How AI can help shatter barriers to equality | Jamila Gordon

43,448 views ・ 2021-01-28

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Yağız Yanardağ Gözden geçirme: Ozay Ozaydin
Babam bana ″Şanslı Kız″ anlamına gelen
Jamila “Gabar Nasiib Nasiib Badan” derdi.
Hayatım boyunca da çok şanslıydım.
00:13
My father used to call me Jamila "Gabar Nasiib Nasiib Badan,"
0
13240
4781
Ailemin kökenleri göçebeliğe dayanıyor.
00:18
which means Jamila "The Lucky, Lucky Girl."
1
18060
3360
Ailem, doğduğum gece yağmur yağdığında,
00:21
And I have been very fortunate in my life.
2
21440
2353
buna benzeyen küçük bir köyde durmuştu,
00:24
My family were originally nomads.
3
24760
2750
sonraki 11 yıl boyunca
00:27
And when it rained the night I was born,
4
27540
2300
kuraklık ve Etiyopya ile savaş bizi
00:29
they stopped in a tiny village that looked a bit like this,
5
29860
3850
Somali’nin başkenti Mogadişu’ya taşınmaya zorlayana kadar burada yaşamıştık.
00:33
where we lived in the next 11 years
6
33740
2640
Ben 18 yaşındayken,
00:36
until drought and a war with Ethiopia
7
36730
2710
babam Somali’nin bir iç savaşa doğru gittiğini
00:39
forced us to move to Somali's capital, Mogadishu.
8
39460
3870
ve hepimizin öldürülme riskinin bulunduğunu fark etmişti.
00:43
When I was 18,
9
43540
1810
Beni ve 13 kardeşimi
00:45
my father realized Somalia was headed for a civil war
10
45390
4000
ülke dışına çıkarmak için elinden gelen her şeyi yapmıştı.
00:49
and we are all at risk of being killed.
11
49600
2453
Ailemiz resmen dağılmıştı.
00:53
He did his best
12
53370
1020
00:54
to get me and my 13 brothers and sisters out of the country.
13
54410
4280
Ben şanslıydım.
Kenya’da yerinden edilmiş bir kişi olarak tek başıma kalmıştım
00:59
The family was scattered to the wind.
14
59230
2930
ve orada tanıştığım bir sırt çantalı gezgin sayesinde
01:02
I was lucky.
15
62520
1340
Avustralya’ya gelme şansına sahip olmuştum.
01:04
I ended up on my own as a displaced person in Kenya,
16
64230
4240
Avustralya hükümeti İngilizce öğrenirken bana işsizlik maaşı verdiğinde
01:09
and I was fortunate to come to Australia
17
69000
3010
01:12
thanks to a backpacker who I met there.
18
72050
3033
son derecede minnettar olmuştum
01:15
I was incredibly grateful
19
75960
2330
ama bir an önce de iş bulmak istiyordum.
01:18
when the Australian government gave me unemployment benefits
20
78330
3670
İşe alım yapan bir Japon restoranı olduğunu öğrenmiş
01:22
while I learned English,
21
82020
1530
ve “Kaybedecek neyim var ki?” diye düşünmüştüm.
01:23
but I wanted to find work as soon as I could.
22
83910
2810
İşletmenin başındaki kadın olan Mami,
01:27
I learned about a Japanese restaurant that was hiring,
23
87200
3280
zayıf İngilizcemin bir sorun yaratabileceğini düşünerek
01:30
and I thought, "What do I have to lose?"
24
90970
2140
beni kocası Yoshi ile tanışmam için mutfağa göndermişti.
01:33
Mami, the woman who ran front of house,
25
93460
3170
Yoshi de pek İngilizce bilmiyordu
01:36
figured my poor English might be a problem,
26
96660
2660
ama birbirimizle iletişim kurmayı başarmıştık.
01:39
so she sent me to the kitchen to meet her husband, Yoshi.
27
99350
3550
Beni bir bulaşıkçı olarak işe almış ve mutfak elemanı olarak eğitmişti.
01:43
Now, Yoshi didn't speak much English either,
28
103360
2300
O an, bu çiftin nezaketi,
01:45
but we managed to communicate with one another.
29
105690
2900
01:48
He hired me as a dishwasher and trained me as a kitchen hand.
30
108770
4020
çabaları ve ısrarı beni bir yazılım geliştirici olarak mezun olmama
01:53
Now, that couple's kindness set me on a path
31
113130
3850
ve IBM’de küresel bir yönetici ve daha sonra da
01:57
where hard work and persistence led me to my graduation
32
117020
4240
Qantas Airways’in bilgi işlem müdürü olmama giden bir yola sokmuştu.
02:01
as a software developer
33
121290
1690
02:04
and went on to become a global executive with IBM
34
124070
4100
Şimdi yapay zekanın,
o çiftin benim için yaptığını büyük ölçekte yapmasını istiyorum:
02:08
and later, chief information officer of Qantas Airways.
35
128200
4290
02:12
Now I want artificial intelligence
36
132830
2780
dezavantajlı insanlara iş bulmaları için araçlar sağlamak,
02:15
to do at a massive scale what that couple did for me:
37
135650
3453
işlerinde başarılı olmaları için beceriler kazandırmak,
işlerini güvenli bir şekilde yapmalarını sağlamak,
02:20
give disadvantaged people tools to find work,
38
140660
3120
onlara bir nefes aldırmak.
02:24
give them the skills to be great at their jobs,
39
144040
2523
Yapay zekanın işleri nasıl elimizden alacağı ve her şeyi otomatikleştireceği
02:27
get them to do their jobs safely,
40
147400
2214
02:30
to give them a break.
41
150520
1453
ile ilgili hikayeler duyarsınız.
02:32
You hear stories
42
152900
1630
Bazı durumlarda bu doğru olabilir,
02:34
about how artificial intelligence is going to take away jobs
43
154570
4110
ancak şu anda gerçek dünyada
02:38
and automate everything.
44
158700
1360
yapay zekanın kuruluşlar ve geride kalacak insanlar için
02:40
And in some cases that might be true,
45
160610
2153
02:43
but I can tell you in the real world right now,
46
163900
3130
inanılmaz şeyleri mümkün kıldığını söyleyebilirim.
Dil, eğitim ve konum artık eskisi gibi engel teşkil etmiyor.
02:47
AI is making amazing things possible for organizations
47
167410
4470
02:51
and for people who otherwise would have been left behind.
48
171920
3306
Şirketimi kurma nedenlerimden biri de
bu engellerin yıkılmasına yardımcı olmak.
02:55
Language, education and location are no longer the barriers they once were.
49
175250
4630
Çalışmalarımızın çoğu küresel gıda tedarik zincirlerinde,
03:00
And to help break down those barriers
50
180330
2050
özellikle de et endüstrisinde.
03:02
is one of the reasons I founded my company.
51
182400
2720
Tüketiciler için şeffaflık yaratmak
03:05
Much of our work is in global food supply chains,
52
185400
3640
ve etik ve sürdürülebilir şekilde çalışan
üreticilere destek olmak için bilgisayar tabanlı yapay zeka kullanıyoruz.
03:09
especially in the meat industry.
53
189060
1917
03:11
We use computer vision-based AI
54
191320
2830
Ancak, yapay zeka bundan daha fazlasını yapabilir.
03:14
to create transparency for consumers
55
194170
2480
03:16
and to reward producers who operate ethically and sustainably.
56
196980
4870
Örneğin, birinin
kişisel koruyucu ekipmanını doğru şekilde giymemesi
03:22
But AI can do much more than that.
57
202420
2192
03:25
For example, it can notice unsafe behaviors,
58
205240
3690
veya birinin hijyen prosedürlerine uymaması
03:29
like if someone is not wearing their personal protective gear correctly,
59
209260
4250
ya da işi doğru şekilde yapmadığı için bir görevi nasıl yürüteceği konusunda
03:34
or someone not following the hygiene procedures,
60
214210
3690
yardıma ihtiyaç duyması gibi durumları fark edebilir.
03:37
or if someone needs help on how to carry out a specific task
61
217930
4730
İnsanların sosyal mesafeyi koruduğundan emin olabilir
ve gerekirse temas takibi sağlayabiliriz.
03:43
because they're not following the recipe correctly.
62
223090
3243
Daha sonra kişinin tercih ettiği dilde hem yazılı hem de sesli formatlarda
03:46
We can make sure people are socially distancing
63
226920
3260
03:50
and can provide contact tracing if needed.
64
230200
3020
bireyselleştirilmiş eğitim veririz.
03:53
We then deliver individualized training to that person's preferred language
65
233250
5990
Artık okuma yazma bilip bilmemek ya da yerel dili konuşabilmek
03:59
both in written and audio formats.
66
239280
2543
eskiden olduğu gibi engel teşkil etmiyor.
04:04
Now, ability to read or write or to speak the local language
67
244070
5000
Gıda sektöründe çalışanların çoğu
genellikle göçmen, mülteci veya dezavantajlı geçmişlere sahip,
04:09
are no longer the obstacles they once were.
68
249490
3210
04:12
Many of the employees in the food industry
69
252970
2440
yerel dili konuşamayan
04:15
are often migrants, refugees or people from disadvantaged backgrounds
70
255440
5960
ve çoğu zaman iyi okuyup yazamayan kişilerdir.
Hatta, müşterilerimizden birinin
04:21
who might not be able to speak the local language
71
261570
2740
yürüttüğü işletmelerinde 49 farklı dil konuşuluyor
04:24
and often might not be able to read or write well.
72
264340
2763
ve İngilizce listenin sonlarında yer alıyor.
04:28
In fact, one of our customers
73
268290
1930
Durumları iyileştirmek için olanaklar görebildiğimizde
04:30
has 49 languages spoken in some of their facilities,
74
270250
4330
ve ardından o kişinin tercih ettiği dilde eğitim verdiğimizde,
04:34
with English long way down the list.
75
274600
2800
durum, kuruluş ve çalışanlar açısından büyük farklar yaratmakta.
04:37
When we can see opportunities for improvements
76
277840
3040
04:40
and then deliver training with that person's preferred language,
77
280900
3890
Bu, yalnızca bir başlangıç.
04:44
it makes huge difference to the organization and to its people.
78
284830
4370
Çok küçükken -
yaklaşık beş ya da altı yaşlarındayken, o küçük köyde yaşarken -
04:49
And that is only the beginning.
79
289640
2033
görevlerimden biri, kuyudan kulübelere
04:53
When I was very young --
80
293760
1950
04:55
about five or six years old, living in that tiny village --
81
295740
4630
kovalarla su taşımaktı.
Her 20 metrede bir kovaları yere koyduğumu
05:00
one of my jobs was to carry buckets of water
82
300630
3990
05:04
from the well to the huts.
83
304640
2063
ve saplarının ellerimi nasıl acıttığını hatırlıyorum.
05:07
And I remember putting the buckets down in every 20 meters or so
84
307800
5480
Çok ağırlardı
ve ben çok cılızdım çünkü yeterince yiyeceğimiz yoktu.
05:13
and how the handles digged into my hands.
85
313310
2880
Bu deneyim bana dayanıklılığı öğretmiş olsa da,
05:16
They were so heavy,
86
316510
1160
bu kesinlikle başka hiçbir çocuğun yaşamasını isteyeceğim bir şey değil.
05:17
and I was so scrawny because we didn't have enough to eat.
87
317700
3560
İnsanların
05:21
Even though that experience taught me resilience,
88
321710
3080
05:24
it's not something I want any other child to go through.
89
324810
3150
yerel dille, coğrafyayla,
bilgi ve eğitime erişim eksikliğiyle sınırlandırılmadığı,
05:28
I want to live in a world where people are not limited
90
328440
4040
herkesin iş yerinde güvende olduğu,
05:32
by local language, by geography,
91
332750
2790
okuma yazma bilmediği için kimsenin dışlanmadığı,
05:35
by lack of access to knowledge and training,
92
335570
3290
herkesin potansiyelini ortaya koyabildiği bir dünyada yaşamak istiyorum.
05:38
where everyone is safe at work,
93
338890
1783
05:41
when nobody's excluded because they cannot read or write,
94
341840
3393
Artık yapay zeka bunu sağlayabilir.
Teşekkür ederim.
05:46
where everyone can fulfill their potential.
95
346400
3090
05:49
Now AI can deliver this world.
96
349570
2283
05:52
Thank you.
97
352853
1013
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7