The Grammar Errors You KEEP Making! 😣 Common English Mistakes

This video is one that I've been meaning to make

Bu video uzun zamandır yapmayı düşündüğüm bir video

for a long time. There are a few really common

.

mistakes that my students keep making.

Öğrencilerimin yapmaya devam ettiği birkaç yaygın hata var.

Obviously nobody is telling you

Açıkçası kimse size söylemiyor,

so how else are you supposed to correct them?

bu yüzden onları başka nasıl düzeltebilirsiniz?

I'm Emma from mmmEnglish

Ben mmmEnglish'den Emma

and in this lesson, I'm going to share three

ve bu derste, yapmayı bırakmanız için

really common grammar mistakes

gerçekten yaygın olan üç dilbilgisi hatasını paylaşacağım, bu

that you need to stop making so don't go anywhere.

yüzden hiçbir yere gitmeyin.

I've been teaching English for many years now.

Uzun yıllardır İngilizce öğretiyorum.

I've taught students online, in classrooms and in

Öğrencilere çevrimiçi olarak, sınıflarda ve

so many different countries around the world.

dünya çapında pek çok farklı ülkede ders verdim.

But there are some really common mistakes

Ancak

that I keep hearing my students make all the time.

öğrencilerimin her zaman yaptığını duyduğum bazı yaygın hatalar var.

And they're not even bad mistakes,

Ve bunlar kötü hatalar bile değiller,

they're just bad habits

sadece

that you've learned really early and you've just

çok erken öğrendiğin ve bir türlü kurtulamadığın kötü alışkanlıklar

never gotten rid of

and I'm really curious to find out if you

ve

make the mistakes that I'm sharing in this lesson too.

paylaştığım hataları yapıp yapmadığını gerçekten merak ediyorum. bu derste de

It's really difficult. In fact, it's almost impossible

Bu gerçekten zor. Aslında, kimse size söylemezse

to know what mistakes you're making

hangi hataları yaptığınızı bilmek neredeyse imkansızdır, değil mi

if nobody tells you right? So you're completely forgiven,

? Yani tamamen affedildin,

it's not your fault. It's just that

bu senin hatan değil. Sadece

nobody tells you that you've made a mistake.

kimse sana bir hata yaptığını söylemiyor.

Native speakers just think in their head:

Anadili İngilizce olanlar sadece kafalarının içinde şöyle düşünürler:

'No they mean that.'

'Hayır, bunu kastediyorlar.'

but they never say anything to you.

ama sana asla bir şey söylemezler.

But it's all good, today we're going to sort all of this out.

Ama her şey yolunda, bugün bunların hepsini çözeceğiz.

Now one of the best ways to even realise

Şimdi, en başta hata yaptığınızı fark etmenin en iyi yollarından biri,

that you've been making mistakes in the first place

is to spend some time with a native English teacher,

anadili İngilizce olan değil, anadili İngilizce olan bir öğretmenle biraz zaman geçirmektir

not a native English speaker.

.

They're not going to correct these kinds of mistakes

Bu tür hataları

for you.

But a teacher can and this is really easy to do

sizin yerinize düzeltmeyecekler.

Ama bir öğretmen yapabilir ve

if you go to English classes at a language school, right?

bir dil okulunda İngilizce derslerine giderseniz bunu yapmak gerçekten çok kolay, değil mi?

But then you've got to go all the way to those classes,

Ama sonra o derslere kadar gitmen,

do the classes, come home again.

dersleri yapman ve tekrar eve gelmen gerekiyor.

It's really time-consuming

Gerçekten zaman alıyor

and it's hard to do that intensively.

ve bunu yoğun bir şekilde yapmak zor. Lingoda öğrencisi olduğumda

Well this is exactly how I felt

tam olarak böyle hissettim

when I became a Lingoda student.

.

I just didn't have time to go to a language school

Bir dil okuluna gidecek vaktim olmadı

but Lingoda really is just like going to a language school

ama Lingoda gerçekten bir dil okuluna gitmek gibi

but all the classes are online.

ama tüm dersler çevrimiçi.

I still get native teachers, I get workbooks

Hala yerli öğretmenlerim var,

with every lesson to help me prepare for classes

derslere hazırlanmama

and review them afterwards.

ve sonrasında gözden geçirmeme yardımcı olacak her dersle birlikte çalışma kitapları alıyorum.

I get certificates as I increase my skills from A1 to C2

Becerilerimi A1'den C2'ye yükselttikçe sertifikalar alıyorum.

I get to hang out with classmates

Sınıf arkadaşlarımla takılıyorum

but it's way more flexible. I don't have to travel,

ama bu çok daha esnek. Seyahat etmem gerekmiyor,

I can do it from anywhere.

her yerden yapabilirim.

If you want to try Lingoda for yourself, you can grab

Lingoda'yı kendiniz denemek istiyorsanız,

a free trial from their website

web sitelerinden ücretsiz bir deneme alabilirsiniz,

but they're offering mmmEnglish students

ancak mmmEnglish öğrencilerine

twenty-five percent off their first package of lessons.

ilk ders paketlerinde yüzde yirmi beş indirim sunuyorlar.

So if you want to make the most of that deal,

Bu fırsattan en iyi şekilde yararlanmak istiyorsanız,

then use the link that's in the description

açıklamadaki bağlantıyı

and this voucher code.

ve bu kupon kodunu kullanın.

Guys, Lingoda really is not that expensive.

Millet, Lingoda gerçekten o kadar pahalı değil.

I'm pretty sure that their classes start from around

Derslerinin yaklaşık sekiz avrodan başladığından oldukça eminim

eight euros and yes,

ve evet,

Lingoda are a sponsor of the mmmEnglish Channel

Lingoda mmmEnglish Channel'ın sponsoru

but I'm also a paying student of theirs myself.

ama ben de onların maaşlı bir öğrencisiyim.

So I can confidently tell you that studying with Lingoda

Bu yüzden size güvenle Lingoda ile çalışmanın

is like going to a language school

bir dil okuluna gitmek gibi olduğunu söyleyebilirim

but I think it's even better because it's flexible

ama bence bu daha da iyi çünkü esnek

and you can take your classes whenever it suits you.

ve derslerinize istediğiniz zaman girebiliyorsunuz.

Okay, time to fix these three common mistakes.

Tamam, bu üç yaygın hatayı düzeltme zamanı.

Number one.

Bir numara.

These words are not interchangeable,

Bu kelimeler birbirinin yerine geçemez,

right? 'Fun' and 'funny',

değil mi? "Eğlenceli" ve "komik",

they're both common English adjectives

ikisi de yaygın olarak kullanılan İngilizce sıfatlardır

but they mean two quite different things.

ama oldukça farklı iki anlama gelirler.

Seriously, they're really different.

Cidden, gerçekten farklılar.

When you use 'fun' as an adjective, it means

'Eğlence' sıfat olarak kullandığınızda,

enjoyable and entertaining.

eğlenceli ve eğlenceli anlamına gelir. İyi vakit geçirmemize yardımcı olduklarında,

We use 'fun' to talk about situations and events

durumlar ve olaylar ve insanlar ve faaliyetler hakkında konuşmak için 'eğlence' kelimesini kullanırız

and people and activities when they help us to have

a good time.

.

So the opposite of 'fun' would be

Yani 'eğlence'nin zıttı

Right?

doğru mu?

But the meaning of 'funny'

Ama 'komik'in anlamı

is very different, right?

çok farklı değil mi?

We use 'funny' as an adjective in two ways,

'Komik'i bir sıfat olarak iki şekilde kullanırız,

most commonly to describe situations or even people

en yaygın olarak komik olan durumları ve hatta insanları tanımlamak için

that are humorous, alright?

, tamam mı?

People or situations that make us laugh.

Bizi güldüren kişi veya durumlar.

And the second meaning of funny is to describe

Ve komik kelimesinin ikinci anlamı,

something as a little weird or a bit strange,

bir şeyi biraz garip veya biraz garip,

odd.

tuhaf olarak tanımlamaktır.

So you could say:

Yani şöyle diyebilirsiniz:

But you could also say:

Ama aynı zamanda:

Like a little weird.

Biraz tuhaf gibi de diyebilirsiniz.

Now the problem that most of my students have

Öğrencilerimin çoğunun sahip olduğu sorun, "

is that they use 'funny' instead of 'fun'.

eğlenceli" yerine "komik" kelimesini kullanmaları.

Remember, the meaning of these two adjectives is

Unutmayın, bu iki sıfatın anlamı

completely different.

tamamen farklıdır.

Describing a party as fun means that I had a really good

Bir partiyi eğlenceli olarak nitelendirmek, gerçekten iyi

time, I enjoyed myself.

vakit geçirdiğim, kendimden zevk aldığım anlamına gelir.

Maybe I was dancing, maybe I was playing board games

Belki dans ediyordum, belki tahta oyunları oynuyordum,

I wasn't bored.

sıkılmadım.

Now if I describe a party as funny,

Şimdi bir partiyi komik olarak tanımlarsam,

then it means I laughed a lot.

bu çok güldüğüm anlamına gelir.

Maybe something happened that was really

Belki gerçekten çok komik bir şey oldu

quite humorous or it means that the party was weird,

ya da bu, partinin tuhaf, tuhaf olduğu anlamına geliyor

strange. Maybe everyone wore an eye mask

. Belki de herkes sürekli göz maskesi takıyordu

the whole time and you couldn't see anyone

ve siz kimseyi

or anything that was going on.

ya da olan hiçbir şeyi göremiyordunuz.

That's weird!

Bu tuhaf!

Alright I'm going to do a little quick test

Tamam, devam etmeden önce küçük bir hızlı test yapacağım

before we move on, 'fun' or 'funny'?

, 'eğlenceli' mi yoksa 'komik' mi?

Okay?

Tamam aşkım?

I watched a movie last night that made me laugh a lot.

Dün gece beni çok güldüren bir film izledim.

It was a comedy.

Bu bir komediydi.

Right, comedy,

Doğru, komedi,

funny, right? It made me laugh.

komik, değil mi? Beni güldürdü.

Okay what about to describe your friend who you

Peki ya

always have a good time with,

her zaman birlikte iyi vakit geçirdiğiniz, her

who's always inventing entertaining games.

zaman eğlenceli oyunlar icat eden arkadaşınızı tarif etmeye ne dersiniz?

'Fun' or 'funny'?

'Eğlenceli' mi yoksa 'komik' mi?

Your friend helps you to have a good time.

Arkadaşınız iyi vakit geçirmenize yardımcı olur.

It's 'fun', they're fun.

Bu 'eğlenceli', onlar eğlenceli.

Now describe your friend who always tells great jokes

Şimdi de her zaman harika fıkralar anlatan

and makes people laugh.

ve insanları güldüren arkadaşınızı tarif edin.

That person

O kişi

is funny.

komik.

Okay? You got it. One more.

Tamam aşkım? Anladın mı? Bir tane daha.

Last weekend I went out on my friend's boat.

Geçen hafta sonu arkadaşımın teknesiyle dışarı çıktım.

We went swimming. We went fishing.

Yüzmeye gittik. Balık tutmaya gittik.

The weather was really, really good.

Hava gerçekten çok güzeldi.

Fun or funny?

Eğlenceli mi komik mi?

Sounds like an enjoyable day, right?

Kulağa keyifli bir gün gibi geliyor, değil mi?

It was fun.

Eğlenceliydi.

So do you think that you can remember the meanings

Öyleyse, bunları kullandığınızda kulağa komik veya komik

of these words to make sure that you don't sound

gelmediğinden emin olmak için bu kelimelerin anlamlarını hatırlayabildiğinizi düşünüyor musunuz?

funny or funny when you use them.

Try writing a sentence in the comments so that you can

Yorumlara bir cümle yazmayı deneyin, böylece

practise using them correctly and make sure

bunları doğru şekilde kullanabilirsiniz ve

you're not using it in the wrong way.

yanlış şekilde kullanmadığınızdan emin olabilirsiniz.

Mistake number two.

İki numaralı hata.

This apple is too juicy.

Bu elma çok sulu.

Okay, 'too' can mean also.

Tamam, 'çok' aynı zamanda anlamına da gelebilir.

'I like it too' means I also like it.

'Ben de beğendim', ben de beğendim anlamına gelir.

But the mistake that I'm talking about

Ama

when you use 'too' is to add emphasis.

'too' kullandığınızda bahsettiğim hata, vurgu eklemektir.

Now it's a mistake to think that 'too'

Şimdi 'çok'un

is a synonym for very, really or so okay?

çok, gerçekten ya da çok ile eşanlamlı olduğunu düşünmek bir hatadır, tamam mı?

'Too' does add emphasis

'Too' vurgu ekler

but it means excessive, a higher degree or amount

ama aşırı, gerçekten istediğinizden veya ihtiyacınız olandan daha yüksek bir derece veya miktar anlamına gelir

than you actually want or you need,

,

so it's a negative thing.

bu nedenle olumsuz bir şeydir.

It's more than what you want.

Bu senin istediğinden daha fazlası.

So when I said that my apple was too juicy,

Bu yüzden elmamın çok sulu olduğunu söylediğimde, gerçekten istediğimden veya sevdiğimden

that sounds negative like there is more juice

daha fazla meyve suyu varmış gibi bu kulağa olumsuz geliyor

than I really want or I like.

.

So I could use very, really or so

Bu sıfatı güçlendirmek istersem çok, gerçekten ya da öylesine kullanabilirim

if I wanted to make that adjective stronger.

.

So here, none of these words have a positive

Yani burada, bu kelimelerin hiçbirinin olumlu

or a negative meaning.

ya da olumsuz bir anlamı yoktur.

They're just there to give extra strength to the adjective

Sadece değiştirdikleri sıfata ekstra güç vermek için oradalar

that they modify. We can say that something is hot

. Bir şeyin sıcak olduğunu söyleyebiliriz

but really hot is even more hot

ama gerçekten sıcak daha da sıcaktır

or we can say that she's excited

ya da heyecanlıdır

but we can say she's so excited, alright?

ama çok heyecanlıdır diyebiliriz, tamam mı?

To increase the meaning of that adjective.

O sıfatın anlamını artırmak için.

Now I know what you're thinking, 'too' also means a lot.

Şimdi ne düşündüğünüzü biliyorum, 'çok' da çok şey ifade ediyor.

But it has a negative meaning.

Ama olumsuz bir anlamı var.

So too much of something is a bad thing.

Yani bir şeyin çok fazlası kötü bir şeydir.

So 'too hot' means that it's hotter

Yani 'çok sıcak',

than it was supposed to be

olması gerekenden

or hotter than I want.

veya benim istediğimden daha sıcak olduğu anlamına gelir.

So we're saying it's too difficult means that

Yani bunun çok zor olduğunu söylüyoruz,

it was more difficult than it should have been.

olması gerekenden daha zor olduğu anlamına geliyor. Daha

It needed to be easier.

kolay olması gerekiyordu.

Now surely having too much money

Şimdi kesinlikle çok fazla paraya sahip olmak

or too much time off work is a good thing, right?

veya işten çok fazla izin almak iyi bir şey, değil mi?

But by using 'too' we're suggesting that

Ama 'çok' kullanarak

there's a negative thing, a negative aspect.

olumsuz bir şey, olumsuz bir yön olduğunu öne sürüyoruz.

Too much time off work

İşten çok fazla izin almak,

could mean that you're getting lazy.

tembelleşmeye başladığınız anlamına gelebilir.

Too much money, maybe you don't care as much

Çok para, belki de

about the people around you, right?

çevrendeki insanları pek umursamıyorsun, değil mi?

Using 'too', it's an important difference

'Too' kullanmak, tanımanız gereken önemli bir fark

that you need to recognise

and I go into even more detail about using 'too'

ve bu videoda 'too' kullanımı hakkında daha fazla ayrıntıya giriyorum, bu

in this video right here

so if you want to keep practising with me,

yüzden benimle pratik yapmaya devam etmek istiyorsanız,

that way!

bu şekilde!

Mistake number three.

Üç numaralı hata.

Don't call yourself boring.

Kendine sıkıcı deme.

When you say that it means you're not interesting,

Bunun ilginç olmadığın anlamına geldiğini,

that you make other people feel bored, that you're

diğer insanları sıktığını,

really quite dull.

gerçekten çok sıkıcı olduğunu söylediğinde.

What you should say instead is "I'm bored"

Bunun yerine "sıkıldım" demelisin,

Alright? When you've got nothing going on

tamam mı?

when there's nothing interesting happening around you.

Çevrenizde ilginç bir şey olmadığında, hiçbir şey olmuyorken.

This is just a temporary feeling.

Bu sadece geçici bir his.

By saying that you're boring, you're talking about your

Sıkıcı olduğunu söyleyerek,

personality generally, right? We don't want to do that.

genel olarak kişiliğinden bahsediyorsun, değil mi? Bunu yapmak istemiyoruz.

Don't confuse this.

Bunu karıştırmayın.

It's a really common mistake that English learners make

Bu, İngilizce öğrenenlerin yaptığı gerçekten yaygın bir hatadır

and it's not just about the adjective 'bored' and 'boring'

ve bu sadece 'sıkılmış' ve 'sıkıcı' sıfatlarıyla ilgili değil,

but it's about any adjective that has an

aynı zamanda -ed ve -ing biçimleri olan herhangi bir sıfatla ilgilidir

-ed and an -ing form.

.

There's a really important difference between them.

Aralarında gerçekten önemli bir fark var.

So in general, -ed adjectives describe how people

Yani genel olarak, -ed sıfatları insanların

feel about something. We also describe how animals

bir şey hakkında nasıl hissettiklerini tanımlar. Hayvanların

might feel about something.

bir şey hakkında nasıl hissedebileceklerini de açıklıyoruz.

But -ing adjectives describe the thing or the person

Ancak -ing sıfatları, o duyguya neden olan şeyi veya kişiyi tanımlar

that causes that emotion.

.

So let's go through a few examples together to test this.

Bunu test etmek için birkaç örneği birlikte inceleyelim.

I want to describe a situation that was

full of energy and it made me feel great.

Enerji dolu ve beni harika hissettiren bir durumu anlatmak istiyorum.

Was the situation exciting or excited?

Durum heyecan verici miydi yoksa heyecanlı mıydı?

I can't say excited because a situation

Heyecanlı diyemem çünkü bir durum

can't feel anything.

hiçbir şey hissedemez.

Now I want to describe how I felt in a scary situation.

Şimdi korkunç bir durumda nasıl hissettiğimi anlatmak istiyorum.

I felt frightened or I felt frightening.

Korkmuş hissettim ya da korkmuş hissettim.

It was me who felt something, right?

Bir şeyler hisseden bendim, değil mi?

I felt frightened.

Korkmuş hissettim.

The situation, whatever was happening around me

Durum, etrafımda her ne oluyorsa

was frightening

ürkütücüydü

but I was frightened.

ama ben korkmuştum.

Okay one more before we wrap up today.

Tamam, bugünü bitirmeden önce bir tane daha. Benim için

I want to describe an exam that was difficult

zor olan bir sınavı anlatmak istiyorum

for me to take, okay?

, tamam mı?

Which one?

Hangisi?

Remember that an exam can't feel things so it has to be

Bir sınavın bir şeyleri hissedemeyeceğini unutmayın, bu yüzden kafa

confusing, right?

karıştırıcı olması gerekir, değil mi?

The confusing exam made me feel confused.

Kafa karıştırıcı sınav kafamı karıştırdı.

If this is a little tricky for you, don't worry I've got

Bu senin için biraz zorsa, merak etme,

a whole lesson on -ed and -ing adjectives

-ed ve -ing sıfatları üzerine bütün bir dersim var,

right up there so you can check that out next.

böylece bir sonrakine bakabilirsin.

So I want to know and be honest,

Bu yüzden bilmek ve dürüst olmak istiyorum,

do you sometimes make these mistakes?

bazen bu hataları yapıyor musunuz?

Tell me in the comments.

Yorumlarda söyle.

I hope that you learned something new

Umarım

and something useful in this lesson today.

bugün bu derste yeni ve faydalı bir şeyler öğrenmişsinizdir.

To practise, I really would love you to write a sentence

Pratik yapmak için,

to prove to me that you watched

izlediğinizi

and understood everything clearly.

ve her şeyi net bir şekilde anladığınızı bana kanıtlayacak bir cümle yazmanızı gerçekten çok isterim. Bugün bahsettiğim

Write one sentence for each of the three mistakes

üç hatanın her biri için birer cümle yazın,

that I talked about today

and I'm going to come down and check them

out in a minute.

birazdan aşağı gelip kontrol edeceğim.

Now if you've got a friend who's learning English

Şimdi, İngilizce öğrenen bir arkadaşınız varsa

and you think they could really benefit from watching

ve bu dersi izlemenin gerçekten fayda sağlayabileceğini düşünüyorsanız

this lesson, then please share it with them.

, lütfen bunu onlarla paylaşın.

These mistakes are so, so common

Bu hatalar çok, çok yaygın

but we just have to help each other to realise that.

ama bunun farkına varmak için birbirimize yardım etmeliyiz.

Don't be embarrassed about it,

Bundan utanma,

just try and fix them, okay?

sadece düzeltmeye çalış, tamam mı?

Try and break these bad habits.

Bu kötü alışkanlıkları kırmaya çalışın.

Alright I hope that you've already subscribed

Pekala, umarım kanalıma zaten abone olmuşsundur

to my channel

but I make English lessons here every week

ama burada her hafta İngilizce dersleri yapıyorum,

so if you haven't, make sure you do.

eğer yapmadıysanız, abone olduğunuzdan emin olun.

And for you, I really recommend that right now,

Ve sizin için gerçekten şu anda

you head over and check out one of these

bu iki dersten birine göz atmanızı tavsiye ederim,

two lessons here

so that we can keep practising together.

böylece birlikte pratik yapmaya devam edebiliriz.

I'll see you in there!

Orada görüşürüz!