The dark side of leadership

This man promised his followers the world...

Bu adam müritlerine dünyaları vaat etti ...

then led them to their deaths.

sonra onları ölüme götürdü.

This man was once part of a cult's inner circle

Bu adam bir zamanlar bir tarikatın yakın çevresinin bir parçasıydı

and now works to prevent others from doing the same.

ve şimdi başkalarının da aynısını yapmasını engellemek için çalışıyor.

I went from Stephen Hassan, who was a college student writing poetry,

Şiir yazan bir üniversite öğrencisi olan Stephen Hassan'dan ayrıldım

and I became a right-wing fascist.

ve sağcı bir faşist oldum.

We look at what happens when leadership turns bad

Liderlik kötüye gittiğinde ne olduğuna

and how to avoid becoming caught up in a cult.

ve bir tarikata kapılmaktan nasıl kaçınılacağına bakıyoruz.

Port Kaituma, Guyana:

Port Kaituma, Guyana:

in 1978, 918 people died here

1978'de burada

and in the country's capital.

ve ülkenin başkentinde 918 kişi öldü.

This is Jim Jones, an American religious leader.

Bu, Amerikalı bir dini lider olan Jim Jones. ABD'de Halkın Tapınağı

He founded an organisation called the People's Temple in the US.

adlı bir örgüt kurdu .

He took many of his followers to Guyana,

Takipçilerinin çoğunu Guyana'ya götürerek Port Kaituma yakınlarında Jonestown

building a settlement called Jonestown, near Port Kaituma.

adında bir yerleşim yeri inşa etti .

Soon there were reports of beatings, disease and other abuse.

Yakında dayak, hastalık ve diğer taciz raporları geldi.

Jim Jones' mental and physical health became worse.

Jim Jones'un zihinsel ve fiziksel sağlığı kötüleşti.

November 18th, 1978:

18 Kasım 1978:

temple members attacked a plane on this airstrip.

tapınak üyeleri bu uçak pistinde bir uçağa saldırdı. Jonestown'u araştıran

It was carrying a team investigating Jonestown.

bir ekip taşıyordu .

Five people died. Eleven were injured.

Beş kişi öldü. On bir kişi yaralandı.

In Jonestown, the remaining cult members

Jonestown'da kalan tarikat üyeleri içki

drank or were forced to take poison.

içti veya zehir almaya zorlandı.

Men, women, children and babies died.

Erkekler, kadınlar, çocuklar ve bebekler öldü.

This pattern has been repeated.

Bu model tekrarlandı.

Political leaders, like Kim Il-sung and Stalin,

Kim Il-sung ve Stalin gibi siyasi liderlerin

had cult-like followings and were responsible for many, many deaths.

tarikat benzeri yandaşları vardı ve pek çok ölümden sorumluydular.

What gives a leader like this such control over their followers?

Böyle bir lidere takipçileri üzerinde böylesine bir kontrol sağlayan nedir?

A cult-type leader is typically someone

Tarikat tipi bir lider, tipik olarak, dünyanın sorunlarını çözmek için

who claims to have all the answers needed

gereken tüm cevaplara sahip olduğunu iddia eden

to solve the world's problems and that includes

ve işe almaya

whatever problems the individual they're attempting to recruit faces as well.

çalıştıkları bireyin karşılaştığı sorunları da içeren kişidir.

As a result of this, they demand absolute commitment from their followers

Bunun bir sonucu olarak, takipçilerinden mutlak bağlılık talep ederler

and encourage them to escalate their commitment to the group

ve onları, ilgili kişinin

until a point is reached, where absolutely every waking moment,

her uyanma anının

and all the emotional, and intellectual,

ve ilgili kişinin tüm duygusal, entelektüel

and financial resources of the person concerned,

ve finansal kaynaklarının kesinlikle olduğu bir noktaya ulaşılana kadar gruba bağlılıklarını artırmaya teşvik ederler. ,

are committed to and involved in the group.

gruba bağlıdır ve dahildir.

Cult leaders like to claim to be able to solve the world's and your problems

Tarikat liderleri, dünyanın ve sizin sorunlarınızı çözebileceklerini iddia etmekten hoşlanırlar

and they want your complete devotion.

ve tam bağlılığınızı isterler.

Cult leaders are not necessarily easy to spot.

Tarikat liderlerini tespit etmek mutlaka kolay değildir.

At the beginning, they are approaching you in a friendly spirit:

Başlangıçta, size dostça yaklaşıyorlar:

they claim to be offering just some interesting ideas about politics,

Politika,

life, religion or whatever,

yaşam, din ya da her neyse hakkında sadece bazı ilginç fikirler sunduklarını iddia ediyorlar

and they will only become clearly cult leaders for most people

ve çoğu insan için ancak

after a period of time, when the person concerned

bir süre sonra açıkça kült liderler haline gelecekler. ilgili kişi,

has already escalated their commitment to the group

gruba olan bağlılığını

beyond any point of reason.

herhangi bir gerekçenin ötesinde artırmıştır.

Cult leaders are not always easy to spot.

Tarikat liderlerini tespit etmek her zaman kolay değildir.

They can appear very friendly at first.

İlk başta çok samimi görünebilirler.

Well, if we take Jim Jones as an example,

Jim Jones'u örnek olarak alırsak,

he staged miraculous faith healings,

mucizevi inanç iyileştirmeleri sahneledi,

in which he claimed people were being cured... cured of cancer,

burada insanların tedavi edildiğini iddia etti... kanserden tedavi edildi,

that the blind could see and the crippled could walk,

körler görebildi ve sakatlar yürüyebildi,

but he didn't necessarily begin

ama ille de başlamadı.

to influence people by showing them these things.

insanlara bunları göstererek onları etkilemek.

At the beginning, most people wandered into

Başlangıçta, çoğu insan

what seemed to be very warm and inviting church services,

çok sıcak ve davetkar görünen kilise ayinlerine girdiler,

where they felt welcomed in a way

burada daha önce hiç hoş karşılanmadıkları bir şekilde karşılandıklarını hissettiler

that many of them hadn't been welcomed before,

and it was only after some period of time that they...

ve ancak bir süre sonra onlar da... ...

they then were exposed to these deceptive techniques to convince them

sonra onları

that Jones was a man with amazing powers beyond the norm.

Jones'un normların ötesinde inanılmaz güçlere sahip bir adam olduğuna ikna etmek için bu aldatıcı tekniklere maruz kaldılar.

Leaders like Jim Jones go to great lengths to welcome in new people.

Jim Jones gibi liderler, yeni insanları karşılamak için büyük çaba harcarlar.

We can call this being 'love bombed'.

Buna 'aşk bombası' diyebiliriz.

Most of us are vulnerable to the lure of cult leaders

Çoğumuz,

at various points in our lives,

hayatımızın çeşitli noktalarında,

particularly after we have had some kind of stressful experience,

özellikle de

such as maybe going through a divorce or losing our jobs.

boşanmak veya işimizi kaybetmek gibi stresli bir deneyim yaşadıktan sonra, tarikat liderlerinin cazibesine karşı savunmasız kalırız.

For example, if you look at the Jonestown group,

Örneğin, Jonestown grubuna bakarsanız,

many of the people who joined it had suffered from racist abuse

ona katılan insanların çoğu geçmişte ırkçı tacize uğramış ve

in the past, which traumatised them.

bu onları travmatize etmişti.

Many others were returning veterans of the Vietnam War,

Diğerleri,

who were suffering from post-traumatic stress disorder

travma sonrası stres bozukluğundan muzdarip olan

and were looking for some kind of idealistic community or group,

ve katılabilecekleri ve kendilerini hoş karşılanacakları bir tür idealist topluluk veya grup arayan Vietnam Savaşı gazileriydi

to which they could join and which would make them feel welcome.

. Tüm cevapları

Leaders promising all the answers

vaat eden liderler,

can seem attractive when we are vulnerable.

savunmasız olduğumuzda çekici görünebilir.

So, how can we recognise these leaders?

Peki, bu liderleri nasıl tanıyabiliriz? Yapmamız gerektiğini

The first thing I think we need to do

düşündüğüm ilk şey,

is to require people making extraordinary claims

olağanüstü iddialarda bulunan insanlardan,

to offer a great deal of evidence in support of them.

onları desteklemek için çok sayıda kanıt sunmalarını istemek.

Beyond that, if we think we are in an environment

Bunun ötesinde,

where we're being subjected to pressures that we don't like,

hoşlanmadığımız,

that are asking us to constantly escalate our commitment to those groups

bu gruplara olan bağlılığımızı sürekli olarak artırmamızı isteyen

and where criticism of the leader is forbidden

ve lidere yönelik eleştirinin

or discouraged in various ways,

çeşitli şekillerde yasaklandığı veya caydırıldığı bir ortamda olduğumuzu düşünürsek.

it is best to try and get out of that environment as quickly as is possible.

Bu ortamdan olabildiğince çabuk çıkmaya çalışmak en iyisidir . Başka biri

If you are feeling controlled by someone else, it is best to leave.

tarafından kontrol edildiğini hissediyorsan , ayrılmak en iyisidir.

This isn't always easy to do,

Bunu yapmak her zaman kolay değildir, bu

so try to get support from others if you can.

yüzden mümkünse başkalarından destek almaya çalışın .

Dr Stephen Hassan knows all about cults.

Dr Stephen Hassan tarikatlar hakkında her şeyi biliyor.

In the 1970s, he became a senior figure in the Unification Church –

1970'lerde,

more commonly known as the Moonies.

daha yaygın olarak Moonies olarak bilinen Birleşme Kilisesi'nde kıdemli bir figür oldu.

The Church was set up by a Korean called Sun Myung Moon.

Kilise, Sun Myung Moon adlı bir Koreli tarafından kurulmuştur.

He claimed to be God's messiah,

Tanrı'nın mesihi olduğunu iddia etti,

  but members were often cut off from their previous life,

ancak üyelerin önceki yaşamlarıyla bağlantısı kesildi,

prevented from seeing family and friends.

ailelerini ve arkadaşlarını görmeleri engellendi.

Steven now works to stop others from becoming a victim of cult leaders.

Steven şimdi başkalarının tarikat liderlerinin kurbanı olmasını engellemek için çalışıyor.

My personality changed dramatically.

Kişiliğim dramatik bir şekilde değişti.

That's one of the tell-tale signs actually –

Bu, otoriter

of being in an authoritarian cult –

bir tarikat içinde olmanın aslında en belirgin işaretlerinden biri,

is what we refer to as a radical personality change.

radikal bir kişilik değişikliği olarak adlandırdığımız şeydir.

So, I went from Steven Hassan, who was a college student writing poetry,

Böylece, şiir yazan, atkuyruklu ve tulum giyen bir üniversite öğrencisi olan Steven Hassan'dan

who had a ponytail and wore dungarees,

to a man with a short haircut, a three-piece suit

kısa saç kesimli, üç parçalı bir takım elbise giyen bir adama döndüm

and I became a right-wing fascist,

ve sağcı bir faşist oldum.

essentially throwing out my poetry,

cutting off from my family and friends

ailem ve arkadaşlarım üyeliğimle ilgili

because they raised concerns about my membership.

endişelerini dile getirdikleri için şiirimi kestiler .

So, Steven Hassan's personality

Yani, Steven Hassan'ın kişiliği

changed dramatically when he became a Moonie.

bir Moonie olduğunda önemli ölçüde değişti.

How did he view the leader, Sun Myung Moon?

Lider Sun Myung Moon'a nasıl baktı?

So, it's very important to understand that

Bu yüzden,

I was already programmed to look at him

onu insanlık tarihindeki en

as the greatest man in human history,

büyük adam olarak görmeye zaten programlanmış olduğumu anlamak çok önemli, bu

so naturally I had my... my blinders on already,

yüzden doğal olarak,

when I actually met with him and experienced him.

onunla gerçekten tanıştığımda ve onu deneyimlediğimde doğal olarak at gözlüğümü çoktan takmıştım.

I've heard many people see him speak and they'd say:

Pek çok insanın onu konuşurken gördüğünü duydum ve

'He has no charisma. Like, how could you see anything in him?'

'Karizması yok. Mesela, onda nasıl bir şey görebilirsin?'

So, that's an interesting phenomenon that...

Yani, bu ilginç bir olgu...

that somebody who feels that

the person's emanating great charisma and power,

Kendisinden büyük bir karizma ve güç yayıldığını hisseden birinin

could leave somebody else completely dry.

başka birini tamamen kuru bırakabilmesi.

Steven admired Sun Myung Moon, but he had been programmed –

Steven, Sun Myung Moon'a hayrandı ama öyle olmaya programlanmıştı -

or brainwashed – to be. Others saw him differently.

ya da beyni yıkanmıştı -. Diğerleri onu farklı gördü.

How did this inform Steven's view of leadership?

Bu, Steven'ın liderlik görüşünü nasıl etkiledi? Her şeyden

First of all, I consider myself, before the Moonies, a...

önce, kendimi Aylaklardan önce bir...

a bookworm introvert!

kitap kurdu içe dönük olarak görüyorum!

When I got into the cult and I was pushed into leadership positions

Tarikata girdiğimde ve liderlik pozisyonlarına itilip sokak köşelerinde

and recruiting strangers on street corners,

yabancıları işe aldığımda , tarikat kimliğimde

I became very extroverted in my cult identity.

çok dışa dönük oldum .

In fact, I was told to become a small Sun Myung Moon,

Aslında bana küçük bir Sun Myung Moon olmam

and think like him, and walk like him, and talk like him.

ve onun gibi düşünmem, onun gibi yürümem ve onun gibi konuşmam söylendi.

And when I got out of the cult, I didn't want any leadership;

Ve tarikattan çıktığımda herhangi bir liderlik istemedim; Kimseyi

I didn't want to influence anybody and...

etkilemek istemedim

and yet, I knew what I knew,

ve yine de bildiklerimi biliyordum

and I knew that I had a contribution to help others.

ve başkalarına yardım etmek için bir katkım olduğunu biliyordum.

Steven realised he had a leadership role to play

Steven, başkalarının tarikatlara katılmasını engellemede oynayacağı bir liderlik rolü olduğunu fark etti

in preventing others from joining cults.

.

So, how does his leadership differ now?

Peki, liderliği şimdi nasıl farklı?

I want people to ask me questions

İnsanların bana sorular sormasını istiyorum

and I answer honestly and responsibly,

ve ben de dürüst ve sorumlu bir şekilde cevap veriyorum

and often people will challenge me and say:

ve çoğu zaman insanlar bana meydan okuyarak

'We don't agree with this point or that.'

'Şu konuda aynı fikirde değiliz ' diyecekler.

And I think about it and if I realise they're right,

Ve bunun hakkında düşünüyorum ve haklı olduklarını anlarsam

I apologise and I change my point of view.

özür dilerim ve bakış açımı değiştiririm .

So, the key... the key is humility, I think.

Yani, anahtar... anahtar tevazu, bence.

Steven encourages people to challenge his views

Steven, insanları görüşlerine meydan okumaya teşvik ediyor

and he is willing to change his mind.

ve fikrini değiştirmeye istekli.

So, how easy is it to fall for a cult these days?

Peki, bu günlerde bir tarikata düşmek ne kadar kolay?

Social media is intentionally

Sosyal medya kasıtlı olarak

going to use information that's gathered about you,

sizin hakkınızda,

from all of your activities, all...

tüm faaliyetlerinizden toplanan bilgileri kullanacak, hepsi... bana söylendiğine göre her insan hakkında

there are some 5,000 data points

yaklaşık 5.000 veri noktası var

on every human being, I'm told –

and these are going to be oriented in algorithms towards you.

ve bunlar algoritmalar içinde size doğru yönlendirilecek. .

So, what I say is: you need to be really sceptical

Yani, şunu söylüyorum: gerçekten şüpheci olmalısınız

and if you're curious about something,

ve bir şeyi merak ediyorsanız,

really do a consumer-awareness approach –

gerçekten bir tüketici farkındalığı yaklaşımı yapın -

it's saying they're making this claim –

bu iddiada bulunduklarını söylüyorlar - kulağa çok

it sounds outrageous; I need outrageous level of proof.

çirkin geliyor; Aşırı derecede kanıta ihtiyacım var.

Be sceptical, or wary, of claims being made online

Çevrimiçi olarak yapılan iddialara şüpheyle yaklaşın veya dikkatli olun

and check them out thoroughly.

ve bunları iyice kontrol edin.

So, people who make grand promises

Bu nedenle, büyük vaatlerde bulunan

and demand complete loyalty from you

ve sizden tam bir sadakat talep eden insanlar,

are likely to be cult-like leaders.

muhtemelen tarikat benzeri liderler olacaktır.

Even online, question their claims, check their facts.

Çevrimiçi bile olsa iddialarını sorgulayın, gerçeklerini kontrol edin.

If they are authentic, they won't mind.

Eğer gerçeklerse sorun etmezler.