Dominic Price: What's your happiness score? | TED

90,454 views ・ 2021-05-20

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:00
Transcriber:
0
0
7000
Çeviri: Burak Yildiz Gözden geçirme: Ramazan Şen
Merhaba, benim adım Dom Price ve ben bir iş gelecek bilimcisiyim ki bu
şu ana kadar kimsenin benden yardım istemediği, uydurma bir
meslek ama bugün beni buraya çıkardı.
00:12
Hello, my name is Dom Price and I'm a work futurist,
1
12996
3240
Yaptığım meslek tamamen geleceğin, iş dünyasının,
toplumun, ekonominin ve eğitimin geleceğinin
00:16
which is a made-up job that no one's called me out on yet,
2
16276
2760
öngörülmesiyle alakalı.
00:19
but it's got me here on this stage today.
3
19036
2040
Bu yılın da oldukça enteresan geçtiğini
00:21
My job's all about predicting the future,
4
21116
2400
tahmin edersiniz.
00:23
the future of work, society,
5
23556
2120
Artık, zamanla kendinizi daha mutlu hissetmenize yardımcı olacak
00:25
the economy and education.
6
25716
2280
pek çok kişisel gelişim kaynağı bulunuyor.
00:28
Which, surely you can imagine this year of all the years,
7
28036
2680
00:30
it's been pretty fascinating.
8
30756
1400
Ancak bugün sizlerle bilhassa 2020 gibi bir senede
00:32
Now, there's a huge amount of self-help literature out there
9
32476
3360
mutlu olmak üzerine konuşmak istiyorum.
00:35
that will help you be happier over time.
10
35876
3320
Bu sene diğerlerine göre oldukça farklı.
Pek çoğumuzun kendini mutlu hissetmediği ya da yaşadığımız
00:39
But today, I want to talk to you specifically
11
39196
2200
00:41
about being happy in a year like 2020.
12
41396
3040
mutlu günlerin keyifli dakikalara ve anlara indirgendiği bir sene.
00:44
It's a year like no other.
13
44916
1760
Geleceğin belirsizliği haklı olarak
00:46
It's a year when many of us haven't felt of much happiness
14
46716
3200
zihinlerimizi fazlasıyla meşgul etti.
00:49
or our happy days have been reduced to happy minutes and moments.
15
49956
4080
Ancak sizinle 2020 gibi bir seneden
ve bu senenin ne kadar berbat geçtiğinden bahsetmek gerekirse
00:54
And the uncertainty of the future
16
54396
2080
00:56
has quite rightly weighed heavily on our minds.
17
56476
3040
öncelikle size kendi senemin ne kadar berbat geçtiğini anlatmam gerekiyor.
01:00
But to talk to you about a year like 2020,
18
60276
3200
Şöyle ki, kız kardeşim benim en iyi arkadaşım
01:03
and to talk about how shit it's been,
19
63516
1920
ve birkaç sene önce hiçbir erkek kardeşin duymak istemeyeceği bir telefon aldım.
01:05
first of all, I have to tell you how shit my year has been.
20
65436
2840
Trudy’ye IV. evre meme kanseri teşhisi konmuştu ve iki erkek çocuk sahibi olan
01:09
You see, my sister is my best friend,
21
69276
2440
bekar bir annenin Manchester, İngiltere’de 24 saatlik
01:11
and a few years ago I got the call that no brother wants to get.
22
71716
3520
bir uçuş mesafesinde yaşadıklarını göz önünde bulundurursak,
01:16
Trudy had been diagnosed with stage IV breast cancer,
23
76036
3240
eminim nasıl hissettiğimi tahmin edebilirsiniz.
01:19
and given that she lived a 24-hour flight away in Manchester, England,
24
79316
4080
Fakat kendisi katır gibi inatçıdır.
Bundan altı sene sonra, yani 2020′nin başlarında bile hâlâ bizimle yaşıyordu.
01:23
as a single mother of two boys,
25
83436
1800
01:25
I'm sure you can imagine how I felt.
26
85236
2240
Sonra aylardan Şubat’tı.
Yine bir telefon aldım.
01:27
But she's stubborn as an ox.
27
87836
1680
Bu kez doktorum bana kanserin erken evresinde olduğumu söylüyordu.
01:29
And six years later, at the start of 2020, she was still with us.
28
89556
4120
01:34
Then February rolled in.
29
94236
1200
Bir hafta sonra subtotal kolektomi ameliyatı oldum
01:35
I got another call.
30
95476
1520
ve kalın bağırsağımın bir kısmı alındı.
01:37
This time it was my doctor telling me that I had early-stage bowel cancer.
31
97396
4560
İşin garibi, aynı gün kız kardeşim İngiltere’deki uzmanına
01:42
A week later, I had a subtotal colectomy and I had my colon removed.
32
102876
4560
muayene olmaya gitti ve o da tüm tedaviyi sonlandırdıklarını bildirdi.
01:48
Strangely, the same day my sister went to see her specialist in the UK,
33
108396
5160
Yaşamak için birkaç ayı kalmıştı.
Şimdi, ameliyat sonrasında,
COVID kaynaklı kısıtlamalar nedeniyle resmi seyahat etmeme izin verilmiyordu,
01:53
who confirmed that they were ceasing all treatment.
34
113596
2800
01:56
She had a matter of months left to live.
35
116836
2320
ancak hükümetten bir ayrıcalık kazanmayı başardım ve Nisan ayında
kız kardeşime ve iki oğluna göz kulak olmak amacıyla Manchester’a
02:00
Now, post-surgery,
36
120196
1160
02:01
I wasn't officially allowed to travel due to COVID travel restrictions,
37
121396
3640
giden çok az sayıdaki uçak seferinden birine bindim.
02:05
but I managed to get an exemption from the government
38
125076
2520
Bundan birkaç hafta sonra, 19 Mayıs Salı günü ise
02:07
and I was on one of very few flights out to Manchester in April
39
127596
4200
Trudy evde aniden yere yığıldı.
02:11
to look after my sister and her two boys.
40
131796
2480
Kalp masajı denememe rağmen
daha ambulans gelmeden kollarımda vefat etti.
02:15
A few weeks later, on Tuesday, May 19,
41
135116
3520
02:18
Trudy collapsed suddenly at home.
42
138636
2160
Henüz 45 yaşındaydı.
02:21
Despite trying CPR,
43
141476
1800
Ailemle duygusal bir vedadan sonra,
02:23
she died in my arms before the ambulance arrived.
44
143276
2720
yakın geleceğimle alakalı kesinlik kazanan tek şey
02:26
She was 45.
45
146956
1280
14 gün karantinada kalmaktı.
Ancak o uçağa binmeden önce
02:30
After some very emotional goodbyes to family,
46
150396
3040
yeğenlerimi candan bir sevgiyle amcaları olarak bağrıma bastım.
02:33
the only thing certain in my immediate future
47
153476
2200
02:35
was 14 days in quarantine.
48
155716
1720
Bu 14 günlük karantina sürecinde
kendi düşüncelerinizle baş başa kalıyorsunuz.
02:38
But before I got on that plane,
49
158476
1480
02:39
I gave my nephews an extra special uncle-Dom hug.
50
159956
2680
Bu beni düşündürdü,
mutluluğumuz gerçekten nereden geliyor?
02:43
And in those 14 days in quarantine,
51
163956
2120
Böyle bir sene insanı nasıl mutlu edebilir ki?
02:46
you're kind of left alone with your own thoughts.
52
166116
2320
02:48
And it got me thinking,
53
168476
1680
Bu düşüncelerdeki sorun, 14 gününüz varken
02:50
where does our happiness actually come from?
54
170156
2880
bunlara ciddi anlamda kendinizi vermeniz.
02:53
How can a year this shit make anyone happy?
55
173356
3640
Mutluluğu nasıl bulabileceğimizi düşünmeye başladım.
02:58
And the problem with those thoughts is when you've got 14 days,
56
178156
3120
Bazen ölüm konusunda olduğu gibi,
hayat, çalışma, COVID ve önem taşıyan her şey üzerinde
03:01
you really do get to invest in them.
57
181316
1920
03:03
And it got me thinking, how can we find our happiness?
58
183276
3000
yenilenen bir netlikle
03:07
And as is with death, sometimes,
59
187316
2080
kafa yormaya başladım.
03:09
I actually started thinking with renewed clarity about life
60
189436
3600
Bronnie Ware’in “Ölmeden Önce En Çok Pişman Olduğumuz 5 Şey” adlı kitabında,
03:13
and work and COVID
61
193076
2600
Bronnie size en büyük ikinci pişmanlığın “Keşke ofiste
03:15
and all the things that mattered.
62
195716
1840
bu kadar çok zaman geçirmeseydim” olduğunu söyleyecektir.
03:18
In Bronnie Ware's book "The Top Five Regrets of the Dying,"
63
198516
3880
Ancak size bunu benim anlatmam gerekmiyor.
03:22
Bronnie will tell you the second-biggest regret
64
202436
3080
İnsan ölüm döşeğindeyken neyin önemli olduğunu bilir;
03:25
is "I wish I hadn't spent so much time in the office."
65
205556
3040
dostlarının ve ailesinin sevgisi,
ardında bıraktığın miras,
03:29
But you don't need me to tell you that.
66
209436
2120
sana mutluluk veren işler yaptığını bilmen,
03:31
You know what's important on your deathbed,
67
211596
2640
büyük işler başardığını bilmen.
03:34
the love of friends and family,
68
214236
2240
03:36
the legacy you're leaving behind,
69
216516
2400
Yine de çok azımız bugünkü yaşantımızı dürüstçe sürdürdüğümüzü söyleyebiliriz.
03:38
knowing that you've done things that made you happy,
70
218956
3120
Mesela çalışmayı ele alalım.
03:42
knowing that you've done great things.
71
222116
1880
Günümüzdeki çalışma hayatı 300 yıl önceki Sanayi Devrimi’nden kaynaklanıyor.
03:44
And yet few of us can honestly say this is how we're living our lives today.
72
224916
4440
Bu, bizlerin makineler, yani robotlar olduğumuz zamanlardı.
03:50
Take work, for example.
73
230116
1800
03:51
Work today stems from the Industrial Revolution 300 years ago.
74
231956
4560
Her şey presenteeism (hastayken çalışmak) üzerine kuruluydu.
Bizler üretim hattında çalışıyorduk.
Hıza ve üretkenliğe bakılarak ölçülüyorduk.
03:56
That's when we were the machines, we were the robots.
75
236836
3000
Mesele bir günde ne kadar iş yapabildiğinizdi.
03:59
It was all about presenteeism.
76
239876
1680
Açık konuşalım,
04:01
We worked on the production line.
77
241596
1840
bu patronunuzu daha zengin etmekle alakalıydı.
04:03
We were measured by speed and efficiency.
78
243436
2840
O dönemde bu tür başarı, ekonomik büyüme
04:06
It was about how much work you could get done in one day.
79
246276
2720
ve üretkenlik ölçütlerine sahiptik.
04:09
Let's be honest,
80
249036
1160
04:10
it was about making your boss richer.
81
250236
1760
Aradan 300 yıl geçmesine rağmen, bu yöntemler hâlâ işe yaramıyor.
04:12
And in that time, we had these measures of success,
82
252316
3480
04:15
economic growth and productivity.
83
255836
2520
Üretim artışında durgunluk yaşanmakta.
Daha uzun çalışma saatleri bakımından Avustralya en düşük
04:19
We’re 300 years later, and it’s simply not working.
84
259876
3600
büyüme oranına sahip ülkelerden biri.
Hükümetlerin ve işletmelerin
04:24
Productivity growth has stagnated.
85
264716
2240
her zaman sözünü ettiği bu üretkenlik düşüncesi,
04:27
Australia is one of the worst-performing countries
86
267436
2880
hastaneye yatırılan 10 milyon dolar ile kömür yakıtlı
04:30
in terms of longer working hours.
87
270356
1920
04:32
And this idea of productivity
88
272316
2080
bir enerji santraline harcanan 10 milyon doları eş değer tutar.
04:34
that governments and businesses speak about all the time,
89
274396
3360
04:37
it measures 10 million dollars invested in a hospital,
90
277756
3280
Elimizdeki en değerli kaynak olan gezegenimiz giderek yok oluyor
04:41
the same as 10 million dollars spent on a coal-fired power plant.
91
281036
3560
ve bizim B gezegenimiz yok.
Yani işimizde mutlu değiliz.
04:46
And our most precious resource, the planet, is dying,
92
286516
4080
Üretken değiliz.
04:50
and we have no planet B.
93
290596
1680
İşin tuhaf yanı, pandemi döneminde
ruh sağlığı, sıhhat ve insanların öneminden dem vururken,
04:53
So we're not happy at work.
94
293716
1800
04:56
And we're not productive.
95
296476
1800
yapılan araştırmalar bu yılın Mart ayından beri ortalama çalışma gününü
04:58
And oddly, in the time of the pandemic,
96
298996
2120
05:01
when we're touting mental health and wellness and the importance of people,
97
301156
3920
40 dakika uzattığımızı ortaya koyuyor.
Tüm bunlar üretkenliğin peşinde koşmak adına.
05:05
studies show we've actually extended the average working day by 40 minutes
98
305116
4400
Sanırım bunun nedeni COVID’in göz açıp kapayana kadar geçecek
05:09
since March this year.
99
309556
2040
bir süreç olduğunu sanmamız.
Anlayacağınız, COVID bir kar fırtınası gibi.
05:12
All in the pursuit of productivity.
100
312636
1800
Yıllarca dışarıda bitmeyen bir güneş varmış gibi gelen havanın ardından
05:15
And I think it's because we first thought that COVID was a fleeting moment.
101
315476
3800
dışarı baktığımızda kar yağdığını gördük.
05:19
You see, COVID is like a snowstorm.
102
319876
2240
Bu yüzden doğru olanı yaptık.
Pencereleri ve kapıları kapatıp içeride kaldık.
05:22
After years of what seemed like endless sunshine outside,
103
322156
3240
Ancak birkaç hafta geçtiğinde dışarı baktığımızda hâlâ kar yağıyordu.
05:25
we looked out and we saw snow.
104
325436
2080
05:27
So we did the right thing.
105
327556
1760
“Ah, bu kar fırtınası değil, sonuçta kış.”
05:29
We closed the windows and doors and we stayed inside.
106
329356
2680
falan dedik.
Böylece biz de doğrusunu bulduk.
05:33
But a few weeks later, we looked out and it was still snowing.
107
333156
3160
İnternet üzerinden yeni bir kazak, ceket ve atkı sipariş ettik.
05:36
And we're like, "Ah, it's not a snowstorm,
108
336316
2040
Fakat kapımıza teslim edilene kadar
05:38
it's winter."
109
338396
1160
bunun kış olmadığını fark ettik.
05:40
So we did the right thing.
110
340076
1360
05:41
We went online, bought a new jumper jacket and a scarf.
111
341476
3200
Bu buz çağıydı.
Bu dönemin buzul çağı olduğunu fark ettiğiniz an neydi?
05:44
But by the time they were delivered to our door,
112
344996
2240
05:47
we realized it wasn't winter.
113
347276
1920
Bunu bir düşünün.
05:49
It was the ice age.
114
349756
1840
O an orada oturup şöyle düşündünüz:
“Bu artık sekiz haftalık falan bir süreç değil, öyle değil mi?
05:52
What was the moment when you realized that this was the ice age?
115
352196
4000
Epeydir buradaymış.
05:56
Think about it.
116
356876
1280
Hatta belki de ezelden beri burada.”
05:58
That moment when you sat there and thought,
117
358156
2040
Peki bu farkına varma süreci, zamanınızın yaklaşık üçte birini
06:00
"It's kind of not an eight-week thing anymore, this, is it?
118
360196
2920
06:03
It's been here for a while.
119
363156
1440
geçirdiğiniz işiniz konusunda size neler hissettiriyordu?
06:04
In fact, maybe it's here forever."
120
364596
2640
06:08
And how did that moment of realization make you feel about work,
121
368116
4160
Atlassian firmasının yakın zamanda gerçekleştirdiği bir araştırmada
bu durumun Avustralya, ABD, Japonya, Fransa ve Almanya’da
06:12
something that you spend about a third of your time doing, by the way?
122
372316
3440
5.000 insana nasıl hissettirdiğini sizlere anlatabilirim.
06:16
I can tell you how it made 5,000 people feel
123
376516
2440
İnsanlar işe gidip gelmedikleri ve bu nedenle zamandan kazandıkları
06:18
across Australia, the US, Japan, France and Germany
124
378996
4120
gerçeğine rağmen, ankete katılanların
yaklaşık yarısı kişisel uğraşlarına ayıracak
06:23
in a recent study commissioned by Atlassian.
125
383116
2520
daha az zamanları kaldığını ifade etti.
06:26
Despite the fact that people weren't commuting to work
126
386196
2560
Kişisel uğraşlar,
06:28
and therefore saving that time,
127
388796
1680
yani sizi gerçekten mutlu eden işler.
06:30
nearly half of respondents said
128
390516
1760
Peki şu anda bir numaralı şikayet ne?
06:32
they had less time for personal pursuits.
129
392316
2800
İş-yaşam dengesi.
06:36
Personal pursuits,
130
396076
1360
Bendeniz
06:37
the things that actually make you happy.
131
397476
2240
Mart ayından bu yana beş kilo aldım.
06:40
And the number one complaint at this time?
132
400076
2560
Giderek daha fazla içiyorum ve daha az uyuyorum.
06:42
Work-life balance.
133
402676
1360
06:44
Me personally,
134
404676
1840
Bu COVID’in kabahati, değil mi?
06:46
I've put on five kilos since March.
135
406556
2080
Yoksa basitçe mutlu olmadığım anlamına mı geliyor?
06:49
I'm drinking more and I'm sleeping less.
136
409076
2960
Durmak bilmeyen üretkenlik arayışımda,
06:52
That's COVID's fault, right?
137
412876
1880
gerçekten nelerin önemli olduğunu gözden kaçırdım.
06:55
Or is it simply that I'm just not happy?
138
415596
2720
Konuşmanın devamında ne kadar mutsuz olduğumuza dair hikâyeleri paylaşabilir
06:58
That in my relentless pursuit of productivity,
139
418356
2440
ya da tam tersi, neler yapabileceğimizi konuşabiliriz.
07:00
I've lost sight of what's really important.
140
420836
2480
Ben ikincisini yapmayı seçiyorum.
07:04
Now, we could spend the rest of this talk sharing stories about how unhappy we are,
141
424356
3920
Bir saniyeliğine gözlerinizi kapatmanızı istiyorum.
Başarımızın ölçütünü üretkenliğin belirlemediği
07:08
or we can actually flip the tables and talk about what we can do.
142
428276
3080
bir dünya düşlemenizi istiyorum.
07:11
I'm choosing to do the latter.
143
431356
1760
07:13
I'd like you to close your eyes for a second.
144
433116
2800
Sizden meşguliyet, unvanlar
07:15
I want you to imagine a world
145
435956
2000
ve bankalardaki hesap bakiyeleri yerine dünya üzerindeki etkimizi
07:17
where our measure of success is not productivity.
146
437996
3080
dikkate aldığımız
bir dünya düşlemenizi istiyorum.
07:21
I want you to imagine a world
147
441836
1760
Varlığımızın sebebinin mevki olmadığı
07:23
where instead of thinking about busyness and titles
148
443636
3520
bir dünya düşlemenizi istiyorum.
07:27
and bank balances,
149
447196
1400
Gözlerinizi açın.
07:28
we think about our impact on the world.
150
448596
2000
Artık sizlere Kişisel Ahlâk Envanteri’ni takdim etmek istiyorum.
07:30
I want you to imagine a world
151
450916
1400
07:32
where status isn't the reason for our existence.
152
452356
3000
Kişisel Ahlâk Envanteri iki çalışmadan esinlenerek hazırlandı.
07:36
Open your eyes.
153
456276
1360
07:38
I'd now like to introduce you to the Personal Moral Inventory.
154
458436
3880
Bunlardan ilki, finans dünyasında yapılan
ve dörtlü alt çizgi adı verilen,
07:42
The Personal Moral Inventory is inspired by two pieces of work.
155
462956
3400
işletmelerin daha kapsamlı bir çerçevede rapor vermelerini amaçlayan çalışma.
07:46
The first, the work from the world of finance,
156
466716
2320
İkincisiyse,
seçkin askeri personelin savaşa girmeden önce kendilerini
07:49
something called the quadruple bottom line,
157
469076
2720
07:51
aimed at getting businesses to report in a more rounded fashion.
158
471836
3160
ve ekip arkadaşlarını değerlendirmek amacıyla
uyguladıkları bir egzersiz.
07:55
The second,
159
475036
1160
07:56
an exercise that elite military personnel go through
160
476236
3280
Bu dört noktanın,
07:59
to self-assess themselves and their teammates
161
479516
3080
Üretkenlik ve Kazanç, İnsanlar, Gezegen
ve Amacımızın, mutluluğumuzun anahtarı
08:02
before going into battle.
162
482636
1680
olduğuna inanıyorum.
08:05
I believe that these four things,
163
485196
2280
Şu anda içerisinde bulunduğumuz buzul çağı döneminde önemli olan,
08:07
Productivity and Profit, People,
164
487516
2880
yapamayacağımız şeylerle
08:10
the Planet and our Purpose,
165
490436
2320
kafamızı dağıtmak değil,
08:12
are the secret to our happiness.
166
492756
2080
aksine yapabilecek olduğumuz işleri bulmak.
08:15
And what's important in the time of the ice age,
167
495316
2280
Kendi mutluluğumuzu sahiplenme ve kontrol altına alma sorumluluğu bize ait.
08:17
the time we're in right now,
168
497636
2160
08:19
is not to get distracted by the things we can't do,
169
499836
2960
Hadi birlikte alıştırma yapalım.
08:22
but to find the things that we can do.
170
502836
2080
Yapacağım iş, her alana eksi bir, sıfır ya da bir puan vermek.
08:25
It's on us to take ownership and control of our own happiness.
171
505276
4280
Bir, her şeyi hallediyorsun demek.
Çak bir beşlik, aferin size.
08:30
Let's do the exercise together.
172
510316
1680
Sıfır, idare ediyorsunuz anlamına gelir.
08:32
What I’m going to do is rate each area minus one, zero or one.
173
512036
4480
Muhteşem değil. Berbat değil.
08:36
One is you're nailing it.
174
516996
1200
Eksi bir de zorluk çekiyorsunuz.
08:38
High fives all round, good on you.
175
518196
1720
08:39
Zero is you're getting by.
176
519956
1800
İşte benim bu seneki notum.
Üretkenlik ve Kazanç açısından benimki bir.
08:41
Not awesome. Not awful.
177
521796
1960
Güzel bir işim var, iyi bir maaşım var,
08:44
And minus one is you're struggling.
178
524636
2200
başımı sokacak bir evim var,
faturalarımı ödeyebiliyorum.
08:47
Here's mine for this year.
179
527556
1720
Fakat şöyle bir durum söz konusu.
08:49
For Productivity and Profit, I'm a one.
180
529276
2200
Bir’den fazla puan alamıyorsunuz,
08:51
I have a good job, I have a good salary,
181
531876
2200
bu yüzden tüm mutluluğunuzu tek bir gruba sığdırmanız mümkün değil.
08:54
I have a roof over my head,
182
534076
1360
08:55
I can pay the bills.
183
535436
1280
08:57
But here's the thing.
184
537396
1560
Hepimiz Üretkenlikten iki puan almaya çalışıyoruz
08:58
You can't score more than a one,
185
538996
2080
09:01
so it becomes impossible to pack all your happiness into one category.
186
541116
4200
ama hangi ölçüde?
Bir sonraki grup ise İnsanlar.
İnsanlar kişisel, zihinsel ve fiziksel sağlığınızı
09:06
And it's like we're all trying to get to a two on Productivity,
187
546036
3520
nasıl düşündüğünüz ile alakalı.
09:09
but to what extent?
188
549556
1520
Önce kendinizden başlamalısınız.
09:11
The next area is People.
189
551756
1800
Diğerlerine yardım etmek için önce kendi oksijen maskenizi takmalısınız.
09:13
People is about how you think about your personal,
190
553556
3160
09:16
mental and physical health.
191
556756
2600
Bu aynı zamanda ailenizi, arkadaşlarınızı
09:19
You have to start with yourself.
192
559396
1880
ve toplumu nasıl etkilediğinizle de alakalı.
09:21
You have to put your own oxygen mask on before you can help others.
193
561316
3880
Bu, insan olmak ve insanlık üzerinde
olumlu bir etkiye sahip olmakla alakalı.
09:25
This is also about how you impact family, friends, society.
194
565916
3640
Bu konuda kendime sıfır puan veriyorum.
09:29
It's about being human
195
569916
1640
Gezegen.
Şöyle diyelim, geçtiğimiz yıl 100′den fazla uçak yolculuğu yaptım,
09:31
and having a positive impact on humanity.
196
571596
2720
bu yüzden kendime eksi bir vereceğim.
09:34
For this, I score myself a zero.
197
574876
2000
Son olarak da Amaç.
09:37
Planet.
198
577836
1360
Amaç, yaratmak istediğiniz etki
09:39
Let's just say I took over 100 flights last year,
199
579196
2680
ve ardınızda bırakmak istediğiniz mirasla alakalı.
09:41
so I'm going to score myself a minus one.
200
581916
2040
Ne yapıyorsanız neden yaptığınızla alakalı.
09:44
And finally, Purpose.
201
584596
1920
Bunun için kendime sıfır puan veriyorum.
09:46
Purpose is about the impact you want to have
202
586516
2520
Şu anda, odadaki ve internetteki hevesli kişilerin bu puanları toplayıp
09:49
and the legacy you want to leave behind.
203
589076
2240
09:51
It's the why you do what you do.
204
591356
3000
sonuç çıkarmaya çalıştıklarını söyleyebilirim.
09:54
For this, I score myself a zero.
205
594396
2160
Ancak böyle yürümüyor.
Bir kategorideki olumlu etkiniz,
09:57
Now, I can already tell the keen beans in the room and online
206
597356
3040
başka bir kategoride yarattığınız olumsuz etkiyi azaltmaz.
10:00
are trying to add this up and net this off.
207
600396
2040
Benim için, maddi olarak iyi durumda olmam,
10:02
That is not how it works.
208
602436
1680
10:04
Your positive impacts in one category
209
604636
2320
gezegeni yok ettiğim gerçeğini telafi etmiyor.
10:06
doesn't mitigate your negative impacts in another category.
210
606996
3080
Yine de bir şeylerin değiştirilmesi gerektiğini
10:10
For me, the fact that I'm financially well off
211
610436
2800
düşünmeme neden olan şey bu farkındalık değildi.
Kız kardeşimin vefatından kısa bir süre sonra
10:13
doesn't make up for the fact that I'm killing the planet.
212
613236
2680
bu alıştırmayı onun adına yaptım.
10:16
It wasn't this realization, though,
213
616516
1960
Bu da beni düşündürmeye başladı.
10:18
that got me thinking something had to change.
214
618476
2680
Üretkenlik ve Kazanç açısından o bir sıfırdı.
10:21
Shortly after my sister passed away,
215
621196
2160
Maddi olarak zorlanıyordu.
10:23
I did this exercise on her behalf.
216
623396
2240
Ömrünün son birkaç yılında çalışamadı
10:25
And it got me thinking.
217
625996
1360
ama yine de geçinip gitti.
10:28
For Productivity and Profit, she was a zero.
218
628116
2920
İnsanlar konusunda ise bir numaraydı.
Kim olduğunu gerçekten biliyordu.
10:31
She struggled financially.
219
631076
1680
10:32
In her final few years she couldn't work,
220
632796
2000
Kendi hayatına yatırım yaptı.
10:34
but she got by.
221
634796
1440
Bol bol eğlenirdi.
10:36
For People, she was a definite one.
222
636756
2240
Hepiniz Trudy ile gittiğiniz partiyi hatırlıyorsunuz.
10:39
She really knew her own identity.
223
639036
2000
Yerel okula, topluma, arkadaşlarına ve ailesine katkıda bulunurdu.
10:41
She invested in her life.
224
641036
1280
10:42
She had a lot of fun.
225
642356
1800
Gezegene göre, o aynı zamanda bir puandı.
10:45
You all remember the party you were at with Trudy.
226
645116
2640
Çok düşük bir karbon ayak izi vardı.
10:47
And she invested in the local school, community, friends and family.
227
647756
3400
Uçağa çok nadir binerdi.
Hiç arabası yoktu.
Azalt, tekrar kullan, geri dönüşüm konularında çok hevesliydi.
10:51
For Planet, she was also a one.
228
651476
2440
10:53
She had a very low carbon footprint.
229
653916
1920
Kışın,
klimayı açmadan önce
10:55
She very rarely flew anywhere.
230
655876
1680
üzerinize bir kazak giymenizi isterdi.
10:57
She didn't own a car.
231
657596
1240
10:58
She was avid at reduce, reuse, recycle.
232
658836
2880
Amaç konusunda da oldukça güçlü biriydi.
11:02
And in winter,
233
662196
1200
Ardında bırakmak istediği mirasın farkındaydı.
11:03
she would make you put a jumper on
234
663396
1680
11:05
before she'd let you turn the heating on.
235
665076
2080
Tam olarak neden bu gezegende olduğunu biliyordu.
11:07
And on Purpose, she was also a strong one.
236
667596
2960
Amaç bir süper kahraman olmak demek değil.
11:11
She knew the legacy she wanted to leave behind.
237
671036
2240
Ne bir pelerin giymek
11:13
She knew exactly why she was on this planet.
238
673676
2640
ne de tek başına dünyayı kurtarmakla alakalı.
Trudy’nin amacı, elindeki kısıtlı zamanda
11:17
Purpose isn't about being a superhero.
239
677156
2320
11:19
It's not about wearing a cape
240
679916
1760
o iki çocuğa en iyi eğitimi vermekti.
11:21
or single-handedly saving the world.
241
681716
2320
Bu alıştırmayı yaparken onun için iki temel şey öğrendim.
11:24
Trudy's purpose was to give those two boys the best upbringing
242
684396
3760
Birincisi, mutluluğun bağlama bağlı olduğunu öğrendim.
11:28
in the small time that she had available.
243
688196
2040
Örneğin, Trudy’nin maddi açıdan sıkıntıda olması
11:31
I learned two things doing this exercise for her.
244
691036
2600
onun mutluluğunu etkilemesine izin vermedi.
11:33
Firstly, I learned that happiness is contextual.
245
693996
3560
Tüm yumurtalarını o sepete koyup
kepenkleri indirmedi.
11:37
Like, for Trudy, the fact that she was financially struggling,
246
697596
2920
Ancak ikinci farkındalık beni çok daha fazla etkiledi.
11:40
she didn't let that dictate her happiness.
247
700556
2440
Trudy her şeye rağmen benden daha mutluydu.
11:43
She didn't put all her eggs in that basket
248
703036
2040
11:45
and shut up shop.
249
705076
1360
11:46
But the second realization hit me a lot harder.
250
706996
2680
İşte burada mutluluğumuza kendi ellerimizle sahip çıkmalıyız.
11:50
Despite everything, Trudy was happier than me.
251
710796
2880
Sizlerden yapmanızı istediğim şey,
11:55
Here's where we get to take our happiness into our own hands.
252
715956
4440
sıfır ya da eksi bir puan alacağınız alanları düşünmeniz
ve bu alanları
iyileştirmek üzere bir şeyler yapmayı taahhüt etmeniz.
12:01
What I want you to do
253
721876
1160
Yani her ne yapmaya karar verirseniz verin,
12:03
is to think about the areas where you would score zero
254
723076
2880
önümüzdeki yaz bunu sıcağı sıcağına denemenizi istiyorum.
12:05
or minus one
255
725996
1160
Neden mi?
12:07
and commit to doing something to improve.
256
727196
2120
Bir ağaç dikmenin en iyi zamanı 20 yıl önceydi.
12:09
So whatever you commit to do,
257
729356
1560
12:10
I want you to give it a red hot go in the next summer.
258
730916
3440
İkinci en iyi zaman ise bugün.
Öyleyse bunu hemen şimdi gerçekleştireceğiz.
12:14
Why?
259
734356
1480
12:15
Well, the best time to plant a tree was 20 years ago.
260
735836
3080
Bana göre en kötü puanım Gezegen’di.
12:18
The second best time is today.
261
738956
2480
Haftanın üç günü et yemeyeceğimi söyleyecek ve sonra durumu
12:21
So we're going to do this right now.
262
741476
2960
yeniden değerlendireceğim.
Şimdiden enerji sağlayıcımı karbon nötr bir sağlayıcı ile değiştirdim.
12:24
For me, my worst score was Planet.
263
744476
2840
12:27
I'm going to commit to going meat-free for three days a week
264
747356
3000
Ayrıca okyanuslarımızı korumaya yönelik bir şirkete para yatırdım.
12:30
and then I'll reassess.
265
750396
1640
Önce ufak adımlar, sonra yeniden değerlendirebilirim.
12:32
I've already changed my energy provider to one that's carbon neutral.
266
752356
3320
İnsanlar konusunda,
değer verdiklerimin yanında daha fazla bulunmaya gayret edeceğim.
12:35
And I've invested in a company that's trying to save our oceans.
267
755676
3240
12:38
Small steps, but then I can reassess.
268
758956
2760
Geçtiğimiz dört yıl boyunca aslında bekar biriydim
ve samimi olmam gerekirse duygu bakımından müsait değildim.
12:41
On People,
269
761716
1200
12:42
I'm going to commit to be more present with the people I care about.
270
762956
3280
Ancak inanılmaz biriyle tanışma şansına nail oldum.
12:46
For the last four years, I've essentially been single
271
766796
2480
Bu yüzden yapacağım şey, kendimi bu ilişkiye samimiyetle,
12:49
and if I'm really honest, I was emotionally unavailable.
272
769316
2760
açıklıkla ve hassasiyetle yatırım yapmaya adamak olacak.
12:52
But I've actually been very fortunate to meet someone amazing.
273
772796
2920
Biraz da arsızca.
12:55
So what I’m going to do is commit to investing in that relationship
274
775716
3160
12:58
with openness, authenticity and vulnerability.
275
778876
4040
Bundan bir yıl önce,
aslında tek bir amacım vardı.
13:03
And a little bit of cheekiness.
276
783396
2040
Amacım hem topluluk önünde
yaptığım konuşmalarla insanlar üzerinde yarattığım etki
13:06
And on Purpose,
277
786676
1520
13:08
a year ago, I was actually a one on Purpose.
278
788236
2760
hem de kız kardeşimle geçirdiğim değerli zamandı.
13:11
My purpose was twofold,
279
791756
1640
Ne var ki 2020′nin başında geçirdiğim kısa birkaç hafta içinde
13:13
it was the impact I was having on people through my public speaking,
280
793396
3440
bu iki amacım da yok oldu.
13:16
and it was the precious time I got to spend with my sister.
281
796876
2800
Aradan geçen aylarda amacımı yeniden bulmaya çalışıyorum.
13:20
But in a few short weeks at the start of 2020,
282
800116
2800
Dürüst olacağım,
amacımı bulmakta epey zorlandım.
13:22
both of those disappeared.
283
802956
1720
Bence bunda bir sorun yok.
13:25
And in the months since, I've been really trying to rediscover my purpose.
284
805076
3880
Ancak sonra fark ettim ki bugün,
13:28
And I'll be honest,
285
808996
1240
işte bu ana sahibim.
13:30
I've really struggled to find it.
286
810276
1680
13:31
And I think that's OK.
287
811956
1960
Amacımı bu şekilde yeniden keşfediyorum.
13:33
But then I realized that I have this,
288
813916
3080
Siz ne yapacaksınız?
Ne gibi bir eylemde bulunacaksın?
13:37
today, this moment.
289
817036
1760
13:39
This is me rediscovering my purpose.
290
819596
3080
Her ne yaparsanız yapın,
birdenbire tüm mutluluğunuzu kişisel ahlak envanterinin bir kategorisinde
13:43
What are you going to do?
291
823236
1680
aramaktan vazgeçebileceğinizi fark edersiniz.
13:45
What action are you going to take?
292
825276
2560
13:47
Whatever action you do take,
293
827836
1720
Bunun yerine, mutluluğunuzun kontrolünü elinize almak için yatırım yaparsınız.
13:49
you suddenly realize that you can stop hinging all your happiness
294
829556
3280
13:52
on one category of the personal moral inventory.
295
832876
3360
Geleceğimiz önceden belirlenmiş durumda değil.
Geleceğimiz yazılı değil
13:56
Instead, you invest in taking control of your own happiness.
296
836276
4440
ve gelecek bizi beklemiyor.
Kendi geleceğimi kuruyorum ve inanıyorum ki
14:01
Our future is not predetermined.
297
841396
2200
siz de kendi geleceğinizi kuracaksınız.
14:04
Our future is not written
298
844116
1840
Geleceğimizde ne kadar mutlu olacağımız, yalnızca çalışma haftasında değil,
14:05
and our future is not waiting for us.
299
845956
2480
14:08
I'm building mine and I believe you are building yours.
300
848836
3560
hayatın her alanında ne yaptığımıza
14:12
And how happy we are in our future will be based solely on our action
301
852956
4560
ya da yapmadığımıza bağlı olacak.
Kendi mutluluğumun anahtarı benim ve inanıyorum ki
14:17
or inaction across all facets of life,
302
857556
3120
siz de kendi mutluluğunuzun arkasındaki anahtarsınız.
14:20
not just the working week.
303
860716
1720
14:22
I am the key to unleashing my own happiness,
304
862836
3440
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Trudy’nin hiçbir pişmanlığı yoktu elbette,
14:26
and I believe you are the key to unleashing your own happiness.
305
866276
3840
ancak bir dileği vardı.
TEDx’te sunum yaptığım sırada beni sahnede, canlı olarak görmek.
14:31
I can safely say that Trudy didn't have any regrets,
306
871236
3640
Çok teşekkür ederim.
14:34
but she did have one wish.
307
874916
1600
14:36
To see me on stage, live, presenting at TEDx.
308
876876
3520
14:40
Thank you very much.
309
880916
1280
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7