SpaceX's Supersized Starship Rocket and the Future of Galactic Exploration | Jennifer Heldmann | TED

Çeviri: Berra Metin Gözden geçirme: Cihan Ekmekçi

Well, thank you all so much for being here today,

Hepinize bugün burada olduğunuz için çok teşekkürler

because I am super excited to tell you

çünkü ben size uzayı

that we are about to explore space in a big way.

çok etkili bir şekilde keşfetmek üzere olduğumuzu söylemekten çok heycanlıyım.

And the future of space exploration is like nothing we’ve ever seen before,

Ve uzay araştırmalarının geleceği daha önce gördüğümüz hiçbir şeye benzemiyor

and the future is one we can hardly even imagine.

Ve geleceği hayal bile edemeyiz.

Well, why is that?

Peki neden böyle?

We’ve been exploring space since the 1950s,

Uzayı 1950′lerden beri keşfediyoruz,

so what’s different now?

şimdi değişik olan nedir?

Well, for the first time ever,

İlk defa

we are going to be using supersized spacecraft

güneş sistemine yolculuğumuz için büyük boy uzay araçları kullanıyor olacağız.

for our journey into the solar system.

This is the Starship vehicle

Bu SpaceX firması tarafından

that’s being developed by the company SpaceX.

geliştirilmekte olan Starship aracı.

This vehicle will be able to launch more mass --

Bu araç, daha fazla kütleyi - veya yükü - fırlatabilecek

or payload --

have more power

daha fazla güce sahip olacak

and be able to launch over and over and over again,

ve şimdiye kadar tasarlanmış veya inşa edilmiş

more than any spacecraft ever designed or built, ever.

herhangi bir uzay aracından daha fazla tekrar tekrar fırlatabilecek.

So the Starship and its Super Heavy booster

Yani Starship ve Hız Kazandırcı Roketleri

are a fully reusable transportation system.

tamamen yeniden kullanılabilir bir ulaşım sistemi.

So that means that you don’t have to build a new vehicle

Bu, her uçmak istediğinizde

every time you want to fly.

yeni bir araç inşa etmeniz gerekmediği anlamına gelir.

And so what that does is that reduces the cost of each flight

Ve bunun yaptığı şey her bir uçuşun maliyetini düşürmek

and it lets you have more flights.

ve daha fazla uçuş yapmanızı sağlamak.

Now historically, rockets have been used once, and then that’s it.

Tarihsel olarak, roketler bir kere kullanılırdı ve o kadar.

But if you think about it,

Ama düşündüğünüzde,

would you ever build an airplane,

hiç bir uçak yapıp, bir kere uçurup

fly it once

and then throw it away?

atar mıydınız?

Like, no, that’s ridiculous,

Hayır, bu gülünç

because the cost of each flight would be way too high,

çünkü her uçuşun maliyeti çok yüksek olurdu

and you wouldn’t have very many flights, right?

ve böylece çok uçuşunuz olmazdı, değil mi?

So let’s put this in perspective a little bit.

Şimdi bunu biraz perspektife koyalım.

So think about the last rover that we just sent to Mars.

Mars’a son gönderdiğimiz keşif aracını düşünün.

It is an amazing mission;

İnanılmaz bir görev;

it’s still on Mars collecting great data.

hâlâ Mars’ta veri topluyor.

So the launch cost for that mission was 243 million dollars.

Bu görev için fırlatma maliyeti 243 milyon dolardı.

So that works out to be about 100,000 dollars per pound

Yani, o keşif aracını Mars’a fırlatmak

to launch that rover to Mars.

pound başına yaklaşık 100 bin dolar.

And that’s where we are today.

Ve bugün geldiğimiz nokta bu.

So SpaceX is aiming to have a launch cost for Starship

SpaceX, Starship için

on the order of a couple million dollars.

birkaç milyon dolarlık bir fırlatma maliyetine sahip olmayı hedefliyor.

And so that means that you could launch that same Mars rover

Bunun anlamı, aynı Mars keşif aracını

for about 900 dollars per pound.

pound başına 900 dolara fırlatabileceğinizdir.

So that’s 100,000 dollars versus 900 dollars.

Bu 100.000 dolara karşı 900 dolar demek.

That’s a huge difference.

Bu da muazzam bir fark.

And actually, it's probably cheaper than that

Ve aslında, muhtemelen bundan daha ucuz

because you could fit like 100 of those Mars rovers inside one Starship

çünkü bir Starship’e Mars keşif araçlarından 100 tane sığdırabilirsiniz

because it’s just that big.

çünkü o kadar büyük.

It’s really incredible.

Bu gerçekten inanılmaz.

And it’s not just SpaceX.

Bunu sadece SpaceX yapmıyor.

There are multiple commercial companies building new rockets now

Artık tüm farklı amaçlar için farklı boyutlarda

of all different sizes,

yeni roketler inşa eden çok sayıda ticari şirket var.

for all different purposes.

And this is great because this is really helping to open up space to more people.

Ve bu harika çünkü bu gerçekten daha fazla insana yer açmaya yardımcı oluyor.

So here’s an image of some of the current rockets

İşte NASA’nın güçlü Satürn V roketine kıyasla

compared to NASA’s mighty Saturn V rocket.

mevcut roketlerden bazılarının bir görüntüsü.

So the Saturn V is the rocket that launched astronauts to the Moon

Saturn V, 60′larda ve 70′lerde Ay’a astronotları fırlatan roket.

in the ’60s and ’70s.

The last Saturn V launched in 1973.

Son Saturn V 1973′te fırlatıldı.

And full disclosure,

Ve işte tam bir ifşa,

I was not even born yet,

ben daha doğmamıştım bile,

so I think this is incredibly unfair

bu yüzden bence bu çok insafsız

because there has never been a rocket more powerful since.

çünkü o zamandan beri daha güçlü bir roket hiç olmadı.

So I just have to emphasize

Yani şunu vurgulamam gerekir ki

that the changes we’re talking about today,

bugün konuştuğumuz değişiklikler

these are not incremental, small advances in rocketry and spacecraft.

bunlar füze biliminde ve uzay araçlarında kademeli veya küçük gelişmeler değiller.

These are truly transformational technologies

Bunlar, bize tamamen yeni fırsatlar veren ve uzay keşiflerinin

that are giving us completely new capabilities

and changing the paradigm for space exploration.

paradigmasını değiştiren gerçekten dönüşümsel teknolojiler.

And what’s really going to happen

Ve gerçekten olacak olan şey, bugün bulunduğumuz yerden hareket edeceğimiz,

is we’re going to move from where we are today,

which is usually, you know,

ki bu genellikle

more specialized, one-off, boutique-style missions

daha özelleştirilmiş, tek kalkışlık, butik tarzı misyonlar

into more mass-produced, large-scale operations in space.

ve uzayda daha seri üretim, daha büyük ölçekli operasyonlara geçeceğimiz.

And the reason is because we are being largely freed

Ve bunun nedeni büyük ölçüde

of these traditional, very severe mass and cost restraints

yıllardır havacılık endistürisinde altında çalıştığımız

that we’ve been working under in the aerospace industry for decades.

geleneksel, çok şiddetli kütle ve maliyet kısıtlamalarından kurtuluyor olmamız.

Now there is one vehicle that’s really forced us

Bizi uzay araştırmaları ve uzay mimarileriyle ilgili

to change the conversation regarding space exploration

konuşmayı değiştirmeye gerçekten zorlayan bir araç var

and space architectures,

and that is the Starship.

ve o da Starship.

That entire system is designed

Bütün sistem

to be even more powerful than the Saturn V.

Saturn V’den bile daha güçlü olacak şekilde dizayn edildi.

And the Starship vehicle itself

Ve Starship aracının kendisi

will be able to launch over 100 metric tons of payload

100 metrik ton yükü

to Earth orbit,

Dünya’nın yörüngesine

to the surface of the Moon,

Ay’ın yüzeyine

to the surface of Mars

Mars’ın yüzeyine

and even beyond.

ve daha ilerisine fırlatabilecek.

Like, 100 metric tons of payload.

100 metrik ton yük.

Like, that’s crazy.

Bu çılgınca.

That is a crazy number

Bu bir süre önce tartışamayacağımız çılgınca bir sayı

that we would never have been discussing a while ago

because in spaceflight,

çünkü uzay uçuşlarında

we are always trying to reduce mass, right?

daima kütleyi azaltmaya çalışıyoruz, değil mi?

Miniaturize your components,

Bileşenlerinizi minyatürleştirin,

have your instruments be as lightweight as possible

aletleriniz olabildiğince hafif olsun,

because of the mass and cost constraints.

kütle ve maliyet kısıtlamalarından dolayı.

And so now we actually have the opposite problem

Ve şimdi aslında çözmemiz gereken tam tersi bir problemimiz var,

where we have to figure out, like --

how are we going to fill 100 metric tons of payload?

100 metrik ton yükü nasıl dolduracağız?

Like, seriously, like, what are we going to fly?

Gerçekten, neyi uçuracağız?

So this is a great place to be,

Burası olmak için harika bir yer

and it’s a great problem to have.

ve bu da sahip olunacak harika bir problem.

How can you actually fly such a ridiculous amount of payload into the solar system?

Güneş sistemine bu kadar absürt bir yükü nasıl uçurabilirsiniz?

Well, Starship will conveniently refill its propellant tanks in space

Starship uzaydaki yakıt tanklarını metan ve oksijenle uygun bir şekilde dolduracak.

with methane and oxygen.

So the way that this works is you launch your first Starship, right?

Bunun çalışma şekli, ilk Starship’i fırlatmanızdır.

Güneş sisteminin herhangi bir yerine göndermek istediğiniz yükünüz var.

You’ve got your payload you want to send wherever into the solar system.

You launch that into orbit.

O yükü yörüngeye fırlatırsınız.

Then you launch another Starship,

Daha sonra bir başka Starship fırlatırsınız

and we’ll just call it a tanker because it’s basically just another Starship,

ve biz ona sadece tanker diyeceğiz çünkü temelde sadece başka bir Starship

but it’s full of propellant.

ama itici gazla dolu.

And then those two vehicles meet

Ve sonra bu iki araç buluşuyor

and they dock in Earth orbit.

ve Dünya’nın yörüngesine kenetleniyorlar.

And the tanker refills the propellant tanks of your starship.

Ve tanker Starship’inizin itici tanklarını yeniden dolduruyor.

So essentially what you’re doing

Yani esasen yaptığınız şey,

is you’re refilling your gas tanks before you go out on a big, long trip.

Büyük, uzun bir yolculuğa çıkmadan önce gaz depolarınızı yeniden doldurmak.

And that’s how you can send so much payload capacity

Güneş sistemine bu kadar yük kapasitesini bu şekilde gönderebilirsiniz.

out into the solar system.

Now this is so important

Bu çok önemli

because Earth is such a large gravity well.

çünkü Dünya çok geniş bir yerçekimi kuyusudur.

Sadece Dünya yüzeyinden fırlatmak için çok fazla enerji

It just takes so much energy,

and hence, so much fuel,

ve dolayısıyla çok fazla yakıt gerekir.

just to launch off the surface of the Earth.

So by refilling the tanks in space,

Bu yüzden depoları uzayda yeniden doldurarak,

we’re essentially resetting the rocket equation in orbit,

esasen yörüngedeki roket denklemini sıfırlıyoruz,

and then we can send these payloads out to wherever they need to go.

ve sonra yükleri nereye gitmeleri gerekiyorsa oraya gönderebiliyoruz.

So this is fantastic.

Bu harika.

Like, we have this new capability

Bu yeni kabiliyete sahibiz

and this is how it works,

ve bu şekilde çalışıyor

but now I’d like to go to the really exciting part:

ama şimdi asıl heyecanlı kısma gelmek istiyorum:

What are we going to do with this capability?

Bu kabiliyetle ne yapacağız?

So consider this.

Şunu göz önünde bulundurun.

Scientists, myself included,

Bilim insanları, ben de dahil

have long been interested in the possibility of life on Europa.

uzun zamandır Europa’daki yaşam olasılığı ile ilgileniyorlar.

Europa has a subsurface --

Europa’nın tuzlu, sıvı su okyanusu bulunduran bir yeraltı yüzeyi var

salty, liquid-water ocean --

and we wonder if life might be able to exist there.

ve acaba orada hayat var olabilir mi diye merak ediyoruz.

So given our current exploration strategies --

Mevcut keşif stratejilerimiz göz önüne alındığında,

there is a mission in development right now to study Europa,

şu anda Europa’yı incelemek için geliştirilmekte olan bir misyon var,

it’ll actually orbit Jupiter

aslında Jüpiter’in yörüngesinde olacak

and it’ll do flybys of Europa

ve Europa’ya uçuşlar yapacak

and remotely measure the Moon and its ocean.

ve uzaktan Europa’yı ve okyanusu ölçecek.

But how about this?

Peki buna ne dersiniz?

So I envision a future where to study Europa’s ocean,

Europa’nın okyanusunu inceleyeceğimiz bir gelecek hayal ediyorum

we send submarines down into the ocean itself.

ve okyanusun içine denizaltılar gönderiyoruz.

And we study the ocean from within the ocean,

Ve okyanusu okyanusun içinden inceliyoruz

and we directly search for signs of life.

ve doğrudan yaşam belirtileri arıyoruz.

And while we’re at it,

Biz bunu yaparken,

we should also send submersibles to Enceladus.

Encladus’a da denizaltılar göndermeliyiz.

Enceladus is a moon of Saturn.

Encladus Satürn’ün bir uydusu.

It’s amazing.

O harika.

Onun da tuzlu, sıvı su okyanusu bulunduran bir yeraltı yüzeyi var

It also has a subsurface --

salty, liquid-water ocean --

because we see

çünkü kelimenin tam anlamıyla güney kutup bölgesinden çıkan

literally geysers of water ice coming out of its south polar region.

su buzu gayzerlerini görüyoruz.

And it’s not just Europa and Enceladus.

Ve bunlar sadece Europa ve Enceladus’ta yok.

The outer solar system is full of ocean worlds.

Dış Güneş sistemi okyanus dünyalarıyla dolu.

And if we have learned one thing about studying life on Earth --

Ve eğer dünyadaki yaşamı incelemek hakkında bir şey öğrendiysek --

which, by the way, also an ocean world --

bu arada, bu da aynı zamanda bir okyanus dünyası --

it’s that all life requires liquid water to survive.

o da tüm yaşamın hayatta kalmak için sıvı su gerektirmesidir.

So we wonder:

Bu yüzden merak ediyoruz:

Could there be life in these other oceans as well?

Diğer okyanuslarda da yaşam olabilir mi?

There’s other possibilities, too.

Başka olasılıklar da var.

Let’s consider astronomy and astrophysics.

Astronomi ve astrofiziği ele alalım.

This is a beautiful image from the Hubble Space Telescope

Bu, Orion takımyıldızındaki Hubble Uzay Teleskobu’ndan güzel bir görüntü.

in the constellation of Orion.

It is a nebula:

Bu bir Nebula:

a star-forming region where new stars are being born.

yeni yıldızların doğduğu yıldız oluşturan bir bölge.

And in order to understand these processes in the universe,

Ve evrendeki bu süreçleri anlamak için

we need large telescopes in space to send us back this type of data.

uzayda bu tür verileri bize geri gönderecek

büyük teleskoplara ihtiyacımız var.

Now you could fit a telescope three times the diameter of Hubble in a Starship.

Hubble’ın çapının üç katı bir teleskopu bir Starship’e sığdırabilirsiniz.

You could actually fit several of those very large telescopes in a Starship.

Aslında o büyük teleskoplardan birkaçını bir Starship’e sığdırabilirsiniz.

And that’s important because telescopes --

Ve bu önemli çünkü -- boyut önemli, değil mi?

size matters, right?

The telescope is like a light-collecting bucket,

Teleskop ışık toplayan bir kova gibidir,

and you want to collect as many photons as you possibly can

soluk olan nesneleri ve

to see objects that are faint

uzaktaki nesneleri görmek için

and to see objects that are far away.

mümkün olduğunca çok foton toplamak istersiniz.

Because the telescope --

Çünkü teleskop,

a telescope is a time machine.

teleskop bir zaman makinesidir.

The further away an object is,

Bir nesne ne kadar uzaksa

the older it is,

o kadar yaşlıdır,

because it takes a finite amount of time

çünkü o ışığın o nesneden göz kürenize geçmesi sınırlı bir zaman alır, değil mi?

for that light to travel from that object to your eyeball, right?

That's why it's called the speed of light.

Ona bu yüzden ışık hızı denir.

So with these larger telescopes,

Yani bu daha büyük teleskoplarla,

we can address these science questions,

Ötegezegenleri, yıldızların etrafındaki gezegenleri aramak,

like searching for exoplanets,

planets around other stars

and understanding the formation of stars

yıldızların ve gezegen sistemlerinin oluşumunu anlamak,

and planetary systems ...

and looking back to the cosmic dawn --

kozmik şafağa -- zamanın gerçek başlangıcına -- bakmak

the literal beginning of time --

and fundamentally understanding our own place in the universe.

ve temel olarak evrendeki kendi yerimizi anlamak gibi bilim sorularını sorabiliriz.

But it's not just the size of the telescopes.

Ama sadece teleskopların boyutu ile alakalı değil.

We can also reduce the cost.

Aynı zamanda maliyeti de düşürebiliriz.

So the James Webb Space Telescope --

James Webb Uzay Teleskopu --

JWST --

JWUT --

fantastic instrument,

inanılmaz bir alet,

amazing.

harika.

The telescope is relatively large,

Teleskop nispeten büyük,

so it didn't fit on any existing launch vehicles.

bu yüzden mevcut olan hiçbir fırlatma aracına uymadı.

So it had to be folded up,

Bu yüzden rokete sığması için bir origami gibi katlanması gerekiyordu.

like a piece of origami,

to fit on the rocket.

So if we have larger vehicles that can launch larger telescopes,

Yani daha büyük teleskoplar fırlatabilecek

daha büyük araçlarımız varsa,

we can just launch them already fully assembled, right?

onları tamamen monte edilmiş halde fırlatabiliriz, değil mi?

No deployment in space necessary.

Uzayda dağıtım gerekmez.

So the science that can be enabled is amazing,

Bir şeyin gerçekleşmesini sağlayan bilim müthiş,

but it's about more than the science.

ancak bu bilimden daha fazlası.

It’s also about the exploration.

Bu aynı zamanda keşifle de ilgili.

Because for the first time in the history of our entire planet --

Çünkü gezegenimizin tüm tarihinde ilk defa --

and that’s about a little over four and a half billion years

ki bu yaklaşık dört buçuk milyar yıldan biraz fazla

for anybody that’s keeping track --

takip edenler için --

we are on the cusp of having both the scientific and technical capability

insanları kendi gezegenimizden bir gelecek inşa etmeye göndermek için

to send humans to build a future off of our home planet.

hem bilimsel hem de teknik yeteneğe sahip olmanın zirvesindeyiz.

And here's how we're going to do it on Mars.

İşte bunu Mars’ta nasıl yapacağımız.

So first we need to send uncrewed starships to Mars.

Öncelikle mürettebatsız starship’leri Mars’a göndermeliyiz.

I mean, we have to prove that we can safely land those vehicles

İnsanları onlarla göndermeden önce

before we can send humans on them.

o araçları güvenli bir şekilde indirebileceğimizi kanıtlamalıyız.

But we will use that amazing payload capacity of the Starships

Ancak, Mars’ta sürekli bir insan varlığını sağlamak için

to send elements that we need

ihtiyacımız olan unsurları göndermek için

in order to enable a sustained human presence on Mars.

Starship’lerin bu inanılmaz yük kapasitesini kullanacağız.

And we’re going to start with what we call ISRU:

Ve ISRU dediğimiz şeyle başlayacağız:

In-Situ Resource Utilization.

Yerinde Kaynak Kullanımı.

That basically means living off the land.

Bu temelde kara dışında yaşamak demektir.

Because if we want to have a self-sustaining presence on Mars,

Çünkü Mars’ta kendi kendini idame ettiren bir varlığımız olsun istiyorsak

we cannot be Earth-reliant, right?

Dünya’ya bağımlı olamayız, değil mi?

We cannot ferry everything we need from Earth to Mars all the time.

Dünya’dan Mars’a her zaman ihtiyacımız olan her şeyi taşıyamayız.

You know, living off of local resources --

Yerel kaynaklarla yaşamak --

it’s been critical to human survival since the beginning of our entire species.

tüm türümüzün başlangıcından beri insanın hayatta kalması için kritik öneme sahip.

Atalarımız binlerce yıldır, araçlar inşa etmek, yiyecek yetiştirmek

Our ancestors for millennia have been learning how to use local resources

to do things like, you know, build tools

ve enerji üretmek gibi şeyleri yapmak için

and grow food

yerel kaynakları nasıl kullanacaklarını öğreniyorlar.

and generate energy.

So, I mean, we’re lucky.

Demek istediğim, biz şanslıyız.

We live on a pretty cushy planet right now.

Şu anda oldukça rahat bir gezegende yaşıyoruz.

That’s why we’re all here today:

Bu yüzden bugün hepimiz buradayız:

we have everything that we need.

İhtiyacımız olan her şeye sahibiz.

But Mars is different.

Ama Mars farklı.

And Mars is unforgiving.

Ve Mars affedici değil.

And if you run out of food

Yiyecek, yakıt veya oksijeniniz biterse işiniz biter.

or fuel

or oxygen,

you’re done.

So we have to be very smart about how we do ISRU on Mars.

Bu yüzden Mars’ta Isru’yu nasıl yaptığımız konusunda çok akıllı olmalıyız.

And the way we’re going to start is by using water ice as a resource.

Ve başlayacağımız yol, kaynak olarak su buzunu kullanmak.

We know Mars has lots of water ice.

Mars’ta bol miktarda su buzu olduğunu biliyoruz.

There’s ground ice,

Yer buzu var,

there’s rock-covered glaciers,

kayalarla kaplı buzullar var,

there’s ice for us to use.

kullanmamız için buz var.

Now, traditionally, when people talk about sending humans to Mars,

Geleneksel olarak, insanlar, insanları Mars’a göndermekle ilgili konuştuğunda

we talk about sending like a few people

birkaç kişi göndermekten bahsediyoruz

and maybe a little rover so they can drive around

ve belki biraz keşif aracı böylece etrafta dolaşabilirler ve keşfedebilirler.

and explore a little bit.

But Starship is so transformational

Ama Starship o kadar dönüştürücü ki,

that now we can talk about sending the heavy-duty construction machinery

Artık Mars’ta geniş çaplı bir varlık için ihtiyaç duyduğumuz

to build the infrastructure that we need for a large-scale presence on Mars.

altyapıyı inşa etmek için ağır iş makinelerini göndermekten bahsedebiliriz.

So I’m talking like dump trucks and backhoes and large drill rigs --

Damperli kamyonlardan, kazıcılardan ve büyük sondaj kulelerinden bahsediyorum. --

all the things we’re going to need for ISRU and beyond.

ISRU ve ötesi için ihtiyacımız olan her şey.

(Laughter)

(Kahkaha)

And another thing that we need to do before the humans arrive

Ve insanlar gelmeden önce yapmamız gereken bir şey daha

is serach for Indigenous Martian life.

yerli Marslı yaşamını aramak.

So this is a top-priority science question.

Bu en öncelikli bilim sorusu.

Is there life on Mars?

Mars’ta yaşam var mı?

But we also have to do due diligence

Ama aynı zamanda iniş alanının insanların gelip yaşaması ve çalışması için

to make sure that that landing site is safe

for the humans to come and live and work.

güvenli olduğundan emin olmak için gereken özeni göstermeliyiz.

So once we get all that robotic precursor work done,

Yani tüm bu robotik öncü işi hallettiğimizde

then the humans can arrive.

insanlar gelebilir.

And this is when we start building up a base

Bu bir üs kurmaya ve

and moving towards a civilization on Mars.

Mars’ta bir medeniyete doğru ilerlemeye başladığımız zaman.

Now just imagine that for a moment, right?

Şimdi bir an için bunu hayal edin.

At this point, there will actually be Martians,

Bu noktada, aslında Marslılar olacak

except they will be people like you and me.

ama onlar sizin ve benim gibi insanlar olacaklar.

And it’s about more than just Mars,

Ve bu Mars’tan çok daha fazlası

because as we develop this capability to send humans into the solar system,

çünkü insanları güneş sistemine göndermek için bu kabiliyeti geliştirdikçe,

we can truly begin to address questions such as:

Şu gibi soruları gerçekten ele almaya başlayabiliriz:

Are we alone in the universe,

Evrende yalnız mıyız?

and can humans thrive off-planet?

Ve insanlar gezegen dışında gelişebilirler mi?

So the opportunities that are afforded us by these supersized spacecraft

Bu nedenle, bu büyük boyutlu uzay aracının bize sağladığı fırsatlar

are truly unprecedented,

gerçekten eşi görülmemiş

and they’re like nothing that we’ve ever had before.

ve daha önce sahip olduğumuz hiçbir şeye benzemiyorlar.

And they’re completely changing the paradigm for space exploration.

Ve uzay araştırmaları için paradigmayı tamamen değiştiriyorlar.

It has taken the entire history of our planet

Şu anda bu noktaya ulaşmak gezegenimizin tüm tarihini aldı.

to reach this point right now.

So I think it’s an amazing time to be alive,

Bu yüzden hayatta olmak için harika bir zaman olduğunu düşünüyorum,

because what we do next will forever change the course of human history.

çünkü bundan sonra yapacağımız şey

insanlık tarihinin gidişatını sonsuza dek değiştirecek.

So now is the time to seize the opportunity

şimdi fırsatı değerlendirmenin

and expand humanity throughout the cosmos.

ve insanlığı tüm kozmosa yaymanın tam zamanı.

Thank you.

Teşekkürler.

(Applause)

(Alkış)