Fish & Chips: A Tasty Introduction to British Culture! - English Like a Native Podcast

Hello and welcome to the English Like A Native Podcast, the

Merhaba, English Like A Native Podcast'e, İngilizce

podcast that's designed for lovers and learners of English.

sevenler ve İngilizce öğrenenler için tasarlanmış podcast'e hoş geldiniz.

My name is Anna, and today we are ordering some fish and chips.

Benim adım Anna ve bugün biraz balık ve patates kızartması sipariş edeceğiz.

Are you feeling hungry?

Aç mı hissediyorsun?

Well, you might be by the end of this podcast as I'm just going to be

Pekala, bu podcast'in sonunda olabilirsiniz, çünkü ben

talking about food the entire time.

sürekli yemek hakkında konuşacağım.

So if you look at any list of traditional British dishes, then

Bu nedenle, herhangi bir geleneksel İngiliz yemeği listesine bakarsanız,

fish and chips will usually rank number one, if not in the top three.

balık ve patates kızartması ilk üçte olmasa da genellikle bir numara olur.

It's a very British dish and in every single town in the UK, there

Bu tam bir İngiliz yemeği ve Birleşik Krallık'taki her kasabada

will be a fish and chip shop.

bir balık ve cips dükkanı olacak.

We often say a chip shop.

Sıklıkla bir yonga dükkanı deriz.

So you can say a fish and chip shop, or simply a chip shop.

Yani bir balık ve cips dükkanı veya sadece bir cips dükkanı diyebilirsiniz.

"Is there a chip shop around here?"

"Buralarda bir cips dükkanı var mı?"

Or even a chippy.

Hatta bir chippy.

"Is there a chippy anywhere?

"Her yerde cips var mı?

I really fancy some fish and chips."

Gerçekten biraz balık ve patates kızartması severim."

Now here's an interesting fact that I don't think I've shared before,

Şimdi daha önce paylaşmadığımı sandığım ilginç bir gerçek var, eskiden

I used to work in a chip shop.

bir yonga dükkanında çalışıyordum.

Yeah, that's right.

Evet bu doğru.

I've done many jobs in my life, particularly when I was younger.

Hayatımda birçok iş yaptım, özellikle gençken.

I would always look for work and get part-time jobs here

Her zaman iş arardım ve orada burada

and there doing anything, and I learned a lot during that time.

herhangi bir şey yaparak yarı zamanlı işler bulurdum ve bu süre zarfında çok şey öğrendim.

I remember my days working in this chip shop fondly.

Bu yonga dükkanında çalıştığım günleri sevgiyle hatırlıyorum.

It was a chip shop in Manchester.

Manchester'da bir cips dükkanıydı. Hafta

And I would work there at the weekends, I would do the night shift, so I

sonları da orada çalışırdım, gece vardiyasını yapardım yani

would be there on a Friday night and a Saturday night, and it was hard work.

cuma ve cumartesi geceleri orada olurdum ve bu çok zor bir işti.

I would work until closing time, which would be usually, I think

Kapanış saatine kadar çalışırdım ki bu genellikle

it was like 11 o'clock at night.

gece 11 gibiydi sanırım.

And after we closed, I had to do all of the cleaning, which was not just

Ve kapattıktan sonra, sadece

cleaning the fryers and things like that.

fritözleri ve bunun gibi şeyleri temizlemek dışında tüm temizliği ben yapmak zorunda kaldım.

I had to mop the floors.

Yerleri paspaslamak zorunda kaldım.

Not just once, but three times.

Sadece bir kez değil, üç kez.

They were meticulous when it came to their floors.

Katlarına gelince titiz davrandılar.

They wanted firstly, a wet mop, where you have to put loads of water

İlk olarak, yere bir sürü su koyup zemini

on the floor and make the floor really wet, and then two dry mops.

gerçekten ıslatmanız gereken ıslak bir paspas ve ardından iki kuru paspas istediler.

So you leave the water to kind of soak in and wet all the splodges of food that

Böylece suyu, servis sırasında yere düşen tüm yemek lekelerini emmesi ve ıslatması için bırakırsınız

have fallen on the floor during service.

.

And then once all that stuff is loose and moist, I would do a good scrubbing

Ve sonra tüm bu şeyler gevşek ve nemli olduğunda, kuru bir paspasla iyi bir ovma yapardım

dry mop, so I'd use a dry mop and scrub that floor, and then a clean mop with

, bu yüzden kuru bir paspas kullanır ve o yeri ovalardım ve ardından temiz suyla temiz bir paspas

clean water, one more kind of dry mop.

, bir çeşit daha kuru paspas yapardım.

I say dry mop.

Kuru paspas diyorum.

It's not dry.

Kuru değil.

It's wet, but there's not lots of water dripping off the mop.

Islak ama paspastan çok fazla su damlamıyor.

So one wet mop and two dry mops, and then that floor would be sparkling

Yani bir ıslak paspas ve iki kuru paspas ve sonra o zemin pırıl

clean and the owner of the chip shop would come and inspect the floor

pırıl olacak ve ben eve gitmeme izin verilmeden önce yonga dükkanının sahibi gelip zemini inceleyecekti

before I was allowed to go home.

.

It was very hard work.

Çok zor bir işti.

I remember feeling exhausted after every shift I did at the chip shop.

Çip dükkanında yaptığım her vardiyadan sonra kendimi bitkin hissettiğimi hatırlıyorum.

But the good thing about working in a chip shop was that I could have anything

Ama bir yonga dükkanında çalışmanın iyi yanı,

I wanted to take home for my supper.

akşam yemeği için eve götürmek istediğim her şeye sahip olabilmemdi.

Supper refers to a meal that you have before bed basically.

Akşam yemeği, temel olarak yatmadan önce yediğiniz bir yemeği ifade eder.

It's late at night, way beyond your normal dinner time.

Gecenin geç saatleri, normal yemek saatinin çok ötesinde.

Normally you've had dinner, you just have another meal before

Normalde akşam yemeği yedin, yatmadan önce başka bir yemek yiyorsun

bed and this is your supper.

ve bu senin akşam yemeğin.

So I'd take home my fish and chip supper from my chip shop job.

Bu yüzden cips dükkanındaki işimden balık ve cips yemeğimi eve götürürdüm .

I did enjoy working there because I really enjoyed fish and chips.

Orada çalışmaktan zevk aldım çünkü balık ve patates kızartmasından gerçekten keyif aldım.

But fish and chip shops don't just sell fish and chips.

Ancak balık ve patates kızartması dükkanları sadece balık ve patates kızartması satmaz.

In fact, they sell lots of things.

Aslında çok şey satıyorlar.

And depending on where you are in the country, you might have some

Ve ülkenin neresinde olduğunuza bağlı olarak , bazı

weird and wonderful things too.

tuhaf ve harika şeyler de yaşayabilirsiniz. Size en

I will tell you the weirdest and most wonderful thing at the very end.

tuhaf ve en harika şeyi en sonunda anlatacağım.

So in most fish and chip shops, you will have of course, fish and chips.

Yani çoğu balık ve cips dükkanında, elbette balık ve patates kızartması bulacaksınız.

The fish is white fish, often cod or haddock, and it's done in batter.

Balık beyaz balıktır, genellikle morina veya mezgit balığıdır ve meyilli olarak yapılır.

So, it's rolled in batter and then deep fried, and then

Böylece, meyilli olarak yuvarlanır ve sonra derin yağda kızartılır ve ardından

the chips are chunky chips.

cipsler, tıknaz cipslerdir.

Now, in British English chips refers to cooked potato chips.

Şimdi, İngiliz İngilizcesinde cips, pişmiş patates cipsi anlamına gelir.

We're not talking about crisps that you have as a snack out of a bag.

Poşetten atıştırmalık olarak yediğiniz cipslerden bahsetmiyoruz.

That's the noise of me eating crisps.

Bu benim cips yememin sesi.

In America it's different and it becomes quite confusing for anyone

Amerika'da durum farklıdır ve Amerikan İngilizcesine maruz kalan herkes için oldukça kafa karıştırıcı hale gelir

who's exposed to American English, when they hear British people talking about

, İngilizlerin cips hakkında konuştuğunu duyduklarında

chips, we don't mean the potato snack.

, patates atıştırmalığını kastetmiyoruz.

We mean the warm, like french fries, but much fatter.

Sıcak, patates kızartması gibi ama çok daha şişman demek istiyoruz.

So chip shop chips are fat, chunky chips and they're lovely.

Yani çip dükkanı cipsleri şişman, tıknaz cipsler ve çok güzeller.

Really lovely.

Gerçekten güzel.

So you have your fish and chips, but then you can also get sausages,

Yani balık ve cipsleriniz var, ama sonra sosis de alabilirsiniz

and these are like saveloy sausages.

ve bunlar saveloy sosisleri gibidir.

They are like hot dogs.

Sosisli sandviç gibidirler.

They're long and slim.

Uzun ve incedirler.

I mean, maybe some chip shops do different types of sausages, but you can

Demek istediğim, belki bazı cips dükkanları farklı türde sosisler yapar, ancak

have battered sausage, so you can roll a sausage in batter and deep fry it.

dövülmüş sosis alabilirsiniz, böylece bir sosisi meyilli olarak yuvarlayabilir ve derin yağda kızartabilirsiniz.

It's probably not very healthy, but it tastes nice with a bit

Muhtemelen pek sağlıklı değil ama

of salt and vinegar and ketchup.

biraz tuz, sirke ve ketçapla tadı güzel oluyor.

Now, when you go to the chip shop to buy a bag of chips or to buy

Şimdi, bir paket cips veya

fish and chips, you have to have salt and vinegar on your chips.

balık ve patates kızartması almak için cips dükkanına gittiğinizde, cipslerinizin üzerine tuz ve sirke koymalısınız.

It's kind of part of the culture.

Bu kültürün bir nevi parçası.

Unless, of course you're sharing your bag of chips with a young child, you

Tabii cips çantanızı küçük bir çocukla paylaşmıyorsanız,

probably don't want the acidic vinegar and the very salty salt on there.

muhtemelen orada asitli sirke ve çok tuzlu tuz istemezsiniz.

It's not very good for the children, but it tastes delicious.

Çocuklar için pek iyi değil ama tadı çok güzel.

And then you might have some gravy on that as well.

Ve sonra üzerinde biraz sos da olabilir.

And talking about sauces, many chip shops will also offer a curry sauce,

Ve soslardan bahsetmişken, birçok cips dükkanı da bir köri sosu sunar,

but the curry sauce that you get in a chip shop is very different to any

ancak bir cips dükkanından aldığınız köri sosu,

curry sauce you'd have anywhere else.

başka herhangi bir yerde sahip olduğunuz köri sosundan çok farklıdır.

It's usually like a green sauce.

Genellikle yeşil sos gibidir.

I don't know what they do to it, but it's a green, slightly spicy curry sauce

Ona ne yaptıklarını bilmiyorum ama yeşil, hafif baharatlı bir köri sosu

and yeah, I don't know where else you would find this type of curry sauce.

ve evet, bu tür köri sosunu başka nerede bulabilirsin bilmiyorum.

It's a chip shop curry sauce.

Bu bir chip shop köri sosu.

So we have fish, chips, battered sausage.

Balığımız, cipsimiz, dövülmüş sosisimiz var.

You can also find pies in a fish and chip shop.

Turtaları bir balık ve yonga dükkanında da bulabilirsiniz.

Now, pies in the UK are a pastry...

Şimdi, Birleşik Krallık'taki turtalar bir hamur işidir...

like cup, so pastry around the outside.

fincan gibi, bu yüzden dışarıda hamur işi var.

And this is used like a shortcrust pastry, and it's filled with something

Ve bu, hamur işi gibi kullanılır ve içi lezzetli bir şeyle doldurulur

savoury, and then it has a lid on the top.

ve ardından üstte bir kapak bulunur.

Now, the fillings of a typical pie that you'd find in a chip shop

Şimdi, bir yonga dükkanında bulacağınız tipik bir turtanın dolguları,

would be, you might have a cheese and onion for the vegetarians.

vejeteryanlar için bir peynir ve soğan olabilir.

There'll be a meat pie.

Etli börek olacak.

If you are in the north of England, you'd find meat and potato pies.

İngiltere'nin kuzeyindeyseniz, etli ve patatesli turtalar bulacaksınız.

They're very popular, but you will not find meat and potato pies down south.

Çok popülerler ama güneyde etli ve patatesli börek bulamazsınız. Kuzeydeki memleketimden Londra'ya taşındığımda

Something that I was very upset about when I moved from my hometown

çok üzüldüğüm bir şey

in the north down to London.

. Vejeteryan olana kadar

I'd really missed my meat and potato pies until I became a

etli ve patatesli turtalarımı gerçekten özlemiştim

vegetarian, and then I didn't care.

ve sonra umursamadım.

But you can also find steak and kidney pies or even better,

Ancak biftek ve böbrek turtaları veya daha da iyisi

a steak and kidney pudding.

biftek ve böbrek pudingi de bulabilirsiniz.

Now, this is a suet pudding.

Şimdi, bu bir süet pudingi.

It's not the same shortcrust, crumbly pastry that you have in a normal pie.

Normal bir turtada sahip olduğunuz aynı kısa hamurlu, ufalanan hamur işi değil.

A pudding is a suet pastry, so it's kind of thick and moist and yeah, it's gooey.

Bir puding bir süet hamur işidir, bu yüzden biraz kalın ve nemli ve evet, aşırı duygusal.

And we call it a pudding, which is a little unusual because

Ve biz ona puding diyoruz, bu biraz sıra dışı çünkü

pudding is normally the word...

puding normalde kelime...

It's a synonym for dessert.

Tatlının eşanlamlısı.

"Would you like pudding after your dinner?"

" Akşam yemeğinden sonra puding ister misin?"

It's the same as saying, would you like dessert?

Tatlı ister misin demekle aynı şey.

"Yes, I would love pudding, please."

"Evet, puding isterim, lütfen."

Some specific desserts are referred to as puddings.

Bazı özel tatlılara puding denir.

You can get a summer pudding, for example, or a tapioca pudding, perhaps.

Örneğin bir yaz pudingi veya tapyoka pudingi alabilirsiniz.

So, a steak and kidney pudding is not sweet, despite the name pudding

Yani biftek ve böbrek pudingi, ismine rağmen tatlı değildir

and it doesn't come after the meal.

ve yemekten sonra gelmez.

It's definitely the main feature of your meal.

Kesinlikle yemeğinizin ana özelliğidir.

So you can purchase these steak and kidney puddings at a chip shop.

Böylece bu biftek ve böbrek pudinglerini bir cips dükkanından satın alabilirsiniz.

What else?

Oh, sometimes they do things like, pizzas and things like that.

Başka ne?

Oh, bazen pizza ve bunun gibi şeyler yaparlar.

In Scotland, I believe this is still the case.

İskoçya'da bunun hala böyle olduğuna inanıyorum.

If you are a Scot and you're listening and I'm wrong, please

Bir İskoçsanız ve beni dinliyorsanız ve yanılıyorsam, lütfen

feel free to let me know.

bana bildirmekten çekinmeyin.

But they will deep fry the pizza for you.

Ama pizzayı senin için kızartacaklar.

Normally a pizza is cooked in the oven, but in Scotland they will deep fry the

Normalde bir pizza fırında pişirilir, ancak İskoçya'da

pizza for you, making it very greasy and uh, probably tastes quite nice.

pizzayı sizin için derin yağda kızartırlar, bu da onu çok yağlı yapar ve muhtemelen tadı oldukça güzeldir.

You can also, and this is the most weird and most wonderful thing

Ayrıca yapabilirsiniz ve bu, sonuna kadar sakladığım en tuhaf ve en harika şey

that I was saving to the end.

.

You can also, in Scotland, get something called a deep-fried Mars bar.

Ayrıca İskoçya'da derin yağda kızartılmış Mars barı denen bir şey de alabilirsiniz.

Oh, what sounds crazy, doesn't it?

Ah, ne çılgınca geliyor, değil mi?

A deep-fried Mars bar is the chocolate Mars bar that's got...

Derin yağda kızartılmış bir Mars barı, sahip olduğu çikolatalı Mars barıdır...

I'm sure you all know what a Mars bar is.

Eminim hepiniz bir Mars barının ne olduğunu biliyorsunuzdur. Yapışkan,

It's got that kind of mixed filling of like a gooey, stringy kind

lifli bir tür

of caramely part and a, yeah.

karamelimsi kısım gibi karışık bir dolgusu var ve bir, evet. Bir Mars barının doldurulmasını

I don't really know how to explain the filling of a Mars

nasıl açıklayacağımı gerçekten bilmiyorum

bar, but anyway, it's a Mars bar.

ama her neyse, bu bir Mars barı. Hamura bulanıp kızgın

It's covered in batter and then it's deep fried in oil.

yağda arkalı önlü kızartılır.

And this is a very much a Scottish thing.

Ve bu çok İskoç bir şeydir.

I did try one, I spent a lot of time in Scotland and I thought while I'm

Birini denedim, İskoçya'da çok zaman geçirdim ve buradayken düşündüm ki,

here, you know when in Rome, do as the Romans do, I was in Scotland.

bilirsiniz, Roma'dayken, Romalıların yaptığı gibi yapın , İskoçya'daydım.

So I thought, let's do what the Scots do.

Ben de düşündüm ki, hadi İskoçların yaptığını yapalım.

Let's have a deep-fried Mars bar.

Kızarmış bir Mars barı yiyelim.

And it was really nice.

Ve gerçekten güzeldi. Kulağa

I know it sounds horrid, but it was delicious.

korkunç geldiğini biliyorum ama çok lezzetliydi.

Very sweet, but also fatty and mm oh, it's just lovely.

Çok tatlı ama aynı zamanda şişman ve mm oh, bu çok güzel.

So if you're ever in Scotland and you have a sweet tooth, I would highly

Bu nedenle, İskoçya'daysanız ve canınız tatlı çekiyorsa,

recommend going to a chip shop and asking for a deep-fried Mars bar.

bir cips dükkanına gidip derin yağda kızartılmış bir Mars barı istemenizi şiddetle tavsiye ederim.

Some of the features of a traditional British fish and chips served from a fish

Bir balık ve yonga dükkanından servis edilen geleneksel bir İngiliz balık ve patates kızartmasının bazı özellikleri

and chip shop are, as mentioned, you have to have the salt and vinegar, but also

, belirtildiği gibi, tuz ve sirkeye sahip olmanız gerekir, ancak

fish and chip shops will wrap your supper, your dinner, or your lunch in paper.

balık ve patates kızartması dükkanları da akşam yemeğinizi , akşam yemeğinizi veya öğle yemeğinizi paketler. kağıt.

Now it used to be newspaper, I think, and these days they still

Şimdi eskiden gazeteydi sanırım ve bu günlerde hala

do wrap everything in paper.

her şeyi kağıda sarıyorlar.

Often they'll put a fish and chips into a tray so that the fish

Genellikle balığın şeklini koruması için bir tepsiye balık ve cips koyarlar

holds it shape, but not always.

, ancak her zaman değil.

And then they wrap it in several layers of paper.

Ve sonra onu birkaç kat kağıda sarıyorlar.

In some fish and chip shops, they also sell their chips in cones.

Bazı balık ve cips dükkanlarında cipslerini külahta da satıyorlar.

So you have these like cardboard cones and a little, it used

Yani bunlara benzer karton külahlarınız var ve biraz, eskiden

to be a little wooden fork.

küçük bir tahta çataldı.

I'm guessing it now is a wooden fork because plastic forks and knives

Sanırım şimdi tahta bir çatal, çünkü İngiltere'de plastik çatal ve bıçaklar

are banned in the UK, I believe.

yasaklandı, inanıyorum.

So it may be a plastic one if that's not correct, or a little wooden

Yani, bu doğru değilse plastik bir çatal veya

fork with just like two prongs or three prongs to stab at your chips.

cipslerinize saplamak için iki veya üç çatal gibi küçük bir tahta çatal olabilir.

It's fine for chips, it's not very good for eating fish, it's a bit tricky.

Cips için iyi, balık yemek için pek iyi değil, biraz zor.

But the idea is that you pick up your fish and chips and you go and

Ama fikir şu ki, balıklarınızı ve cipslerinizi alırsınız ve gidip

sit on a wall somewhere, or you go and sit on the seafront or on a

bir yerlerde bir duvara oturursunuz veya gidip deniz kıyısında veya

bench in the park, or just outside the shop, standing at the bus stop.

parkta bir bankta veya dükkanın hemen dışında, otobüs durağında durursunuz.

You pull back some of the folds of paper and you tuck in to your fish and chips.

Kağıt katlarından bazılarını geri çekersiniz ve balık ve cipslerinizi tıkarsınız.

Delicious.

Lezzetli.

That's the best way to have it.

Ona sahip olmanın en iyi yolu bu.

Hopefully, you are not going to be attacked by any seagulls.

Umarım herhangi bir martı tarafından saldırıya uğramazsınız.

Now, seagulls, you know the very noisy birds that often live close to the coast.

Martılar, genellikle kıyıya yakın yerlerde yaşayan çok gürültülü kuşları bilirsiniz.

That's why they are called seagulls.

Bu yüzden onlara martı denir.

They are notorious for stealing people's fish and chips.

İnsanların balık ve cipslerini çalmakla ünlüler.

The seagulls will swoop down as soon as someone opens up their wraps of paper,

Birileri kağıt paketlerini açar açmaz martılar uçacak ve

pull it back to reveal the delicious food.

lezzetli yiyecekleri ortaya çıkarmak için geri çekecek.

These seagulls will swoop down and snatch the food right out of the person's hand.

Bu martılar uçar ve yiyeceği kişinin elinden kapar.

Now this is becoming even more of a problem because seagulls over

Şimdi bu daha da büyük bir sorun haline geliyor çünkü yıllar geçtikçe martılar

the years, have become more and more boisterous, more daring.

daha şamatacı, daha cüretkar hale geldi.

They just don't care.

Sadece umursamıyorlar.

They're not scared of people at all.

İnsanlardan hiç korkmuyorlar. Orada yaşayan

Even the local people who, you know, live there, they try everything to

yerel halk bile

deter these birds, to put them off.

bu kuşları caydırmak, uzaklaştırmak için her yolu deniyor.

You know, they might do things like covering their heads with newspapers,

Bilirsiniz, bu kuşları uzak tutmak için başlarını gazetelerle örtmek,

waving their arms wildly to keep these birds away, but nothing seems to work.

çılgınca kollarını sallamak gibi şeyler yapabilirler ama hiçbir şey işe yaramıyor gibi görünüyor.

Now I used the word notorious there when describing these seagulls.

Şimdi bu martıları anlatırken orada kötü şöhretli kelimesini kullandım .

I said, seagulls are notorious for stealing people's fish and chips.

Dedim ki, martılar insanların balıklarını ve cipslerini çalmakla ünlüdür.

Notorious means famous or well-known, but usually famous

Kötü şöhretli, ünlü veya iyi bilinen anlamına gelir, ancak genellikle ünlü

or well-known for doing something negative, something unfavourable.

veya olumsuz, elverişsiz bir şey yaptığı için iyi bilinir.

Okay?

Tamam aşkım?

In this context, it means that seagulls are well known for stealing

Bu bağlamda, martıların

people's fish and chips, it's not limited to fish and chips either.

insanların balık ve patates kızartmasını çalmasıyla tanındığı anlamına gelir, balık ve patates kızartmasıyla da sınırlı değildir.

Seagulls will steal pretty much anything.

Martılar hemen hemen her şeyi çalar.

So if you've come out of the fish and chip shop with your battered

Balık ve cips dükkanından hırpalanmış

sausage, then you better watch out because the seagulls are about.

sosisinizle çıktıysanız, dikkatli olsanız iyi olur çünkü martılar etrafta.

And ice creams as well, they will have a go at swooping

Ve dondurmalar da,

down and taking your ice cream.

aşağı inip dondurmanızı almaya çalışacaklar.

Many a child has, unfortunately, been the victim of a seagull swoop and lost

Ne yazık ki pek çok çocuk bir martı saldırısının kurbanı olmuş ve

their ice cream either to the seagull or the ice cream has fallen off its

dondurmasını martıya kaptırmıştır ya da dondurma

cone onto the floor, leaving the child in bits, in tears, beside themselves.

külahından yere düşerek çocuğu paramparça , gözyaşları içinde yanlarında bırakmıştır.

So upset that they lost their ice cream that they probably queued a long time for.

O kadar üzüldüler ki dondurmalarını kaybettiler, muhtemelen uzun süre kuyruğa girdiler.

Okay, so I'm getting distracted, pulled onto ice cream when we

Tamam,

need to stick to fish and chips.

balık ve patates kızartması yememiz gerektiğinde dikkatim dağılıyor, dondurmaya yöneliyorum.

Okay.

Tamam aşkım.

Time for some real facts now about this much loved British dish.

Şimdi bu çok sevilen İngiliz yemeği hakkında gerçek gerçekleri öğrenme zamanı.

Hopefully you'll find these interesting.

Umarız bunları ilginç bulursunuz. Görünüşe

So the first fish and chip shop, apparently, opened in London in 1860.

göre ilk balık ve cips dükkanı 1860'da Londra'da açıldı

During World War II, fish and chips were one of the few foods

that were not rationed in the UK.

.

Isn't that crazy?

Bu çılgınca değil mi?

That's amazing.

Bu harika. Savaş sırasında bile

They must have had, you know, an abundance of potatoes and an

bol miktarda patatesleri ve

abundance of fish even during wartime.

bol miktarda balıkları olmuş olmalı.

And so people talk about the war and there being huge queues of people, lining

Ve böylece insanlar savaştan ve

the streets to get into their local fish and chip shop, to buy their supper.

akşam yemeğini satın almak için yerel balık ve patates cipsi dükkanına girmek için sokaklarda sıraya giren büyük insan kuyrukları olduğundan bahsediyorlar.

Now, the world's largest serving of fish and chips was made in 2012 in

Şimdi, dünyanın en büyük balık ve cips porsiyonu 2012'de Yorkshire'da yapıldı

Yorkshire and weighed 105 pounds.

ve 105 pound ağırlığındaydı.

What?

Ne?

What?

That's 47.75 kilograms.

Ne?

47.75 kilo.

I...

Ben... sana

should I tell you my weight?

kilomu söylemeli miyim?

I am 61 kilograms.

61 kiloyum

So this was 47.75 kilograms.

Yani bu 47.75 kiloydu.

What?

Ne?

That's crazy.

Çılgınca.

Who on earth would eat that fish and chip supper?

O balık ve cips yemeğini kim yer ki?

A giant, I imagine.

Bir dev, sanırım.

All right, so the fish used for fish and chips, as I said, is typically

Tamam, balık ve cips için kullanılan balık, dediğim gibi, tipik olarak

cod or haddock, but other types of white fish can be used as well.

morina veya mezgit balığıdır, ancak diğer beyaz balık türleri de kullanılabilir.

Can you name any other kinds of white fish?

Başka beyaz balık türlerini adlandırabilir misin?

Hake comes to mind.

Aklıma Hakan geldi.

Uh.

Ah.

I don't really know my fish, uh, sea bass.

Balığımı gerçekten bilmiyorum, levrek.

I don't think they use sea bass in fish and chips, but I guess if the

Balık ve patates kızartmasında levrek kullandıklarını sanmıyorum ama

others are running low, maybe they do.

diğerleri azalıyorsa belki kullanırlar.

All right, answers on a postcard.

Pekala, cevaplar bir kartpostalda.

If you know the name of any other white fish other than haddock, cod, and

Mezgit, morina,

hake, and sea bass, then let me know.

barlam ve levrek dışında başka beyaz balıkların adını biliyorsanız, bana bildirin.

You can find me on Instagram and YouTube.

Beni Instagram ve YouTube'da bulabilirsiniz.

You can just send me a message and I'll be like, what's this person

Bana sadece bir mesaj gönderebilirsin ve ben de, bu kişi

sending me messages about fish for?

bana neden balık hakkında mesajlar gönderiyor?

And then I'll remember this podcast episode.

Ve sonra bu podcast bölümünü hatırlayacağım.

Right, so the next fun fact is the chips are cut thick, much

Doğru, bir sonraki eğlenceli gerçek, cipslerin normal kızartmalardan çok daha kalın, kalın kesilmesidir

thicker than regular fries.

.

This is so that they can hold up to the weight of the fish and

Bu, balığın ağırlığını ve

the vinegar used as a condiment.

çeşni olarak kullanılan sirkeyi taşıyabilmeleri içindir.

So when the chips are being doused in vinegar and covered

Cipsler sirkeye batırıldığında ve

in fish, you don't want them to break underneath all that weight.

balıkla kaplandığında, tüm bu ağırlığın altında kırılmalarını istemezsiniz. Görünüşe göre bu nedenle

So they're cut much thicker for this reason, apparently.

çok daha kalın kesilmişler .

In the UK, fish and chips are often served with mushy peas, I love mushy peas.

Birleşik Krallık'ta, balık ve patates kızartması genellikle lapa bezelye ile servis edilir, ben lapa bezelye severim. Podcast'in başlarında lapa

I forgot to mention mushy peas earlier in the podcast.

bezelyeden bahsetmeyi unuttum .

Mushy peas are amazing, so they are very mushy, as you can guess from the name.

Mushy bezelye harika, bu yüzden adından da anlayabileceğiniz gibi çok lapa gibi.

They are served as a side, so you can ask for mushy peas, and they're

Yanında servis edilirler, bu yüzden lapa gibi bezelye isteyebilirsiniz ve

often served in a little pot.

genellikle küçük bir tencerede servis edilirler.

It's basically marrowfat peas that are soaked overnight, and they're

Temelde gece boyunca ıslatılmış ilik yağlı bezelye ve

simmered with a little bit of sugar and a little bit of salt.

biraz şeker ve biraz tuzla kaynatılıyorlar.

That's probably why I like them.

Muhtemelen bu yüzden onları seviyorum.

They're a bit salty and a bit sweet and they're mushy.

Biraz tuzlu ve biraz tatlıdırlar ve duygusaldırlar.

I do like mushy food, and so I like to have mushy peas on the

Yumuşacık yiyecekleri severim ve bu yüzden balığımın yanında lapa gibi bezelye yemeyi

side of my fish and chip supper.

ve akşam yemeğimi cips yemeyi severim.

In 1999, the National Federation of Fish Fryers.

1999'da Ulusal Balık Fritözleri Federasyonu.

Yes, there is a National Federation of Fish Fryers.

Evet, Ulusal Balık Fritözleri Federasyonu var.

I think there's a tongue twister in there somewhere.

Sanırım oralarda bir yerde bir tekerleme var.

The National Federation of Fish Fryers declared that Friday would be fish and

Ulusal Balık Fritözleri Federasyonu,

chip day in the UK to celebrate the dish and promote local fish and chip shops.

yemeği kutlamak ve yerel balık ve cips dükkanlarını tanıtmak için Cuma gününün Birleşik Krallık'ta balık ve patates kızartması günü olacağını ilan etti.

So if it is a Friday when you are visiting the UK, then to celebrate

Bu nedenle, Birleşik Krallık'ı ziyaret ettiğinizde bir Cuma günüyse,

this dish, you should go out and buy yourself some fish and chips.

bu yemeği kutlamak için dışarı çıkıp kendinize biraz balık ve patates kızartması almalısınız.

So, next time you are enjoying some fish and chips, remember these interesting

Bu yüzden, bir dahaki sefere biraz balık ve cips yerken,

facts that I've just shared with you about the history and culture

behind this iconic British meal.

bu ikonik İngiliz yemeğinin arkasındaki tarih ve kültür hakkında sizinle az önce paylaştığım bu ilginç gerçekleri hatırlayın. 20 dakikadan

So as we are closing in, just over 20 minutes, I think it's time to wrap

biraz fazla bir süre içinde yaklaşırken , sanırım

up our little fishy podcast episode.

küçük şüpheli podcast bölümümüzü tamamlamanın zamanı geldi.

I'm sure you are hungry now.

Eminim şimdi açsındır. Akşam

What you gonna have for dinner, fish and chips?

yemeğinde ne yiyeceksin , balık ve patates kızartması mı?

Now I'm going to go and record a bonus episode discussing some of the

Şimdi gidip

amazing chip shop names that are puns.

kelime oyunu olan harika cips dükkanı isimlerinden bazılarını tartışan bir bonus bölüm kaydedeceğim.

So, we do like a pun in this country, a pun is a play on words, and I'm

Yani, bu ülkede kelime oyununu seviyoruz, kelime oyunu kelime oyunudur ve ben

going to be sharing some of the most interesting, interesting.

en ilginç, ilginç olanlardan bazılarını paylaşacağım.

There's that word once again.

Yine o kelime var.

Interesting.

İlginç. Bu bonus bölümde

I'm going to be sharing some really fun chip shop, pun

gerçekten eğlenceli bir cips dükkanı, kelime

names, in this bonus episode.

oyunları paylaşacağım.

So if you are an English Like A Native Plus member, you'll get

Dolayısıyla, English Like A Native Plus üyesiyseniz,

access to that bonus episode.

o bonus bölüme erişebileceksiniz.

If you are not a Plus member, then consider joining us.

Plus üyesi değilseniz, bize katılmayı düşünün. Bu podcast'in

I will leave a link in the description of this podcast.

açıklamasına bir bağlantı bırakacağım . Bir

Until next time, enjoy your fish and chips and I will see you in the next episode.

dahaki sefere kadar balık ve patates kızartmasının tadını çıkarın, bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Kendine

Take care, and goodbye.

iyi bak ve hoşçakal.