3 ways to create a space that moves you, from a Broadway set designer | David Korins

238,106 views ・ 2018-10-31

TED


Videoyu oynatmak için lütfen aşağıdaki İngilizce altyazılara çift tıklayınız.

Çeviri: Tolga Uslu Gözden geçirme: Figen Ergürbüz
00:12
You're sitting there,
0
12999
1462
Burada oturuyorsun
00:14
and it's incredibly frustrating.
1
14485
3867
ve bu inanılmaz derecede sinir bozucu.
00:19
It's maddening.
2
19003
1164
Bu delirtici.
00:20
You've been sitting there for hours,
3
20192
1739
Saatlerdir orada oturuyorsun,
00:21
filling in those little tiny circles with your No. 2 pencil --
4
21955
2952
kurşun kaleminle o küçük daireleri dolduruyorsun
00:24
this is a standardized test.
5
24931
1341
Tek tipleştirilmiş bir test.
00:26
You look up, half-erased chalkboard,
6
26296
3364
Bakıyorsun, yarı silinmiş kara tahta,
00:29
you can see that perfectly written cursive alphabet,
7
29684
3176
o mükemmel yazılmış el yazısı alfabeyi görebiliyorsun
00:33
the pull-down maps,
8
33590
1986
çekmeli haritalar,
00:35
you can hear, tick, tick, tick, ticking on the wall, that industrial clock.
9
35600
4861
duvardaki tik tak tik tak sesini, o endüstriyel saati duyuyorsun.
00:40
But most importantly, you can feel that oppressive fluorescent light,
10
40485
5256
Fakat en önemlisi, o baskıcı florasan ışığını hissedebiliyorsun
00:45
that death ray over your head.
11
45765
1861
kafanın üzerindeki o ölü ışını.
00:47
Bzzzzzz.
12
47650
2092
Bzzzzzzz.
00:49
And you can't take it anymore, but you don't have to,
13
49766
2535
Buna artık katlanamıyorsun, ama zorunda da değilsin,
00:52
because Miss Darling says, "OK, boys and girls, you're done."
14
52325
2880
çünkü Bayan Darling, "Tamam, çocuklar, bitti." diyor.
00:55
So you jump up -- I mean, there is nothing left of you but a vapor trail.
15
55229
3502
Sen de atlıyorsun -- yani, geride tüten buhardan başka bir şey kalmamış.
00:58
You move so quickly, you slam that little molded plastic chair,
16
58755
3756
Hızlıca hareket ediyorsun, o küçük kalıpsı plastik sandalyeye çarpıyorsun
01:02
and you sprint down the hallway;
17
62535
1771
ve holden hızlıca koşuyorsun;
01:04
you go past the Lysol smell and the BO smell and the cubbies,
18
64330
3784
ayakkabı ve vücut kokusunu, ve de küçük odacıkları geçiyorsun
01:08
and you push the door --
19
68138
1793
ve kapıyı itiyorsun --
01:09
(Inhales deeply)
20
69955
1116
(Derinden nefes alıyor)
01:11
and finally, you're outside.
21
71095
1580
ve sonunda, dışarıdasın.
01:13
Oh, you can feel the wind on your face,
22
73139
2749
Oh, yüzünde rüzgârı hissediyorsun,
01:15
then the sun on your skin
23
75912
2494
daha sonra güneşi teninde
01:18
and most importantly, the big blue sky.
24
78430
3159
ve en önemlisi, büyük mavi gökyüzünü.
01:22
That is a revelation of space.
25
82776
2359
Bu bir boşluğun açığa çıkışı.
01:25
Making revelations of space is what I do; I'm a designer and creative director,
26
85853
5098
İşim boşluğun açığa çıkışlarını sağlamak; ben bir tasarımcı ve kreatif yönetmenim,
01:30
and that's what I do for a living.
27
90975
1630
bu benim mesleğim.
01:32
I do it for all sorts of people in all kinds of different ways,
28
92629
2995
Bunu her türde insan için her farklı biçimde yapıyorum,
01:35
and it might seem complicated, but it's not.
29
95648
2106
karmaşık gözükebilir, fakat değil.
01:37
And over the next couple of minutes, I'm going to give you three ways
30
97778
3333
Birkaç dakika içinde, size hayatınızda kullanabileceğinizi düşündüğüm
01:41
that I think you can move through your world
31
101135
2094
üç adım vereceğim, böylece siz de
01:43
so that you, too, can make revelations of space, or at least reveal them.
32
103253
3500
boşlukların açığa çıkışlarını yapabilin veya en azından açığa çıkarın.
01:47
Step one: therapy.
33
107459
2287
İlk adım: terapi.
01:50
I know, I know, I know: blah, blah, blah, New Yorker, blah, blah, blah, therapy.
34
110449
3871
Biliyorum, biliyorum, biliyorum: bla, bla, New Yorklu, bla, bla, bla, terapi.
01:54
But seriously, therapy -- you have to know why you're doing these things, right?
35
114344
3802
Fakat gerçekten, terapi - bu şeyleri neden yapmanız gerektiğini bilmelisiniz.
01:58
When I got the job of designing "Hamilton,"
36
118170
2175
"Hamilton"ı tasarlama işini aldığımda
02:00
I sat with Lin-Manuel Miranda, writer,
37
120369
2224
yazar Lin-Mauel Miranda ve yönetmen
02:02
Tommy Kail, director, and I said,
38
122617
1811
Tommy Kail ile oturdum ve dedim ki
02:04
"Why are we telling this 246-year-old story?
39
124452
3085
"Neden bu 246 yıllık eski hikâyeyi anlatıyoruz?
02:07
What is it about the story that you want to say,
40
127561
2553
Hikâye hakkında ne demek istiyorsun
02:10
and what do you want people to feel like when they experience the show?"
41
130138
3557
ve gösteriyi izlediklerinde insanların ne hissetmelerini istiyorsun?"
02:13
It's important. When we get that, we move into step two: the design phase.
42
133719
3873
Bu önemli. Bunu başardığımızda ikinci adıma geçeriz: tasarım aşaması.
02:17
And I'll give you some little tricks about that,
43
137616
2278
Bununla ilgil size bazı küçük tüyolar vereceğim
02:19
but the design phase is important because we get to make these cool toys.
44
139918
4551
fakat tasarım aşaması önemli çünkü bu küçük havalı oyuncakları yapıyoruz.
02:24
I reach into Lin's brain, he reaches into mine,
45
144493
2593
Lin'in beynine giriyorum, o benimkine giriyor,
02:27
this monologue becomes a dialogue.
46
147110
1779
bu monolog diyaloğa dönüşüyor.
02:28
And I make these cool toys,
47
148913
1307
Ben de o oyuncakları yapıyorum
02:30
and I say, "Does this world look like the world
48
150244
2209
ve de "Bu dünya senin gösterine
02:32
that you think could be a place where we could house your show?"
49
152477
3056
ev sahipliği yapacağını düşündüğün yere benziyor mu?" diyorum.
02:35
If the answer is yes -- and when the answer is yes --
50
155557
2508
Eğer cevap evet ise -- ve cevap evet olduğunda --
02:38
we move into what I think is the most terrifying part,
51
158089
3158
en dehşet verici olduğunu düşündüğüm bölüme geçiyoruz;
02:41
which is the execution phase.
52
161271
1713
icra aşaması.
02:43
The execution phase is when we get to build this thing,
53
163008
2625
İcra aşaması işi yapmaya başladığımız
02:45
and when this conversation goes from a few people to a few hundred people
54
165657
4429
ve bu konuşmanın birkaç kişiden birkaç yüz kişiye
02:50
now translating this idea.
55
170110
1670
bu fikri çevirerek geçtiğimiz bölüm.
02:51
We put it in this beautiful little thing,
56
171804
2099
Bunu, bu güzel küçük şeye koyuyoruz,
02:53
put it in the "Honey, I Shrunk the Kids" super-sizer machine
57
173927
2859
"Eyvah, Çocuklar Küçüldü"deki süper-boyutlayıcı makineye,
02:56
and blow it up full-scale,
58
176810
1303
ve tamamen patlatıyoruz
02:58
and we never know if we did it right
59
178137
1802
sahneye çıkıp "Tamam mı, Tamam mı?"
02:59
until we show up onstage and go, "Is it OK? Is it OK?"
60
179963
2835
diyene dek doğru yapıp yapmadığımızı asla bilmiyoruz.
03:02
Here's the thing:
61
182822
1199
Olay şu:
03:04
you don't have to be Lin,
62
184045
1407
Lin olmak zorunda değilsin,
03:05
you don't have to have a book that you want to turn into a show
63
185476
3315
gerçek hayatında bunu yapmak için bir gösteriye döndürmek isteyeceğin
03:08
in order to do this in your real life.
64
188815
1826
bir kitabın olmak zorunda değil.
03:10
You're already starring in a show, by the way. It's called your life.
65
190665
3257
Zaten bir gösteride oynuyorsun. Bunun adı senin hayatın.
03:13
Congratulations. (Laughter)
66
193946
1343
Tebrikler. (Kahkaha)
03:15
But seriously, Shakespeare said it: "All the world's a stage."
67
195313
3098
Fakat cidden, Shakespeare'in dediği gibi "Tüm dünya bir sahne."
03:18
He nailed that part.
68
198435
1164
Bu kısmı tutturmuş.
03:19
What he screwed up royally was that part where he said,
69
199623
3560
Asilce içine ettiği kısım ise,
03:23
"And we are merely players."
70
203207
1992
"Ve biz de sadece oyuncularız." dediği.
03:25
It's ridiculous. We're not merely players.
71
205223
2031
Çok gülünç. Sırf oyuncular değiliz.
03:27
We are the costume designers and the lighting designers
72
207278
2845
Biz kostüm ve ışık tasarımcılarıyız
03:30
and the makeup artists in our own world,
73
210147
1951
ve de kendi dünyamızın makyaj sanatçıları
03:32
and I want to get you to think about being the set designer in your world.
74
212122
3794
ve kendi dünyanızın set tasarımcısı olarak düşünmenizi istiyorum.
03:35
Because I think you can leave here if you do these three steps
75
215940
4086
Çünkü bu söylediğim üç adımı ve de birkaç küçük tüyoyu uyguladığınızda
03:40
and a couple of little tricks, as I said, I'm going to tell you,
76
220050
3047
buradan gidebilirsiniz, dediğim gibi, size söyleyeceğim ve
03:43
and you can begin to change the world
77
223121
1857
dünyayı değiştirmeye başlayabilirsiniz
03:45
the way you want to.
78
225002
1434
istediğiniz şekilde.
03:46
You want to do it?
79
226460
1164
Yapmak istiyor musunuz?
03:47
OK. Everybody write a show.
80
227648
1316
Herkes bir gösteri yazsın.
03:48
(Laughter)
81
228988
1006
(Kahkaha)
03:50
No. Just kidding.
82
230018
1153
Hayır. Şaka yapıyorum.
03:51
OK. Step one: therapy. Right?
83
231195
3045
Peki. İlk adım: Terapi. Doğru mu?
03:54
How are you feeling?
84
234756
1681
Nasıl hissediyorsunuz?
03:56
That's what the therapist says: "How are you feeling today?"
85
236461
2855
Terapistin dediğin gibi: "Bugün nasıl hissediyorsun?"
03:59
It's important to remember that, because when we design the world for you,
86
239340
4000
Hatırlamakta fayda var, çünkü sizin için dünyayı tasarlarken
04:03
the therapy is important.
87
243364
2387
terapi önemli.
04:05
It tells you that emotion is going to become light and color.
88
245775
4315
Size duygunun ışık ve renk olacağını söylüyor.
04:10
A good example of that light and color
89
250114
4104
"Sevgili Eva Hansen" adında tasarladığım bir gösteri
04:14
is a show I designed called "Dear Evan Hansen."
90
254242
2231
bu ışık ve renge güzel bir örnek.
04:16
(Cheers)
91
256497
1015
(Tezahürat)
04:17
"Dear Evan Hansen" exists -- oh my God --
92
257536
1961
"Sevgili Evan Hansen" bulunur aman Tanrım
04:19
"Dear Evan Hansen" exists in a world of almost all light and color.
93
259521
3560
"Sevgili Evan Hansen" neredeyse ışıktan ve renkten bir dünyada bulunur.
04:23
So I chose a color: inky-black darkness.
94
263105
2585
Bu yüzden bir renk seçtim: kapkara bir siyah.
04:25
(Laughter)
95
265714
1035
(Kahkaha)
04:26
Inky-black darkness is a color the way that sadness is an emotion.
96
266773
4840
Kapkara siyah üzüntünün bir duygu olduğu şekilde bir renktir.
04:31
And this show transforms people, but not before it wrecks people.
97
271637
4261
Bu gösteri ise insanları değiştirir, fakat önce onlar mahveder.
04:35
I bet you're wondering, "How expensive could the set possibly be to transform you
98
275922
4520
Eminim, merak ediyorsunuzdur, "Kapkaranlıkta 2 saat 20 dakika oturursan
04:40
if you sit for two hours and 20 minutes
99
280466
1997
seni dönüştürecek set
04:42
in inky-black darkness?"
100
282487
1408
ne kadar pahalı olabilir ki?
04:43
The answer is: cheap!
101
283919
2154
Cevap ise: ucuz!
04:46
Inky-black darkness,
102
286572
1348
Kapkaranlık,
04:48
turn the lights on at the right time.
103
288735
1781
ışıklarını doğru zamanda açıyor.
04:50
Seriously, think about leaving Miss Darling's class.
104
290540
2613
Cidden, Bayan Darling'in dersini terketmeyi düşünün.
04:53
Inky-black darkness gives way at the right moment,
105
293177
2800
Kapkaranlık sana doğru anda yol veriyor,
04:56
we fly away that wall and reveal a beautiful blue sky.
106
296001
4894
o duvardan uçup gidiyoruz ve güzel mavi bir gökyüzü ortaya çıkıyor.
05:01
It blows people away and it transports them,
107
301558
2126
İnsanları sürüklüyor ve onları taşıyor
05:03
and it makes them feel hopeful.
108
303708
1492
ve onları umutlu hissettiriyor.
05:05
And we know this because color is emotion,
109
305224
2206
Biz de bunu biliyoruz çünkü renk bir duygudur
05:07
and when you paint with color, you're painting with feelings.
110
307454
3449
ve renkle boyadığında aslında duygularla resmediyorsun.
05:12
So think about that emotion, the one I had you file away in your mental Rolodex.
111
312033
3817
O duyguyu düşün, zihninde sıraya soktuğum o duygu.
05:15
What color is it?
112
315874
1153
O ne renk?
05:17
Where in your wardrobe does it exist, and where in your home does it exist?
113
317051
3552
Dolabında nerede duruyor ve evinde nerede duruyor?
05:20
When we design the show for you,
114
320627
1881
Gösteriyi senin için tasarladığımızda
05:22
we're going to use that color to tell you how you feel in certain times.
115
322532
3513
o rengi belli zamanlarda nasıl hissettiğini söylemek için kullanacağız.
05:26
But also, you know this exists because you put the hero in white,
116
326830
3075
Ayrıca, bunun varolduğunu biliyorsun zira kahramanı beyaza,
05:29
you put the lead character in red, you put the villain in all black.
117
329929
3286
baş karakteri kırmızıya ve kötü adamı siyaha boyadın.
05:33
It's typecasting. You know that.
118
333239
2041
Bu tipleme yapmak. Biliyorsunuz.
05:35
So think about it.
119
335304
1158
Bunun hakkında düşünün.
05:36
But there's also something else that happens in the world
120
336486
2722
Fakat, aynı zamanda dünyada daha emin hareket etmemize
05:39
that helps us move through the world in a safe way.
121
339232
2433
yardım eden başka bir şeyler oluyor.
05:41
They're called architectural standards.
122
341689
2026
Onların adı mimari standartlar.
05:43
They make us not fall down and go boom.
123
343739
2248
Düşmememizi ve patlamamamızı sağlıyorlar.
05:46
Doorknobs are all at the same height. Light switches are all at the same height.
124
346011
3947
Kapı kollarının tümü aynı boyda. Işık anahtarlarının hepsi aynı boyda.
05:49
Toilet bowls are always -- thank God -- at the same height,
125
349982
2810
Klozetlerin hepsi - şükür - aynı boyda
05:52
because no one ever misses the toilet bowl.
126
352816
2153
böylece kimse asla klozetleri ıskalamıyor.
05:54
But seriously,
127
354993
1723
Fakat cidden,
05:56
what would happen if we started to tweak those architectural standards
128
356740
3369
istediğimizi elde etmek için
bu mimari standartlarla uğraşmaya başlasak ne olurdu?
06:00
to get what we wanted?
129
360133
1309
06:01
It reminds me of the stairs I made for Pee-Wee Herman.
130
361466
3819
Pee-Wee Herman için yaptığım merdivenleri hatırlattı.
06:05
Pee-Wee Herman is a child,
131
365309
1630
Pee-Wee bir çocuk
06:06
and his entire world is created so that we perceive Pee-Wee as a child.
132
366963
4498
ve onun tüm dünyası biz Pee-Wee'yi bir çocuk olarak algılayalım diye yaratılmış.
06:12
The architecture and the furniture and everything come to life,
133
372246
3784
Mimari, mobilyalar ve var olan her şey
06:16
but nothing more important than those stairs.
134
376054
2754
fakat hiçbir şey o merdivenler kadar önemli değil.
06:18
Those stairs are 12 inches high,
135
378832
2287
O merdivenler 30 cm uzunlukta,
bu yüzden Pee-Wee merdivenlerde aşağı yukarı inip çıktığında
06:21
so when Pee-Wee clomps up and down those stairs,
136
381143
2725
06:23
he interacts with them like a kid.
137
383892
2183
onlarla bir çocuk gibi anlaşıyor.
06:26
You can't fake that kind of interaction,
138
386099
2220
O tür bir etkileşimi taklit edemezsiniz,
06:28
and that's the exact opposite of what we ask people in opera to do.
139
388343
4766
bu da bizim operada insanlardan istediğimizin tam tersi.
06:33
In opera, we shrink those stairs
140
393501
2220
Operada, ana karakterlerimiz kolayca
06:35
so that our main characters can glide up and down effortlessly
141
395745
4373
yukarı aşağı kayabilsinler diye onların seslerini hiç kesmeden
06:40
without ever breaking their voice.
142
400142
1912
merdivenleri daraltırız.
06:42
You could never put an opera singer in Pee-Wee's Playhouse,
143
402078
3144
Pee-Wee'nin Oyun Evine asla bir opera sanatçısı koyamazsın,
06:45
(Sings in Pee-Wee's voice) or they wouldn't be able to do their job.
144
405246
3217
(Pee-Wee'nin sesiyle söyler) veya işlerini yapamazlardı.
06:48
(Laughter)
145
408487
1003
(Kahkaha)
06:49
But you couldn't put Pee-Wee in an opera set.
146
409514
2103
Fakat, Pee-Wee'yi bir opera setine konamaz.
06:51
He couldn't climb up and down those stairs.
147
411641
2008
Merdivenlerden aşağı yukarı tırmanamaz.
06:53
There'd be no Pee-Wee.
148
413673
1155
O zaman Pee-Wee olmaz.
06:54
He'd be like James Bond slinking elegantly up and down the stairs.
149
414852
3127
James Bond'un merdivenlerden gizlice ve zarif yürümesi olur.
06:58
It wouldn't work.
150
418003
1157
Bu bir işe yaramaz.
06:59
(Laughter)
151
419184
1017
(Kahkaha)
07:00
Now think of your set, your home, what you exist in every single day.
152
420225
3362
Şimdi kendi setinizi düşünün, evinizi, günlük hayatta neden olduğunuzu.
07:03
If you're anything like me, the trash can is just too small
153
423611
2933
Eğer benim gibi bir şeyseniz, geceleri ısmarladıklarınızı
07:06
for the amount of takeout that you buy every night, right?
154
426568
2753
atmak için çöp tenekesi çok küçük değil mi?
07:09
And I find myself jamming like I'm kneading dough at a pizza place,
155
429345
3559
Ben de kendimi bir dükkanda pizza hamuru yoğuruyormuş gibi sıkışmış buluyorum,
07:12
I'm jamming it in because I don't understand.
156
432928
2640
içinde sıkışıyorum çünkü anlamıyorum.
07:15
Or, maybe the light switch in your foyer
157
435592
2713
Veya belki de girişteki ışık anahtarı
07:18
is just stashed behind too many precariously placed coats,
158
438329
3136
tehlikeli şekilde yerleştirilmiş birçok ceketin arkasında gizlenmiştir,
07:21
and so you don't even go for it.
159
441489
1836
bu yüzden de anahtarı aramamışsındır.
07:23
Therefore, day after day,
160
443349
2176
Böylece, günden güne, kendini karanlık bir uçurumdan
07:25
you wind up walking in and out of a chasm of darkness.
161
445549
2692
içeri dışarı yürürken buluyorsun.
07:28
(Laughter)
162
448265
1461
(Kahkaha)
07:29
It's true.
163
449750
1156
Bu doğru.
07:30
But what would happen if the space revealed something about yourself
164
450930
3366
Peki ya boşluk, kendin hakkında senin de bilmediğin
07:34
that you didn't even know?
165
454320
1413
bir şey ortaya çıkarsa ne olurdu?
07:36
Kanye never told me specifically that he wanted to be God.
166
456369
4240
Kanye bana özellikle Tanrı olmak istediğini söylemedi.
07:41
But --
167
461485
1151
Fakat --
07:42
(Laughter)
168
462660
1178
(Kahkaha)
07:43
when we started working together, we were sending images back and forth,
169
463862
4750
beraber çalışmaya başladığımızda resim gönderip duruyorduk,
07:48
and he sent me a picture of the aurora borealis
170
468636
2236
o da bana içinde ışıklar çarpışan
07:50
with lightning strikes through it.
171
470896
1651
aurora borealisin bir resmini attı.
07:52
And he sent me pictures from a mountaintop looking down
172
472571
2640
Dağın tepesinden
07:55
at a smoke-filled canyon,
173
475235
2109
sis dolu kanyona bakan ya da
07:57
or smoke underneath the surface of water --
174
477368
2458
su yüzeyinin altındaki dumanın resimlerini attı.
07:59
like, epic stuff.
175
479850
1296
Yani, efsanevi şeylerdi.
08:01
So the first set I designed for him was a huge light box
176
481170
3377
Böylece, ona ilk tasarladığım set kocaman albüm etiketinin olduğu
08:04
with the name of his record label.
177
484571
1671
kocaman bir ışık kutusu oldu.
08:06
He would stand triumphantly in front of it,
178
486266
2051
Onun önünde zafer kazanmışçasına durdu
08:08
and it would flash lights like a lightning bolt.
179
488341
2262
ve bir şimşek gibi ışıklar çaktı.
08:10
And it was epic, but, like, starter-kit epic.
180
490627
2122
Efsaneviydi, ama başlangıç kiti seviyesi.
08:12
We moved on to a large swath of sky with a tear down the middle,
181
492773
3048
Ortasında gözyaşı olan büyükçe bir gökyüzüne devam ettik
08:15
and through the tear, you could see deep parts of the cosmos.
182
495845
4122
ve gözyaşından, evrenin derin kısımlarını görebilirdiniz.
08:19
Getting closer.
183
499991
1471
Yakınlaştık.
08:21
We evolved to standing on top of an obelisk,
184
501486
3611
Bir dikilitaşın üstünde, bir dağın yamacında,
08:25
standing on top of a mountainside, standing on top of boxes.
185
505121
2859
kutuların üstünde durmak için geliştik.
08:28
You know, he was evolving as an artist through space,
186
508004
2503
O, bir sanatçı olarak boşluk sayesinde gelişiyordu
08:30
and it was my job to try and keep up.
187
510531
1843
ve benim işimse denemek ve sürdürmekti.
08:32
When we did Coachella,
188
512398
1755
Biz Coachella'dayken
08:34
there he was,
189
514177
1152
o da oradaydı,
08:35
standing in front of an 80-foot-wide by 40-foot-tall ancient artifact,
190
515353
4007
25 metre genişlikte 12 metre uzunlukta eski yapay bir şeyin önünde duruyorudu
08:39
literally handed down from God to man.
191
519384
2367
cidden Tanrı'nın insanlara bıraktığı bir şey.
08:42
He was evolving, and we were all witness to it.
192
522352
2762
Gelişiyordu ve hepimiz de buna şahittik.
08:45
And in his last show, which I didn't design but I witnessed,
193
525138
3194
Tasarlamadığım ama şahit olduğum son gösterisinde
08:48
he had self-actualized.
194
528357
1492
kendini gerçekleştirmişti.
08:49
He was literally standing on a floating plexiglass deck
195
529873
4330
Tam anlamıyla sevgi dolu hayranlarının üstünde dalgalanan
08:54
over his adoring fans,
196
534227
2033
plastik cam bir güvertenin üstündeydi.
08:56
who had no choice but to praise to Yeezus up above.
197
536284
5211
Yukarıdaki İsa'yı methetmekten başka şansı yoktu.
09:01
(Laughter)
198
541519
1014
(Kahkaha)
09:02
He had deified himself.
199
542557
1759
Kendini tanrılaştırmıştı.
09:04
You can't become Yeezus in your living room.
200
544340
2377
Oturma odanda oturarak İsa olamazsın.
09:06
The space told him who he was about himself,
201
546741
2694
Boşluk ona kendi hakkında şeyler söyledi
09:09
and then he delivered that to us.
202
549459
1800
o da bunu bize iletti.
09:11
When I was 20 years old,
203
551968
1636
20 yaşındayken
09:13
I was driving through a parking lot, and I saw a puddle.
204
553628
3359
bir park yerine doğru sürüyordum ve bir su birikintisi gördüm.
09:17
I thought, "I'm going to veer to the left. No -- I'm going through it."
205
557011
3458
"Sola sapacağım. Hayır -- içinden geçeceğim." diye düşündüm.
09:20
And I hit the puddle, and -- ffftt! -- all the water underneath my car,
206
560493
3461
Birikintiye girdim, ve -- ffftt! -- ve tüm su arabanın altındaydı
09:23
and instantly, I have an aha moment.
207
563978
1926
ve de aniden evet! anını yaşadım.
09:26
Light bulb goes off.
208
566463
1345
Ampul patladı.
09:28
Everything in the world needs to be designed.
209
568364
2227
Dünyadaki her şeyin tasarlanması gerek.
09:31
I mean, I'm sure I was thinking, "The drainage needs to be designed
210
571923
3208
Yani, "Bu park yerindeki kanalizasyonun tasarlanması gerekli" diye
09:35
in this parking lot."
211
575155
1161
düşündüğüme eminim.
09:36
But then I was like, "Everything in the world needs to be designed."
212
576340
3236
Fakat sonrasında "Dünyadaki her şeyin tasarlanması gerek." dedim.
09:39
And it's true: left to its own devices,
213
579600
1882
Doğru: her şeyi kendi hâline bırakan
09:41
Mother Nature isn't going to carve an interesting or necessarily helpful path
214
581506
4009
Doğa Ana senin için ilginç ve yararlı bir yol açmayacak.
09:45
for you.
215
585539
1284
09:47
I've spent my career reaching into people's minds
216
587569
3479
Kariyerimi, insanların zihinlerine girmekle ve herkesin
09:51
and creating worlds out here that we can all interact with.
217
591072
3935
etkileşeceği dünyalar yaratarak geçirdim.
09:56
And yeah, you might not get to do this with fancy collaborators,
218
596309
3090
Tamam, bunu havalı ortaklarla yapamazsın
09:59
but I think if you leave here, those three easy steps --
219
599423
3614
ama bence buradan gidersen o üç kolay adım --
10:03
therapy, who do I want to be, why do I do the things that I do;
220
603061
3966
terapi kim olmak istiyorum, yaptığım şeyleri neden yapıyorum,
10:07
design, create a plan and try and follow through with it,
221
607051
4253
tasarım bir plan yap, dene ve gerçekleştir
10:11
what can I do;
222
611328
1794
ne yapabilirim;
10:13
execute it --
223
613146
1273
bunu yap --
10:15
I think if you add that with a little color theory --
224
615061
2596
Bence, buna biraz da renk teorisini katarsan --
10:17
(Laughter)
225
617681
1006
(Kahkaha)
10:18
some cool design choices and a general disrespect for architectural standards,
226
618711
4451
bazı havalı tasarım seçenekler ve mimari standartlarla genel bir başkaldırı
10:23
you can go out
227
623186
1643
ve dışarı çıkabilirsin
10:24
and create the world that you want to live in,
228
624853
2954
ve yaşamak istediğim dünyayı yaratabilirsin,
10:27
and I am going to go home and buy a new trash can.
229
627831
2492
ben de eve gideceğim ve yeni bir çöp kutusu alacağım.
10:30
Thank you.
230
630760
1169
Teşekkürler.
10:31
(Applause)
231
631953
2661
(Alkış)
Bu web sitesi hakkında

Bu site size İngilizce öğrenmek için yararlı olan YouTube videolarını tanıtacaktır. Dünyanın dört bir yanından birinci sınıf öğretmenler tarafından verilen İngilizce derslerini göreceksiniz. Videoyu oradan oynatmak için her video sayfasında görüntülenen İngilizce altyazılara çift tıklayın. Altyazılar video oynatımı ile senkronize olarak kayar. Herhangi bir yorumunuz veya isteğiniz varsa, lütfen bu iletişim formunu kullanarak bizimle iletişime geçin.

https://forms.gle/WvT1wiN1qDtmnspy7