Most British Expressions EVER! - Learn British English

Today we are doing five of the most British things you can ever say

Bugün İngiltere'de söyleyebileceğiniz en iyi şeylerden beşini yapıyoruz.

So if you simply want to improve your English vocabulary

Bu nedenle, yalnızca İngilizce kelime dağarcığınızı geliştirmek istiyorsanız

or if you want to learn some expressions to annoy Americans with

veya anlamadıkları için Amerikalıları kızdıracak bazı ifadeler öğrenmek istiyorsanız,

because they won't understand it

then you chose the right video to watch

o zaman doğru videoyu seçtiniz.

these expressions are still very commonly used

bu ifadelerin hala çok yaygın olarak kullanıldığını izleyin,

they're not old-fashioned, so you can still use them and it sounds great

eski moda değiller, bu yüzden hala bunları kullanabilirsiniz ve kulağa harika geliyor

you're talking to a friend

bir arkadaşınızla konuşuyorsunuz

Your friend wants to ask what are you doing today?

Arkadaşınız bugün ne yaptığınızı sormak istiyor?

and you want to say "Ahh just the small things"

ve sen "Ahh sadece küçük şeyler" demek istiyorsun

I'm going to buy food I'm going to wash my hair

Yiyecek alacağım Saçımı yıkayacağım

I'm going to post a letter

Mektup göndereceğim

those small things

o küçük şeyler için

you can say

"Ah, just bits and bobs"

"Ah, sadece küçük şeyler" diyebilirsin

"Bits and bobs" literally means "small things"

" Bits and bobs" kelimenin tam anlamıyla "küçük şeyler" anlamına gelir.

You can also say

Ayrıca

what are you doing today?

bugün ne yapıyorsun diyebilirsin?

bits and bobs

or

odds and sods

It just means those little things nothing really important

If you're getting married today, you're not doing bits and bobs or odds and sods

Bugün evleniyorsanız,

that's a big thing

unless it's your sixth marriage that year

o yıl altıncı evliliğiniz olmadıkça bu büyük bir şey,

maybe for you it's odds and sods

belki sizin için.

so it could be small actions but it could also be small things for example:

küçük eylemler olabilir ama aynı zamanda küçük şeyler de olabilir, örneğin:

You're at your friend's house you're so hungry

Arkadaşınızın evindesiniz, çok açınız,

You really want to eat something big a pizza donuts I'm talking real food!

gerçekten büyük bir şeyler yemek istiyorsunuz, pizza çörekleri Gerçek yemekten bahsediyorum!

but in their fridge there's only ketchup, mustard, half an onion

ama buzdolabında sadece ketçap, hardal, yarım soğan var

This is not real food, so in this situation

Bu gerçek yemek değil, bu durumda

to answer the question "Do you have any food?" "Not really just bits and bobs. Just odds and sods"

"Yiyecek var mı?"

the ketchup, the mustard, the mayonnaise, the half an onion.

Ketçap, hardal, mayonez, yarım soğan.

Those are not big things they're just small things

Bunlar büyük şeyler değil, sadece küçük şeyler.

"Bits and bobs" or "Odds and sods"

Question 1: Tell me in the comments What's in your fridge?

and if they have no food you might get very angry

yemek yemezlerse çok sinirlenebilirsiniz,

in this case your friend might say "Don't get angry!"

bu durumda arkadaşınız "Kızmayın!" diyebilir.

In a very British way, we'd say this...

Tam bir İngiliz edasıyla şunu söylerdik...

"Don't throw a wobbly! It's fine!"

"Titreşim atma! Sorun değil!"

To "throw a wobbly" means to do this

"Titreşim atmak" bunu yapmak demektir

You're very loud you're shouting you're aggressive

Çok yüksek sesle konuşuyorsun bağırıyorsun agresifsin bir

you're throwing things

şeyler fırlatıyorsun

"What no pizza what kind of friend are you!?"

"Ne pizza değil ne biçim arkadaşsın!?"

You're throwing a wobbly

If your friend wants to be more specific and say "Stop being aggressive"

Eğer arkadaşınız daha spesifik olmak istiyorsa ve "Agresif olmayı bırak" derse,

We would change that word to

bu kelimeyi "Gömlek" olarak değiştirirdik.

"Shirty" to be shirty with someone means to be aggressive with them

to be confrontational with them

"Stop being so shirty, we can go out for pizza we'll put pineapple-

gömlekli, pizza için dışarı çıkabiliriz ananas koyacağız-

"Don't throw a wobbly! we will not put pineapple on the pizza!"

"Titreşim atma! pizzaya ananas koymayacağız!" Yorumlar

Question number two for the comments: Tell me when was the last time you threw a wobbly?

için ikinci soru : Söylesene en son

When was the last time someone got shirty with you?

ne zaman sallandın?

You know those times when you have so much work to do? You have to finish that essay

o makaleyi bitirmek zorundasın

you have to finish that report that bit of work that you must do

o raporu bitirmek zorundasın yapman gereken o biraz işi ama

but then

but then you find those videos of cats getting brain freeze

sonra beyninin donduğu kedilerin videolarını buluyorsun

and you've wasted an hour of your time

ve zamanının bir saatini boşa harcıyorsun

when you're wasting time, you're doing nothing productive

zaman harcıyorsunuz, üretken bir şey yapmıyorsunuz

this is when we say

bu,

to "faff around" / "faff about" or to "Fanny around" / "Fanny about"

"gevezelik" / "kötülük" veya "Fanny ortalık" / "Fanny hakkında" dediğimizde

you can mix them it doesn't matter they all mean the same thing

bunları karıştırabilirsiniz, hepsinin aynı anlama gelmesi önemli değil

of course the sentence would be "he's faffing around / he's fannying about"

tabi ki cümle "aylaklık ediyor / aylaklık ediyor" şeklinde olacaktır

"I've just been faffing around for the last hour watching cat videos!"

"Son bir saattir kedi videoları izliyorum!" Bugün

Question 3 for the comments: What do you like to do when you faff around?

If it's your birthday and your friend says "Oh no I forgot your birthday!"

senin doğum günün ve arkadaşın "Ah hayır, doğum gününü unuttum!" diyor

but then!

ama sonra! Doğum

They didn't really forget your birthday

gününüzü gerçekten unutmadılar,

they were just joking

sadece

in the British Way we would change "joking" to...

İngiliz Usulü'nde şaka yapıyorlardı, biz "şaka "yı

"wind up" "I'm just winding you up I didn't forget your birthday I got you a puppy!"

"bitmek" olarak değiştirirdik. Seni sadece kuruyorum Doğum gününü unutmadım sana bir köpek yavrusu aldım!"

so wind-up means to tease, to play a joke on someone

yani kurma, biriyle dalga geçmek,

to make fun of them a little bit in a friendly way

onunla biraz arkadaşça dalga geçmek için şaka yapmak anlamına gelir.

however it does have a negative meaning too

olumsuz bir anlamı da vardır,

so be careful with the context for example

bu yüzden bağlama dikkat edin, örneğin

if someone annoys you, you could say "Ugh! She really winds me up"

biri sizi rahatsız ederse, "Öf! Beni gerçekten heyecanlandırıyor"

Again this means they annoy you, so be careful of the context

Yine bu, sizi kızdırdıkları anlamına geliyor, bu yüzden kötü olan bağlama dikkat edin,

that is bad, she annoys you

sizi kızdırıyor

This one is kind of good, friendly, jokey

Bu biraz iyi, arkadaş canlısı, şakacı

I'm just winding you up, I'm teasing you I'm joking with you

Sadece seni kuruyorum, seninle dalga geçiyorum Şaka yapıyorum,

so be careful of the context

bu yüzden bağlama dikkat edin

Question 4 for the comments: "Who winds you up in the bad way?

4. Sorudaki yorumlar için: " Seni kötü yola sokan kim?

And when was the last time you wound someone up or someone wound you up?

Ve en son ne zaman birini yaraladın ya da biri seni yaraladı?

"Wound" is the past tense

"Yara" geçmiş zaman kipidir

Let me know in the comments

Yorumlarda belirtin

and finally these two have a plan to get married, they're very much in love, but!

ve sonunda bu ikilinin evlilik planları var, çok aşıklar ama!

That plan goes wrong

when you have a plan and you think everything will be great

Bir planınız olduğunda ve her şeyin harika olacağını düşündüğünüzde o plan ters gider,

but then something happens and the plan goes wrong

ancak sonra bir şey olur ve plan

that plan or this relationship

o plan ters gider veya bu ilişki

went pear-shaped

armut şeklini alır

and this applies to any plan

ve bu herhangi bir plan için geçerlidir,

so for example you have a holiday plan

örneğin bir tatil planınız vardır

and for some reason you can't do the holiday

ve tatili yapamamanızın bir nedeni

The holiday plans went pear-shaped

Tatil planları ters gitti

So finally question 5, in the comments tell me

Yani nihayet soru 5, yorumlarda bana

When was the last time your plan or your relationship went pear-shaped and why?

planınız veya ilişkiniz en son ne zaman armut gibi gitti ve neden?

I want to hear about it tell me in the comments

Bunu duymak istiyorum yorumlarda anlat izlediğiniz

thanks for watching you can follow me on Instagram, Twitter, Facebook

için teşekkürler beni instagram, twitter, facebook'ta takip edebilirsiniz

To see an example of a relationship going pear-shaped because they don't understand each other...

birbirlerini anlamadıkları için armut şekline giren bir ilişki örneğini görmek için...

Click here

Buraya

If you like that lesson click subscribe and I'll see you in the next video

tıklayın o dersi beğen abone ol tıkla bir sonraki videoda görüşürüz