Learning English: Accent Training like Potty Training!

You're learning a lot about American English pronunciation.

Amerikan İngilizcesi telaffuzu hakkında çok şey öğreniyorsunuz .

How Americans talk and how to sound American.

Amerikalılar nasıl konuşur ve kulağa nasıl Amerikalı gelir.

And as you've learned, you've started to become aware of all of your English habits that you'd like to change.

Ve öğrendikçe, değiştirmek isteyeceğiniz tüm İngilizce alışkanlıklarınızın farkına varmaya başladınız.

You start to become incredibly frustrated.

İnanılmaz derecede hüsrana uğramaya başlarsın.

It feels impossible to take what you're learning about pronunciation

Telaffuz hakkında öğrendiklerinizi alıp, yaptığınız

and apply it to actual real conversations that you're having.

gerçek konuşmalara uygulamak imkansız geliyor .

In this video, we're going to talk about the process

Bu videoda

that takes you from knowing something to being able to do it regularly without even having to think about it.

sizi bir şeyi bilmekten, onu düşünmenize bile gerek kalmadan düzenli bir şekilde yapabilmeye götüren süreçten bahsedeceğiz.

As i've been raising my son who's two, I have noticed lots of little things

İki yaşındaki oğlumu büyütürken,

that made me think about teaching my adult students and accent training.

yetişkin öğrencilerime ders verme ve aksan eğitimi hakkında beni düşündüren pek çok küçük şey fark ettim. Telaffuz eğitimiyle

One of the things that's so different about pronunciation training

ilgili çok farklı olan şeylerden biri,

is that it's different for most of the learning we do as adults.

yetişkinler olarak yaptığımız öğrenmenin çoğu için farklı olmasıdır.

When you were learning English, you were likely learning it as knowledge for the mind,

İngilizce öğrenirken, muhtemelen onu zihin için bilgi olarak öğreniyordunuz ki,

which is what almost all of the learning we do as older children and adults is, at least here in the US.

en azından burada ABD'de daha büyük çocuklar ve yetişkinler olarak yaptığımız öğrenmenin neredeyse tamamı budur.

We're learning things to know, like memorizing vocabulary or English verb conjugations.

Kelime ezberlemek veya İngilizce fiil çekimleri gibi bilinmesi gereken şeyleri öğreniyoruz.

Things that you can write and talk about.

Yazabileceğiniz ve hakkında konuşabileceğiniz şeyler.

Training in a sport or on a musical instrument or singing

Bir sporda veya bir müzik aletinde eğitim almak veya şarkı söylemek, İngilizce çalışmaktan

is a lot more like working on your accent than studying English is.

çok aksanınız üzerinde çalışmaya benzer .

Some people think I'm an English teacher.

Bazıları benim İngilizce öğretmeni olduğumu düşünüyor.

I correct them. I'm not.

Onları düzeltiyorum. Değilim.

That's not how I think about myself at all.

Kendim hakkında hiç böyle düşünmüyorum.

I'm primarily an accent trainer.

Ben öncelikle bir aksan eğitmeniyim.

I try to figure out how to help students understand and change their habits

Öğrencilerin

to be more comfortable and confident speaking English.

İngilizce konuşurken daha rahat ve özgüvenli olmaları için alışkanlıklarını anlamalarına ve değiştirmelerine nasıl yardımcı olabileceğimi bulmaya çalışıyorum.

A while ago, I was reading a book about raising kids that really reminded me of the different phases of learning

Bir süre önce, aksanınız üzerinde çalışırken öğrenmenin farklı aşamalarını bana gerçekten hatırlatan, çocuk yetiştirme hakkında bir kitap okuyordum

when working on your accent.

.

I talked through this same sequence all the time with my adult students.

Yetişkin öğrencilerimle her zaman aynı sırayı konuştum.

And you know what the book was about?

Ve kitabın ne hakkında olduğunu biliyor musun?

It was about potty training.

Lazımlık eğitimi ile ilgiliydi.

That's right.

This is where Stoney was learning something totally new about his body

Bu doğru.

Burası Stoney'nin vücudu hakkında tamamen yeni bir şey öğrendiği yerdi

and I had to try to understand his experience, to help guide him through it.

ve ben de ona bu konuda rehberlik etmek için onun deneyimini anlamaya çalışmak zorunda kaldım.

The book said this: the first phase is diapers.

Kitap şunu söylüyordu: ilk aşama çocuk bezi.

From newborn until it starts to become something that he notices or we start talking about.

Yenidoğandan fark ettiği bir şey olmaya başlayana kadar ya da hakkında konuşmaya başlarız.

Think of a newborn.

Yeni doğmuş bir bebek düşünün.

Total unawareness about something like peeing.

İşeme gibi bir şey hakkında tam bir bilinçsizlik.

This is phase one.

Bu birinci aşama. Çocuk

As he moves out of diapers he has to start noticing something about his body

bezlerinden çıkarken, vücudunda daha önce dikkat etmediği bir şeyi fark etmeye başlamalıdır

that he hadn't paid attention to before.

.

This is phase two.

Bu ikinci aşama.

This isn't just like my adult students working on their accent and being easily understood when speaking.

Bu sadece yetişkin öğrencilerimin aksanları üzerinde çalışması ve konuşurken kolayca anlaşılmaları gibi değil. Vücudunuz

You're starting to notice something about your body, the way that you sound,

hakkında daha

that you hadn't necessarily paid attention to before or even known how to pay attention to.

önce dikkat etmediğiniz hatta nasıl dikkat edeceğinizi bilmediğiniz bir şeyi fark etmeye başlıyorsunuz.

The book talked about how first, Stoney will notice after he's peed.

Kitap, Stoney'nin işedikten sonra nasıl ilk fark edeceğinden bahsediyordu. Şunu

He'll be able to say: I peed.

söyleyebilecek: İşedim.

Of course that's disappointing if your goal is not to have your kid pee his pants.

Amacınız çocuğunuzun pantolonuna işemesini sağlamak değilse tabii ki bu hayal kırıklığı yaratıyor.

But it's a necessary step in this process.

Ancak bu süreçte gerekli bir adımdır.

This is not a habit yet.

Bu henüz bir alışkanlık değil.

He's still understanding what's happening.

Hala ne olduğunu anlıyor.

This is phase two.

Bu ikinci aşama.

He no longer has total unawareness, he now has awareness when something has happened.

Artık tam bir bilinçsizliği yok, artık bir şey olduğunda farkındalığı var.

Phase three is being able to tell me when he's peeing as it's actually happening.

Üçüncü aşama, gerçekte olduğu gibi işerken bana söyleyebiliyor.

So phase two is past.

Yani ikinci aşama geride kaldı.

You notice it after it happens.

Olduktan sonra fark ediyorsunuz.

Phase three is present.

Üçüncü aşama mevcut.

You notice it as you do it.

Yaptıkça fark ediyorsunuz.

Phase four, you may have been able to guess, is future.

Tahmin edebileceğiniz gibi dördüncü aşama gelecek.

You think about it just before it happens.

Olmadan hemen önce düşünürsünüz.

This is the phase he's in now, thankfully, where he can say: I'm going to pee, or I need to pee.

Şükürler olsun ki bu, şimdi içinde bulunduğu aşamadır ve şöyle diyebilir: İşeyeceğim ya da işemem gerek. Bununla

That's a lot easier to deal with than: I peed or I'm peeing.

başa çıkmak şundan çok daha kolay: İşiyordum ya da işiyordum.

And there's a fifth phase.

Ve beşinci aşama var.

That's the phase where he doesn't tell us anymore.

Bu, artık bize söylemediği aşamadır.

It's just part of normal life and he goes to the bathroom when he needs to.

Bu normal hayatın bir parçası ve ihtiyacı olduğunda tuvalete gidiyor.

Let's talk about these phases with changing a pronunciation habit.

Bir telaffuz alışkanlığını değiştirerek bu aşamalardan bahsedelim.

Phase 1, total unawareness.

1. Aşama, tamamen bilinçsizlik.

You've never known about the sounds of American English or what you were doing wrong.

Amerikan İngilizcesinin tınılarını veya neyi yanlış yaptığınızı hiç bilmiyorsunuz.

You've learned English but you've never specifically studied pronunciation.

İngilizce öğrendiniz ama hiçbir zaman özel olarak telaffuz çalışmadınız.

So when you first start studying, you learn all kinds of new things,

Böylece ilk çalışmaya başladığınızda,

like exactly how the AH vowel sounds that it's not in your language and how it's made.

AH sesli harfinin tam olarak nasıl duyulduğu, sizin dilinizde olmadığı ve nasıl yapıldığı gibi her türlü yeni şeyi öğrenirsiniz.

That's something you learn with the mind and that's very satisfying.

Bu, zihninizle öğrendiğiniz bir şeydir ve bu çok tatmin edicidir.

You could describe it and teach it to someone else.

Onu tarif edebilir ve başka birine öğretebilirsin.

As I said, this is the kind of learning most of us do as adults.

Dediğim gibi, bu çoğumuzun yetişkinler olarak yaptığı öğrenme türüdür.

It's moving from phase 1 to phase 2, total unawareness to understanding.

1. aşamadan 2. aşamaya geçiyor, tam bir bilinçsizlik anlayışa doğru.

But there are still three more transitions to make

Ancak

before making something a habit and this is where many of my students get frustrated.

bir şeyi alışkanlık haline getirmeden önce yapılması gereken üç geçiş daha var ve öğrencilerimin çoğu burada hüsrana uğruyor.

They're stuck in Phase two, and that is you know you're doing it wrong because you learned about it,

İkinci Aşama'da takılıp kalmışlardır ve bu, yanlış yaptığınızı bilirsiniz çünkü bunu öğrenmişsinizdir,

you notice it, but you notice you're still constantly doing it wrong in conversation.

fark etmişsinizdir ama yine de konuşma sırasında sürekli olarak yanlış yaptığınızı fark etmişsinizdir. Ne

You can't think of what to say and pronunciation at the same time.

söyleyeceğinizi ve telaffuzu aynı anda düşünemezsiniz.

You're stuck in Phase two.

İkinci aşamada sıkışıp kaldınız.

The past phase.

Geçmiş aşama.

You notice it after you've already made a mistake.

Zaten bir hata yaptıktan sonra fark ediyorsunuz.

That can be very frustrating.

Bu çok sinir bozucu olabilir.

This is where some people want to give up.

Burası bazı insanların vazgeçmek istediği yer.

It's their habit and they don't see how they can ever change it.

Bu onların alışkanlığı ve bunu nasıl değiştirebileceklerini anlamıyorlar. Aynı anda

How can they ever think of two things at once?

iki şeyi nasıl düşünebilirler?

But you can get all the way to phase five.

Ama beşinci aşamaya kadar gidebilirsin.

I always try to tell my students this is actually progress.

Her zaman öğrencilerime bunun aslında bir ilerleme olduğunu anlatmaya çalışırım. Bir

You've gone from not knowing something at all to knowing it.

şeyi hiç bilmemekten onu bilmeye geçtiniz.

Don't give up so early in the journey.

Yolculukta bu kadar erken pes etmeyin.

For example, let's say you're working on getting the UH as in butter vowel to sound really natural and American.

Örneğin, tereyağı sesli harfindeki gibi UH'yi gerçekten doğal ve Amerikan gibi seslendirmek için çalıştığınızı varsayalım.

This one can be tough because it depends a lot on placement too.

Bu zor olabilir çünkü yerleşime de çok bağlıdır.

You've learned how it's made and how it's different from other sounds,

Nasıl yapıldığını ve diğer seslerden nasıl farklı olduğunu öğrendiniz,

you've listened to a lot of minimal pairs and now you can hear it as its own sound.

bir çok minimal çift dinlediniz ve artık onu kendi sesi gibi duyabilirsiniz.

You left phase one for phase two.

Birinci aşamadan ikinci aşamaya geçtiniz.

You have awareness.

Farkındalığın var.

And you can practice it over and over.

Ve tekrar tekrar pratik yapabilirsiniz.

But when you're in conversation, thinking about what to say, you find you still say it wrong.

Ama sohbet ederken, ne söyleyeceğinizi düşünürken, yine de yanlış söylediğinizi fark edersiniz.

You notice it after it comes out of your mouth, and this feels really disappointing to you.

Bunu ağzınızdan çıktıktan sonra fark ediyorsunuz ve bu sizi gerçekten hayal kırıklığına uğratıyor.

This is where some students want to quit.

Bazı öğrencilerin bırakmak istediği yer burasıdır.

You've started training the sound, doing the repetitions to retrain your muscles.

Sesi eğitmeye, kaslarınızı yeniden eğitmek için tekrarlar yapmaya başladınız.

How do you bridge your practice time to real speaking in real conversation?

Pratik yapma sürenizi gerçek sohbette gerçek konuşmaya nasıl bağlarsınız?

It's actually simple.

Aslında basit.

Just more training.

Sadece daha fazla eğitim.

By noticing what you're doing wrong, you can focus on your practice more.

Neyi yanlış yaptığınızı fark ederek, pratiğinize daha fazla odaklanabilirsiniz.

If there are any words that consistently don't feel right, write them down.

Sürekli olarak doğru gelmeyen herhangi bir kelime varsa , onları yazın. Bunun

Make sure that's one of the words that you're training ten, twenty, or more times a day.

günde on, yirmi veya daha fazla alıştırma yaptığınız kelimelerden biri olduğundan emin olun.

You just need more repetitions of doing it right to change the habit.

Alışkanlığı değiştirmek için bunu doğru yapmanın daha fazla tekrarına ihtiyacınız var.

A great tool can be to record yourself.

Kendinizi kaydetmek için harika bir araç olabilir.

Many people now have phones that can record audio.

Artık birçok kişinin ses kaydı yapabilen telefonları var.

Record a conversation you have at some point during the day.

Gün içinde bir noktada yaptığınız bir konuşmayı kaydedin.

Listen to it later.

Daha sonra dinle.

Now that you've increased your knowledge, you'll be able to be your own teacher.

Artık bilginizi artırdığınıza göre, kendi kendinizin öğretmeni olabileceksiniz.

You'll be able to notice things that aren't right, and you can write them down, and work with them over and over.

Doğru olmayan şeyleri fark edebileceksiniz ve bunları yazabilecek ve onlarla tekrar tekrar çalışabileceksiniz.

This is great if there are certain words you're using a lot for work or your daily life.

Bu, iş veya günlük yaşamınız için çokça kullandığınız bazı kelimeler varsa harikadır.

Take the words or phrases that intimidate you the most

Sizi en çok korkutan kelimeleri veya cümleleri alın

and practice them 20 or more times, several times throughout the day.

ve gün boyunca birkaç kez 20 veya daha fazla pratik yapın .

This repetition is necessary but it will only take a few minutes.

Bu tekrar gereklidir ama sadece birkaç dakikanızı alacaktır.

Practice it slowly and at regular pace.

Yavaşça ve düzenli bir hızda çalışın.

Imitate a native speaker by going to Forvo.com or Youglish.com to hear many samples.

Pek çok örnek dinlemek için Forvo.com veya Youglish.com'a giderek anadili İngilizce olan birini taklit edin.

This is how you bridge the gap between practicing and real conversation.

Pratik yapma ile gerçek konuşma arasındaki boşluğu bu şekilde kapatabilirsiniz.

It's simply more focused practice on the actual words that you'll use in your daily life.

Günlük yaşamınızda kullanacağınız gerçek kelimeler üzerinde daha fazla odaklanmış bir uygulamadır.

And as you train more and more, you'll go through the same phases that Stoney went through for potty training.

Ve gittikçe daha fazla antrenman yaptıkça, Stoney'nin lazımlık eğitimi için geçtiği aşamalardan geçeceksiniz.

You'll go from noticing your mistake after you've made it, phase 2,

Hatanızı yaptıktan sonra fark ettiğiniz 2. aşamadan

to phase 3 where as you start to stay the word, your brain gets triggered

3. aşamaya geçersiniz, burada kelimeyi bırakmaya başladığınızda beyniniz tetiklenir

and you remember how you want to try to say it.

ve onu nasıl söylemek istediğinizi hatırlarsınız.

Don't be afraid to repeat your word with a better pronunciation.

Kelimenizi daha iyi bir telaffuzla tekrarlamaktan korkmayın.

As you do more training, you'll be able to think about the right pronunciation

Daha fazla eğitim yaptıkça,

just as your brain has come up with the word and you want to say it.

tıpkı beyninizin kelimeyi bulduğu ve sizin onu söylemek istediğiniz gibi doğru telaffuzu düşünebileceksiniz.

And with more training and more time, you'll no longer even think about it.

Ve daha fazla eğitim ve daha fazla zamanla, artık bunu düşünmeyeceksiniz bile.

Your confidence on a particular word or sound will be that high.

Belirli bir kelime veya sese olan güveniniz o kadar yüksek olacaktır.

You won't need to think about it, you won't notice it, it's no longer a problem for you.

Düşünmenize gerek kalmayacak, fark etmeyeceksiniz, artık sizin için sorun olmaktan çıkacak.

So it can be very frustrating, because the first thing that happens after you learn something

Bu yüzden çok sinir bozucu olabilir, çünkü bir şey öğrendikten sonra olan ilk şey, onu

is realizing how often you do it wrong, and how hard it is to change a habit.

ne sıklıkla yanlış yaptığınızı ve bir alışkanlığı değiştirmenin ne kadar zor olduğunu fark etmektir.

That's true.

Bu doğru.

And the more you learn about pronunciation the more habits you'll want to change but you can change them.

Telaffuz hakkında ne kadar çok şey öğrenirseniz, o kadar çok alışkanlığı değiştirmek isteyeceksiniz ama onları değiştirebilirsiniz.

And don't let the work that is necessary turn you off.

Ve gerekli olan işin seni kapatmasına izin verme.

You can do it.

Bunu yapabilirsin.

I've seen hundreds of students change their habit through regular training, repetition.

Yüzlerce öğrencinin düzenli eğitim ve tekrar yoluyla alışkanlıklarını değiştirdiğini gördüm.

A little hard work and the payoff is so big.

Biraz sıkı çalışma ve getirisi çok büyük.

If you get frustrated at the beginning, you'll never move on to the next phase.

Başlangıçta hüsrana uğrarsanız, bir sonraki aşamaya asla geçemezsiniz.

But if you take it as a tool for learning, and you keep training, you will get there.

Ama onu bir öğrenme aracı olarak alırsan ve eğitime devam edersen oraya ulaşırsın.

You'll get to where you want to be.

Olmak istediğiniz yere varacaksınız.

What are some of your best tips for how you've worked on your accent and made a real change?

Aksanınız üzerinde nasıl çalıştığınız ve gerçek bir değişiklik yaptığınız konusunda en iyi ipuçlarından bazıları nelerdir?

Or for how you've stayed motivated?

Ya da nasıl motive kaldığın için?

Maybe there's a particular word that you couldn't say correctly that you now say without effort.

Belki de doğru bir şekilde söyleyemediğiniz ama şimdi çaba harcamadan söylediğiniz belirli bir kelime vardır.

Share the tips or tricks that you use in practicing and improving in the comments below.

Pratik yaparken ve geliştirirken kullandığınız ipuçlarını veya püf noktalarını aşağıdaki yorumlarda paylaşın. İngilizce çalışırken

What is one major victory you've had while studying English?

elde ettiğiniz büyük zaferlerden biri nedir ?

Share these things in the comments below so everyone can learn from you and feel motivated by you

Bunları aşağıdaki yorumlarda paylaşın, böylece herkes sizden bir şeyler öğrenebilir ve siz ve başarılarınız tarafından motive edilmiş hissedebilir

and your successes.

.

And don't forget, keep working.

Ve unutmayın, çalışmaya devam edin.

You can't change a habit overnight, it does take some time and dedication, but it's worth it, and you can do it.

Bir alışkanlığı bir gecede değiştiremezsiniz, biraz zaman ve özveri gerektirir, ama buna değer ve bunu yapabilirsiniz.

I believe in you.

Sana inanıyorum. Hepsi

That's it and thanks so much for using Rachel's English.

bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.