What the oil industry doesn’t want you to know - Stephanie Honchell Smith

Çeviri: Ozay Ozaydin Gözden geçirme: Suat Utku Merter

In summer 1997, a full-page ad appeared in The New York Times.

1997 yazında The New York Times’da tam sayfa bir ilan yayınlandı.

The message, from the Global Climate Coalition,

Küresel İklim Koalisyonu’nun mesajı,

ABD’nin sera gazı emisyonlarını azaltmaya yönelik bir anlaşma olan

issued a dire economic warning about the US embracing the Kyoto Protocol,

Kyoto Protokolü’nü benimsemesi konusunda

a treaty to curb greenhouse gas emissions.

korkunç bir ekonomik uyarıda bulunuyordu.

But beneath the veneer of smiling children was something much more insidious:

Ancak gülümseyen çocuk görüntüsünün altında çok daha sinsi bir şey vardı:

a multi-million dollar campaign propped up by questionable data

şüpheli verilerle sahip

ve dünyanın en güçlü şirketlerinden bazıları tarafından desteklenen

and backed by some of the world's most powerful companies.

milyonlarca dolarlık bir kampanya.

The Global Climate Coalition was itself a front for the oil industry—

Küresel İklim Koalisyonu, iklim eylemi konusunda şüphe

ve kafa karışıklığı yaratmak için kurulan; petrol endüstrisinin bir paravanıydı.

established to sow doubt and confusion about climate action.

But the real story starts decades earlier.

Ancak asıl hikaye onlarca yıl öncesine dayanıyor.

In the 1970s, oil companies employed some of the world's top atmospheric scientists,

1970′lerde petrol şirketleri,

hava koşullarının aletlerinde yaratacağı riskleri anlamak

as they needed to understand weather-related risks to their equipment

ve yeni projelerin çevresel etkilerini değerlendirmek için

and to assess the environmental impact of new projects.

dünyanın en iyi atmosfer bilimcilerinden bazılarını istihdam ediyordu.

By the late 1970s, these scientists, along with their counterparts in academia,

1970′lerin sonlarına gelindiğinde bu bilim insanları,

akademideki meslektaşlarıyla birlikte,

fosil yakıtların yakılmasının atmosferde karbon birikimine yol açtığı

had concluded that burning fossil fuels created a build up of atmospheric carbon,

ve bunun da ısıyı hapsedip yüzey sıcaklıklarını artırarak

which would impact the climate by trapping heat

and increasing surface temperatures.

iklimi etkileyeceği sonucuna varmıştı.

They warned that an increase of even a few degrees could be catastrophic

Birkaç derecelik bir artışın bile

felakete yol açabileceği konusunda uyarıda bulunmuşlar

and accurately predicted events such as rapid Arctic warming

ve Kuzey Kutbu’nun hızla ısınması

ve Antarktika buz tabakalarının erimesi gibi olayları

and the melting of Antarctic ice sheets.

doğru bir şekilde öngörmüşlerdi.

Throughout the 1980s, oil industry reps met repeatedly to discuss these dangers,

1980′ler boyunca petrol endüstrisi temsilcileri bu tehlikeleri tartışmak için

defalarca bir araya geldiler

acknowledging the risk that their product posed to the future of humanity.

ve ürünlerinin insanlığın geleceği için oluşturduğu riski kabul ettiler.

However, instead of warning the public,

Ancak, halkı uyarmak ya da bu bilgiyi

or using this knowledge to pivot towards renewable energy sources,

yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek için kullanmak yerine,

they doubled down on oil.

petrole daha da odaklandılar.

But in the late 1980s, scientists sounded the alarm about climate change,

Ancak 1980′lerin sonlarında bilim insanları

iklim değişikliği konusunda alarm vererek

kamuoyunda farkındalık yarattı

raising public awareness, and leading to calls for government action.

ve hükümetlerin harekete geçmesi için çağrılarda bulundu.

In response, the oil industry launched what would become a decades-long,

Buna karşılık petrol endüstrisi, öncüsü oldukları bilimi

multi-billion-dollar PR campaign

itibarsızlaştırmak için on yıllar sürecek,

to discredit the very science they helped pioneer.

milyarlarca dolarlık bir halkla ilişkiler kampanyası başlattı.

They utilized the same PR firms that had previously helped the tobacco industry

Daha önce tütün endüstrisinin sigaranın zararları konusunda

kamuoyunu yanıltmasına yardımcı olan

mislead the public about the harms of smoking.

aynı halkla ilişkiler firmalarını kullandılar.

Oil companies directly lobbied government officials

Petrol şirketleri doğrudan hükümet yetkilileri nezdinde

lobi faaliyetleri yürüttü ve Küresel İklim Koalisyonu gibi

and covertly funded dozens of organizations

like the Global Climate Coalition,

düzinelerce kuruluşu gizlice finanse etti;

whose objective was to obscure the scientific consensus on climate change

bu kuruluşların amacı iklim değişikliği

ve insanlığın bu değişikliğin yaratılmasındaki rolü

and humanity's role in creating it.

konusundaki bilimsel fikir birliğini gizlemekti.

They attacked credible scientists

Güvenilir bilim insanlarına saldırdılar

and bankrolled advertisements disguised as op-eds,

ve iklim modellerindeki belirsizliğin derecesini ve önemini

which falsely exaggerated the degree and significance

yanlış bir şekilde abartan ve bu belirsizliği bilimi

of uncertainty in climate models

tamamen reddetmek için bir bahane olarak kullanan

and used that uncertainty as an excuse to dismiss the science entirely.

köşe yazısı kılığındaki reklamları finanse ettiler.

These "advertorials" grabbed reader's attention with titles like

Bu “reklam yazıları”, “Çocuklarımıza Söyledikleri Yalanlar”

"Lies They Tell Our Children," and "Unsettled Science."

ve “Kararsız Bilim” gibi başlıklarla okuyucuların dikkatini çekti.

The industry also capitalized on lingering Cold War anxieties

Sektör ayrıca, devlet düzenlemelerini sosyalizmle eş tutan

that equated government regulation with socialism.

Soğuk Savaş’tan kalma kaygılardan da yararlandı.

Thus, at the very moment the world was poised to act,

Böylece, dünyanın harekete geçmeye hazır olduğu bir anda,

oil companies shifted the conversation away from the actual science

petrol şirketleri tartışmayı gerçek bilimden uzaklaştırarak

and turned it into a debate about protecting freedom.

özgürlüğü korumaya yönelik bir tartışmaya dönüştürdü.

By doing so, they took a non-partisan, uncontentious topic

Bunu yaparak, partizan olmayan, tartışmasız bir konuyu aldılar

and transformed it into a hot-button political issue.

ve sıcak bir siyasi meseleye dönüştürdüler.

After George W. Bush became president in 2001,

George W. Bush 2001′de başkan olduktan sonra

oil lobbyists successfully pushed his administration to replace officials

petrol lobicileri; yönetimi, ana akım bilimle hemfikir olan yetkilileri

who agreed with mainstream science

çevre düzenlemelerine karşı çıkanlarla değiştirmeye başarıyla zorladılar.

with ones who opposed environmental regulations.

When Bush pushed the US out of the Kyoto Protocol,

Bush ABD’yi Kyoto Protokolü’nün dışına ittiğinde,

his administration credited the Global Climate Coalition

yönetimi Küresel İklim Koalisyonu’nun bu kararı etkilediğini belirtti.

with influencing his decision.

But the oil industry's PR campaigns didn't end with their Kyoto victory.

Ancak petrol endüstrisinin halkla ilişkiler kampanyaları

Kyoto zaferiyle sona ermedi.

They've continued to shape the climate conversation,

Propaganda yaparak ve iklim dilini benimseterek

pushing propaganda and co-opting climate language.

iklim tartışmalarını şekillendirmeye devam ettiler.

British Petroleum, for example, popularized the phrase "carbon footprint,"

Örneğin British Petroleum, pratikte iklim sorumluluğunu

endüstri üzerinden tüketiciye kaydıran bir fikir olan

an idea which in practice effectively shifts climate responsibility

“karbon ayak izi” ifadesini popüler hale getirdi.

from the industry to the consumer.

To this day, the industry massively overemphasizes their investment

Bugüne kadar endüstri, bütçelerinin sadece %1′i olan biyoyakıtlar gibi

in green energies, such as biofuels,

yeşil enerjilere yaptıkları yatırımların

which represent just 1% of their budgets.

üzerinde çokca durmaktadır.

And they employ legions of lobbyists, who attend UN climate meetings

Ayrıca BM iklim toplantılarına katılan ve IPCC iklim değerlendirme raporlarının

and work to water down the language of IPCC climate assessment reports.

dilini sulandırmak için çalışan çok sayıda lobici istihdam etmektedirler.

In this, they're allied with oil-producing countries,

Bu konuda, fosil yakıt kullanımının devam etmesinde

which also have a vested interest in continued fossil fuel use.

çıkarı olan petrol üreticisi ülkelerle de müttefiktirler.

While the oil companies now acknowledge that burning fossil fuels

Petrol şirketleri artık fosil yakıtların yakılmasının

iklim değişikliğine katkıda bulunduğunu kabul etseler de,

contributes to climate change,

they deny having misled the public,

verdikleri mesajların

her zaman bilimsel fikir birliğini yansıttığını savunarak

arguing that their messaging always reflected the scientific consensus.

kamuoyunu yanlış yönlendirdiklerini inkâr ediyorlar.

But an extensive paper trail shows otherwise.

Ancak kapsamlı bir belge izi aksini gösteriyor.

While oil companies' profits reach all-time highs,

Petrol şirketlerinin kârları tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşırken,

climate change costs the public billions of dollars each year.

iklim değişikliği kamuya her yıl milyarlarca dolara mal oluyor.

Extreme weather events and decreasing air quality kill millions of people annually.

Şiddetli hava olayları ve azalan hava kalitesi

her yıl milyonlarca insanın ölümüne neden oluyor.

Meanwhile, the culture of doubt the oil industry created remains widespread,

Bu arada, petrol endüstrisinin yarattığı şüphe kültürü yaygınlığını koruyor,

polarizing the issue, and delaying meaningful action.

konuyu kutuplaştırıyor ve anlamlı eylemleri geciktiriyor.

But it doesn't have to be this way.

Ancak bu şekilde olmak zorunda değil.

We can still reclaim the conversation and change course,

Hem gezegenimizi hem de geleceğimizi korumak için

embracing renewable energies and sustainable practices

yenilenebilir enerjileri ve sürdürülebilir uygulamaları benimseyerek

to protect both our planet and our future.

hâlâ tartışmayı kazanabilir

ve rotayı değiştirebiliriz.