Learn English with Movies – Lady Bird

In the US, summer is for sand, sun, and blockbuster movies.

ABD'de yaz, kum, güneş ve gişe rekorları kıran filmler içindir.

And this summer, we're going to use those movies

Ve bu yaz, o filmleri

to learn English, and study how to sound American.

İngilizce öğrenmek için kullanacağız ve kulağa Amerikalı gibi gelmeyi öğreneceğiz.

Every video this summer is going

Bu yaz her video

to be a Study English with Movies video.

Filmlerle İngilizce Çalışın videosu olacak.

We'll pull scenes from the summer's hottest movies,

Yazın en sıcak filmlerinden

as well as favorite movies from years past.

ve geçmiş yılların en sevilen filmlerinden sahneler çekeceğiz.

It's amazing what we can discover

by studying even a small bit of English dialogue.

Küçük bir İngilizce diyaloğu çalışarak bile keşfedebileceğimiz şeyler inanılmaz.

We'll study how to understand movies,

Filmleri nasıl anlayacağımızı,

what makes Americans sound American,

Amerikalıların Amerikalı gibi görünmesini sağlayan şeyleri

and of course, any interesting vocabulary, phrasal verbs,

ve elbette incelediğimiz sahnelerde geçen ilginç sözcükleri, deyimsel fiilleri

or idioms that come up in the scenes we study.

veya deyimleri inceleyeceğiz .

I call this kind of exercise a Ben Franklin exercise.

Ben bu tür bir egzersize Ben Franklin egzersizi diyorum.

First, we'll watch the scene.

Önce sahneyi izleyeceğiz.

Then we'll do an in-depth analysis of what we hear together.

Sonra birlikte duyduklarımızın derinlemesine bir analizini yapacağız.

This is going to be so much fun.

Bu çok eğlenceli olacak.

Be sure to tell your friends and spread the word

that all summer long, every Tuesday,

Tüm yaz boyunca, her Salı,

we're studying English with movies,

here at Rachel's English.

burada, Rachel's English'te filmlerle İngilizce çalıştığımızı arkadaşlarınıza anlatın ve duyurun.

If you're new to my channel, click Subscribe,

Kanalımda yeniyseniz , Abone ol'a tıklayın

and don't forget the notification button.

ve bildirim düğmesini unutmayın.

Let's get started.

Başlayalım.

First, the scene.

İlk olarak, sahne.

What do you want from me?

Benden ne istiyorsun?

Yes?

Evet?

My, my grandma wanted me to tell you

Büyükannem

that she missed you at Christmas.

Noel'de seni özlediğini söylememi istedi.

Yeah, well, I couldn't have gone anyway.

Evet, zaten gidemezdim.

My mom was pissed about Thanksgiving.

Annem Şükran Günü için çok kızmıştı.

Your mom is crazy, I'm scared of her.

Annen deli, ondan korkuyorum.

She's not crazy, she's just, y'know, she,

O deli değil, o sadece, bilirsin,

she has a big heart, she's very warm.

onun kocaman bir kalbi var, çok sıcakkanlı.

Now, the analysis.

Şimdi, analiz.

What do you want from me?

Benden ne istiyorsun?

I love this phrase, it's a little bit sassy.

Bu cümleyi seviyorum, biraz şımarık.

There's one really clear stressed word,

Gerçekten vurgulu bir kelime var

and she does a movement on it, as she says it.

ve bunu söylerken onun üzerinde bir hareket yapıyor .

She puts her foot down on the stressed word.

Ayağını vurgulanan kelimenin üzerine koyar.

Watch it again and listen for that.

Tekrar izle ve bunun için dinle.

What do you want from me?

Benden ne istiyorsun?

And the most stressed word is want.

Ve en çok vurgulanan kelime istemektir.

What do you want from me?

Benden ne istiyorsun?

What do you want from me?

Benden ne istiyorsun?

So the energy goes up towards the peak of want.

Böylece enerji, isteğin zirvesine doğru yükselir.

What do you want from me?

Benden ne istiyorsun?

And then it falls down away from that peak.

Ve sonra o zirveden uzağa düşer.

What do, we have a T and a D.

Ne yapalım, bizde bir T ve bir D var.

How are these two words pronounced?

Bu iki kelime nasıl telaffuz ediliyor?

Let's go ahead and throw in this word, too.

Devam edelim ve bu kelimeyi de atalım.

How are these three words pronounced?

Bu üç kelime nasıl telaffuz edilir?

What do you want from me?

Benden ne istiyorsun?

What do you want from me?

Benden ne istiyorsun?

What do you want from me?

Benden ne istiyorsun?

They're pronounced

what do you, what do you, what do you.

Ne yapıyorsun, ne yapıyorsun, ne yapıyorsun diye telaffuz edilirler.

So the vowels in do and you are not reduced.

Yani do ve you içindeki ünlüler azalmaz.

You could hear that whaddya, whaddya.

O whaddya, whaddya'yı duyabiliyordunuz.

You could hear them as schwas,

Onları schwas olarak duyabiliyordunuz,

but she's making them both OO vowels.

ama ikisini de OO sesli yapıyor.

what do you, what do you, what do you, what do you.

ne yapıyorsun, ne yapıyorsun, ne yapıyorsun, ne yapıyorsun.

But notice the T here is dropped,

Ama burada T'nin kaldırıldığına

and she's just using the D to link the two words together.

ve iki kelimeyi birbirine bağlamak için D harfini kullandığına dikkat edin.

Wha-do, wha-do.

Ne yap, ne yap.

So it's a flap because it comes between two vowel sounds.

Yani iki sesli harf arasına geldiği için fleptir.

And the T is also a flap

Ve T,

when it comes between two vowel sounds.

iki sesli harf arasına geldiğinde de bir fleptir.

So it's sort of like she's combining the two,

Yani sanki ikisini birleştiriyor gibi

or you can think of it as dropping the T.

ya da bunu T'yi düşürmek olarak düşünebilirsiniz.

But this would be a pretty common way

Ama bu, deyimi telaffuz etmenin oldukça yaygın bir yolu olurdu

to pronounce the phrase, what do you.

, ne yaparsınız?

What do you, what do you, what do you,

Ne yapıyorsun, ne yapıyorsun, ne yapıyorsun,

what do you, what do you.

ne yapıyorsun, ne yapıyorsun.

I would say it's the most common way.

En yaygın yol olduğunu söyleyebilirim.

You can just forget about the T and link it into the D.

T'yi unutup D'ye bağlayabilirsin.

What do you, what do you want from me?

Ne istiyorsun, benden ne istiyorsun?

What do you want from me?

Benden ne istiyorsun?

What do you want from me?

Benden ne istiyorsun?

What do you want from me?

Benden ne istiyorsun? Benden

Want from me, want from me.

iste, benden iste.

So we have a stop T, want from, want from.

Yani bir stop T'miz var, istemek, istemek.

And the word 'from' is reduced.

Ve 'kimden' kelimesi azaltılır.

It's not from, it's from, from.

-den değil, -den, -den.

I would write it with a schwa.

Bunu bir schwa ile yazardım.

From me, from me.

benden, benden.

Then here we have ending M, beginning M,

Sonra burada M bitişi, M başlangıcı,

links together with just a single M sound.

sadece tek bir M sesiyle birbirine bağlanır.

Very smooth, no breaks, no skips or jumps

Çok düzgün, burada tonlamada kesinti, atlama veya atlama yok

in the intonation here.

.

Uhh, just a smooth up and down.

Uhh, sadece pürüzsüz bir yukarı ve aşağı.

What do you want from me?

Benden ne istiyorsun?

What do you want from me?

Benden ne istiyorsun?

What do you want from me?

Benden ne istiyorsun?

What do you want from me?

Benden ne istiyorsun?

Yes?

Evet?

Yes?

Evet?

And she does a head gesture, she's impatient.

Ve bir baş hareketi yapıyor, sabırsız.

Why is this guy showing up at her work, yes?

Bu adam neden onun işine geliyor, evet?

Upward pitch shows that it's a yes-no question.

Yukarı doğru adım, bunun bir evet-hayır sorusu olduğunu gösteriyor.

She's saying, I'm expecting you to talk here.

Burada konuşmanı bekliyorum diyor.

Yes?

Evet?

Yes?

Evet?

Yes?

Evet?

My, my grandma wanted me to tell you

Büyükannem

that she missed you at Christmas.

Noel'de seni özlediğini söylememi istedi.

Whoa, different day, different outfit,

Vay canına, farklı bir gün, farklı bir kıyafet,

important announcement.

önemli duyuru.

Did you know that with this video,

Bu video ile indirebileceğiniz

I made a free audio lesson that you can download?

ücretsiz bir sesli ders yaptığımı biliyor muydunuz ?

In fact, I'm going this for each one

Aslında bunu,

of the YouTube videos I'm making this summer,

bu yaz hazırladığım YouTube videolarının her biri için,

all 11 of the Learn English with Movies videos.

Filmlerle İngilizce Öğrenin videolarının 11'inin tümü için yapacağım. Ücretsiz indirilebilir sesli dersinizi almak için

So follow this link, or find the link

bu bağlantıyı izleyin veya video açıklamasındaki bağlantıyı bulun

in the video description

to get your free downloadable audio lesson.

.

It's where you're going to train all of the things

that you learned about pronunciation in this video.

Bu videoda telaffuz hakkında öğrendiğiniz her şeyi öğreteceğiniz yer burasıdır.

Back to the lesson.

Derse geri dön.

Yes?

Evet?

My, my grandma wanted me to tell you

Büyükannem

that she missed you at Christmas.

Noel'de seni özlediğini söylememi istedi.

So we have several stressed words here.

Yani burada birkaç vurgulu kelimemiz var.

My, my grandma wanted me

Büyükannem

to tell you

that she missed you at Christmas.

Noel'de seni özlediğini söylememi istedi.

So I'm hearing those as our four most stressed syllables,

Yani bunları en çok vurgulanan dört hecemiz olarak duyuyorum,

little bit longer, up-down shape,

biraz daha uzun, yukarı-aşağı şeklinde,

the energy goes towards them then it comes away.

enerji onlara doğru gidiyor, sonra uzaklaşıyor.

But we have lots of other interesting things

Ama burada telaffuzla ilgili birçok başka ilginç şey oluyor

with pronunciation that are happening here.

.

My, my grandma wanted me to tell you

Büyükannem

that she missed you at Christmas.

Noel'de seni özlediğini söylememi istedi.

My, my grandma wanted me to tell you

Büyükannem

that she missed you at Christmas.

Noel'de seni özlediğini söylememi istedi.

My, my grandma wanted me to tell you

Büyükannem

that she missed you at Christmas.

Noel'de seni özlediğini söylememi istedi.

My, my grandma, my, my, my, my.

Benim, büyükannem, benim, benim, benim, benim.

Both the words 'my' are unstressed,

Her iki 'benim' kelimesi de vurgusuz,

they're said really quickly, they're low in pitch.

çok hızlı söyleniyor, perdeleri düşük.

My, my, my, my, my.

Benim, benim, benim, benim, benim.

So you have to simplify the mouth position.

Bu yüzden ağız pozisyonunu basitleştirmelisiniz. Vurgulu bir hecede yapabileceğiniz gibi,

You can't do this big jaw drop for the AI diphthong,

yapay zeka diftonu için bu büyük ağız açıklığını yapamazsınız

like you might do in a stressed syllable, my, my, my, my.

, my, my, my, my.

My, my grandma,

Benim, büyükannem,

Grandma, so it's a stressed word,

Büyükanne, yani bu vurgulu bir kelime

and yet we don't say the D.

ve yine de D'yi söylemiyoruz.

Very common to drop the D in this word.

Bu kelimede D'yi bırakmak çok yaygın.

We often drop the D between two consonants,

D'yi sık sık iki ünsüz arasına bırakırız,

here it comes after N, before M, and it's dropped, grandma.

burada N'den sonra, M'den önce gelir ve düşer büyükanne.

My, my grandma,

Büyükannem,

And actually, he's dropping the N, too.

Ve aslında N'yi de düşürüyor.

So this can be pronounced with the N,

Yani bu N ile telaffuz edilebilir

grandma, but you know what?

büyükanne, ama biliyor musun?

It's actually not that common either

Aslında bu belirli kelimede de o kadar yaygın değil

in this particular word, grandma,

, büyükanne,

grandma.

büyükanne.

AH vowel,

AH ünlüsü,

followed by the M consonant,

ardından M ünsüz gelir,

when AH is followed by M it's not pure, we add an AH vowel.

AH'nin ardından M geldiğinde saf değildir, bir AH sesli harfi ekleriz.

Grandma.

Büyükanne.

Grandma, grandma, grandma, try that.

Büyükanne, büyükanne, büyükanne, dene şunu.

My, my grandma,

Büyükannem,

My, my grandma wanted me to tell you

Büyükannem

that she missed you at Christmas.

Noel'de seni özlediğini söylememi istedi. Sana

Wanted me to tell you,

söylememi istedi,

actually, I really need another line here,

aslında, burada gerçekten başka bir çizgiye ihtiyacım var,

another curve on wanted.

aranıyor üzerinde başka bir eğri.

Now, it's interesting, it is stressed, it's the verb.

Şimdi, ilginç, vurgulu, fiil.

Usually we don't reduce stressed words, but you know what?

Genellikle vurgulu kelimeleri azaltmayız, ama biliyor musun?

Sometimes we do and that's happening here, wanted.

Bazen yaparız ve bu burada olur, istedim.

The T is not there.

T orada değil.

Sometimes we drop the T after N, that's what's happening.

Bazen N'den sonra T'yi bırakırız , olan bu.

Wanted, wanted.

aranıyor, aranıyor.

But the ED ending still follows the rule for ED after T,

Ancak ED eki, T'den sonra ED için olan kuralı izler

and that is it adds an extra syllable.

ve bu, fazladan bir hece eklemesidir.

It's the IH vowel plus D sound.

IH sesli harfi artı D sesi.

Wanted, wanted,

İstedim, istedim,

wanted me to, wanted me to.

yapmamı istedi, yapmamı istedi.

The other thing that you might notice is

Dikkatinizi çekebilecek diğer bir şey de

the word 'to' is not pronounced to,

'to' kelimesinin - olarak telaffuz edilmemesi,

it's pronounced duh, duh, duh.

duh, duh, duh olarak telaffuz edilmesidir.

It's a flap T and the schwa, wanted me to,

Bu bir flep T ve schwa, benden istedi,

wanted me to, wanted me to tell.

benden istedi, söylememi istedi. Sana

Wanted me to tell you,

söylememi istedi,

wanted me to tell you that she missed you.

seni özlediğini söylememi istedi.

Tell you that she missed you,

Seni özlediğini söyle,

tell you that she missed you.

seni özlediğini söyle.

Okay, so the word That, tell you that she,

Tamam, yani O kelimesi, size

it's reduced, it's not that, but it's that, that.

onun indirgendiğini söylesin, o değil, ama bu o, o.

It's the schwa instead of the AH vowel, that, that, that.

AH ünlüsü yerine schwa, that, that, that. Sana

Tell you that she.

onu söyle.

So, between the stressed words Tell and Missed,

Vurgulu Söyle ve Cevapsız kelimeleri arasında,

we have three unstressed words,

vurgusuz üç kelimemiz var

and they're all said really quickly,

ve hepsi çok hızlı söyleniyor ve

and they're flat, lower in pitch,

düz, perdeleri daha alçak,

you that she, you that she, you that she.

sen o o, sen o o, sen o o. Sana

Tell you that she,

tell you that she missed you at Christmas.

Noel'de seni özlediğini söyle.

Now the ED ending after S is pronounced

Artık S'den sonra biten ED

as a T sound, so it does not add an extra syllable.

bir T sesi olarak telaffuz edilir, bu nedenle fazladan bir hece eklemez.

Missed you, missed you.

Seni özledim, seni özledim.

But that's not what's happening, is it?

Ama olan bu değil, değil mi?

Let's listen.

Hadi dinle.

That she missed you at Christmas.

Noel'de seni özlediğini.

That she missed you at Christmas.

Noel'de seni özlediğini.

That she missed you at Christmas.

Noel'de seni özlediğini.

Okay, so what's happening here?

Tamam, peki burada neler oluyor?

We do drop the T sometimes

when it comes between two consonants

just like I said we do with the D here,

Burada D ile yaptığımızı söylediğim gibi, iki ünsüz arasına geldiğinde bazen T'yi atıyoruz,

although we were actually dropping the N

ancak

and the D in that case.

bu durumda aslında N ve D'yi atıyormuşuz.

But we do drop the T between two consonants.

Ama T'yi iki ünsüz arasına atıyoruz.

So here T comes after the S sound,

Yani burada T, S sesinden sonra gelir,

it comes before the Y consonant.

Y ünsüzünden önce gelir.

I'm not really hearing the T.

T'yi gerçekten duymuyorum. Serbest

I'm certainly not hearing

(softly makes T sound) a released T.

bırakılmış bir T'yi kesinlikle duymuyorum (yumuşak bir T sesi çıkarır)

So I'm actually gonna go ahead and say

you can drop that sound, you can drop the ED ending.

.

And this is something that my students ask me sometimes.

Bu da bazen öğrencilerimin bana sorduğu bir şey.

They say, "I don't hear the ED ending sometimes."

" Bazen acil servisin bittiğini duymuyorum" diyorlar.

And I think that when they don't hear it

Ve sanırım duymadıklarında

is when it makes a T sound,

T sesi çıkarıyor

but it comes between two consonants.

ama iki sessiz harf arasında geliyor.

I think this is a case where it gets dropped a lot

Bence bu, konuşma İngilizcesinde çok fazla düştüğü bir durum

in conversational English.

.

She missed you at Christmas, she missed you at Christmas.

Noel'de seni özledi, Noel'de seni özledi.

I know exactly what's being said,

Ne söylendiğini tam olarak biliyorum,

I know that it's past tense.

geçmiş zaman olduğunu biliyorum.

I'm not hearing it and thinking it's not past tense.

Duymuyorum ve geçmiş zaman olmadığını düşünüyorum.

Because I know the context,

Çünkü bağlamı biliyorum

and I'm used to T's being dropped between two consonants.

ve T'nin iki ünsüz arasına bırakılmasına alışkınım.

That she missed you at Christmas.

Noel'de seni özlediğini.

That she missed you at Christmas.

Noel'de seni özlediğini.

That she missed you at Christmas.

Noel'de seni özlediğini.

Missed you at Christmas,

Seni Noel'de özledim,

you at, you at, you at.

sen de, sen de, sen de.

So here we have two more unstressed words together,

Yani burada birlikte vurgulanmamış iki kelimemiz daha var,

they're flat in pitch, they're said very quickly,

perdeleri düz, çok hızlı söyleniyorlar,

the AH vowel is reduced, it's the schwa,uh, uh, uh stop T.

AH ünlüsü azaltılmış, bu schwa,uh, uh, uh stop T.

So that and at are similar

in that they both reduce often

with the AH vowel becoming the schwa,

AH sesli harfinin schwa haline gelmesiyle ikisi de sık sık azalır

and then the T is a stop T when it's followed

ve ardından T, ardından

by a word that begins with a consonant.

bir ünsüzle başlayan bir kelime geldiğinde bir T durağıdır.

That she missed you at Christmas.

Noel'de seni özlediğini.

That she missed you at Christmas.

Noel'de seni özlediğini.

That she missed you at Christmas.

Noel'de seni özlediğini.

Like Christmas.

Noel gibi.

Okay, let's keep talking about our T's between consonants.

Tamam, ünsüzler arasındaki T'lerimiz hakkında konuşmaya devam edelim .

How is this T pronounced?

Bu T nasıl telaffuz edilir?

Christmas.

Noel.

It's dropped.

Düştü.

Christmas, Christmas.

Noel, Noel.

Christmas.

Noel.

Yeah, well, I couldn't have gone anyway.

Evet, zaten gidemezdim.

Yeah, well, I couldn't have gone anyway.

Evet, zaten gidemezdim.

What are our stressed syllables there?

Oradaki vurgulu hecelerimiz neler?

Yeah, well, I couldn't have gone anyway.

Evet, zaten gidemezdim.

Yeah, well, I couldn't have gone anyway.

Evet, zaten gidemezdim.

Yeah, well, I couldn't have gone anyway.

Evet, zaten gidemezdim.

Yeah, yeah, that has a little stress.

Evet, evet, bu biraz stresli.

Yeah, well, I couldn't have gone anyway.

Evet, zaten gidemezdim.

An, anyway is well stressed.

An, neyse, iyi stresli.

Yeah, well, I couldn't have gone anyway.

Evet, zaten gidemezdim.

Yeah, well, I couldn't have gone anyway.

Evet, zaten gidemezdim.

Yeah, well, I couldn't have gone anyway.

Evet, zaten gidemezdim.

Tiny little break after yeah.

Evet'ten sonra küçük bir mola.

Yeah, well, tiny little break after well.

Evet, kuyudan sonra küçük bir mola.

Yeah, yeah, well, I couldn't have gone.

Evet, evet, gidemezdim.

Yeah, well, I couldn't have gone.

Evet, gidemezdim.

And then very smooth, I couldn't have gone anyway.

Ve sonra çok pürüzsüz, zaten gidemezdim.

How is she making those words link together so smoothly?

Bu kelimeleri nasıl bu kadar düzgün bir şekilde birbirine bağlıyor?

Yeah, well, I couldn't have gone anyway.

Evet, zaten gidemezdim.

Yeah, well, I couldn't have gone anyway.

Evet, zaten gidemezdim.

Yeah, well, I couldn't have gone anyway.

Evet, zaten gidemezdim.

Well she's dropping the H in have, that's common.

H'yi sahip olarak düşürüyor, bu yaygın.

And she's actually dropping the apostrophe T

Ve aslında kesme işareti T'yi

in an apostrophe T contraction.

kesme işareti T kısaltmasıyla düşürüyor.

That happens sometimes, too.

Bu da bazen olur.

It happens especially when an apostrophe T is followed

Bu, özellikle kesme işareti T'nin ardından

by a word that begins with a vowel or diphthong.

sesli harf veya çift sesli harfle başlayan bir sözcük geldiğinde olur.

Now this word typically begins with a consonant,

Şimdi, bu kelime tipik olarak bir ünsüzle başlar,

but that often gets dropped, so it's not a consonant,

ancak bu genellikle düşer, yani bir ünsüz değil,

it is a vowel, couldn't've.

bir sesli harftir, yapamadım.

And so the N is linking right into the vowel

Ve böylece N doğrudan sesli harfe bağlanıyor

and the vowel is reduced.

ve sesli harf azalıyor.

It's not AH, it's the schwa, couldn't've.

AH değil, schwa, yapamazdım.

Couldn't've, couldn't've.

Yapamazdım, yapamazdım. Bir

Try that, let's do it slowly, couldn't've.

dene, yavaş yavaş yapalım, yapamadım.

So I'm putting the tongue up

Bu yüzden dilimi

into position for the D, couldn't.

D pozisyonuna getiriyorum, yapamadım.

I'm not releasing the D, I'm going right into an N sound.

D'yi bırakmıyorum, doğrudan bir N sesine geçiyorum.

couldn't've, couldn't've, couldn't've,

yapamazdı, yapamazdı, yapamazdı,

couldn't've, couldn't've, couldn't've, couldn't've.

yapamazdı, yapamazdı, yapamazdı, yapamazdı.

That really smooths it out, doesn't it?

Bu gerçekten yumuşatıyor, değil mi? Sahip

A lot smoother than couldn't have, couldn't have.

olamayacağımdan çok daha pürüzsüz , sahip olamazdım.

Well, I couldn't have gone.

Şey, gidemezdim.

Well, I couldn't have gone.

Şey, gidemezdim.

Well, I couldn't have gone anyway.

Eh, zaten gidemezdim.

Couldn't have gone anyway.

Zaten gidemezdi.

Gone anyway, gone anyway.

Nasılsa gitti, yine de gitti.

Ending N, ending consonant links into beginning vowel,

Bitiş N, bitiş ünsüz bağlarını başlangıç ​​sesli harfine,

the EH of anyway, and it's just all very smoothly connected.

her halükarda EH'ye ve hepsi çok düzgün bir şekilde birbirine bağlı.

Actually, she keeps going.

Aslında devam ediyor.

She smoothly connects the AY diphthong into the N consonant.

AY diphthong'unu N ünsüzüne sorunsuz bir şekilde bağlar.

Well, I couldn't have gone anyway.

Eh, zaten gidemezdim.

Well, I couldn't have gone anyway.

Eh, zaten gidemezdim.

Well, I couldn't have gone anyway.

Eh, zaten gidemezdim.

My mom was pissed about Thanksgiving.

Annem Şükran Günü için çok kızmıştı.

So this is actually a pretty long thought group.

Yani bu aslında oldukça uzun bir düşünce grubu.

My mom was pissed about Thanksgiving.

Annem Şükran Günü için çok kızmıştı.

What are our most stressed words here?

Burada en çok vurguladığımız kelimeler neler?

My mom was pissed about Thanksgiving.

Annem Şükran Günü için çok kızmıştı.

My mom was pissed about Thanksgiving.

Annem Şükran Günü için çok kızmıştı.

My mom was pissed about Thanksgiving.

Annem Şükran Günü için çok kızmıştı.

My mom, little bit of length there,

Annem, orada biraz uzunluk,

little bit of higher pitch.

biraz daha yüksek perde.

My mom was pissed about Thanksgiving.

Annem Şükran Günü için çok kızmıştı.

Pissed and Thanksgiving.

Kızgın ve Şükran Günü.

Okay, now here we have another ED ending, it comes after S,

Tamam, şimdi burada başka bir ED ekimiz var, S'den sonra gelir,

an unvoiced sound, therefore, it is the T.

sessiz bir ses, bu nedenle T'dir. Telaffuz kurallarından emin değilseniz,

I do have a video on ED endings

ED ekleri hakkında bir videom var

if you're not sure about the rules for pronunciation.

.

So you can search on YouTube Rachel's English,

Yani YouTube'da Rachel'ın İngilizce,

ED endings, and you'll find it there.

ED sonlarını arayabilirsin ve orada bulursun.

It's pretty simple, the rules.

Oldukça basit, kurallar.

Last time we dropped the T in 'missed'

Geçen sefer T'yi 'cevapsız' olarak bıraktık

because it was followed by a word

çünkü ardından ünsüzle başlayan bir kelime geliyordu

that began with a consonant.

.

But here, the next word begins with a vowel

Ama burada bir sonraki kelime sesli harfle başlıyor

and do you hear a T sound?

ve bir T sesi duyuyor musunuz?

My mom was pissed about.

Annem kızmıştı.

My mom was pissed about.

Annem kızmıştı.

My Mom was pissed about.

Annem kızmıştı.

Definitely, I definitely hear

Kesinlikle, kesinlikle

a true T releasing into the vowel.

gerçek bir T'nin sesli harfe salındığını duyuyorum.

Pissed about, t'about, t'about, t'about, t'about,

Kızgın, yaklaşık, yaklaşık, yaklaşık, yaklaşık,

pissed about.

kızgın.

My mom was pissed about.

Annem kızmıştı.

My mom was pissed about.

Annem kızmıştı.

My mom was pissed about.

Annem kızmıştı.

I also wanna point out the word 'was' isn't was.

Ayrıca 'oldu' kelimesinin olmadığını da belirtmek isterim.

That's stressed, it's was, unstressed.

Bu stresli, öyleydi, stressiz.

Said very quickly, I would write that with a schwa.

Çok çabuk söyledim, bunu bir schwa ile yazardım.

Was, was, was, was, was, was pissed, was pissed about.

Öyleydi, öyleydi, öyleydi, öyleydi, kızmıştı, kızmıştı.

Then we have a stop T in about

O zaman yaklaşık olarak bir T durağımız var

because the next word begins with a consonant.

çünkü sonraki kelime bir ünsüzle başlıyor.

It's the TH, unvoiced, of Thanksgiving.

Bu, Şükran Günü'nün sessiz TH'si.

My mom was pissed about.

Annem kızmıştı.

My mom was pissed about.

Annem kızmıştı.

My mom was pissed about Thanksgiving.

Annem Şükran Günü için çok kızmıştı.

Thanksgiving, middle syllable stressed.

Şükran günü, vurgulu orta hece.

Have you noticed when you look this word up

Bu kelimeye

in the dictionary, it says it's the A, as in that vowel,

sözlükten baktığınızda, ünlüdeki A harfinin

is followed by the NG consonant?

ardından NG ünsüzünün geldiğini fark ettiniz mi?

The letter N here is actually the NG sound

Buradaki N harfi aslında NG sesi

because it's followed by K.

çünkü ardından K geliyor.

And when those two sounds come one after another,

Ve bu iki ses

in the same syllable,

aynı hecede arka arkaya geldiğinde,

usually the K makes the N an NG sound instead.

genellikle K yerine N yerine NG sesi çıkarıyor.

So it's made at the back of the tongue where the K is,

Yani dilin önünde değil , K'nin olduğu yerde

instead of at the front of the tongue.

dilin arkasında yapılır.

Now, when the AH vowel is followed by NG, it is not AH.

Şimdi, AH ünlüsünün ardından NG geldiğinde, AH değildir.

I'm sure you can tell it's not tha, Thanksgiving,

Eminim bunun tha, Şükran Günü,

tha, thanks, but it's thanks.

tha, teşekkürler olmadığını söyleyebilirsin, ama bu teşekkürler.

When AH is followed by the NG consonant,

AH'yi NG ünsüz takip ettiğinde, kulağa

it sounds a lot more like the AY diphthong, thanks, thanks,

daha çok AY ikili ünlüsü gibi geliyor, teşekkürler, teşekkürler

and that's just like over on the other slide,

ve bu tıpkı

where we talked about the word grandma.

büyükanne kelimesinden bahsettiğimiz diğer slayttaki gibi. Burada

The AH vowel followed by the M consonant here

AH ünlüsünün ardından M ünsüz gelir

and the vowel changes.

ve sesli harf değişir.

So the AH vowel changes

Yani AH ünlüsü,

when it's followed by nasal consonants.

ardından nazal ünsüzler geldiğinde değişir.

M or N, we add an uh sound, a-uh.

M veya N, uh sesi ekliyoruz, a-uh.

Followed by NG, it changes to the AY diphthong, more or less.

NG'nin ardından, aşağı yukarı AY diphthong'a dönüşür.

Thank, thanksgiving, thanksgiving.

Teşekkürler, şükürler olsun, şükürler olsun.

Thanksgiving.

şükran günü

Your mom is crazy, I'm scared of her.

Annen deli, ondan korkuyorum.

Your mom is, and then a break,

Annen ve sonra bir ara, vay

thinking about wow, what to say about this girl's mom?

canına, bu kızın annesine ne demeli diye düşünüyorum.

Your mom is, what's stressed there?

Annen, orada stresli olan ne?

Your mom is,

Annen,

Very clear, isn't it?

Çok açık, değil mi?

Your mom is, your mom is, it's the middle word, Mom.

Annen, annen, ortadaki kelime anne.

Your mom is, your mom is.

Annen öyle, annen öyle.

The word Your is reduced, it's not your,

Senin kelimesi küçültülür, senin değildir

but it's said much faster than that.

ama ondan çok daha hızlı söylenir.

I would write it with a schwa, reduced vowel.

Bunu bir schwa, azaltılmış sesli harfle yazardım.

Yer, yer, yer, yer mom, yer mom, yer mom is.

Yer, yer, yer, annen, annen, annen.

Your mom is,

Annen

crazy, I'm scared of her.

deli, ondan korkuyorum.

Crazy, I'm scared of her.

Deli, ondan korkuyorum.

So even though this is two different sentences,

Yani bu iki farklı cümle olmasına rağmen

he links them right together, he does not stop.

direkt olarak birbirine bağlıyor, durmuyor.

They make one thought group, crazy I'm scared of her.

Bir düşünce grubu oluşturuyorlar, deliriyorum ondan.

Crazy, I'm scared of her.

Deli, ondan korkuyorum.

Crazy, I'm scared of her.

Deli, ondan korkuyorum.

Crazy, I'm scared of her.

Deli, ondan korkuyorum.

Actually, that's not how he said it.

Aslında, böyle söylemedi.

He did say the H here.

Burada H demişti.

So earlier, she dropped the H on the word have.

Daha önce, have kelimesinin üzerindeki H'yi düşürdü.

It's very common to drop the H

H'yi

on words like have, had, her, he, him.

have, had, her, he, he gibi kelimelerin üzerine bırakmak çok yaygındır.

But we don't always do it, he doesn't do it.

Ama biz her zaman yapmıyoruz, o yapmıyor.

It's still unstressed, I'm scared of her.

Hâlâ gergin değil, ondan korkuyorum.

Of her, of her, of her, of her.

Ondan, ondan, ondan, ondan.

But the H isn't dropped.

Ama H düşmez.

Crazy, I'm scared of her.

Deli, ondan korkuyorum.

Crazy, I'm scared of her.

Deli, ondan korkuyorum.

Crazy, I'm scared of her.

Deli, ondan korkuyorum.

Okay, what are our stressed words,

Peki bu düşünce grubundaki vurgulu sözlerimiz,

our stressed syllables in this thought group?

vurgulu hecelerimiz nelerdir ?

crazy, I'm scared of her.

deli, ondan korkuyorum.

Crazy, crazy, I'm scared of her.

Deli, deli, ondan korkuyorum.

Cray and scare, longer with that up-down shape of pitch.

Kork ve kork, bu yukarı-aşağı perde şekliyle daha uzun.

Everything really smoothly connected,

Her şey gerçekten düzgün bir şekilde birbirine bağlı,

the lower unstressed syllables

vurgusuz alt heceler

fall right into the same line,

doğrudan aynı satıra giriyor,

no skips or jumps in intonation.

tonlamada atlama veya atlama yok.

Crazy, I'm scared of her.

Deli, ondan korkuyorum.

Crazy, I'm scared of her.

Deli, ondan korkuyorum.

Crazy, I'm scared of her.

Deli, ondan korkuyorum.

Scared of her, scared of her,

Ondan korkuyor, ondan korkuyor,

of her, of her, of her.

ondan, ondan, ondan.

I would probably write of with the schwa.

Muhtemelen schwa ile yazardım.

Sometimes we drop the V sound here,

Bazen

which the letter F makes the V sound.

F harfinin V sesini verdiği V sesini buraya düşürüyoruz.

But he doesn't, he does make a quick V sound.

Ama yapmıyor, hızlı bir V sesi çıkarıyor.

Of, of, of, of her, of her, of her, of her, of her.

Ondan, ondan, ondan, ondan, ondan, ondan, ondan.

I'm scared of her,

Ondan korkuyorum,

She's not crazy.

o deli değil.

She's not crazy, she's not crazy.

O deli değil, deli değil.

So cray, the most stressed syllable there

O yüzden cray,

in that little thought group,

o küçük düşünce grubundaki en vurgulu hece

and the intonation of she's

ve onun

and not builds up towards that, she's not crazy.

ve değil'in tonlaması buna doğru gelişiyor , o deli değil.

She's not, she's not, she's not.

O değil, o değil, o değil.

Do you hear how the pitch is rising there?

Sesin orada nasıl yükseldiğini duyuyor musun?

Towards the peak of cray.

Cray'in zirvesine doğru.

She's not crazy, crazy,

O deli değil, deli

and we have a stop T at the end of not

değil ve sonunda T harfi var

because the next word begins with a consonant sound.

çünkü bir sonraki kelime ünsüz bir sesle başlıyor.

She's not crazy.

O deli değil.

She's not crazy.

O deli değil.

She's not crazy, she's just,

O deli değil, o sadece,

She just, how is that pronounced?

O sadece, bu nasıl telaffuz edilir?

She's just,

O sadece,

She reduces the word just.

sadece kelimesini azaltır.

It's not just, it's just, just, just, just.

Sadece değil, sadece , sadece, sadece, sadece.

T is dropped, vowel is the schwa,

T düşürülür, sesli harf schwa'dır,

Just, just, just, she just, she just, she just.

Just, just, just, she just, she just, she just.

Flat in pitch, said quickly, unstressed.

Düz bir sesle, vurgulanmadan hızlı bir şekilde söylendi.

She's just,

O sadece,

y'know, she--

bilirsin, o--

Y'know, y'know, y'know,

Bilirsin, bilirsin, bilirsin, burada düşünürken

little filler phrase here while she thinks,

küçük dolgu cümlesi,

y'know, y'know, y'know.

bilirsin, bilirsin, bilirsin. Bu küçük dolgu cümlesinde

Often we reduce the word you to yuh

genellikle sen kelimesini yuh'a indirgiyoruz

in this little filler phrase, she does.

, o yapıyor.

Yuh, yuh, y'know, y'know, y'know, y'know.

Yuh, yuh, bilirsin, bilirsin, bilirsin, bilirsin.

Y'know, she, y'know, she, y'know, she--

Biliyorsun, o, bilirsin, o, bilirsin, o--

She, she, she says the word she, it's fast.

O, o, o kelimesini söylüyor, bu hızlı.

Even though she stops to repeat herself,

Kendini tekrar etmeyi bıraksa da,

the word sort of is on its own,

kelime bir nevi kendi başına,

it's still said very quickly, low in pitch, she, she, she.

yine de çok hızlı, alçak sesle söyleniyor, o, o, o.

Y'know, she, y'know, she,

Biliyorsun, o, bilirsin, o,

y'know, she, she has a big heart.

bilirsin, o, onun kocaman bir kalbi var.

She has a big heart,

Kocaman bir kalbi var,

she's defending her mother here.

burada annesini savunuyor.

Two stressed words, she has a big heart.

İki vurgulu kelime, kocaman bir kalbi var.

So big, even though it's an adjective,

O kadar büyük ki, bir sıfat olmasına rağmen

it's not as stressed as the other two stressed words there.

oradaki diğer iki vurgulu kelime kadar vurgulu değil.

She has a big heart, heart.

Kocaman bir kalbi var, kalbi.

So I would say the word big,

Bu yüzden, büyük kelimesinin,

even though it is a content word,

içerikli bir kelime olmasına rağmen,

doesn't really feel stressed.

gerçekten stresli hissettirmediğini söyleyebilirim. Telaffuzu çalışırken

And that's something you'll notice

fark edeceğiniz bir şey de

as you study pronunciation is that

we say content words are stressed,

içerik kelimelerinin vurgulu,

function words are unstressed, totally not true.

işlev kelimelerinin vurgusuz olduğunu söylediğimizdir, bu tamamen doğru değildir.

Sentences with lots of content words

Çok sayıda içerik sözcüğü içeren cümlelerde, vurgulu gibi görünen

will have some content words that sound stressed,

bazı içerik sözcükleri

and some that sound unstressed

ve o cümlede vurgulanan daha önemli

because there are other content words

başka içerik sözcükleri olduğu için vurgusuz gibi görünen bazı içerik sözcükleri bulunur

that are more important

that are stressed in that sentence.

.

She has a big heart.

Kocaman bir kalbi var.

Has, the letter S, here, is pronounced as a Z,

Has, buradaki S harfi Z olarak telaffuz edilir

and that Z links right into the next sound,

ve bu Z,

which is the schwa has a, has a, has a big heart.

schwa'nın a'sı vardır, a'sı vardır, büyük bir kalbi vardır olan bir sonraki sese bağlanır.

And did you notice there's a stop T here?

Ve burada bir durak T olduğunu fark ettiniz mi?

T, we often say in clusters,

T, genellikle kümelerde,

in ending clusters, is a true T,

bitiş kümelerinde, gerçek bir T olduğunu söyleriz,

but that's not really true with NT or RT.

ancak bu NT veya RT için gerçekten doğru değildir.

I've noticed with RT it's really a lot more like a stop T.

RT ile bunun gerçekten daha çok stop T gibi olduğunu fark ettim.

Heart, heart, that's what she does here.

Kalp, kalp, burada yaptığı şey bu.

Heart, heart, heart, she's very warm.

Kalp, kalp, kalp, o çok sıcak.

She's very warm.

O çok sıcak. Orada

She's very warm,

çok sıcak,

ver and warm stress there.

ver ve sıcak stres var.

I'm sure you can notice that the AW, as in Law, vowel

Eminim, Law'da olduğu gibi,

in the word warm doesn't sound like AW.

sıcak kelimesindeki sesli harfin kulağa AW gibi gelmediğini fark etmişsinizdir.

Aw, warm, oh-oh-oh,

Ah, sıcak, oh-oh-oh,

it's much more closed.

çok daha kapalı.

When it's followed by R, the letter R,

Arkasından R harfi geldiğinde,

the sound R does change that vowel.

R sesi o ünlüyü değiştirir.

Lips round a little bit more,

Dudaklar biraz daha yuvarlak,

tongue pulls back a little bit more, warm, warm, not AW,

dil biraz daha geri çekiliyor , sıcak, ılık, AW değil, sözlükten bakarsanız

which is the symbol you'll see

göreceğiniz sembol bu

if you look it up in a dictionary.

.

She's very warm,

O çok sıcak,

Let's listen to the whole

conversation one more time.

Sohbetin tamamını bir kez daha dinleyelim.

What do you want from me?

Benden ne istiyorsun?

Yes?

Evet?

My, my grandma wanted me to tell you

Büyükannem

that she missed you at Christmas.

Noel'de seni özlediğini söylememi istedi.

Yeah, well, I couldn't have gone anyway.

Evet, zaten gidemezdim.

My mom was pissed about Thanksgiving.

Annem Şükran Günü için çok kızmıştı.

Your mom is crazy, I'm scared of her.

Annen deli, ondan korkuyorum.

She's not crazy, she's just, y'know,

O deli değil, o sadece, bilirsiniz,

she, she has a big heart, she's very warm.

onun kocaman bir kalbi var, çok sıcakkanlı.

We're going to be doing a lot more

of this kind of analysis together.

Bu tür analizleri birlikte çok daha fazla yapacağız.

What movie scenes would you like to see analyzed like this?

Hangi film sahnelerinin bu şekilde analiz edildiğini görmek isterdiniz?

Let me know in the comments.

Yorumlarda bana bildirin.

And if you want to see all my Ben Franklin videos,

Tüm Ben Franklin videolarımı görmek istiyorsanız

click here.

buraya tıklayın.

You'll also find the link in the video description.

Bağlantıyı video açıklamasında da bulabilirsiniz. Hepsi

That's it, and thanks so much for using Rachel's English.

bu kadar ve Rachel'ın İngilizcesini kullandığınız için çok teşekkürler.