Renee Montgomery: How to turn moments into momentum | TED

72,177 views ・ 2021-01-22

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Zübeyde KINO SOLHASAN Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
00:13
What would make me quit my job during the pandemic?
0
13111
3615
Pandemide işimden ayrılma sebebim ne olmuş olabilir?
00:16
The short answer: injustice in America.
1
16750
2351
Kısaca yanıtlayacak olursam Amerika’daki adaletsizlik derdim.
00:19
But since I have a little time, let me give you the long version.
2
19125
3351
Ama vaktim varken size uzun versiyonunu anlatayım.
00:22
In May 2020, protests broke out across the United States.
3
22500
3559
Mayıs 2020′de, ABD’de protestolar başladı.
00:26
George Floyd, a Minnesota man,
4
26083
1768
Minnesotalı bir adam, George Floyd,
00:27
was killed by a couple of police officers on camera
5
27875
3143
polis tarafından kamera önünde katledildi,
00:31
and hundreds of thousands of Americans had had enough.
6
31042
3351
binlerce Amerikalının canına tak etmişti.
00:34
Like so many others, I watched the protests on the news.
7
34417
3184
Diğer birçokları gibi, ben de protestoları haberlerden izledim.
00:37
I watched as the crowd moved from downtown Atlanta to Buckhead,
8
37625
3018
Kalabalığın, Atlanta şehir merkezinden yaşadığım Buckhead’e ilerleyişini izledim.
00:40
where I live.
9
40667
1267
00:41
The protesters were right outside of my house,
10
41958
2185
Protestocular evimin tam da önündeyken
00:44
so in true millennial fashion,
11
44167
1767
çağın da getirdiği alışkanlıkla,
00:45
I took out my phone so I could record it and post it to Twitter.
12
45958
3018
telefonumu alıp Twitter’a yüklemek için kayda almaya başladım.
Olanları kaydettikten sonra ailemi aradım
00:49
After logging the events, I called my parents,
13
49000
2226
00:51
and as I was talking to my snook, which is what I call my mom,
14
51250
2934
ve annemle konuşurken, ki ben ona Snook derim,
00:54
I began to get a little worried.
15
54208
1601
biraz telaşlanmaya başladım.
00:55
The energy of the crowd was growing
16
55833
1726
Kalabalığın enerjisi giderek artıyordu
00:57
and snook told me, "Don't worry, baby,
17
57583
2226
ve Snook bana “Endişelenme bebeğim,
00:59
when people feel that their voices aren't heard,
18
59833
2268
insanlar seslerinin duyulmadığını görünce
01:02
they have to make it felt."
19
62125
1333
onu hissettirmek zorunda kalırlar.” dedi. Hımmm.
01:04
Hm.
20
64167
1250
Onu hissettirmek zorunda kalırlar.
01:06
They have to make it felt.
21
66000
2018
01:08
That statement hit me hard because, why weren't people being heard?
22
68042
3976
Bu ifade beni derinden sarstı, neden insanlar sesini duyuramıyorlardı?
01:12
I mean, if we're all watching the same thing,
23
72042
2184
Demek istediğim, hepimiz aynı şeyi izliyorsak
01:14
then why aren't we all upset?
24
74250
2059
o halde neden hepimiz üzgün değildik?
01:16
And how could I help make a difference?
25
76333
2893
Peki ben nasıl bir fark yaratabilirim?
01:19
No, better yet, how could I make it felt?
26
79250
3184
Hayır, aslında daha doğrusu, onu nasıl hissettirebilirim?
01:22
That was the moment I began to think about opting out ...
27
82458
2709
İşte bu vazgeçmeyi düşünmeye başladığım andı...
Tüm hayatım boyunca hayalini kurduğum kariyerimden vazgeçme anı.
01:26
opting out of a career I dreamed of my entire life.
28
86167
3809
2009′dan beri WNBA’de basketbol oynuyordum,
01:30
I've been playing in the WNBA since 2009,
29
90000
2893
01:32
most recently as a guard for the Atlanta Dream.
30
92917
2934
en son Atlanta Dream’de oyun kurucuydum.
01:35
Basketball has been one of the biggest parts of my life,
31
95875
2643
Basketbol hayatımın neredeyse tamamıydı
01:38
and yet I decided to give it up,
32
98542
1583
ama yine de onu bırakmaya karar verdim,
dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye odaklanmak için.
01:41
trying to focus on changing the world for the better.
33
101417
2541
01:45
I wanted to make it felt.
34
105667
1934
Onu hissettirmek istedim.
01:47
Some people thought I was crazy, but honestly, most people got it,
35
107625
3768
Bazı insanlar delirdiğimi düşünse de, dürüst olmak gerekirse birçoğu beni anladı
01:51
and even though I was filled with fear,
36
111417
2601
ve her ne kadar çok korksam da
01:54
I took that leap of faith and did it anyway.
37
114042
2601
gözümü karartıp bunu yine de yaptım.
01:56
I opted out not knowing how I was going to pay my bills.
38
116667
4059
O dünyadan çıktım faturalarımı nasıl ödeyeceğimi bilmeden.
02:00
I opted out not knowing
39
120750
1893
O dünyadan vazgeçtim
02:02
if I would ever be a professional WNBA player again.
40
122667
3476
bir daha profesyonel bir WNBA oyuncusu olup olamayacağımı bilmeden.
02:06
I opted out of my comfort zone,
41
126167
1601
Konfor alanımdan uzaklaştım
02:07
and in doing so, I truly opted in.
42
127792
2601
ve bunu yaparak, aslında dahil oldum.
02:10
I gained a completely different perspective
43
130417
2059
Tamamen farklı bir bakış açısı
02:12
and the confidence that comes with turning moments into momentum.
44
132500
3851
ve önemli anları hareketten gelen güce dönüştürmenin verdiği özgüveni kazandım.
02:16
The next day I threw a Juneteenth event,
45
136375
2059
Sonra bir Juneteenth etkinliği oluşturdum.
02:18
and Juneteenth is a day to commemorate the official end of slavery.
46
138458
3435
Juneteenth köleliğin resmi olarak kaldırılmasının kutlandığı gündür.
02:21
At the event, people were telling me they heard my story,
47
141917
2934
Bu etkinlikte, insanlar bana hikayemi duyduklarını söyleyip
02:24
they were coming up to me like, "Yo, you opted out! That's so dope!"
48
144875
3559
bana yaklaşarak “Her şeyi bırakıp geldin! nasıl da havalı!” diyorlardı.
02:28
But then they began to vent to me,
49
148458
2101
Ama hemen ardından içlerini dökmeye başladılar,
02:30
telling me about uncles pulled over for no reason,
50
150583
2726
sebepsizce aracı durdurulan amcalarını,
polis tarafından vurulan kuzenlerini...
02:33
cousins killed by the police.
51
153333
2310
02:35
They wanted me to know their stories so I could represent their voices,
52
155667
3726
Hikayelerini bilmemi istiyorlardı böylece onların sesi olabilecektim
02:39
and in that moment,
53
159417
1684
ve işte o anda
02:41
I felt so connected with helping them.
54
161125
2601
yardım için nasıl hazır olduğumu anladım.
02:43
They felt that I was the person that could make their stories felt,
55
163750
4018
Onlar hikayelerinin duyulmasını sağlayacak kişinin ben olduğumu hissetti
02:47
and honestly,
56
167792
1642
ve dürüst olmak gerekirse
02:49
I was committed to doing whatever I needed to make that happen.
57
169458
3018
bunu gerçekleştirebilmek için kendimi ne gerekirse yapmaya adamıştım.
02:52
I don't know how to cure racism, fix police brutality
58
172500
3059
Irkçılık, polis zorbalığı ya da
Amerika’nın baş belası diğer sorunların nasıl düzeltileceğini bilmiyorum.
02:55
or any of the other problems plaguing America.
59
175583
2393
Bunu bir insan tek başına yapamaz.
02:58
No one person can do that.
60
178000
1601
02:59
But we all can do what we can to make it felt.
61
179625
2726
Ama her birimiz bunu hissettirmek için bir şeyler yapabiliriz.
03:02
Making it felt for me is an action.
62
182375
2309
Bana göre hissettirmek bir eylemdir.
03:04
It's not just protesting and raising your voice,
63
184708
2601
Bu sadece protesto etmek ya da sesini yükseltmek demek değil,
03:07
but also doing something to show your intention.
64
187333
2935
ayrıca amacını gösteren bir şey yapmaktır.
Ben çıkıp geldim ve şimdi siz varlığımı hissediyorsunuz.
03:10
I opted out and now you feel me.
65
190292
2642
03:12
Honestly, that was a big move for me,
66
192958
1935
Açıkçası bu benim için büyük bir adımdı
03:14
but now that I've done it,
67
194917
1934
ama o adımı attım ve şimdi buradayım,
03:16
it feels like it was almost inevitable.
68
196875
2101
bu benim için adeta kaçınılmaz bir sondu.
Her ne kadar onu hissettirmek söyleminin
03:19
And while making it felt can have a negative connotation
69
199000
2684
03:21
of violence and trouble,
70
201708
1935
şiddet gibi olumsuz çağrışımları olsa da
03:23
I wanted to show that it could also have a really positive form.
71
203667
3601
bunun aslında olumlu formlarının da olabileceğini göstermek istedim.
03:27
Playing in the WNBA has afforded me a platform,
72
207292
2392
WNBA’de oynamanın bana sağladığı maddi bir güç vardı,
03:29
and with that platform, I want to create positive change.
73
209708
2810
bu güçle olumlu değişimi yaratmak istedim.
03:32
So big picture,
74
212542
1267
Büyük resim şu,
03:33
I want to level the playing field
75
213833
1643
oyun alanını eşitlemek istiyorum
03:35
so that everyone has access to the same opportunities,
76
215500
2726
böylece herkes eşit olanaklara erişebilir,
hangi ırktan olursa olsun.
03:38
regardless of race.
77
218250
1309
03:39
To do this I know I need to increase exposure
78
219583
2310
bunun için erişilebilirliği arttırmam,
03:41
to the young Black and brown youth,
79
221917
1726
genç siyahi nesle
03:43
showing them explosive fields like tech
80
223667
2184
teknoloji gibi çığır açan alanlarda
03:45
and creating ways for them to develop those skills
81
225875
3059
becerilerini geliştirmeleri için yeni yollar açmam gerektiğini biliyorum
03:48
so they can seize the opportunities.
82
228958
1810
ki tüm bu fırsatları yakalayabilsinler.
03:50
We're creating a workshop
83
230792
1309
Bir atölye kuruyor,
03:52
and partnering with organizations already doing the work,
84
232125
2893
bu işleri yürüten şirketlerle çalışıyoruz.
Şimdilik küçük adımlar
03:55
taking small steps now
85
235042
1309
ama gelecekte çok büyük bir etki yaratacağını biliyorum.
03:56
that I know will have a big impact in the future.
86
236375
2286
03:58
A lot of times we underestimate what we can do --
87
238685
2583
Çoğu zaman yapabileceklerimizi azımsarız --
04:01
the effect we can have.
88
241292
1934
yaratabileceğimiz etkiyi.
Hepimizin “Onu nasıl hissettirebilirim?” diye düşünmeye başladığını hayal edin.
04:03
Imagine if we all started to think about "How can I make it felt?"
89
243250
4309
04:07
If we all took that leap of faith to stand for what we believe is right,
90
247583
3893
Eğer hepimiz doğruluğuna inandıklarımız uğruna gözümüzü karartmayı seçebilirsek
04:11
regardless of the very real fear embedded in that decision,
91
251500
3518
bu kararı alırken ki o derin korkuya aldırış etmeden,
bence dağılmış bir toplumu değil de aksine bütün bir toplumu kucaklayan
04:15
I think we would then start to fulfill the title of the United States of America
92
255042
3809
04:18
instead of the divided states that we're seeing right now.
93
258875
2976
Amerika Birleşik Devletleri unvanının ancak o zaman hakkını verebiliriz.
04:21
I know from basketball that all it takes is a single moment,
94
261875
3851
Basketboldan çok iyi biliyorum ki durumu tersine çeviren şey tek bir andır,
04:25
a second, to change everything.
95
265750
2393
tek bir saniye, her şeyi değiştirir.
O halde hadi o anlarımızı hareketten gelen güce dönüştürmeyi seçelim.
04:28
So let's choose to turn our moments into momentum.
96
268167
3226
04:31
I'm making it felt,
97
271417
1309
Ben onu hissettiriyorum,
04:32
are you?
98
272750
1643
peki ya siz?
04:34
Thank you.
99
274417
1250
Teşekkürler.
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7