5 Most Common English Mistakes and How To Fix Them!

Today we're doing five of the "Oh my god these are so common!" mistakes in English

Bugün beş tanesini yapıyoruz "Aman tanrım bunlar çok yaygın!" İngilizce hatalar

so if you make these mistakes don't worry, you're normal, but today we're gonna fix them

yani bu hataları yaparsanız endişelenmeyin, normalsiniz ama bugün onları düzelteceğiz

number one

ilk önce

you have some flowers and...

biraz çiçek var ve... "

"This remembers me of spring"

Bu beni baharı anımsatıyor"

Can you see the mistake?

Hatayı görebiliyor musunuz?

It's in that word

Bu kelimede var

this mistake is the difference between remember and remind

bu hata, hatırla ve hatırlat arasındaki farktır,

both words talk about memory

her iki kelime de hafızadan bahseder

but don't make the mistake of using one when you need the other

ama ihtiyacınız olduğunda birini kullanma hatasına düşmeyin

Here's an example

İşte bir örnek

When you see someone and you're trying to think of their name

Birisini gördüğünüzde ve onun adını düşünmeye çalıştığınızda

"What is your name?"

"Adın ne?"

If you don't have a memory of that person

Eğer o kişiyle ilgili bir anınız yoksa

you would say "I don't remember you"

"seni hatırlamıyorum" dersiniz.

"Remember" means to have a memory of something or someone

if someone gives you the memory of something

makes you remember a thing

then you use the verb "Remind" not "Remember"

"Hatırlat" fiili "Hatırla" değil

"Oh you're my mum! Sorry! Thanks for reminding me! I'm so stupid!"

"Ah, sen benim annemsin! Üzgünüm! Hatırlattığın için teşekkürler! Çok aptalım!"

in other situations for example you need to buy donuts

diğer durumlarda, örneğin çörek almanız gerekir,

you're with your friend, you want to say:

arkadaşınızla berabersiniz,

"Please make me remember that I need to buy donuts!"

"Lütfen bana çörek almam gerektiğini hatırlatın!"

you would say to that friend:

o arkadaşa şöyle derdiniz:

"Please REMIND me! REMIND me to buy donuts"

"Lütfen bana HATIRLATIN! Çörek almamı HATIRLATIN"

So, that mistake from before, let's correct that!

Yani, önceki hata, düzeltelim!

We wouldn't say "This REMEMBERS me of Spring"

Biz "Bana Baharı HATIRLIYOR" diyemeyiz.

You would say:

Siz

"This REMINDS me of Spring!"

"Bu Bana Baharı HATIRLIYOR!" derdiniz.

(In a manly sexy handsome voice) "Ahh, Spring!"

(Erkek, seksi ve yakışıklı bir sesle) "Ahh, Spring!" Bir

The next very common mistake is this one:

sonraki çok yaygın hata şudur:

Sometimes we all need money

Bazen hepimizin paraya ihtiyacı vardır

And if you are that one friend who always asks this, DON'T!

ve bunu her zaman soran arkadaş sizseniz, YAPMAYIN!

because there's a mistake in that sentence

çünkü o cümlede bir yanlışlık var

Which is the mistake word?

Hatalı kelime hangisi?

Can you see it?

Bunu görebiliyor musun?

It's this one

we wouldn't say "Can you BORROW ME some money"

"Bana biraz borç verir misin" diyemeyeceğimiz

that's the mistake

hata bu,

why is it a mistake?

neden hata olsun?

there are two words

İki kelime vardır

"To LEND" something you are giving something

"ÖDÜNÇ VERMEK" bir şey vermekte olduğunuz bir şeyi

"To BORROW" means to take

"BORÇLAMAK" Örnek almak demektir

Example? Example!

? Örnek!

She wants money

Para istiyor,

so how can she ask for it?

peki nasıl istesin?

well she can say in two different ways

Peki,

depending on which subject she uses

hangi konuyu kullandığına bağlı olarak iki farklı şekilde söyleyebilir.

Remember "LEND" means "to give" so "Can YOU lend me...?"

Unutmayın "ÖDÜNÇ" "vermek" anlamına gelir, yani "Bana borç verebilir misiniz...?"

"Can you give me...?"

"Verebilir misin...?"

so the question is "Can you lend me some money?"

yani soru şu: "Bana biraz borç verebilir misin?"

Can you give me (for a short time) some money?

Bana (kısa bir süre için) biraz para verebilir misin ?

If the subject is "I", "Can I...?"

Konu "Ben" ise, "Yapabilir miyim...?"

Well now we want to TAKE, right?

Peki şimdi ALMAK istiyoruz değil mi?

so "Can I..."

yani "Ben..."

"Can I borrow some money?"

"Biraz borç para alabilir miyim?"

Notice here that with LEND, you must have that object pronoun

Burada LEND ile, şu nesne zamirine sahip olmalısınız,

Lend me, lend him, lend he

Lend me, Lend ona, Lend He

with borrow, no, that's fine, no object pronoun here

with Lend, hayır, sorun değil, burada nesne zamiri yok

I mean, you can

Demek istediğim,

"Can I borrow blah blah from you" ...from him ...from her

"Senden filan falan ödünç alabilir miyim" ... onu ...ondan

Again with LEND, you must have that object pronoun

Yine LEND ile, BORROW ile o nesne zamirine sahip olmalısınız

with BORROW, you can, it's better without

, yapabilirsiniz, Örnek olmadan daha iyi

Example: your friend needs some money

: arkadaşınızın biraz paraya ihtiyacı var,

you want to offer that money

o parayı teklif etmek istiyorsunuz,

what is your question?

sorunuz nedir?

"Don't worry, I'm a good friend! I can...

"Endişelenme, ben iyi bir arkadaşım! Yapabilirim...

GIVE (for a short time)

VEREBİLİRİM (kısa süreliğine) "

"I can lend some money"

Borç para verebilirim"

Is there a mistake here?

Burada bir yanlışlık mı var?

yes there is

evet

where's the mistake?

nerede yanlışlık var?

Remember, after the verb LEND, you must have that object pronoun YOU

Unutma, fiilden sonra Ödünç ver, SEN zamiri nesnesine sahip olmalısın SANA

I can LEND YOU some money

biraz borç verebilirim

Maybe your teeth are hurting, and every time you...

Belki dişlerin ağrıyor ve sen ...

...touch them... Ouch! It really hurts!

...onlara her dokunduğunda... Ah! Gerçekten acıyor!

So in this case, what do you want to say?

Peki bu durumda, ne yaparsın? söylemek istiyorum

My teeth are so sensible?

Dişlerim çok mantıklı

no

hayır

This mistake I think is more common in Latin languages

Bu hata bence Latin dillerinde daha yaygın

because the word sensible is what's called a "False friend"

çünkü mantıklı kelimesi "Sahte arkadaş" olarak adlandırılan

we have the word in English but it doesn't mean the same thing

kelime İngilizce'de var ama bu aynı anlama gelmiyor.

when your feelings are stronger than usual

duygular normalden daha güçlüyse,

then you wouldn't say SENSIBLE, you would say...

o zaman DUYARLI demezsin, şöyle derdin...

SENSITIVE "My teeth are SENSITIVE"

HASSAS "Dişlerim HASSAS"

the same example if...

aynı örnek eğer...

if your feelings, for example, are quite strong and a sunset can make you cry or

örneğin duyguların oldukça güçlüyse ve bir gün batımı seni ağlatabiliyorsa ya da

a movie just makes you cry or looking at puppies on Instagram makes you cry

bir film sizi ağlatır ya da Instagram'da yavru köpeklere bakmak sizi ağlatır

I just love golden retrievers!

Ben sadece golden retrieverları severim!

again the same example: "You are sensitive"

Yine aynı örnek: "Sen hassassın" "

When you are "sensible" it means you're doing something with wisdom

Mantıklı" olduğunda, bu bilgece bir şeyler yaptığın anlamına gelir.

you're doing it in the wise way the smart way

akıllı bir şekilde akıllı bir şekilde iyi bir şekilde yapmak

the good way

for example

örneğin

It's dinner time, you're hungry!

Akşam yemeği zamanı, karnınız acıktı!

which meal do you choose?

hangi yemeği seçersin

a salad or a donut?

salata mı yoksa çörek mi?

well of course your mother would tell you that the donut...

tabii ki annen sana çörek...

it's not a good idea,

iyi bir fikir değil, salata

it's not the smart thing to do

yapmak akıllıca bir şey değil

the salad however,

ama

is the sensible option

mantıklı bir seçenek bu

so if she wants to say I'm going to make the smart wise decision

yüzden eğer söylemek isterse akıllıca yapacağım

I'll be sensible and eat a salad! who eats a salad?!

mantıklı davranıp salata yiyeceğim karar! kim salata yer?!

Forget your salad

Salata çöreklerinizi unutun,

donuts

it's where true happiness is

gerçek mutluluğun bir

the next mistake is actually a question that I get very often in the summer

sonraki hata olduğu yer, aslında yaz aylarında çok sık aldığım bir sorudur,

it's "What's the difference between 'shade' and 'shadow'?

"'gölge' ve 'gölge' arasındaki fark nedir?

Are they the same thing?

İkisi aynı şey mi?

Well kind of

it's better if I explain in a different way

Farklı bir şekilde anlatıyorum

and the final mistake is this one:

ve son hatam şu:

I've heard students sometimes say

Öğrencilerin bazen

"I want to do something funny, let's do something funny!"

"Komik bir şey yapmak istiyorum, hadi komik bir şey yapalım!" dediklerini duydum

there's a difference between "fun" and "funny" this is it:

"eğlenceli" ile "komik" arasında bir fark var, işte bu:

When a situation an event an activity makes you feel happy

Bir durum, bir olay, bir aktivite sizi mutlu ettiğinde

You're like "This is good, I like this!"

"Bu iyi, bunu beğendim!" diyorsunuz

you're smiling, everything is great!

, gülümsüyorsunuz, her şey harika!

then that situation is...

"Fun" so if you want to do something that makes you smile

seni güldüren bir şey

then you should say let's do something...

o zaman bir şeyler yapalım demelisin...

"FUN" not "FUNNY"

"KOMİK" değil "EĞLENCE"

In short: FUN :)

Kısaca: EĞLENCE :) KOMİK

FUNNY: HAHAHAH! LOL

: HAHAHAH!HAHAHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHHH!OL

for example

If your donut comes to life,

Çöreğiniz çöreğiniz canlanırsa,

tells you a joke and makes you laugh

size bir fıkra anlatırsa ve sizi güldürürse mesela.

Then you can say this:

O zaman şunu söyleyebilirsin:

"Oh donut! You're so funny!

"Ah çörek! Çok komiksin! Beni

You really make me laugh, you you're so funny! You should be a comedian!"

gerçekten güldürüyorsun, çok komiksin! Komedyen olmalısın!"

Now you've learned five things and you will never make a mistake with them again!

Artık beş şey öğrendiniz ve bir daha asla hata yapmayacaksınız!

NEVER!

ASLA!

If you liked that video, make sure you subscribe to the channel

Bu videoyu beğendiyseniz, kanala abone olmayı unutmayın

Tell all of your friends to subscribe to my channel

Tüm arkadaşlarınıza kanalıma abone olmalarını söyleyin

it will make you super cool!

seni süper havalı yapacak!

you'll be like "Oh my god there a really good channel,

"Aman tanrım gerçekten çok iyi bir kanal var,

It's called "Papa Teach Me"! And you should subscribe!"

adı" Papa Bana Öğret "! Ve abone olmalısınız!"

and your friends will be like

ve arkadaşlarınız

"Oh my god I know that channel! I love it!"

"Aman Tanrım, bu kanalı biliyorum! Onu seviyorum!"

and you'll have a great time

ve harika zaman geçireceksiniz Bir

See you in the next class!

sonraki derste görüşmek üzere!