"A Seat at the Table" Isn't the Solution for Gender Equity | Lilly Singh | TED

547,270 views ・ 2022-03-07

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Berra Metin Gözden geçirme: Ilayda Gokgoz
00:04
So when I was born on September 26, 1988,
0
4543
3586
26 Eylül 1988′de doğduğumda
00:08
my grandparents and great grandparents back in India
1
8171
2753
Hindistan’daki büyükannem, büyükbabam, dedem ve ninemin
00:10
didn't find out for two weeks,
2
10966
2043
iki hafta boyunca haberleri olmadı
ki bu utanç verici çünkü ne kadar mükemmel olduğuma bir bakın!
00:13
which is a shame because I mean, look how perfect I was.
3
13051
2628
00:15
(Laughter)
4
15679
1167
(Kahkaha)
00:16
And it's not because the phone lines were down
5
16888
2753
Bunun nedeni telefon hatlarının kapalı olması
00:19
or because they weren't available.
6
19641
1710
ya da müsait olmaması değil.
00:21
It's because there was a complication with my birth.
7
21393
2586
Nedeni doğumumla ilgili bir komplikasyonun olmasıydı.
00:24
And that complication was being assigned female at birth.
8
24521
3670
Bu komplikasyon doğuştan kadın olarak atanmaktı.
00:29
You see, because my mom had been told that if she gave birth to a daughter,
9
29359
3670
Çünkü annem ve babama denmişti ki eğer kız çocukları olursa
00:33
it wasn't worth phoning home about.
10
33029
1877
eve telefon etmeye değecek bir durum değildi.
00:35
After all, she’d already given birth to my older sister,
11
35323
2628
Ne de olsa, çoktan ablamı doğurmuştu,
00:37
and this time everyone had high hopes that she would do right and have a son.
12
37951
4254
ve bu sefer herkes onun doğru yapacağına ve
bir oğlu olacağına dair büyük umutlar besliyordu.
00:42
But she didn't.
13
42872
1377
Ama olmadı.
00:44
She had me.
14
44249
1168
Annem beni doğurdu.
00:46
And so there were no congratulations or Indian sweets sent our way.
15
46084
4087
Bu yüzden bize hiç tebrik veya Hint şekeri gönderilmedi.
00:51
Just the reality that from the moment I came into this world,
16
51006
3712
Gerçek şu ki, bu dünyaya geldiğim andan itibaren
00:54
I was already a disappointment to so many people.
17
54759
2753
birçok kişi için çoktan bir hayal kırıklığıydım.
00:58
It's as if they had a time machine
18
58346
1627
Sanki bir zaman makineleri vardı
00:59
and already knew the trajectory of my entire career and life
19
59973
2878
ve çoktan benim bütün kariyerimin ve hayatımın yörüngesini biliyorlardı.
01:02
and decided that I had less to offer.
20
62892
2545
ve benim sunacak daha az şeyim olduğuna karar verdiler.
01:06
And it sucked.
21
66021
1126
Bu berbat bir şeydi.
01:08
So why am I telling you this heavy story?
22
68315
1960
Peki neden size bu ağır hikayeyi anlatıyorum?
01:10
I'm supposed to be a funny person.
23
70317
1626
Benim komik bir insan olmam gerekiyor.
01:11
I have the nerve to come out here and hit you right in the feels.
24
71985
3086
Buraya gelmeye ve sizleri duygularınızdan vurmaya cesaretim var
01:15
How dare I?
25
75113
1126
Nasıl buna cüret ederim?
01:16
I'm telling you this because although this is my lived experience,
26
76281
3462
Size bunu anlatıyorum çünkü bu, benim yaşadığım deneyimim olsa da,
01:19
it's also the reality that millions of girls face every day
27
79784
3546
milyonlarca kızın da her kültürde ve her ülkede karşı karşıya geldiği gerçeklik.
01:23
across every culture and in every country.
28
83330
2919
01:26
And I'm telling you this because being born into this reality
29
86916
3087
Size bunu anlatıyorum çünkü bu gerçekliğin içine doğmuş olmak
01:30
set me on a lifetime mission of trying to prove myself
30
90003
4087
bana hayat boyu kendimi kanıtlamaya çalışmakla
01:34
and just feel like I was enough.
31
94090
1919
ve yeterli hissetmekle görevlendirdi.
01:36
What did I want to be when I grow up?
32
96718
2336
Büyüyünce ne olmak istedim?
01:39
I wanted to be treated equally.
33
99471
2043
Eşit bir şekilde muamele edilmek istedim.
01:42
And I'm not alone in this mission.
34
102390
2211
Bu görevde yalnız değilim.
01:44
In fact, us girls, what we desperately want
35
104601
2794
Aslında bizim, kızların, umutsuzca istediği şey
01:47
is a seat at the table.
36
107437
1960
masada bir yer.
01:49
It's what every motivational poster, Tumblr post, Instagram account you follow,
37
109439
4463
Her motivasyon posterinin, Tumblr gönderisinin,
takip ettiğiniz Instagram hesabının,
01:53
business card tells us:
38
113943
1127
kartvizitin bize söylediği şey şudur:
01:55
Success is a seat at the table.
39
115111
2670
Başarı masada bir sandalyedir.
01:57
And if they want to be extra spicy,
40
117822
1961
ve biraz daha abartmak istiyorlarsa
01:59
they say, "If there is no seat, drag your own seat."
41
119824
2628
“Sandalye yoksa, kendini sandalyeni çek.” diyorlar.
02:02
I'm sure you've heard this, right?
42
122494
1877
Eminim bunu duydunuz, değil mi?
02:04
And so my marching orders were clear.
43
124412
2086
Bu yüzden benim yürüyüş emirlerim açıktı.
02:06
Get a seat at this coveted table by any means necessary.
44
126539
4672
Bu imrenilen masada ne pahasına olursa olsun bir sandalyeye sahip ol.
02:11
And that's been the driving force behind my entire career.
45
131795
3503
Ve bu tüm kariyerimin arkasındaki itici güç bu oldu.
02:16
Now, in 2010,
46
136299
1377
Şimdi, 2010′da,
02:17
I noticed that no one on YouTube looked like me.
47
137676
2877
Kimsenin Youtube’da benim gibi gözükmediğini fark ettim.
02:20
There was no South Asian woman who's very loud and uses her hands a lot,
48
140553
4004
Hiç Güney Asyalı sesi çıkan ve ellerini çok kullanan,
02:24
giving her take on the world.
49
144599
1710
dünyaya meydan okuyan bir kadın yoktu.
02:26
There was no me in front of a camera.
50
146309
2461
Kameranın önünde bir ben yoktu.
02:29
I saw a seat up for grabs.
51
149187
1668
Kapılacak bir sandalye gördüm.
02:30
So I got to work, and I started a channel under the name “Superwoman.”
52
150897
4588
Bu yüzden, işe gittim ve “Superwoman” adı altında bir kanal kurdum.
02:36
Yeah, because although I’m smart enough to do a TED Talk,
53
156361
3086
Evet, çünkü Ted konuşması yapacak kadar zeki olsam da
02:39
I'm not smart enough to understand copyright.
54
159489
2502
Telif hakkını anlayacak kadar zeki değilim.
02:41
(Laughter)
55
161991
3254
(Kahkaha)
02:45
I taught myself how to write,
56
165245
2085
Kendime nasıl yazacağımı,
02:47
shoot and edit my own content.
57
167372
2336
içeriğimi nasıl çekeceğimi ve düzenleyeceğimi öğrettim.
02:50
And I worked really hard.
58
170166
2294
Ve gerçekten çok çalıştım.
02:52
When I finally got the hang of it,
59
172460
1710
Sonunda üstesinden geldiğimde,
Kendimi haftada iki kere komedi videosu yayınlamaya adadım.
02:54
I committed to posting two comedy videos a week.
60
174170
2545
02:56
And I found success.
61
176715
1668
Ve başarıyı yakaladım.
02:58
With a backwards snapback on my head,
62
178425
1918
Kafamda arkaya doğru giyilmiş bir şapkayla
03:00
I gave my take on relationships, pop culture, taboo subjects
63
180385
3920
İlişkiler, pop kültürü, tabu konularını ele aldım
03:04
and, most popularly, dressed up like my parents.
64
184347
3504
ama en popüleri: ebeveynlerim gibi giyindim.
03:07
(Laughter)
65
187892
2044
(Kahkaha)
03:09
I can't tell you how many times I forgot to wipe that chest hair off.
66
189978
3295
Bu göğüs kıllarını silmeyi kaç kez unuttuğumu anlatamam.
03:13
A lot of times.
67
193273
1209
Birçok kere.
03:14
(Laughter)
68
194524
1126
(Kahkaha)
03:16
Now fast forward to 2015,
69
196025
2086
Şimdi 2015′e doğru hızla
03:18
and I'm on stage in India announcing my first world tour.
70
198153
4045
Hindistan’da sahnede ilk turumu duyuruyorum.
03:22
As fate would have it,
71
202866
1167
Kadere bakın ki,
03:24
the day after this monumental milestone,
72
204033
2920
bu anıtsal dönüm noktasından bir gün sonra
03:26
I was set to fly to Punjab, India
73
206953
2336
Yetişkin hayatımda ilk kez büyükbabamı ziyaret etmek için
03:29
to visit my grandfather for the first time in my adult life.
74
209330
4171
Pencap, Hindistan’a uçacaktım.
03:34
And whoo, nothing could have prepared me
75
214002
2961
Ve whoo, hiçbir şey beni gerçekleşmek üzere olan şeye hazırlayamazdı.
03:37
for what was about to happen.
76
217005
1418
03:38
I vividly remember it.
77
218423
1626
Çok net hatırlıyorum.
03:40
I was in the car driving to his house.
78
220049
1877
Arabada onun evine doğru sürüyordum.
03:41
He was standing outside.
79
221926
1544
O dışarıda bekliyordu.
03:43
I nervously got out of the car, walked up to him.
80
223845
3337
Gergin bir şekilde arabadan indim, ona doğru yürüdüm.
03:47
He walked up to me, looked me right in the eyes,
81
227182
2544
O da bana doğru yürüdü, gözlerimin içine baktı,
03:49
and he raised his hand
82
229768
2669
elini kaldırdı
03:52
and decorated me with a flower garland:
83
232479
2585
ve bana bir çiçek çelengi taktı:
03:55
a gesture fit for people of importance.
84
235398
2586
önemli insanlar için uygun bir jest.
03:58
He then proceeded to welcome me into his home, my mom by my side,
85
238526
3879
Sonra beni evine götürdü, yanımda annem ile,
04:02
and proceed to show me all the newspaper clippings he had saved
86
242447
2961
ve bana üzerinde adım ve yüzüm olan
sakladığı bütün gazete kupürlerini gösterdi.
04:05
with my name and face on them.
87
245450
1585
04:08
He said the words he was wrong.
88
248036
3211
“Yanıldım” dedi.
04:11
Words I had never heard a man say before to me.
89
251831
3087
Daha önce bana hiçbir erkeğin söylemediği sözleri.
04:15
He said that I had done what no one else could have done,
90
255794
2711
Bana başka kimsenin yapamayacağı şeyi yaptığımı
04:18
and I had made the family name proud.
91
258505
2252
ve ailemin adını onurlandırdığımı söyledi.
04:21
Me, Lilly, the baby born a girl.
92
261174
2919
Ben, Lilly, kız doğan bebek.
04:24
That's right.
93
264719
1210
Bu doğru.
04:25
Now in that moment I truly felt like Superwoman.
94
265929
3879
O anda, tam olarak bir “Superwoman” gibi hissettim.
04:29
I did.
95
269849
1168
Cidden hissettim.
04:31
You know, through my YouTube videos,
96
271059
1752
YouTube videolarım ile
04:32
I've amassed almost 15 million subscribers and three billion views.
97
272811
4587
Neredeyse 15 milyon abone ve üç milyar görüntülenme topladım.
04:37
But more important than all of that,
98
277857
2252
Ama hepsinden en önemlisi,
04:40
I managed to change one view.
99
280109
2044
bir görüşü değiştirmeyi başardım.
04:43
I challenged my grandfather's entrenched gender beliefs.
100
283029
3295
Büyükbabamın yerleşmiş cinsiyet inançlarına meydan okudum.
04:46
And for the first time in my life, I remember thinking in that moment,
101
286741
3295
Ve hayatımda ilk defa, o an
“Ah, sonunda masada bir sandalyem var.” diye düşündüğümü hatırlıyorum.
04:50
“Oh, I finally got a seat at the table ...”
102
290078
2502
04:52
Hello, props.
103
292580
1043
Selam dekorlar.
04:53
(Laughter)
104
293748
1293
(Kahkaha)
04:55
" ... alongside the men in the industry.”
105
295041
2669
“...endüstride erkeklerin yanında.”
04:57
I felt like that.
106
297752
1335
Bu şekilde hissettim.
04:59
And encouraged by my grandfather's approval,
107
299879
2628
Büyükbabamın onayıyla cesaretlendirilmiş olarak
05:02
I became more confident in my influence.
108
302507
2544
Etkime daha çok güvendim.
“Bu masada konuşacağım,
05:05
I remember thinking, "Oh, I'm going to talk at this table,
109
305093
2711
yemek sohbetlerine katılacağım.” diye düşündüğümü hatırlıyorum
05:07
I'm going to join the dinner conversation."
110
307846
2002
05:09
You know, a lot of my male mentors make comments and posts
111
309889
2711
Erkek akıl hocalarımın çoğu
05:12
about box office numbers and salaries and titles
112
312642
3170
Box Office numaraları, maaşlar, unvanlar
05:15
and those dollar dollar bills.
113
315854
1668
ve dolar faturaları hakkında yorum yaptılar.
05:17
So I thought,
114
317564
1793
Ve şöyle düşündüm:
05:19
I'm going to chime in here.
115
319399
1376
Burada söze karışacağım.
05:21
I learned very quickly that whenever I spoke of money,
116
321818
3837
Ne zaman paradan bahsetsem, insanların rahatsız olduğunu çok çabuk öğrendim.
05:25
people got a little uncomfortable.
117
325697
2002
05:28
Like the time I pointed out the gender gap
118
328700
2169
Tıpkı Forbes’in çevrimiçi içerik oluşturucular listesindeki,
05:30
in the Forbes list for online creators,
119
330910
2711
ki benim de önceden bulunduğum bir liste, farkı belirttiğim zaman olduğu gibi.
05:33
a list I'd previously been on.
120
333621
2419
Kritik bir konuşma başlatmak istediğimi hatırlıyorum
05:36
I remember wanting to start a critical conversation
121
336082
2419
05:38
because I saw this article and I was heartbroken.
122
338501
2503
çünkü bu makaleyi görmüştüm ve kalbim kırılmıştı.
05:41
You know, the digital space had always been a place
123
341004
2419
Dijital alan her zaman
05:43
that I thought was without gatekeepers.
124
343423
1877
bekçisiz olduğunu düşündüğüm bir yerdi.
05:45
And here it was looking just like old Hollywood.
125
345341
2586
Ve burada tıpkı eski Hollywood gibi gözüküyordu.
05:48
Well, let me tell you, the internet was not interested.
126
348887
3712
Size şunu söyleyeyim, internet bununla pek ilgilenmiyordu.
05:53
I don't know how it's possible,
127
353057
1627
Nasıl mümkün olduğunu bilmiyorum
05:54
but it literally felt as if Twitter leaped through my screen
128
354726
3003
ama kelimenin tam anlamıyla Twitter’ın ekranımdan sıçradığını
05:57
and body slammed me onto my desk.
129
357770
2920
ve vücudumu masama çarptığını hissettim.
06:01
The message was clear:
130
361357
1627
Mesaj açıktı:
06:03
you can be on this list,
131
363026
2002
Bu listede olabilirsin,
06:05
but don't try to start any conversations about the inequality on this list.
132
365069
4129
ama bu listede eşitsizlik hakkında herhangi bir konuşma başlatmaya çalışma.
06:10
I have thousands and thousands of videos.
133
370158
2586
Benim binlerce videom var.
06:12
One of my most disliked videos is why I’m not in a relationship.
134
372785
5339
En beğenilmeyen videolarımdan biri “Neden bir ilişki içerisinde değilim?”
06:18
Yeah.
135
378750
1168
Evet.
06:19
A lot of the men at the table did not like me telling them
136
379918
2711
Masadaki erkeklerin çoğu onlara
06:22
why I didn't need a boyfriend.
137
382629
1668
neden erkek arkadaşa ihtiyacım olmadığını söylememden hoşlanmadı.
06:25
I quickly learned
138
385256
1210
Hızlıca öğrendim ki
06:26
that there’s an invisible gatekeeper called culture,
139
386466
3170
kültür adında görünmez bir kapı bekçisi var
06:29
and the table is smack dab in the middle of it.
140
389677
2836
ve masa bunun tam ortasında.
06:34
Now, in 2019,
141
394265
3462
Şimdi, 2019′da
06:37
I made history with my late-night show,
142
397769
2544
gece yarısı gösterim ile tarih yazdım.
06:40
“A Little Late with Lilly Singh.”
143
400313
1668
“Lilly Singh ile Biraz Geç”
06:42
Thank you, thank you.
144
402398
1669
Teşekkürler, teşekkürler.
06:44
(Applause)
145
404108
2211
(Alkış)
06:46
There I was, Lilly, the baby born a brown girl,
146
406361
3003
İşte oradayım, Lilly, kahverengi bir kız olarak doğan bebek,
06:49
rubbing elbows, or at least time slots,
147
409405
2211
dirseklerini veya en azından zaman dilimlerini kraliyet komedisiyle ovalıyor
06:51
with comedy royalty.
148
411658
1167
06:52
And I got to give a huge shout out to NBC
149
412867
2211
Ve NBC’ye gece yarısı geleneği cesurca kırmaya çalıştığı için hakkını vermeliyim.
06:55
for boldly trying to break late-night tradition.
150
415119
2503
06:58
I remember when the show came out,
151
418247
1627
Şov çıktığında çıkan
06:59
I remember all the articles because they looked practically identical.
152
419916
3420
tüm haberleri hatırlıyorum çünkü neredeyse aynı görünüyorlardı.
07:03
"Bisexual Woman of Color Gets Late-Night Show."
153
423920
3045
“Biseksüel beyaz olmayan kadın gece şovu başlatıyor.”
07:08
I almost legally changed my name to "bisexual woman of color"
154
428508
3420
Neredeyse yasal olarak adımı “beyaz olmayan biseksüel kadın”a değiştirdim.
07:11
because that's what people called me so often.
155
431970
2419
çünkü insanlar bana sıklıkla böyle sesleniyorlardı.
07:14
And you know, as strange as that sentiment was, I thought, OK,
156
434931
3962
Ve ne kadar garip bir duygu olsa da, düşündüm ki “Tamam,
07:18
the silver lining is that we'll finally get a different perspective in late-night.
157
438935
4171
işin iyi yanı sonunda gece şovları için farklı bir perspektif yakalayacağız.”
07:23
A little bit of melanin, a dash of queer,
158
443564
2253
Biraz melanin, bir tutam gariplik
07:25
a different take on things.
159
445817
1293
ve konulara farklı bir bakış.
07:27
Let's do this!
160
447151
1335
Hadi yapalım!
Ve şunu düşündüğümü hatırlıyorum,
07:29
And I remember thinking,
161
449028
1251
07:30
"Now, oh, now I've been invited to the big table.
162
450279
4004
“Artık büyük masaya davet edildim.
07:34
And now things will be different."
163
454742
2211
ve işler artık değişecek.”
07:36
So I took my seat.
164
456995
2335
Böylece sandalyemi aldım.
07:40
Now, unfortunately,
165
460623
1377
Ancak, maalesef ki
07:42
the budget wasn't based on the importance or significance
166
462041
3545
Bütçe önem veya anlamlılığa
07:45
or historic nature of the show.
167
465628
1960
veya şovun tarihsel doğasına bağlı değildi.
07:47
It was based on the 1:30am time-slot that we had.
168
467588
3087
Sahip olduğumuz 1: 30′luk zaman dilimine bağlıydı.
07:50
So to say the budget was small,
169
470675
2627
Yani bütçe küçüktü
07:53
the writing staff even smaller,
170
473302
2169
yazı ekibi daha da küçüktü,
07:55
and to do the first season,
171
475471
1335
ve ilk sezonu çekmek için,
07:56
I had to shoot 96 episodes of late-night television in three months.
172
476806
4880
3 ay içinde 96 late-night bölümü çekmek zorunda kaldım.
08:01
Audience: Whoo.
173
481728
1126
İzleyiciler: Whoo.
08:02
LS: Whoo is right.
174
482895
1877
LS: Whoo doğru.
08:04
To put that into perspective,
175
484772
1669
Bunu bir perspektife koyacak olursak,
08:06
that is shooting two to three episodes a day
176
486482
2711
bu, günde bir ağ standardına karşı, günde iki ila üç bölüm çekmek anlamına gelir,
08:09
versus the network standard of one a day,
177
489235
2711
08:11
maybe two on Thursday.
178
491946
1710
belki Perşembeleri iki tane.
08:14
We did it all with a writing staff of about half a dozen writers
179
494323
4255
Her şeyi yaklaşık yarım düzine yazardan oluşan bir yazı kadrosuyla,
08:18
versus the network standard that's about double that.
180
498578
2919
yaklaşık iki katı olan ağ standardına karşı yaptık.
08:23
Words cannot explain to you how exhausting,
181
503124
3337
Bunun ne kadar yorucu olduğunu,
08:26
emotionally and spiritually challenging that was.
182
506502
3003
duygusal ve ruhsal açıdan ne kadar zorlayıcı olduğunu kelimeler anlatamaz.
08:30
And I started to feel like,
183
510506
1794
Ve şöyle hissetmeye başladım,
08:32
"Hm, I think this chair's a little wobbly."
184
512341
2169
“Hm, sanırım bu sandalye biraz sendeliyor.”
08:35
Now, I think we can all agree
185
515344
1419
Sanırım hepimiz
08:36
that the beauty and magic of late-night is its timeliness.
186
516763
3253
gece yarısı gösterisinin güzellik ve büyüsünün güncelliği olduğunda hemfikiriz.
08:40
You know that no matter what's happening in the world,
187
520433
2544
Dünyada ne olursa olsun,
08:43
you can turn on late-night television and hear all about it.
188
523019
2961
gece yarısı şovunu açabilir ve olanları duyabilirsiniz.
08:46
But when you shoot 96 episodes in three months,
189
526439
3503
Ama 3 ayda 96 bölüm çekince,
08:49
you kind of lose that magic.
190
529942
1710
bu büyüyü biraz kaybeder gibi oluyorsunuz.
08:52
I was the only show talking about hooking up, partying, cuddling, traveling,
191
532612
5922
Gerçek bir küresel salgın sırasında canlı bir izleyici önünde takılmak, partilemek,
08:58
in front of a live audience during a literal global pandemic.
192
538576
3879
sarılmak ve seyahat etmekten bahseden tek program benimkiydi.
09:03
Now, still, I thought,
193
543498
1501
Yine de düşündüm ki,
09:05
if the budget doesn't celebrate the historicness of the show,
194
545041
3587
bütçe gösterinin tarihselliğini takdir etmezse,
09:08
then the creative can.
195
548669
1293
yaratıcı kişiler edebilir.
09:10
I can bring some much needed spice to late-night.
196
550004
2836
Gece yarısı şovuna ihtiyaç duyulan rengi getirebilirim.
09:13
And sometimes I was successful.
197
553299
1668
Ve bazı zamanlar başarılıydım.
09:15
But other times,
198
555760
1293
Ama diğer zamanlar,
09:17
I would receive notes like,
199
557095
2293
şöyle notlar alırdım:
09:19
"Don't be so loud."
200
559388
1335
“Çok sesli olma.”
09:20
"Don't be so big."
201
560765
1335
“Çok büyük olma.”
09:22
"Don't be so angry, smile more."
202
562141
2086
“Çok kızgın olma, daha çok gülümse.”
09:24
And my all time favorite,
203
564227
2085
Ve en sevdiğim,
09:26
"Don't overindex on the South Asian stuff."
204
566312
2669
“Güney Asya meselelerine fazla endekslenme.”
09:30
After all, everyone else at the table who's been sitting there for years,
205
570983
3879
Ne de olsa, masada yıllardır oturan diğerlerine insanlar alışık.
09:34
people are used to them.
206
574904
1627
09:36
I might be a little jarring to audiences.
207
576572
2461
Ben izleyiciler için biraz sarsıcı olabilirim.
09:39
Now, during season two of my show,
208
579951
1877
Gösterimin ikinci sezonu sırasında,
09:41
I remember I went into overdrive.
209
581869
2253
Aşırı hıza geçtiğimi hatırlıyorum.
09:44
I found all the loopholes, I did all the necessary jobs
210
584122
3461
Gösteriyi daha vakitli yapmak için bütün boşlukları buldum,
gerekli tüm işleri yaptım.
09:47
to try to make the show more timely.
211
587583
2169
09:49
And I was excited to.
212
589794
1793
Ve yapmaya hevesliydim de.
09:51
And I felt compelled to because for the first time in history,
213
591629
3462
yapmaya mecbur hissettim çünkü tarihte ilk kez,
09:55
we had a woman, not to mention half South Asian woman,
214
595133
2877
Amerika Birleşik Devletleri başkan yardımcısı olan bir kadınımız vardı,
09:58
become vice president of the United States.
215
598052
2544
yarı Güney Asyalı olduğundan bahsetmiyorum bile.
10:00
Now we witnessed one of the greatest protests in human history
216
600972
3670
Hindistan’daki çiftçi protestolarıyla insanlık tarihindeki
10:04
with the farmer protests in India.
217
604684
1918
protestoların en büyüklerinden birine tanık olduk.
10:06
And I was excited to finally give my take on these things.
218
606644
3295
Ben de sonunda kendi fikrimi söyleyebileceğim için heycanlıydım.
10:10
But my take was almost never included
219
610773
2878
Ancak benim fikrim neredeyse hiç güncel haberlere, haber özetlerine dahil edilmedi
10:13
in topical media news coverage round-ups.
220
613651
3170
10:16
You know, we still got the same voices,
221
616863
2168
Hâlâ aynı seslere ve perspektiflere sahibiz
10:19
the same perspectives,
222
619073
1668
10:20
even though someone and something different
223
620783
2086
başka bir değişik şey veya kişi
10:22
was literally in the next time slot.
224
622869
2252
tam olarak bir sonraki zaman aralığında olsa bile.
Ben sandalyemi kaldırmaya çalışmaya devam ettim.
10:26
I kept trying to pull up my seat.
225
626372
1668
Akşam yemeği sohbetlerine katılmaya çalışmaya devam ettim.
10:28
I kept trying to join the dinner conversation.
226
628082
2169
10:30
I kept trying to ask for a more supportive seat.
227
630293
2836
Daha sallanmayan bir sandalye istemeye devam ettim.
10:33
But every time I would be told
228
633171
1793
Ama her seferinde bana
10:34
that I should be grateful to have a seat in the first place.
229
634964
3462
ilk etapta sandalyem olduğu için minnettar olmam gerektiği söylendi.
10:38
After all, everyone else that looks like me
230
638968
2169
Sonuçta, benim gibi gözüken herkes
10:41
is still waiting outside the restaurant in the cold.
231
641179
2502
hâlâ restoranın dışında soğukta bekliyor.
10:44
You know, the strange thing about having a wobbly seat
232
644390
2878
Sendeleyen bir sandalyeye sahip olmanın garip yanı
10:47
is that you spend so much time trying to keep it upright
233
647310
3336
sandalyeyi dik tutmak için o kadar çok zaman harcarsınız ki
10:50
that you can never bring your full self to the table.
234
650688
2878
tüm benliğinizi masaya getiremezsiniz.
10:55
So now, why am I telling you all this?
235
655067
3379
Peki, şimdi, neden tüm bunları size anlatıyorum?
10:59
Well, because my therapist costs 200 dollars an hour
236
659739
2711
Çünkü terapistim saatlik 200 Dolara mâl oluyor.
11:02
and this is way cheaper.
237
662491
1210
ve bu daha ucuz.
11:03
(Laughter)
238
663701
1293
(Kahkaha)
Ama aynı zamanda gece televizyonlarında gelmiş geçmiş
11:05
But also because I just experienced
239
665036
2502
11:07
one of the most notorious boys' clubs ever in late-night television.
240
667580
4296
en kötü şöhretli erkek kulüplerinden birini deneyimlediğim için.
11:12
And I'm here to offer solutions.
241
672293
2419
Ve çözümler sunmak için buradayım.
11:15
I don't always follow up a venting session with solutions,
242
675463
2753
Ben her zaman çözümler içeren bir dert anlatma seansı yapmam
11:18
but when I do, it’s a TED Talk.
243
678216
1960
ama yaptığımda, Ted konuşması olur.
11:20
(Laughter)
244
680176
1668
(Kahkaha)
11:21
That's right.
245
681886
1168
Aynen öyle.
11:23
(Applause)
246
683095
3546
(Alkış)
11:26
You see, my goal was always a seat at the table.
247
686682
3504
Görüyorsunuz, amacım her zaman masada bir sandalye sahibi olmaktı.
11:30
It's what women are conditioned to believe success is.
248
690478
3879
Kadınlar başarının bu olduğuna şartlandırılmıştır.
11:34
And when the chair doesn't fit,
249
694357
2168
ve sandalye rahat olmadığında,
11:36
when it doesn't reach the table, when it's wobbly,
250
696525
2378
masaya yetişmediğinde, sendelediğinde,
11:38
when it's full of splinters,
251
698945
1376
kıymıklar ile dolu olduğunda,
11:40
we don't have the luxury of fixing it or finding another one.
252
700321
3670
bizim onu tamir etme veya bir başkasını bulma lüksümüz olmuyor.
11:44
But we try anyways.
253
704033
2211
Ama yine de deniyoruz.
11:46
We take on that responsibility, and we shoulder that burden.
254
706244
3670
bu sorumluluğu alıyoruz, ve bu yükü omuzluyoruz.
11:51
Now, I've been fortunate enough to sit at a few seats,
255
711040
2586
Ben birkaç değişik masada birkaç değişik koltuğa oturacak kadar talihliydim.
11:53
at a few different tables.
256
713668
1668
11:55
And what I've learned is, when you get the seat,
257
715336
2711
Ve öğrendiğim şey şu ki, sandalyeyi aldığınızda,
11:58
trying to fix the seat won't fix the problem.
258
718047
3420
sandalyeyi düzeltmeye çalışmak problemi çözmeyecek.
12:01
Why?
259
721509
1251
Neden?
12:02
Because the table was never built for us in the first place.
260
722760
3045
Çünkü masa ilk etapta zaten bizim için yapılmamıştı.
12:06
The solution?
261
726347
1168
Çözüm?
12:07
Build better tables.
262
727556
2086
Daha iyi masalar yapın.
12:09
(Applause)
263
729976
4254
(Alkış)
IKEA kılavuzunuz olmama izin verin.
12:14
So, allow me to be your very own IKEA manual.
264
734230
4129
Size çok anlamlı bir şekilde
12:19
I would like to present to you a set of guidelines
265
739151
2378
12:21
I very eloquently call:
266
741529
1877
“Nasıl berbat olmayan bir masa yaparsınız.”
12:23
“How to Build a Table that Doesn’t Suck”.
267
743447
2586
dediğim bir dizi yönerge sunmak isterim.
12:26
(Laughter)
268
746033
1168
(Kahkaha)
12:27
I've been told I'm very literal.
269
747243
1835
Bana çok gerçekçi olduğum söylendi.
12:29
Now, right off the bat, let me tell you,
270
749662
1960
Şimdi, derhal size şunu söyleyeyim
12:31
this assembly is going to take more than one person
271
751664
2419
Bu kurul birden çok kişi
veya bir grup insandan fazlası olacak.
12:34
or group of people.
272
754125
1251
12:35
It's going to take everyone.
273
755376
1627
Herkes dahil olacak.
12:37
Are you ready? Should we dive in?
274
757044
1669
Hazır mısınız? Başlayalım mı?
12:38
Let's do it.
275
758754
1210
Hadi yapalım.
12:40
Up first,
276
760339
1210
Öncelikle,
12:41
don't weaponize gratitude.
277
761590
2336
minnettarlığı silah haline getirmeyin.
12:44
Now, don't get me wrong, gratitude is a great word.
278
764552
2878
Beni yanlış anlamayın, minnettarlık harika bir kelime.
12:47
It's nice, it's fluffy, a solid 11 points in Scrabble.
279
767471
3712
O güzel, yumuşacık, Scrabble’da sağlam bir 11 puan.
12:52
However, let's be clear.
280
772310
1251
Ancak açık olalım,
12:53
Although gratitude feels warm and fuzzy,
281
773561
2461
Minnettarlık sıcak ve pofuduk hissettirse de
12:56
it's not a form of currency.
282
776022
2210
bir para birimi değil.
12:58
Women are assigned 10 percent more work
283
778941
2669
Kadınlara %10 daha fazla iş veriliyor
13:01
and spend more time on unrewarded,
284
781610
2336
ve kadınlar daha fazla ödüllendirilmeyen
13:03
unrecognized and non-promotable tasks.
285
783988
2336
fark edilmeyen ve promosyon dışı görevlere zaman harcıyor.
13:06
Basically, what this means is
286
786657
1418
Temel olarak, bunun anlamı
13:08
all the things men don't want to do are being handed to women,
287
788117
3337
erkeklerin yapmak istemediği her şey kadınlara veriliyor
13:11
and a lot of those things largely include things that advance inclusivity,
288
791495
4088
ve bu şeylerin çoğu büyük ölçüde işyerinde kapsayıcılık,
13:15
equity and diversity in the workplace.
289
795583
2085
eşitlik ve çeşitliliği ilerleten şeyleri içeriyor.
13:18
So hear me when I say,
290
798753
1710
O yüzden kadınlar masada oturdukları için minnettar olmamalılar dediğimde hak verin.
13:20
a woman shouldn't be grateful to sit at a table.
291
800504
2878
13:23
She should be paid to sit at a table.
292
803424
2794
Ona (Kadına) masada oturduğu için para ödenmesi gerekiyor.
13:26
(Applause)
293
806260
2878
(Alkış)
13:29
Especially ones she largely helped build.
294
809180
4296
Özellikle (masanın) inşasına büyük ölçüde yardım edenler.
13:33
And a woman's seat shouldn't be threatened if she doesn't seem "grateful" enough.
295
813476
4087
Ve bir kadının koltuğu yeterince “minnettar” görünmüyorsa tehdit edilmemeli
13:37
In other words, corporations,
296
817563
2169
Bir başka deyişle,
13:39
this step involves a woman doing a job
297
819732
3211
bu adım, iş yapan,
13:42
and being paid in money, opportunity and promotion,
298
822943
3671
para ile, fırsatlar ile ve terfi ile ödeme yapılan bir kadını içerir
13:46
not just gratitude.
299
826655
2002
sadece minnettarlık ile ödeme yapılan bir kadını değil.
13:49
And women -- yeah, go ahead, live it up, live your life.
300
829200
3211
Ve kadınlar -- evet, devam edin, hayatınızı yaşayın.
13:52
(Applause)
301
832453
2544
(Alkış)
13:55
And women, a moment of real talk,
302
835039
1918
Ve kadınlar, biraz gerçekçi konuşalım
13:56
trust me, I've been there and I know it's so tough,
303
836999
3170
bana inanın, ben de bunu yaşadım ve ağırdı,
14:00
but we have to understand and remember that being grateful
304
840211
4171
ama minnettar olmanın ve adil bir şekilde muamele edilmenin
14:04
and being treated fairly are not mutually exclusive.
305
844423
3671
birbirinden ayrışık olmadığını bilmek ve hatırlamak zorundayız.
14:08
I can be grateful but still know exactly what I deserve.
306
848094
3503
Minnettar olabilirim ama yine de tam olarak ne hak ettiğimi bilebilirim.
14:11
And that's the way to do it.
307
851597
1752
Ve bunu yapmanın yolu bu.
14:13
(Applause)
308
853349
3336
(Alkış)
14:16
Up next, invest in potential.
309
856685
3295
Bir sonraki, potansiyele yatırım yapın.
14:20
When investing in women,
310
860481
1168
Kadınlara yatırım yaparken,
14:21
don’t invest in the 1:30am time slot.
311
861690
3129
01:30′luk zaman diliminde yatırım yapmayın.
14:25
Invest in empowering something different.
312
865194
2502
Farklı bir şeyi güçlendirmeye yatırım yapın.
14:27
Invest in a new voice.
313
867696
1293
Yeni bir sese yatırım yapın.
14:29
Give them the support they actually need.
314
869031
2753
Onlara gerçekten ihtiyaç duydukları desteği verin.
14:31
Cultural change takes time and money.
315
871826
2794
Kültürel değişiklik para ve zaman alır.
14:34
Heck, it took my grandfather 25 years to see that I was worthy of more.
316
874662
4254
Yahu, büyükbabamın benim daha fazlasına layık olduğumu anlaması 25 yılını aldı.
14:39
So a true investment is one that values potential over proof.
317
879458
4755
Yani gerçek bir yatırım bir kanıttan çok potansiyele değer verir.
14:44
Because so often that proof doesn't exist for women.
318
884213
2836
Çünkü çoğu zaman bu kanıt kadınlarda yoktur.
14:47
Not because we aren't qualified,
319
887049
1543
Nitelikli olmadığımız için değil,
14:48
but because we haven't been given the opportunity.
320
888592
2378
bize fırsat verilmediği için.
14:52
In other words,
321
892346
1168
Bir başka deyişle,
14:53
if you're trying to be inclusive,
322
893556
2168
Kapsayıcı olmaya çalışıyorsanız,
14:55
don't give someone new a seat made of straw
323
895766
2461
Birisine daha iyisini hak edene kadar samandan yapılmış sandalye vermeyin.
14:58
until they prove they deserve a better one.
324
898227
2419
15:00
Don't hold something called a "prove it again" bias,
325
900688
2961
Daha az ayrıcalıklı insanların sürekli kendini kanıtlamaya devam etmesini
15:03
which requires less privileged people to constantly keep proving themselves,
326
903691
3920
gerektiren “Tekrar kanıtla” önyargısına sahip olmayın,
15:07
even though white men tend to get by on just their potential.
327
907653
3337
beyaz erkekler sadece potansiyelleriyle geçinmeye meyilli olsa da.
15:11
Give them a seat that they can thrive in,
328
911449
2627
Onlara (kadınlara) gelişebilecekleri,
yapmaları için tuttuğunuz işi yapabilecekleri bir sandalye verin,
15:14
that they can do the job you hired them to do in.
329
914118
2461
15:16
Allow them to contribute to the table,
330
916579
1877
Masaya katkıda bulunmalarına izin verin,
15:18
and they will make it better.
331
918497
2378
ve onlar masayı daha iyi bir hâle getireceklerdir.
15:22
Up next, this is my favorite one.
332
922543
2044
Sıradaki, bu benim favorim.
15:24
My favorite one, it's quite common sense, actually.
333
924628
2962
En sevdiğim, aslında sağduyu.
15:27
Make space for us.
334
927631
1585
Bizim için yer açın.
15:29
You know, for every three men at a table,
335
929675
2836
Bir masadaki her üç erkek için,
15:32
there's only one place setting for a woman.
336
932553
3003
Kadın için ayarlanan sadece bir yer var.
15:36
People are so used to more men showing up that they plan for it.
337
936182
3128
İnsanlar daha fazla erkeğin gelmesine o kadar alışmış ki, bunu planlıyorlar.
15:39
There's an extra seat in the corner, there's a steak under the heat lamp.
338
939310
3503
Köşede fazladan bir koltuk var, ısı lambasının altında bir biftek var.
15:42
When more men show up, the table gets longer.
339
942813
2670
Daha fazla erkek gelince, masa uzuyor.
15:46
But when that extra RSVP is a woman,
340
946442
3545
Ama bu fazladan LCV bir kadın olduğunda,
15:49
more often than not
341
949987
1418
çoğu zaman
15:51
she's encouraged to compete against the only other woman
342
951447
2919
masaya davet edilen diğer tek kadınla rekabet etmeye teşvik edilir.
15:54
that was invited to the table.
343
954366
1794
15:57
Instead, we need to build multiple seats for multiple women,
344
957620
5046
Bunun yerine, birden fazla kadın için birden fazla sandalye yapmamız gerekiyor.
16:02
not just one or two,
345
962708
1168
sadece bir veya iki tane değil ki
16:03
so that women are not sitting on top of each other's laps,
346
963918
2752
kadınlar birbirlerinin kucaklarında oturup yemek için savaşmasınlar
16:06
fighting for one meal.
347
966712
1502
16:08
We already know that more diverse teams perform better.
348
968797
3754
Çeşitlilik içeren takımların daha iyi performans gösterdiğiniz zaten biliyoruz.
16:12
A recent study shows
349
972927
1418
Yakın tarihli bir çalışma gösteriyor ki
16:14
that corporations that have more gender diversity
350
974386
2336
yürütme ekiplerinde daha fazla cinsiyet çeşitliliğine sahip olan şirketlerin
16:16
on their executive teams,
351
976764
1418
16:18
were 25 percent more likely to experience above average profitability.
352
978224
4629
ortalamanın üzerinde kar elde etme şansı %25 daha fazla.
16:22
And more racially diverse companies had 36 percent more profit.
353
982853
3420
Ve ırksal olarak daha çeşitli şirketler %36 daha fazla kar elde etti.
16:26
So really, no matter how you look at it,
354
986315
1919
Yani gerçekten, nasıl bakarsanız bakın,
16:28
it's time to build longer tables and more seats.
355
988234
3044
daha uzun masalar ve daha fazla sandalye inşa etme zamanı.
16:31
And I want to say something,
356
991987
2169
Ve bir şey söylemek,
16:34
and I want to admit something, I want to be vulnerable for a second.
357
994198
3420
bir şey itiraf etmek istiyorum, bir saniyeliğine savunmasız olmak istiyorum.
16:37
Because I've fallen victim to this so many times,
358
997660
2377
Çünkü ben buna defalarca kurban oldum,
16:40
and women, let me know if you've experienced this.
359
1000079
2502
ve kadınlar, eğer bunu yaşadıysanız söyleyin.
16:42
We have to get rid of the scarcity mindset and champion each other,
360
1002915
3962
Nadirlik zihniyetinden kurtulmalı ve birbirimizi savunmalıyız,
16:46
you know, because I've learned what's the better win?
361
1006919
2919
çünkü neyin daha iyi bir kazanç olduğunu öğrendim.
16:49
Me sitting at a table
362
1009880
1627
Benim masada oturmam mı
16:51
or us sitting at a table?
363
1011549
2085
yoksa bizim masada oturmamız mı?
16:54
Don't be convinced to fight for one spot.
364
1014093
3086
Bir nokta için savaşmaya ikna olmayın.
16:57
Instead fight for multiple spots.
365
1017221
2711
Bunun yerine birden fazla nokta için savaşın.
17:00
(Applause)
366
1020516
3295
(Alkış)
17:03
And let me lead by example right now and say,
367
1023852
4004
Ve şimdi bir örnek vereyim ve şunu söyleyeyim
17:07
I know there’s many other women that are going to come on this stage,
368
1027898
3253
Bu sahneye çıkacak birçok kadın daha olduğunu biliyorum
17:11
and I hope they all nail it, and I will be cheering you all on
369
1031151
2920
Ve umarım hepsi hakkından gelir ve ben hepinizi alkışlıyor olacağım
17:14
because we can all win.
370
1034071
1126
çünkü hepimiz kazanabiliriz.
17:15
And I'm going to be your biggest cheerleader when you're up here.
371
1035239
3086
Ve siz buraya çıktığınızda en büyük destekçiniz ben olacağım.
17:18
(Applause)
372
1038325
1377
(Alkış)
17:19
Last, it's time to upgrade the table talk.
373
1039743
3587
Son olarak, artık masa konuşmalarını düzeltme zamanı.
17:23
Now, I believe stories make the world go around.
374
1043747
3128
Hikayelerin dünyayı döndürdüğüne inanıyorum.
17:27
You thought it had something to do the solar system?
375
1047668
2461
Güneş sistemiyle alakalı olduğunu düşündünüz değil mi?
Faka bastınız, hikayeler döndürüyor.
17:30
Joke's on you, it's stories.
376
1050129
1376
17:31
(Laughs)
377
1051547
1001
(Güler)
17:32
Stories are how we understand ourselves,
378
1052548
2044
Hikayeler kendimizi,
17:34
how we understand others and how we understand the world.
379
1054592
3128
başkalarını ve dünyayı nasıl anladığımızdır.
17:38
And arguably the most important stories are those we see in the media.
380
1058387
4213
Ve tartışmasız en önemli hikayeler medyada gördüklerimizdir.
17:42
Because we’ve seen time and time that they control the narrative
381
1062641
3295
Çünkü zaman zaman anlatıyı kontrol ettiklerini
17:45
and impact culture.
382
1065978
1460
ve kültürü etkilediklerini gördük.
17:48
Now, when it comes to genre,
383
1068063
1377
Türe gelince,
17:49
you can argue that certain genres have certain target demographics.
384
1069440
4171
Belirli türlerin belirli hedef
demografileri olduğunu iddia edebilirsiniz.
17:53
When it comes to the world news, the target demographic is the world,
385
1073652
4505
Dünya haberlerine gelince, hedef demografi dünya,
17:58
and we know half of the world is female.
386
1078198
2837
ve dünyanın yarısının kadın olduğunu biliyoruz.
Yine de kadınlar ve kızlar röportaj yapılan
18:01
Yet women and girls make up only a quarter of the people interviewed
387
1081702
3503
veya ilk etapta haberin ilgili olduğu kişilerin
18:05
or that the news is even about in the first place.
388
1085247
2419
sadece dörtte birini oluşturuyor
18:08
Instead, when it comes to issues that impact women,
389
1088292
3420
Bunun yerine, kadınları etkileyen meseleler söz konusu olduğunda,
18:11
we not only need to be included in the coverage,
390
1091754
2252
sadece kapakta dahil olmamız değil
bu hikayeleri yönlendirmemiz ve
18:14
we need to be driving those stories and dimensionalizing our own experience.
391
1094048
4087
kendi deneyimlerimizi boyutlandırmamız gerekiyor.
18:18
Inviting everyone in on the table talk isn't just a nice gesture.
392
1098177
3753
Herkesi masa konuşmasına davet etmek sadece hoş bir jest değil.
18:21
It makes for better, more productive, smarter conversation
393
1101972
3420
Bu birden fazla bakış açısıyla daha iyi, daha üretken, daha akıllı konuşma sağlar.
18:25
with more than one point of view.
394
1105434
1960
18:27
And that's how you get better.
395
1107436
1501
Ve bu şekilde daha iyi hâle gelirsiniz.
18:30
So this all sounds like a lot of work.
396
1110606
3211
Bunların hepsi çok iş gibi geliyor.
18:34
And it is.
397
1114151
1418
Öyle de.
18:35
But I'm going to tell you why it's necessary and worth it.
398
1115611
3378
Ama size neden gerekli ve buna değer olduğunu söyleyeceğim.
18:39
To be honest, this is about so much more than just women in the workplace.
399
1119615
4379
Dürüst olmak gerekirse, bu işyerindeki kadınlardan çok daha fazlası.
18:44
In fact, I could probably come up with many more guidelines
400
1124036
2794
Aslında, muhtemelen diğer birçok endüstride
18:46
across many other industries.
401
1126830
1710
daha birçok kılavuz oluşturabilirdim.
18:48
This is about creating a world where half of the population can thrive.
402
1128832
5172
Bu, nüfusun yarısının gelişebileceği bir dünya yaratmakla ilgili.
18:54
You see, because the work we do today
403
1134380
1918
Çünkü bugün yaptığımız iş
18:56
can create a world where future generations of girls
404
1136298
3379
gelecek nesil kızların
18:59
can have equitable access and opportunity.
405
1139718
2378
adil erişim ve fırsata sahip olabileceği bir dünya yaratabilir.
19:02
And here's the best part. Are you ready for it?
406
1142137
2211
Ve işte en iyi kısım. Hazır mısınız?
19:04
Everyone listening today, all the men, the women,
407
1144390
2294
Bugün dinleyen herkes, tüm erkekler, tüm kadınlar
19:06
everyone in between, the big companies, the small ones, the media outlets,
408
1146684
3503
aradaki herkes, büyük şirketler, küçük şirketler, medya kuruluşları,
19:10
the people that snuck into the back, all of you,
409
1150229
2252
arkaya gizlice giren insanlar, hepiniz
19:12
you can help create this future.
410
1152523
2294
hepiniz bu geleceği yaratmaya yardım edebilirsiniz.
19:14
A future where we have longer tables
411
1154858
2169
Daha uzun masalarımızın, bozuk eski masalarda bir koltuk için savaşmak yerine
19:17
and more seats that actually work
412
1157069
3128
19:20
instead of fighting for a seat at the old ones that don't.
413
1160197
2961
gerçekten sağlam ve daha fazla koltuğumuz olduğu bir gelecek.
19:24
A future where everyone is seated at the table equally.
414
1164034
3420
Herkesin masada eşit olarak oturduğu bir gelecek.
Ve doğuştan kadın olarak atanmanın bir hayal kırıklığı
19:29
And a future
415
1169123
1418
19:30
where being assigned female at birth is not a disappointment
416
1170582
4088
19:34
or a disadvantage,
417
1174670
1626
veya dezavantaj olmadığı bir gelecek
19:36
because girls are encouraged,
418
1176296
2128
çünkü kızlar cesaretlendiriliyor,
19:38
empowered and expected to do great things.
419
1178465
4546
destekleniyor ve harika işler yapmaları bekleniyor.
19:43
And I can't wait to make that a reality.
420
1183011
2670
Ve bunu gerçekleştirmek için sabırsızlanıyorum.
19:46
Thank you so much.
421
1186140
1167
Çok teşekkürler.
19:47
(Applause and cheers)
422
1187349
6465
(Alkış ve tezahürat)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7