Dear Fellow Refugees, Here’s How I Found Resilience | Chantale Zuzi Leader | TED

17,825 views ・ 2024-03-22

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Sema Bölükbaş Gözden geçirme: Eren Gokce
00:04
It was my 13th birthday.
0
4668
3378
Benim 13. doğum günümdü.
00:08
My mother made my favorite dish of rice and beans.
1
8838
5005
Annem en sevdiğim pirinç ve fasulye yemeği yaptı.
00:14
In the afternoon,
2
14636
1960
Öğleden sonra,
00:16
some neighbors celebrated in front of our house,
3
16596
3712
bazı komşular evimizin önünde kutladı,
00:20
dancing, laughing, eating.
4
20308
2920
dans etti, güldü, yemek yedi.
00:23
With music, filling the air in our usually quiet small village
5
23228
6381
Müzik, Kongo’daki sessiz köyümüzde
00:29
in the Congo.
6
29609
1627
havayı doldurdu.
00:31
Several hours later,
7
31820
2419
Birkaç saat sonra,
00:34
the peaceful evening was torn apart.
8
34239
3545
huzurlu akşam parçalandı.
00:38
Torn apart by gunfire.
9
38493
3003
Silah ateşi tarafından parçalandı.
00:41
Terrified screams filled the air.
10
41496
3087
Korkunç çığlıklar havayı doldurdu.
00:45
My mother and father wanted us children to seek shelter from this danger.
11
45333
5214
Annem ve babamız çocukların bu tehlikeden korunmasını istedi.
00:51
I remember my mother shouting to us all,
12
51548
3628
Annemin hepimize
00:55
"Go to the tree, go to the tree," she said.
13
55218
3295
“Ağaca git, ağaca git” diye bağırdığını hatırlıyorum.
01:00
There was no time to say goodbye.
14
60015
2836
Hoşçakal demek için zaman yoktu.
01:03
Nine of us children ran to the forest
15
63935
3462
Dokuz çocuk ormana koşup
01:07
and huddled together through the night
16
67439
2919
gece boyunca o ağacın
01:10
under that tree.
17
70400
1543
altında toplanmıştık.
01:12
It was our place of sanctuary,
18
72736
3086
Orası bizim sığınağımızdı,
01:15
our place of safety.
19
75864
2252
bizim güvenli yerimizdi.
01:19
After hours of terror, the guns went quiet.
20
79743
4129
Saatlerce süren terörden sonra silahlar sessizleşti.
01:24
The Sun appeared in the morning.
21
84331
2252
Güneş sabahleyin ortaya çıktı.
01:26
But not our parents.
22
86625
2335
Ama ailelerimiz değil.
01:28
They still had not returned.
23
88960
1877
Hâlâ geri dönmemişlerdi.
01:32
The long, stretching branches of our tree
24
92130
3128
Ağacımızın uzun, gerilen dalları artan endişelerimizden
01:35
could not protect us from our growing worry.
25
95300
3503
bizi koruyamadı.
01:39
As we returned to our village, our fear turned to despair.
26
99929
5089
Köyümüze döndüğümüzde korkumuz umutsuzluğa dönüştü.
01:46
My mother and father had been killed,
27
106061
3712
Annem ve babamla
01:49
along with dozens [of] innocent men,
28
109814
3879
birlikte düzinelerce masum erkek,
01:53
women and children.
29
113693
2086
kadın ve çocuk öldürülmüştü.
01:57
The violence of that night ripped out our precious roots
30
117447
5339
O gecenin şiddeti değerli köklerimizi yırttı
02:02
and set as adrift into the world.
31
122827
2837
ve dünyaya sürükledi.
02:06
We were now orphans, outsiders, refugees
32
126373
4296
Yetimdik, yabancılar, ev dediğimiz yeri
02:10
without a place to call home,
33
130710
2461
olmayan, güvenli bir yeri
02:13
without a place of safety.
34
133171
2711
olmayan mültecilerdik.
02:16
We were forced to leave our village and everything we knew.
35
136633
4755
Köyümüzü ve bildiğimiz her şeyi terk etmek zorunda kaldık.
02:21
We traveled miles, crossed borders
36
141721
3420
Kilometrelerce yol kat ettik, sınırları aştık
02:25
and joined tens of thousands of other refugees
37
145141
4547
ve Uganda’daki mülteci
02:29
in the refugee settlement in Uganda.
38
149729
2836
yerleşiminde on binlerce mültecinin arasına katıldık.
02:33
There, our family shared the many challenges
39
153566
4213
Orada, ailemiz dünyanın dört bir yanındaki yerinden edilmiş insanların
02:37
faced by displaced people around the world.
40
157821
4296
karşılaştığı birçok zorluğu paylaştı.
02:42
We learned to live in a constant state of struggle.
41
162867
3629
Sürekli bir mücadele içinde yaşamayı öğrendik.
02:46
We ate, kept clean, protected each other,
42
166830
3879
Yedik, temiz tuttuk, birbirimizi koruduk,
02:50
all to maintain some level of dignity and hope.
43
170709
3712
hepsi bir düzeyde onur ve umut sağlamak için.
02:55
I tell my story not because it is unique.
44
175797
4338
Hikâyemi eşsiz olduğu için anlatmıyorum.
03:00
Just the opposite.
45
180135
1459
Tam tersi.
03:02
I am one of many displaced people around the world.
46
182137
4129
Dünyadaki birçok yerinden edilmiş insandan biriyim.
03:07
The number of forcibly displaced people has more than doubled since 2013.
47
187392
6381
Zorla yerinden edilenlerin sayısı 2013′ten bu yana iki kat fazla arttı.
03:14
It has surpassed 108 million, and it’s continuing to rise.
48
194566
6256
108 milyonu aştı ve artmaya devam ediyor.
03:21
Just over half of the displaced people are women and girls,
49
201406
4671
Yerinden edilenlerin yarısından fazlası kadın ve kız çocuğu
03:26
and 43.3 million are children.
50
206077
3295
ve 43,3 milyonu çocuk.
03:31
There is such a fragile border between the basic comfort most of us enjoy
51
211833
5964
Çoğumuzun yaşadığı temel rahatlık ile milyonlarca mültecinin günlük yaşamı
03:37
and the misery that is the daily existence for millions of refugees.
52
217839
5631
olan sefalet arasında çok kırılgan bir sınır var.
03:44
My experience has taught me anyone can become a refugee.
53
224429
5505
Deneyimlerim bana herkesin mülteci olabileceğini öğretti.
03:50
To lose that place of safety they once had.
54
230226
4213
Bir zamanlar sahip oldukları o güvenli yeri kaybetmek.
03:56
But my experience has also taught me something else.
55
236107
4546
Ama deneyimlerim bana başka bir şey de öğretti.
04:01
That it is possible to break through.
56
241279
3462
Kırmanın mümkün olduğunu.
04:05
To break through those barriers of distrust and discrimination
57
245241
5714
Bu güvensizlik, ayrımcılık ve belirsizlik engellerini
04:10
and uncertainty.
58
250997
1627
aşmak.
04:13
To find a place of community, friendship
59
253291
4630
Bir topluluk, arkadaşlık yeri bulmak
04:17
and to even find hope.
60
257962
2461
ve hatta umut bulmak.
04:21
Those changes can happen in small and large ways
61
261841
5172
Bu değişiklikler küçük ve büyük şekillerde
04:27
and in ways that are sometimes difficult to imagine.
62
267013
4004
ve bazen hayal edilmesi zor şekillerde gerçekleşebilir.
04:31
Let me explain.
63
271768
1710
Bırakın açıklayayım.
04:33
When I was born,
64
273937
2043
Ben doğduğumda
04:36
my maternal grandmother wanted my mother to kill me.
65
276022
3754
anneannem annemin beni öldürmesini istedi.
04:40
Why?
66
280443
1168
Neden?
04:42
Because she and many others held the common belief
67
282278
4588
Çünkü o ve diğerleri, albinizmimin bir lanet
04:46
that my albinism was a curse.
68
286908
2294
olduğuna dair ortak inanca sahipti.
04:50
My mother refused, believing I was not a curse
69
290453
3462
Annem reddetti, benim lanet değil,
04:53
but a gift from God.
70
293957
1835
Tanrı’nın bir armağanı olduğuma inanıyordu.
04:56
So you see, my mother had saved my life twice.
71
296876
5339
Gördüğünüz gibi, annem hayatımı iki kez kurtarmıştı.
05:02
Once when I was born.
72
302215
2002
Ben doğduğumda bir keresinde.
05:04
And on the last day I saw her alive.
73
304259
3545
Ve onu canlı gördüğüm son günde.
05:08
People can change.
74
308888
1835
İnsanlar değişebilir.
05:11
When I was 12,
75
311224
1460
12 yaşımdayken,
05:12
there was a girl in school who always avoided me
76
312725
3796
okulda benden her zaman kaçınan bir kız
05:16
until one day,
77
316521
1626
vardı, ta ki
05:18
the teacher assigned her to be a partner on a school project.
78
318189
4713
bir gün öğretmen onu bir okul projesine ortak olarak atadı.
05:22
The girl asked me,
79
322944
2377
Kız bana,
05:25
"If you touch me,
80
325363
1502
“Dokunursan, çocuklarım da sana
05:26
will my children also look like you?"
81
326906
2461
benzeyecek mi?” diye sordu.
05:31
I explained to her, I'm not a curse.
82
331411
3003
Ona anlattım, ben lanet değilim.
05:34
I'm not contagious.
83
334414
2085
Ben bulaşıcı değilim.
05:36
This is just how I was born.
84
336541
2794
Ben böyle doğdum.
05:39
That exchange allowed us to break through
85
339752
4171
Bu değiş tokuş, hem daha derin bir anlayışı,
05:43
and spike both a deeper understanding
86
343965
3295
hem de iyi bir arkadaşlığı ilerletmemize
05:47
and a good friendship.
87
347302
1710
ve artırmamıza izin verdi.
05:50
Breaking through the barriers of fear and ignorance
88
350096
4421
Korku ve cehalet engellerini aşmak,
05:54
are critical to building bridges of understanding
89
354559
4087
mülteci nüfus ile katıldıkları toplum
05:58
between the refugee population and the community they join.
90
358688
4379
arasında anlayış köprüleri kurmak için kritik öneme sahiptir.
06:03
Just as I learned as a young girl,
91
363693
2419
Tıpkı genç bir kız olarak öğrendiğim gibi,
06:06
this type of change requires the openness to share one's story
92
366154
5338
bu tür bir değişim kişinin hikâyesini paylaşma açıklığını
06:11
and a willingness to grow.
93
371534
2002
ve büyümeye istekli olmayı gerektirir.
06:14
Years later,
94
374704
1293
Yıllar sonra,
06:16
my albinism worked in my favor.
95
376039
2752
albinizmim benim lehime çalıştı.
06:19
The United Nations High Commission for Refugees
96
379250
3379
BM Mülteciler Yüksek Komisyonu, yeni yerleşim planlarım için çalışmaya
06:22
began to work on plans for my resettlement.
97
382629
3169
başladı.
06:26
Albinos were being prioritized
98
386174
2127
Albinolara, kendi ülkelerinde
06:28
because of the danger they face in their home countries.
99
388343
3837
karşılaştıkları tehlike nedeniyle öncelik veriliyordu.
06:32
Violence, discrimination, that some nations, including mine,
100
392180
4880
Benim de ülkem dahil olmak üzere bazı ulusların bizi koruyamadığı
06:37
were unable to protect us from.
101
397101
2336
şiddet, ayrımcılık.
06:40
So in 2018,
102
400229
2712
Böylece 2018′de, annemi ve anavatanımı kaybettikten
06:42
five years after I lost both my mother and my motherland,
103
402941
5296
beş yıl sonra,
06:48
I left Africa to come to the United States.
104
408237
3587
Amerika Birleşik Devletleri’ne gelmek için Afrika’dan ayrıldım.
06:52
My initial reaction when I arrived in Worcester, Massachusetts was,
105
412784
5172
Worcester, Massachusetts’e vardığımda ilk tepkim,
06:57
"It's so cold here."
106
417956
1835
“Burası çok soğuk” oldu.
06:59
(Laughter)
107
419832
1377
(Kahkahalar)
07:02
As I saw my foster family holding up signs
108
422710
3379
Koruyucu ailemin tuttuğu “Amerika’ya hoş
07:06
that said “Welcome to America, Chantale,”
109
426089
3795
geldin Chantale” yazan tabelalar gördüğümde
07:09
I felt that I had finally found a home.
110
429884
4922
sonunda bir yuva bulduğumu hissettim.
07:15
The cold was just the beginning of [a] series of adjustments
111
435640
4046
Soğuk, [bir] dizi ayarlamanın sadece başlangıcıydı,
07:19
to a very unfamiliar place and an entirely different culture.
112
439686
4713
çok tanıdık olmayan bir yere ve tamamen farklı bir kültüre.
07:24
Mastering English was a challenge,
113
444941
3754
İngilizceye hakim olmak bir meydan okumaydı,
07:28
but it was far surpassed by the great joy of being able to attend school again.
114
448736
5297
ancak tekrar okula gidebilmenin büyük sevinciyle çok aşıldı.
07:34
Well, I graduated high school in three years and ...
115
454909
6131
Liseden üç yıl sonra mezun oldum ve...
07:41
(Applause)
116
461082
5297
(Alkışlar)
07:47
And I'm now a junior at Wellesley College.
117
467296
3838
Ve şimdi Wellesley Koleji’nde öğrenciyim.
07:51
(Cheers and applause)
118
471551
4880
(Tezahürat ve alkışlar)
07:56
Majoring in political science.
119
476472
2336
Siyaset bilimi alanında uzmanlaşıyorum.
07:59
(Applause)
120
479892
2753
(Alkışlar)
08:03
After reflecting on my own journey and my own experiences,
121
483604
5589
Kendi yolculuğumu ve deneyimlerimi düşündükten sonra,
08:09
I began to dream of creating similar learning [opportunities]
122
489235
4588
çocukken yaşadığım mülteci yerleşimlerinde yaşayan genç kızlar
08:13
for young girls still living in the same refugee settlements
123
493823
4838
için benzer öğrenme fırsatları
08:18
I lived in as a child.
124
498661
1960
yaratmayı hayal etmeye başladım.
08:21
That dream has taken shape
125
501080
2628
Bu hayal, kendini adamış ortaklarla
08:23
in the creation of “Refugee Can Be,”
126
503708
4629
ve destekçilerle kurduğum kâr amacı gütmeyen
08:28
a non-profit organization I founded
127
508379
2753
bir kuruluş olan
08:31
with the help of dedicated partners and supporters.
128
511174
3753
“Refugee Can Be” yaratılışında şekillendi.
08:35
Our core mission is to be that tree,
129
515845
4546
Temel misyonumuz o ağaç,
08:40
that place of sanctuary,
130
520433
2336
o sığınak yeri,
08:42
that place of safety,
131
522810
2169
o güvenlik yeri olmak, kamptaki kızlara
08:45
to provide a secondary education
132
525021
2794
geçim ve liderlik eğitimi ile
08:47
along with livelihood and leadership training
133
527857
3378
birlikte
08:51
for the girls in the camp.
134
531235
2044
orta öğretim sağlamaktır.
08:53
To show them that they, too, can break through.
135
533654
4880
Onlara onların da ilerleyebileceğini göstermek için.
08:59
I have learned that a refugee can be anything
136
539160
5130
Bir mültecinin hayal ettiği
09:04
she dreams she can be.
137
544290
1668
her şey olabileceğini öğrendim.
09:07
But she can't do it on her own.
138
547001
3587
Ama bunu kendi başına yapamaz.
09:11
The course of my life, once dictated by tragedy and loss
139
551380
6215
Bir zamanlar trajedi ve kayıpların dikte ettiği hayatımın
09:17
is now in my power.
140
557595
2336
seyri şimdi elimde.
09:20
(Applause)
141
560723
6673
(Alkışlar)
09:28
There are hundreds of people
142
568189
2252
Bana yardım etme, öğretme,
09:30
who reached out to help me, to teach me,
143
570441
3504
inanılmaz fırsatlara erişme için
09:33
to give me access to incredible opportunities.
144
573986
3587
ulaşan yüzlerce insan var.
09:37
Now it is my turn to reach out, to use the platform I have
145
577907
5172
Şimdi diğer mültecilere kendi ilerleme güçlerini gerçekleştirme
09:43
to secure for other refugees the chance
146
583079
3754
şansını sağlamak adına sahip olduğum
09:46
to realize their own power to break through.
147
586874
3545
platformu kullanmak için ulaşma sırası bende.
09:51
Beyond the essential roles that governments, NGOs,
148
591379
4838
Hükûmetlerin, STK’ların, işletmelerin
09:56
businesses can and must play to eliminate causes of displacement,
149
596259
5755
yerinden edilme nedenlerini yok etmek için oynayabileceği ve oynaması gerekli temel
10:02
each of us are called to take action.
150
602056
3170
rollerin ötesinde her birimiz harekete geçmeye çağrılıyoruz.
10:05
To help provide that place of safety,
151
605893
5172
Bir zamanlar her şeyini kaybeden,
10:11
by welcoming those who once lost everything,
152
611107
4004
ancak hayatlarını inşa etme ve onlarla paylaştığımız
10:15
but have a world of creativity and talent
153
615111
4588
topluluklarda gelişme çalışmalarına
10:19
to bring into the work of rebuilding their lives
154
619699
3712
katacak yaratıcılık ve yetenek dünyasına sahip olanları ağırlayarak
10:23
and enhancing the communities we share with them.
155
623411
3628
güvenli yerin sağlanmasına yardımcı olmak.
10:27
Meet each refugee with both curiosity and compassion,
156
627623
5589
Her mülteciyle hem merakla hem de şefkatle tanışın,
10:33
understanding their specific needs, learning their specific stories
157
633254
4755
onların özel ihtiyaçlarını anlayın, özel hikâyelerini öğrenin
10:38
and calling them by name.
158
638050
3212
ve onları isimleriyle çağırın.
10:43
You are hearing one voice today.
159
643264
2878
Bugün tek bir ses duyuyorsunuz.
10:46
It is a voice of a refugee girl
160
646601
3044
Birçoğunun sevgisi ve cömertliğiyle kurtarılan
10:49
who was rescued through the love and generosity of many.
161
649645
5297
mülteci bir kızın sesi.
10:55
But I feel the voices of millions of refugees speaking through me,
162
655776
6507
Ama milyonlarca mültecinin sesini benim aracılığımla konuştuğumu hissediyorum,
11:02
here, as I do.
163
662325
2252
burada, benim yaptığım gibi.
11:05
The urgency of those voices
164
665036
3253
Bu seslerin aciliyeti
11:08
calling on each one of us
165
668289
3420
her birimizi çağırıyor,
11:11
to help refugees break through,
166
671751
3378
mültecilerin ilerlemesine yardım etmek için,
11:15
to find a place of sanctuary,
167
675171
3420
sığınma yeri bulmak için,
11:18
find a place of safety.
168
678591
3045
güvenli bir yer bulmak için.
11:22
Find a way home.
169
682428
2878
Eve dönüş yolunu bul.
11:27
Thank you.
170
687308
1293
Teşekkür ederim.
11:28
(Cheers and applause)
171
688601
6256
(Tezahürat ve alkışlar)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7