Perfect English | The most important English words! 4/11

Today, you’re getting video 4 in the 100 most common words in English list.

Bugün, İngilizce'deki en yaygın 100 kelime listesinde 4. videoyu izliyorsunuz.

We’re going over the real pronunciation,

Gerçek telaffuzun üzerinden geçiyoruz,

not the full pronunciation,

tam telaffuzu değil, size

not the pronunciation you might have been taught,

öğretilmiş olabilecek telaffuzu değil,

but the pronunciation that Americans actually use in spoken English.

Amerikalıların konuşma İngilizcesinde fiilen kullandıkları telaffuzu.

If you didn’t see video one, click here to watch it now.

Birinci videoyu görmediyseniz, hemen izlemek için buraya tıklayın.

It is important to understand what we’re doing here studying reductions.

Burada indirimleri inceleyerek ne yaptığımızı anlamak önemlidir.

We start this video with number 31, and yes, it’s a great reduction.

Bu videoya 31 numara ile başlıyoruz ve evet harika bir indirim.

The word OR.

OR kelimesi.

You might have learned that the pronunciation of this word is ‘or’,

Bu kelimenin telaffuzunun 'veya' olduğunu öğrenmiş olabilirsiniz,

like it would rhyme with ‘more’ or the number ‘four’.

sanki 'daha fazla' ya da 'dört' rakamıyla kafiyeliymiş gibi.

But ‘more’ and ‘four’ are content words.

Ancak 'daha fazla' ve 'dört' içerik sözcükleridir.

That means they will often be stressed in a sentence, given more time.

Bu, daha fazla zaman verilirse, genellikle bir cümlede vurgulanacakları anlamına gelir.

‘Or’ is a function word.

'Veya' bir işlev sözcüğüdür.

That means it’s not stressed in the sentence.

Bu, cümlede vurgulanmadığı anlamına gelir.

It’s not one of the most important words,

En önemli kelimelerden biri değil

and it’s said very quickly.

ve çok çabuk söylendi.

Remember, English is a stress-timed language.

Unutmayın, İngilizce stres zamanlaması yapılan bir dildir.

That means all syllables are not equal in length.

Bu, tüm hecelerin uzunluklarının eşit olmadığı anlamına gelir.

We have long syllables and short syllables,

Uzun hecelerimiz ve kısa hecelerimiz var

and speaking with that contrast is really important

ve bu zıtlıkla konuşmak

in sounding natural in American English.

Amerikan İngilizcesinde kulağa doğal gelmesi açısından gerçekten önemlidir.

So ‘or’ isn’t pronounced

Yani 'veya'

‘or’ in conversation,

konuşmada 'veya' olarak telaffuz edilmiyor,

that’s too long, it’s too clear.

bu çok uzun, çok açık.

We need it to be shorter.

Daha kısa olmasına ihtiyacımız var.

It’s actually ‘or’,

Aslında 'veya',

said very quickly, low in pitch.

çok hızlı bir şekilde düşük perdede söylendi.

It can also be reduced.

Ayrıca azaltılabilir.

Then it’s pronounced ‘or’,

Sonra 'veya' olarak telaffuz edilir,

the vowel reduces to the schwa.

sesli harf schwa'ya indirgenir.

You don’t have to try to make the schwa, it gets absorbed by the R sound.

Schwa'yı yapmaya çalışmanıza gerek yok, R sesi tarafından emiliyor.

Just make an R. Rr--

Sadece bir R. Rr yapın--

Let’s put it in a sentence:

Bir cümleye koyalım:

Would you like white or brown rice?

Beyaz mı yoksa kahverengi pirinç mi istersiniz?

White or brown?

Beyaz mı kahverengi mi?

Would you like white or brown rice?

Beyaz veya kahverengi pirinç ister misiniz?

White or brown?

Beyaz mı kahverengi mi?

white-rrr

white-rrr

rr-- rr-- rr-- rr--

rr-- rr-- rr-- rr--

Just an R sound linking these two words.

Sadece bu iki kelimeyi birbirine bağlayan bir R sesi.

I’m leaving Monday or Tuesday.

Pazartesi veya Salı gidiyorum.

Monday-rr. Monday-rr. Rr-- rr--

Pazartesi-rr. Pazartesi-rr. Rr-- rr--

Monday or Tuesday.

Pazartesi veya Salı.

Just an extra R sound between.

Sadece arada fazladan bir R sesi.

Great rhythmic contrast.

Harika ritmik kontrast.

If you’re just jumping into the series,

Seriye yeni başlıyorsanız,

you may be thinking,

how important are reductions,

indirimlerin ne kadar önemli olduğunu,

how frequent are reductions?

indirimlerin ne sıklıkta yapıldığını düşünebilirsiniz.

Out of the 31 most common words in English that we’ve studied so far,

Şimdiye kadar üzerinde çalıştığımız İngilizce'deki en yaygın 31 kelimeden

only one is always stressed.

yalnızca biri her zaman vurguludur.

Thirty are usually unstressed or reduced.

Otuz genellikle gerilmemiş veya azaltılmıştır.

So there’s your answer.

İşte cevabınız.

Most common words: What’s 32?

En sık kullanılan kelimeler: 32 nedir?

The indefinite article ‘an’. An.

Belirsiz makale 'an'. Bir.

Unstressed, it reduces to the schwa, an-- an--

Vurgusuz, schwa'ya indirgenir, an-- an--

we actually already covered that one

aslında bu serinin ilk videosunda

when we learned about the indefinite article ‘a’ or 'a'

'a' veya 'a' belirsiz artikelini öğrendiğimizde bunu zaten ele almıştık

back in video one of this series.

.

33: Will.

33: İrade.

If this is the only verb in the sentence --

Cümledeki tek fiil buysa --

I will.

Yapacağım.

He will.

Yapacak.

–then it’s stressed.

– o zaman streslidir.

But most of the time it’s not the only verb,

Ancak çoğu zaman tek fiil değildir,

it’s used to indicate something in the future.

gelecekte bir şeyi belirtmek için kullanılır.

I like fishing.

Balık tutmayı severim.

That’s right now, present.

Bu tam şimdi, şimdiki zaman.

I’ll like fishing when I learn more about it.

Hakkında daha fazla şey öğrendiğimde balık tutmayı seveceğim.

This is the future.

Bu gelecek.

The word ‘will’ is usually written and spoken in a contraction.

'Will' kelimesi genellikle bir kısaltmayla yazılır ve konuşulur.

I’ll like fishing when I learn more about it.

Hakkında daha fazla şey öğrendiğimde balık tutmayı seveceğim.

“I will” becomes “I’ll”,

“Yapacağım”, “yapacağım” olur,

but I reduced it. I'll-- I'll--

ama azalttım. Ben-- Ben--

I’ll like fishing—

Balık tutmayı seveceğim-

just like the word “all”,

tıpkı "hepsi" kelimesinin

said very quickly.

çok çabuk söylendiği gibi.

I’ll, I’ll, I’ll.

Yapacağım, yapacağım, yapacağım.

I’ll like fishing when I learn more about it.

Hakkında daha fazla şey öğrendiğimde balık tutmayı seveceğim.

What other WILL contractions might you hear?

Başka hangi WILL kasılmalarını duyabilirsiniz?

You’ll, we’ll pronounce this more like ‘yull’.

Siz, biz bunu daha çok 'yull' gibi telaffuz edeceğiz.

He’ll, in a sentence, this will sound more like 'hill' or ‘hull’.

Bir cümlede, bu kulağa daha çok 'tepe' veya 'gövde' gibi gelecektir.

He’ll be coming by at three. He'll.

Üçte gelecek. Cehennem.

She will. She’ll.

Yapacak. Kabuk.

This can be reduced: she'll or shull.

Bu azaltılabilir: o ya da shull.

She’ll have the report ready soon. She'll.

Raporu yakında hazırlayacak. Kabuk.

“It will” becomes “it’ll”,

"It will", Flap T ile "it'll" olur.

with a Flap T.

This is just like the word “little” without the L.

Bu tıpkı L harfi olmayan "little" kelimesi gibidir.

These are both tough words,

Bunların ikisi de zor kelimelerdir

and I have a video on the word ‘little’

ve 'little' kelimesiyle ilgili bir videom var,

which might make this contraction easier to pronounce.

bu da bunu yapabilir. kasılmanın telaffuzu daha kolaydır.

I’ll put a link here and in the description below.

Buraya ve aşağıdaki açıklamaya bir bağlantı koyacağım.

This schwa-L ending,

Bu schwa-L eki,

the contraction of WILL,

WILL'in kısaltması,

can go at the end of any third person singular noun:

herhangi bir üçüncü tekil şahıs ismin sonuna gelebilir:

“the dog” becomes “the dog’ll”:

"the dog", "the dog'll" olur:

The dog’ll need to be walked soon.

Köpeğin yakında yürümesi gerekecek.

“Tuesday” becomes “Tuesday’ll”.

"Salı", "Salı'll" olur.

Tuesday’ll be better.

Salı daha iyi olacak.

“John will” becomes “John’ll”.

"John will", "John'll" olur.

John’ll be here soon.

John birazdan burada olacak.

Note: in writing, these might show up as a misspelling, as not a word.

Not: Yazılı olarak, bunlar bir kelime değil, bir yazım hatası olarak görünebilir.

But this is how we speak.

Ama biz böyle konuşuyoruz.

This contraction, this reduction of will.

Bu kasılma, bu irade azalması.

If it’s a pronoun, like “she’ll”,

"she will" gibi bir zamirse,

then it’s not considered a misspelling.

yazım hatası sayılmaz.

But this is a case where how we speak English is different from how we write it.

Ancak bu, İngilizceyi konuşma şeklimizin onu yazma şeklimizden farklı olduğu bir durumdur.

It’s common to reduce, and say: John'll.

Azaltmak ve şunu söylemek yaygındır: John'll.

“John’ll be here at three”

"John üçte orada olacak"

rather than “John will be there at three.”

yerine "John üçte burada olacak".

We will, “We’ll”,

Yapacağız, “Yapacağız”, Bunu

You might here this as: we'll or wull.

şu şekilde yapabilirsiniz: yapacağız veya yapacağız.

Two different reductions.

İki farklı indirim.

We'll be late.

Geç kalacağız.

We'll be late.

Geç kalacağız.

“They will”, “they’ll”,

"Onlar", "onlar",

often reduce and sound like “thull”.

genellikle azalır ve "thull" gibi ses çıkarır.

They’ll be hungry when they get here.

Buraya geldiklerinde aç olacaklar.

Third person plural, again,

Üçüncü çoğul şahıs, yine,

if you write this as a contraction, it will show up as a misspelling,

bunu bir kısaltma olarak yazarsanız, bir yazım hatası olarak görünecektir,

but speaking this way is very common.

ancak bu şekilde konuşmak çok yaygındır.

“The kids will” becomes “The kids’ll”.

"Çocuklar yapacak", "Çocuklar yapacak" olur.

The kids’ll be tired.

Çocuklar yorgun olacak.

The kids’ll be tired.

Çocuklar yorgun olacak.

A dark L at the end of the word.

Kelimenin sonunda koyu bir L.

Wow. There was a lot to talk about with the word “will”

Vay.

because of the way it contracts and reduces with so many different words!

Pek çok farklı kelimeyle büzülme ve azalma şekli nedeniyle “irade” kelimesiyle konuşulacak çok şey vardı!

Number 34: My.

34 Numara: Benim.

A possessive pronoun.

Bir iyelik zamiri.

This is my boyfriend.

Bu benim erkek arkadaşım.

My shirt’s too big.

Gömleğim çok büyük.

We don’t reduce it, we don’t change or drop one of the sounds,

Onu azaltmıyoruz, seslerden birini değiştirmiyoruz veya düşürmüyoruz

but it is unstressed.

ama vurgusuz.

This is the word’s most common use.

Bu, kelimenin en yaygın kullanımıdır.

But, it can be used another way.

Ancak, başka bir şekilde kullanılabilir.

It can be used as an expression or an interjection to show surprise:

Sürpriz belirtmek için bir ifade veya ünlem olarak kullanılabilir:

Oh my!

Aman tanrım!

Maybe it's even showing a little disapproval.

Hatta belki biraz onaylamadığını gösteriyor.

My!

Benim!

In these cases, it would be stressed,

Bu durumlarda stresli olur, daha

it would be longer, it would have the up-down shape of stress.

uzun olur, stresin yukarı-aşağı şeklini alırdı.

Number 35 in the 100 Most common words list: one.

En yaygın 100 kelime listesinde 35 numara: bir.

It’s a little word, but it has a lot of different uses.

Küçük bir kelime ama birçok farklı kullanımı var.

As a noun or an adjective,

Bir isim veya sıfat olarak

it will probably be stressed.

muhtemelen vurgulanacaktır.

For example:

Örneğin:

We’re looking for one teacher to join our team.

Ekibimize katılacak bir öğretmen arıyoruz.

One.

Bir.

But it can also be used as a pronoun,

Ancak zamir olarak da kullanılabilir

and in that case you might hear it reduced.

ve bu durumda indirgendiğini duyabilirsiniz.

Instead of “one”, it will be ‘un’.

“Bir” yerine “un” olacaktır.

I need a new phone, this one’s going to die.

Yeni bir telefona ihtiyacım var, bu ölecek.

This un— this un— this un—

Bu un- bu un- bu un-

This one's going to die.

Bu ölecek.

This one’s going to last longer, but that one’s cheaper.

Bu daha uzun sürecek, ama bu daha ucuz.

That un—this un--

Bu un—bu un--

Did you notice the pronunciation?

Telaffuza dikkat ettiniz mi?

This un—that un—

Bu un—şu un—

nn—nn—nn--

nn—nn—nn-- S

The apostrophe S is for the contraction IS.

kesme işareti IS kısaltması içindir.

This ‘uns’, that ‘uns’.

Bu "yok", şu "yok".

Now, you don’t have to pronounce this this way,

Artık bunu böyle telaffuz etmenize gerek yok,

you can say “this one’s, that one’s”.

“şu bu, bu” diyebilirsiniz.

But you’ll definitely hear Americans occasionally reduce the word to ‘un’.

Ama kesinlikle Amerikalıların ara sıra kelimeyi 'un' olarak indirdiğini duyacaksınız.

Number 36. The word ‘all’.

36 numara. "hepsi" kelimesi.

This one, I would say, is usually going to be stressed and a little longer.

Bunun genellikle stresli ve biraz daha uzun olacağını söyleyebilirim.

It’s most commonly used as an adjective,

En çok sıfat,

or a noun, or an adverb.

isim veya zarf olarak kullanılır.

Did you eat all the cake?

Bütün pastayı yedin mi?

We’ve been having all sorts of problems.

Her türlü sorunu yaşadık.

So here we are, number 36.

İşte buradayız, 36 numara.

The 36th most common words in English,

İngilizce'de en çok kullanılan 36. kelime

and this is only the second word that doesn’t have a reduction,

ve bu sadece kısaltması olmayan

or isn’t unstressed in some cases.

veya bazı durumlarda vurgusuz olmayan ikinci kelime.

Wow.

Vay.

The other one was “say” back at number 28.

Diğeri 28 numarada “say” idi.

What does this mean?

Bu ne anlama geliyor?

Many of the most common words in English

İngilizce'deki en yaygın kelimelerin çoğu

are words that are unstressed or reduced.

vurgusuz veya azaltılmış kelimelerdir.

If you ignore these, you can never sound natural,

Bunları görmezden gelirseniz, kulağa doğal gelemez

because they are everywhere.

çünkü onlar her yerdeler.

And chances are, when you learned the words,

Ve muhtemelen, kelimeleri öğrendiğinde,

you did not learn the reductions,

kısaltmaları öğrenmedin

and you did not learn how to make them unstressed.

ve onları vurgusuz yapmayı öğrenmedin.

So we’re trying to fix that now.

Bu yüzden şimdi bunu düzeltmeye çalışıyoruz.

Let’s keep going, number 37. The word “would”.

Devam edelim, 37 numara. “Yapardım” kelimesi.

I’m actually going to also work on 67 at the same time, the word “could”.

Aslında aynı zamanda 67 üzerinde de çalışacağım, “can” kelimesi.

And I’ll throw in as a bonus,

Ve bonus olarak

a word that's not on the list, the word “should”.

listede olmayan bir kelimeyi, "gerekir" kelimesini ekleyeceğim.

Actually, as with many of the reductions on this list,

Aslında, bu listedeki birçok kısaltmada olduğu gibi,

I’ve made a video that goes over these pronunciations.

bu telaffuzların üzerinden geçen bir video hazırladım.

Should I just put it in here?

Onu buraya koymalı mıyım?

Would you like to see it?

Görmek istermisin?

Should. Would.

Meli. İstemek.

It is a good one, it’s useful! Let's watch!

Bu iyi bir şey, kullanışlı! Hadi izleyelim!

These words all rhyme.

Bu kelimelerin hepsi kafiyeli.

The pronunciation is simpler than it looks.

Telaffuzu göründüğünden daha basittir.

The L is silent.

L sessiz.

So they all have their beginning consonant,

Yani hepsinin başlangıç ​​ünsüzleri,

the OO as in Book vowel, and the D sound.

Kitap sesli harfindeki gibi OO ve D sesi var.

Should.

Meli.

Would.

İstemek.

Could.

Abilir.

They rhyme with 'good',

'İyi',

'hood', and 'wood'.

'başlık' ve 'ahşap' ile kafiyelidirler.

Yes, 'would' and 'wood' are pronounced the same.

Evet, 'would' ve 'wood' aynı şekilde telaffuz edilir.

They're homophones.

Onlar sesteş sözcükler.

So this is the pronunciation of these words in full.

Yani bu, bu kelimelerin tam olarak telaffuz edilmesidir.

But as you know, Americans like to reduce less important words in a sentence

Ama bildiğiniz gibi, Amerikalılar bir cümlede daha az önemli kelimeleri azaltarak

to make the important words stand out more

önemli kelimeleri daha fazla öne çıkarmayı severler

and these are three words that can be reduced.

ve bunlar azaltılabilecek üç kelimedir.

As with many reductions,

Pek çok indirgemede olduğu gibi,

we change the vowel to the schwa and speed up the word.

sesli harfi schwa'ya çevirip kelimeyi hızlandırıyoruz.

Should.

Meli.

Should.

Meli.

Would.

İstemek.

Would.

İstemek.

Could. Could.

Abilir. Abilir.

You'll hear Americans go further though and drop the D.

Yine de Amerikalıların daha ileri gittiğini ve D'yi düşürdüğünü duyacaksınız.

I noticed I did this when I was doing a Ben Franklin exercise on some of my own speech.

Bunu kendi konuşmamın bir kısmı üzerinde Ben Franklin egzersizi yaparken yaptığımı fark ettim.

Should we get dinner?

Akşam yemeği yemeli miyiz?

Yeah!

Evet!

Should we get dinner?

Akşam yemeği yemeli miyiz?

One of the things I noticed is I'm dropping the D sound.

Fark ettiğim şeylerden biri de D sesini düşürüyorum.

Shou we— shou we--

Biz-- biz--

Should. Should.

Yapmalıyız. Meli.

Just the SH sound and the schwa.

Sadece SH sesi ve schwa.

The lips are flared and the teeth are together. Sshhh—

Dudaklar genişler ve dişler bir aradadır. Şşşt—

the tongue tip is pointing up to the roof of the mouth but it's not touching it.

dilin ucu damağı gösteriyor ama ona değmiyor.

Sshhhuuu—shhu—

SSHHUUU- SHHU-

Then, for the schwa, everything relaxes

O zaman, Schwa için her şey rahatlar

and you go into the next sound: shuh-- shuh-- shuh we--

ve bir sonraki sese girersiniz: Şey-- ŞUH-- ŞUH- Biz-

Should we call her?

onu aramalı mıyız?

Should we. Should we.

Yapmalı mıyız. Yapmalı mıyız.

I should go.

Gitmeliyim.

Should go. Should go.

Gitmelisin. Gitmelisin.

I should go.

Gitmeliyim.

Now, if the next sound is a vowel or a diphthong,

Şimdi, eğer bir sonraki ses bir ünlü veya iki ünlüyse,

I wouldn't drop the D.

D'yi düşürmezdim.

It would be too unclear to go from the schwa into another vowel.

Schwa'dan başka bir sesli harfe geçmek çok belirsiz olurdu.

So for: Should I? Should I?

Yani: Yapmalı mıyım? Yapmalımıyım?

For example, I make a really quick flap of the tongue for the D.

Örneğin, D için gerçekten hızlı bir dil çırpışı yapıyorum.

Should I. Should I.

Söylemeli miyim? Söylemeli miyim?

Should I say that?

Bunu söylemeli miyim?

Should I try it?

Denemeli miyim?

Should I call him?

Onu aramalı mıyım?

If dropping the D seems like too extreme of a reduction for you, you certainly don't have to do it.

D'yi düşürmek sizin için çok aşırı bir azalma gibi görünüyorsa, kesinlikle bunu yapmak zorunda değilsiniz.

Just keep 'should' unstressed,

Sadece "malı" ifadesini vurgusuz tutun,

really quick: should, should, should.

gerçekten hızlı: gerekir, gerekir, gerekir.

Now, let's look at 'could'.

Şimdi, 'olabilir'e bakalım.

The K sound is made when the back part of the tongue

K sesi, dilin arka kısmı yukarı çıkıp

comes up and touches the soft palate in the back.

arkadaki yumuşak damağa değdiğinde çıkar.

K, k, k, k.

k, k, k, k.

Could we try later?

Daha sonra deneyebilir miyiz?

Could we? Could we?

Yapabilir miyiz? Yapabilir miyiz?

Again, just dropping the D.

Yine, sadece D.

K sound, schwa, next word.

K sesini, schwa, sonraki kelimeyi düşürüyoruz.

Could we? Could we?

Yapabilir miyiz? Yapabilir miyiz? Bir

Saying it with a D when the next word begins with a vowel or a dipthong .

sonraki kelime bir sesli harf veya iki sesli harfle başladığında D ile söylemek.

Could I? Could I come back later?

Yapabilir miyim? Daha sonra geri gelebilir miyim?

Could I? Could I?

Yapabilir miyim? Yapabilir miyim?

So just a nice, short, could.

Yani sadece güzel, kısa olabilir.

Finally, would.

Sonunda, olur.

For the W sound, the lips are in a tight circle,

W sesi için dudaklar dar bir daire içindedir

and the back part of the tongue lifts.

ve dilin arka kısmı yukarı kalkar.

Ww—ww—wuh--

Ww—ww—wuh--

Would we want to do that?

Bunu yapmak ister miydik?

Would we? Would we?

Yapar mıyız? Yapar mıyız?

Would we want to do that?

Bunu yapmak ister miydik?

Or with a really quick D sound.

Veya gerçekten hızlı bir D sesiyle.

Where would I go? Would I-- Would I-- Would I--

Nereye giderdim? Yapar mıydım-- Yapar mıydım-- Yapar mıydım--

So you can reduce these words by changing the vowel to the schwa.

Yani ünlüleri schwa olarak değiştirerek bu kelimeleri azaltabilirsiniz. Bir

You can reduce them further by dropping the D,

unless the next sound is a vowel or a diphthong.

sonraki ses bir ünlü veya iki sesli harf değilse, D'yi bırakarak onları daha da azaltabilirsiniz.

Number 38.

38 numara.

Actually, we’re going to do 38 and 39 at the same because

Aslında 38 ve 39'u aynı anda yapacağız çünkü

they’re homophones!

sesteş sözcükler!

What are homophones?

homofon nedir?

Words that are spelled differently and have different meanings

Yazılışları farklı, anlamları farklı

but that are pronounced exactly the same.

ama okunuşları aynı olan kelimeler.

38 is ‘there’

38 "orada"

and 39 is ‘they’re’.

ve 39 "onlar".

If homophones seem confusing to you,

Eşsesliler size kafa karıştırıcı geliyorsa,

you’re not the only one.

tek kişi siz değilsiniz.

I actually have a very long video

Aslında

that goes over many homophones in American English,

Amerikan İngilizcesindeki birçok sesteş sözcüğün üzerinden geçen çok uzun bir videom var,

you can click here to see it, or check the video description.

onu görmek için buraya tıklayabilir veya video açıklamasına bakabilirsiniz. İşte

There, they’re.

oradalar.

Fully pronounced, we have “there”.

Tamamen telaffuz edildiğinde "orada" var.

But, both of these can reduce.

Ancak, bunların her ikisi de azaltabilir.

The word ‘there’ can be used lots of different ways,

"Orada" kelimesi birçok farklı şekilde kullanılabilir

and a common way is the phrase “there is” or “there are”.

ve yaygın bir yol "vardır" veya "vardır" ifadesidir.

These phrases will often be in contraction,

Bu ifadeler genellikle

“there’s” and the “there’re”.

"orada" ve "orada" şeklinde kısaltılmış olacaktır.

But these contractions can reduce when we say them.

Ama bu kasılmalar söylediğimizde azalabilir.

Then it becomes “thurs” and “thur”.

Sonra “perş” ve “perş” olur.

There’s a good reason why I can’t tell you.

Sana söyleyememem için iyi bir sebep var.

There's a good reason--

İyi bir sebep var--

There’s, there’s, there’s.

Var, var, var.

It has the schwa rather than the EH vowel.

EH sesli harfi yerine schwa'ya sahiptir.

It’s said more quickly.

Daha hızlı söylenir.

The contraction “there are” gets even less clear,

"Orada" kısaltması daha da belirsizleşiyor,

it’s really just one syllable “thur”.

gerçekten tek heceli "thur".

R reduces, and we lose it.

R azalır ve onu kaybederiz.

It has the same sounds as the reduced “there”, so it blends in.

İndirgenmiş "orada" ile aynı seslere sahiptir, bu yüzden uyum sağlar. Size

There’re lots of reason why I can’t tell you.

söyleyememem için pek çok neden var.

There’re lots. There're. There're.

çok var var var

There’re lots of reasons.

Birçok neden var.

What about the contraction “they are”, “they’re”?

Peki ya “onlar”, “onlar” kısaltması?

Yes, that also reduces.

Evet, bu da azaltır.

It might not be pronounced “they’re”,

"Onlar" olarak telaffuz edilmeyebilir,

but instead, “thur”, with the schwa.

bunun yerine schwa ile "thur" olarak telaffuz edilebilir.

They’re in the kitchen.

Mutfaktalar.

Thur, thur.

perşembe perşembe

They’re in the kitchen.

Mutfaktalar.

And the last word for this video, number 40, “what”.

Ve bu video için son söz, 40 numara, “ne”.

This word can reduce.

Bu kelime azaltabilir.

Fully pronounced, it’s “what”,

Tam olarak telaffuz edilir, "nedir"

and the T is a Flap T if the next word begins with a vowel or diphthong:

ve sonraki sözcük bir sesli harfle veya ikili ünlüyle başlıyorsa T bir Flap T'dir:

what are you going to do?

ne yapacaksın?

What are, what are.

Ne var, ne var.

Rrrr— Flap.

Flap. Bir

The T is a Stop T if the next word begins with a consonant:

sonraki kelime bir ünsüzle başlıyorsa, T Durdur T'dir:

What were you thinking?

Ne düşünüyordun?

What were, what were.

Ne vardı, ne vardı.

Stop T.

T'yi durdurun.

But, if the next word begins with a D,

Ancak, bir sonraki kelime D ile başlıyorsa,

then we can reduce the word ‘what’ by dropping the T.

o zaman 'what' kelimesini T'yi bırakarak azaltabiliriz. Sesli

Make the vowel a schwa.

harfi schwa yapın.

So the word ‘what’ becomes a very quick “wuh, wuh”.

Böylece "ne" kelimesi çok hızlı bir "wuh, wuh" olur.

“What did” and “what do”

"What did" ve "what do",

are common word combinations where we do this.

bunu yaptığımız yerlerde yaygın olarak kullanılan kelime kombinasyonlarıdır.

What do you think?

Ne düşünüyorsun?

What do, what do, what do.

Ne yap, ne yap, ne yap. "

The word ‘what’ is simply ‘wuh’.

Ne" kelimesi basitçe "wuh" dur. Ne

What did you say?

dedin?

What did, what did, what did.

Ne yaptı, ne yaptı, ne yaptı.

Again, the word ‘what’ is simply ‘wuh’, wuh.

Yine, "ne" kelimesi basitçe "wuh", wuh'dur.

So there they are, words 31-40,

İşte bunlar, kelimeler 31-40,

we had a lot of reductions in there.

orada çok fazla indirgeme yaptık.

Let’s keep going down this list of the 100 most common words in English to study the pronunciation,

Telaffuzu incelemek için İngilizce'deki en yaygın 100 kelimeden oluşan bu listeye devam edelim

and I don’t mean the full, official pronunciation,

ve tam, resmi telaffuzu kastetmiyorum,

I mean how the word is actually used in a sentence in American English.

kelimenin Amerikan İngilizcesinde bir cümlede gerçekte nasıl kullanıldığını kastediyorum.

Look for the next installment in this series, coming soon.

Bu serinin bir sonraki taksitini bekleyin, çok yakında. Hepsi

That’s it, and thanks so much for using Rachel’s English.

bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.