20 Stunningly Beautiful English Idioms - English Vocabulary Lesson

822,222 views ・ 2019-09-18

English with Lucy


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

00:01
intro music
0
1944
3750
giriş müziği
00:09
- Hello, everyone and welcome back to English with Lucy.
1
9331
3419
Herkese merhaba, Lucy ile İngilizce'ye tekrar hoş geldiniz.
00:12
Today I'm going to talk to you
2
12750
1750
Bugün size
00:14
about 20 of the most beautiful idioms
3
14500
3070
İngilizce'deki en güzel deyimlerden 20 tanesinden
00:17
in the English language.
4
17570
1700
bahsedeceğim.
00:19
I've chosen these idioms because I like their meaning,
5
19270
3040
Bu deyimleri seçtim çünkü anlamlarını seviyorum.
00:22
I think they sound nice,
6
22310
1480
Bence kulağa hoş geliyor
00:23
I think they refer to beautiful things.
7
23790
2470
güzel şeylere atıfta bulunuyorlar.
00:26
And let's just face it, some of them are really fun to say.
8
26260
3690
Ve kabul etmek gerekir ki, bazılarının söylenişi gerçekten eğlenceli.
00:29
So this video is perfect for improving your vocabulary.
9
29950
4050
Bu video kelime bilgini geliştirmek için mükemmel.
00:34
But if you want to improve your pronunciation
10
34000
2050
Ama telaffuzunu geliştirmek istiyorsan
00:36
and you're listening even further,
11
36050
2110
dinlemenin de ötesinde
00:38
then I highly recommend the special method
12
38160
2590
çok tavsiye ettiğim özel bir metod
00:40
of combining reading books with listening
13
40750
2850
Audible'da sesli kitap versiyonu ile kitap okumakla, dinlemeyi kombine etmek
00:43
to the audiobook version on Audible.
14
43600
3040
kitap okumakla, dinlemeyi kombine etmek.
00:46
It might sound a bit weird, but trust me it works.
15
46640
3010
Kulağa biraz tuhaf geliyor ama güven bana işe yarıyor.
00:49
Let me explain.
16
49650
1150
Açıklayayım.
00:50
Take a book that you have already read in English
17
50800
2770
İngilizcesini okuduğun bir kitabı ya da
00:53
or a book that you would like to read in English.
18
53570
2390
okumak istediğin bir kitabı al.
00:55
I've got lots of recommendations down in the description box
19
55960
2970
Açıklama kutusunda birçok öneride bulundum
00:58
and read this book whilst listening
20
58930
2980
ve bu kitabı okurken aynı zamanda
01:01
to the audiobook version.
21
61910
1860
sesli kitap olarak da dinle.
01:03
Reading alone will not help your pronunciation,
22
63770
3230
Sadece okumak telaffuzunu geliştirmene yardımcı olmaz
01:07
because English isn't a strictly phonetic language.
23
67000
3120
çünkü İngilizce yazıldığı gibi okunmaz.
01:10
How a word is spelt or written might not give you
24
70120
2770
Bir kelimenin nasıl hecelendiği ya da yazıldığı
01:12
any indication as to how it's pronounced.
25
72890
2370
sana nasıl okunduğu hakkında fikir vermeyebilir.
01:15
If you listen to a word, as you read it,
26
75260
2380
Eğer bir kelimeyi okurken aynı zamanda dinlersen
01:17
your brain will start to make connections.
27
77640
2070
beynin bağlantılar kurmaya başlayacaktır.
01:19
And the next time you read that word,
28
79710
1680
Ve gelecek sefer o kelimeyi okuduğunda
01:21
you'll know how it's pronounced.
29
81390
1790
nasıl telaffuz edildiğini biliyor olacaksın.
01:23
And the next time you hear that word,
30
83180
1830
Ve gelecek sefer o kelimeyi duyduğunda
01:25
you'll know how it's spelled, how it's written.
31
85010
2400
nasıl hecelendiğini, nasıl yazıldığını biliyor olacaksın.
01:27
It is such an effective method.
32
87410
2740
Bu çok etkili yöntemlerden biri.
01:30
And the best part is you can get a free audiobook.
33
90150
2940
En önemli kısım ise ücretsiz bir sesli kitap edinebilirsin.
01:33
That's a 30 day free trial on Audible.
34
93090
2480
Audible'da 30 günlük ücretsiz deneme süresi var.
01:35
Just click on the link in the description box and sign up
35
95570
3000
Açıklama kutusundaki linke tıkla ve kayıt ol
01:38
and then you can download one of my recommendations.
36
98570
2510
ve sonra benim tavsiyelerimden birisini indirebilirsin.
01:41
Give it a try.
37
101080
970
Bir şans ver.
01:42
It really works.
38
102050
1530
Gerçekten işe yarıyor.
01:43
Let's get started with our 20 beautiful English idioms.
39
103580
4130
Haydi, 20 güzel İngilizce deyim ile başlayalım.
01:47
Number one is it takes two to tango.
40
107710
3010
Bir numara "it takes two to tango"
01:50
It takes two to tango.
41
110720
1460
(Sende de hata var)
01:52
I love the way that this one sounds.
42
112180
2700
Bunun söylenişini seviyorum.
01:54
When you say it takes two to tango,
43
114880
2930
"it takes two to tango" dediğinde şu anlama geliyor,
01:57
it means that both parties or people involved in a situation
44
117810
4610
Bir duruma ya da tartışmaya karışan taraflar ve kişiler
02:02
or argument are equally responsible for it.
45
122420
3940
bundan eşit şekilde sorumludur.
02:06
For example, we need to come to a compromise here,
46
126360
3180
Örneğin burada bir uzlaşmaya varmamız gerekiyor,
02:09
it does take two to tango after all.
47
129540
2740
iki taraf da burada uzlaşmalı.
02:12
Take two to tango, take two tango, it's hard to say.
48
132280
3800
Take two to tango, take two tango, söylemesi çok zor.
02:16
Number two is my absolute favourite idiom.
49
136080
2770
İki numara benim favori deyimim.
02:18
I have mentioned this in quite a few videos before,
50
138850
2670
Daha önce bir kaç videomda bahsetmiştim,
02:21
but it's worth a spot here.
51
141520
2480
fakat burada da yer vermeye değer.
02:24
It is, every cloud has a silver lining.
52
144000
3080
Bu "every cloud has a silver lining".
02:27
This means that every difficult
53
147080
1460
Bunun anlamı, her zor veya üzücü durumun
02:28
or sad situation has a comforting or more hopeful aspect,
54
148540
4680
rahatlatıcı ya da daha umut verici bir tarafı vardır,
02:33
even though this may not be immediately apparent.
55
153220
3180
bu hemen anlaşılmasa bile.
02:36
It comes from the sun shining behind a cloud.
56
156400
3630
Bu deyim, bir bulutun arkasından parlayan güneşten geliyor.
02:40
The cloud is obviously a negative thing for some people.
57
160030
3430
Bulut bazı insanlar için negatif bir durum.
02:43
I don't mind clouds 'cause I'm very, very white.
58
163460
3130
Bulutlar umrumda değil, çünkü ben çok çok beyazım.
02:46
But the sun shining behind the cloud creates a silver lining
59
166590
3770
Ama güneşin bulutun ardından parıldaması umut ışığı yaratıyor
02:50
and the sun's gonna come out later
60
170360
1530
ve sonra seni rahatlatmak ve umut vermek için
02:51
and be hopeful and comforting for you.
61
171890
2080
güneş doğacak.
02:53
It's a nice way of expressing seeing the positive side
62
173970
3440
Bu, bir şeyin pozitif yanını görmeyi veya negatif bir şeyin sonucundan sonra pozitif bir şeyin geleceğini
02:57
of something or seeing something positive
63
177410
2450
02:59
that will come later on as a result of something negative.
64
179860
2980
görmeyi ifade etmenin hoş bir yolu.
03:02
For example, I was so upset that I failed
65
182840
2940
Mesela, ilk iş görüşmesinde başarısız olduğum için üzüldüm
03:05
that first interview, but now I have my absolute dream job.
66
185780
4300
ama şu anda tam da hayalimdeki işe sabibim.
03:10
Every cloud has a silver lining.
67
190080
2240
Her şeyde bir hayır vardır.
03:12
Number three is to burn the midnight oil.
68
192320
3010
Üç numara "to burn the midnight oil".
03:15
To burn the midnight oil.
69
195330
1680
(Gece yarısına kadar çalışmak, gecesini gündüzüne katmak)
03:17
This means to work or study late into the night.
70
197010
3410
Bu, gece yarısına kadar çalışmak anlamına geliyor.
03:20
For example, I've been burning the midnight oil,
71
200420
2690
Örneğin, "Gece yarısına kadar çalıştım,
03:23
trying to finish a very important course.
72
203110
2470
önemli bir dersi bitirmek için.
03:25
That's a hint if you didn't quite get that.
73
205580
2593
Bunu tam anlayamadıysanız size bir ipucu.
03:29
Number four is kind of similar,
74
209760
1920
4 numara buna çok benzer,
03:31
but it's got a slightly different meaning.
75
211680
2060
fakat azıcık farklı bir anlama sahip.
03:33
It's to burn the candle at both ends.
76
213740
3030
Bu, "to burn the candle at both ends".
03:36
To burn the candle at both ends.
77
216770
2780
(Dur durak bilmeden çalışmak)
03:39
This means to work or to do something
78
219550
3070
Sabahın erken vakitlerinden gece geç vakitlere kadar
03:42
from very early in the morning to very late at night,
79
222620
3530
çalışmak ya da bir şey yapmak bu nedenle çok az dinlenmek
03:46
thus getting very little rest.
80
226150
2430
anlamına geliyor.
03:48
You're using all of your free time in the morning
81
228580
2000
Sabah genellikle dinlenmek için kullanabileceğin
03:50
that you would usually use to rest,
82
230580
1820
tüm boş vaktini harcıyorsun,
03:52
and you're also using all your free time in the evening
83
232400
2670
ve ayrıca akşam dinlenmek için kullanabileceğin
03:55
that you would also use to rest,
84
235070
1390
tüm boş vaktini de harcıyorsun,
03:56
so you're getting very little rest.
85
236460
2450
bu yüzden çok az dinlenebiliyorsun.
03:58
An example, I was worried about Will this summer
86
238910
3050
Bir örnek, bu yaz Will için endişelendim
04:01
because he was burning the candle at both ends.
87
241960
2550
çünkü o dur durak bilmeden çalıştı.
04:04
He's a farmer, it was harvest.
88
244510
2220
O bir çiftçi ve hasat zamanıydı.
04:06
He was getting up early and coming back very, very late.
89
246730
3040
Çok erken kalkıyordu ve çok geç dönüyordu.
04:09
I was worried.
90
249770
1200
Endişelendim.
04:10
Number five is a lovely one, it is water under the bridge.
91
250970
3900
Beş numara ise sevimli olan "water under the bridge".
04:14
Water under the bridge.
92
254870
1770
(Köprünün altından çok sular geçti)
04:16
This refers to problems or disagreements that someone
93
256640
4500
Bu bir kişinin ya da bir grubun uzun zaman önce
04:21
or a group of people had a long time ago,
94
261140
3350
karşılaştığı problemleri ve anlaşmazlıkları ifade eder,
04:24
but now they don't care about it anymore
95
264490
1720
fakat şu anda o şeyi umursamıyorlar
04:26
because time has passed and these things can't be changed.
96
266210
2980
çünkü zaman geçmiş ve geçmişteki yaşananları değiştiremezsin
04:29
They've moved on.
97
269190
1430
Geçti gitti.
04:30
For example, yes, we had our disagreements
98
270620
2750
Örneğin, biz bazı anlaşmazlıklar yaşadık
04:33
but that's water under the bridge now.
99
273370
2010
ama şimdi köprünün altından ne sular aktı.
04:35
It doesn't matter, we've moved on.
100
275380
2330
Önemli değil, geçmişte kaldı.
04:37
Number six is to wear your heart on your sleeve.
101
277710
2860
Altı numara "to wear your heart on your sleeve".
04:40
To wear your heart on your sleeve.
102
280570
1760
(Açık kalpli olmak, hislerini belli etmek)
04:42
If you wear your heart on your sleeve,
103
282330
1460
Eğer açık kapli olursan,
04:43
it means that you openly share emotions
104
283790
2920
bu duygularını ve hislerini saklamak yerine
04:46
and feelings rather than keeping them hidden inside.
105
286710
3260
açıkça paylaşmak anlamına geliyor.
04:49
For example, I wear my heart on my sleeve.
106
289970
2680
Örneğin, "Ben açık kalpliyim.".
04:52
I'm not afraid to tell someone if I like them.
107
292650
3460
Birinden hoşlandığımda, söylemekten korkmuyorum.
04:56
Number seven is a funny one.
108
296110
1700
Yedi numara biraz komik.
04:57
I love this one.
109
297810
920
Bunu seviyorum.
04:58
It is lovely weather for ducks.
110
298730
2660
Bu "lovely weather for ducks".
05:01
Lovely weather for ducks.
111
301390
1600
(Ahmak ıslatan yağmur)
05:02
You're probably thinking, "What the hell?"
112
302990
3190
Muhtemelen ''Ne oluyor be?'' diye düşünüyorsun.
05:06
Let me explain.
113
306180
1120
Açıklayayım.
05:07
It's a humorous phrase for very wet rainy weather
114
307300
4420
Çok yağışlı havalar için kullanılan mizahi tabir,
05:11
of which we have a lot in the UK and Ireland.
115
311720
3780
İngiltere'de ve İrlanda'da çok karşılaştığımız bir durum.
05:15
I might ask someone, "How's the weather looking?"
116
315500
2460
Birine "Hava nasıl?" diye sorabilirim ve o da
05:17
And they might reply, "Oh, well,
117
317960
1657
Şöyle cevap verebilir
05:19
"it's gonna be lovely weather for ducks.
118
319617
2100
"Ördekler için güzel bi hava olacak.".
05:21
"The ducks are gonna love all this rain."
119
321717
2783
"Ördekler bu yağmuru sevecekler."
05:24
Number eight is to burn your bridges.
120
324500
2070
Sekiz numara ise "to burn your bridges".
05:26
To burn your bridges.
121
326570
1800
(Köprülerini yakmak)
05:28
This is the act of unpleasantly
122
328370
3510
Bu, hoş olmayan bir davranış
05:31
and permanently ending a relationship with another person
123
331880
4000
ve başka bir insanla ya da çalıştığınız şirket gibi bir kuruluş ile
05:35
or an organisation like a company that you worked for.
124
335880
3490
ilişkinizin kalıcı olarak sona ermesidir.
05:39
It's always a good idea to not burn your bridges.
125
339370
2640
Köprülerini yakmamak her zaman daha iyidir.
05:42
There have been many times
126
342010
1300
Köprüleri yakmak istediğim birçok zaman oldu,
05:43
where I have wanted to burn bridges, but I haven't.
127
343310
3190
ama yapmadım.
05:46
And quite a few of those times actually,
128
346500
2820
Ve aslında bu zamanların birçoğunun,
05:49
there's been a benefit afterwards
129
349320
2280
köprülerimi yakmamamın bir sonucu olarak
05:51
as a result of my not burning my bridges.
130
351600
2580
sonradan faydası oldu.
05:54
For example, I'm so glad I didn't burn my bridges
131
354180
3370
Mesela, ben eski patronumla köprüleri yakmadığım için çok memnunum (kötü bir şekilde ayrılmadım)
05:57
with my old boss because she's just offered me
132
357550
2620
Çünkü o az önce bana yeni muhteşem
06:00
an amazing new job in her new company.
133
360170
2900
bir iş teklifinde bulundu.
06:03
Number nine, this is lovely, variety is the spice of life.
134
363070
4080
Dokuz numara, bu çok hoş, "variety is the spice of life".
06:07
Variety is the spice of life.
135
367150
2220
(Değişiklik yaşamın tuzu biberidir, farklılıklar hayata renk katar)
06:09
This is a phrase that says that new
136
369370
1930
Bu, hayatı daha ilgi çekici yapan
06:11
and exciting experiences make life more interesting.
137
371300
3790
yeni ve heyecan verici deneyimler için söylenen bir ifade.
06:15
For example, I never like to visit the same restaurant twice
138
375090
3700
Örneğin, aynı restoranı ikinci sefer ziyaret etmeyi asla sevmem,
06:18
because variety is the spice of life.
139
378790
2950
çünkü değişiklik yaşamın tuzu biberidir.
06:21
That is not true for me, I find a favourite
140
381740
2340
Bu benim için doğru değil, bir favori restoran buldum
06:24
and then I go there until it shuts down basically.
141
384080
4730
ve genellikle (dükkan) kapanana kadar oraya giderim.
06:28
Very upsetting when that happens.
142
388810
1880
Bunun olması çok üzücü.
06:30
Number 10 is to lend an ear.
143
390690
2380
10 numara "to lend an ear".
06:33
To lend an ear.
144
393070
1730
(Kulak vermek)
06:34
This simply means to listen to somebody with sympathy.
145
394800
4400
Bu basitçe, birisini sempati ile dinleme anlamına gelir.
06:39
An example, take my mobile number,
146
399200
2510
Bir örnek, telefon numarımı al,
06:41
I'm always here to lend an ear if you need one.
147
401710
2850
ihtiyacın olursa kulak vermek için her zaman buradayım.
06:44
Number 11 is a change of heart.
148
404560
3080
11 numara ise "a change of heart".
06:47
A change of heart.
149
407640
1650
(Fikir değiştirmek)
06:49
This means a move to a different opinion or attitude.
150
409290
4260
Bu, farklı bir görüş veya tutuma geçiş anlamına gelir.
06:53
For example, the troll had a change of heart
151
413550
3580
Örneğin, trolün fikri değişti
06:57
and decided to dedicate their life
152
417130
1900
ve hayatlarını zorbalık karşıtı kampanyalarını desteklemek için
06:59
to supporting anti-bullying campaigns.
153
419030
2190
adamaya karar verdi.
07:01
That would be a nice thing, wouldn't it?
154
421220
1980
Bu iyi bir şey olurdu, değil mi?
07:03
Number 12 is to touch someone's heart.
155
423200
2850
12 numara "to touch someone's heart".
07:06
To touch someone's heart.
156
426050
1920
(Birisinin kalbine dokunmak)
07:07
This means to make someone feel a particular emotion,
157
427970
3760
Bu birisinin özel bir his veya güçlü duygular
07:11
or strong feelings.
158
431730
1640
hissetmesini sağlamak anlamına gelir.
07:13
For example, the handmade birthday card
159
433370
2570
Örneğin, yolun aşağısındaki küçük kızdan gelen
07:15
from the little girl down the road really touched my heart.
160
435940
3680
el yapımı doğum günü kartı gerçekten kalbime dokundu.
07:19
It made me feel very touched.
161
439620
3030
Bana çok dokunduğunu hissettirdi.
07:22
Number 13 is to take one's breath away.
162
442650
3270
13 numara "to take one's breath away".
07:25
To take one's breath away.
163
445920
1580
(Nefesini kesmek)
07:27
If you say that something has taken your breath away,
164
447500
2900
Eğer sen bir şeyin nefesini kestiğini söylüyorsan,
07:30
you're emphasising the fact that it's really beautiful,
165
450400
2710
bunun çok güzel, harika
07:33
or amazing, or breathtaking.
166
453110
2960
veya nefes kesici olduğu gerçeğini vurguluyorsun.
07:36
An example,
167
456070
1110
Bir örnek,
07:37
the way he played that piano took my breath away.
168
457180
3540
onun piyano çalma şekli nefesimi kesti.
07:40
Number 14 is one that I really like.
169
460720
3030
14 numara benim çok sevdiğim bir deyim.
07:43
I love all the weather related idioms.
170
463750
1960
Hava ile ilgili bütün deyimleri çok seviyorum.
07:45
It's the calm before the storm.
171
465710
2610
Bu deyim "the calm before the storm".
07:48
The calm before the storm.
172
468320
2050
(Fırtına öncesi sessizlik)
07:50
This is a period of unusual peace,
173
470370
3850
Bu, daha zor veya
07:54
silence and tranquillity
174
474220
2300
karmakarışık zamanlardan önce geldiği görünen,
07:56
that seems to come before more difficult or chaotic times.
175
476520
4290
barış, suskunluk ve sakinlik dönemidir.
08:00
For example, every morning before I open my laptop,
176
480810
4250
Örneğin, her sabah dizüstü bilgisayarımı açmadan önce,
08:05
I sit down at my desk with a coffee
177
485060
2470
masama bir kahve ile otururum,
08:07
and enjoy the calm before the storm.
178
487530
2300
ve fırtına öncesi sessizliğin keyfini çıkartırım.
08:09
Before the busyness of my daily life begins.
179
489830
3690
Günlük hayatımın meşguliyeti başlamadan önce.
08:13
Number 15 is to spread one's wings.
180
493520
2960
15 numara "to spread one's wings".
08:16
To spread one's wings.
181
496480
1930
(Kanat açmak)
08:18
This means to become more independent
182
498410
2660
Bu, daha bağımsız ve
08:21
and confident and to try new things.
183
501070
2850
kendinden emin hale gelmek ve yeni şeyler denemek anlamına geliyor.
08:23
It refers to birds leaving the nest,
184
503920
2820
Bu, kuşların yuvadan ayrılmalarına,
08:26
they fly for the first time and spread their wings.
185
506740
3070
onların ilk kez uçmaları ve kanatlarını açmalarına işaret ediyor.
08:29
An example, moving into a new country
186
509810
2770
Bir örnek, genç bir yaşta yeni bir ülkeye taşınmak
08:32
at a young age really gave me the chance to spread my wings.
187
512580
3840
bana kanatlarımı açmam için gerçekten bir şans verdi.
08:36
I became more independent and more confident.
188
516420
2570
Daha bağımsız ve daha kendinden emin bir hale geldim.
08:38
Number 16 is so sweet.
189
518990
2490
16 numara çok tatlı.
08:41
It is those three little words.
190
521480
2860
Bu deyim "those three little words".
08:44
Those three little words.
191
524340
1970
08:46
And yes, those three little words is the idiom,
192
526310
3020
Ve evet, "those three little words" bir deyim,
08:49
it is the phrase we're looking at.
193
529330
1830
baktığımız ifade bu,
08:51
Saying, those three little words,
194
531160
1990
"Those three little words" sözü,
08:53
is an indirect way of referring to the words I love you.
195
533150
4430
"I love you" kelimelerine atıfta bulunmanın dolaylı bir yolu.
08:57
Those three short little words.
196
537580
2460
Üç kısa küçük kelime.
09:00
An example in use,
197
540040
1240
Kullanımdaki bir örnek,
09:01
I might say to my friend with her new boyfriend,
198
541280
2627
Arkadaşıma onun erkek arkadaşı ile (birlikteyken)
09:03
"Has he said those three little words to you yet?"
199
543907
2813
"Sana şu üç küçük kelimeyi söyledi mi?" diyebilirim.
09:06
Implying has he said, "I love you," yet?
200
546720
2990
Hala "I love you" demeyi ima etmedi mi?
09:09
It's a nice way of asking the question
201
549710
2190
Bu, doğrudan "I love you" demeden
09:11
without being too direct about I love you,
202
551900
2830
soru sormanın en iyi yolu,
09:14
which can be a big deal.
203
554730
1980
09:16
Number 17 is actually more of a proverb than an idiom,
204
556710
3670
17 numara aslında bir deyimden daha çok bir atasözü,
09:20
but I thought it'd be nice to include it
205
560380
1570
ama bunu da dahil etmenin iyi olacağını düşündüm
09:21
'cause I really like it.
206
561950
980
çünkü bunu çok seviyorum.
09:22
It is, what comes around goes around.
207
562930
3340
Bu atasözü, "what comes around goes around (ne ekersen onu biçersin)".
09:26
You might remember the Justin Timberlake song.
208
566270
3050
Justin Timberlake şarkısını hatırlayabilirsin.
09:29
I'm not gonna sing it 'cause I will get demonetized.
209
569320
2420
Şarkıyı söylemeyeceğim çünkü şeytanlaştırılacağım.
09:31
This means that if you treat someone badly
210
571740
2950
Bunun anlamı şu; eğer birisine kötü davranırsan
09:34
or do something negative,
211
574690
1510
ya da olumsuz bir şey yaparsan,
09:36
it's likely that the same thing will come back to haunt you
212
576200
3320
aynı şeyin sana musallat olmak için geri dönmesi muhtemeldir,
09:39
that they might treat you badly
213
579520
1980
bu size kötü davranmaları ya da
09:41
or you might just be treated badly in general.
214
581500
2660
genelde kötü muamele görmeniz şeklinde olabilir.
09:44
For example, she picked on me in middle school,
215
584160
3820
Örneğin, o bana orta okulda sataştı,
09:47
and now her boss bullies her.
216
587980
2570
ve şimdi patronu ona zorbalık ediyor.
09:50
What goes around comes around.
217
590550
2380
Ne ekersen onu biçersin.
09:52
Number 18 is hook line and sinker.
218
592930
3340
18 numara "hook line and sinker".
09:56
Hook, line and sinker.
219
596270
1180
(En ince ayrıntısına kadar)
09:57
I love this one, it's a nautical one,
220
597450
2340
Bunu seviyorum, gemicilik,
09:59
relating to navigation and the sea and sailors and maritime.
221
599790
4260
deniz, gemiciler ve denizcilik ile ilgili bir deyim.
10:04
This means believing something completely,
222
604050
3020
Bu, genellikle doğru olmayan bir şeye
10:07
something that is usually not true.
223
607070
2570
tamamen inanmak anlamına geliyor.
10:09
For example, you got me hook, line and sinker
224
609640
2510
Örneğin, bana "The X Factor" de ne olacağını
10:12
when you told me you were going to be on "The X Factor."
225
612150
2397
anlattığında en ince ayrıntısına kadar sana inandım.
10:14
"The X Factor" is a popular talent show,
226
614547
2113
"The X Factor" popüler bir yetenek yarışması,
10:16
a singing talent show in the UK.
227
616660
1790
İngiltere'de bir şarkı söyleme yarışması.
10:18
I'm sure you have it in your country, perhaps.
228
618450
2790
Muhtemelen, bunun ülkenizde bulunduğuna eminim.
10:21
Number 19 is to have a soft spot for someone.
229
621240
3930
19 numara, "to have a soft spot for someone".
10:25
To have a soft spot for someone.
230
625170
2210
(Birine karşı zaafı olmak)
10:27
This means to have a great deal
231
627380
1510
Bu, birisi ya da bir şey için
10:28
of affection for someone or it can be something.
232
628890
3150
büyük bir sevgi (duygusal yakınlık) hissetmek anlamına gelir.
10:32
For example, I have a huge soft spot for ginger cats.
233
632040
4170
Örneğin, benim tekir kedilere karşı büyük bir zaafım var.
10:36
I have a lot of affection for ginger cats.
234
636210
3410
Tekir kedilere karşı çok fazla duygusal yakınlığım var.
10:39
It's nice because, obviously, I'm speaking about cats.
235
639620
2610
Bu güzel çünkü, açıkça görülüyor ki, kediler hakkında konuşuyorum.
10:42
It's not strictly romantic.
236
642230
2530
Bu kesinlikle romantik değil.
10:44
It can be if someone says to their crush or love interest.
237
644760
4637
Birisi onlara aşk ya da duygusal ilgi için söylüyorsa olabilir.
10:49
"I have a huge soft spot for you,"
238
649397
1513
"Sana çok büyük bir zaafım var,"
10:50
then yes, it probably means romantic affection.
239
650910
3083
o zaman evet, muhtemelen romantik bir duygusal yakınlık anlamına gelir.
10:54
But it doesn't have to be and I really like that.
240
654950
2210
Ama öyle olmak zorunda değil ve bundan gerçekten hoşlanıyorum.
10:57
I feel like I'm being extra British today,
241
657160
1940
Bugün tuhaf bir şekilde ekstra İngiliz olduğumu hissediyorum,
10:59
like all awkward weird, anyway.
242
659100
2350
her neyse.
11:01
And the last one is to only have eyes for someone.
243
661450
3850
Ve sonuncusu, "to only have eyes for someone".
11:05
To only have eyes for someone.
244
665300
2150
(Gözü ondan başkasını görmemek)
11:07
For example, oh no, I didn't say the definition.
245
667450
2523
Örneğin, eyvah, tanımını söylemedim.
11:11
This means to only be attracted to
246
671260
2320
Bu, yalnızca bir kişiden hoşlanmak,
11:13
or interested in one person, which is lovely.
247
673580
4340
ya da ilgilenmek anlamına gelir.
11:17
Monogamy.
248
677920
903
Tekeşlilik.
11:19
For example, I only have eyes for William.
249
679740
3020
Örneğin, gözüm William'dan başkasını görmüyor.
11:22
He is the only person that I'm interested in
250
682760
3000
O, benim ilgilendiğim ve dikkatimi çeken tek kişi,
11:25
and attracted to, obviously, 'cause I'm gonna marry him.
251
685760
3303
açıkça görülüyor ki, çünkü onunla evleneceğim.
11:31
That's it for our 20 beautiful idioms.
252
691000
2990
Bizim 20 güzel deyimimizden bu kadar.
11:33
I hope you agree with me that they are lovely, fun to say,
253
693990
3830
Umarım benimle aynı fikirdesin, onlar sevimli, söylemesi eğlenceli,
11:37
they've got beautiful meanings,
254
697820
1800
güzel anlamlara sahip,
11:39
and they're just nice, aren't they?
255
699620
2953
ve hoşlar, değil mi?
11:43
Please do share any other beautiful idioms or idioms
256
703530
3530
Lütfen yorumlar bölümünde, diğer güzel deyimleri veya
11:47
that you consider to be really, really nice,
257
707060
2570
gerçekten çok hoş,
11:49
fun to say, satisfying or really meaningful,
258
709630
3620
söylemesi eğlenceli, tatmin edici veya
11:53
down below in the comments section.
259
713250
2070
gerçekten anlamlı olduğunu düşündüğünüz diğer deyimleri paylaşın.
11:55
Don't forget to check out Audible,
260
715320
1550
Audible'ı kontrol etmeyi unutma,
11:56
you can get your free audiobook in 30 day free trial,
261
716870
3580
aşağıdaki linke tıklayarak ve kaydolarak,
12:00
by clicking on the link below and signing up.
262
720450
3210
ücretsiz sesli kitabınızı 30 günlük ücretsiz deneme sürümünde alabilirsiniz.
12:03
Don't forget to connect with me on all of my social media,
263
723660
2430
Tüm sosyal medya hesaplarımdan benimle bağlantı kurmayı unutma,
12:06
I've got my Facebook, my Instagram, my Twitter
264
726090
2640
Facebook, Instagram, Twitter
12:08
and my personal channel where I talked about lifestyle,
265
728730
3720
ve yaşam tarzı hakkında konuştuğum
12:12
which is Lucy Bella Earl.
266
732450
1450
"Lucy Bella Earl" isimli kişisel kanalım var.
12:13
Again link down below.
267
733900
1590
Link tekrar aşağıda.
12:15
I will see you soon for another lesson.
268
735490
2226
Yakında başka bir ders için görüşürüz.
12:17
(blows kisses)
269
737716
1214
12:18
Then I highly recommend this (mumbles).
270
738930
2007
O zaman bunu şiddetle tavsiye ederim (mırıltı).
12:26
This is a phrase that says the new and ex...
271
746420
2520
12:29
For example,
272
749810
1050
Örneğin,
12:30
I never like to visit the same restaurant, restaurant.
273
750860
3610
Aynı restoranı ziyaret etmeyi asla sevmem, restoran.
12:34
I really like the weather related idioms.
274
754470
1743
Hava ile ilgili deyimleri çok seviyorum.
12:36
I do have a whole video on weather related idioms,
275
756213
3317
Hava ile ilgili deyimler hakkında bir videom var,
12:39
I believe and if not, then I should make one definitely.
276
759530
3290
inanıyorum ve olmasa da kesinlikle bir tane yapmalıyım.
12:42
Unless I've covered them all in this video.
277
762820
1920
Bunların hepsini bu videoda anlatmadığım sürece.
12:44
Anyway, that doesn't matter.
278
764740
833
Neyse, önemli değil.
12:45
Number one is number one.
279
765573
1690
Bir numara bir numaradır.
12:48
Number 17.
280
768180
1380
17 numara.
12:49
It's more of a proverb than an indiom, an indiom.
281
769560
2450
12:53
("Gold Skies" by Liam Aidan)
282
773453
3750
(Liam Aidan'dan "Gold Skies")
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7