The trauma of systematic racism is killing Black women. A first step toward change...

137,688 views ・ 2017-06-12

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Ezgisu Karakaya Gözden geçirme: Can Boysan
00:14
Vanessa Garrison: I am Vanessa,
0
14040
1736
Vanessa Garrison: Ben Vannessa'yım,
00:15
daughter of Annette,
1
15800
1616
Annette'nin kızı,
00:17
daughter of Olympia,
2
17440
1776
Olympia'nın kızı,
00:19
daughter of Melvina,
3
19240
1536
Melvina'nın kızı,
00:20
daughter of Katie, born 1878,
4
20800
3296
Katie'nin kızı,
00:24
Parish County, Louisiana.
5
24120
1760
1878, Parish, Lousiana doğumlu.
00:26
T. Morgan Dixon: And my name is Morgan,
6
26600
1896
T. Morgan Dixon : Benim adım Morgan,
00:28
daughter of Carol, daughter of Letha, daughter of Willie,
7
28520
2736
Carol'un kızı, Letha'nın kızı, Willie'nin kızı
00:31
daughter of Sarah, born 1849 in Bardstown, Kentucky.
8
31280
4376
Sarah'ın kızı, 1849, Bardstown, Kentucky doğumlu.
00:35
VG: And in the tradition of our families,
9
35680
2016
VG: Ailelerimizin geleneğine göre,
00:37
the great oral tradition of almost every Black church we know
10
37720
3296
bildiğimiz neredeyse bütün siyahi kiliselerin sözlü geleneğine göre,
00:41
honoring the culture from which we draw so much power,
11
41040
3896
gücümüzü aldığımız kültürü onurlandırarak
00:44
we're gonna start the way our mommas and grandmas would want us to start.
12
44960
3456
Anne ve ninelerimizin bizden isteyecekleri şekilde başlayacağız.
00:48
TMD: In prayer. Let the words of my mouth,
13
48440
2656
TMD: Dua ederek, ağzımızdan çıkacak kelimeler,
00:51
the meditation of our hearts, be acceptable in thy sight,
14
51120
3136
kalbimizin meditasyonu, senin görüşünde kabul olsun.
00:54
oh Lord, my strength and my redeemer.
15
54280
2400
Yüce tanrım, gücüm ve kurtarıcım.
00:58
VG: We call the names and rituals of our ancestors into this room today
16
58000
4496
Bugün bu odada, atalarımızın adlarına ve ritüellerine sesleniyoruz.
01:02
because from them we received a powerful blueprint for survival,
17
62520
4456
Çünkü onlardan hayatta kalmak için güçlü bir plan,
Afrikalı kadınlar tarafından
01:07
strategies and tactics for healing carried across oceans by African women,
18
67000
4576
okyanus ötesine taşınılan ve Amerika'daki siyahi kadın nesillere aktarılan
01:11
passed down to generations of Black women in America
19
71600
3336
iyileştirme taktik ve stratejileri edindik.
01:14
who used those skills to navigate institutions of slavery
20
74960
4336
Bu yetenekleri kölelik ve devlet destekli
ayrımcılık kurumlarını geçmek için kullandılar.
01:19
and state-sponsored discrimination
21
79320
1896
01:21
in order that we might stand on this stage.
22
81240
3296
Böylece bu sahnede durabilirdik.
01:24
We walk in the footsteps of those women,
23
84560
2736
Bizler, bu kadınların ayak izlerini takip ediyoruz.
01:27
our foremothers, legends
24
87320
2296
Kadın atalarımız;
01:29
like Ella Baker, Septima Clark, Fannie Lou Hamer,
25
89640
3936
Ella Baker, Septima Clark, Fannie Lou Hamer gibi efsanelerden
01:33
from whom we learned the power of organizing
26
93600
2896
birlikte olmanın gücünü öğrendik.
01:36
after she would had single-handedly registered
27
96520
2936
Biri tek başına Jim Crow Mississippi'de
01:39
60,000 voters in Jim Crow Mississippi.
28
99480
3800
oy kullanacak 60 bin kişiyi kayıt ettirdi.
01:43
TMD: 60,000 is a lot of people, so if you can imagine
29
103680
3656
TDM: Tahmin edersiniz ki 60 bin oldukça yüksek bir rakam.
01:47
me and Vanessa inspiring 60,000 women to walk with us last year,
30
107360
4456
Ben ve Vanessa, geçen sene 60 bin kadına bizimle yürümeleri için
01:51
we were fired up.
31
111840
1480
ilham kaynağı olduk, coşkuluyduk.
01:53
But today, 100,000 Black women and girls stand on this stage with us.
32
113840
5936
Bugün ise 100 bin siyahi kadın ve kız bizimle bu sahnede.
01:59
We are committed to healing ourselves,
33
119800
2656
Bizler kendimizi iyileştirmeye,
02:02
to lacing up our sneakers, to walking out of our front door
34
122480
2776
her gün bağcıklarımızı bağlayıp bu kapıdan dışarı çıkmaya,
02:05
every single day for total healing and transformation in our communities,
35
125280
3536
topluluğumuzu iyileştirmeye ve değiştirmeye kendimizi adadık.
02:08
because we understand
36
128840
1616
Çünkü bizler, her zamankinden farklı bir
02:10
that we are in the footsteps of a civil rights legacy
37
130480
2496
medeni hak hareketinin ayak izleri olduğumuzu
02:13
like no other time before,
38
133000
2096
ve her zamankinden farklı bir sağlık sorunuyla
02:15
and that we are facing a health crisis like never ever before.
39
135120
2936
karşı karşıya olduğumuzu anladık.
02:18
And so we've had a lot of moments, great moments,
40
138080
3016
Sonuçta çokça harika zamanlarımız oldu.
02:21
including the time we had on our pajamas, we were working on our computer
41
141120
3456
Pijamalarımızı giyip bilgisayarlarımızdan çalıştığımız,
02:24
and Michelle Obama emailed us and invited us to the White House,
42
144600
3056
Michelle Obama'nın bize e-posta atıp bizi Beyaz Saray'a çağırdığı anlar gibi,
02:27
and we thought it was spam.
43
147680
1376
ki biz bunu spam sanmıştık.
02:29
But this moment here is an opportunity.
44
149080
3416
Ama tam bu an, aslında bir fırsat,
02:32
It is an opportunity that we don't take for granted,
45
152520
2736
hafife almadığımız bir fırsat.
02:35
and so we thought long and hard about how we would use it.
46
155280
2736
Nasıl kullanacağımız üzerine çok düşündük.
02:38
Would we talk to the women we hope to inspire,
47
158040
2696
Gelecek sene ilham vermeyi umduğumuz
02:40
a million in the next year,
48
160760
1736
bir milyon kadınla mı,
02:42
or would we talk to you?
49
162520
1640
yoksa sizinle mi konuşmalıydık?
02:44
We decided to talk to you,
50
164960
1600
Sizinle konuşmaya karar verdik.
02:47
and to talk to you about a question that we get all the time,
51
167240
3800
Sürekli karşılaştığımız bir soru hakkında konuşmak,
02:51
so that the millions of women who hopefully will watch this
52
171840
2816
böylece umarız bunu izleyen milyonlarca kadın,
02:54
will never have to answer it again.
53
174680
1680
bir daha cevap vermek zorunda kalmaz.
02:57
It is: Why are Black women dying
54
177080
3056
Soru şu: Siyahi kadınlar,
03:00
faster and at higher rates
55
180160
1936
obeziteyle alakalı önlenebilen hastalıklardan
03:02
than any other group of people in America
56
182120
2456
Amerika'daki herhangi bir gruptan
03:04
from preventable, obesity-related diseases?
57
184600
3240
neden daha hızlı ve daha sık ölüyor?
03:08
The question hurts me.
58
188760
1416
Bu soru gerçekten canımı yakıyor.
03:10
I'm shaking a little bit.
59
190200
1416
Elim ayağım titriyor.
03:11
It feels value-laden.
60
191640
1656
Canımı yakıyor
03:13
It hurts my body because the weight represents so much.
61
193320
2840
çünkü cevabın ağırlığı çok şey temsil ediyor.
03:17
But we're going to talk about it
62
197280
1576
Fakat bunu konuşacağız
03:18
and invite you into an inside conversation today
63
198880
2256
ve sizleri kendi aramızda olacak bir sohbete davet ediyorum.
03:21
because it is necessary, and because we need you.
64
201160
3200
Çünkü bu hem gerekli hem de size ihtiyacımız var.
03:26
VG: Each night, before the first day of school,
65
206120
2216
VG: Her akşam, okulun ilk gününden önce
03:28
my grandmother would sit me next to the stove
66
208360
2656
büyükannem sobanın yanında yanıma oturur
03:31
and with expert precision use a hot comb to press my hair.
67
211040
3816
ve sıcak bir tarakla saçımı düzleştirirdi.
03:34
My grandmother was legendary, big, loud.
68
214880
3496
Anneannem efsaneviydi, iriydi ve yüksek sesliydi.
03:38
She filled up a room with laughter and oftentimes curse words.
69
218400
2936
Gülümsemesi, sıklıkla da küfürleri odayı doldururdu.
03:41
She cooked a mean peach cobbler,
70
221360
1976
Çok iyi şeftalili tart pişirirdi.
03:43
had 11 children, a house full of grandchildren,
71
223360
2536
On bir çocuğu, bir ev dolusu torunu vardı.
03:45
and like every Black woman I know,
72
225920
2456
Tanıdığım her siyahi kadın gibi,
aslında tanıdığım neredeyse tüm kadınlar gibi,
03:48
like most all women I know,
73
228400
1736
03:50
she had prioritized the care of others over caring for herself.
74
230160
4336
kendinden önce başkalarıyla ilgilenmeyi öncelik haline getirmişti.
03:54
We measured her strength by her capacity to endure pain and suffering.
75
234520
3736
Biz onun gücünü acıya göğüs germesiyle ölçerdik.
03:58
We celebrated her for it, and our choice would prove to be deadly.
76
238280
3856
Onu bunun için kutladık ve seçimimiz bunun ölümcül olduğunu kanıtladı.
04:02
One night after pressing my hair before the first day of eighth grade,
77
242160
3336
Sekizinci sınıfın ilk gününden önce saçımı düzleştirdi,
04:05
my grandmother went to bed and never woke up,
78
245520
2816
yatmaya gitti ve bir daha uyanmadı.
04:08
dead at 66 years old from a heart attack.
79
248360
3336
66 yaşında kalp krizi geçirdi.
04:11
By the time I would graduate college,
80
251720
1856
Üniversiteden mezun olana kadar
04:13
I would lose two more beloved family members to chronic disease:
81
253600
3496
çok sevdiğim iki aile üyemi daha kronik bir hastalıktan kaybedecektim:
04:17
my aunt Diane, dead at 55, my aunt Tricia, dead at 63.
82
257120
4336
Halam Diane 55, halam Tricia ise 63 yaşında öldü.
04:21
After living with these losses, the hole that they left,
83
261480
2816
Bu kayıpları, geride bıraktıkları boşluğu yaşadıktan sonra,
04:24
I decided to calculate the life expectancy of the women in my family.
84
264320
4495
ailemizdeki kadınların ortalama yaşam süresini hesaplama kararı aldım.
04:28
Staring back at me, the number 65.
85
268839
2881
65 yaşla karşılaştım.
04:32
I knew I could not sit by
86
272320
1576
Öylece oturup sevdiğim bir başka kadının
04:33
and watch another woman I loved die an early death.
87
273920
4216
erken yaşta ölmesini izleyemezdim.
04:38
TMD: So we don't usually put our business in the streets.
88
278160
2696
TMD: İşimizi genelde sokaklara taşımayız
04:40
Let's just put that out there.
89
280880
1456
ama hadi yapalım.
04:42
But I have to tell you the statistics.
90
282360
1936
Size istatistikleri söylemeliyim.
04:44
Black women are dying at alarming rates,
91
284320
2776
Siyahi kadınlar endişe verici oranlarla ölmekte.
04:47
and I used to be a classroom teacher,
92
287120
1856
Eskiden öğretmendim.
04:49
and I was at South Atlanta High School,
93
289000
1896
Güney Atlanta Lisesi'nde çalışıyordum.
04:50
and I remember standing in front of my classroom,
94
290920
2336
Bir gün sınıfın ortasında durduğumu
04:53
and I remember a statistic that half of Black girls will get diabetes
95
293280
4696
ve sınıftaki siyahi kızların yarısının diyet veya spor yapmazlarsa
istatiksel olarak diyabet hastası olacaklarını hatırlıyorum.
04:58
unless diet and levels of activity change.
96
298000
2120
05:00
Half of the girls in my classroom. So I couldn't teach anymore.
97
300800
2960
Sınıfımdaki kızların yarısı! Artık ders veremezdim.
05:04
So I started taking girls hiking, which is why we're called GirlTrek,
98
304360
3256
Kızları yürüyüşe götürmeye başladım, bu yüzden "GirlTrek" deniliyoruz.
05:07
but Vanessa was like,
99
307640
1216
Ancak Vanessa şöyle düşünüyordu:
05:08
that is not going to move the dial on the health crisis; it's cute.
100
308880
3176
Bu sağlık sorunu, problemini çözemez
05:12
She was like, it's a cute hiking club.
101
312080
1856
ancak tatlı bir yürüyüş kulübü.
05:13
So what we thought
102
313960
1656
O zaman biz de o bir milyonun
05:15
is if we could rally a million of their mothers ...
103
315640
3160
annelerinden destek alabilirdik.
05:20
82 percent of Black women are over a healthy weight right now.
104
320960
2905
Siyahi kadınların %82'si sağlıklı kilo değerlerinin üstünde,
05:24
53 percent of us are obese.
105
324320
3280
%53'ü obez.
05:29
But the number that I cannot,
106
329000
1840
Ancak unutamadığım,
05:31
that I cannot get out of my head
107
331840
1576
kafamdan atamadığım sayı ise
05:33
is that every single day in America,
108
333440
3376
Amerika'da her gün
05:36
137 Black women
109
336840
2536
137 siyahi kadın
05:39
die from a preventable disease,
110
339400
2096
önlenebilir bir hastalıktan ölmekte:
05:41
heart disease.
111
341520
1216
kalp krizi.
05:42
That's every 11 minutes.
112
342760
1200
Bu her 11 dakikada bir demek oluyor.
05:44
137 is more than gun violence,
113
344920
3216
137, her gün silahlı saldırı,
05:48
cigarette smoking and HIV combined,
114
348160
3496
sigara içmek ve HIV'nin toplamından fazla.
05:51
every day.
115
351680
1336
05:53
It is roughly the amount of people
116
353040
1656
Bu neredeyse benim New Jersey'den
05:54
that were on my plane from New Jersey to Vancouver.
117
354720
2400
Vancouver'a gelirken bindiğim uçaktaki insan sayısı kadar.
05:57
Can you imagine that?
118
357640
1216
İnanabiliyor musunuz?
05:58
A plane filled with Black women crashing to the ground every day,
119
358880
4456
Tamamı siyahi kadın dolu bir uçağın her gün yere çakılması
06:03
and no one is talking about it.
120
363360
2480
ve bunun hakkında kimsenin konuşmaması.
06:06
VG: So the question that you're all asking yourselves right now is why?
121
366600
3336
VG: Herkes şu an aynı soruyu soruyor, neden?
06:09
Why are Black women dying? We asked ourselves that same question.
122
369960
3096
Siyahi kadınlar neden ölüyor? Bu soruyu kendimize sorduk.
06:13
Why is what's out there not working for them?
123
373080
2416
Dışarıdaki kimse onlar için neden çalışmıyor?
06:15
Private weight loss companies, government interventions,
124
375520
2656
Özel zayıflama şirketleri, devlet müdahaleleri,
kamusal sağlık kampanyaları.
06:18
public health campaigns.
125
378200
1336
06:19
I'm going to tell you why:
126
379560
1456
Size nedenini söyleyeceğim:
Çünkü zayıflamaya
06:21
because they focus on weight loss
127
381040
1616
ya da dar pantolonlarda güzel görünmeye takmışlar.
06:22
or looking good in skinny jeans
128
382680
1496
06:24
without acknowledging the trauma
129
384200
2016
Ancak siyahi kadınların bedenlerinde taşıdığı
06:26
that Black women hold in our bellies and bones,
130
386240
2896
DNA'mıza işlemiş travmayı görmezden geliyorlar.
06:29
that has been embedded in our very DNA.
131
389160
2816
06:32
The best advice from hospitals and doctors,
132
392000
2336
Hastanelerin ve doktorların en iyi tavsiyeleri,
06:34
the best medications from pharmaceutical companies
133
394360
2496
ilaç şirketlerinin en iyi ilaçları;
06:36
to treat the congestive heart failure of my grandmother didn't work
134
396880
3376
anneannemin kalp yetmezliğini tedavi edemedi.
06:40
because they didn't acknowledge the systemic racism
135
400280
2616
Çünkü doğduğundan beri yaşadığı
06:42
that she had dealt with since birth.
136
402920
1736
sistematik ırkçılığı kabul etmediler.
06:44
(Applause)
137
404680
1016
(Alkış)
06:45
A divestment in schools, discriminatory housing practices,
138
405720
3336
Okullarda yoksun bırakılma, ev işlerinde ayrımcılık,
06:49
predatory lending, a crack cocaine epidemic,
139
409080
3056
fazla borçlanma, kokain salgını,
06:52
mass incarceration putting more Black bodies behind bars
140
412160
3376
parmaklıkların ardına daha fazla siyahiyi kitle halinde hapsetme,
06:55
than were owned at the height of slavery.
141
415560
2216
köleliğin sahipliğinden daha fazlasını yapıyor.
06:57
But GirlTrek does.
142
417800
1776
Fakat GirlTrek bunu umursuyor.
06:59
For Black women whose bodies are buckling under the weight
143
419600
2736
Kendilerini desteklemeyen bir sistemin
07:02
of systems never designed to support them,
144
422360
2696
ağırlığı altında ezilen siyahi kadınlar için
07:05
GirlTrek is a lifeline.
145
425080
2056
GirlTrek bir hayat çizgisi.
07:07
August 16, 2015, Danita Kimball, a member of GirlTrek in Detroit,
146
427160
4576
16 Ağustos 2015'te, Detroit'te yaşayan bir GirlTrek üyesi Danita Kimball,
07:11
received the news that too many Black mothers have received.
147
431760
3256
birçok siyahi annenin aldığı bir haber aldı.
07:15
Her son Norman, 23 years old, a father of two,
148
435040
3376
23 yaşındaki, iki çocuk babası oğlu Norman,
07:18
was gunned down while on an afternoon drive.
149
438440
2480
bir öğleden sonra vurulmuştu.
07:21
Imagine the grief
150
441440
1696
Vücudunuzu sarmalayan
07:23
that overcomes your body in that moment,
151
443160
2416
o kederi,
07:25
the immobilizing fear.
152
445600
1720
o felç ettiren korkuyu bir düşünün.
07:27
Now, know this, that just days after laying her son to rest,
153
447920
3496
Şunu bilin, oğlunu gömdükten birkaç gün sonra,
07:31
Danita Kimball posted online,
154
451440
1736
Danita Kimball internette şunu yayımladı:
07:33
"I don't know what to do or how to move forward,
155
453200
2736
"Ne yapacağımı veya nasıl ilerleyeceğimi bilmiyorum.
07:35
but my sisters keep telling me I need to walk, so I will."
156
455960
3016
Ama kız kardeşlerim yürümem gerektiğini söylüyor, ben de bunu yapacağım."
07:39
And then just days after that,
157
459000
2536
Bundan günler sonra,
07:41
"I got my steps in today for my baby Norm.
158
461560
2256
"Bugün bebeğim Norm için adım attım.
07:43
It felt good to be out there, to walk."
159
463840
3400
Dışarıda olmaktan, yürümekten çok keyif aldım."
07:48
TMD: Walking through pain is what we have always done.
160
468480
2536
TDM: Acı ile yürümek hep yaptığımız bir şeydi.
07:51
My mom, she's in the middle right there,
161
471040
2280
Annem, kendisi şurada,
07:54
my mom desegregated her high school in 1955.
162
474240
3336
1955'te kendi lisesinde ırk ayrımına son verdi.
07:57
Her mom walked down the steps of an abandoned school bus
163
477600
2736
Onun annesi kiracı çiftçilikle on bir çocuk yetiştirmiş olduğu
08:00
where she raised 11 kids as a sharecropper.
164
480360
2896
terk edilmiş okul servisinden indi.
08:03
And her mom stepped onto Indian territory
165
483280
2176
Onun annesi Hint bölgesine adımını attı.
08:05
fleeing the terrors of the Jim Crow South.
166
485480
2040
Jim Crow South'un sebep olduğu dehşetten kaçtı.
08:08
And her mom walked her man to the door
167
488160
2976
Onun annesi,
08:11
as he went off to fight in the Kentucky Colored Regiment,
168
491160
2680
İç Savaş'ta savaşacağı Kentucky Renkliler Alayı'na
katılacağı zaman eşini yolcu etti.
08:14
the Civil War.
169
494640
1200
08:16
They were born slaves but they wouldn't die slaves.
170
496360
2416
Köle olarak doğmuşlardı ama köle olarak ölmeyeceklerdi.
08:18
Change-making, it's in my blood.
171
498800
1896
Değişim yapmak kanımda var.
08:20
It's what I do,
172
500720
1256
Yaptığım şey bu
08:22
and this health crisis ain't nothing compared to the road we have traveled.
173
502000
4560
ve bu sağlık sorunu, geçtiğimiz hiçbir yola benzemiyor.
08:27
(Applause)
174
507960
2600
(Alkış)
08:32
So it's like James Cleveland.
175
512920
1416
Aynı James Cleveland gibi.
08:34
I don't feel no ways tired, so we got to work.
176
514360
2536
Yorgun hissetmiyorum, çalışmamız gerek.
08:36
We started looking at models of change.
177
516920
2056
Değişim yaratan modellere baktık.
08:39
We looked all over the world.
178
519000
1416
Tüm dünyaya baktık.
08:40
We needed something
179
520440
1216
Bir şeye ihtiyacımız vardı.
08:41
not only that was a part of our cultural inheritance like walking,
180
521680
3136
Hem kendi kültürümüzde olan yürümek gibi,
08:44
but something that was scalable, something that was high-impact,
181
524840
3055
hem de çok büyük etki bırakacak bir şey.
08:47
something that we could replicate across this country.
182
527919
2577
Tüm ülkede tekrarlayabileceğimiz bir şey.
08:50
So we studied models like Wangari Maathai, who won the Nobel Peace Prize
183
530520
3416
Biz de Kenya'da 50 milyon ağaç dikmek için kadınlara ilham kaynağı olan
08:53
for inspiring women to plant 50 million trees in Kenya.
184
533960
2616
Nobel Barış Ödülü kazanmış Wangari Maathai gibi modelleri çalışmaya başladık.
08:56
She brought Kenya back from the brink of environmental devastation.
185
536600
3176
O, Kenya'yı çevresel yıkımın eşiğinden döndürdü.
08:59
We studied these systems of change, and we looked at walking scientifically.
186
539800
4376
Değişim yöntemlerini çalıştık, yürümeye bilimsel açıdan baktık.
09:04
And what we learned is that walking just 30 minutes a day
187
544200
3056
Öğrendik ki günde yalnızca 30 dakika yürümek,
09:07
can single-handedly decrease 50 percent of your risk of diabetes,
188
547280
5256
tek başına diyabet riskini yüzde 50 düşürebilir.
09:12
heart disease, stroke, even Alzheimer's and dementia.
189
552560
3440
Kalp problemleri, felç hatta Alzheimer ve unutkanlık.
09:16
We know that walking is the single most powerful thing
190
556600
4016
Biliyoruz ki yürümek,
09:20
that a woman can do for her health,
191
560640
2136
bir kadının hayatı için yapabileceği en güçlü şey.
09:22
so we knew we were on to something,
192
562800
1776
Artık bir şey yakaladığımızı biliyorduk.
09:24
because from Harriet Tubman to the women in Montgomery,
193
564600
2616
Çünkü Harriet Tubman'dan Montgomery'deki kadınlara,
09:27
when Black women walk, things change.
194
567240
1816
siyahi kadınlar yürüdüğünde işler değişiyor.
09:29
(Applause)
195
569080
1016
(Alkış)
09:30
VG: So how did we take this simple idea of walking
196
570120
2536
VG: Peki bu basit yürüyüş fikrini
09:32
and start a revolution that would catch a fire
197
572680
2176
çekici bir devrim haline
09:34
in neighborhoods across America?
198
574880
1936
ve Amerika'nın sokaklarına nasıl getirdik?
09:36
We used the best practices of the Civil Rights Movement.
199
576840
2896
Sivil Haklar Hareketi'nin en iyi yöntemlerini kullandık.
09:39
We huddled up in church basements.
200
579760
1656
Kilise bodrumlarında toplandık.
09:41
We did grapevine information sharing through beauty salons.
201
581440
2896
Kuaförlerde dedikoduyla bilgi paylaşımı yaptık.
09:44
We empowered and trained mothers to stand on the front lines.
202
584360
2896
Anneleri ön sırada yer almaları için güçlendirdik ve eğittik.
09:47
We took our message directly to the streets,
203
587280
2496
Mesajımızı direkt sokağa taşıdık
09:49
and women responded.
204
589800
1416
ve kadınlar cevap verdi.
09:51
Women like LaKeisha in Chattanooga,
205
591240
2336
Chattanooga'daki LaKeisha,
09:53
Chrysantha in Detroit,
206
593600
2216
Detroit'deki Chrysantha,
09:55
Onika in New Orleans,
207
595840
1536
New Orleans'taki Onika gibi
09:57
women with difficult names and difficult stories
208
597400
2936
isimleri gibi hayatları da zor olan kadınlar,
10:00
join GirlTrek every day and commit to walking as a practice of self-care.
209
600360
4896
her gün GirlTrek'e katılıp kendileriyle ilgilenmek için yürüyorlar.
10:05
Once walking, those women get to organizing,
210
605280
2456
Yürümeye başladıktan sonra birlik olmaya başladılar.
10:07
first their families, then their communities,
211
607760
2136
Önce aileleri, daha sonra toplulukları.
10:09
to walk and talk and solve problems together.
212
609920
2816
Yürümeye ve sorunları çözmek için konuşmaya başladılar.
10:12
They walk and notice the abandoned building.
213
612760
2096
Yürüdüler ve terk edilmiş bir bina gördüler.
10:14
They walk and notice the lack of sidewalks,
214
614880
2016
Yürüdüler ve yeşil alan eksikliğini çeken
10:16
the lack of green space,
215
616920
1256
yaya yolunu gördüler.
10:18
and they say, "No more."
216
618200
1256
"Yeter" dediler.
10:19
Women like Susie Paige in Philadelphia,
217
619480
1896
Philadelphia'daki Susie Paige gibi,
10:21
who after walking daily past an abandoned building in her neighborhood,
218
621400
3496
her gün terk edilmiş bir binanın
önünden geçen kadınlar karar verdiler: "Beklemiyorum.
10:24
decided, "I'm not waiting.
219
624920
1456
10:26
Let me rally my team. Let me grab some supplies.
220
626400
2336
Takımımı ve gerekenleri toplayayım.
10:28
Let me do what no one else has done for me and my community."
221
628760
4360
Kimsenin benim veya toplumum için yapmadığını yapayım.
10:33
TMD: We know one woman can make a difference,
222
633720
2136
TMD: Biliyoruz ki bir kadın fark yaratabilir.
10:35
because one woman has already changed the world,
223
635880
2256
Çünkü bir kadın çoktan dünyayı değiştirdi.
10:38
and her name is Harriet Tubman.
224
638160
1536
Bu kadının adı Harriet Tubman.
10:39
And trust me, I love Harriet Tubman.
225
639720
2376
Bana inanın, Harriet Tubman'ı seviyorum.
10:42
I'm obsessed with her, and I used to be a history teacher.
226
642120
2736
Ona bayılıyorum ve eskiden tarih öğretmeniydim.
10:44
I will not tell you the whole history.
227
644880
1856
Size tüm hikâyeyi anlatmayacağım.
10:46
I will tell you four things.
228
646760
1376
Dört şey anlatacağım.
10:48
So I used to have an old Saab --
229
648160
2016
Eski bir Saab sahibiydim,
10:50
the kind of canvas top that drips on your head when it rains --
230
650200
2976
Yağan yağmuru tavandan kafanıza damlatacak cinsten bir arabaydı.
10:53
and I drove all the way down to the eastern shore of Maryland,
231
653200
2905
Doğu kıyısından Maryland'e kadar sürdüm.
10:56
and when I stepped on the dirt
232
656129
1447
Pisliğe bastığımda
10:57
that Harriet Tubman made her first escape,
233
657600
2936
Harriet Tubman ilk kaçışını yaptı.
11:00
I knew she was a woman just like we are
234
660560
2096
Onun da bizim gibi bir kadın olduğunu,
11:02
and that we could do what she had done,
235
662680
1896
onun yaptığını yapabileceğimizi biliyordum.
11:04
and we learned four things from Harriet Tubman.
236
664600
2296
Harriet Tubman'dan dört şey öğrendik.
11:06
The first one: do not wait.
237
666920
2776
İlki: beklemeyin.
11:09
Walk right now in the direction of your healthiest, most fulfilled life,
238
669720
4496
En sağlıklı, tatmin edici hayatınızı yaşadığınız yöne şu anda yürüyün.
11:14
because self-care is a revolutionary act.
239
674240
2736
Çünkü kendinize bakmak devrimci bir harekettir.
11:17
Number two:
240
677000
1336
İkincisi ise,
11:18
when you learn the way forward, come back and get a sister.
241
678360
3216
ilerlemeyi öğrendiğinizde geri dönün ve yanınıza bir kız kardeş edinin.
11:21
So in our case, start a team with your friends --
242
681600
2336
Bizim durumumuzda, arkadaşlarınızla bir ekip oluşturun --
11:23
your friends, your family, your church.
243
683960
1896
arkadaşlarınız, aileniz ve kilisenizle oluşturun.
11:25
Number three:
244
685880
1616
Üçüncüsü de,
11:27
rally your allies.
245
687520
2440
müttefiklerinizi yükseltin.
11:31
Every single person in this room
246
691000
2856
Bu odadaki herkes
11:33
is complicit in a Tubman-inspired takeover.
247
693880
3096
Tubman'dan ilhamı devralmada bir suç ortağı.
11:37
And number four:
248
697000
1856
Dördüncüsü de,
11:38
find joy.
249
698880
1280
keyif alın.
11:40
The most underreported fact of Harriet Tubman
250
700920
2256
Harriet Tubman'ın en az bilinen olayı,
11:43
is that she lived to be 93 years old,
251
703200
2536
93 yaşına kadar yaşamış olmasıdır.
11:45
and she didn't live just an ordinary life; uh-uh.
252
705760
2336
Sıradan bir hayat yaşamadı, hayır.
11:48
She was standing up for the good guys. She married a younger man.
253
708120
3096
İyi insanlar için direniyordu. kendinden genç biriyle evlendi.
11:51
She adopted a child. I'm not kidding. She lived.
254
711240
3216
Evlat edindi, gerçekten yaşadı.
11:54
And I drove up to her house of freedom in upstate New York,
255
714480
2816
Onun New York'taki özgürlükçü evine kadar araba sürdüm.
11:57
and she had planted apple trees,
256
717320
1896
Elma ağaçları dikmişti.
11:59
and when I was there on a Sunday, they were blooming.
257
719240
2656
Pazar günü gittiğimde çoktan açmışlardı.
12:01
Do you call it -- do they bloom?
258
721920
1576
Açmışlardı mı denir -- açarlar mı?
12:03
The apples were in season,
259
723520
1696
Elma mevsimiydi.
12:05
and I was thinking, she left fruit for us,
260
725240
2560
Bizim için meyve bıraktığını düşündüm.
12:08
the legacy of Harriet Tubman, every single year.
261
728760
3160
12:12
And we know that we are Harriet,
262
732440
1936
Biliyoruz ki bizler Harriet'ız.
12:14
and we know that there is a Harriet in every community in America.
263
734400
3480
Biliyoruz ki Amerika'daki her toplulukta bir Harriet var.
12:18
VG: We also know that there's a Harriet in every community across the globe,
264
738560
3656
VG: Ayrıca biliyoruz ki dünyadaki her toplulukta bir Harriet var.
12:22
and that they could learn from our Tubman Doctrine,
265
742240
2776
Tubman Doktrinimizden bir şeyler öğrenebilirler.
12:25
as we call it, the four steps.
266
745040
2456
Ya da bizim deyişimizle, dört adımdan.
12:27
Imagine the possibilities
267
747520
1696
Olanakları düşünün.
12:29
beyond the neighborhoods of Oakland and Newark,
268
749240
2696
Oakland ve Newark dışındaki kasabalardan
12:31
to the women working rice fields in Vietnam,
269
751960
2136
Vietnam'da pirinç tarlalarında çalışan kadınlara
12:34
tea fields in Sri Lanka,
270
754120
1576
Sri Lanka'daki çay tarlalarından
12:35
the women on the mountainsides in Guatemala,
271
755720
2336
dağlarda yaşayan Guatemala'daki kadınlara,
12:38
the indigenous reservations throughout the vast plains of the Dakotas.
272
758080
3816
Dakota'nın engin düzlüklerindeki yerli rezervasyonlara kadar olanakları düşünün.
12:41
We believe that women walking
273
761920
1536
Kadınların yürüyüşünün
12:43
and talking together to solve their problems
274
763480
2416
ve sorunlarını çözmek için konuşmalarının
12:45
is a global solution.
275
765920
1600
küresel bir çözüm olduğuna inanıyoruz.
12:48
TMD: And I'll leave you with this,
276
768560
1656
TMD: Sizi şununla bırakacağım.
12:50
because we also believe it can become the center of social justice again.
277
770240
3656
Sosyal adaletin merkezi haline yeniden gelebileceğine inandığımız için
12:53
Vanessa and I were in Fort Lauderdale.
278
773920
1856
Vanessa ve ben Fort Lauderdale'deydik.
12:55
We had an organizer training,
279
775800
1416
Organizatör eğitimimiz vardı.
12:57
and I was leaving and I got on the airplane,
280
777240
2616
Gidiyordum ve uçağa binmiştim ki
12:59
and I saw someone I knew, so I waved,
281
779880
1816
tanıdığım birini gördüm, o yüzden el salladım.
13:01
and as I'm waiting in that long line that you guys know,
282
781720
2656
O bildiğiniz uzun kuyrukta
13:04
waiting for people to put their stuff away,
283
784400
2016
insanların eşyalarını koymasını bekliyordum.
13:06
I looked back and I realized I didn't know the woman but I recognized her.
284
786440
3696
Arkamı döndüğümde o kadını tanımadığımı ama bildiğimi fark ettim.
13:10
And so I blew her a kiss because it was Sybrina Fulton,
285
790160
3776
Ben de ona bir öpücük yolladım çünkü o Sybrina Fulton'dı.
13:13
Trayvon Martin's mom,
286
793960
1216
Trayvon Martin'in annesi.
13:15
and she whispered "thank you" back to me.
287
795200
2240
Bana şöyle fısıldadı: "Teşekkür ederim."
13:19
And I can't help but wonder what would happen
288
799000
2496
Trayvon'un mahallesinde yürüyen kadın kitlesi olsaydı
13:21
if there were groups of women walking on Trayvon's block that day,
289
801520
3856
ne olurdu diye düşünmeden edemedim.
13:25
or what would happen in the South Side of Chicago every day
290
805400
3136
Ya da Chicago'nun güneyinde neler olurdu?
13:28
if there were groups of women and mothers and aunts and cousins
291
808560
3656
Eğer kadın, anne, hala, kuzen kitlesi
13:32
walking,
292
812240
1216
Flint, Michigan'ın kirlenmiş ırmaklarında
13:33
or along the polluted rivers of Flint, Michigan.
293
813480
2720
her gün yürüyor olsaydı ne olurdu?
13:37
I believe that walking can transform our communities,
294
817000
3016
Yürümenin toplumu değiştireceğine inanıyorum.
13:40
because it's already starting to.
295
820040
1600
Çünkü değiştirmeye başladı bile.
13:42
VG: We believe that the personal is political.
296
822120
2616
VG: Kişisel olanın siyasi olduğuna inanıyoruz.
13:44
Our walking is for healing, for joy, for fresh air,
297
824760
2776
Yürüyüşümüz, iyileşmek, keyif, temiz hava,
13:47
quiet time, to connect and disconnect, to worship.
298
827560
3240
sessiz zaman, bağlanmak ve kopmak, dua etmek için.
13:51
But it's also walking so we can be healthy enough
299
831440
3016
Aynı zamanda topluluğumuzun değişiminde
13:54
to stand on the front lines for change in our communities,
300
834480
4136
ön saflarda durabilecek kadar sağlıklı olmak için yürüyoruz.
13:58
and it is our call to action to every Black woman listening,
301
838640
3656
Bu, bizi dinleyen her siyahi kadını harekete geçirmek için çağrımız.
14:02
every Black woman in earshot of our voice,
302
842320
2296
Sesimize kulak misafiri olan her siyahi kadın.
14:04
every Black woman who you know.
303
844640
1536
Tanıdığınız her siyahi kadın.
14:06
Think about it: the woman working front desk reception at your job,
304
846200
3176
Şöyle düşünün: iş yerinizde resepsiyonda çalışan kadın,
14:09
the woman who delivers your mail, your neighbor --
305
849400
2376
postanızı teslim eden kadın, komşunuz --
14:11
our call to action to them, to join us on the front lines
306
851800
3456
Topluluğunuzdaki değişiklik adına ön saflarda bize katılmaları için
14:15
for change in your community.
307
855280
1760
onları harekete geçmeye çağırıyoruz.
14:17
TMD: And I'll bring us back to this moment
308
857920
2056
TMD: Sevgili dostum Vanessa ve benim için
14:20
and why it's so important for my dear, dear friend Vanessa and I.
309
860000
3176
bu anın neden çok önemli olduğuna geri geleceğim.
14:23
It's because it's not always easy for us,
310
863200
1976
Çünkü bizim için her zaman kolay değildi.
14:25
and in fact, we have both seen really, really dark days,
311
865200
3080
Hatta ikimiz de gerçekten karanlık günler gördük.
14:29
from the hate speech to the summer of police brutality and violence
312
869320
3656
Nefret söyleminden, geçen yıl gördüğümüz
14:33
that we saw last year,
313
873000
1400
polis vahşeti ve şiddetine.
14:35
to even losing one of our walkers,
314
875200
1776
Hatta yürüyüşçülerimizden birini kaybettik,
14:37
Sandy Bland, who died in police custody.
315
877000
2200
Sandy Bland polis nezaretinde öldü.
14:41
But the most courageous thing we do every day is we practice faith
316
881880
3536
Fakat her gün yaptığımız en cesurca şey,
14:45
that goes beyond the facts,
317
885440
1336
gerçeklerin ötesine geçen inancı uygulamak.
14:46
and we put feet to our prayers every single day,
318
886800
3816
Her gün dua etmek.
14:50
and when we get overwhelmed,
319
890640
1656
Bunaldığımız zaman,
ödüllü şair Sonia Sanchez gibi insanların sözlerini düşünüyoruz.
14:52
we think of the words of people like Sonia Sanchez, a poet laureate,
320
892320
3376
14:55
who says, "Morgan, where is your fire?
321
895720
2376
Şöyle demişti: "Morgan, ateşin nerede?
14:58
Where is the fire that burned holes through slave ships
322
898120
2616
Havayı soluyabilmemiz için
15:00
to make us breathe?
323
900760
1216
köle gemilerinde delikler açan ateş nerede?
15:02
Where is the fire that turned guts into chitlins,
324
902000
2336
İnsanı yerinde durdurmayan, ritmleri alan ve caz yapan,
15:04
that took rhythms and make jazz,
325
904360
1776
oturma eylemleri ve yürüyüşler yapan,
15:06
that took sit-ins and marches and made us jump boundaries and barriers?
326
906160
3656
bizi sınırlar ve engellerden atlatan ateş nerede?
15:09
You've got to find it and pass it on."
327
909840
2656
Onu bulup iletmelisin."
15:12
So this is us finding our fire and passing it on to you.
328
912520
3376
İşte bu bizim ateşimizi bulup size iletmemiz.
15:15
So please, stand with us,
329
915920
2336
Lütfen bizimle birlikte durun.
15:18
walk with us as we rally a million women
330
918280
2616
Bu ülkedeki en çok ihtiyaç duyan elli topluluğun
15:20
to reclaim the streets of the 50 highest need communities
331
920920
2896
sokaklarını geri almak için
15:23
in this country.
332
923840
1376
bir milyon kadınla yürüyün.
15:25
We thank you so much for this opportunity.
333
925240
2376
Bu fırsat için çok teşekkür ederiz.
15:27
(Applause)
334
927640
1920
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7