How to speak English with confidence - Mr Duncan explains - LESSON 4 #englishaddictwithmrduncan

There are many things in life that are difficult to do.

Hayatta yapılması zor olan pek çok şey vardır.

We might also say these things are difficult to face.

Bunlarla yüzleşmenin zor olduğunu da söyleyebiliriz.

To face something is to deal with a certain situation.

Bir şeyle yüzleşmek, belli bir durumla başa çıkmaktır.

Perhaps it is something you are unsure of or feel nervous about doing.

Belki de emin olmadığınız veya yapmaktan çekindiğiniz bir şeydir.

Perhaps you are about to have your first ever job interview.

Belki de ilk iş görüşmenizi yapmak üzeresiniz.

Maybe you are about to put a newly learnt skill into practice for the first time.

Belki yeni öğrendiğiniz bir beceriyi ilk kez uygulamaya koymak üzeresiniz.

When it comes to understanding new things, we often face difficulty during the process of learning something from the beginning.

Yeni şeyleri anlamak söz konusu olduğunda, bir şeyi baştan öğrenme sürecinde çoğu zaman zorlukla karşılaşırız.

All of the things I've just mentioned share one thing in common, and that thing is the confidence needed to do it.

Az önce bahsettiğim şeylerin hepsinin ortak bir yanı var, o da bunu yapmak için gereken özgüven.

Confidence doesn't come straight away.

Güven hemen gelmez.

It is something that you have to build over a period of time.

Bu, belli bir süre içinde inşa edilmesi gereken bir şeydir.

During the learning process, we will often work on our ability to feel confident about the thing we are studying.

Öğrenme süreci boyunca sıklıkla, üzerinde çalıştığımız konu hakkında kendimize güvenebilme yeteneğimiz üzerinde çalışırız.

Of course, this means that you will have to do more than one thing at the same time.

Tabii bu aynı anda birden fazla işi yapmak zorunda kalacağınız anlamına geliyor.

Not only are you learning a new subject, but you will also have to build your confidence whilst doing it.

Sadece yeni bir konu öğrenmekle kalmayacak, aynı zamanda bunu yaparken kendinize olan güveninizi de geliştirmeniz gerekecek.

Learning English is a good example of this situation.

İngilizce öğrenmek bu duruma güzel bir örnektir.

You have to learn the language and grasp many new things along the way.

Dili öğrenmeniz ve yol boyunca birçok yeni şeyi kavramanız gerekiyor.

‘Grasp’ is to understand.

'Kavramak' anlamaktır.

The process of learning involves a lot of grasping.

Öğrenme süreci çok fazla kavramayı gerektirir.

Whatever it is you are learning, there are always going to be difficult things that must be grasped.

Ne öğreniyor olursanız olun, her zaman kavranması gereken zor şeyler olacaktır.

Many people complain that learning English takes too long, but just like anything,

Pek çok kişi İngilizce öğrenmenin çok uzun sürdüğünden şikayetçi, ancak her şeyde olduğu gibi,

there is always going to be a certain amount of time that must be given to the subject being learnt.

öğrenilen konuya her zaman belirli bir süre verilmesi gerekiyor.

Learning English involves two types of learning.

İngilizce öğrenmek iki tür öğrenmeyi içerir.

The first being the action of absorbing all the information concerning the language itself.

Birincisi dilin kendisiyle ilgili tüm bilgilerin özümsenmesi eylemidir.

The second part involves the practical side of English, which of course involves using it.

İkinci kısım İngilizcenin pratik yanını içeriyor ve bu da elbette onu kullanmayı içeriyor.

Many students complain about the stress involved when using the language verbally.

Birçok öğrenci dili sözlü olarak kullanırken ortaya çıkan stresten şikayetçidir.

That is to say, when they are speaking the language.

Yani dili konuşurken.

You might say that speaking is a kind of performance.

Konuşmanın bir tür performans olduğunu söyleyebilirsiniz.

You are putting yourself on show for all to see and hear.

Herkesin görmesi ve duyması için kendinizi sergiliyorsunuz.

Of course, in reality, there is nothing to worry about.

Elbette gerçekte endişelenecek bir şey yok.

Just like any new skill, the more you do it, the better you become at it.

Her yeni beceri gibi, bunu ne kadar çok yaparsanız o kadar iyi olursunuz.

A common problem with learning anything

Herhangi bir şeyi öğrenmede

and during the learning process comes when you are trying to work out what your level of accomplishment is.

ve öğrenme sürecinde sık karşılaşılan bir sorun, başarı seviyenizin ne olduğunu bulmaya çalıştığınızda ortaya çıkar.

A common occurrence with many people is not realizing just how much you have in fact, learnt.

Pek çok insanın karşılaştığı ortak bir durum aslında ne kadar çok şey öğrendiğinizin farkına varmamaktır.

Never sell yourself short.

Asla kendinizi küçümsemeyin.

You are probably much better at understanding and using English than you realize.

Muhtemelen İngilizceyi anlama ve kullanma konusunda sandığınızdan çok daha iyisiniz.

So never be afraid.

Bu yüzden asla korkmayın.

Never worry about what people will think.

İnsanların ne düşüneceği konusunda asla endişelenmeyin.

Just say it out loud for all to hear.

Herkesin duyacağı şekilde yüksek sesle söyleyin.

Don't be shy.

Utanma.

I know you can do it.

Bunu yapabileceğini biliyorum.