We're moving house, but where?

Hi, everyone.

Herkese selam.

This isn't a normal language lesson today.

Bu, bugün normal bir dil dersi değil.

It's an apology.

Bu bir özür. Birkaç haftadır

We haven't been able to produce a new language video for quite a few weeks now because we've

yeni bir dil videosu üretemiyoruz çünkü

been very, very busy.

çok ama çok meşgulüz.

And what have you been busy with?

Ve ne ile meşgul oldun?

We are moving.

Hareket ediyoruz.

Yes.

Evet.

We're selling our house and we're moving somewhere else.

Evimizi satıyoruz ve başka bir yere taşınıyoruz .

So, Vicki, why are we moving?

Peki, Vicki, neden taşınıyoruz?

We need to downsize.

Küçülmemiz gerekiyor.

Our house is too big and we can save a lot of money on the mortgage if we live somewhere

Evimiz çok büyük ve başka bir yerde yaşıyorsak ipotek için çok para biriktirebiliriz

else.

.

But now we have to give up a lot of our stuff.

Ama şimdi elimizdekilerin çoğundan vazgeçmek zorunda kalıyoruz.

Yes.

Evet.

That's really hard for me.

Bu benim için gerçekten zor.

And a lot of this month, we've spent our time decluttering.

Ve bu ayın çoğunda zamanımızı dağınıklığı gidermekle geçirdik.

We are throwing things out in big bags and leaving them out for the trash collectors

Eşyaları büyük torbalara atıyoruz ve onları çöp toplayıcılara

or, as Vicki would say, the dustman.

ya da Vicki'nin deyimiyle çöpçüye bırakıyoruz.

Yes.

Evet.

And Jay finds throwing things away very hard, don't you?

Ve Jay bir şeyleri atmayı çok zor buluyor, değil mi?

I do.

Evet. Ona

I've been trying to tell him about Marie Kondo.

Marie Kondo'dan bahsetmeye çalışıyorum.

You know, the wonderful Japanese lady who says, you have to pick up something and say,

Bilirsiniz, harika Japon hanımefendi , bir şeyi elinize alıp

'Does it spark joy?'

'Bu neşe uyandırıyor mu?'

And if it doesn't, then you throw it away.

Ve eğer değilse, o zaman onu atarsın.

You know, first of all, you say...

Hani her şeyden önce diyorsunuz ki...

Thank you for your service.

Hizmetiniz için teşekkür ederim.

That's right.

Bu doğru.

A lot of that's been happening.

Bunların çoğu oluyor.

The thing I find hard to throw away is books, but I've managed to get rid of about four

Atmakta zorlandığım şey kitaplar ama şimdiye kadar yaklaşık dört taneden kurtulmayı başardım

so far, and I've got a place that will accept donations.

ve bağış kabul edecek bir yerim var .

I've had to throw out all my college books, and that was really hard.

Tüm üniversite kitaplarımı atmak zorunda kaldım ve bu gerçekten zordu.

Yeah.

Evet.

And sorry, I meant four boxes so far.

Ve pardon, şu ana kadar dört kutu demek istedim.

Uhuh.

Uhuh.

A lot more than four books, four big boxes.

Dörtten çok kitap, dört büyük kutu.

But in fact, I've calculated I've got about another 20 boxes to go.

Ama aslında, gitmem gereken 20 kutu daha olduğunu hesapladım.

And luckily, these days, most books you can buy as e-books.

Ve neyse ki, bu günlerde çoğu kitabı e-kitap olarak satın alabilirsiniz. Bu

So I'm reasoning if it's important and I really want it, I'll go and get an e-book version.

yüzden, eğer önemliyse ve gerçekten istiyorsam, gidip bir e-kitap versiyonu alacağım diye düşünüyorum.

Now there's something everyone out there is going to want to know.

Şimdi oradaki herkesin bilmek isteyeceği bir şey var .

Was that?

Oldu?

Where are we moving?

Nereye taşınıyoruz?

Oh.

Ah. hiçbir

We have no idea!

fikrimiz yok!

We are moving to wherever Vicki wants.

Vicki'nin istediği yere gidiyoruz.

So we're looking at lots of places.

Bu yüzden birçok yere bakıyoruz.

We haven't made a final decision yet.

Henüz nihai bir karar vermedik.

We'll let you know when we do.

Yaptığımız zaman size haber vereceğiz.

Yeah.

Evet.

And it takes me a while to decide to make a big decision like 'where'.

Ve 'nerede' gibi büyük bir karar vermem biraz zaman alıyor.

So I've been doing lots of research into that as well.

Bu yüzden bu konuda da çok araştırma yapıyorum .

I was supposed to be doing that.

Bunu yapmam gerekiyordu.

But what one thing we have learned over the years is that when I have to buy a house,

Ama yıllar içinde öğrendiğimiz tek şey, bir ev almam gerektiğinde

I'll find the first one I like and buy it right away.

ilk beğendiğimi bulup hemen alacağım.

Yes.

Evet.

So this time I said, Vicki, you find the house.

Ben de bu sefer, Vicki, sen evi bul, dedim.

That's right.

Bu doğru.

I think it'll cause a lot fewer arguments.

Bence çok daha az tartışmaya neden olur.

Less stress.

Daha az stres.

Yes.

Evet.

Now the other thing that's happened recently is in our brutal winter here in Philadelphia

Son zamanlarda olan diğer bir şey de, Philadelphia'daki acımasız kışımızda,

is our heating system stopped working properly.

ısıtma sistemimiz düzgün çalışmayı durdurdu.

I know just at the time when we needed to do lots of repairs around the house, whenever

Biliyorum, tam da evin etrafında çok fazla onarım yapmamız gereken bir zamanda,

the temperature went below zero, it packed in.

sıcaklık sıfırın altına düştüğünde, içeri girdi.

It stopped at zero centigrade or zero Celsius.

Sıfır santigratta veya sıfır Santigratta durdu.

Of course, in America, that's 32 degrees Fahrenheit.

Tabii ki, Amerika'da bu 32 Fahrenheit derece.

And whatever it goes below 32, it gets really cold in here.

Ve 32'nin altına ne düşerse insin, burası gerçekten soğuyor.

So that's why we're all wrapped up warm today.

Bu yüzden bugün hepimiz sımsıkı sarıldık.

Actually, this is the warmest I've been for ages because we've got some lights on here

Aslında, bu yıllardır olduğum en sıcak şey çünkü burada bazı ışıklar yanıyor

and they're generating a bit of heat.

ve biraz ısı üretiyorlar.

The studio is always warmer than the rest of the house.

Stüdyo her zaman evin geri kalanından daha sıcaktır .

Yeah, my nose is cold.

Evet, burnum üşüdü.

We have a new heating system that's already been delivered and it will be installed in

Halihazırda teslim edilmiş yeni bir ısıtma sistemimiz var ve

a couple of days.

birkaç gün içinde kurulacak.

But in the meantime, we have space heaters, electric heaters around the house to keep

Ama bu arada, evin etrafında bizi sıcak tutmak için alan ısıtıcılarımız, elektrikli ısıtıcılarımız var

us warm.

.

Yeah, it's been a very difficult couple of weeks.

Evet, çok zor bir iki hafta oldu.

Yeah.

Evet.

And another thing that's going to be happening on Monday Jay managed to sell his sound booth.

Ve Pazartesi günü olacak başka bir şey de Jay ses kabinini satmayı başardı.

What is it?

Nedir?

Well, it's a whisper room, isn't it.

Burası bir fısıltı odası, değil mi?

A whisper room is a soundproof booth.

Fısıltı odası, ses geçirmez bir kabindir.

It just is big enough for me, and it has a wonderful microphone in it.

Benim için yeterince büyük ve içinde harika bir mikrofon var.

And I do lots of voiceover recordings and narrations in it for, not only our YouTube

Ve sadece YouTube kanalımız için değil

channel, but for many other programs that I work on.

, üzerinde çalıştığım diğer birçok program için çok sayıda seslendirme ve anlatım yapıyorum .

And we can't take it with us because it's way too...

Ve onu yanımıza alamıyoruz çünkü çok fazla...

This thing weighs nine hundred and eighty pounds, almost a thousand pounds.

Bu şey dokuz yüz seksen pound, neredeyse bin pound ağırlığında.

And it's pretty big and we're going to be moving to somewhere smaller and you don't

Oldukça büyük ve daha küçük bir yere taşınacağız ve

use it as much as you used to do, do you?

eskisi kadar kullanmıyorsun değil mi?

No.

Hayır.

Most of our most of our work is done right here in front of the camera now, so we don't

İşimizin büyük bir kısmı artık burada, kameranın önünde yapılıyor, dolayısıyla

use the sound booth very much.

ses kabinini pek kullanmıyoruz.

But I've sold it and there's a guy coming on Monday to pick it up and we have to take

Ama sattım ve Pazartesi günü onu almaya gelen bir adam var ve

it apart over this weekend and we thought we'd been so organized because we have a friend

bu hafta sonu parçalarına ayırmamız gerekiyor ve çok organize olduğumuzu düşündük çünkü

who is a sound engineer, and he was going to come and help us dismantle it tomorrow.

ses mühendisi olan bir arkadaşımız var ve o da öyleydi. yarın gelip sökmemize yardım edecek.

Except for we've had a blizzard in the Philadelphia area and all the streets are covered with

Philadelphia bölgesinde bir kar fırtınası olması ve tüm sokakların buzla kaplı olması dışında

ice.

.

So it's very possible he won't be here.

Yani burada olmaması çok muhtemel.

Vicki and I have had to study YouTube videos on how to dismantle this thing.

Vicki ve ben, bu şeyi nasıl sökeceğimize dair YouTube videolarını incelemek zorunda kaldık .

And we're going to get to work on it tomorrow morning.

Ve yarın sabah bunun üzerinde çalışmaya başlayacağız .

And we've got the piano movies coming on Monday morning.

Ve pazartesi sabahı piyano filmlerimiz geliyor .

It's not because we have a piano anymore, it's because we realized that they would have

Artık bir piyanomuz olduğu için değil, büyük ekipmanlara sahip olacaklarını fark ettiğimiz için

the big equipment.

.

You need to move the heavy base of the sound booth.

Ses kabininin ağır tabanını hareket ettirmeniz gerekiyor .

The base of the sound booth weighs four hundred and eighty pounds, and it's too heavy for

Ses kabininin tabanı dört yüz seksen pound ağırlığında ve

us to carry down a one and a half flights of stairs.

bizim için bir buçuk kat merdiveni taşıyamayacağımız kadar ağır.

So basically, we've sort of been beset with problems all month, haven't we?

Yani temelde, bütün ay sorunlarla boğuştuk, öyle değil mi?

So we apologize that we haven't been able to get a new video out on language.

Bu nedenle, dil üzerine yeni bir video çıkaramadığımız için özür dileriz.

However, we promise that once we're set up in our new digs, wherever that is, where is

Ancak, yeni kazılarımıza yerleşince, orası neresi, neresi

it or we don't know wherever that is, we'll start putting out more videos.

ya da neresi olduğunu bilemiyoruz, daha fazla video yayınlamaya başlayacağımıza söz veriyoruz. Bu

In the meantime, of course, we have over three hundred videos on our YouTube channel.

arada tabii ki YouTube kanalımızda üç yüzden fazla videomuz var.

And if you want more specific videos to look at, go to simple English videos dot com where

Daha spesifik videoların bakılmasını istiyorsanız , kategoriye göre oluşturuldukları basit İngilizce videolar dot com'a gidin

they're set up by category.

.

Right.

Sağ.

Yes.

Evet.

What are the categories?

Kategoriler nelerdir?

Oh, we've got vocabulary, British and American English, grammar.

Oh, kelime dağarcığımız var, İngiliz ve Amerikan İngilizcesi, gramer.

You'll find different sections there.

Orada farklı bölümler bulacaksınız.

Simple English videos Dot Com has the same videos on our YouTube channel, but it may

Basit İngilizce videolar Dot Com, YouTube kanalımızda aynı videolara sahiptir, ancak yenilerini bulmamızı beklerken

let you look at them in a more orderly fashion while you're waiting for us to come up with

onlara daha düzenli bir şekilde bakmanıza izin verebilir

new ones.

.

Yes.

Evet.

And because I don't know when we're going to get the opportunity to make another video

Ve ne zaman başka bir video çekme

or to make more videos yet, I thought that I would start posting photos and things like

veya daha fazla video yapma fırsatı yakalayacağımızı bilmediğim için, YouTube'daki Topluluk sekmesinde fotoğraflar ve buna benzer şeyler yayınlamaya başlayacağımı düşündüm

that on the Community tab on YouTube.

. Bu

So please keep in touch with this there.

yüzden lütfen oradan iletişiminizi sürdürün.

And please bear with us.

Ve lütfen bize katlanın. Mümkün olan en

We will try to get back to you as soon as we can, and we'll tell you on the community

kısa sürede size geri dönmeye çalışacağız ve size topluluk

tab or somehow or the other, how it's going and what's happening.

sekmesinde veya bir şekilde veya diğerinde nasıl gittiğini ve neler olduğunu anlatacağız.

And we can tell you about the process of buying and selling a house.

Ve size bir ev alıp satma sürecinden bahsedebiliriz.

Well, it's starting on Tuesday.

Pekala, Salı günü başlıyor.

We have someone coming to do what.

Ne yapmaya gelen birileri var.

Oh, they're going to stage the house.

Oh, evi hazırlayacaklar.

It's like a set decorator on a movie set.

Bir film setindeki set dekoratörü gibi.

Yes.

Evet.

So that's coming and there will be photographs.

Yani bu geliyor ve fotoğraflar olacak.

And then of course, we had to hire a real estate agent.

Ve sonra tabii ki bir emlakçı tutmak zorunda kaldık .

They're very expensive in America.

Amerika'da çok pahalılar.

They take six percent of the sale price.

Satış fiyatının yüzde altısını alıyorlar.

And in the U.K., it's normally much less than that.

Ve Birleşik Krallık'ta normalde bundan çok daha azdır .

I mean, if you have to pay three percent, it's a lot.

Demek istediğim, yüzde üç ödemeniz gerekiyorsa, bu çok fazla.

So we interviewed what, four, five, six?

Yani neyle röportaj yaptık, dört, beş, altı?

Yes.

Evet.

Six real estate agents, something like that, until we made a decision about who we felt

Altı emlakçı, buna benzer bir şey, ta ki kiminle çalışırken kendimizi en rahat hissettiğimize karar verene kadar

most comfortable working with.

.

And I think she's going to be great.

Ve bence harika olacak.

She's really good, I think.

O gerçekten iyi, bence.

I think so, too.

Ben de öyle düşünüyorum.

Then, well, we'll see what happens after we sell the house.

O zaman, evi sattıktan sonra ne olacağını göreceğiz .

Now, here's the thing.

Şimdi, olay şu.

Sometimes houses sell quickly and sometimes they sell slowly, and we have no way of knowing.

Bazen evler hızlı satılır ve bazen yavaş satılır ve bunu bilmemizin hiçbir yolu yoktur.

But apparently there's a graph like this.

Ama görünüşe göre böyle bir grafik var.

A lot will sell in the first 10 days.

İlk 10 günde çok satacak.

And then if you haven't sold in 10 days, the graph drops and you have no idea how long

Ve 10 gün içinde satış yapmadıysanız, grafik düşer ve satmanın ne kadar süreceği hakkında hiçbir fikriniz olmaz

it would take to sell, but you have to be ready to move pretty quick.

, ancak oldukça hızlı hareket etmeye hazır olmalısınız.

It's not like the U.K.

Birleşik Krallık'taki gibi değil Birleşik

In the U.K., house purchases often fall through.

Krallık'ta ev alımları genellikle başarısız olur.

Things go wrong and you can't sell your house.

İşler ters gider ve evinizi satamazsınız.

Well, we're hoping will sell this in the first 10 days after it goes on the market.

Peki, bunu piyasaya çıktıktan sonraki ilk 10 gün içinde satacağını umuyoruz.

Keep your fingers crossed for us.

Bizim için parmaklarınızı çapraz tutun.

It's interesting.

İlginç.

Here in Philadelphia, housing prices have gone up by 15 percent over the last year,

Philadelphia'da konut fiyatları geçen yıl yüzde 15 arttı

and the number of houses available for sale in Philadelphia has dropped by nine percent.

ve Philadelphia'da satışa sunulan evlerin sayısı yüzde 9 düştü.

So it's a seller's market and that's good for us.

Yani bu bir satıcı pazarı ve bu bizim için iyi.

Not so good for the buyers, but...

Alıcılar için pek iyi değil ama...

It won't be good for us when we're buying.

Alırken bizim için iyi olmayacak.

You're right.

Haklısın.

OK, so apologies for not having a language based video for you this month, but wanted

Tamam, bu ay sizin için dil tabanlı bir video yapmadığımız için özür dileriz, ancak

to tell you where we were and what we were doing,

size nerede olduğumuzu ve ne yaptığımızı söylemek istedim.

And we'll see you all soon with the new language video as soon as we get set up.

Kurulum yapılır yapılmaz yeni dil videosunda görüşürüz .

Contact us.

Bize Ulaşın.

We always look at the comments on the YouTube channel and we respond to them whenever we

YouTube kanalındaki yorumlara her zaman bakarız ve elimizden geldiğince yanıt veririz

can.

.

So we'll be glad to hear from you there.

Bu yüzden sizden haber almaktan memnuniyet duyarız.

Look at the community tab and we'llrespond to comments there as well.

Topluluk sekmesine bakın, oradaki yorumlara da yanıt vereceğiz.

OK, guys.

Tamam arkadaşlar.

Bye bye now.

Güle güle.

See you.

Görüşürüz.