Father and Son: Crime drama - Episode 10

I need... Where is everybody?

İhtiyacım var... Herkes nerede?

Nigel's leaving do. It's just us.

Nigel gidiyor. Sadece biziz.

Nik, I need you to get in the car and head over.

Nik, arabaya binip oraya gitmeni istiyorum.

I'll track you on the computer.

Seni bilgisayardan takip edeceğim.

Take 'Dogsbody' downstairs. She can drive.

'Dogsbody'yi alt kata götürün. O sürebilir.

OK.

TAMAM.

Three minutes away.

Üç dakika uzaklıkta.

Alright. When you get there, just stay calm.

Peki. Oraya vardığında, sakin ol.

No big dramatics.

Büyük drama yok.

Don't alert him until you arrest him.

Onu tutuklayana kadar onu uyarma. Bir

Hang on, is that...?

dakika, bu...? Az önce

We've just passed him, driving in the opposite direction.

onu geçtik, ters yönde sürüyoruz.

Turn around!

Arkanı dön!

We're pursuing him.

Onu takip ediyoruz.

He's going down Carthorpe St.

Carthorpe Caddesi'nden aşağı iniyor.

He's seen us – he's speeding up.

Bizi gördü – hızlanıyor.

Don't lose him.

Onu kaybetme.

He's going towards the seafront.

Deniz kıyısına doğru gidiyor. Bir

Take the next left. You should be able to head him off.

sonraki sola dön. Onu uzaklaştırabilmelisin. Bu o

That's him.

.

What was that? Nikesh?

Neydi o? Nike? İyi misin

Are you OK?

?

Arthur Montgomery, I'm arresting you for the murder of Jamie Phelps.

Arthur Montgomery, seni Jamie Phelps'i öldürmekten tutukluyorum.

You do not have to say anything,

Hiçbir şey söylemek zorunda değilsiniz,

but it may harm your defence if you do not mention when questioned

ancak

something which you later rely on in court.

daha sonra mahkemede güveneceğiniz bir şeyden sorgulandığında bahsetmezseniz, bu savunmanıza zarar verebilir.

Anything you do say may be used in evidence.

Söyleyeceğin her şey delil olarak kullanılabilir.

Do you understand?

Anlıyor musunuz?

Yes, yes. I understand.

Evet evet. Anladım.

This interview is being recorded

Bu görüşme kaydediliyor

and may be used in evidence at a later date.

ve daha sonraki bir tarihte delil olarak kullanılabilir.

We are in Interview Room 3 at Beltonfield Police Station.

Beltonfield Polis Karakolunda 3 numaralı Mülakat Odasındayız.

The date is the 26th October 2019.

Tarih 26 Ekim 2019.

The time, by my watch, is 4:42pm.

Saatime göre saat 16:42.

I am DC Nikesh Ready.

Ben DC Nikesh Ready'yim.

Also present is DS Callie Pritchard and Arthur Montgomery.

Ayrıca DS Callie Pritchard ve Arthur Montgomery de mevcut. Avukat

He has chosen not to have a solicitor present.

bulundurmamayı tercih etti .

There's no need.

Gerek yok.

I am willing to cooperate fully with your investigation

Soruşturmanızda

and clearing my name.

ve adımı temize çıkarmanızda tam işbirliği yapmaya hazırım.

Well, that's nice to hear, isn't it, DC Ready?

Bunu duymak güzel, değil mi, DC Ready?

Just lovely.

Sadece güzel.

I thank you for your cooperation, Mr Montgomery.

İşbirliğiniz için teşekkür ederim , Bay Montgomery.

I'm not sure that was my colleague's experience

Meslektaşımın sizi tutukladığında böyle bir deneyim yaşadığından emin değilim

earlier when he arrested you, but perhaps we can put that behind us.

ama belki bunu geride bırakabiliriz.

Mr Montgomery, we know you met Jamie Phelps

Bay Montgomery, Salı sabahı Dreamers Cliffs'te Jamie Phelps ile tanıştığınızı biliyoruz

at Dreamers Cliffs on Tuesday morning.

.

You've been identified by Jamie's son, Pip,

Jamie'nin oğlu Pip tarafından teşhis edildiniz

and we also have photographic evidence that places you in the area

ve

at the time of Mr Phelps' death.

Bay Phelps'in öldüğü sırada o bölgede olduğunuzu gösteren fotoğraflı kanıtlarımız da var.

Did you call the meeting or did he?

Toplantıyı sen mi aradın yoksa o mu?

Jamie called me –

Jamie beni aradı -

said his business had been hacked.

işinin saldırıya uğradığını söyledi.

He was concerned his devices were being monitored

Cihazlarının izlendiğinden endişeliydi

and would I meet him at the cliffs.

ve onunla uçurumlarda buluşur muydum?

We met. I told him I couldn't bail him out.

Tanıştık. Onu kurtaramayacağımı söyledim.

He seemed to be broke.

Parasız görünüyordu.

And I'm afraid he jumped.

Ve korkarım ki atladı.

He jumped?

Atladı?

Yes. Well, stepped off really.

Evet. Peki, gerçekten adım attı.

Cowardly thing to do.

Korkakça yapılacak şey.

And you didn't think to mention this when we spoke to you on Tuesday?

Salı günü seninle konuştuğumuzda bundan bahsetmeyi düşünmedin mi?

Well, that was an error, but I wanted nothing to do with it.

Bu bir hataydı, ama bununla hiçbir şey yapmak istemedim.

Stuff like that leaves a nasty smell.

Böyle şeyler kötü bir koku bırakır.

Mr Montgomery, did Jamie Phelps' body

Bay Montgomery, Jamie Phelps'in cesedi

hit the water, or land on the sand?

suya mı çarptı yoksa kuma mı düştü?

I don't know – didn't look.

Bilmiyorum - bakmadım.

Rather squeamish.

Oldukça titiz.

So then, after witnessing this suicide,

Yani, bu intihara tanık olduktan sonra,

you headed back down, met a fan, took a selfie,

geri döndün, bir hayranla karşılaştın, bir selfie çektin,

hopped back in your car and drove off?

arabana geri atladın ve oradan uzaklaştın?

That's about right.

Bu doğru.

Look – the selfie.

Bak - özçekim.

These people – it's always easier to just do it.

Bu insanlar – sadece yapmak her zaman daha kolaydır.

They badger you otherwise, and take one anyway

Aksi takdirde sizi rahatsız ederler ve yine de bir tane alırlar

and it can all get rather unpleasant.

ve her şey oldukça tatsız olabilir.

You were smiling in the photo.

Fotoğrafta gülümsüyordun.

One does.

Biri yapar.

Mr Montgomery, you don't need to waste your time

Bay Montgomery,

making up a story.

bir hikaye uydurarak zamanınızı boşa harcamanıza gerek yok.

We know you killed Jamie Phelps.

Jamie Phelps'i öldürdüğünü biliyoruz.

We know you pushed him off the cliff,

Onu uçurumdan aşağı ittiğini,

sent a text to his wife and chucked the phone in after him.

karısına mesaj attığını ve telefonu arkasından attığını biliyoruz.

The phone was dry, you see – the body was wet.

Telefon kuruydu, vücut ıslaktı. Jamie'nin telefonundaki bilgileri alarak

We also suspect that it was you that paid the ransom on the malware,

kötü amaçlı yazılımın fidyesini ödeyenin de sen olduğundan şüpheleniyoruz

taking the details from Jamie's phone.

.

Why did you do it, Mr Montgomery?

Bunu neden yaptınız, Bay Montgomery?

Was Jamie Phelps a threat to you?

Jamie Phelps sizin için bir tehdit miydi?

I have nothing more to say.

Söyleyecek başka bir şeyim yok.

Well, that's a shame after all that talk of cooperation.

O kadar işbirliği konuşmasından sonra bu çok yazık.

I wonder...

Merak ediyorum...

was there something in the file that was hacked?

dosyada saldırıya uğramış bir şey var mıydı?

Something you didn't want to make public?

Halka açıklamak istemediğiniz bir şey mi vardı?

Did Jamie Phelps maybe look after something else for you,

Jamie Phelps sizin için paradan başka bir şeyle ilgileniyor olabilir mi

other than money?

?

Drugs? Sex?

İlaçlar? Seks?

Of course not.

Tabii ki değil.

You're a chef, right?

Sen bir şefsin, değil mi?

You use cooking knives.

Yemek bıçağı kullanıyorsun.

What are you saying?

Sen ne diyorsun?

I stabbed Jamie? Cut his throat?

Jamie'yi ben mi bıçakladım? Boğazını mı kestin?

No. I mean –

Hayır. Demek istediğim -

what do you do to your knives to make them really clean?

gerçekten temiz olmaları için bıçaklarına ne yapıyorsun?

I wipe them, of course.

Onları siliyorum tabii ki.

And you didn't think to wipe the phone

Ve uçurumdan atmadan önce telefonu silmeyi düşünmedin mi

before you threw it off the cliff?

?

Fingerprints, Mr Montgomery.

Parmak izleri, Bay Montgomery.

Yes, fingerprints, but how do you know they're mine?

Evet, parmak izleri ama benim olduklarını nereden biliyorsun?

Your cookbook!

Yemek kitabınız!

Should come in handy if we can match the fingerprints.

Parmak izlerini eşleştirebilirsek işimize yarayabilir.

Um...

Um

OK. Let me explain.

tamam. Açıklamama izin ver.

I don't think I've ever met someone

who likes the sound of their own voice so much.

Kendi sesini bu kadar çok seven birini daha önce tanıdığımı sanmıyorum.

Unusual in a murderer.

Bir katil için olağandışı.

You ready? I want my chicken korma.

Hazır mısın? Tavuk kormamı istiyorum. Montgomery'nin yemek kitabında

There's a recipe for that in Montgomery's cookbook.

bunun için bir tarif var .

Oh yeah?

Ah evet?

Good job hanging onto that – smart move for once.

Buna bağlı kalmak aferin - bir kereliğine akıllıca hareket.

Very funny.

Çok komik.

Come on. Let's go.

Hadi. Hadi gidelim.

But you ain't ordering a korma.

Ama korma sipariş etmiyorsun.

What? I like korma.

Ne? Kormayı severim.

Yep?

Evet?

Yep, OK. We'll look into it.

Evet, tamam. İnceleyeceğiz.

Looks like you've got your wish Nik –

Görünüşe göre dileğin var Nik –

there won't be any korma.

korma olmayacak. Daha

We've got more work to do.

yapacak çok işimiz var.

OK... OK...

Tamam... Tamam...

So, why did I do it?

Peki neden yaptım?

It was just tax, alright?

Sadece vergiydi, tamam mı?

Tax.

Vergi.

I do some clever things and Jamie does some clever things,

Bazı zekice şeyler yapıyorum ve Jamie bazı zekice şeyler yapıyor

and we... evade.

ve biz... kaçıyoruz.

It's obscene how much they take. Obscene!

Ne kadar aldıkları müstehcen. Müstehcen!

And that little twit Jamie wanted out –

Ve Jamie'nin çıkmak istediği o küçük ukala,

said he was happy for the documents to be published.

belgelerin yayınlanmasından memnun olduğunu söyledi .

An attack of the conscience – well...

Vicdan krizi – yani...

I had to stop that, didn't I?

Bunu durdurmalıydım, değil mi?