materials at the level of fourth-grade reading,
202
758167
4817
anlayabileceği bir düzeye getirmekte ücreti arttırmıyor ki bu da
12:43
so that everybody can understand what's being said.
203
763008
4097
herkesin ne söylendiğini anlayabilmesini sağlayabilir.
12:47
But more than anything else, I think low-income patients
204
767935
3407
Her şeyden çok, bence düşük-gelirli hastalar
12:51
benefit from having a primary care doctor.
205
771366
3759
en çok temel bakım doktorundan faydalanıyorlar.
12:55
Mind you, I think middle-class people also benefit
206
775680
2626
Dikkatinizi çekerim, bence orta-sınıf insanlar da ayrıca
12:58
from having somebody to quarterback their care.
207
778330
2794
bakımlarının idare edilmesinden faydalanıyorlar
13:01
But when they don't, they have others who can advocate for them,
208
781631
3131
Fakat edilmediğinde de, onları savunabilecek başka kişilere sahipler,
13:04
who can get them that disability placard
209
784786
3356
onları engellilik kartını alabilmelerine yardımcı olan
13:08
or make sure the disability application is completed.
210
788166
4036
veya engellilik başvurusunun tamamlandığından emin olan birileri.
13:12
But low-income people really need a team of people who can help them
211
792739
5302
Ama düşük-gelirli insanlar gerçekten onlara yardım edebilecek gruplara
13:18
to access the medical and non-medical services that they need.
212
798065
4670
medikal ve medikal olmayan servislere ulaşabilmek için ihtiyaç duyuyorlar.
Pek çok düşük gelirli insan da diğer topluluk desteklerinden
13:23
Also, many low-income people are disenfranchised
213
803226
3303
13:26
from other community supports,
214
806553
2392
mahrum bırakılmış durumda, gerçekten verilen hizmetten
13:28
and they really benefit from the care and continuity provided by primary care.
215
808969
6014
ve temel bakımın sürekliliğinden faydalanıyorlar.
13:35
A primary care doctor I particularly admire
216
815615
2865
Benim takdir ettiğim bir temel bakım doktoru
13:38
once told me how she believed that her relationship with a patient
217
818504
5074
bir gün bana, hastasıyla 10 yılın üstünde ilişkisinin
13:43
over a decade
218
823602
1487
hastasının hayatındaki
13:45
was the only healthy relationship that that patient had in her life.
219
825113
4339
tek sağlıklı ilişki olduğuna inandığını söyledi.
13:50
The good news is, you don't actually have to be a doctor
220
830793
3934
İyi haber şu ki o ilgi ve devamlılığı göstermek için
13:54
to provide that special sauce of care and continuity.
221
834751
4606
doktor olmanıza gerek yok.
13:59
This was really brought home to me when one of my own long-term patients
222
839713
4220
Uzun süreli bir hastam hastanenin dışında ölünce
14:03
died at an outside hospital.
223
843957
2581
bunu iyice anlamış oldum.
14:06
I had to tell the other doctors and nurses in my clinic
224
846887
3737
Onun öldüğünü diğer doktorlar ve hemşirelere
14:10
that he had passed.
225
850648
1378
benim söylemem gerekiyordu.
14:12
But I didn't know that in another part of our clinic,
226
852465
4009
Kliniğin başka bir yerinde,
14:16
on a different floor,
227
856498
2024
başka bir katta,
14:18
there was a registration clerk
228
858546
2523
bir kayıt elemanı ile
14:21
who had developed a very special relationship with my patient
229
861093
4015
hastam arasında randevuya geldiği süreçte
14:25
every time he came in for an appointment.
230
865132
2994
çok özel bir ilişki oluştuğunu bilmiyordum.
14:28
When she learned three weeks later that he had died,
231
868849
3686
Hastamın öldüğünü öğrendikten üç hafta sonra,
14:32
she came and found me in my examining room,
232
872559
2740
muayene odasına gelip beni buldu,
14:35
tears streaming down her cheeks,
233
875323
2927
gözyaşları yanaklarından akarak,
14:38
talking about my patient and the memories that she had of him,
234
878274
5601
hastam hakkında konuşarak onunla ilgili anılarını anlatıyordu,
14:43
the kinds of discussions that they had had about their lives together.
235
883899
4074
birlikte hayatları hakkında konuştuğu şeyleri.
14:50
My patient had a hard life.
236
890072
1871
Hastamın zor bir hayatı olmuştu.
14:52
He was by his own admission a gangbanger.
237
892705
3076
O bir çete üyesiydi.
14:56
He had spent a substantial amount of time in prison.
238
896234
3617
Hapishanede azımsanmayacak sürede zaman geçirmişti.
15:00
He suffered from a very serious illness.
239
900893
2806
Çok ciddi bir hastalıktan muzdaripti.
15:04
He was a drug addict.
240
904318
1525
Uyuşturucu bağımlısıydı.
15:06
But despite all that, he rarely missed a visit,
241
906530
3098
Yine de hepsine rağmen, neredeyse hiçbir randevuyu kaçırmadı,
15:10
and I like to believe that was because he knew at our clinic that he was loved.
242
910692
5481
ve inanmak istiyorum ki bunun nedeni kliniğimizde sevildiğini hissetmesiydi.
15:17
When our health care systems have the same commitment to low-income patients
243
917793
5361
Sağlık hizmetimiz düşük-gelirli insanlara bu şekilde bir bağlılık gösterirse
15:23
that that man had to us,
244
923178
1897
adamın bize gösterdiği şekilde,
15:25
two things will happen.
245
925099
1539
iki şey olacak.
15:27
First, the system will be responsive to the needs of low-income people.
246
927638
4805
İlki, sistem düşük-gelirli insanların ihtiyaçlarına karşı sorumlu olacak.
15:32
It will speak their language, it will meet their schedules,
247
932467
3971
Onların dilini konuşacak, Onların takvimine uyacak,
15:36
it will fulfill their needs.
248
936462
1918
onların ihtiyaçlarını karşılayacak.
15:39
Second, we will be providing the kind of care
249
939169
3945
İkincisi, yapmak için bu mesleğe girdiğimiz
15:43
that we went into this profession to do --
250
943138
2800
uğraşı göstererek
15:45
not just checking the boxes,
251
945962
2809
üstünkörü davranmayarak,
15:48
but really taking care of those we serve.
252
948795
3355
hizmet verdiklerimizle gerçekten ilgilenmek.
15:53
Thank you.
253
953404
1238
Teşekkürler.
15:54
(Applause)
254
954666
4222
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7