How we can use light to see deep inside our bodies and brains | Mary Lou Jepsen

293,820 views ・ 2018-08-24

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Cihan Ekmekçi Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
People don't realize
0
12722
1887
İnsanların fark etmediği bir şey var,
00:14
that red light and benign near-infrared light
1
14633
4159
kırmızı ve yakın kızılötesi ışık
00:18
go right through your hand, just like this.
2
18816
3357
aynen bu şekilde elinizin içinden geçebiliyor.
00:23
This fact could enable better, faster and cheaper health care.
3
23157
5186
Bu bilgi daha iyi, daha hızlı ve daha ucuz bir sağlık hizmeti sağlayabilir.
00:28
Our translucence is key here.
4
28696
2905
Burada kilit nokta yarı saydamlık.
00:32
I'm going to show you how we use this key and a couple of other keys
5
32093
3862
Bununla birlikte birkaç kilit noktadan daha yararlanarak
00:35
to see deep inside our bodies and brains.
6
35979
2733
beyin ve bedenlerimizin içini nasıl görebileceğimizi göstereceğim.
00:40
OK, so first up ...
7
40043
1515
Pekâlâ, öncelikle...
00:42
You see this laser pointer and the spot it makes on my hand?
8
42868
3431
Bu lazer ışığın elimde nasıl göründüğünü görüyor musunuz?
00:47
The light goes right through my hand --
9
47624
1886
Işık elimin içinde geçiyor.
00:49
if we could bring the lights down, please --
10
49534
2067
Işıkları söndürelim lütfen,
00:51
as I've already shown.
11
51625
1181
tıpkı gösterdiğim gibi.
00:52
But you can no longer see that laser spot.
12
52830
2754
Ama artık lazer noktasını göremezsiniz.
00:55
You see my hand glow.
13
55608
1460
Elimin ışıldadığını görüyorsunuz.
00:58
That's because the light spreads out, it scatters.
14
58013
3690
Çünkü ışık yayılırken dağılır.
01:02
I need you to understand what scattering is,
15
62226
3208
Dağılmanın ne olduğunu anlamak önemli,
01:05
so I can show you how we get rid of it
16
65458
2802
çünkü bundan nasıl kurtulacağımızı
01:08
and see deep inside our bodies and brains.
17
68284
2436
ve bu sayede beden ve beyinlerimizin içini nasıl göreceğimizi göstereceğim.
01:12
So, I've got a piece of chicken back here.
18
72419
2491
Burada bir tavuk göğsü var.
01:15
(Laughter)
19
75683
1386
(Kahkahalar)
01:17
It's raw.
20
77093
1150
Çiğ tabii.
01:20
Putting on some gloves.
21
80085
1618
Eldiven geçiriyorum.
01:21
It's got the same optical properties as human flesh.
22
81727
4543
İnsan etiyle aynı optik özelliklere sahip.
01:29
So, here's the chicken ... putting it on the light.
23
89204
4531
Tavuğu alıyorum ve ışığa doğru tutuyorum.
01:34
Can you see, the light goes right through?
24
94744
2156
Işığın tam içinden geçtiğini görüyor musunuz?
01:38
I also implanted a tumor in that chicken.
25
98731
2733
Ayrıca tavuğun içine bir tümör yerleştirdim.
01:42
Can you see it?
26
102215
1180
Görebiliyor musunuz?
01:43
Audience: Yes.
27
103419
1328
İzleyiciler: Evet.
01:44
Mary Lou Jepsen: So this means, using red light and infrared light,
28
104771
4672
Mary Lou Jepsen: Bu da demek oluyor ki kırmızı ışık ve kızılötesi kullanarak
01:49
we can see tumors in human flesh.
29
109467
2457
insan bedeni içindeki tümörleri görebiliriz.
01:53
But there's a catch.
30
113117
1333
Ancak bir engel var.
01:55
When I throw another piece of chicken on it,
31
115534
2294
Bunun üstüne bir tavuk göğsü daha koyduğumda
01:59
the light still goes through,
32
119137
1787
ışık yine içinden geçiyor
02:02
but you can no longer see the tumor.
33
122050
2400
ama tümörü artık göremiyoruz.
02:05
That's because the light scatters.
34
125188
2619
Çünkü ışık dağılıyor.
02:08
So we have to do something about the scatter
35
128633
2284
Tümörü görebilmek için
02:10
so we can see the tumor.
36
130941
1600
bu dağılma konusunda bir şey yapmamız lazım.
02:14
We have to de-scatter the light.
37
134055
2133
Dağılan ışığı toplamamız lazım.
02:17
So ...
38
137245
1150
Bu yüzden de...
02:19
A technology I spent the early part of my career on
39
139785
2848
Kariyerimin ilk evresini bu toparlama konusuna yönelik
02:22
enables de-scattering.
40
142657
1468
bir teknoloji geliştirerek geçirdim.
02:24
It's called holography.
41
144720
1533
Buna holografi deniyor.
02:26
And it won the Nobel Prize in physics in the 70s,
42
146728
2936
70'li yıllarda Fizik alanında Nobel Ödülü aldı
02:29
because of the fantastic things it enables you to do with light.
43
149688
4032
çünkü ışıkla inanılmaz şeyler yapmanızı sağlıyor.
02:34
This is a hologram.
44
154879
1267
Bu bir hologram.
02:36
It captures all of the light, all of the rays, all of the photons
45
156934
4571
Tüm ışık, ışın ve fotonları
02:41
at all of the positions and all of the angles, simultaneously.
46
161529
4510
her tür pozisyon ve açıda, aynı anda içine alıyor.
02:47
It's amazing.
47
167173
1150
Harika bir şey.
02:48
To see what we can do with holography ...
48
168831
2631
Holografiyle yapabileceğimiz bu şeyler...
02:53
You see these marbles?
49
173022
1476
Bilyeleri görebiliyor musunuz?
02:54
Look at these marbles bouncing off of the barriers,
50
174522
2709
Bariyerlerden zıplayan bu bilyelere bir bakın,
02:57
as an analogy to light being scattered by our bodies.
51
177688
3730
ışığın bedenimizde dağılmasına bir örnek olarak düşünebilirsiniz.
03:02
As the marbles get to the bottom of the scattering maze,
52
182323
4016
Bilyeler dağılımlı düzeneğin sonuna gelirken
03:06
they're chaotic, they're scattering and bouncing everywhere.
53
186363
4067
tam bir karmaşa içindeler, her yere dağılıp zıplıyorlar.
03:11
If we record a hologram at the bottom inside of the screen,
54
191046
4206
Ekranın alt iç kısmında bir hologram kaydedebilirsek
03:15
we can record the position and angle of each marble exiting the maze.
55
195276
6539
düzenekten çıkan her bilyenin pozisyon ve açısını kaydedebiliriz.
03:22
And then we can bring in marbles from below
56
202339
2514
Sonra bilyeleri aşağıdan tekrar getirip
03:26
and have the hologram direct each marble to exactly the right position and angle,
57
206061
6148
hologramı her bir bilyenin tam pozisyon ve açısına yönlendirebiliriz,
03:32
such as they emerge in a line at the top of the scatter matrix.
58
212233
5262
tıpkı düzeneğin üst kısmında tek sıra hâlinde ortaya çıkışları gibi.
03:39
We're going to do that with this.
59
219162
1916
Bunun aynısını yapacağız.
03:41
This is optically similar to human brain.
60
221732
4282
Bu optik olarak insan beynine benziyor.
03:46
I'm going to switch to green light now,
61
226787
2690
Yeşil ışık kullanacağım,
03:49
because green light is brighter to your eyes than red or infrared,
62
229501
3758
çünkü yeşil ışık, kırmızı ışık ve kızılötesinden daha parlak,
03:53
and I really need you to see this.
63
233283
1960
ayrıca bunu görmeniz gerek.
03:55
So we're going to put a hologram in front of this brain
64
235665
4825
Bu beynin önüne bir hologram yerleştireceğim
04:00
and make a stream of light come out of it.
65
240514
2666
ve ışık demeti içinden çıkacak.
04:04
Seems impossible but it isn't.
66
244831
2929
İmkânsız gibi geliyor ama değil.
04:07
This is the setup you're going to see.
67
247784
2206
Kullanacağım araç bu.
04:10
Green light.
68
250014
1150
Yeşil ışık.
04:12
Hologram here, green light going in,
69
252514
2865
Hologram burada, yeşil ışık geçiyor,
04:15
that's our brain.
70
255403
1150
işte bu da beynimiz.
04:18
And a stream of light comes out of it.
71
258458
4391
Işık demeti içinden çıkıyor.
04:22
We just made a brain lase of densely scattering tissue.
72
262873
4730
Yoğun olarak dağılan bir dokuda bir beyin lazeri gerçekleştirmiş olduk.
04:27
Seems impossible, no one's done this before,
73
267627
3270
İmkânsız gibi görünüyor, daha önce bunu kimse yapmadı,
04:30
you're the first public audience to ever see this.
74
270921
2740
bunu gören ilk izleyici kitlesi sizlersiniz.
04:33
(Applause)
75
273685
4786
(Alkışlar)
04:38
What this means is that we can focus deep into tissue.
76
278495
3667
Bu da şu demek oluyor ki dokunun derinliklerine inebiliriz.
04:42
Our translucency is the first key.
77
282805
3010
Yarı saydamlık ilk kilit noktamız.
04:45
Holography enabling de-scattering is the second key
78
285839
4031
Dağılmayı toplayan holografi de ikincisi,
04:49
to enable us to see deep inside of our bodies and brains.
79
289894
3867
beyin ve bedenlerimizin içini görmemizi sağlayan şey bu.
04:54
You're probably thinking,
80
294981
1667
Muhtemelen şöyle düşünüyorsunuz,
04:57
"Sounds good, but what about skull and bones?
81
297118
3009
''Tamam, iyi hoş, peki ya kafatası ve kemikler?''
05:00
How are you going to see through the brain without seeing through bone?"
82
300151
4070
Kemiğin içini göremeden beynin içini görmeyi nasıl planlıyorsunuz?''
05:04
Well, this is real human skull.
83
304245
2288
Bu gerçek bir insan kafatası.
05:07
We ordered it at skullsunlimited.com.
84
307188
3135
skullsunlimited.com adresinden sipariş ettik.
05:10
(Laughter)
85
310347
1746
(Kahkahalar)
05:12
No kidding.
86
312117
1238
Şaka yapmıyorum.
05:13
But we treat this skull with great respect at our lab and here at TED.
87
313379
4724
Ama bu kafatasını laboratuvarımızda ve TED'de saygıyla inceliyoruz.
05:18
And as you can see,
88
318127
1596
Gördüğünüz gibi,
05:20
the red light goes right through it.
89
320770
1990
kırmızı ışık tam da içinden geçiyor.
05:23
Goes through our bones.
90
323912
1535
Kemiklerin içinden geçiyor.
05:25
So we can go through skull and bones and flesh with just red light.
91
325471
5018
Yani sadece kırmızı ışıkla kemik ve bedenlerimizin içini görebiliyoruz.
05:31
Gamma rays and X-rays do that, too, but they cause tumors.
92
331268
3729
Gamma ışınları ve röntgen de bunu yapıyor ama tümörlere sebep oluyorlar.
05:35
Red light is all around us.
93
335637
3076
Kırmızı ışıksa her yanımızda.
05:39
So, using that, I'm going to come back here
94
339137
2904
Bunu kullanarak buraya geri geleceğim
05:42
and show you something more useful than making a brain lase.
95
342065
3403
ve beyin lazeri yapmaktan daha faydalı olan bir şey göstereceğim.
05:46
We challenged ourselves to see how fine we could focus through brain tissue.
96
346229
3954
Beyin dokusuna ne kadar odaklanacağımız konusunda kendimizi zorladık.
05:50
Focusing through this brain,
97
350967
2102
Bu beyin üzerinde odaklandık,
05:53
it was such a fine focus, we put a bare camera die in front of it.
98
353093
4574
öylesine odaklandık ki önüne bir kamera çipi koyduk.
05:58
And the bare camera die ...
99
358288
1800
Ve bu kamera çipi...
06:03
Could you turn down the spotlight?
100
363454
1627
Spot ışıklarını söndürebilir miyiz?
06:05
OK, there it is.
101
365105
1150
Şimdi oldu.
06:07
Do you see that?
102
367117
1159
Görebiliyor musunuz?
06:08
Each pixel is two-thousandths of a millimeter wide.
103
368300
4276
Her piksel bir milimetre genişliğin binde ikisi kadar.
06:13
Two microns.
104
373673
1404
İki mikron.
06:15
That means that spot focus -- full width half max --
105
375101
3389
Bu da odaklandığımız nokta yani yarı maksimum tam genişlikte
06:18
is six to eight microns.
106
378514
1790
altı ve sekiz mikron arası demek.
06:21
To give you an idea of what that means:
107
381006
2648
Bunun ne anlama geldiğini söyleyeyim:
06:24
that's the diameter of the smallest neuron in the human brain.
108
384442
4002
insan beynindeki en küçük nöronun yarıçapı kadar.
06:29
So that means we can focus through skull and brain to a neuron.
109
389300
4450
Yani tek bir nörona kadar insan kafatası ve beynine odaklanabiliriz.
06:34
No one has seen this before, we're doing this for the first time here.
110
394104
3634
Bunu daha önce kimse görmedi, ilk defa burada yapıyoruz.
06:38
It's not impossible.
111
398207
1589
İmkânsız değil.
06:39
(Applause)
112
399820
1942
(Alkışlar)
06:41
We made it work with our system, so we've made a breakthrough.
113
401786
2982
Kendi sistemimizle işe yaradı, yani çığır açan bir şey keşfettik.
06:44
(Laughter)
114
404792
1801
(Kahkahalar)
06:46
Just to give an idea -- like, that's not just 50 marbles.
115
406617
2952
Örnek verecek olursak bu sadece 50 bilye değil.
06:49
That's billions, trillion of photons,
116
409593
2897
Milyarlarca, hatta trilyonlarca foton,
06:52
all falling in line as directed by the hologram,
117
412514
3396
hologramın yönlendirmesiyle tek sıra hâlinde düşüyorlar,
06:55
to ricochet through densely scattering brain,
118
415934
5071
yoğun dağılımlı beynin içinde sekiyorlar
07:01
and emerge as a focus.
119
421029
2937
ve odak noktası oluşturuyorlar.
07:03
It's pretty cool.
120
423990
2008
Gerçekten harika.
07:06
We're excited about it.
121
426022
1277
Heyecan içindeyiz.
07:07
This is an MRI machine.
122
427728
2032
Bu bir MR makinesi.
07:09
It's a few million dollars, it fills a room,
123
429784
2162
Birkaç milyon dolar değerinde, bir odayı kaplıyor,
07:11
many people have probably been in one.
124
431970
2186
pek çok kişi bunun içine girmiştir.
07:14
I've spent a lot of time in one.
125
434180
1540
Ben de içinde çok zaman geçirdim.
07:15
It has a focus of about a millimeter --
126
435744
2397
Bir milimetrelik odak noktası var,
07:18
kind of chunky, compared to what I just showed you.
127
438165
2833
size az önce gösterdiğime kıyasla oldukça büyük bir oran.
07:21
A system based on our technology could enable dramatically lower cost,
128
441022
5658
Bizim teknolojimize dayanan bir sistemle çok daha düşük maliyet,
07:26
higher resolution
129
446704
1815
daha yüksek çözünürlük
07:28
and smaller medical imaging.
130
448543
2493
ve daha ayrıntılı tıbbi görüntüleme sağlanabilir.
07:31
So that's what we've started to do.
131
451680
1869
Yapmaya çalıştığımız şey bu.
07:34
My team and I have built a rig, a lab rig
132
454180
4228
Ekibimle birlikte dokuyu tarayacak
07:38
to scan out tissue.
133
458432
1856
çok büyük bir teçhizat yaptık.
07:40
And here it is in action.
134
460797
1666
İşte bu şekilde çalışıyor.
07:42
We wanted to see how good we could do.
135
462932
2142
Başarabileceklerimizi görmek istedik.
07:46
We've built this over the last year.
136
466535
2061
Bunu geçen yıl içinde yaptık.
07:49
And the result is,
137
469626
1525
Sonuç şu,
07:51
we're able to find tumors
138
471814
4337
bu örnek üzerinde
tümörleri tespit edebiliyoruz,
07:56
in this sample --
139
476175
1170
07:57
70 millimeters deep, the light going in here,
140
477369
3141
70 milimetre derinlikte, ışık içinden geçiyor,
08:00
half a millimeter resolution,
141
480534
2214
yarım milimetre çözünürlük
08:02
and that's the tumor it found.
142
482772
2288
ve tespit ettiği tümör işte bu.
08:05
You're probably looking at this,
143
485526
2461
Muhtemelen buna şöyle bakıyorsunuz,
08:08
like, "Sounds good, but that's kind of a big system.
144
488011
4991
''İyi görünüyor ama çok büyük bir sistem.
08:13
It's smaller than a honking-big MRI machine,
145
493026
4551
o devasa MR makinesinden küçük,
08:17
monster MRI machine,
146
497601
1350
canavar MR makinesinden,
08:18
but can you do something to shrink it down?"
147
498975
2165
ama daha da küçültemez misiniz?''
08:22
And the answer is:
148
502038
1784
Cevap mı?
08:23
of course.
149
503846
1170
Elbette.
08:25
We can replace each big element in that system
150
505040
3620
Sistemdeki her bir büyük elementi
08:28
with a smaller component --
151
508684
1595
daha küçüğüyle değişitrebiliriz;
08:30
a little integrated circuit,
152
510303
1897
küçük bir entegre devre,
08:32
a display chip the size of a child's fingernail.
153
512224
4139
bir çocuğun tırnağı boyutunda görüntüleme çipi.
08:37
A bit about my background:
154
517451
1555
Kendimden biraz bahsedeyim.
08:39
I've spent the last two decades inventing, prototype-developing
155
519030
6235
Son 20 yılı buluş yaparak, prototip geliştirerek
08:45
and then shipping billions of dollars of consumer electronics --
156
525289
4959
ve milyarlarca dolarlık elektronik taşımacılığı yaparak geçirdim,
08:50
with full custom chips --
157
530272
2305
tamamen siparişe yönelik çiplerle
08:52
on the hairy edge of optical physics.
158
532601
2736
ve optik fiziğin sınırlarında.
08:55
So my team and I built the big lab rig
159
535919
4682
O yüzden ekibimle bu büyük teçhizatı yaptık,
09:00
to perfect our architecture and test the corner cases
160
540625
4742
amacımız kusursuz bir mimariyle beklenmeyen durumları test etmek
09:05
and really fine-tune our chip designs,
161
545849
2191
ve çip tasarımlarımıza ince ayar yapmak,
09:08
before spending the millions of dollars to fabricate each chip.
162
548064
3649
ancak bunlar sonrasında her bir çip için milyonlarca dolar harcamaktı.
09:12
Our new chip inventions slim down the system, speed it up
163
552318
4672
Yeni çip buluşları sistemin boyutunu küçülterek hızlandırıyor
09:17
and enable rapid scanning and de-scattering of light
164
557014
4083
ve bedenlerimizin içini görebilmemiz için
hızlı tarama ve ışığın toplanmasını mümkün kılıyor.
09:21
to see deep into our bodies.
165
561121
1867
09:23
This is the third key to enable better, faster and cheaper health care.
166
563498
5525
Daha iyi, daha hızlı ve daha ucuz sağlık sistemi için bu da üçüncü nokta.
09:33
This is a mock-up of something that can replace the functionality
167
573577
6705
Bu gördüğünüz model
09:40
of a multimillion-dollar MRI machine
168
580306
2970
milyonlarca dolarlık MR makinesinin işlevini üstlenerek
09:43
into a consumer electronics price point,
169
583300
2690
sıradan bir elektronik ürün fiyatına satılabilir,
09:46
that you could wear as a bandage, line a ski hat, put inside a pillow.
170
586014
5333
ayrıca bunu bir bandaj gibi kullanabilir veya yastığın içine bile koyabilirsiniz.
09:51
That's what we're building.
171
591882
1672
Yapmaya çalıştığımız şey bu.
09:53
(Applause)
172
593578
1169
(Alkışlar)
09:54
Oh, thanks!
173
594771
1279
Teşekkürler.
09:56
(Applause)
174
596074
2975
(Alkışlar)
09:59
So you're probably thinking,
175
599073
2139
Belki de şöyle düşünüyorsunuz,
10:01
"I get the light going through our bodies.
176
601236
2833
''Bedenimizden geçen ışığı anlıyorum,
10:04
I even get the holography de-scattering the light.
177
604911
2934
ışığı toplayan holografiyi de anlıyorum.
10:08
But how do we use these new chip inventions, exactly,
178
608656
2867
Ama bu yeni çip icatlarını tarama yapması için
10:11
to do the scanning?"
179
611547
1255
nasıl kullanacağız?''
10:13
Well, we have a sound approach.
180
613903
2066
Bu konuda bir ses yaklaşımımız var.
10:16
No, literally -- we use sound.
181
616411
1866
Gerçekten de sesi kullanıyoruz.
10:18
Here, these three discs represent the integrated circuits
182
618949
4100
Buradaki üç disk
bizim tasarladığımız entegre devreleri temsil ediyor,
10:23
that we've designed,
183
623073
1465
10:24
that massively reduce the size of our current bulky system.
184
624562
4847
şu anki kütleli sistemimizin boyutunu küçültecek tasarımımız.
10:30
One of the spots, one of the chips, emits a sonic ping,
185
630157
3420
Bu noktalardan, çiplerden biri sonik bir vızıltı salınımı yapıyor,
10:34
and it focuses down,
186
634369
1654
bu vızıltı orada odaklanıyor
10:36
and then we turn red light on.
187
636696
2081
ve biz de kırmızı ışığı kullanıyoruz.
10:39
And the red light that goes through that sonic spot
188
639347
3396
Sonra o sonik noktanın içinden geçen kırmızı ışık
10:42
changes color slightly,
189
642767
2360
yavaşça renk değiştiriyor,
10:45
much like the pitch of the police car siren changes
190
645680
3005
tıpkı yanınızdan geçen bir polis sireninin
10:48
as it speeds past you.
191
648709
1467
uzaklaşırkenki yankısı gibi.
10:52
So.
192
652042
1241
10:53
There's this other thing about holography I haven't told you yet,
193
653307
3301
Holografiyle ilgili henüz söylemediğim bir şey daha var,
10:56
that you need to know.
194
656632
1309
bilmeniz gerekiyor.
10:58
Only two beams of exactly the same color can make a hologram.
195
658427
4769
Yalnızca aynı renge sahip iki ışık bir hologram oluşturabilir.
11:03
So, that's the orange light that's coming off of the sonic spot,
196
663800
5356
Bu gördüğünüz, sonik noktadan çıkan turuncu ışık,
11:09
that's changed color slightly,
197
669180
2183
rengi biraz değişmiş durumda,
11:11
and we create a glowing disc of orange light
198
671387
3649
Yakınındaki bir çipin altında
parlayan bir turuncu ışık diski yaratabilir,
11:15
underneath a neighboring chip
199
675060
1619
11:17
and then record a hologram on the camera chip.
200
677212
3627
sonra da kamera çipinde bir hologram kaydedebiliriz.
11:21
Like so.
201
681362
1215
Bu şekilde.
11:22
From that hologram, we can extract information just about that sonic spot,
202
682601
5333
Bu hologramdan o sonik nokta hakkında bilgi edinebiliriz,
11:27
because we filter out all of the red light.
203
687958
2934
çünkü tüm kırmızı ışığı filtreliyoruz.
11:32
Then, we can optionally focus the light back down into the brain
204
692037
3927
Sonra istersek ışığı tekrar beyne odaklayabilir
11:35
to stimulate a neuron or part of the brain.
205
695988
3183
ve beyindeki bir nöron veya kısmı uyarabiliriz.
11:39
And then we move on to shift the sonic focus to another spot.
206
699195
5104
Sonra da sonik odak noktasını başka bir bölgeye taşıyabiliriz.
11:44
And that way, spot by spot, we scan out the brain.
207
704323
3960
Böylece nokta nokta tüm beyni tarayabiliriz.
11:49
Our chips decode holograms
208
709309
2643
Çiplerimizin hologramı deşifre ediş şekli
11:51
a bit like Rosalind Franklin decoded this iconic image of X-ray diffraction
209
711976
5764
Rosalind Frankin'in DNA yapısını ilk kez ortaya çıkarma sürecinde
röntgen difraksiyonunun bu ikonik görselini deşifre etmesine biraz benziyor.
11:57
to reveal the structure of DNA for the first time.
210
717764
3111
12:01
We're doing that electronically with our chips,
211
721379
3192
Biz de bunu çiplerimizle elektronik olarak yapıyoruz;
12:04
recording the image and decoding the information,
212
724595
3737
görseli kaydediyoruz ve bilgiyi deşifre ediyoruz,
12:08
in a millionth of a second.
213
728356
1828
hem de sadece saniyenin milyonda birinde.
12:10
We scan fast.
214
730612
1675
Çok hızlı tarama yapıyoruz.
12:13
Our system may be extraordinary at finding blood.
215
733625
3333
Sistemimiz kanı tespit etmede de olağanüstü olabilir.
12:17
And that's because blood absorbs red light and infrared light.
216
737534
3881
Çünkü kan kırmızı ışık ve kızılötesini absorbe ediyor.
12:21
Blood is red.
217
741439
1563
Çünkü kan kırmızı.
12:23
Here's a beaker of blood.
218
743995
1388
Burada az miktarda kan var.
12:25
I'm going to show you.
219
745407
1467
Size göstereyim.
12:27
And here's our laser, going right through it.
220
747704
3067
Lazerimiz doğrudan içinden geçiyor.
12:31
It really is a laser, you can see it on the -- there it is.
221
751180
2929
Gerçekten lazer, işte şimdi görebilirsiniz.
12:34
In comparison to my pound of flesh,
222
754133
3941
Etle karşılaştırdığınızda
12:38
where you can see the light goes everywhere.
223
758098
2428
ışığın her tarafa gittiğini görebilirsiniz.
12:41
So let's see that again, blood.
224
761415
2067
Bunu tekrar görelim.
12:44
This is really key: blood absorbs light,
225
764303
2703
Bu gerçekten önemli: Kan ışığı emiyor,
12:47
flesh scatters light.
226
767989
2206
bedense ışığı dağıtıyor.
12:51
This is significant,
227
771133
1388
Oldukça önemli,
12:52
because every tumor bigger than a cubic millimeter or two
228
772545
3865
çünkü bir veya iki milimetre küpten daha büyük her bir tümör
12:56
has five times the amount of blood as normal flesh.
229
776434
3779
normal bedene kıyasla beş kat daha fazla kana sahip.
13:01
So with our system, you can imagine detecting cancers early,
230
781069
4622
Yani bizim sistemimizle müdahele etmesi kolayken
13:05
when intervention is easy,
231
785715
2140
kanseri erken teşhis edebilirsiniz
13:07
or tracking the size of your tumor as it grows or shrinks.
232
787879
3933
veya tümör büyür veya küçülürken durumunu takip edebilirsiniz.
13:12
Our system also should be extraordinary at finding out where blood isn't,
233
792338
5136
Sistemimiz ayrıca kan olmayan yerleri de bulma konusunda olağanüstü,
13:17
like a clogged artery,
234
797498
1722
örneğin tıkalı bir atardamar
13:19
or the color change in blood
235
799244
2001
veya kanda oksijen taşınmasını gösteren
13:21
as it carries oxygen versus not carrying oxygen,
236
801269
3588
kandaki renk değişikliği,
13:24
which is a way to measure neural activity.
237
804881
2800
nöral aktiviteyi ölçmek için de kullanılan bir yöntem.
13:28
There's a saying that "sunlight" is the best disinfectant.
238
808872
4634
Güneş ışığının en iyi dezenfektan olduğu söylenir.
13:33
It's literally true.
239
813530
1512
Tamamen doğru.
13:35
Researchers are killing pneumonia in lungs by shining light deep inside of lungs.
240
815563
6162
Araştırmacılar akciğerlerdeki zatürreeyi oraya güneş ışığı yansıtarak yok ediyor.
13:41
Our system could enable this noninvasively.
241
821749
3254
Bizim sistemimiz bunu cerrahi girişim olmadan yapabilir.
13:45
Let me give you three more examples of what this technology can do.
242
825932
4279
Bu teknolojinin neler yapabileceğine dair üç örnek daha vermek istiyorum.
13:50
One: stroke.
243
830592
1389
Bir: inme.
13:52
There's two major kinds of stroke:
244
832601
2267
İki türü var:
13:54
the one caused by clogs
245
834892
2152
tıkanıklık sebebiyle olan
13:57
and another caused by rupture.
246
837068
1961
ve rüptür sebebiyle olan.
13:59
If you can determine the type of stroke within an hour or two,
247
839053
4098
Yalnızca bir veya iki saat içinde inmenin türünü anlayabilir,
14:03
you can give medication to massively reduce the damage to the brain.
248
843175
4708
beyne gelecek zararı büyük oranda azaltmak için hastaya ilaç verebilirsiniz.
14:08
Get the drug wrong,
249
848358
1452
Yanlış anlarsanız
14:10
and the patient dies.
250
850675
1341
hastayı kaybedersiniz.
14:12
Today, that means access to an MRI scanner within an hour or two of a stroke.
251
852752
4728
Bugün, inmeyi takip eden iki saat içinde bir MR makinesine erişim demek bu.
14:18
Tomorrow, with compact, portable, inexpensive imaging,
252
858306
4271
Yarın ise daha birleşik, taşınabilir ve daha ucuz bir görüntüleme.
14:22
every ambulance and every clinic can decode the type of stroke
253
862601
3830
Her ambulans ve her hastane inmenin türünü anlayarak
14:26
and get the right therapy on time.
254
866455
2283
zamanında doğru tedaviye başlayabilir.
14:30
(Applause)
255
870396
4021
(Alkışlar)
14:34
Thanks.
256
874441
1150
Teşekkürler.
14:36
Two:
257
876155
1150
İki:
14:38
two-thirds of humanity lacks access to medical imaging.
258
878085
4596
insanoğlunun üçte ikisinin tıbbi görüntüleme erişimi yok.
14:43
Compact, portable, inexpensive medical imaging can save countless lives.
259
883394
5024
Birleşik, taşınabilir ve maliyetsiz görüntüleme sayısız hayat kurtarabilir.
14:49
And three:
260
889347
1555
Son olarak üç:
14:50
brain-computer communication.
261
890926
2062
beyin-bilgisayar iletişimi.
14:53
I've shown here onstage our system focusing through skull and brain
262
893529
4348
En küçük nöronun yarıçapına kadar
sistemimizin kafatası ve beyne nasıl odaklandığını gösterdim.
14:57
to the diameter of the smallest neuron.
263
897901
2730
15:01
Using light and sound, you can activate or inhibit neurons,
264
901187
4287
Işık ve sesi kullanarak nöronları aktive edebilir veya durdurabilirsiniz,
15:05
and simultaneously, we can match spec by spec
265
905498
3492
aynı anda özellikler bakımından eşleştirme yaparak
15:09
the resolution of an fMRI scanner,
266
909014
2706
fonksiyonel MR tarayıcının çözünürlüğünü elde edebiliriz,
15:11
which measures oxygen use in the brain.
267
911744
2508
bu da beyindeki oksijen oranını ölçer.
15:14
We do that by looking at the color change in the blood,
268
914276
3341
Bunu kandaki renk değişikliğine bakarak yapıyoruz,
15:17
rather than using a two-ton magnet.
269
917641
2333
iki ton ağırlığında bir mıknatıs kullanarak değil.
15:21
So you can imagine that with fMRI scanners today,
270
921541
6152
Yani bugünkü fonsksiyonel MR tarayıcıları düşündüğünüzde
15:28
we can decode the imagined words, images and dreams of those being scanned.
271
928617
4557
düşünülen kelimeleri, görselleri, kişilerin hayallerini tarayabiliyoruz.
15:33
We're working on a system that puts all three of these capabilities
272
933665
3317
Bu yetilerin üçünü de bir arada toplayan
15:37
into the same system --
273
937006
1547
bir sistem üzerinde çalışıyoruz.
15:38
neural read and write with light and sound,
274
938577
3214
Bir yandan ışık ve sesle okuyup yazarken
15:41
while simultaneously mapping oxygen use in the brain --
275
941815
4127
diğer yandan beyindeki oksijen kullanımının haritasını çıkaracak.
15:45
all together in a noninvasive portable
276
945966
2587
Bunların hepsi beyin-bilgisayar iletişimiyle
15:48
that can enable brain-computer communication,
277
948577
2786
invasif olmayan mobil bir düzenekle
15:51
no implants, no surgery, no optional brain surgery required.
278
951387
4326
implant, cerrahi müdahele veya opsiyonel beyin ameliyatı olmadan yapılabilecek.
15:56
This can do enormous good
279
956061
2080
Bu sistem tüm dünyada
15:58
for the two billion people that suffer globally with brain disease.
280
958165
4533
beyin hastalıklarından muzdarip iki milyar insan için çok iyi olacak.
16:04
(Applause)
281
964020
5135
(Alkışlar)
16:09
People ask me how deep we can go.
282
969179
1890
İnsanlar ne kadar ilerleyebileceğimizi soruyor.
16:11
And the answer is: the whole body's in reach.
283
971093
2929
Tüm beden uygulamaya tabi olabilir.
16:14
But here's another way to look at it.
284
974046
2036
Ama bir bakış açısı daha.
16:20
(Laughter)
285
980800
1404
(Kahkahalar)
16:22
My whole head just lit up, you want to see it again?
286
982228
2612
Tüm başım aydınlandı, tekrar görmek ister misiniz?
16:24
Audience: Yes!
287
984864
1230
İzleyiciler: Evet!
16:26
(Laughter)
288
986118
1417
(Kahkahalar)
16:28
MLJ: This looks scary, but it's not.
289
988442
2221
MLJ: Korkutucu gibi görünüyor ama değil.
16:31
What's truly scary is not knowing about our bodies,
290
991046
2983
Asıl korkutucu olan şey bedenlerimizi bilmiyor olmak,
16:34
our brains and our diseases
291
994053
1992
beyin ve hastalıklarımızı bilmiyor olmak
16:36
so we can effectively treat them.
292
996069
1945
ve etkili şekilde tedavi edememek.
16:38
This technology can help.
293
998038
1658
Bu teknoloji bize yardım edebilir.
16:39
Thank you.
294
999720
1151
Teşekkürler.
16:40
(Applause)
295
1000895
5454
(Alkışlar)
16:46
Thank you.
296
1006373
1151
Teşekkürler.
16:47
(Applause)
297
1007548
1150
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7