A forgotten ancient grain that could help Africa prosper | Pierre Thiam

77,821 views ・ 2017-09-27

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Aslihan Tuna Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi
00:12
I was born and raised in Dakar, Senegal,
0
12580
3136
Senegal'de, Dakar'da doğup büyüdüm
00:15
and through a combination of accidents and cosmic justice,
1
15740
5016
ve türlü kazalar ile kozmik adaletin bir birleşimi sonucu
00:20
became a chef in the US.
2
20780
1896
Amerika'da şef oldum.
00:22
(Laughter)
3
22700
1776
(Kahkaha)
00:24
When I first arrived in New York,
4
24500
1600
New York'a ilk geldiğimde,
00:26
I began working in these restaurants -- different types of restaurants --
5
26940
3456
restoranlarda çalışmaya başladım. Farklı türde restoranlarda çalıştım.
00:30
from French bistro to Italian,
6
30420
2696
Fransız bistrolarından İtalyan mutfağına,
00:33
global ethnic to modern American.
7
33140
1920
küresel etnik'ten modern Amerikan'a...
00:36
At the time,
8
36100
1256
O zamanlar,
00:37
New York was already well-established as a food capital of the world.
9
37380
3720
New York dünyanın yemek başkenti olarak çoktan yerini almıştı.
00:41
However ...
10
41900
1200
Ancak,
00:44
with the exception of a few West African and Ethiopian mom-and-pop eateries,
11
44620
5736
birkaç Batı Afrika ve Etiyopya ev lokantası haricinde,
00:50
there was no such thing as African cuisine in the entire city.
12
50380
3880
koca şehirde Afrika mutfağı yapan yer yok gibiydi.
00:55
Early in my life,
13
55580
1496
Hayatımın ilk yıllarında,
00:57
I was influenced by Senegal's first president,
14
57100
2976
Senegal'in ilk cumhurbaşkanından etkilenmiştim.
01:00
Léopold Sédar Senghor,
15
60100
1600
Léopold Sédar Senghor,
01:02
nicknamed, "the poet president,"
16
62820
2216
"Şair Başkan" olarak da biliniyordu.
01:05
who talked about a new humanism,
17
65060
2336
Yeni bir hümanizmden,
01:07
a universal civilization,
18
67420
1376
evrensel bir medeniyetten,
01:08
in which all cultures would come together around a communal table as equals,
19
68820
6016
tüm kültürlerin eşit şekilde bir masa etrafında bir araya gelmesi
01:14
each bringing its own beautiful contribution to share.
20
74860
3400
ve kendi güzelliklerini paylaşıma katmalarından bahsediyordu.
01:19
He called it "the rendezvous of giving and receiving."
21
79500
3360
Buna "verme ve alma buluşması" adını vermişti.
01:24
That concept resonated with me,
22
84020
2296
Bu konsepti içselleştirdim
01:26
and it has guided my career path.
23
86340
1920
ve kariyerimde bana yol gösterdi.
01:29
After years of working in restaurants,
24
89300
3096
Senelerce restoranlarda çalıştıktan sonra,
01:32
I yearned for my work to have a deeper impact
25
92420
3136
işimin, son sunduğum yemekten daha öteye taşınan
01:35
that would go beyond the last meal I had served.
26
95580
3400
daha derin bir etkisi olmasını arzuladım.
01:40
I wanted to give back, both to New York --
27
100420
2936
Bugüne dek aldıklarımı hem New York'a,
01:43
the city that allowed me the opportunity to follow my calling --
28
103380
4056
bana hevesimi gerçekleştirme imkanını sunan şehre;
01:47
but also to my origins and ancestors in Senegal.
29
107460
3680
hem de Senegal'deki atalarıma ve köklerime geri vermek istedim.
01:52
I wanted to contribute to that universal civilization
30
112460
2936
Senghor'un tasvir ettiği o evrensel medeniyete
01:55
Senghor had described.
31
115420
1520
katkıda bulunmak istedim.
01:57
But I didn't know how to make a measurable impact
32
117700
2576
Ama aşçı ve yazar kimliğimle nasıl anlamlı bir etki
02:00
as a cook and writer.
33
120300
1360
yaratacağımı bilmiyordum.
02:03
While I was writing my first cookbook,
34
123500
3296
İlk yemek kitabımı yazarken,
02:06
I often traveled to different regions of Senegal for research.
35
126820
4520
araştırma için Senegal'in farklı bölgelerine seyahat ettim.
02:12
During one of those trips,
36
132380
2136
Bu seyahatlerden birinde,
02:14
in the remote, southeast region of Kédougou
37
134540
2840
ücra bir güneydoğu bölgesi olan Kédougou'da,
02:18
I rediscovered an ancient grain called fonio
38
138260
3360
Fonio adında tarihi bir tahılı yeniden keşfettim.
02:22
that had all but disappeared from the urban Senegalese diet.
39
142500
4440
Etkin bir tahıldı ama Senegal beslenme düzeninden kaybolmuştu.
02:28
It turns out that fonio had been cultivated
40
148500
2856
Fonio'nun beş bin yıldan uzun süredir yetiştirildiği
02:31
for more than five thousand years
41
151380
2576
ve muhtemelen yetiştirilen en eski hububat olduğu
02:33
and is probably the oldest cultivated cereal in Africa.
42
153980
3760
ortaya çıktı.
02:38
Once a popular grain on much of the continent,
43
158580
3400
Bir zamanlar kıta genelinde popüler bir tohum olan Fonio,
02:42
fonio was grown all the way to ancient Egypt,
44
162820
2880
Antik Mısır'a kadar ulaşmış, orada da yetiştirilmişti.
02:46
where archaeologists found grains inside pyramids' burial grounds.
45
166500
5240
Arkeologlar, piramitlerin içlerindeki mezarlarda tohumlarına rastlamışlardı.
02:52
Today it is mostly cultivated in the western part of the Sahel region,
46
172700
5736
Fonio, günümüzde en sık Sahel bölgesinin batısında yetiştiriliyor.
02:58
from Senegal to Mali,
47
178460
2296
Bu alan Senegal'den Mali'ye,
03:00
Burkina Faso,
48
180780
1296
Burkina Faso, Togo
03:02
Togo, Nigeria.
49
182100
1440
ve Nijerya'ya uzanıyor.
03:04
The Sahel region is that semiarid area south of the Sahara desert
50
184900
5856
Sahel bölgesi Sahra Çölü'nün güneyinde kalan yarı kurak alan.
03:10
that extends from the Atlantic in the west to the Red Sea in the east.
51
190780
5320
Batıda Atlantik'ten, doğuda Kızıldeniz'e uzanıyor.
03:17
I became more interested in this grain
52
197380
3696
Bu tahıla ilgim giderek artıyordu,
03:21
that was deemed worth taking to the afterlife by early Egyptians.
53
201100
4080
zira antik Mısırlılar tarafından ölüm sonrasına taşınmaya layık bulunmuştu.
03:26
As I continued my research,
54
206940
2136
Araştırmama devam ederken,
03:29
I found out that fonio was actually --
55
209100
4856
Fonio'nun temelde
03:33
wherever it was cultivated --
56
213980
1976
yetiştirildiği her yerde
03:35
there was always some myth, or some superstition connected to it.
57
215980
3640
bir mitle ya da batıl inançla ilişkilendirildiğini gördüm.
03:40
The Dogon,
58
220580
1456
Dogonlar,
03:42
another great culture in Mali,
59
222060
1856
Mali'deki ulu kültürlerden biridir,
03:43
called it "po,"
60
223940
1656
Fonio'ya "po" diyorlardı,
03:45
or, "the seed of the universe."
61
225620
1640
ya da "evrenin tohumu".
03:48
In that ancient culture's mythology,
62
228300
2336
Bu kadim kültürün mitolojisinde
03:50
the entire universe sprouted from a seed of fonio.
63
230660
3760
tüm evren bir Fonio tohumundan filizlenmişti.
03:56
Aside from its purported mystical properties,
64
236260
3016
Sözde mistik özellikleri bir yana bırakırsak,
03:59
fonio is a miracle grain in many aspects.
65
239300
2520
Fonio birçok açıdan mucize bir tahıl.
04:03
It is nutritious,
66
243340
1536
Besleyici,
04:04
particularly rich in methionine and cysteine,
67
244900
3776
özellikle metionin ve sistein açısından zengin,
04:08
two amino acids that are deficient in most other major grains:
68
248700
4376
ki bu aminoasitlere arpa, pirinç veya buğday gibi
04:13
barley, rice or wheat to name a few.
69
253100
3040
diğer ana tahıllarda rastlamak zor.
04:17
In addition,
70
257340
1296
Ek olarak,
04:18
fonio cultivation is great for the environment.
71
258660
3200
Fonio tarımı çevre için çok faydalı.
04:22
It tolerates poor soil
72
262580
2016
Zayıf toprakta yetişebiliyor
04:24
and needs very little water,
73
264620
1736
ve çok az su istiyor;
04:26
surviving where nothing else will grow.
74
266380
2200
başka ürünlerin yetişmediği yerde büyüyebiliyor.
04:31
As a chef,
75
271500
1456
Bir şef olarak,
04:32
what first struck me was its delicate taste and its versatility.
76
272980
4920
beni ilk etkileyen hafif tadı ve çok yönlülüğüydü.
04:39
Similar to couscous,
77
279780
1520
Tıpkı kuskus gibi,
04:42
fonio has a delicious, nutty and earthy flavor.
78
282820
3960
Fonio'nun leziz, yemişsi ve dolgun bir tadı var.
04:47
It can be turned into salad,
79
287900
2296
Salatada kullanılabiliyor,
04:50
served as noodles,
80
290220
2096
Noodle olarak servis edilebiliyor,
04:52
used in baking
81
292340
1616
fırına giriyor,
04:53
or simply as a substitute for any other grains in your favorite recipes.
82
293980
5696
ya da favori tarifinizdeki herhangi bir tahılın yerini alabiliyor.
04:59
I am happy to share some of my fonio sushi and sweet potato sushi
83
299700
6376
Fonio'dan ve tatlı patatesten yaptığım suşileri şu anda
05:06
with some of you right now.
84
306100
1360
sizinle paylaşmak isterim.
05:08
(Audience) Oh!
85
308220
1896
(Seyirci) Oh!
05:10
(Applause)
86
310140
2496
(Alkış)
05:12
And okra.
87
312660
1200
Bamya da var.
05:19
(Audience murmurs)
88
319300
2120
(Seyirciden mırıltılar)
05:23
In Kédougou
89
323420
1696
Fonio'ya, Kédougou'da,
05:25
it is also nicknamed "ñamu buur,"
90
325140
2160
"ñamu buur" da deniyor.
05:28
which means "food for royalty,"
91
328460
2496
anlamı "kraliyet gıdası".
05:30
and it's served for guests of honor.
92
330980
2240
Onur konuklarına ikram ediliyor.
05:33
Located at the border with Guinea and Mali,
93
333980
2680
Kédougou, Gine ve Mali ile sınır bölgesinde,
05:38
Kédougou first strikes visitors with its stunning vistas
94
338460
3416
ziyaretçilerini ilk olarak çarpıcı manzarası
05:41
and views of the Fouta Djallon Mountains.
95
341900
2280
ve Fouta Djallon Dağları'nın görünümü ile etkiliyor.
05:45
Sadly, it is also one of the poorest regions of Senegal.
96
345020
5160
Ancak maalesef Senegal'inen fakir yerlerinden.
05:52
Because of desertification and lack of job prospects,
97
352140
3816
Çölleşme ve iş olanaklarının azlığı nedeniyle,
05:55
much of Kédougou's young population has left.
98
355980
3040
Kédougou'nun genç nüfusunun çoğu orayı terk ediyor.
06:00
They chose the deadly path of migration
99
360060
2936
Daha "iyi" olanaklar adına,
06:03
in search of "better" opportunities.
100
363020
2440
ölümcül göç yolunu seçiyorlar.
06:06
Often,
101
366740
1200
Sıklıkla,
06:08
they risk their lives trying to reach Europe.
102
368860
2920
Avrupa'ya ulaşmak için hayatlarını tehlikeye atıyorlar.
06:12
Some leave by crossing the Sahara desert.
103
372900
2520
Bazıları Sahra Çölü'nü
06:16
Others end up on inadequate wooden canoes
104
376380
3376
diğerleri yetersiz ahşap kanoları seçiyor.
06:19
in desperate attempts to reach Spain.
105
379780
2520
Umutsuzca İspanya'ya ulaşmayı deniyorlar.
06:24
According to a recent "Guardian" article,
106
384100
2616
"Guardian"daki yeni bir makale,
06:26
by 2020 more that 60 million people from sub-Saharan Africa
107
386740
5816
2020'ye dek, Sahra Altı Afrika'dan 60 milyon kişinin
06:32
are expected to migrate
108
392580
2336
çölleşme nedeniyle
06:34
due to desertification.
109
394940
1936
göç edeceğini öngörüyor.
06:36
This is the biggest global wave of migration since the Second World War,
110
396900
5856
Bu 2. Dünya Savaşı'ndan beri en büyük küresel göç
06:42
and it's only set to grow.
111
402780
1760
ve devamı bekleniyor.
06:45
So far this year,
112
405900
1360
Bugüne dek, bu yıl içinde,
06:47
more that 2,100 migrants have lost their lives
113
407980
4096
2100'den fazla göçmen Avrupa yolunda
06:52
on their way to Europe.
114
412100
1600
hayatlarını kaybetti.
06:54
This is the reality of Kédougou
115
414900
2976
Kédougou'da ve Sahra genelinde
06:57
and of much of the Sahel today.
116
417900
1960
bu gerçeklik yaşanıyor.
07:01
Scary future,
117
421340
1856
Korkutucu bir gelecek,
07:03
scarce food
118
423220
1776
kısıtlı gıda,
07:05
and no opportunities to change their situation.
119
425020
3120
ve durumu değiştirmek için fırsat olmaması...
07:09
If life in your village weren't so precarious,
120
429860
3040
Köyünüzdeki yaşam istikrarsız olmasaydı,
07:14
if there was a way to having enough food to get by,
121
434260
3376
idare edecek kadar gıda bulmanın bir yolu olsaydı,
07:17
or having a paying job --
122
437660
1480
ya da yeterli gelir...
07:20
if you and your sisters
123
440620
1336
siz ve kız kardeşleriniz,
07:21
didn't have to spend 30 percent of their waking hours
124
441980
5336
uyanık olduğunuz saatlerin yüzde 30'unu
suya ulaşmaya harcamasaydınız,
07:27
fetching water,
125
447340
1320
07:30
if conditions were just a little more hospitable ...
126
450060
2640
şartlar az daha yaşanabilir olsaydı...
07:35
could the solution be right here in our soil?
127
455620
3000
Peki ya çözüm burada, toprağımızdaysa?
07:40
Could bringing fonio to the rest of the world
128
460100
2896
Fonio'yu dünyanın kalanıyla paylaşmak
07:43
be the answer?
129
463020
1200
çözüm sağlayabilir mi?
07:46
Ancient grains are getting more popular,
130
466340
2136
Kadim tohumlar giderek popülerleşiyor,
07:48
and sales of gluten-free items are growing in the US --
131
468500
4776
ABD'de glutensiz ürünlerin satışı
07:53
16.4 percent since 2013,
132
473300
3216
2013'ten bu yana %16.4 arttı.
07:56
making it a 23.3-billion-dollar industry.
133
476540
4160
Bu, 23,3 milyar dolarlık bir sektör.
08:02
How could fonio partake in this market share?
134
482780
2480
Fonio bu pazar payına nasıl dahil olabilir?
08:07
There are many challenges in turning fonio into food.
135
487780
2560
Fonio'yu yemeğe çevirmenin pek çok zorluğu bulunuyor.
08:11
Traditional processing is laborious and time-consuming,
136
491180
3456
Geleneksel yöntemler işgücü ve zaman alıyor.
08:14
especially when compared to other grains.
137
494660
2240
Özellikle de diğer tahıllarla karşılaştırıldığında...
08:20
Well, thankfully, technology has evolved.
138
500540
4000
Neyse ki teknoloji ilerledi.
08:25
And there are now machines
139
505340
2616
Ayrıca artık Fonio'yu daha etkili şekilde işleyecek
08:27
that can process fonio in a more efficient way.
140
507980
3616
makineler bulunuyor.
08:31
And as a matter of fact,
141
511620
2376
Hatta
08:34
a few years ago,
142
514020
1616
birkaç sene önce,
08:35
Sanoussi Diakité,
143
515660
1456
Sanoussi Diakité adlı
08:37
a Senegalese engineer,
144
517140
1256
Senegalli bir mühendis,
08:38
won a Rolex prize
145
518420
2216
İlk mekanik Fonio işleyiciyi icat ederek
08:40
for his invention of the first mechanized fonio processor.
146
520660
3600
Rolex ödülünü kazandı.
08:45
Today, such machines are making life much easier for producers
147
525580
4895
Günümüzde bu tür makineler Sahel bölgesi genelinde
08:50
around the whole Sahel region.
148
530499
1681
üreticilerin hayatını kolaylaştırıyor.
08:54
Another challenge is the colonial mentality
149
534660
4256
Diğer bir zorluk ise koloni zihniyeti;
08:58
that what comes from the west is best.
150
538940
2720
Batı'dan gelenin hep en iyi olduğu sanısı.
09:03
This tendency to look down on our own products
151
543180
3016
Kendi ürünlerimizi küçümseme eğilimi
09:06
and to see crops like fonio as simply "country peoples' food,"
152
546220
4336
ve Fonio gibi mahsulleri "köylü yemeği" olarak algılayıp
09:10
therefore substandard,
153
550580
1856
düşük görmemiz,
09:12
explains why even though we don't produce wheat in Senegal traditionally,
154
552460
5136
Senegal'de geleneksel olarak buğday yetiştirmediğimiz halde,
09:17
it is far easier to find baguettes or croissants in the streets of Dakar
155
557620
4456
Dakar sokaklarında Fonio ürünlerinden ziyade
baget ve kruvasan bulmanın kolaylığını açıklıyor.
09:22
than it is to find any fonio products.
156
562100
2160
09:26
This same mindset popularized the overprocessed, leftover rice debris
157
566820
6376
Aynı zihniyet, aşırı işlenmiş artık pirinç kalıntılarını ünlendirdi.
09:33
known as "broken rice,"
158
573220
1920
"Kırık pirinç" denen ürün,
09:36
which was imported to Senegal from Indochina
159
576940
3536
Fransız koloniciler tarafından Hindiçini'nden Senegal'e
09:40
and introduced by the colonial French.
160
580500
2360
ithal edilerek yaygınlaştırıldı.
09:45
Soon, broken rice became a key ingredient in our national dish,
161
585420
4736
Kısa sürede kırık pirinç ulusal yemeğimiz Thieboudienne
09:50
thiéboudienne,
162
590180
1256
için vazgeçilmez oldu.
09:51
replacing our own traditional, more nutritious African rice,
163
591460
5456
Oryza glaberrima adlı kendi geleneksel Afrika pirincimizin
09:56
Oryza glaberrima.
164
596940
1240
yerini aldı.
09:59
Ironically, the same African rice despised at home
165
599900
3896
Tuhaf bir şekilde aynı Afrika pirinci evlerimizde hor görülürken
10:03
was hailed abroad.
166
603820
1416
dışarıda baştacı oldu.
10:05
Indeed, during the Atlantic slave trade,
167
605260
4016
Atlantik köle ticareti sırasında,
10:09
this rice became a major crop in the Americas ...
168
609300
3560
yerel pirincimiz Amerika kıtasında ana tahıl haline geldi.
10:14
particularly in the Carolinas
169
614380
1536
Özellikle Carolina bölgesinde,
10:15
where it was nicknamed, "Carolina gold."
170
615940
2520
"Carolina altını" olarak anıldı.
10:20
But let's return to fonio.
171
620460
1480
Neyse, Fonio'ya dönelim.
10:23
How can we turn its current status of "country-people food"
172
623660
4496
Şu anki "köylü yemeği" sıfatını nasıl "birinci sınıf tohum"a
10:28
into a world-class crop?
173
628180
2000
dönüştürebiliriz?
10:32
Last year,
174
632380
1576
Geçen sene,
10:33
a business partner and I secured a commitment from Whole Foods Market,
175
633980
4416
bir çözüm ortağımla birlikte, ABD'nin en geniş doğal gıda zinciri
10:38
the US's largest natural food store chain,
176
638420
3376
Whole Foods'dan, Fonio'yu tanıtma
10:41
to carry fonio.
177
641820
1200
sözü aldık.
10:43
And we got a large American ingredient importer
178
643820
4896
Büyük bir Amerikan gıda ithalat firması,
10:48
interested enough to send a team of executives
179
648740
3016
tedarik zincirini incelemek üzere Batı Afrika'ya bizimle
10:51
to West Africa with us
180
651780
1816
bir yönetici ekibi göndermeye
10:53
to explore the supply chain's viability.
181
653620
2480
ikna oldu.
10:58
We found ourselves observing manual operations
182
658020
5136
Kendimizi ücra bölgelerde kalite kontrolü neredeyse olmayan
11:03
in remote locations
183
663180
2336
el işçiliğini
11:05
with few controls over quality.
184
665540
1960
incelerken bulduk.
11:08
So we started focusing on processing issues.
185
668620
2960
Dolayısıyla işleme konusuna odaklandık.
11:12
We drew up a vision
186
672780
1696
Bir vizyon oluşturduk.
11:14
with a beneficial and commercially sustainable supply chain for fonio,
187
674500
4776
Fonio'ya karlı ve ticareten sürdürülebilir bir tedarik zinciri kurmak için
11:19
and we connected ourselves with organizations
188
679300
2856
bize yardım edebileceğine inandığımız
11:22
that can help us achieve it.
189
682180
1600
organizasyonlarla görüştük.
11:25
Walking backwards from the market, here is what it looks like.
190
685180
2905
Uzaktan bakıldığında manzara şöyle görünecek:
11:29
Imagine that fonio is consumed all across the globe
191
689460
6256
Fonio tüm dünyada tüketilen, diğer ana tahıllarla eş değerde
11:35
as other popular ancient grains.
192
695740
3640
bir tahıl haline gelecek.
11:41
Fonio touted on the levels of cereals,
193
701140
3056
Fonio her yerde; kahvaltılık gevreklerde,
11:44
breads,
194
704220
1616
ekmeklerde,
11:45
nutrition bars,
195
705860
1200
destek gıdalarında,
11:48
cookies, pastas,
196
708220
1696
kurabiyelerde, makarnalarda,
11:49
snacks -- why not?
197
709940
1640
atıştırmalıklarda yer alacak. Neden olmasın?
11:52
It's easier to say than quinoa.
198
712380
2016
Telaffuzu Quinoa'dan daha kolay!
11:54
(Laughter)
199
714420
2320
(Kahkahalar)
11:57
(Applause)
200
717660
5000
(Alkış)
12:03
To get there,
201
723900
1496
Bunu yaratabilmek için,
12:05
fonio needs to be readily available
202
725420
2416
Fonio'nun, gıda üreticileri
12:07
at a consistent quality for commercial users,
203
727860
2736
ve restoran zincirleri gibi ticari kullanıcılar için
12:10
such as food manufacturers and restaurant chains.
204
730620
3816
ulaşılabilir ve istikrarlı bir kalitede olması gerekiyor.
12:14
That's the part we're missing.
205
734460
1480
Eksik olduğumuz kısım da bu.
12:16
To make fonio available at a consistent quality
206
736860
3056
Fonio'yu ticari kullanım için istikrarlı bir kalitede
12:19
for commercial use,
207
739940
1736
ulaşılabilir kılmak için
12:21
you need a commercial-scale fonio mill
208
741700
3416
uluslararası kalite standartlarına uygun
12:25
that adheres to international quality standards.
209
745140
3320
ticari ölçekte bir Fonio değirmeni gerekiyor.
12:29
Currently, there is no such mill in the whole world,
210
749180
3856
Şu anda dünyada böyle bir değirmen bulunmuyor.
12:33
so in our vision,
211
753060
1656
Dolayısıyla amacımız
12:34
there is an African-owned and operated fonio mill
212
754740
4536
Afrikalılar tarafından sahiplenilip kullanılacak
12:39
that processes efficiently
213
759300
2496
etkili işleme gücüne sahip
12:41
and in compliance with the requirements of multinational food companies.
214
761820
5360
çok uluslu gıda firmalarının taleplerine uyan bir değirmen kurmak.
12:48
It is very difficult for the fonio producers today
215
768180
5296
Günümüzde Fonio üreticileri, neredeyse tüm zaman ve enerjilerini
12:53
to sell and use fonio
216
773500
2536
harman dövmeye, yaba yapmaya
12:56
unless they devote a huge amount of time and energy
217
776060
3856
ve kabuk soymaya ayırmadıkları sürece bu tahılı satacak ya da kullanacak
12:59
in threshing, winnowing and husking it.
218
779940
3296
hale getiremiyorlar.
13:03
In our vision,
219
783260
1296
Vizyonumuz,
13:04
the mill will take on those tasks,
220
784580
2696
değirmenin bu işleri üstleneceği
13:07
allowing the producers to focus on farming rather than processing.
221
787300
5880
ve üreticilerin, tahılı işlemektense tarıma vakit bulabileceği yönünde.
13:14
There is untapped agricultural capacity in the Sahel,
222
794220
4440
Sahel bölgesinde henüz kullanılmamış bir tarım potansiyeli var.
13:19
and all it takes is changing market conditions
223
799820
3040
Bu potansiyeli harekete geçirmenin yolu da
13:23
to activate that capacity.
224
803900
1800
piyasa şartlarını değiştirmek.
13:26
By relieving fonio producers of manual operations,
225
806860
4816
Değirmen, Fonio üreticilerini el işlerinden kurtararak,
13:31
the mill will free up their time
226
811700
2296
onlara zaman kazandıracak,
13:34
and remove the production bottleneck that limits their output.
227
814020
4160
verimliliği kısıtlayan dar boğazı çözecek.
13:39
And there are other benefits as well
228
819100
2216
Elbette Sahel topraklarında tarımı
13:41
in using Sahel land for agriculture.
229
821340
4400
geliştirmekten başka faydaları da olacak.
13:47
More benefits,
230
827660
1200
Çok daha büyük faydalar.
13:49
higher employment,
231
829700
1280
Daha fazla iş olanağı,
13:52
climate change mitigation by reversing desertification
232
832100
3800
çölleşmeyi tersine çevirerek iklimin yumuşatılması
13:57
and greater food security.
233
837180
1560
ve daha yüksek gıda garantisi.
13:59
Nice vision, right?
234
839500
1360
Güzel bir vizyon, değil mi?
14:01
Well, we are working towards getting it done.
235
841940
2160
İşte bunu elde etmeye uğraşıyoruz.
14:05
Last month we introduced fonio to shoppers in New York City
236
845060
4256
Geçen ay Fonio'yu çekici, hoş ve ulaşılabilir bir ambalajla,
14:09
and online,
237
849340
1216
hem internette
14:10
in a package that makes it attractive and desirable and accessible.
238
850580
5656
hem de New York'ta dükkan sahiplerine sunduk.
14:16
(Applause)
239
856260
3200
(Alkış)
14:23
We are talking with operators and investors in West Africa
240
863820
4696
Batı Afrika'daki işletme ve yatırımcılarla bir Fonio değirmeni
14:28
about building a fonio mill.
241
868540
1880
kurulması için görüşüyoruz.
14:31
And most importantly,
242
871260
1616
Ve en önemlisi,
14:32
we have teamed with an NGO called SOS SAHEL
243
872900
3176
SOS SAHEL adında bir STK ile ortaklaşa biçimde
14:36
to recruit, train and equip smallholders in the Sahel
244
876100
4896
Sahel'deki küçük çiftlik sahiplerine eğitim ve donatım sağlayarak
14:41
to increase their fonio production.
245
881020
1880
Fonio üretimlerini artıracağız.
14:44
Hunger levels are higher in sub-Saharan Africa
246
884420
3136
Güney Sahra bölgesindeki açlık seviyesi, dünyanın geri kalanından
14:47
than any other place in the world.
247
887580
2440
çok daha yüksekte seyrediyor.
14:51
The Sahel population is set to grow
248
891340
3416
Sahel bölgesi nüfusunun 135 milyondan
14:54
from 135 million to 340 million people.
249
894780
4560
340 milyona çıkması bekleniyor.
15:00
However, in that drought- and famine-prone region,
250
900140
4616
Her şeye rağmen, bu kurak ve açlığa meyilli bölgede
15:04
fonio grows freely.
251
904780
1640
Fonio rahatça yetişebiliyor.
15:08
This tiny grain may provide big answers,
252
908180
2800
Bu küçücük tohumcuk,
15:11
reasserting its Dogon name,
253
911780
2456
Dogon dilindeki adıyla "Po"
15:14
"po," the seed of the universe,
254
914260
2776
gerçekten de evrenin tohumu olabilir.
15:17
and taking us one step closer
255
917060
2176
Sağlayacağı çözümle bizi
15:19
to the universal civilization.
256
919260
1760
evrensel medeniyete taşıyabilir.
15:22
Thank you.
257
922340
1576
Teşekkür ederim.
15:23
(Applause)
258
923940
3080
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7