Megan McArthur: A NASA astronaut's lessons on fear, confidence and preparing for spaceflight | TED

79,350 views ・ 2021-04-23

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Melisa Butterworth Gözden geçirme: Ramazan Şen
Pat Mitchell: Hoşgeldin Megan.
Megan McArthur: Merhaba Pat, beni konuk ettiğiniz için teşekkürler.
PM: Çoğumuzun aklına geldiğini düşündüğüm bir soruyla başlayabiliriz.
00:12
Pat Mitchell: Welcome, Megan.
0
12463
2167
Bu çok sıradışı.
00:14
Megan McArthur: Hello, Pat, thank you for having me.
1
14630
2500
Eşinizle eğitimde tanıştınız
00:17
PM: Let's go with the question that I think is probably coming up
2
17163
3134
ve evlendiğiniz yıl, ikiniz de ayrı ayrı uzaya uçtunuz.
00:20
for many of us.
3
20330
1300
00:21
This is unusual.
4
21663
1667
00:23
Husband and wife,
5
23363
1834
Sen, Hubble Teleskop misyonunda
00:25
met during your training,
6
25230
1767
ve eşin Bob uzay istasyonunu inşa etme misyonunda.
00:27
and in the year that you got married,
7
27030
2833
00:29
you both flew into space, separately.
8
29897
2666
Yani ironik olarak misyonda bir sorun çıksaydı veya yardıma ihtiyacın olsaydı
00:32
You, on the Hubble Telescope mission
9
32597
2800
00:35
and Bob on the mission to construct the space station.
10
35397
3800
Bob kurtarma gemisinde görevli olacaktı.
Biliyorsun, fırlatılış günü hepimiz için çok heyecanlı bir gün.
00:39
And ironically, if your mission had gone awry or needed help,
11
39230
4233
Ama aynı zamanda sadece izliyor olsak bile risklerin bize
00:43
Bob was assigned to be on the rescue craft.
12
43497
3433
00:46
You know, launch day is for all of us a time of great excitement, yes.
13
46930
4500
anksiyete ve korku hissettirebileceği bir gün.
Sen fırlatılış gününe nasıl hazırlanıyorsun?
00:51
But also anxieties about the risk and the fear we might feel inside
14
51463
5467
MMA: Benim için en önemli şeylerden biri
00:56
just watching.
15
56963
1434
oğlumu buna hazırlamak ve sahiden hazır olduğuna emin olmaktı.
00:58
How do you prepare for launch day?
16
58397
3066
Babası, oğlumuzun hayatı boyunca bu fırlatılış için eğitilmişti
01:02
MMA: Well, Pat, one of the most important things to focus on for me
17
62163
3267
01:05
was really preparing my son and making sure that he was ready
18
65430
4167
ve oğlumuzun bu fırlatılışı izlemeye hazır olması
ve bu deneyimden zevk alması çok önemliydi.
01:09
and that he enjoyed the experience of watching his father launch
19
69630
3967
Bu yüzden fırlatma kontrol merkezinin çatısına çıkıp
01:13
and complete this mission that he'd been training for,
20
73597
2533
uzaktan roketi görebildiğimizde
01:16
really for most of our son's life.
21
76163
2234
ve parmaklıklarda beklediğimizde,
01:18
So when we walked out onto the roof of the launch control center
22
78397
3966
geri sayıma hazırlanırken,
tabii ki kollarımı oğluma dolamıştım,
ve “Üç... iki... bir... kalkış!“ı duyduk,
01:22
and we could see the rocket off in the distance
23
82363
2300
01:24
and were lining up against the rail,
24
84697
2233
ve babasını taşıyan roketi
01:26
ready for the countdown,
25
86963
1467
01:28
and of course, I got my arms around him
26
88463
1867
fırlatma rampasından atlarken gördük.
01:30
and we hear, "Three, two, one, liftoff."
27
90330
3567
Benim için,
bu çok uzun bir süre boyunca içimde taşıdığım duyguların
01:33
And then we see the rocket carrying his father
28
93930
2833
dışarı taştığı bir andı.
01:36
you know, jumping off the launch pad.
29
96763
2034
01:38
And for me,
30
98797
1200
Bir ağlayıp bir gülüyordum, titriyordum
01:40
it was this moment of just an outpouring of feeling and emotion
31
100030
4200
ve oğlumu bir an bırakmam gerekti, bu arada oğlum iyiydi,
01:44
that had been with me for such a long time.
32
104263
2800
son derece iyiydi.
01:47
And I'm crying and I'm laughing and I'm just shaking.
33
107063
4500
Ağzımı kapıyordum
çünkü nasıl bir tepki vereceğimi bilemiyordum
01:51
And so I had to let go of my son, who was fine, by the way,
34
111597
3033
çünkü aynı anda hem tamamen dehşet hem de tamamen sevinçle doluydum.
01:54
he was completely fine.
35
114663
1234
01:55
And I’m covering up my mouth
36
115897
1566
Buraya ulaşmak için yapılanları düşünüyordum.
01:57
because I don't know what kind of sounds I'm going to make
37
117497
2766
Eşim, biliyorsun, başarılı bir astronot,
02:00
with this complete terror and this complete joy
38
120297
2200
deneyimli bir Hava Kuvvetleri uçuş test mühendisi,
02:02
at this moment.
39
122530
1233
02:03
And thinking about what it took to get there.
40
123763
2467
daha önceden de astronot şefiydi.
Daha önce iki kez uzaya fırlatılışını izlemiştim
02:06
My husband, you know, an accomplished astronaut,
41
126263
3234
ve her seferinde dehşet vericiydi.
02:09
an experienced Air Force flight test engineer,
42
129530
2400
02:11
he had formerly been the chief astronaut.
43
131963
2134
Peki neden?
Çünkü, elbette, eşimi seviyorum, ama bundan daha fazlası.
02:14
And I've watched him launch into space twice before.
44
134097
3233
Eşimi seviyorum
02:17
And it's been terrifying every time.
45
137363
2334
ve o anda onun durumunu değiştirmek için hiçbir şey yapamam.
02:19
Why is that?
46
139697
1166
02:21
You know, of course, I love my husband, but it's more than that.
47
141330
3167
Bir çatıda bekliyorum.
Hiçbir görevim yok.
Katkıda bulunmamın bir yolu yok.
02:24
It's that I love my husband,
48
144530
2000
Benim için korku buradan geliyor,
02:26
and right now I can't do anything at all to impact the situation.
49
146563
3067
bu çaresizlik hissinden.
02:29
I'm standing on a rooftop.
50
149663
1234
02:30
I have no job.
51
150930
1167
Böylece bunu hayatımda tekrar ve tekrar yaşadım:
02:32
I have no way to contribute.
52
152130
1533
02:33
And so that's where for me the fear comes from
53
153697
3133
eğitim ve hazırlığın bizi böyle bir deneyime hazırlayabileceğini
02:36
is that feeling of helplessness.
54
156863
2234
ama o girdiye sahip olmanın,
02:39
And so, over and over in my life, I've seen, of course,
55
159130
2567
içinde bulunduğun olayı kontrol etme yetinin olmasının
02:41
that training and preparation can get us ready for an event like that,
56
161730
4533
korkunu yok eden ve seni dengeleyen asıl şey olduğunu.
02:46
but it's having the input,
57
166297
2133
Yani eğitim ve deneyime sahip olmalısın
02:48
having the ability to impact your situation
58
168463
2567
02:51
that is what removes the fear and balances it for you.
59
171030
5200
ama aynı zamanda bir sese, bir girdiye sahip olmak,
kokpitte bir koltuğunun olması,
02:56
So the education, the experience, you have to have that,
60
176263
3867
korkunu geride bırakmanı sağlayan şeydir.
PM: Peki ya oğlun, Megan?
03:00
but also having a voice, having an input,
61
180163
3534
O orada olmayacak.
03:03
having a seat in the cockpit
62
183730
1367
O, annesinin uzaya fırlatılışını izlemek için yerde olacak.
03:05
is what allows you to leave that fear behind.
63
185097
2866
03:07
PM: But what about your son, Megan?
64
187997
2266
Aynı sağ salim dönmüş olan babasını izlediği gibi.
Ama annesinin de aynısını yaptığını görebilmesi için hazırlıklar yaptınız mı?
03:10
He won't be there.
65
190630
1233
03:11
He'll be on the ground watching mommy take off into space
66
191897
3600
03:15
just as he watched his dad who returned safely.
67
195530
2633
MMA: Annesinin uzaya uçacağını
öğrendiğinde ilk tepkisi şuydu:
03:18
But have you taken special preparations for him to see mommy doing the same?
68
198163
5834
önce bana, “Hayır anne, gidemezsin.” dedi.
İlk tepkisi buydu.
Sonra bu fikre alışmaya başladıkça,
03:24
MMA: Well, his first reaction
69
204030
1533
03:25
when learning that mommy was going to go into space
70
205597
2400
biliyorsun, babası da uçup geri döndü,
sonra bana dedi ki: “Tamam, 30 gün gidebilirsin,
03:28
first, he told me, "No, mommy, you can't go."
71
208030
2100
03:30
That was his very first response.
72
210163
1800
ama 180 gün, bu çok fazla.
03:31
And then as he got more comfortable with the idea,
73
211963
2534
Olmaz, o kadar uzun süre gidemezsin.”
Tabii ki babasının da tüm bunları yaptığını görmüştü.
03:34
you know, his dad went up and came back
74
214530
1867
03:36
and then he said, "Well, OK, you can go for 30 days,
75
216430
2433
Böylece bu onun için normal bir şeye dönüştü.
03:38
but 180 days, that's too much.
76
218897
1633
Bu anne ve babanın yaptığı normal bir şey.
03:40
You can’t, you can’t go for that long.”
77
220530
1867
Ben burada Rusya’dayken, video konferanslar üzerinden
03:42
He's also obviously seen his father go through all of this.
78
222430
2967
birbirimize hikâyeler okuyoruz.
03:45
And so for him, it's become this normal thing.
79
225430
2300
Biri bana bir kavanozu çikolatadan öpücüklerle doldurma fikri verdi,
03:47
This is a normal thing that mommy and daddy do.
80
227763
2634
03:50
We'll read stories back and forth while I'm here in Russia
81
230397
2766
böylece onunla olmadığım her gün annesinden bir öpücük alabilecek.
03:53
over video conference.
82
233197
1933
Bu fikri çok beğendi.
03:55
And I was given the idea to fill a jar with chocolate kisses
83
235463
3667
PM: Ayrıca,
bu genç adama çok güzel bir mesaj veriliyor,
03:59
and then he can have a kiss from mommy every day that I'm gone.
84
239163
2967
04:02
So he likes that idea very much.
85
242130
2367
anne ve babanın aynı meslekte çalışması ile, değil mi?
04:05
PM: Well, just to be clear,
86
245963
1367
Burada bir alıntı yapmak istiyorum,
04:07
it's a great message that this young man is getting
87
247363
3334
SpaceX önderi Gwynne Shotwell’den,
04:10
about mommy and daddy doing the same job, isn't it?
88
250730
2933
ona senin ve eşinin uzaya gidişi hakkında bir soru sorulduğunda,
04:13
And I just want to bring forward a quote
89
253697
2966
senin eşinle aynı pilot koltuğundan
04:16
from the SpaceX leader Gwynne Shotwell,
90
256697
3433
veya uzay aracından uçman sorgulanmıştı
04:20
who was asked about your going, and your husband's going,
91
260163
3434
ve cevabının bir kısmı buydu:
“Şunu belirtmek isterim ki,
04:23
and she was questioned about your flying
92
263597
2200
bizim bakış açımıza göre Megan
04:25
in the same pilot seat or spacecraft as your husband.
93
265830
3300
öncelikli ve en önemli olarak bir astronottur.”
04:29
And here was part of her answer:
94
269163
1800
04:30
"I'd like to point out that, you know,
95
270997
1966
MMA: Bayan Shotwell bunu dediğinde ekrandan uzanıp
04:32
Megan is first and foremost
96
272997
2433
ona bir beşlik çakmak istemiştim.
04:35
an astronaut when it comes to our perspective."
97
275463
3800
Bu sözünü çok takdir etmiştim.
Biliyorsun, benim için zamanla çok şey değişti,
04:39
MMA: Well, I did want to reach through the screen
98
279897
2300
ilk uzaya uçuşumda evliydim,
04:42
and high-five Ms. Shotwell when she said that,
99
282230
2133
ama henüz bir ebeveyn değildim.
04:44
I very much appreciated that remark.
100
284397
2400
Eşimle ben NASA’ya bekar olarak geldik,
04:46
You know, it has changed for me over the years,
101
286797
2266
tabii ki NASA’da çalışırken tanıştık ve evlendik.
04:49
the first time I flew in space
102
289063
2200
Kendin için bu şeyi yapıyor olman ile
04:51
I was married, but I was not yet a parent.
103
291297
2233
04:53
And both my husband and I came to NASA as single people
104
293563
3067
ailece başa çıkmak farklı bir şey.
04:56
and we met and married, of course, at NASA.
105
296663
2800
Aynı zamanda insanlık için de yapıyorsun.
Keşfetmek çok önemli ve değerlidir.
04:59
It's a different thing to take on as a family
106
299463
3067
05:02
that you're doing this thing that's for yourself.
107
302530
2533
Ayrıca benim için bu örneği
05:05
It's also kind of for the greater good.
108
305097
2300
oğlumun görmesi çok iyi:
05:07
The notion of exploration and discovery is something to engage in.
109
307430
4267
ebeveynlerinin bu görevde yer almasının
ve evet, bu bizi ondan uzak tutsa da,
05:11
And I think that that example,
110
311730
2367
bunların yapılması gereken önemli işler olduğu.
05:14
you know, for my son to see
111
314130
1433
PM: Megan, sen Challenger uzay aracı
05:15
that his parents are engaged in this thing,
112
315597
2433
trajik olarak patladığında lisedeydin
05:18
that, yes, it takes us away from him,
113
318063
1767
05:19
but these are important things to do.
114
319863
2467
ve bu olay sonrası senin ve eşinin
05:22
PM: And you were in high school, Megan,
115
322897
2066
05:24
when the Challenger spacecraft tragically exploded
116
324963
4600
ve diğer cesur kadın ve erkeklerin
üstlendiği risklerin ciddiyetini tüm dünya izledi.
Bu anı hatırlıyorum
05:29
and the whole world confronted the realities of the risk
117
329597
2900
ve hâlâ her fırlatılış süresince nefesimi tutuyorum.
05:32
that you and your husband
118
332530
1633
05:34
and other brave women and men are taking.
119
334197
2433
Risklerin gerçek olduğunun farkında olmak ile başarmak istediklerine
05:36
I remember that moment
120
336663
1167
05:37
and I still hold my breath every time during each and every launch.
121
337863
4634
ulaşabilmek için kendini yeterince hazır hissetmek
05:42
So how do you find the balance between knowing the risks are real
122
342497
6066
arasındaki dengeyi nasıl buluyorsun?
MMA: Bizim için kendimizi hazır hissetmenin
05:48
and you're feeling prepared enough to do what you have to do
123
348597
3100
ve eyleme geçebilmenin püf noktası
antrenman yapmak.
05:51
and what you want to accomplish?
124
351697
2133
O koltuğa gelene kadar antrenman yapıyoruz.
05:54
MMA: Well, the crux of it for us for feeling prepared and participating
125
354230
4800
Mümkün olan her şekilde antrenman yaparak yüzlerce saat geçiriyoruz.
Her görevi ve sistemi adım adım ele alıyoruz.
05:59
is really training.
126
359063
1400
06:00
So we train our way into that seat.
127
360497
2400
06:02
You spend literally hundreds of hours preparing in every possible way.
128
362930
4133
Harika eğitmenlerimiz var.
Profesyonel eğitmenler
ve bu sistemlerle içli dışlı olmamız için
06:07
We break down every system into bite-sized pieces, basically.
129
367097
3400
ne yapmamız gerektiğini biliyorlar.
06:10
We have these wonderful instructors
130
370497
1700
Tek seferde tek sisteme odaklanırlar
06:12
who are professional instructors, basically,
131
372230
2700
ve en sonunda tüm sistemleri birleştirirler
06:14
and they know exactly what it's going to take for us
132
374963
2434
ve sonra akıllarına gelen mümkün olabilecek her şeyi bozuyorlar
06:17
to learn these systems inside and out.
133
377430
1867
ve böylece bir ekip olarak
06:19
And so, sort of, one system at a time,
134
379330
1833
bu problemleri çözmemiz ve bunun için birlikte çalışmamız gerekiyor.
06:21
and then they put all the systems together
135
381163
2067
06:23
and then they break every possible thing that they can think of to break
136
383230
3433
Bunu yapmalarının sebebi
kesinlikle bu senaryoların yaşanacağını düşündükleri için değil.
06:26
so that you have to, as a team, as a crew,
137
386663
2100
06:28
solve these problems and work together to get through the situation.
138
388797
3433
Seni geliştirmek için.
Böylece korkunç şeylerin olması durumunda
06:32
And the reason that they do that
139
392230
1567
06:33
is not because they think those exact things are going to happen.
140
393830
3333
çalışabileceğini ve bu durumu düzeltebileceğini
kendine kanıtlıyorsun.
06:37
It's to build you up.
141
397197
1666
Yaşanacak şey
06:38
You prove to yourself that you have the ability to work
142
398897
3066
sana göstermiş oldukları spesifik senaryo hatta
06:41
when maybe some really terrible things are happening
143
401997
2533
sana gösterilen yüzlerce senaryodan biri bile olmayabilir.
06:44
and to make your situation better.
144
404530
1667
Ama çalıştın ve becerilerini geliştirdin
06:46
And the thing that's going to happen
145
406230
1733
06:47
isn't necessarily going to be the specific one
146
407997
2800
ve bu becerilerin yaşayacağın problemleri çözmene yardımcı olacak,
06:50
or even hundred different scenarios that they've shown you.
147
410830
2767
sadece mürettebat olarak değil,
06:53
But you have worked and you have developed your skills
148
413630
3400
ama şimdi tüm ekiple yeryüzünde çalıştın
06:57
which will support you to kind of tackle any problem that you might have,
149
417063
3867
ve beraber çalışarak bu sorunları
07:00
not just as a crew in the ship,
150
420963
1667
çözebileceğinizi biliyorsun.
PM: Hiç gerçekten korktuğun veya hazırlıksız hissettiğin
07:02
but now you've worked with the whole team on the ground,
151
422630
3167
07:05
and you know you're going to be able to solve those situations
152
425830
2933
bir zaman oldu mu?
07:08
working together.
153
428763
1500
MMA: Birkaç yıl önce
07:10
PM: Has there ever been a time when you felt fear,
154
430297
3733
bir asistan direktörlük işi yapma fırsatım oldu,
07:14
real fear or maybe just being unprepared?
155
434063
4234
fırsat diyorum ama daha çok bir zorunluluk gibiydi.
07:18
MMA: A couple of years ago, I had the, I'll say opportunity,
156
438297
3033
Yapmakta çok tereddütlü olduğum bir işti,
07:21
but I had the situation where I was "voluntold"
157
441363
3134
hazır hissetmiyordum,
gereken becerilere sahip olduğumu hissetmiyordum
07:24
to take an assistant directorship job.
158
444530
3000
ve iyi bir iş çıkaracağımı düşünmüyordum
07:27
And it was something I was very reluctant to do,
159
447563
2300
ve bunların hiçbiri iyi hisler değil.
07:29
I didn't feel prepared for it,
160
449863
2000
Kitabında bir kısım var Pat, burada diyorsun ki:
07:31
I didn't feel like I had the right skill set,
161
451897
2400
“Bir noktada hazır olmanın aslında
07:34
and I didn't feel like I was going to be good at it.
162
454330
2500
çalışırken çabuk öğrenmeye hazır olmak anlamına gelebileceğini fark ettim.”
07:36
And none of those are good feelings.
163
456830
2400
07:39
There's a part in your book, Pat, where you say,
164
459263
2300
ve bu söz, astronot olmanın
07:41
"I realized at some point that being ready
165
461597
2500
tam olarak ne demek olduğunu çok iyi tanımlıyor.
Bunu yapmayı biliyorum.
07:44
could mean being ready to learn quickly while doing."
166
464130
4033
Çalışarak öğrenebiliyorum, çabuk öğreniyorum.
Böylece bu işe daldım
07:48
And, you know, that expression,
167
468197
1700
07:49
that's exactly what it means to be an astronaut.
168
469930
2333
ve yaparak hızlı öğrendim.
07:52
I know how to do that.
169
472297
1300
07:53
I can learn on the job, I can learn quickly.
170
473597
2233
Bu işi yapan tarihteki en iyi kişi olduğumu söyleyemem,
07:55
And so I did dive into this job
171
475830
2767
ama benim için önemli olan yapabildiğimin en iyisini yapmak
07:58
and I did learn quickly while on the job.
172
478630
3367
ve bu yeni takımın bir parçası olmaktı.
08:02
I can't say that I was the best person ever to hold that job,
173
482297
3700
Özellikle kadınlar şunu düşünmeye eğilimlidir:
“Daha önce bunun için eğitim almadım, daha önce böyle bir işte çalışmadım.
08:06
but it was important to me to do my very best
174
486030
3333
Bunu yapamam.”
08:09
and to be part of this new team.
175
489397
1900
Ama yapabilirsin.
Daha önce geliştirdiğin tüm beceriler
08:11
Women are particularly prone to this where we think,
176
491297
2466
08:13
"Oh, I haven't had training for that, I haven't had a job like that before.
177
493797
3533
ve yaptığın diğer tüm işler,
sen hızlı bir şekilde çalışarak öğrenirken seni destekleyecek.
08:17
I can't do it."
178
497363
1300
08:18
But you can do it.
179
498663
1267
PM: Çok güzel tavsiyeler Megan,
08:19
You take all of the skills that you've developed
180
499963
2267
yaparak öğrenmeyi uzayda deneyimlemeyeceğim
08:22
and all of the other things that you're doing,
181
502263
2167
ama yaparak öğrenebileceğimizi
08:24
and you use those to support you while you're learning quickly while doing.
182
504430
3567
08:27
PM: Such good advice, Megan,
183
507997
1400
ve böylece hazırlıklı olabileceğimizi bilmek çok önemli.
08:29
I won't be learning by doing flying into space,
184
509430
2767
Bu Dünya’da olmamanın
08:32
but taking that knowledge that we can learn by doing
185
512197
4466
seni kişisel olarak nasıl değiştirdiğini söyleyebilirsin?
08:36
and we can be prepared, so important.
186
516697
3000
MMA: En başta, ilk uzaya fırlatıldığınızda çok meşgul oluyorsunuz.
08:39
How would you describe the changes in you personally
187
519697
3933
Biliyorsun, bir fırlatma dizisinden yeni geçmiş olan bir uzay gemisindesiniz,
08:43
from being off this Earth?
188
523630
2900
geminizi yörüngede dönen bir platforma dönüştürmeniz gerekiyor.
08:46
MMA: But in the very beginning, when I first launched into space,
189
526530
3533
Bu yüzden çok meşgulsünüz.
08:50
you're very busy, you know,
190
530097
1366
Kitaplarımız vardı ve bunları çok dikkatle okuyorduk,
08:51
on this spaceship that's just gone through a launch sequence
191
531497
2933
gereken tüm adımları takip edip, düğmelere basıp,
08:54
and you have to turn your spaceship into an orbiting platform.
192
534463
3100
bilgisayar programları indiriyorduk.
08:57
And so you're very busy.
193
537597
1133
Pencereden bakıp, evet, Dünya buradaymış, olması gereken yerde,
08:58
So we have these books and we're heads down in the books
194
538763
2634
ve küçüklüğümden beri gördüğüm tüm fotoğraflarda da böyle görünüyordu
09:01
and we're going through all the steps and moving switches
195
541430
2700
09:04
and loading computer programs.
196
544130
1467
09:05
And I only had a brief moment of time to kind of look out the window
197
545630
3200
diyebilmek için sadece kısa bir anım oldu
ve hemen işime geri döndüm.
09:08
and say, yep, that's where the Earth is, that's exactly where it should be,
198
548830
3567
Bu yüzden robotik kolu çalıştırırken
09:12
and that's how it's looked in all of the pictures I've seen growing up.
199
552430
3400
bir süre pencereden dışarı bakma fırsatını
bulana kadar Dünya’yı sahiden gözlemleyemedim.
09:15
And I got right back to work.
200
555863
1800
09:17
And so it wasn't until I had more of an opportunity
201
557697
2933
Büyük bir okyanus üzerinde bir şimşek fırtınasını
09:20
to gaze out the window for a while
202
560663
2434
ilk gördüğüm zamanı çok net hatırlıyorum.
09:23
while I was operating the robotic arm that I could really observe the Earth.
203
563097
4566
Şimşek farklı farklı renklerde çakıyordu
09:27
I remember so clearly the first time I saw a lightning storm
204
567697
3766
ve bulutların içini aydınlatıyordu
ve bir tür dramatik desen oluşturuyordu.
09:31
across a huge expanse of the ocean
205
571463
2300
09:33
and the lightning, it appeared in different colors,
206
573797
3166
Altınızda kendi lazer ışık gösteriniz olması gibiydi.
09:36
and it lights up the inside of the clouds
207
576997
2066
Birden bunun sabit bir görüntü olmadığı kafama dank etti.
09:39
and it makes this kind of, you know, dramatic pattern.
208
579063
2800
09:41
It was like having your own laser light show laid out below you.
209
581897
3266
Bu bir fotoğraf değildi.
Bu bizim Dünya’mızdı, gerçek, canlı bir sistemdi.
09:45
And the realization struck me that this is not static.
210
585197
4366
Bir yanında güzel Dünya’mız, diğer yanında uzayın sonsuz karanlığı olan atmosferin
09:49
This is not a photo.
211
589563
1500
ne kadar imkânsız bir biçimde ince göründüğünü
09:51
This is our Earth, it's a real living system.
212
591097
3033
tarif etmek çok zor
09:54
It's hard to describe how impossibly thin it looks to you
213
594130
4900
ve bu inanılmaz ince atmosfer tabakası
bizi, hepimizi ve Dünya’daki tüm yaşam formlarını
09:59
with the vast blackness of space on one side
214
599063
3067
hayatta tutan tek şey.
10:02
and our beautiful Earth on the other side
215
602163
2000
Bizi hayatta tutan tek şey.
10:04
and this just incredibly thin layer of atmosphere
216
604163
2634
Bu çok içgüdüsel bir tepki, biliyorsun,
10:06
that's all that's keeping us and all of us alive
217
606830
2600
hepimiz, sen ve ben, ikimiz de burada, uzay gemimiz Dünya’da mürettebatız
10:09
and every life form on Earth,
218
609463
1600
10:11
that's all that's keeping us alive.
219
611097
1766
ve uzay gemimiz Dünya’yı korumak için
10:12
And it's a very visceral reaction,
220
612897
2400
çok güçlü bir dürtü hissettim.
Hepimiz, sayesinde evrende ilerlediğimiz
10:15
this very strong urge to want to protect
221
615330
4167
bu uzay gemimize bakmak için
10:19
the Spaceship Earth that we're all you know,
222
619530
2067
beraber çalışmalıyız.
10:21
you and I are both crew members here,
223
621630
1767
Bunu görmenin çok güçlü bir tepkisiydi.
10:23
and, you know, we've all got to work together
224
623430
2933
PM: Emeklerin için teşekkürler Megan
10:26
to take care of this ship that we're moving on
225
626397
2166
ve ne diyorsunuz, “İyi uçuşlar” mı?
10:28
through the universe.
226
628597
1133
10:29
So it was a very powerful response to seeing that.
227
629763
3467
Bir deyiş var mı?
MMA: Godspeed diyoruz
veya “ad astra” -- yıldızlara.
10:34
PM: Thank you for your work, Megan.
228
634063
1734
10:35
And what do you say, "Safe flight?"
229
635830
2567
PM: Ad astra, yıldızlara, Godspeed, Megan McArthur.
10:38
Is there ...?
230
638997
1166
Teşekkür ederim.
10:40
MMA: We say Godspeed
231
640197
1166
MMA: Çok teşekkür ederim, Pat.
10:41
or we say ad astra -- to the stars.
232
641397
2400
10:43
PM: Ad astra, to the stars, Godspeed, Megan McArthur.
233
643830
3467
10:48
Thank you.
234
648163
1167
10:49
MMA: Thank you so much, Pat.
235
649363
1467
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7