The political power of being a good neighbor | Michael Tubbs

53,143 views ・ 2019-07-16

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Büşra Nur Kut Gözden geçirme: Merve Kılıç
00:12
So I know for sure there's at least one thing I have in common with dentists.
0
12708
5060
Eminim ki diş doktorları ile en az bir ortak yanım var.
00:17
I absolutely hate the holiday of Halloween.
1
17792
4351
Kesinlikle Cadılar Bayramından nefret ediyorum.
00:22
Now, this hatred stems not from a dislike of cavities,
2
22167
3642
Bu nefretin kökeni çürükler değildi
00:25
nor was it a lifetime in the making.
3
25833
2351
ve tüm ömrüm boyunca böyle değildi.
00:28
Rather, this hatred stems from a particular incident
4
28207
3144
Daha doğrusu, bu nefret dokuz yıl önce yaşanan bir olaya dayanıyor.
00:31
that happened nine years ago.
5
31375
2059
00:33
Nine years ago, I was even younger, I was 20 years old,
6
33458
3851
Dokuz yıl önce, ben daha gençken ve 20 yaşındayken
00:37
and I was an intern in the White House.
7
37333
2143
Beyaz Saray'da stajyerdim.
00:39
The other White House.
8
39500
1268
Diğer Beyaz Saray.
00:40
And my job was to work with mayors and councilors nationwide.
9
40792
3226
İşim, ülke çapında belediye başkanları ve meclis ile çalışmaktı.
00:44
November 1, 2010 began just like any other day.
10
44042
3934
1 Kasım 2010 tıpkı diğer günler gibi başladı.
00:48
I turned on the computer, went on Google and prepared to write my news clips.
11
48000
4726
Bilgisayarımı açtım, Google'a girdim ve yeni kliplerimi yazmaya hazırlandım.
00:52
I was met with a call from my mother, which isn't that out the norm,
12
52750
3309
Annemden gelen çağrıyı gördüm, şaşırtıcı bir durum değildi.
00:56
my mom likes to text, call, email, Facebook, Instagram, all that.
13
56083
3334
Annem mesaj, arama, e-posta, Facebook, Instagram, hepsini seviyor.
01:00
So I answered the phone expecting to hear maybe some church gossip,
14
60667
4184
Telefonu, belki biraz kilise dedikodusu
01:04
or maybe something from WorldStarHipHop she had discovered.
15
64875
3934
ya da WorldStarHipHop'da gördüğü bir şeyi duymayı bekleyerek açtım.
01:08
But when I answered the phone,
16
68833
2226
Fakat telefonu açtığımda
01:11
I was met with a tone that was unlike anything I had ever heard from my mother.
17
71083
4518
annemden hiç beklemediğim bir tonla karşılaştım.
01:15
My mother's loud.
18
75625
1434
Annemin yüksek sesi.
01:17
But she spoke in a hush, still, muffled tone
19
77083
4268
Aceleyle, üzüntü duygusu taşıyan
01:21
that conveyed a sense of sadness.
20
81375
2476
boğuk sesi.
01:23
And as she whispered, she said, "Michael,
21
83875
2434
''Michael'' diye fısıldadı.
01:26
your cousin Donnell was murdered last night,
22
86333
3226
''Kuzenin Donnell dün gece öldürüldü,
01:29
on Halloween,
23
89583
1268
Cadılar Bayramında,
01:30
at a house party in Stockton."
24
90875
2351
Stockon'da bir ev partisinde.''
01:33
And like far too many people in this country,
25
93250
2434
Özellikle benim gibi topluluklardan olan,
01:35
particularly from communities like mine,
26
95708
1935
benim gibi gözüken
01:37
particularly that look like me,
27
97667
1684
bu ülkedeki birçok insan gibi
01:39
I spent the better part of the year dealing with anger, rage, nihilism,
28
99375
5018
yılın daha iyi zamanlarını öfke, hiddet, nihilizm ile harcadım
01:44
and I had a choice to make.
29
104417
1726
ve bir seçim yapmam gerekti.
01:46
The choice was one between action and apathy.
30
106167
3392
Harekete geçme ve umursamazlık arasında bir seçim.
01:49
The choice was what could I do to put purpose to this pain.
31
109583
3875
Bu acıya nasıl bir yön verebileceğime ilişkin bir seçim.
01:54
I spent a year dealing with feelings of survivor's guilt.
32
114292
3226
Hayatta kalmaktan suçluluk duyarak bir yıl harcadım.
01:57
What was the point of me being at Stanford,
33
117542
2017
Stanford'da olmamın amacı neydi,
01:59
what was the point of me being at the White House
34
119583
2310
Beyaz Saray'da olmamın amacı neydi,
02:01
if I was powerless to help my own family?
35
121917
2184
aileme yardım edemeyecek kadar güçsüz olduktan sonra?
02:04
And my own family was dying, quite literally.
36
124125
3809
Kelimenin tam anlamıyla kendi ailem ölüyordu.
02:07
I then began to feel a little selfish and say,
37
127958
2268
Biraz bencilce düşünmeye başladım ve dedim ki;
02:10
what's the point of even trying to make the world a better place?
38
130250
3059
dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye çalışmanın amacı ne?
02:13
Maybe that's just the way it is.
39
133333
1935
Belki de olması gereken bu.
02:15
Maybe I would be smart to take advantage of all the opportunities given to me
40
135292
3767
Belki de bana verilen tüm fırsatlardan avantaj sağlayacak kadar zeki olmalı,
02:19
and make as much money as possible,
41
139083
1685
olabildiğince çok para kazanarak
02:20
so I'm comfortable, and my immediate family is comfortable.
42
140792
3101
kendimi ve yakın aile bireylerimi rahata erdirmeliyim.
02:23
But finally, towards the end of that year,
43
143917
2101
Fakat, yılın sonlarına doğru fark ettim ki
02:26
I realized I wanted to do something.
44
146042
2226
bir şey yapmak istiyorum.
02:28
So I made the crazy decision, as a senior in college,
45
148292
3226
Böylece son sınıf üniversite öğrencisi olarak çılgın bir karar aldım;
02:31
to run for city council.
46
151542
2059
belediye başkanlığına aday olmak.
02:33
That decision was unlikely for a couple of reasons,
47
153625
3059
Bu karar sadece yaşımdan dolayı değil, birkaç sebepten dolayı
02:36
and not just my age.
48
156708
1560
gerçekleşmesi güç bir durumdu.
02:38
You see, my family is far from a political dynasty.
49
158292
3684
Anlayacağınız gibi, ailem politik soydan uzak.
02:42
More men in my family have been incarcerated than in college.
50
162000
4226
Ailemin içinde daha üniversitedeyken hapse atılan çok erkek var.
02:46
In fact, as I speak today, my father is still incarcerated.
51
166250
3851
Aslında, bugün için konuşmak gerekirse babam hala hapiste.
02:50
My mother, she had me as a teenager,
52
170125
2351
Annem hâlâ gençken beni dünyaya getirdi
02:52
and government wasn't something we had warm feelings from.
53
172500
3268
ve devlet ile yakın bir ilişkimiz yoktu.
02:55
You see, it was the government
54
175792
1684
Büyüdüğüm mahallelere kırmızı çizgi koyan devletti.
02:57
that red-lined the neighborhoods I grew up in.
55
177500
2476
03:00
Full of liquor stores and no grocery stores,
56
180000
2143
Bir sürü içki dükkânı ve sıfır bakkal,
03:02
there was a lack of opportunity and concentrated poverty.
57
182167
3226
fırsat eksikliği ve yoğun yoksulluk vardı.
03:05
It was the government and the politicians
58
185417
2351
Devlet ve politikacılar,
03:07
that made choices,
59
187792
1267
uyuşturucuyla savaş ve 3 hata hakkı gibi
03:09
like the war on drugs and three strikes,
60
189083
1976
ülkemizde birçok insanı hapse attıran
03:11
that have incarcerated far too many people in our country.
61
191083
3060
kararları veriyorlardı.
03:14
It was the government and political actors
62
194167
2476
Devlet ve politikacılar,
03:16
that made the decisions that created the school funding formulas,
63
196667
3101
okul fonu kuralı yaratma ve gittiğim okulların
03:19
that made it so the school I went to receive less per pupil spending
64
199792
3684
varlıklı bölgelerdeki okullara kıyasla öğrenci harcamasının
daha az olmasına yol açan kararı veren aktörlerdi.
03:23
than schools in more affluent areas.
65
203500
1934
03:25
So there was nothing about that background that made it likely for me to choose
66
205458
3726
Yani bu geçmişte beni devlet aktörü olmak istemeye itecek
03:29
to be involved in being a government actor.
67
209208
2060
hiçbir şey yoktu.
03:31
And at the same time, Stockton was a very unlikely place.
68
211292
3434
Aynı zamanda Stockton alışılmadık bir yerdi.
03:34
Stockton is my home town, a city of 320,000 people.
69
214750
3768
320.000 kişilik bir şehir olarak Stockton benim memleketim.
03:38
But historically, it's been a place people run from, rather than come back to.
70
218542
4351
Fakat tarihsel olarak insanların geri dönmek yerine, kaçtığı bir yerdi.
03:42
It's a city that's incredibly diverse.
71
222917
2101
Şehir inanılmaz derecede çeşitli.
03:45
Thirty-five percent Latino, 35 percent white,
72
225042
2809
%35'i Latin, %35'i beyaz,
03:47
20 percent Asian, 10 percent African American,
73
227875
2476
%20 Asyalı, %10 Afrikalı Amerikan,
03:50
the oldest Sikh temple in North America.
74
230375
2268
Kuzey Amerika'daki en eski Sih tapınağına sahip.
03:52
But at the time I ran for office,
75
232667
1851
Fakat ofise girdiğimde
03:54
we were also the largest city in the country at that time
76
234542
3226
biz aynı zamanda iflas ilan eden
03:57
to declare bankruptcy.
77
237792
1476
en büyük şehirdik.
03:59
At the time I decided to run for office,
78
239292
2017
Seçimlere adaylık koymaya karar verdiğimde
04:01
we also had more murders per capita than Chicago.
79
241333
3226
aynı zamanda Chicago'ya kıyasla kişi başı daha çok cinayet vardı.
04:04
At the time I decided to run for office,
80
244583
1935
Seçimlere adaylık koymaya karar verdiğimde
04:06
we had a 23 percent poverty rate,
81
246542
2767
%23 fakirlik oranımız,
04:09
a 17 percent college attainment rate
82
249333
2518
%17 üniversiteye gitme oranımız
04:11
and a host of challenges and issues beyond the scope of any 21-year-old.
83
251875
5184
ve 21 yaşında birisinin kaldıramayacağı kadar zorluklar ve sorunlar vardı.
04:17
So after I won my election,
84
257083
1518
Seçimi kazandıktan sonra, bunaldığım zamanlarda
04:18
I did what I usually do when I feel overwhelmed,
85
258625
2268
genelde ne yapıyorsam onu yaptım.
04:20
I realized the problems of Stockton were far bigger than me
86
260917
3726
Fark ettim ki Stockton'ın problemleri boyumu aşıyordu
04:24
and that I might need a little divine intervention.
87
264667
2809
ve ilahi bir müdahaleye ihtiyacım vardı.
04:27
So as I prepared for my first council meeting,
88
267500
2142
İlk toplantıma hazırlanırken
04:29
I went back to some wisdom my grandmother taught me.
89
269666
3018
büyükannemin bana öğrettiği bilgeliği düşündüm.
04:32
A parable I think we all know,
90
272708
1851
Hepimizin bildiğini düşündüğüm kıssa,
04:34
that really constitutes the governing frame we're using
91
274583
2572
gerçekten de Stockton'a yeniden şekil vermek için kullandığımız
04:37
to reinvent Stockton today.
92
277179
2005
yönetim çerçevesini oluşturuyor.
04:39
I remember in Sunday school, my grandmother told me
93
279208
2393
Pazar okulunda büyükannemin bana söylediği şeyi hatırlıyorum.
04:41
that at one time, a guy asked Jesus, "Who was my neighbor?
94
281625
3934
Bir adam, İsa'ya sormuş: "Benim komşum kimdi?
04:45
Who was my fellow citizen?
95
285583
1893
Benim hemşehrim kimdi?
04:47
Who am I responsible for?"
96
287500
1851
Ben kimden sorumluyum?"
04:49
And instead of a short answer, Jesus replied with a parable.
97
289375
3184
İsa kısa bir cevap yerine bir kıssa ile cevap vermiş:
04:52
He said there was a man on a journey,
98
292583
2435
Yolculukta olan bir adam varmış,
04:55
walking down Jericho Road.
99
295042
2184
Jericho yolunda yürüyen.
04:57
As he was walking down the road,
100
297250
1559
Yolda yürürken
04:58
he was beat up, left on the side of the road,
101
298833
2476
dövülmüş, yolun sol kenarına atılmış,
05:01
stripped of all his clothes,
102
301333
1435
kıyafetleri parçalanmış
05:02
had everything stolen from and left to die.
103
302792
2934
ve her şeyi çalınarak ölüme terk edilmiş.
05:05
And then a priest came by, saw the man on the side of the road,
104
305750
4393
Sonra bir rahip geldi ve yol kenarındaki adamı gördü.
05:10
maybe said a silent prayer,
105
310167
1892
Belki sessizce dua ederek
05:12
hopes and prayers, prayers that he gets better.
106
312083
2976
umut ve dua ile daha iyi olmasını diledi.
05:15
Maybe saw the man on the side of the road
107
315083
2018
Belki de yolun kenarındaki adamı görmesinin
05:17
and surmised that it was ordained by God
108
317125
2934
Tanrı tarafından buyrulduğunu,
05:20
for this particular man, this particular group
109
320083
2435
özellikle belirli gruptan bir adamın yolun kenarında olduğunu
05:22
to be on the side of the road, there's nothing I can do to change it.
110
322542
3434
ve yapabileceği hiçbir şey olmadığını düşündü.
05:26
After the priest walked by, maybe a politician walked by.
111
326000
3226
Rahip gittikten sonra belki bir politikacı geldi.
05:29
A 28-year-old politician, for example.
112
329250
2351
Örneğin 28 yaşında bir politikacı.
05:31
Saw the man on the side of the road and saw how beat up the man was,
113
331625
4601
Yolun kenarında adamı ve nasıl dövülmüş olduğunu gördü.
05:36
saw that the man was a victim of violence, or fleeing violence.
114
336250
3309
O adamın şiddet mağduru olduğunu veya şiddetten kaçtığını gördü.
05:39
And the politician decided, "You know what?
115
339583
2018
Politikacı karar verdi, "Bak ne diyeceğim,
05:41
Instead of welcoming this man in, let's build a wall.
116
341625
2518
bu adama yardım etmek yerine bir duvar yapalım."
05:44
Maybe the politician said,
117
344167
1351
Belki politikacı dedi ki;
05:45
"Maybe this man chose to be on the side of the road."
118
345542
3184
''Belki de yolun kenarında olmayı bu adam seçmiştir.
05:48
That if he just pulled himself up by his bootstraps,
119
348750
2559
Eğer kendini toparlayıp ayağa kalksa,
05:51
despite his boots being stolen,
120
351333
1643
çizmeleri çalınmış da olsa
05:53
and got himself back on the horse,
121
353000
2143
atın üstüne çıksa
05:55
he could be successful, and there's nothing I could do."
122
355167
3267
başarılı olabilir, benim yapabileceğim bir şey yok.''
05:58
And then finally, my grandmother said, a good Samaritan came by,
123
358458
4060
Sonunda merhametli birisi geldi, dedi büyükannem.
06:02
saw the man on the side of the road
124
362542
2684
Yolun kenarındaki adamı gördü
06:05
and looked and saw not centuries of hatred
125
365250
2684
ve baktığında
Yahudiler ve Samiriyeliler arasında yüzyıllardır süren nefreti görmedi,
06:07
between Jews and Samaritans,
126
367958
1685
06:09
looked and saw not his fears reflected,
127
369667
4434
baktı ve korkusunun yansımalarını görmedi,
06:14
not economic anxiety,
128
374125
1393
ekonomik kaygı hissetmedi,
06:15
not "what's going to happen to me because things are changing."
129
375542
2976
''Bu değişimler yüzünden bana ne olacak?'' demedi.
06:18
But looked and saw a reflection of himself.
130
378542
2017
Baktığında kendi yansımasını gördü.
06:20
He saw his neighbor, he saw his common humanity.
131
380583
2976
Komşusunu, ortak insanlığı gördü.
06:23
He didn't just see it, he did something about it,
132
383583
2286
Sadece görmekle kalmadı, bir şey yaptı
06:25
my grandmother said.
133
385893
1250
dedi büyük annem.
06:27
He got down on one knee,
134
387167
1309
Bir dizinin üstüne çöktü,
06:28
he made sure the man was OK,
135
388500
1934
adamın iyi olduğundan emin oldu
06:30
and I heard, even gave him a room at that nice Fairmont,
136
390458
2935
ve duydum ki Fairmont'ta bir oda bile verdi,
06:33
the Pan Pacific one.
137
393417
1559
Pan Pacific'de.
06:35
(Laughter)
138
395000
2750
(Gülüşmeler)
06:39
And as I prepared to govern,
139
399333
1435
Başkanlığa hazırlanırken
06:40
I realized that given the diversity of Stockton,
140
400792
2976
fark ettim ki Stockon'ın çeşitliliği,
06:43
the first step to making change will be to again answer the same question:
141
403792
4892
değişim başlatırken ilk adım yine aynı soruya cevap vermek;
06:48
Who is our neighbor?
142
408708
1518
Bizim komşumuz kim?
06:50
And realizing that our destiny as a city was tied up in everyone.
143
410250
5309
Şehir olarak kaderimiz herkese bağlı.
06:55
Particularly those who are left on the side of the road.
144
415583
3476
Özellikle yolun kenarında bırakılmış olanlar.
06:59
But then I realized that charity isn't justice,
145
419083
3935
Fakat sonra fark ettim ki sadaka, adalet değil.
07:03
that acts of empathy isn't justice,
146
423042
2767
Empati yapmak adalet değil.
07:05
that being a good neighbor is necessary but not sufficient,
147
425833
3185
İyi bir komşu olmak gerekli ama yeterli değil.
07:09
and there was more that had to be done.
148
429042
2184
Yapılması gereken çok şey var.
07:11
So looking at the story,
149
431250
1268
Hikâyeye baktığımda
07:12
I realized that the road, Jericho Road, has a nickname.
150
432542
3559
fark ettim ki Jericho Yolu'nun takma adı var.
07:16
It's known as the Bloody Pass, the Ascent of Red,
151
436125
3434
Kanlı geçiş, kırmızı çıkış olarak biliniyor.
07:19
because the road is structured for violence.
152
439583
3060
Çünkü yol, şiddet için yapılandırılmış.
07:22
This Jericho Road is narrow, it's conducive for ambushing.
153
442667
3684
Bu Jericho Yolu dar, pusu için elverişli.
07:26
Meaning, a man on the side of the road wasn't abnormal.
154
446375
3226
Yani yolun kenarındaki adam anormal,
07:29
Wasn't strange.
155
449625
1351
garip değildi.
07:31
And in fact, it was something that was structured to happen,
156
451000
2851
Aslında, gerçekleşmesi için yapılandırılmış bir şeydi,
07:33
it was supposed to happen.
157
453875
1518
olması gerekiyordu.
07:35
And Johan Galtung, a peace theorist,
158
455417
2059
Barış teorisyeni Johan Galtung,
07:37
talks about structural violence in our society.
159
457500
2934
toplumumuzdaki yapısal şiddeti anlatıyor.
07:40
He says, "Structural violence is the avoidable impairment
160
460458
4060
"Yapısal şiddet, temel insan ihtiyaçlarının
önlenebilir bozulma oranıdır.'' diyor.
07:44
of basic human needs."
161
464542
1767
07:46
Dr. Paul Farmer talks about structural violence
162
466333
2976
Dr. Paul Farmer, yapısal şiddeti
07:49
and talks about how it's the way
163
469333
1524
ve kurumlarımızın, politikalarımızın, kültürümüzün
07:50
our institutions, our policies, our culture
164
470881
3637
kimi için avantajlı kimi için dezavantajlı sonuçları
07:54
creates outcomes that advantage some people and disadvantage others.
165
474542
4476
nasıl yarattığını anlatıyor.
07:59
And then I realized, much like the road in Jericho,
166
479042
2767
Sonra fark ettim ki Jericho Yolu gibi
08:01
in many ways, Stockton, our society,
167
481833
2476
Stockton ve toplumumuz birçok yönden
08:04
has been structured for the outcomes we complain about.
168
484333
2685
şikâyet ettiğimiz sonuçlar için yapılandırılmış.
08:07
That we should not be surprised
169
487042
1517
Şaşırmamamız lazım,
08:08
when we see that kids in poverty don't do well in school,
170
488583
2726
yoksul çocukların okulda başarılı olmadıklarını görünce.
08:11
that we should not be surprised to see wealth gaps by race and ethnicity.
171
491333
3518
Şaşırmamamız lazım, ırk ve etnik kökenler arasındaki servet farklılığına.
08:14
We should not be surprised to see income pay disparities between genders,
172
494875
3434
Şaşırmamamız lazım, cinsiyetler arasındaki gelir ödeme farklılığına.
08:18
because that's what our society, historically, has been structured to do,
173
498333
3643
Çünkü, tarih boyunca toplumumuz bunu yapmak için yapılandırılmış
08:22
and it's working accordingly.
174
502000
1542
ve buna uygun davranıyor.
08:24
(Applause)
175
504417
5559
(Alkışlar)
08:30
So taking this wisdom,
176
510000
1518
Bu bilgeliği örnek alarak
08:31
I rolled up my sleeves and began to work.
177
511542
2351
kollarımı sıvadım ve çalışmaya başladım.
08:33
And there's three quick stories I want to share,
178
513917
2267
Paylaşmak istediğim üç kısa hikâye var,
08:36
that point to not that we figured everything out,
179
516208
2310
her şeyi çözdüğümüzü
08:38
not that we have arrived,
180
518542
1434
ve vardığımızı değil de
08:40
but we're trending in the right direction.
181
520000
2476
doğru yöne yöneldiğimizi işaret etmek niyetiyle.
08:42
The first story, about the neighbor.
182
522500
2476
İlk hikâye, komşuyla ilgili.
08:45
When I was a city council member,
183
525000
1601
Belediye meclis üyesiyken
08:46
I was working with one of the most conservative members in our community
184
526625
3476
topluluğumuzun en muhafazakar üyeleriyle
08:50
on opening a health clinic for undocumented people
185
530125
3393
şehrin güneyindeki belgesiz insanlar için
08:53
in the south part of the city, and I loved it.
186
533542
2684
bir sağlık kliniği açmak için çalışıyordum ve bunu sevdim.
08:56
And as we opened the clinic,
187
536250
1559
Kliniği açarken
08:57
we had a resolution to sign,
188
537833
2351
önerge imzalamamız lazımdı,
09:00
he presented me a gift.
189
540208
1935
bana hediye sundu.
09:02
It was an O'Reilly Factor lifetime membership pin.
190
542167
4642
O'Reilly Factor ömür boyu üyelik rozeti.
09:06
(Laughter)
191
546833
2643
(Gülüşmeler)
09:09
Mind you, I didn't ask what he did to get such a gift.
192
549500
4268
Gerçi böyle bir hediye almak için ne yaptığını sormadım.
09:13
What blood oath -- I had no idea how he got it.
193
553792
3226
Kan yemini mi, nasıl aldığı hakkında hiçbir fikrim yoktu.
09:17
But I looked at him and I said,
194
557042
1517
Ona baktım ve dedim ki;
09:18
"Well, how are we working together to open a health clinic,
195
558583
3893
''Peki, belgesiz insanlara ücretsiz sağlık hizmeti sunmak
09:22
to provide free health care for undocumented people,
196
562500
3268
ve bir sağlık kliniği açmak için birlikte çalıştığımız halde
09:25
and you're an O'Reilly Factor member?"
197
565792
2434
siz bir O'Reilly Factor üyesi misiniz?''
09:28
He looked at me and said,
198
568250
1268
Bana baktı ve dedi ki;
09:29
"Councilman Tubbs, this is for my neighbors."
199
569542
2851
"Meclis üyesi Tubbs, bu komşularım için. "
09:32
And he's a great example of what it means
200
572417
2226
O, en azından bu durumda
09:34
to be a good neighbor, at least in that instance.
201
574667
3517
iyi bir komşu olmanın ne anlama geldiğinin güzel bir örneği.
09:38
The robbers.
202
578208
1268
Hırsızlar.
09:39
So after four years on city council, I decided to run for mayor,
203
579500
3226
Belediye meclisindeki dört yıldan sonra, yarı zamanlı bir meclis üyesi olmanın
09:42
realizing that being a part-time councilman wasn't enough
204
582750
3351
Stockton'da görmemiz gereken yapısal değişiklikleri yerine getirmek için
09:46
to enact the structural changes we need to see in Stockton,
205
586125
3434
yeterli olmadığını verilere bakarak fark ettikten sonra
09:49
and I came to that conclusion by looking at the data.
206
589583
3518
başkanlığa aday olmaya karar verdim.
09:53
So my old council district, where I grew up,
207
593125
2268
Büyüdüğüm eski belediye semtim
09:55
is 10 minutes away from a more affluent district.
208
595417
3017
daha zengin bir semtten 10 dakika uzaklıkta.
09:58
And 10 minutes away in the same city,
209
598458
2101
Aynı şehirde, 10 dakika uzaklıktaki
10:00
the difference between zip code 95205 and 95219
210
600583
5310
95205 ve 95219 posta kodları arasındaki
10:05
in life expectancy is 10 years.
211
605917
2708
yaşam süresi farkı 10 yıl.
10:09
Ten minutes away, 4.5 miles,
212
609708
3018
Yedi km, on dakika uzaklıkta,
10:12
10 years life expectancy difference,
213
612750
2143
10 yıllık yaşam beklentisi farkı
10:14
and not because of the choices people are making.
214
614917
2434
ve bu insanların yaptığı seçimler yüzünden değil.
10:17
Because no one chose to live in an unsafe community
215
617375
2434
Çünkü kimse güvensiz bir toplulukta,
10:19
where they can't exercise.
216
619833
1268
egzersiz yapamadıkları yaşamı seçmedi.
10:21
No one chose to put more liquor stores than grocery stores in the community.
217
621125
3572
Toplumdaki kimse marketlerden daha fazla içki dükkanı koymayı seçmedi.
10:24
No one chose these things, but that's the reality.
218
624721
2338
Kimse bunları seçmedi ama gerçek bu.
10:27
I realized, as a councilman,
219
627083
1351
Meclis üyesi olarak fark ettim ki
10:28
to enact a structural change I wanted to see,
220
628458
2143
istediğim yapısal değişikliği gerçekleştirebilmek için
10:30
where between the same zip codes
221
630625
1559
aynı posta kodları arasında
10:32
there's a 30 percent difference in the rate of unemployment,
222
632208
2851
işsizlik oranında yüzde 30'luk bir fark,
10:35
there's a 75,000 dollars a year difference in income,
223
635083
2893
yılda 75.000 dolar gelir farkı vardı
ve meclis üyesi olmam bunu değiştirmeyecekti.
10:38
that being a councilman was not going to cut it.
224
638000
2239
10:40
So that's when I decided to run for mayor.
225
640263
2046
O zaman başkanlığına aday olmaya karar verdim.
10:42
And as mayor, we've been focused on the robbers and the road.
226
642333
4143
Belediye başkanı olarak soygunculara ve yola odaklandık.
10:46
So in Stockton, as I mentioned,
227
646500
1518
Bahsettiğim gibi Stockton’da
10:48
we have historically had problems with violent crime.
228
648042
2517
tarihsel olarak şiddet suçuyla sorunlarımız oldu.
10:50
In fact, that's why I decided to run for office in the first place.
229
650583
3185
Aslında, en başta bu yüzden başkanlığına aday olmaya karar verdim.
10:53
And my first job as mayor was helping our community
230
653792
2434
Belediye başkanı olarak ilk işim, toplum olarak
10:56
to see ourselves, our neighbors,
231
656250
1726
kendimizi ve komşularımızı
sadece şiddet mağduru insanlar olarak değil
10:58
not just in the people victimized by violence
232
658000
2351
aynı zamanda suçlular olarak da görmemizi sağlamaktı.
11:00
but also in the perpetrators.
233
660375
2184
11:02
We realized that those who enact pain in our society,
234
662583
3310
Fark ettik ki toplumumuza acı çektiren,
11:05
those who are committing homicides and contributing to gun violence,
235
665917
3191
cinayet işleyen ve silahlı şiddette bulunanların
11:09
are oftentimes victims themselves.
236
669132
2177
çoğu zaman kendileri de mağdur.
11:11
They have high rates of trauma, they have been shot at,
237
671333
2572
Yüksek travma oranları var, vuruldular,
11:13
they've known people who have been shot.
238
673929
2047
vurulmuş insanları tanıyorlar.
11:16
That doesn't excuse their behavior, but it helps explain it,
239
676000
2851
Bu davranışlarına mazeret değil fakat açıklamaya yardımcı
11:18
and as a community, we have to see these folks as us, too.
240
678875
2726
ve topluluk olarak bu insanları da bizim gibi görmeliyiz.
11:21
That they too are our neighbors.
241
681625
1809
Onlar da bizim komşularımız.
11:23
So for the past three years --
242
683458
2018
Son üç yıldır,
11:25
(Applause)
243
685500
4768
(Alkışlar)
11:30
So for the past three years, we've been working on two strategies:
244
690292
3351
Son üç yıldır iki strateji üzerinde çalışıyoruz:
11:33
Ceasefire and Advance Peace,
245
693667
2309
Ateşkes ve İlerleme Barışı.
11:36
where we give these guys as much attention, as much love
246
696000
2643
Bu insanlara olabildiğince çok ilgi, sosyal hizmetler,
11:38
from social services, from opportunities, from tattoo removals,
247
698667
3184
bazı fırsatlar, dövme sildirme,
hatta bazen nakit para gibi sevgi içeren hediyeleri
11:41
in some cases even cash,
248
701875
1684
kanun uygulayıcıları olarak veriyoruz.
11:43
as a gift from law enforcement.
249
703583
1560
11:45
And last year, we saw a 40 percent reduction in homicides
250
705167
4559
Geçen sene cinayetlerde yüzde 40 azalma,
11:49
and a 30 percent reduction in violent crime.
251
709750
3101
şiddet suçlarında yüzde 30'luk bir azalma gördük.
11:52
(Applause)
252
712875
5518
(Alkışlar)
11:58
And now, the road.
253
718417
1267
Şimdi, bunun yolu.
11:59
I mentioned that my community has a 23 percent poverty rate.
254
719708
3810
Topluluğumun yüzde 23 yoksulluk oranına sahip olduğunu söyledim.
12:03
As someone who comes from poverty, it's a personal issue for me.
255
723542
4017
Yoksulluktan gelen biri olarak, bu benim için kişisel bir mesele.
12:07
So I decided that we wouldn't just do a program,
256
727583
2893
Sadece bir program ya da üstünkörü bir şeyler yapmamamız
12:10
or we wouldn't just do something to go around the edges,
257
730500
2684
gerektiğine karar verdim,
12:13
but we would call into question the very structure
258
733208
2351
fakat yoksulluk üreten yapıyı
12:15
that produces poverty in the first place.
259
735583
2060
en başta sorgulayacaktık.
12:17
So starting in February, we launched a basic income demonstration,
260
737667
3267
Şubat ayından itibaren temel bir gelir gösterimi başlattık.
12:20
where for the next 18 months,
261
740958
1726
Önümüzdeki 18 ay boyunca
12:22
as a pilot, 130 families, randomly selected,
262
742708
3518
şehrin medyan gelirinin altında yaşayan
12:26
who live in zip codes at or below the median income of the city,
263
746250
3768
rastgele seçilmiş 130 aileye
12:30
are given 500 dollars a month.
264
750042
1726
ayda 500 dolar verildi.
12:31
And we're doing this for a couple of reasons.
265
751792
2101
Bunu birkaç nedenden dolayı yapıyoruz.
12:33
We're doing it because we realize
266
753917
1642
Bunu yapıyoruz çünkü
Amerika’da bir şeyin yapısal olarak yanlış olduğunu gördük;
12:35
that something is structurally wrong in America,
267
755583
2268
12:37
when one in two Americans can't afford one 400-dollar emergency.
268
757875
3393
iki Amerikalıdan biri 400 dolarlık bir acil durumu karşılayamıyor.
12:41
We're doing it because we realize that something is structurally wrong
269
761292
3351
Bunu yapıyoruz çünkü fark ettik ki bir şey yapısal olarak yanlış;
12:44
when wages have only increased six percent between 1979 and 2013.
270
764667
4142
1979 ile 2013 arasında ücretler yalnızca yüzde altı artmış.
12:48
We're doing it because we realize something is structurally wrong
271
768833
3101
Bunu yapıyoruz çünkü fark ettik ki bir şey yapısal olarak yanlış;
12:51
when people working two and three jobs,
272
771958
1893
insanlar iki ve üç işte çalışıyor,
12:53
doing all the jobs no one in here wants to do,
273
773875
2184
hiç kimsenin yapmak istemeyeceği işleri yapıyor,
12:56
can't pay for necessities, like rent,
274
776083
2143
kira, elektrik, sağlık hizmeti, çocuk bakımı gibi
12:58
like lights, like health care, like childcare.
275
778250
3434
ihtiyaçları için ödeme yapamıyor.
13:01
(Applause)
276
781708
4167
(Alkışlar)
13:07
So I would say, Stockton again, we have real issues.
277
787000
3393
Demek istediğim, Stockton'da gerçek sorunlarımız var.
13:10
I have constituent emails in my phone now, about the homelessness issue,
278
790417
3684
Telefonumda evsizlik problemine,
hâlâ yaşadığımız bazı şiddet suçlarına ilişkin e-postalar var.
13:14
about some of the violent crime we're still experiencing.
279
794125
2684
13:16
But I would say, I think as a society, we would be wise to go back
280
796833
4101
Bence bir toplum olarak,
büyüdüğümüz eski İncil hikâyesine geri dönmek
13:20
to those old Bible stories we were taught growing up,
281
800958
2518
ve bir numaralı kuralı anlamak akıllıca olur.
13:23
and understand that number one,
282
803500
1518
13:25
we have to begin to see each other as neighbors,
283
805042
2239
Birbirimizi komşu olarak görmeye başlamalıyız,
13:27
that when we see someone different from us,
284
807305
2046
bizden farklı birini gördüğümüzde
13:29
they should not reflect our fears, our anxieties, our insecurities,
285
809375
4518
korkularımızı, kaygılarımızı, güvensizliklerimizi,
13:33
the prejudices we've been taught, our biases -- but we should see ourselves.
286
813917
4267
öğretilmiş ön yargıları yansıtmamalı, birbirimizi görmeliyiz.
13:38
We should see our common humanity.
287
818208
1643
Ortak insanlığımızı görmeliyiz.
13:39
Because I think once we do that,
288
819875
1524
Çünkü bunu başardığımız zaman,
13:41
we can do the more important work of restructuring the road.
289
821423
3220
yolun yeniden yapılandırılması için daha önemli çalışmalar yapabiliriz.
13:44
Because again, I understand some listening are saying,
290
824667
2524
Bazılarının söylediklerini anlıyorum,
13:47
"Well, Mayor Tubbs, you're talking about structural violence and structural this,
291
827215
3844
''Pekâlâ Belediye Başkanı Tubbs, yapısal şiddetten bahsediyorsunuz
13:51
but you're on the stage.
292
831083
1726
fakat siz sahnedesiniz.
13:52
That the structures can't be too bad if you could come up from poverty,
293
832833
3560
O sorunlar o kadar da kötü olamaz siz yoksulluktan geldiğinize,
13:56
have a father in jail, go to Stanford,
294
836417
2226
hapishanede babanız olduğuna, Stanford'a gidip
13:58
work in the White House and become mayor."
295
838667
2017
Beyaz Saray'da çalışıp başkan olabildiğinize göre.''
14:00
And I would respond by saying the term for that is exceptionalism.
296
840708
4935
Bunun istisnai bir durum olduğunu söyleyerek cevap veririm.
14:05
Meaning that we recognize it's exceptional for people to escape the structures.
297
845667
4101
İnsanların yapısallaşandan kaçmalarının istisnai olduğunu biliyoruz.
14:09
Meaning by our very language,
298
849792
1434
Bizim dilimizle anlamı,
14:11
we understand that the things we're seeing in our world are by design.
299
851250
3309
dünyamızda gördüğümüz şeylerin tasarım gereği olduğunu biliyoruz.
14:14
And I think that task for us, as TEDsters,
300
854583
2976
Bence bu görev biz TEDciler,
14:17
and as good people, just people, moral people,
301
857583
3060
iyi insanlar, sadece insanlar, ahlaklı insanlar olarak
14:20
is really do the hard work necessary of not just joining hands as neighbors,
302
860667
5267
sıkı çalışmak ellerimizi komşular olarak birleştirmenin yanında
yolumuzu yeniden yapılandırmak için ellerimizi kullanmaktan geçiyor.
14:25
but using our hands to restructure our road,
303
865958
2393
14:28
a road that in this country has been rooted in things like white supremacy.
304
868375
3976
Bu ülkede beyaz üstünlük gibi şeylere dayanan bir yol.
14:32
A road like in this country has been rooted in things like misogyny.
305
872375
3393
Bu ülkedeki yol, kadın düşmanlığı gibi şeylere dayanıyor.
14:35
A road that's not working for far too many people.
306
875792
2726
Çok fazla insan için çalışmayan bir yol.
14:38
And I think today, tomorrow and 2020 we have a chance to change that.
307
878542
4976
Bence bunu değiştirmek için bugün, yarın, 2020'de şansımız var.
14:43
So as I prepare to close,
308
883542
1916
Konuşmamı sonlandırmaya hazırlanırken,
14:46
I started with a story from nine years ago and I'll end with one.
309
886708
3351
dokuz yıl öncesinden bir hikâyeyle başladım ve bir tanesiyle bitireceğim.
14:50
So after my cousin was murdered,
310
890083
1524
Kuzenim öldürüldükten sonra,
14:51
I was lucky enough to go on the Freedom Rides
311
891631
2595
birkaç esas özgürlük yolcusuyla Özgürlük Yolcuğuna
14:54
with some of the original freedom riders.
312
894250
2268
katılacak kadar şanslıydım.
14:56
And they taught me a lot about restructuring the road.
313
896542
3601
Bana yolu yeniden yapılandırma konusunda çok şey öğrettiler.
15:00
And one guy in particular, Bob Singleton, asked me a question
314
900167
3226
Özellikle bir adam, Bob Singleton, bana bir soru sordu.
15:03
I'm going to leave with us today.
315
903417
2101
Bugün burada paylaşacağım.
15:05
We were going to Anniston, Alabama, and he said, "Michael,"
316
905542
4559
Anniston, Alabama'ya gidiyorduk ve "Michael" dedi,
15:10
and I said, "Yes, sir."
317
910125
1393
''Evet, efendim.'' dedim.
15:11
He said, "I was arrested on August 4, 1961.
318
911542
4184
"4 Ağustos 1961'de tutuklandım.
15:15
Now why is that day important?"
319
915750
2809
Neden o gün önemli?" dedi.
15:18
And I said, "Well, you were arrested,
320
918583
2601
''Tutuklanmışsınız,
15:21
if you weren't arrested, we wouldn't be on this bus.
321
921208
2435
eğer tutuklanmamış olsaydınız bu otobüste olmazdık,
15:23
if we weren't on this bus, we wouldn't have the rights we enjoy."
322
923667
3059
eğer bu otobüste olmasaydık sahip olduğumuz haklar olmazdı." dedim.
15:26
He rolled his eyes and said, "No, son."
323
926750
1858
Gözlerini devirdi ve "Hayır evlat,
15:28
He said, "On that day, Barack Obama was born."
324
928632
2500
o gün Barack Obama doğdu.'' dedi.
15:32
And then he said he had no idea that the choice he made
325
932333
3685
Sonra, yolun yeniden yapılandırılması konusundaki seçiminin
15:36
to restructure the road
326
936042
1559
tezgâhtan bir bardak su bile alamayacak
15:37
would pave the way,
327
937625
1268
15:38
so a child born as a second class citizen,
328
938917
3476
ikinci sınıf vatandaş olarak doğmuş bir çocuğun
50 yıl sonra cumhurbaşkanı olma şansını elde etmesine
15:42
who wouldn't be able to even get a cup of water at a counter,
329
942417
3559
yol açacağına dair
15:46
would have the chance, 50 years later, to be president.
330
946000
3059
hiçbir fikri olmadığını söyledi.
15:49
Then he looked at me and he said,
331
949083
1601
Sonra bana baktı ve dedi ki:
15:50
"What are you prepared to do today
332
950708
3185
“Bugün ne yapmaya hazırsın ki
15:53
so that 50 years from now
333
953917
1642
bundan 50 yıl sonra
15:55
a child born has a chance to be president?"
334
955583
2060
doğan bir çocuğun başkan olma şansı olsun?”
15:57
And I think, TED, that's the question before us today.
335
957667
3392
TED, bence, bugün önümüzdeki soru bu.
16:01
We know things are jacked up.
336
961083
2560
İşlerin değiştiğini biliyoruz.
16:03
I think what we've seen recently isn't abnormal
337
963667
2351
Bence son zamanlarda gördüklerimiz anormal değil
16:06
but a reflection of a system that's been structured
338
966042
3101
ama böyle çılgın sonuçlar üretmek için
16:09
to produce such crazy outcomes.
339
969167
2101
yapılandırılmış bir sistemin yansıması.
16:11
But I think it's also an opportunity.
340
971292
2142
Fakat bence bu da bir fırsat.
16:13
Because these structures we inherit aren't acts of God
341
973458
2601
Miras aldığımız bu yapılar Tanrı'nın hareketi değil;
16:16
but acts of men and women, they're policy choices,
342
976083
2334
erkeklerin ve kadınların eylemleri ve siyasi tercihleri,
16:18
they're by politicians like me, approved by voters like you.
343
978441
2827
benim gibi politikacılar sizin onayladığınız kişiler.
16:21
And we have the chance and the awesome opportunity
344
981292
2642
Bu konuda bir şeyler yapma şansımız
16:23
to do something about it.
345
983958
1726
ve harika fırsatımız var.
16:25
So my question is: What are we prepared to do today,
346
985708
3976
Sorum şu: Bugün ne yapmaya hazırız ki
16:29
so that a child born today, 50 years from now
347
989708
3518
bugün doğan bir çocuk bundan 50 yıl sonra
16:33
isn't born in a society rooted in white supremacy;
348
993250
4268
beyaz üstünlüğüne dayanan bir toplumda doğmasın,
16:37
isn't born into a society riddled with misogyny;
349
997542
3934
kadın düşmanı bir toplumda doğmasın,
16:41
isn't born into a society riddled with homophobia and transphobia
350
1001500
3976
homofobi ve transfobi,
16:45
and anti-Semitism and Islamophobia and ableism,
351
1005500
2768
Anti-Semitizm, İslamofobi, engelli ayrımclığı
ve tüm fobilerle dolu bir toplumda doğmasın.
16:48
and all the phobias and -isms?
352
1008292
1517
16:49
What are we prepared to do today,
353
1009833
2726
Bugün ne yapmaya hazırız ki
16:52
so that 50 years from now
354
1012583
1810
bundan 50 yıl sonra
16:54
we have a road in our society that's structured
355
1014417
2809
toplumumuzu yansıtan bir yol
16:57
to reflect what we hold to be self-evident?
356
1017250
3601
yapılandırılmış olsun.
17:00
That all men, that all women,
357
1020875
2934
Tüm erkekler, tüm kadınlar,
17:03
that even all trans people
358
1023833
2101
tüm trans insanlar
17:05
are created equal
359
1025958
1518
eşit ve yaratıcınız tarafından belirli devredilemez haklarla yaratıldı.
17:07
and are endowed by your Creator with certain unalienable rights,
360
1027500
3768
17:11
including life, liberty and the pursuit of happiness.
361
1031292
4392
Yaşam, özgürlük ve mutluluk arayışı dahil.
17:15
Thank you.
362
1035708
1268
Teşekkür ederim.
17:17
(Applause)
363
1037000
6875
(Alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7