Life Is Hard. Art Helps | Liana Finck | TED

Çeviri: Selin Tüfekçi Gözden geçirme: Nurgül Burcu CEM

The ways of the world often baffle me.

Dünyanın işleyiş biçimi çoğu zaman beni şaşırtıyor.

I sometimes wonder if I missed the memo about the most basic things.

Bazen en basit şeylerle ilgili durumları gözden kaçırıyor muyum diye düşünüyorum.

What are you supposed to make for dinner?

Yemeğe ne yapacaksınız?

What do you talk about in an elevator?

Asansörde ne hakkında konuşuyorsunuz?

Why do people cut in line?

Neden insanlar kuyrukta başkalarının önüne geçiyor?

How do you leave a dinner party without being rude?

Kabalık yapmadan bir partiden nasıl ayrılırsınız?

Or do you leave it all?

Veya ayrılır mısınız?

["Why are you still here?"]

[“Neden hala buradasınız?“]

(Laughter)

(Gülüşmeler)

My tendency to see the world like I'm from outer space

Dünyayı uzay boşluğundan gelmişim gibi görme isteğim

was a bit of a liability when I was a kid.

küçükken bir mesuliyetti.

True story.

Gerçek hikaye.

["What's a noogie?"]

[“Noogie ne demek?“]

(Laughter)

(Gülüşmeler)

But it's been helpful in my career.

Fakat kariyerim için yardımı oldu.

I'm a cartoonist.

Ben bir karikatüristim.

When I first started making cartoons for The New Yorker about a decade ago,

On yıl kadar önce The New Yorker için karikatür çizmeye ilk başladığım zaman,

I kept my ideas light and quirky.

düşüncelerimi parlak ve alışılmadık tuttum.

And please shout out if you don't get any of them,

Ve eğer hiçbirini anlamazsanız seslenin,

I'll explain.

açıklayacağım.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

[“Senkronize yüzme takımı çıkar”]

["The synchronized swim team quits"]

I didn't draw anything too personal.

Fazla özel bir şey çizmedim.

["Unicorns do exist!"]

[“Tek boynuzlu atlar gerçektir!“]

I mean, personal for someone.

Yani, birisi için özel.

I figured I was too specific,

Fazla spesifik olduğumu fark ettim,

too hard to relate to and read, possibly, too female.

ilişki kurmak ve okumak için çok zor, fazla kadınsı.

It took a breakup.

Bir ayrılık gerektirdi.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

["I know there would be a time

[“Ayaklarımı mahvetmeden

I could wear them without destroying my feet."]

bunları giyebileceğim bir zaman olacağını biliyordum.“]

(Laughter)

(Gülüşmeler)

It took a breakup to get me to start drawing more autobiographically.

Daha otobiyografik şekilde çizmeye başlamam bir ayrılık gerektirdi.

The pain I was feeling, although objectively pretty run of the mill,

Hissettiğim acı, objektif olarak oldukça sıradan olsa da,

was impossible to ignore.

görmezden gelinmesi imkansızdı.

[Tunnel of love]

[Aşk tüneli]

I knew that drying was my strongest problem-solving tool.

Çizimin benim en güçlü sorun çözme aracım olduğunu biliyordum.

So I decided to diagram what I was going through.

Ve geçtiğim sürecin bir taslağını çizmeye karar verdim.

[Tunnel of love. Just kidding. Wall of death.]

[Aşk tüneli. Şaka yapıyorum. Ölüm duvarı.]

(Laughter)

(Gülüşmeler)

By making these drawings, I could see how my ex and I had hurt each other.

Çizimleri yaparken eski sevgilimle nasıl birbirimizi kırdığımızı görebiliyordum.

And move on.

Ve devam edelim.

Onto other breakups.

Diğer ayrılıklara.

["Again?" Pit of despair]

[“Tekrar mı?” Çaresizlik çukuru]

(Laughter)

(Gülüşmeler)

Drawing from my own life was a revelation to me,

Kendi hayatımdan çizimler yapmak benim için bir keşifti,

not only because it helped me understand myself better,

sadece kendimi daha iyi anlamamda yardım ettiği için değil,

but because it made me see for the first time

aynı zamanda ilk kez o insanların kendilerini benimle bağdaştırabileceğini

that people could relate to me.

görmemi sağladığı için.

Now that I had this amazing tool,

Artık bu harika araca sahip olduğuma göre,

there were so many problems I wanted to solve with it.

onu kullanarak çözmek istediğim bir sürü problem vardı.

The problem of scheduling.

Planlama problemi.

[Work | Family / Friends]

[İş | Aile / Arkadaşlar]

The problem of too many things happening all at the same time.

Birçok şeyin problemi aynı anda ortaya çıkıyor.

[ "I'm having a birthday party! "I'm visiting New York!"]

[“Doğum günü partim var! “New York’a gidiyorum!“]

The problem, relatedly, of time.

Bununla bağlantılı olarak, zaman sorunu.

[Childhood / now]

[Çocukluk / Şimdi]

And finally, dating again.

Ve sonunda, tekrar flörtleşme.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

There's an endless amount to say about dating.

Flört etmek hakkında söylenecek sonsuz sayıda şey var.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

There are, of course, problems

Tabii ki sadece bir tane çizimde

that can't be summed up in a single drawing.

özetlenemeyecek olan problemler de var.

For these problems, you need many drawings.

Bu problemler için çok fazla çizime ihtiyacınız var.

One more complex problem I have is with God.

Benim sahip olduğum bir diğer sorun ise tanrıyla.

I'm Jewish, so I'm talking about the God of the Old Testament.

Ben Yahudiyim, yani Eski Ahit’in Tanrısı’yla ilgili konuşuyorum.

My problem with God isn't actually a big problem.

Tanrıyla olan problemim aslında çok büyük değil.

It's just, I don't know, it's stayed with me.

Sadece, bilmiyorum, bende kaldı.

My problem with God is that he's too confident.

Tanrıyla olan problemim onun çok özgüvenli olması.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

For me, creation is an act of solving problems,

Benim için, yaratmak bir problem çözme,

of figuring things out.

bir şeyleri çözme davranışıdır.

God already seems to have everything figured out.

Tanrı her şeyi çözmüş gibi görünüyor.

He strikes me as more of a king than a creator.

Bana bir yaratıcıdan daha çok kral gibi geliyor.

And I'm not sure you can be both.

Ve ikisi birden olabileceğinizden emin değilim.

As an experiment,

Deney olarak,

I decided to remake the Book of Genesis as a graphic novel.

Yaratılış Kitabı’nı bir çizgi roman şeklinde yeniden yapmaya karar verdim.

My version of God is not confident.

Benim versiyonum olan tanrı özgüvenli değil.

And maybe not coincidentally,

Ve belki tesadüfen değil ama,

she's a woman.

o bir kadın.

It surprised me how few changes I needed to make to the original text,

Seyrek, eski ve yorumlamaya oldukça açık olan orijinal metin için

which is sparse and ancient and lends itself well to interpretation.

bu kadar az değişiklik yapmam gerekmesi beni şaşırttı.

For example,

Mesela,

the Bible opens in this mysterious, moody way

İncil, amaçsızca karanlık ve gizemli boşluk karşısında süzülen tanrıyla,

with God floating aimlessly on the face of a dark, mysterious void.

o gizemli, karamsar tarzla başlıyor.

In my version, I have her floating this way

Benim versiyonumda, o böyle süzülüyor

because she's feeling despondent about her limitations as an artist.

çünkü bir sanatçı olarak kısıtlamaları hakkında umutsuz hissediyor.

She's made this messy, wet, mixed up dark first drafts of the world,

O, bu dünyanın ilk dağınık, ıslak, karışık taslaklarını yaptı,

and she just doesn't know where to go from here.

ve buradan nereye gideceğini bilmiyor.

My version of God doesn't know exactly what she's doing,

Benim tanrım ne yaptığını tam olarak bilmiyor,

but she draws a horizon line, and things start to fall into place.

fakat bir ufuk çizgisi çiziyor, ve durum anlam kazanmaya başlıyor.

She banishes Adam and Eve from the Garden of Eden,

Adem ve Havva’yı Cennet Bahçesi’nden kovuyor,

not because they disobeyed her,

fakat ona itaat etmedikleri için değil,

but because, by eating the apple and becoming wise,

elmayı yiyip akıllandıkları için

she feels they have outgrown the world she created for them,

onlar için yarattığı dünyayı geçtiklerini hissediyor,

and she needs to let them go.

ve onların gitmesine izin vermesi gerekiyor.

She scatters the builders of the Tower of Babel,

Babil’in Kulesi’ni inşa edenleri dağıtıyor,

not because she's threatened by their power,

fakat onların gücü tarafından tehdit edildiği için değil,

but because, like any introvert,

içe dönük her insan gibi,

she needs her privacy.

mahremiyete ihtiyacı olduğu için.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

When she destroys the world in the story of Noah,

Nuh’un hikayesinde dünyayı yok ettiğinde,

it's not because she's incensed with mankind,

bunun sebebi insanlığa değil,

but because she's incensed with herself.

kendisine kızmasıdır.

She knows she could have done a better job when she made us.

Bizi yarattığında daha iyisini yapabilecek olduğunu biliyor.

My adaptation of the Book of Genesis

Yaratılış Kitabı uyarlamam

is a creation story full of false starts and absurdities.

yanlış başlangıçlarla ve saçmalıklarla dolu olan bir yaratılış hikayesi.

But it's a creation story all the same.

Ama bu yine de bir yaratılış hikayesi.

One in which a self-conscious woman,

Bilinçli bir kadının,

even though she worries and makes mistakes,

kaygı duysa ve hatalar yapsa bile,

is nonetheless a successful, committed artist.

yine de başarılı, kendini adamış bir sanatçı olduğu hikaye.

When I finished my book,

Kitabımı bitirdiğimde,

I did feel a new connection to the God of the Torah

Tevrat’ın tanrısıyla yeni bir bağ

and a new sense of belonging to my religion.

ve dinime karşı yeni bir aitlik duygusu hissettim.

I also felt a new sense of belonging,

Ayrıca yeni bir aitlik duygusu daha hissettim,

period.

zamana.

It's lonely being someone who has no idea how to act normal.

Nasıl normal davranacağı hakkında hiçbir fikri olmayan biri olmak garip.

But it's profoundly less lonely being that person

Ancak aynı şekilde tuhaf, bilinçli bir tanrı tarafından

in a world created for her

onun için yaratılan bir dünyada

by an equally awkward, self-conscious God.

o kişi olmak çok daha az garip.

These days,

Bu günlerde,

when I worry that I won't know what to make for dinner,

ne yemek yapacağımı bilmediğim için keyfim kaçtığında,

I remind myself that God wouldn't know either.

kendime tanrının da bilmeyeceğini hatırlatıyorum.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

This picture is giving me anxiety.

Bu resim bana endişe veriyor.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

It's like, literally, I drew it from life.

Bu tam anlamıyla onu hayattan örnek alarak çizmişim gibi.

(Laughter)

(Gülüşmeler)

This gives me the confidence

Bu bana bilgisizliğimi kucaklama

to embrace my cluelessness and just wing it.

ve oluruna bırakma güvenini veriyor.

Thank you, thank you so much.

Teşekkürler, çok teşekkürler.

(Cheers and applause)

(Tezahürat ve alkışlar)