Why You Should Stop Setting Goals (Yes, Really) | Emmanuel Acho | TED

Çeviri: Zeynep Rana Polat Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi

I do not suppose to know everything.

Her şeyi bildiğimi düşünmüyorum.

And those closest to me, they might say, I don't really know much at all, but --

Çevremdekiler de çok bir şey bilmediğimi söyleyebilir

One thing that I know to be true beyond the shadow of a doubt is this.

ama hiç şüphesiz bildiğim bir şey varsa o da

The surest way to fail in life

hayatta başarısızlıklara uğramanın en kesin yolu

is to set a goal.

hedef belirlemektir.

(Laughter)

(Kahkahalar)

Now, unfortunately, I found this out through excruciating pain,

Şimdi, ben bu gerçeği acı yoldan öğrendim

but hopefully in the next nine minutes, I can convince you, too,

ama umuyorum ki önümüzdeki dokuz dakika boyunca sizleri de

that this is true, without the pain.

buna acısız bir şekilde ikna edebilirim.

Unless, of course, you consider listening to me painful.

Tabii, beni dinlemenin acı verici olduğunu düşünmüyorsanız.

OK.

Tamamdır.

The year was 2011.

Sene 2011′di.

I was seeking to become a multimillionaire by the age of 21.

Ben 21 olmadan multimilyoner olmanın yollarını arıyordum.

So how was I going to do this?

Peki bunu nasıl yapacaktım?

It was simple.

Cevap basitti.

I was going to leave college at the University of Texas

Okuduğum Texas Üniversitesini bir yıl

one year early.

erken bırakacaktım.

I was going to leave after my junior year

Üçüncü sınıfı bitirdikten sonra ayrılacak

and declare for the National Football League draft.

ve Ulusal Futbol Ligi’ne başvuracaktım.

In order to do this, however,

Ama maalesef bunu yapmak için

you have to submit your resume to the NFL.

özgeçmişinizi UFL’ye sunmanız gerekiyordu.

A resume in football,

Futbolda bir özgeçmiş, sizin önceden

it is your highlight tapes from your years playing prior.

oynadığınız yıllardaki en iyi anlarınızın bulunduğu bir videodur.

So I submitted my football tape from my freshman,

Bu yüzden ben de birinci, ikinci ve üçüncü yıllardaki

my sophomore and my junior year.

oyunlarımdan oluşan videomu sundum.

The NFL sent me back a letter.

UFL de bana geri dönüş yaptı.

It simply read,

Basitçe dediler ki

"Dear Emmanuel,

“Sevgili Emmanuel,

you will not be drafted in the first three rounds."

ilk üç turda oyunlara eklenilmeyeceksin.”

Excuse you.

Af buyur?

I won't be drafted in the first three rounds?

İlk üç turda oyunlara giremeyeceğim?

So what did I do, TED audience?

Peki ben ne yaptım sizce?

It's simple.

Cevabı basit.

I set a goal that day.

O gün bir hedef belirledim.

But you know what they say about goal-setting.

Ama hedef belirleme için ne derler bilirsiniz.

You've got to write it down, commit it to memory.

Hedefiniz yazın ki, hafızanıza kazınsın.

So I highlighted the sheet of paper.

Ben de metnin altını çizdim.

“Dear Emmanuel, you won’t be drafted in the first three rounds,”

“Sevgili Emmanuel, ilk üç turda oyunlara eklenilmeyeceksin.”

and I put it above my bed in my condo in Austin, Texas.

ve Austin, Texas’taki evimde, yatağımın üstüne astım.

Every morning I woke up, I looked at it.

Her sabah uyandığımda o kağıda baktım.

"Dear Emmanuel, you won't be drafted in the first three rounds."

“Sevgili Emmanuel, ilk üç turda oyunlara eklenilmeyeceksin.”

Every night before I went to sleep, I looked at it.

Her gece uyumadan önce o kağıda baktım.

"Dear Emmanuel, you won't be drafted in the first three rounds."

“Sevgili Emmanuel, ilk üç turda oyunlara eklenilmeyeceksin.”

I worked tirelessly my senior year in college

Üniversitenin son yılı hiç durmadan

with one goal in mind.

aklımda sadece bir hedefle çalıştım.

Be drafted in the first three rounds of the NFL draft.

UFL’nin ilk üç turuna seçilmek.

Those are the most prestigious rounds after all.

Sonuçta bunlar en önemli turlar.

6am workouts in college, study hall, class.

Okulda sabah altıda yapılan antrenmanlar, çalışma salonu, sınıf.

I'm doing it all, with one goal in mind.

Hepsini aklımda sadece bir hedefle tamamlıyorum.

Well, fast forward one year later,

Bir sene sonrasına atlayalım,

I'm at the NFL Combine.

UFL Kombine’deyim.

The NFL Combine, it is the job interview.

UFL Kombine, mülakatların yapıldığı aşamadır.

I'm in front of 32 billionaires.

Otuz iki milyarderin karşısındayım.

32 of the richest men in America,

Amerika’nın en zengin 32 adamı.

if not the richest men in the world.

Belki de dünyanın en zengin adamları.

They are the owners of every NFL team.

Bu adamlar UFL’deki takımların sahipleri.

I'm running the 40-yard dash.

40 Yarda Koşusu’nu koşuyorum.

The 40-yard dash is one of the testing metrics you use at the NFL Combine

40 Yarda Koşusu UFL Kombine’deki ölçüm kriterlerinden biri.

with millions of dollars on the line.

Testin sonunda milyon dolarlar var.

The faster you run, the higher you get drafted.

Ne kadar hızlı koşarsan o kadar seçilme ihtimalin artıyor.

I take my mark.

Yerime geçiyorum.

I proceed to run.

Koşmaya başlıyorum.

I hear pop, pop, pop.

Pıt pıt pıt diye sesler duymaya başladım.

I keep running.

Koşmaya devam ediyorum.

I think my heels are clicking.

Topuklarım tıkırdıyor sandım.

Pop, pop, pop.

Pıt pıt pıt.

I clutch my quad, I fall to the ground.

Üst bacağımı kavrayıp yere yığıldım.

It was my quad being torn off the bone.

Ağrı üst bacağımdaki kasların uyluktan ayrılmasından dolayı çıkmıştı.

(Audience: Oh!)

(Seyirciler: Oh!)

I ripped my quad off the bone,

Otuz iki milyarderin önünde,

I’m falling [to the] ground in agony

üst bacağımdaki kasları yırttım

in front of these 32 billionaires.

ve acıyla yere yığıldım.

I didn't get drafted in the first three rounds of the NFL draft.

UFL’nin ilk üç turunda seçilmedim.

I made a decision that day, in that moment,

O gün, o anda bir karar aldım,

to stop setting goals.

hedef koymayı bırakacaktım.

My self-esteem, ruined.

Kendime olan saygım yerle bir olmuştu.

Self-efficacy, ruined.

Öz yeterliliğim paramparçaydı.

That last year of my life seemingly gone to waste

Sadece bir hedefim olduğu için,

because I had one goal, y'all.

hayatımın o yılı adeta heba olmuştu.

It was simple.

Çok basitti.

Be drafted in the first three rounds.

İlk üç turda seçil.

Then I tore my quad, and it all fell apart.

Sonra kaslarımı yırttım ve her şey yerle bir oldu.

What I failed to mention thus far is why I tore my quad.

Şu ana kadar bahsedemediğim şey ise kaslarımı neden yırttığım.

Two days prior at the NFL Combine,

UFL Kombine’den iki gün önce,

I weighed in at 240 pounds.

108 kiloydum.

In the NFL, the bigger you are, the better.

UFL’de ne kadar yapılıysan o kadar iyisin demektir.

But as you all know, weight,

Ama bildiğiniz gibi, kilo alıp vermek

it don't move all that fast.

çok kolay veya hızlı bir şey değildir.

So I cut 10 pounds within two days.

Ama ben iki gün içerisinde dört buçuk kilo verdim.

I ran the 40-yard dash two days later at 230 pounds,

İki gün sonra 40 Yarda Koşusu’nu, 104 kiloda

dehydrated, dieted for two days.

susuz ve rejimde bir şekilde koştum.

Why? Because I was so focused on my goal

Nede mi? Çünkü hedefime o kadar odaklanmıştım ki

that I caused harm to myself.

kendime zarar vermeye başlamıştım.

It's not that goals don't add value.

Hedefler kıymet katmaz demiyorum.

It’s just that the risk of goal-setting,

Sadece hedef koymanın riskleri

it is greater than the potential reward.

verebileceği ödüllerden daha büyük.

Think about it in your own life for a moment.

Kendi hayatınızdakileri düşününün mesela.

Maybe you had the goal of being in a relationship.

Belki de bir ilişki içerisinde olmanın hedefini koydunuz.

So you ignore the toxic behavior.

Bu yüzden berbat tavrı görmezden geldiniz.

Think about it in your own life.

Hayatınızı düşünün.

See, one of my greatest accomplishments to date,

Mesela, bugüne kadar elde ettiğim en büyük başarılardan birini,

being an NFL player,

bir UFL oyuncusu olmayı,

because ultimately I did play for four years,

ne de olsa sonuçta dört yıl oynadım,

I view negatively

ben negatif bir şey olarak görüyorum

because I didn't hit my goal.

çünkü hedefime ulaşamadım.

Maybe that's the same for some of you.

Belki bu bazılarınıza tanıdıktır.

Maybe you have the goal of reading a certain amount of books in a year.

Belki bir yılda belirli sayıda kitap okuma hedefiniz var.

You've become a much more proficient reader, but you didn't hit your goal.

Yetenekli bir okuyucu oldunuz ama hedefinize ulaşamadınız.

Maybe you had a goal of making a certain amount of money for your business.

Belki de işinizde belirli bir miktar para kazanmayı hedeflediniz.

You are a thriving entrepreneur, but you didn't hit your goal.

Gittikçe büyüyen bir girişimcisiniz ama hedefinize ulaşamadınız.

I left the NFL.

Ben UFL’yi bıraktım.

I became a content creator

Çok daha sınırsız bir hayat yaşamamı

where I would live a much more limitless life.

sağlayacak içerik üreticisi oldum.

I'll get to that more here in a moment.

Buna daha sonra değineceğim.

The question now is why in the world do we set goals?

Asıl soru şu: Biz neden hedef koyuyoruz?

Well, first, let's define a goal.

İlk olarak hedefin ne olduğunu tanımlayalım.

A goal, by definition, it is the end

Hedef, sözlük tanımıyla,

towards which effort is aimed.

efor sarf edilen amacın sonucudur.

But why would I start something with the end in mind?

Ama neden bir şeyin sonunu düşünerek harekete geçeyim ki?

In working on my master’s degree in sports psychology,

Lisansüstünde spor psikolojisi üzerine çalışırken

I focused on goal-setting, I wrote my final thesis on it,

hedef koymak üzerine odaklandım, tezimi bununla yazdım

and I realized we set goals for three primary reasons.

ve fark ettim ki üç ana nedenden dolayı hedef koyuyoruz.

The first.

Birincisi.

We've been indoctrinated with this belief that we have to set a goal to achieve.

Bize, bir şey başarabilmek için hedef koymamız gerektiği öğretildi.

There's a popularized study, which has since been debunked,

Popüler olan ama daha sonra çürütülen bir araştırmaya göre,

which said the person who writes their goals down

hedeflerini yazan ve hafızalarına kazıyan kişiler

and commits them to memory,

bunları yapmayanlara göre

they will earn twice as much money as the person who doesn't.

iki kat daha faza para kazanıyor.

So what you want me to believe

Yani inanmamı istediğiniz şey şu:

is the difference between one million dollars

bir milyon dolar ile beş yüz bin dolar arasındaki fark

and 500,000 dollars is this?

sadece bu.

What you want me to believe

Yüz bin ve elli bin dolar

is the difference between 100,000 dollars and 50,000 dollars is simply this?

arasındaki farkın sadece bu olduğuna inanmamı mı istiyorsunuz?

Can't be.

Olamaz.

Now, these ideas aren't completely off-base.

Yani, bu fikirler tamamen asılsız değil.

The problem is very simple.

Sorun çok basit.

They're misidentifying causation and correlation.

Nedenleri ve korelasyonları yanlış tanımlıyorlar.

Surely there is a correlation

Mutlaka,

between the person who was willing to go the extra mile

daha çok çabalayıp, hedefini yazmaya

and write their goal down

istekli olan kişiyle

and the person who's willing to go the extra mile in their business.

işinde daha çok çabalayan arasında bir korelasyon vardır.

But no, the reason you're making twice as much money

Ama hayır, senin iki kat daha fazla para

is not because you wrote your goal down.

kazanmanın sebebi hedefini yazman değil.

The second reason we set goals,

Hedef koymamızın ikinci sebebi,

goals give us a North Star.

hedefler bize bir Kutup Yıldızı verir.

Motivation.

Motivasyon.

As if we'd just be wandering around life aimlessly

Sanki hedef belirlemeseydik, hayatta

if we didn't set a goal.

amaçsız dolaşıp duracaktık.

The final reason we set goals?

Hedef koymamızın sonuncu sebebi ne mi?

We have this insatiable desire for feedback.

Biz geri bildirim almaya doyumsuz bir arzu duyarız.

And feedback,

Dönütler de bir öncüldür,

it is a predecessor, is a necessary aspect of goal-setting.

hedef belirlemenin gerekli bir yönüdür.

Think about it in your own life.

Kendi hayatınıza bakın.

Did this Instagram post get as many likes as that Instagram post?

Bu Instagram paylaşımı şu Instagram paylaşımı kadar beğenildi mi?

Did this tweet get as many likes as my last tweet?

Bu Tweet, attığım en son tweet kadar beğeni aldı mı?

How about this TikTok post?

Peki ya bu TikTok paylaşımı?

Did it get as many shares as my last?

Bu, son attığım kadar paylaşıldı mı?

We have this insatiable desire for feedback.

Dönüt almaya inanılmaz bir arzumuz var.

You know, I made a mistake earlier.

Fark ettiyseniz, bir hata yaptım.

I said the surest way to fail in life is to set a goal.

Hayatta başarısız olmanın en kesin yolu hedef koymaktır dedim.

But in all honesty,

Ama gerçekten,

the only way to fail in life is to set a goal.

hayatta başarısızlığa uğramanın tek yolu hedef koymaktır.

Think about anything you've ever failed at.

Çuvalladığınız şeyleri düşünün.

Maybe relationally, occupationally, educationally.

Belki ilişkilerinizde, işinizde veya eğitim hayatınızda.

That marriage, it ended in divorce.

Evliliğiniz, boşanmayla bitti.

You didn't get into that college that you wanted to.

İstediğiniz o üniversiteye giremediniz.

You didn't pass the MCAT, you didn't pass the LSAT,

Tıp Fakültesi Kabul Testinde çuvalladınız

whatever the case may be,

Hukuk bölümünde okuyamadınız.

it was all tethered to a goal.

olay ne olursa olsun, her şey hedefe bağlı.

It's not just that the surest way to fail in life is to set a goal.

Hedef koymak sadece hayatta çuvallamanın en kesin yolu değil,

The only way to fail in life is to set a goal.

hedef koymak hayatta çuvallamanın tek yolu.

So what do I suggest we do instead?

Bunun yerine ne yapmalıyız peki?

Here it is.

Cevap şu:

You have an objective with no limitations.

Hiç kısıtlaması olmayan bir amacınız var.

Now I know what you're thinking, Acho, that's semantics.

Ne düşündüğünüzü biliyorum “Acho, neredeyse aynı şey.”

No, this small difference will have a huge impact in your life.

Hayır, bu küçük fark hayatınızda çok büyük bir etkiye yol açacak.

Objective: effort aimed in a direction.

Amaç bir yöne yöneltilen eforlardır.

A goal: the end towards which energy is aimed.

Hedef ise enerjilerin yöneltildiği sondur.

Your objective, it should be subjective.

Amacınız öznel olmalı.

It should be subject to people's interpretation.

İnsanların yorumuna konu olmalı.

That way you do not fail.

Bu şekilde başarısız olmazsınız.

The theme of this conference is Possibilities.

Bu konferansın teması Olasılıklar.

You all have spent money, left your homes, maybe children,

Hepiniz para harcadınız, evlerinizden belki çocuklarınızdan ayrıldınız

because somewhere deep down inside you,

çünkü içinizde derinlerde bir yerde

you subscribe to this notion of possibility.

bu olasılığın inancını onaylıyorsunuz.

But you can't simultaneously subscribe to the notion of possibility

Ama hem bu olasılığa inanıp

while still being held captive by goal-setting.

hem de hedef koymanın esiri olamazsınız.

The laws of goal-setting completely undermine the freedom of possibility.

Hedef koymanın kuralları olasılıkların özgürlüğünü kısıtlar.

So if we're being honest with ourselves, we have to choose one.

Yani eğer kendimizle dürüstsek, bir tanesini seçmemiz gerek.

Because possibility is limitless.

Çünkü olasılık sırsızdır.

But goal-setting, oh, it’s fixated on an end.

Ama hedef koymak sonuca kitlenmiştir.

If you want to have a 10-million dollar business,

Eğer on milyon dolarlık bir iş istiyorsanız,

you'll set that goal.

o hedefi koyacaksınız.

And you might do just that.

Ve bunu yapabilirsiniz de.

Have a 10-million dollar business.

On milyon dolarlık bir iş.

Congratulations.

Tebrikler.

You'll work towards a 10-million dollar business.

O on milyon dolarlık iş için çalışacaksınız.

But what if it could have been more?

Ama ya daha fazlası vardıysa?

If you want to run a mile without stopping,

Eğer durmadan bir mil koşmak istiyorsanız,

you’ll work towards it, and you might do just that.

bunun için çabalayacaksınız, yapabilirsiniz de.

Having never known if you could have run a marathon.

Hiçbir maraton koşup koşamayacağınızı bilmeden.

What does it look like practically?

Nasıl görünüyor sizce?

Kirk Hammett, lead guitarist for Metallica,

Kirk Hemmet, Metallica grubunun baş gitaristi,

he never had the goal of winning eight Grammys.

hiç sekiz Grammy ödülü kazanmanın hedefini koymadı.

He never had the goal of selling 125 million records,

Hiç yüz yirmi beş milyon albüm satmanın

never had the goal of being a rock star.

bir Rock yıldızı olmanın hedefini koymadı.

He simply said, and I quote,

O sadece dedi ki,

"I just want to play my guitar a little bit better every day."

“Ben sadece her gün gitarımı biraz daha iyi çalmak istiyorum.”

Close quote.

Bu kadar.

See, because with that, there is no end.

Gördünüz mü, işte bu yüzden sonu yok.

A goal, by its definition, it is focused on an ending,

Hedef, anlam olarak bir sona odaklanır,

which means inherently a goal is limiting.

bu yüzden doğal olarak kısıtlanır.

It's not that goals in and of themselves have no value,

Hedeflenen şeylerin ve hedef koymanın değeri yoktur demiyorum.

it's just, what about the damage you have done to yourself,

Peki kendinize, özsaygınıza,

your self-esteem, your self-efficacy,

özyeterliliğinize, veya kendinize baktığınızda

the way in which you view yourself when you look at yourself?

kendinizi nasıl gördüğünüze verdiğiniz zarar ne olacak?

What about that damage?

O zarar ne olacak?

I'm not saying don't achieve.

Bir şeyleri başarmayın demiyorum.

I'm saying achieve limitlessly.

Limitler olmadan başarın diyorum.

I'm saying believe in the reason you were all sitting in here today

Hepinizin bugün burada oturmasına sebep olana inanın diyorum

because you believe in possibility.

çünkü olasılığa inanıyorsunuz.

Let go of the captivity of goal-setting

Hedef koymanın tutsaklığından çıkın

and achieve all you actually have to achieve.

ve aslında başarabileceğiniz her şeyi elde edin.

So what is my objective with no limitations?

Peki benim limitsiz amacım ne?

Very simply put,

Basitçe söylersem,

to be considered one of the most creative people

televizyon endüstrisinin gördüğü en yaratıcı

the television industry has ever seen.

insanlardan biri olarak sayılmak.

Because if I would have achieved my goal

Çünkü eğer ben

of being drafted in the first three rounds of the NFL draft,

ilk üç turda UFL’ye seçilebilme hedefime ulaşabilseydim,

I never would have achieved this.

şunu asla başaramazdım:

Winning a Primetime Emmy Award and sharing that moment with my mom.

Bir Primetime Emmy Ödülü kazanmak ve bu anı annemle paylaşmak.

(Applause)

(Alkış)

But just as importantly,

Veya ben

if I would have achieved my goal

ilk üç turda UFL’ye seçilebilme

of being drafted in the first three rounds of the NFL draft,

hedefime ulaşabilseydim,

I wouldn't be standing in front of you all today.

bugün sizlerin karşısında duruyor olamazdım.

Why?

Neden mi?

Because if you hear nothing else,

Çünkü, eğer başka hiçbir şeyi dikkate almazsanız,

truly, if you hear nothing else,

tamamen, hiçbir şeyi dinlemeseniz bile,

hear this.

bunu aklınızda bulundurun.

I'm begging each and every one of you to hear this.

Her birinizin bunu dikkate alması için yalvarıyorum.

The goal that you achieve,

Ulaştığınız o hedef,

it's actually the penalty that you receive

aslında ilk başta o hedefi koyduğunuz için

for having set that goal in the first place.

aldığınız bir ceza.

Thank you.

Teşekkür ederim.

(Applause and cheers)

(Alkışlar ve tezahüratlar)