Learn how to say 30+ foods that are hard to pronounce

Hi everyone, this lesson is about hard to pronounce foods. Have you ever had that embarrassing

Herkese merhaba, bu ders telaffuzu zor yiyecekler hakkında. Hiç

situation in a restaurant when you want to order something and the waiter comes and you

bir restoranda bir şey sipariş etmek istediğinizde garson gelip

just sort of whisper it quietly, or point at the food, because you have no idea how

bunu sessizce fısıldadığınızda veya nasıl telaffuz edeceğiniz hakkında hiçbir fikriniz olmadığı için yemeği işaret ettiğinizde bu utanç verici durumla karşılaştınız mı?

to pronounce it. Or, I guess some people just don't order that thing because they don't

Ya da sanırım bazı insanlar nasıl söyleyeceklerini bilmedikleri için o şeyi sipariş etmiyorlar

know how to say it. In this lesson, I'm going to teach you the British English pronunciations

. Bu derste size bu kelimelerin İngiliz İngilizcesi telaffuzlarını öğreteceğim

of those words, and also if you're learning something about IPA or pronunciation in general,

ve ayrıca IPA veya genel olarak telaffuz hakkında bir şeyler öğreniyorsanız,

this lesson will be useful for you.

bu ders sizin için faydalı olacaktır.

So, let's start with staple foods. Staple foods are foods that you eat regularly and

Öyleyse temel gıdalardan başlayalım. Temel gıdalar, düzenli olarak yediğiniz ve size

provide you with a lot of your energy requirements. These are not regularly eaten foods in England,

enerji gereksinimlerinizin çoğunu sağlayan gıdalardır. Bunlar İngiltere'de düzenli olarak yenen yiyecekler değil,

they're not staple foods for most people, but in other countries of the world, they're

çoğu insan için temel yiyecekler değiller, ancak dünyanın diğer ülkelerinde

regularly eaten. First one: quinoa (keen-wa). This word has two pronunciations. Some people

düzenli olarak yeniyorlar. Birincisi: kinoa (keen-wa). Bu kelimenin iki okunuşu vardır. Bazı insanlar

say "keen-wa", other people say "ki-no-wa", "ki-no-wa". Moving on, next we have couscous,

"keen-wa" der, diğerleri "ki-no-wa", "ki-no-wa" der. Sırada kuskus

"kus-kus", and we have bulgur, "bol-ga".

"kus-kus" ve bulgur "bol-ga" var.

Sauces and dips. Here is an English food that's hard to pronounce, even among English people,

Soslar ve soslar. İşte İngilizler arasında bile telaffuzu zor olan bir İngiliz yemeği

and we say Worcestershire, "wus-ta-sha" - we try to say "wus-ta-sha" sauce, "wus-ta-sha"

ve biz Worcestershire diyoruz, "wus-ta-sha" - "wus-ta-sha" sosu, "wus-ta-sha" sosu demeye çalışıyoruz

sauce. But because it's a bit of a mouthful, that pronunciation, there is a shorter way

. Ama biraz ağız dolusu olduğu için, bu telaffuz, onu söylemenin daha kısa bir yolu var

to say it, which is just "wus-ta", "wus-ta" sauce. Next one: tzatziki, "tsat-see-key".

, o da sadece "wus-ta", "wus-ta" sosu. Sıradaki: tzatziki, "tsat-see-key".

Hard for me to pronounce because this kind of pronunciation with the t next to the s

Telaffuzu benim için zor çünkü s'nin yanında t olan bu tür telaffuzlar

isn't common in the English language. "Tsat-see-key".

İngilizcede pek yaygın değil. "Tsat-see-key".

Next, we have taramasalata ("ta-ra-ma-sa-la-ta"), so many syllables in that one. Let's have

Sonra, taramasalata ("ta-ra-ma-sa-la-ta") var, bunda pek çok hece var.

a look at the IPA transcription of the word, because this helps us understand the sounds

Sözcüğün IPA transkripsiyonuna bir göz atalım çünkü bu,

in that word more precisely. If you look here, I've spelt it with all these syllables ending

o sözcükteki sesleri daha net anlamamıza yardımcı olur. Buraya bakarsanız, a harfi ile biten tüm bu hecelerle heceledim

in the letter a. ta-ra-ma-sa-la-ta. But actually, there are quite a few schwa sounds in this

. ta-ra-ma-sa-la-ta. Ama aslında bu kelimede epeyce schwa sesi var

word, and the schwa sound changes the sound of the a. So, we get "ta-ra-ma-sa-la-ta".

ve schwa sesi a'nın sesini değiştiriyor . Böylece "ta-ra-ma-sa-la-ta" elde ederiz.

Unstressed, unstressed, unstressed, unstressed. "ta-ra-ma-sa-la-ta".

Stressiz, stressiz, stressiz, stressiz. "ta-ra-ma-sa-la-ta".

I just want to add something about the orange and red columns. The orange column is the

Sadece turuncu ve kırmızı sütunlar hakkında bir şeyler eklemek istiyorum . Turuncu sütun

sound of the word written out in the easiest way that everybody can understand, and the

kelimenin herkesin anlayabileceği şekilde yazılmış sesi,

red column is for people who know and understand IPA, which is a way to more precisely write

kırmızı sütun ise kelimelerin seslerini daha net yazmanın bir yolu olan IPA'yı bilen ve anlayan kişiler içindir

down the sounds of words. The problem with this is that not everybody understands, and

. Bununla ilgili sorun şu ki, herkes anlamıyor ve bununla

the problem with this is that it's not very exact in all cases. So, if we look at the

ilgili sorun şu ki, her durumda tam olarak kesin değil. Yani,

word taramasalata, it doesn't sound like that when we say it, it sounds like "ta-ra-ma-sa-la-ta,

taramasalata kelimesine bakarsak, söylediğimizde kulağa öyle gelmiyor, "ta-ra-ma-sa-la-ta" gibi geliyor

and that's because of the schwas in the word, but we can't write the unstressed sound in

ve bunun nedeni kelimedeki schwas, ama biz

our normal writing like this.

Normal yazımızdaki vurgusuz sesi bu şekilde yazamayız.

The next word we have is guacamole. I'm saying that in the British pronunciation: "gwak-a-mo-lee",

Elimizdeki bir sonraki kelime guacamole. İngiliz telaffuzunda "gwak-a-mo-lee" diyorum,

whereas Americans have kept or have, maybe not kept, maybe have absorbed more of the

oysa Amerikalılar tuttu veya tuttu, belki tutulmadı, belki de Meksika etkisini daha fazla özümsediler

Mexican influence, so they pronounce it in a different way. We say "gawk-a-mo-lee", they

, bu yüzden farklı bir şekilde telaffuz ediyorlar. "Gawk-a-mo-lee" diyoruz,

say "gawk-a-mo-le". But in England, this is a much more common pronunciation that you'll

"gawk-a-mo-le" diyorlar. Ama İngiltere'de bu insanların söylediğini duyacağınız çok daha yaygın bir telaffuzdur

hear people say. We haven't really been eating so much South American food here in England

. İngiltere'de o kadar uzun süredir gerçekten çok fazla Güney Amerika yemeği yemiyoruz

for that long, I would say. I would say the last eight years, the last ten years, the

diyebilirim. Son sekiz yıl, son on yıl diyebilirim.

last ten years before it started to get more popular, but I think in North America, they've

daha popüler olmaya başlamadan önceki son on yıl , ama sanırım Kuzey Amerika'da,

been eating it a lot longer and a lot more of it, so they can pronounce it more authentically.

onu çok daha uzun süredir ve çok daha fazla yiyorlar , bu yüzden daha otantik telaffuz edebiliyorlar.

The next one is baba ghanoush, "ba-ba-ga-nush". Here again, we have the issue where the way

Sıradaki baba ghanoush, "ba-b a-ga-nush". Burada yine,

that I'm writing this word in the simple to understand characters doesn't show us that

bu kelimeyi anlaşılması kolay karakterlerle yazma şeklimizin bize

we have a slightly - we have a different sound here. This is "ba-be-ga-nush", "ba-ba-ga-nush".

biraz - burada farklı bir sesimiz olduğunu göstermediği sorunumuz var . Bu "ba-be-ga-nush", "ba-ba-ga-nush".

Now, moving on to the salad course. Can I tempt you with a hard-to-pronounce salad?

Şimdi salata kursuna geçiyoruz. Seni telaffuzu zor bir salatayla baştan çıkarabilir miyim?

Let's start over here with tabbouleh, "ta-boo-lay". Next, this is the French pronunciation of

Burada tabbouleh, "ta-boo-lay" ile başlayalım. Sonra, bu,

this word. We might find this pronunciation in the menu of a fancy restaurant, rather

bu kelimenin Fransızca telaffuzu. Bu telaffuzu, diyelim ki İngilizce telaffuzdan ziyade lüks bir restoranın menüsünde bulabiliriz

than, say, the English pronunciation. This one is salade niçoise, "sa-lard ni-swarz".

. Bu, salade niçoise, "sa-lard ni-swarz".

In this word, we're not saying "salad", the second syllable is "lard", sounds longer.

Bu kelimede "salata" demiyoruz, ikinci hece "domuz yağı", kulağa daha uzun geliyor.

This is the French pronunciation.

Bu Fransızca telaffuzdur. Bir

The next salad we have is Waldorf, ("wall-dorf"), wall as in - in your garden, wall, or in your

sonraki salatamız Waldorf ("wall-dorf"), duvar - bahçenizde, duvarınızda veya

house, "wall-dorf, wall-dorf" salad. Compare the French pronunciation of "sa-lard" to the

evinizde, "wall-dorf, wall-dorf" salatası. "sa-lard"ın Fransızca telaffuzunu

English pronunciation of salad. And the last salad on our menu of hard to pronounce salads

salad'ın İngilizce telaffuzuyla karşılaştırın. Telaffuzu zor salatalardan oluşan menümüzün son salatası ise

is Caprese, "ka-pray-zi".

Caprese, "ka-pray-zi".

Next, we have pantry foods. These are foods that you keep in your cupboard and you cook

Sonra, kiler yiyeceklerimiz var. Bunlar dolabınızda bulundurduğunuz ve

with them. And because these are unusual foods, these are ones that we would see on a restaurant

onlarla birlikte pişirdiğiniz yiyeceklerdir. Ve bunlar alışılmadık yiyecekler olduğu için, bunlar bir restoran

menu in specific dishes. Let's start here with aubergine, "oh-ba-zheen". You might not

menüsünde belirli yemeklerde göreceğimiz yiyeceklerdir. Burada patlıcan "oh-ba-zheen" ile başlayalım.

recognize this word, especially if you're an American, because you call this one "eggplant",

Bu kelimeyi tanımayabilirsiniz, özellikle de Amerikalıysanız, çünkü buna "patlıcan" diyorsunuz,

but over here in England, we say aubergine. What stands out about the pronunciation of

ama burada İngiltere'de patlıcan diyoruz. Bu kelimenin telaffuzunda öne çıkan şey,

this word is that it has a "zh, zh". This is not a very common sound in English. It's

"zh, zh" ekinin olmasıdır. Bu, İngilizce'de çok yaygın bir ses değildir.

also in the next word: courgette, "kor-zhet", "kor-zhet". It sounds close to a j, but it's

Aynı zamanda bir sonraki kelimede: kabak, "kor-zhet", "kor-zhet". Kulağa j'ye yakın geliyor ama

not a j. "Kor-zhet, korzhet". "Oh-ba-zheen", "oh-ba-zheen", "kor-zhet".

j değil. "Kor-zhet, korzhet". "Oh-ba-zheen", "oh-ba-zheen", "kor-zhet".

The next vegetable is a very unusual looking vegetable.

Sıradaki sebze çok sıradışı görünen bir sebzedir.

It's long and it's purple and green and in England, that vegetable tends to be eaten

Uzun, mor ve yeşil ve İngiltere'de bu sebze

as a dessert called rhubarb and custard. "Roo-barb", "roo-barb". This word is interesting, because

ravent ve muhallebi adı verilen bir tatlı olarak yeniliyor. "Tüh-barb", "roo-barb". Bu kelime ilginç, çünkü

it has two long vowels in it, roo-barb, oo, ahh, roo-barb.

içinde iki uzun sesli harf var, roo-barb, oo, ahh, roo-barb.

Next, we have a vegetable that you might not have heard of before, and a vegetable that

Sonra, daha önce duymamış olabileceğiniz bir sebzemiz ve

could possibly not be available in your country. This vegetable was, and maybe still is, fashionable

muhtemelen ülkenizde bulunamayacak bir sebzemiz var. Bu sebze, İngiltere'deki restoranlarda yemek için modaydı ve belki de hala öyledir

to eat in restaurants over here in England. And we say celeriac, "sa-le-re-ak". Let's

. Ve kereviz "sa-le-re-ak" deriz.

look at the pronunciation more closely. When I write it here, I cannot write in a precise

Telaffuza daha yakından bakalım. Buraya yazarken,

way how we really say this word, because here in this syllable, we have an "ea", this is

bu kelimeyi gerçekten nasıl söylediğimizi tam olarak yazamıyorum, çünkü burada bu hecede bir "ea" var, bu

a diphthong, where two vowel sounds are together in one sound, but I don't know how to write

bir difton, iki ünlü sesin bir seste bir arada olduğu, ama ben Bunu nasıl yazacağımı bilmiyorum

that, can't do it. So, how this actually sounds is "sa-leah-re-ak", "leah, leah". "leah-re-ak".

, yapamam. Yani, aslında kulağa "sa-leah-re-ak", "leah, leah" geliyor. "leah-re-ak".

Moving on to the Japanese - what are they, bean? Japanese bean? In our list, we have

Japonlara geçelim - bunlar nedir, fasulye? Japon fasulyesi mi? Listemizde

edamame, "e-da-mar-may". And finally, we have lychee, "lie-chi".

edamame, "e-da-mar-may" var. Ve son olarak, "lie-chi" liçimiz var.

Now, we have French and Italian hard to pronounce food, starting with quiche, "keesh", "keesh",

Şimdi, kiş, "keesh", "keesh",

"sh, sh". Next, this is a hard one to say. Hos d'oeuvre? How do we say that one? Actually,

"sh, sh" ile başlayan Fransızca ve İtalyanca'da telaffuzu zor yiyecekler var. Sonra, bunu söylemek zor. Hos d'oeuvre? Bunu nasıl söyleriz? Aslında,

this one is pronounced "or-derv", "or-derv", "or-dev, or-derv". Brioche, "bri-osh", "bri-osh",

bu "or-derv", "or-derv", "or-dev, or-derv" olarak telaffuz edilir. Börek, "bri-osh", "bri-osh",

again ending with a "sh" sound, "bri-osh". Next, we have a dessert: meringue, "ma-rang".

yine "sh" sesiyle biten "bri-osh". Sonra bir tatlımız var: beze, "ma-rang".

This word ends with an "ng", "ma-rang", "ma-rang". And next, we have a potato dish called potato

Bu kelime bir "ng", "ma-rang", "ma-rang" ile biter. Ve sonra, patates

dauphinoise, "doe-fin-warz". There are two stresses in this word, the main stress has

dauphinoise, "doe-fin-warz" adlı bir patates yemeğimiz var. Bu kelimede iki vurgu vardır, asıl vurgunun

two lines under it: doe-fin-warz.

altında iki satır vardır: doe-fin-warz.

Moving on to Italian words. Many - I'll go this way - many, many people struggle with

İtalyanca kelimelere geçelim. Pek çok - ben bu yoldan gideceğim - pek çok insan

this one. How do we say it? We say bruschetta, "bruh-ske-ta". Let's look at the IPA: "bruh-ske-ta,

bununla mücadele ediyor. Nasıl söyleriz? Bruschetta, "bruh-ske-ta" deriz. IPA'ya bakalım: "bruh-ske-ta,

bruh-ske-ta". Let me know any Italians in the comment section how I did pronouncing

bruh-ske-ta". Herhangi bir İtalyan'ı yorum bölümünde bunu nasıl telaffuz ettiğimi bana bildirin

this. Moving on, we have gnocchi, "nyak-ee". If we look - if we look here, can you hear

. Devam edersek, "nyak-ee" gnocchi'miz var. Buraya bakarsak,

that the n joins very quickly with the "yeh" sound? "Nyak-ee, nyak-ee". That's not a common

n'nin "yeh" sesiyle çok hızlı bir şekilde birleştiğini duyabiliyor musunuz ? "Nyak-ee, nyak-ee". Bu, İngilizce'de yaygın olarak kullanılan bir

sound in English, so it's quite hard for us to pronounce in the Italian way. Many, many

ses değildir, bu yüzden İtalyanca şekilde telaffuz etmemiz oldukça zordur. Birçok, pek çok

people will just say "knock-ee, knock-ee", but if you think about it, it doesn't sound

insan sadece "tak-ee, tak-ee" diyecek, ama bunun hakkında düşünürseniz, kulağa o

as delicious, it doesn't really sound like a food you'd like to eat, but it does when

kadar lezzetli gelmiyor, gerçekten yemek isteyeceğiniz bir yemek gibi gelmiyor ama

we add in that "yeh" sound: "nyak-ee, nyak-ee".

"yeh" sesini eklediğimizde yapar: "nyak-ee, nyak-ee".

Next, we have tagliatelle, "tal-yuh-tel-ee". I'm looking at the IPA on this side: "tal-yuh-tel-ee,

Sonra, "tal-yuh-tel-ee" tagliatelle var. IPA'ya bu taraftan bakıyorum: "tal-yuh-tel-ee,

tal-yuh-tel-ee". Something to note here about IPA transcription is that at the end of a

tal-yuh-tel-ee". Burada IPA transkripsiyonu hakkında not edilmesi gereken bir şey, bir

word, what would ordinarily be a long vowel, e, written with two dots at the end of a word,

kelimenin sonunda, normalde uzun bir sesli harf olan e, kelimenin sonunda iki nokta ile yazılan şeyde, aynı sesli harf olduğu

we often leave off those two dots, because it's the same vowel, but there's a subtle

için genellikle bu iki noktayı atlarız. , ancak uzunlukta ince bir

difference in length. And because it's at the end of the word, we don't give it as long

fark var. Ve kelimenin sonunda olduğu için, onu söylemesi için uzun süre vermiyoruz

to say it. So, that's why at the end of this word, I haven't written the two extra dots

. O yüzden bu kelimenin sonunda e sesindeki fazladan iki noktayı yazmadım

on the e sound. Tal-yuh-tel-ee.

. Tal-yuh-tel-ee.

And finally, I included this one in our lesson today because I really like this flavor ice

Ve son olarak, bugünkü dersimize bunu dahil ettim çünkü bu dondurma aromasını gerçekten çok seviyorum

cream, but I never ever had any idea how to say it, so I always said something like "I'll

ama nasıl söyleyeceğimi hiç bilmiyordum , bu yüzden her zaman "

have a cone of sta-ki-a-tella", and I was always embarrassed and tried to hide how I

Bir külah sta-ki- alacağım" gibi bir şey söylerdim. a-tella" ve ben her zaman utandım ve nasıl söylediğimi saklamaya çalıştım

was saying it. But for today's lesson, I've found out how to say it, and it's stracciatella,

. Ama bugünün dersi için, bunu nasıl söyleyeceğimi öğrendim ve stracciatella,

"stra-chuch-te-la", "stra-chuch-te-la". "Ch, ch", "stra-chuch-te-la".

"stra-chuch-te-la", "stra-chuch-te-la". "Ch, ch", "stra-chuch-te-la".

And finally, we have Mexican food. You were expecting Mexican food. Well, it's actually

Ve son olarak, Meksika yemeğimiz var. Meksika yemeği bekliyordun. Aslında,

South American food, starting with ceviche, "sa-vee-chay". This one is a Peruvian dish,

ceviche "sa-vee-chay" ile başlayan Güney Amerika yemeği. Bu bir Peru yemeği, ben de

so I've included it. No offense, I said that it was all Mexican food. It's actually more

ekledim. Alınma, hepsinin Meksika yemeği olduğunu söyledim. Aslında daha

broadly South American. When I've written this one in easy to understand characters,

geniş anlamda Güney Amerika. Bunu anlaşılması kolay karakterlerle yazdığımda,

I've written "sa-vee-chay", but the first syllable has a schwa and instead sounds like

"sa-vee-chay" yazdım, ancak ilk hecede bir schwa var ve bunun yerine

"suh", "suh-vee-chay", our stress is in the middle of the word.

"suh", "suh-vee-chay" gibi geliyor, vurgumuz kelimenin tam ortasındadır.

Next, we have - this one, we say quesadillas, "ke-sa-dee-uhz", two stresses in this word,

Sonra, elimizde - bu, quesadillas diyoruz, "ke-sa-dee-uhz", bu kelimede iki vurgu,

main stress for "dee", "ke-sa-dee-uhz". We have enchiladas, "en-chi-la-duz", our main

"dee" için ana vurgu, "ke-sa-dee-uhz". Enchiladalarımız var, "en-chi-la-duz", ana

stress is the "la", and we also have a stress at the beginning, but it's not as strong.

vurgumuz "la" ve ayrıca başlangıçta bir stresimiz var ama o kadar güçlü değil.

"en-chi-la-duz". And our final word here: tortillas. Where are they from? Are they Mexican,

"en-chi-la-duz". Ve buradaki son sözümüz: ekmeği. Onlar nereli? Meksikalılar mı,

are they Spanish, Spanish? I don't know, let me know in the comments. Do they eat them

İspanyollar mı, İspanyollar mı? Bilmiyorum, yorumlarda belirtin.

all over South America? Let me know in the comments if you are the authority on that.

Güney Amerika'nın her yerinde onları yiyorlar mı? Bu konuda otorite olup olmadığınızı yorumlarda bana bildirin.

We say "tor-tee-yuz", "tor-tee-yuz", "yuh, yuz, yuh, yuh, yuz", "tor-tee-yuz".

"Tor-tee-yuz", "tor-tee-yuz", "yuh, yuz, yuh, yuh, yuz", "tor-tee-yuz" deriz. Al işte ozaman

So, there you go. There are the hard to pronounce foods. Thank you for watching and give me

, buyur. Telaffuzu zor yiyecekler var. İzlediğiniz için teşekkür ederim ve bana

a thumbs up - thumbs up if you liked the lesson. Bye!

bir başparmak yukarıya verin - dersi beğendiyseniz başparmak yukarıya. Hoşçakal!