What Americans agree on when it comes to health | Rebecca Onie

50,230 views ・ 2018-10-31

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Nurten KONAKCI Gözden geçirme: Eren Gokce
00:12
Today, we are a country divided,
0
12984
2658
Bugün, bizler bölünmüş bir ülkeyiz
00:15
or at least that's what we're told.
1
15666
1892
ya da en azından bize öyle söyleniyor.
00:18
We are torn apart by immigration, education, guns
2
18065
5128
Göçle, eğitimle, silahlarla
ve sağlıkla ayrıştırıldık.
00:23
and health care.
3
23217
1357
00:25
Health care is ugly and it is loud,
4
25038
2825
Sağlık hizmeti kötü ve kaba,
hatta öyle kaba ki diğer her şeyin sesini bastırmakla tehdit ediyor.
00:28
so loud that it threatens to drown out everything else.
5
28432
4151
00:32
(Voice-over) Protesters: Health care is a human right! Fight, fight, fight!
6
32607
3580
Sağlık hizmeti bir insan hakkıdır! Mücadele et!
00:36
Protesters: Hey hey! Ho ho! Obamacare has got to go!
7
36211
3702
Hey, hey! Obama'nın hizmeti değişmelidir!
00:41
Rebecca Onie: But what if underneath all the noise,
8
41009
2448
Peki ya tüm bu sesin altında
00:43
we're not divided?
9
43481
1714
bölünmüş değilsek?
00:45
What if the things that we don't ask about
10
45219
2657
Peki ya sorgulamadığımız şeyler
00:47
are the things that we most agree upon?
11
47900
2348
en az fikir ayrılığı yaşadığımız konular ise?
00:50
It turns out that when we ask the right questions,
12
50822
2663
Doğru soruları sormaya başladığımızda ortaya çıkıyor ki,
00:53
the answers are startling,
13
53509
2469
cevaplar korkunç,
00:56
because we agree, not on health care, but on something more important:
14
56002
5971
çünkü sağlık hizmetleri üzerine değil, daha önemli bir şey üzerine hemfikiriz:
01:01
we agree on health.
15
61997
1723
Sağlığın kendisi üzerine.
01:04
For 20 years, I've been obsessed with one question:
16
64627
3644
Yirmi yıldır, tek bir soruya takılı kaldım:
01:08
What do we, what do all of us need in order to be healthy?
17
68295
4115
Ne yapalım, sağlıklı olmak için hepimizin ihtiyaç duyduğu şey ne?
1995'te bir üniversite öğrencisi olarak,
01:13
As a college student in 1995,
18
73043
2050
01:15
I spent months talking to physicians at a chaotic hospital in Boston,
19
75117
4741
Boston'da çok yoğun bir hastanede hekimlerle aylarımı geçirdim,
01:19
asking them, "What's the one thing your patients most need to be healthy?"
20
79882
5016
onlara şunu sordum,
''Hastalarınızın sağlıklı olmak için en çok ihtiyaç duyduğu şey nedir?''
01:25
They shared the same story again and again,
21
85709
2513
ve her defasında daha önce yüzlerce kez
01:28
one that I've heard hundreds of variations of since.
22
88246
3301
farklı varyasyonlarını duymuş olduğum hikâyeyi anlattılar.
01:32
They say, "Every day I see a patient with an asthma exacerbation,
23
92143
3313
Dedikleri şöyle: ''Astım hastası biri geldiğinde,
01:35
and I prescribe a controller medication.
24
95480
2596
ona gerekli ilaçları yazıyorum.
01:38
But I know she is living in a mold-infested apartment.
25
98100
3162
Ama biliyorum ki evi küf ve rutubetle kaplı.
01:41
Or I see a kid with an ear infection, and I prescribe antibiotics,
26
101860
4296
Ya da kulağı iltihap kapmış bir çocuğa antibiyotik veriyorum,
01:46
but I know there is no food at home.
27
106180
2038
fakat evinde yiyecek hiçbir şey olmadığını da biliyorum.
01:48
And I don't ask about those issues, because there's nothing I can do."
28
108702
3854
Ve hastalara bu konuları hiç sormuyorum çünkü yapabileceğim hiçbir şey yok."
01:53
Now, it seemed that it shouldn't be so complicated
29
113586
2429
Şimdi düşününce, hastaların gerçek anlamda sağlıklı olabilmeleri için tasarlanmış
01:56
to design a doctor's visit around what people actually need to be healthy.
30
116039
4362
bir doktor randevusu oluşturmak çok da zor olmamalı.
02:00
So I created Health Leads,
31
120925
1346
Tam da bu yüzden ''Health Leads'' (Sağlık Öncüleri)'i kurdum.
02:02
an organization enabling thousands of physicians and other caregivers
32
122295
4785
Health Leads, binlerce doktorun ve hastabakıcının hastalarına
02:07
to ask their patients,
33
127104
1762
şunu sormasını sağlıyor.
02:08
"What do you need to be healthy?"
34
128890
1924
''Sağlıklı olmak için neye ihtiyacın var?''
02:10
and then prescribe those things --
35
130838
2468
Onlar da ilaç yerine o şeyi reçeteye yazıyorlar.
02:13
fruits and vegetables, heat in the winter,
36
133330
3216
Bunlar, meyveler, sebzeler, kış ayları için ısıtma,
02:16
electricity to refrigerate their medication --
37
136570
3265
ilaçlarını buzdolabında saklayabilmeleri için elektrik gibi şeyler.
02:19
and we then navigated patients to those resources
38
139859
3359
Sonra biz hastaları, kendi topluluklarında bu imkânlara
02:23
in their communities.
39
143242
1535
doğru yönlendiriyoruz.
02:25
The model works.
40
145584
1156
Yöntem işe yarıyor.
02:26
A Mass General Hospital study found that navigating patients to essential resources
41
146764
4785
Mass General Hastanesi'nde yapılan araştırmada,
hastalara temel ihtiyaçları sağlamak,
02:31
is associated with improvements in blood pressure and cholesterol levels
42
151573
4427
tansiyon ve kolesterolde iyileşme gösterme ile ilişkilendiriliyor,
02:36
similar to introducing a new drug,
43
156024
2833
bir nevi piyasaya hiçbir yan etkisi olmayan
02:38
but without all the side effects.
44
158881
1864
yeni bir ilaç sunmak gibi bir şey.
02:41
So two decades later, what's changed?
45
161817
3243
Peki 20 yıl sonrasına gelelim, ne değişti?
02:45
It's now widely recognized that just 20 percent of health outcomes
46
165084
3985
Artık, sağlık çıktılarının yalnızca yüzde 20'sini
02:49
are tied to medical care,
47
169093
2000
tıbbi bakımın oluşturduğu ve bunun aksine
02:51
whereas up to 70 percent are tied to healthy behaviors
48
171117
5060
neredeyse yüzde 70'ini sağlık davranışları
02:56
and what's called the social determinants of health --
49
176201
3475
ve sağlığın toplumsal belirleyicileri dedimiz şeylerin,
02:59
basically, everything that happens to us for that vast majority of time
50
179700
4115
yani bir doktor odasında ya da bir hastanede
03:03
when we're not in the doctor's office
51
183839
2003
olmadığımız her an, hayatta yaşadığımız
03:05
or the hospital.
52
185866
1540
her şeyin oluşturduğu biliniyor.
03:08
Health care executives now routinely remind us
53
188509
2406
Sağlık yöneticileri artık bizlere sık sık,
03:10
that our zip code matters more than our genetic code.
54
190939
3478
posta kodumuzun genetik kodumuzdan daha önemli olduğunu hatırlatıyor.
03:14
And one health care publication even recently had the audacity
55
194441
3779
Hatta, bir süre önce, sağlık alanında bir yayın,
Sosyal Sağlık Belirleyicileri'ni
03:18
to describe the social determinants of health
56
198244
2179
''Yılın Keyif-Veren Kelimesi''
03:20
as "the feel-good buzzword of the year."
57
200447
2554
olarak seçme cesaretinde bulundu.
03:23
Now, there's been some action, too.
58
203785
1691
Tabii bazı çalışmalar da oldu.
03:25
Over the past decade, six major health care providers and insurers
59
205500
3879
Geçtiğimiz on yıl boyunca, önde giden altı sağlık hizmetleri kuruluşu
03:29
have committed over 600 million dollars
60
209403
2626
ve sigortacıları 600 milyon dolardan fazla parayı
03:32
to affordable housing,
61
212053
1701
bebek ölüm oranını azaltıp
03:33
recognizing that it reduces infant mortality
62
213778
3975
ortalama yaşam süresini arttırdığı gerekçesiyle,
03:37
and increases life expectancy.
63
217777
2372
karşılanabilir konut yapımına harcadı.
03:41
But let's be honest.
64
221055
1707
Ama lütfen dürüst olalım.
03:42
Is our 3.5 trillion dollar health care system
65
222786
4486
Bizim 3,5 trilyon dolarlık sağlık hizmeti sistemimiz
03:47
fundamentally designed to create health?
66
227296
2354
esasında sağlık oluşturmak için mi yaratılmıştı?
03:50
Absolutely not.
67
230317
1508
Kesinlikle hayır.
03:52
Take access to healthy food.
68
232468
1968
Sağlıklı yiyeceklere erişimi ele alalım.
03:54
Not long ago, a teenage boy shows up at a hospital in Baltimore,
69
234952
4164
Kısa bir süre önce, genç bir erkek çocuk kilo kaybı nedeniyle Baltimore'da
03:59
losing weight.
70
239140
1519
bir hastaneye getirildi.
04:00
Just as his doctors are huddled up figuring out which metabolic panels
71
240683
3932
Tam çocuğun doktorları acaba hangi metabolik panel ya da kan testlerini
04:04
and blood tests to run,
72
244639
2082
yapsak diye şekilden şekle girerken,
04:06
one of my colleagues asks out loud,
73
246745
2339
meslektaşlarımdan biri, sesli bir şekilde sordu:
04:09
"Do you think he might be hungry?"
74
249108
2083
''Aç olabileceği aklınıza hiç geliyor mu?''
04:12
It turned out that this kid had been kicked out of his housing
75
252314
2919
O an öğrendik ki bu çocuk evden kovulmuştu ve tam anlamıyla
04:15
and literally hadn't had a meal in weeks.
76
255257
2587
haftalardır ağzına tek lokma koymamıştı.
04:18
He said he was "... so relieved that somebody finally asked me."
77
258900
4112
Çocuk, sonunda biri bunu sorduğu için çok rahatladığını söyledi.
04:24
Somehow, we've created a health care system
78
264269
2473
Bir şekilde, bir hastaya ''Aç mısın?'' diye sormanın,
04:26
where asking a patient "Are you hungry?"
79
266766
2876
çoğunlukla başarısız olduğumuz ya da bütünüyle sorgulamayı unuttuğumuz,
04:29
is so far outside the bounds of what counts as health care
80
269666
3971
sağlık hizmeti olarak bilinen şeyin
04:33
that we mostly fail or forget to ask altogether;
81
273661
3358
çok dışında olduğu;
04:37
where doctors lament a hospital's "no third sandwich policy,"
82
277708
4858
doktorların, bir hastanenin eğer aç bir acil servis hastasıysanız yalnızca
04:42
meaning that if you're a hungry patient in the ER,
83
282590
2870
iki tane ücretsiz sandviç alabileceğiniz
04:45
you can have only two free sandwiches,
84
285484
2811
anlamına gelen ''Üçüncü Sandviç Yok'' politikaları yüzünden
04:48
but as many MRIs as the doctor orders;
85
288319
2717
yakındığı fakat olabildiğince emar çekilmesini istediği;
04:52
where, in 2016 in the state of Texas,
86
292186
3113
2016'da Teksas'ta sağlıklı yiyeceklere
04:55
they spent 1.2 billion dollars on the medical costs of malnutrition
87
295323
5459
erişim sağlamak yerine, kötü beslenme üzerine
05:00
instead of on access to healthy food;
88
300806
2555
1,2 milyar dolarlık tıbbi masrafın yapıldığı;
05:03
where a Centers for Medicare and Medicaid Services program
89
303385
3715
Medicare ve Medicaid Merkezleri programının
05:07
stratifies hungry patients,
90
307124
2423
aç insanların, bazıları gıdalara erişebilsin,
05:09
so that some get access to food and some get information about food,
91
309571
5225
bazılarını da gıdalar hakkında bilgi alabilsin diye katmanlara ayırdığı,
05:14
with the justification that doing nothing for hungry patients
92
314820
3132
bu ülkede aç insanlar için hiçbir şey yapmamanın sıradanlaştığı
05:17
is standard and usual care in this country.
93
317976
2889
gerekçesini öne süren bir sağlık sistemi yarattık.
05:21
And that's just food.
94
321649
1227
Ve bu sadece yiyecek.
05:22
The same is true for housing, electricity ...
95
322900
2719
Aynısı konaklama, elektrik içinde geçerli...
05:25
The bottom line is, health care may be changing,
96
325643
3447
Uzun lafın kısası, sağlık hizmeti değişiyor olabilir,
05:29
but not by enough and certainly not fast enough.
97
329114
3181
ancak bu değişim kesinlikle yeterli değil ve yeterince hızlı değil.
05:33
We ask the wrong questions of our doctors, of our patients,
98
333418
3941
Doktorlarımıza, hastalarımıza hatta vatandaşlarımıza
05:37
but also of our citizens.
99
337383
2024
yanlış soruları soruyoruz.
05:40
We ask about and argue about health care,
100
340423
2870
Sağlık hizmeti hakkında sorup bu konuda tartışıyoruz
05:43
but how do voters think about health?
101
343317
1935
fakat seçmenler sağlık konusunda ne düşünüyor?
05:46
No one could tell us the answer to that question,
102
346042
3085
Bu sorumuzu kimse cevaplayamadı, bu yüzden yeni bir girişim oluşturduk
05:49
so we launched a new initiative
103
349151
1947
ve ülke çapında insanlara
05:51
and hired a polling firm to ask voters across the country:
104
351122
3371
''Sağlıklı olmak için ihtiyacınız olan şey nedir?'' diye sormaları için
05:54
What do you need to be healthy?
105
354517
1891
bir anket şirketiyle anlaştık.
05:58
What was so striking about this was that no one has any clue
106
358893
5290
Bu konuda en şaşırtıcı şeyse aslında hiç kimsenin sağlık hizmeti derken neden
06:04
what we are talking about in health care.
107
364207
2452
bahsettiğimiz hakkında ufacık bir fikrinin olmamasıydı.
06:07
Voters do not think the social determinants of health
108
367135
2936
Seçmenler sağlığın toplumsal belirleyicilerinin keyif veren
06:10
is a feel-good phrase.
109
370095
1613
bir kelime olduğunu düşünmüyor.
06:12
They actually hate it.
110
372097
1623
Tam tersine nefret ediyorlar.
06:14
"What uneducated person came up with that language?"
111
374265
2904
''Hangi eğitimsiz insan uydurdu bu kelimeyi?''
06:17
one of the voters said.
112
377193
1875
diyen bile çıktı aralarından.
06:19
Or my favorite was the guy who said,
113
379092
2039
Benim favorimse ''Beni öldürüyorsunuz.''
06:21
"You're killing me."
114
381155
1417
diyen adamdı.
06:23
But when you strip away all the ridiculousness
115
383842
2597
Fakat sağlık hizmeti konusunda tüm bu kelime
06:26
of our language in health care,
116
386463
1878
saçmalıklarını bir kenara koyduğumuzda,
06:28
we know exactly what creates health.
117
388365
2247
neyin sağlığı yarattığını çok iyi biliyoruz.
06:31
So take Charlotte, North Carolina.
118
391165
2304
Kuzey Carolina'da Charlotte'u ele alalım.
06:33
We had two focus groups,
119
393493
1487
İki odak grubumuz vardı.
06:35
one of African American Democratic women and one of white Republican women.
120
395004
4201
İlki Afroamerikan Demokratik kadınların olduğu grup,
diğeriyse beyaz ırktan Cumhuriyetçi kadınlar.
06:39
And we asked them, "If you had a hundred dollars,
121
399229
2821
Onlara şunu sorduk: ''Yüz dolarınız olsa,
06:42
how would you spend it to buy health in your community?
122
402074
3115
bunu topluluğunuza sağlık almak için nasıl harcardınız?''
06:45
Turns out, they agree nearly to the last percentage point.
123
405672
4170
Görünen o ki, cevapları son yüzde noktasına kadar neredeyse aynıydı.
06:50
First, they agree that health care only sort of impacts health.
124
410537
4080
Önce, sağlık hizmetinin, sağlığı sadece biraz etkilediği konusunda anlaştılar.
06:54
So they choose to spend the majority of their dollars
125
414641
2545
Bu yüzden paralarının çoğunu hastane ya da klinikler
06:57
outside of hospitals and clinics.
126
417210
1823
dışındaki yerlere harcamak istediler.
06:59
And second, they agree on what creates health,
127
419632
3136
İkinci olarak, paralarının yüzde 19'unu karşılanabilir konut için,
07:02
spending 19 percent on affordable housing
128
422792
2225
yaklaşık yüzde 25'ini sağlıklı yiyeceklere
07:05
and about 25 percent on access to healthy food.
129
425041
2897
erişim için harcayarak, sağlığı oluşturan şeyler konusunda anlaştılar.
07:08
So I am sure you are thinking, "This has got to be a fluke."
130
428868
3496
Eminim ki, '' Tesadüftür'' diye düşünüyorsunuz.
07:12
But it's not.
131
432388
1191
Ama tesadüf değil.
07:14
White and Latino male swing voters in Seattle,
132
434112
3431
Seattle'daki Beyaz ve Latin erkek kararsız seçmenler,
07:17
white and African American Democratic voters in Cleveland,
133
437567
3891
Cleveland'daki beyaz ve afroamerikan demokratik seçmenler,
07:21
white male Republicans in Dallas,
134
441482
2629
Dallas'taki beyaz erkek Cumhuriyetçiler,
07:24
low-income white Democrats in Hendersonville, North Carolina:
135
444135
4435
Kuzey Carolina, Hendersonville'deki düşük gelirli beyaz Demokratlar:
07:28
their answers are strikingly similar,
136
448594
2243
Hepsinin cevabı şaşırtıcı derecede benzer.
07:31
with all of them choosing to spend more money
137
451498
2297
Hepsi paralarını, hastaneler
07:33
on healthy food and safe housing
138
453819
2576
ya da sağlık merkezleri yerine, sağlıklı yiyecekler
07:36
than they would on hospitals and health centers.
139
456419
2825
ve güvenli barınma üzerine harcamayı seçtiler.
07:40
When you ask the right questions,
140
460430
2248
Doğru soruyu sorduğunuzda,
07:42
it becomes pretty clear:
141
462702
1741
her şey daha net ortaya çıkıyor:
07:44
we may be fractured on health care in this country,
142
464974
3483
Bu ülkede sağlık hizmetleri konusunda çatlaklarımız olabilir,
07:48
but we are unified on health.
143
468481
2160
fakat sağlık konusunda hepimiz hemfikiriz.
07:51
The thing that I've been struggling with is why.
144
471839
3160
Anlamakta zorlandığım şey neden olduğuydu.
07:55
Why do we agree on health?
145
475023
1849
Neden sağlık konusunda hemfikiriz?
07:57
We agree on health because it is common sense.
146
477712
3157
Sağlık konusunda hemfikiriz, çünkü sağlık bir ortak akıl.
08:01
We all know that the things we need to get healthy --
147
481270
3232
Hepimiz biliyoruz ki daha sağlıklı hâle getirmeye çalıştığımız şeyler --
08:04
medicine and medical care --
148
484526
2234
ilaçlar ve tıbbi bakım --
08:06
are not the things we need to be healthy,
149
486784
2594
aslında daha en başında hasta olmamamız,
08:09
to not get sick in the first place.
150
489402
2077
sağlıklı olmamız için gerekli şeyler değil.
08:12
But we also agree because of common experience.
151
492255
3136
Fakat aynı zamanda, ortak deneyimlerimiz nedeniyle hemfikiriz.
08:15
In a study of 5,000 patients,
152
495966
2638
5.000 hastanın yer aldığı bir çalışmada,
08:18
24 percent of the patients with commercial health insurance --
153
498628
4284
özel sağlık sigortasına sahip, yani bir yerde çalışan hastaların yüzde 24'ü
08:22
meaning, they had a job --
154
502936
1810
hâlâ yiyecek sıkıntısı çekiyordu
08:24
still ran out of food or struggled to find housing or transportation
155
504770
4717
ve barınacak yer, ulaşım ve diğer temel
08:29
or other essential resources.
156
509511
2007
imkânları bulma konusunda zorlanıyordu.
08:31
Twenty-four percent.
157
511542
1515
Yüzde 24'ü.
08:33
And we saw the same thing in our focus groups.
158
513505
2344
Aynı şeyi kendi odak gruplarımızda da gördük.
08:35
Nearly every voter knew what it meant to struggle,
159
515873
3748
Neredeyse her seçmen zorluk çekmenin ne demek olduğunu
08:39
either themselves or their families
160
519645
2745
ya kendilerinden, ya ailelerinden ya da komşularından
08:42
or their neighbors.
161
522414
1278
dolayı çok iyi biliyordu.
08:44
One of those white Republican women in Charlotte was a waitress
162
524674
3960
Charlotte'te beyaz Cumhuriyetçi kadınlardan biri elinde kocaman kola
08:49
struggling to stay awake with an enormous Big Gulp soda.
163
529443
4113
bardağıyla uyanık kalmaya çalışan bir garsondu.
08:53
She just looked exhausted.
164
533580
1983
Çok yorgun görünüyordu.
08:56
And she was.
165
536160
1587
Öyleydi de.
08:57
She told us that she worked two jobs
166
537771
1977
Bize iki işte çalıştığını, ama yine de
08:59
but still could not afford a membership to the Y,
167
539772
2989
Y'ye üye olmaya yetecek parası olmadığını söyledi
09:02
but it was OK that she couldn't go to the gym, she said,
168
542785
3089
ama önemli değildi aynı şekilde spora da gidemiyordu,
09:05
because she also could not afford gas
169
545898
2687
çünkü benzin almaya parası yetmiyordu
09:08
and walked 10 miles to and from work
170
548609
2731
ve her gün evden işe, işten eve
09:11
every single day.
171
551364
1500
16 km yürüyordu.
09:14
Listening to her, I felt this familiar panic rise in me,
172
554212
4093
Onu dinlerken, benzer bir paniği kendimde hissettim.
09:18
the residue of my own childhood.
173
558948
2438
Çocukluğumdan kalma bir şeyi.
09:22
When I was 10 years old,
174
562441
1594
10 yaşındayken,
09:24
my father lay on the living room floor
175
564059
2574
babam salonda depresyonlarından birinin pençesinde,
09:26
in the grips of one of his many depressions.
176
566657
3111
yerde uzanıyordu.
09:30
As I crouched next to him, he told me that he wanted to kill himself.
177
570435
3913
Yanına eğildiğimde, bana kendini öldürmek istediğini söyledi.
09:37
My father lived,
178
577721
2083
Babam ölmedi,
09:39
but he struggled to work.
179
579828
1550
ama çalışmak için çok çabaladı.
09:41
And my family survived,
180
581939
1593
Ailem ayakta kaldı,
09:43
but we teetered,
181
583556
1708
fakat çok sendeledik,
09:45
down one paycheck,
182
585288
1477
her şey için sadece
09:46
relying on my mom's schoolteacher salary.
183
586789
2958
annemin öğretmenlik maaşına güveniyorduk.
09:49
Even as a little kid, I knew we lived in the shadow
184
589771
4021
Küçücük bir çocukken bile, finansal ve duygusal çöküşün
09:53
of financial and emotional collapse.
185
593816
2610
gölgesinde yaşadığımızı biliyordum.
09:57
This is really hard to say,
186
597482
2238
Söylemesi çok zor
09:59
because it's taken me 25 years to be honest with myself
187
599744
3929
fakat bu işi yapmamın asıl nedeninin bu olduğunu
10:03
that this is why I do this work:
188
603697
2292
kendime itiraf etmem 25 yılımı aldı.
10:07
knowing that my father needed health care to recover,
189
607100
3342
Babamın iyileşmesi için sağlık hizmetine ihtiyacı vardı,
10:10
but to be healthy, my family needed something else,
190
610466
3562
fakat sağlıklı olması için, ailemin başka bir şeye ihtiyacı vardı,
10:14
we needed a decent income;
191
614052
2330
o da yeterli bir gelirimiz olmasıydı.
10:16
and knowing, as so many do more than I,
192
616406
3237
Bunu bilerek, ki çoğu benden daha iyi biliyordu,
10:19
that panic when the basics threaten to slip away.
193
619667
3332
temel ihtiyaçlarımızın elimizden kayıp gideceğini gördüğümüz anki o panik.
10:24
To the voters in our focus groups, the solutions were straightforward.
194
624378
4184
Odak gruplarımızdaki seçmenler için çözüm ortadaydı.
10:28
As one of those white Republican women in Charlotte said,
195
628586
3256
Charlotte'ta beyaz Cumhuriyetçi bir kadının da söylediği gibi,
10:31
"Instead of putting all this money into health care,
196
631866
2716
''Paranızın tümünü sağlık hizmetlerine harcayacağınıza,
10:34
put it into affordable housing.
197
634606
1828
karşılanabilir konut için harcayın.
10:36
You know, like, take it and distribute it differently."
198
636458
3687
Yani, alın ve farklı bir şekilde dağıtın.''
10:41
It turns out that when you have the right language
199
641201
2651
Anlaşılan o ki, doğru dili kullandığında
10:43
and you ask the right questions,
200
643876
2392
ve doğru soruları sorduğunda,
10:46
the answers become remarkably clear
201
646292
2613
cevaplar önemli derecede açık ve hemfikir olunmuş
10:48
and unanimous.
202
648929
1245
hâle geliyor.
10:53
What we know is that, despite all the noise,
203
653055
5180
Bildiğimiz tek şey ise, tüm bu gürültüye rağmen,
10:58
the plan for health care in this country
204
658259
3148
bu ülkede sağlık hizmetleri için planın,
11:01
is that there is no plan.
205
661431
1580
aslında hiç plan olmaması.
11:03
But we have something more powerful than any politician's bill,
206
663880
4296
Fakat bir siyasetçinin yasa tasarısından,
11:08
any candidate's platform,
207
668200
2763
aday birinin platformundan, düşünce kuruluşlarının
11:10
any think tank's policy statement.
208
670987
2659
politik beyanından daha güçlü bir şeyimiz var.
11:13
We have our common sense and our common experience.
209
673670
3528
Ortak aklımız ve ortak deneyimlerimiz var.
11:18
So I ask, if you are a health care executive:
210
678057
4091
Öyleyse soruyorum, bir sağlık hizmetleri yöneticisi olsanız:
11:22
Do you know how many of your patients run out of food
211
682172
2704
Kaç tane hastanızın yiyecek sıkıntısı çektiğini
11:24
or struggle to pay the rent at the end of the month?
212
684900
2906
ya da ay sonunda kirasını ödemekte zorlandığını bilebilir miydiniz?
11:27
Is that data on your scorecard,
213
687830
2376
Bu veriler sizin yönetiminize ve primlerinize
11:30
shaping your business and your bonuses?
214
690230
2789
şekil verecek şekilde puantaj kartınızda yer alır mıydı?
11:33
If you are a politician:
215
693796
1920
Bir siyasetçi olsaydınız:
11:35
Will you continue to fight on the scorched earth of health care,
216
695740
4279
Sağlık hizmetlerinin karmaşık dünyasında savaşmaya devam mı ederdiniz,
11:40
or will you act on what your voters,
217
700043
2445
yoksa Demokratik ve Cumhuriyetçiler de dâhil
11:42
what Democratic and Republican voters alike,
218
702512
2890
seçmenlerinizin de bildiği, sağlığı yaratan şeylerin
11:45
already know,
219
705426
1391
iyi maaş, sağlıklı yiyecek
11:46
which is that good wages, healthy food and safe housing
220
706841
3352
ve güvenli barınma olduğu konusu üzerinde mi
11:50
are health?
221
710217
1165
çalışırdınız?
11:51
And for the rest of us, for the citizens of this country:
222
711997
4110
Ve hepimiz için, bu ülkenin vatandaşları için,
11:56
Will we demand accountability to what we know to be true,
223
716131
4326
bizi sağlıklı olmak için neye ihtiyacımız olduğu konusunda uzmanlar yapan,
12:00
which is that our common sense,
224
720481
2186
hepimizin doğru olduğunu bildiğimiz,
12:02
our common experience,
225
722691
1820
ortak akıl ve ortak deneyimlerimiz
12:04
makes us the experts in what it takes to be healthy?
226
724535
3391
konusunda güvenmelerini isteyecek miyiz?
12:09
This moment, as it turns out,
227
729123
2632
Görünen o ki, bu aslında
12:11
is not about changing minds.
228
731779
2098
fikirleri değiştirmekle ilgili değil.
12:14
It is about something more powerful.
229
734632
2157
Daha güçlü bir şey ile ilgili.
12:17
It is about changing the questions we ask
230
737205
2574
Sorduğumuz soruları değiştirmek
12:19
and quieting the noise to hear each other's answers.
231
739803
3927
ve birbirimizin cevaplarını duyabilmek için kuru gürültüyü bastırmakla ilgili.
12:24
It is about the radical possibility that we the patients,
232
744659
3918
Bu, biz hastaların, hekimlerin,
12:28
we the physicians, we the caregivers,
233
748601
2457
hasta bakıcıların, sağlık hizmeti
12:31
we the health care executives
234
751082
1416
yöneticilerinin hatta
12:32
and yes, even we the people,
235
752522
2064
biz insanların, hemfikir olduğu
12:34
that we agree.
236
754610
1403
radikal olabilirlikle ilgili.
12:36
And it is now time --
237
756642
1890
Ve artık, çok geç kalınmış olsa da
12:38
in fact, long overdue --
238
758556
1951
zaman, cesaretimizi toplayıp
12:40
for us to marshal the courage
239
760531
2154
o cevapları duyma
12:43
to hear those answers and to act upon them.
240
763409
3231
ve ona göre hareket etme zamanı.
12:47
Thank you.
241
767058
1182
Teşekkür ederim.
12:48
(Applause)
242
768264
4119
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7