Improve your English speaking skills with INVERSION! | Advanced English Grammar!

(crowd murmuring)

(kalabalık mırıldanır)

- Good afternoon, everyone.

- Herkese iyi günler.

The Prime Minister Joris Bonson will be here shortly.

Başbakan Joris Bonson birazdan burada olacak.

Yes?

Evet?

- Happy birthday, Tom.

- Doğum günün kutlu olsun Tom.

Nigel Peestain here from Daily Post.

Daily Post'tan Nigel Peestain.

Can we confirm that the Prime Minister did send his balls

Başbakan'ın [ __ ]

to a woman who's not his wife?

karısı olmayan bir kadına gönderdiğini doğrulayabilir miyiz?

- Sir, to clarify, he did not send his balls.

- Efendim, açıklığa kavuşturmak gerekirse toplarını göndermedi.

He was hacked.

Hacklendi.

- And also can we confirm--

- Ayrıca teyit edebilir miyiz--

- Should you have any questions just raise your hand

- Herhangi bir sorunuz olursa elinizi kaldırın,

and he'll call on you.

sizi arayacak.

Oh, here he is now, the Prime Minister Joris Bonson.

Oh, işte şimdi o, Başbakan Joris Bonson.

(cameras shutters clicking)

(kameralar kapanır)

- Thank you.

- Teşekkürler.

I'd like to begin by thanking you all for coming.

Hepinize geldiğiniz için teşekkür ederek başlamak istiyorum.

As you may have heard,

Muhtemelen duymuşsunuzdur,

photos of my private parts were sent

özel bölgemin fotoğrafları

by a third party through my Facebook account to a woman.

üçüncü bir şahıs tarafından Facebook hesabım üzerinden bir kadına gönderilmiş.

I'd like to make one thing absolutely clear

Bir şeyi kesinlikle açıklığa kavuşturmak isterim Taşaklarımın

Not once have I ever sent photos, videos,

fotoğraflarını, videolarını

or any digital media of my balls to anyone.

veya herhangi bir dijital ortamını bir kez bile kimseye göndermedim.

(cameras shutters clicking)

(kameralar kapanır)

Yes?

Evet?

- Nigel Peestain, Daily Post.

- Nigel Peestain, Daily Post.

Are we to believe that you were hacked?

Hacklendiğine mi inanacağız?

- Yes, yes indeed.

That's exactly what I'm saying.

- Evet, evet gerçekten.

Ben de tam olarak bunu söylüyorum.

I was hacked.

Hacklendim.

Yes, in fact no sooner had I found out

Evet, aslında

that I had been hacked

saldırıya uğradığımı öğrenir öğrenmez dizüstü bilgisayarımın yanındaki

than I tore up my little password paper

küçük parola kağıdımı yırttım

that's next to my laptop

and changed my Facebook password.

ve Facebook parolamı değiştirdim.

In fact, I'd like to thank my assistant, Tom,

Aslında, asistanım Tom'a

for bringing to my attention

that my private photos were being sold to the press.

özel fotoğraflarımın basına satıldığına dikkatimi çektiği için teşekkür etmek istiyorum.

In fact, when he found out he came over and told me,

Hatta öğrendiğinde yanıma geldi ve

"Listen, you've got to stop sending any more."

"Dinle, artık göndermeyi bırakmalısın" dedi.

He stopped it.

Durdurdu.

(cameras shutters clicking)

(kameralar kapanır)

Yes, you?

Evet, sen?

- Yes, Dawn Garrity, Zorra News.

- Evet, Dawn Garrity, Zorra Haberleri.

What is "Password Paper"?

"Şifre Kağıdı" nedir?

- Oh yes, password paper.

- Ah evet, şifre kağıdı.

Yes, I write my password on very, very small,

Evet, şifremi çok çok küçük

very tiny little piece of paper.

çok küçük bir kağıda yazıyorum.

It's a numerical code, very cryptic.

Sayısal bir kod, çok şifreli.

It's very safe.

Çok güvenli.

- What was it then, your birthday?

- Neydi o zaman, doğum günün mü?

- (laughs) No, no, no, don't be ridiculous.

- (güler) Hayır, hayır, hayır, saçmalamayın.

No, it's his birthday.

Hayır, bugün onun doğum günü.

(cameras shutters clicking)

I do the same thing with the code to my safe at home.

(kameralar kapanır)

Aynı şeyi evdeki kasamın koduyla da yapıyorum.

Not once in my life has that been robbed.

Hayatımda bir kez bile soyulmadı.

- And is that code his birthday too?

- Bu şifre de onun doğum günü mü?

- No, come on, let's not be silly here.

- Hayır, hadi ama saçmalamayalım.

Let's not be silly dickens.

Aptal Dickens olmayalım.

No, that one's my birthday.

Hayır, o benim doğum günüm.

- [Press] Awe!

- [Basın] Hayret!

- Look, more important than any of that right now

- Bak, şu anda hepsinden daha önemli olan,

is that out there there are photos of my private balls.

dışarıda özel balolarımın fotoğrafları olması.

In fact, Tom told me I couldn't trust her.

Aslında, Tom bana ona güvenemeyeceğimi söyledi.

(press murmuring)

(mırıldanarak basın)

Next, yes, you.

Sırada, evet, sen.

- Prime Minister, why did you take pictures of your balls?

-Başbakan neden toplarınızın fotoğrafını çektiniz?

- Oh really, what is it with these silly questions?

- Gerçekten, bu aptal soruların nesi var?

Well obviously it's my mother.

Belli ki annem.

She's probably sick, wasn't she?

Muhtemelen hasta, değil mi?

- [Tom] It was medical.

- [Tom] Tıbbiydi.

- She's medicine.

- It was medical.

- O bir ilaç.

- Tıbbiydi.

- It's medical reasons.

- Tıbbi nedenler.

Next, you.

Sıradaki sen.

- Under no circumstances should a prime minister

- Hiçbir durumda bir başbakan

be uploading pictures of his testicles online.

testislerinin resimlerini internete yüklememeli.

In no way do we the public find this acceptable.

Biz halk bunu hiçbir şekilde kabul edilebilir bulmuyoruz.

- No, nor should you, sir, nor should you.

- Hayır, siz de yapmamalısınız efendim, siz de yapmamalısınız.

No, in fact not only have I switched all my passwords now

Hayır, aslında sadece şimdi tüm şifrelerimi değiştirmekle kalmadım,

but from now on I'll be writing all of my passwords

bundan sonra tüm şifrelerimi

on much smaller, much tinier bits of paper.

çok daha küçük, çok daha küçük kağıt parçalarına yazacağım.

Now should you have any further questions

Şimdi başka sorunuz olursa

please direct them to my very capable assistant, Tom.

lütfen çok yetenekli asistanım Tom'a yöneltin.

- Actually I quit.

- Aslında bıraktım.

- [Dick] Happy birthday.

- [Dick] Doğum günün kutlu olsun.

- Thanks. (feet stepping)

- Teşekkürler. (ayak basma)

If you want to speak more formally, dramatically,

Daha resmi, dramatik

or just emphatically (fist smacking)

veya sadece vurgulu (yumruk şapırdatma) konuşmak istiyorsanız,

then you need inversion.

o zaman tersine çevirmeniz gerekir.

(R&B music)

(R&B müzik)

And today I'm going to show you

Ve bugün size günlük İngilizcenizde ters çevirmeyi kullanacağınız

some fun and actually useful ways

bazı eğlenceli ve gerçekten faydalı yollar göstereceğim

that you will use inversion in your everyday English.

.

Inversion is actually super easy.

İnversiyon aslında çok kolaydır.

It just means putting an auxiliary

Bu sadece

or a modal verb before the subject.

özneden önce yardımcı veya modal bir fiil koymak anlamına gelir.

And actually if you have ever asked a question

Ve aslında, eğer bir soru sorduysanız,

you already know how to do that.

bunu nasıl yapacağınızı zaten biliyorsunuzdur.

Okay, let's try this example.

Tamam, bu örneği deneyelim.

Would you go to a dangerous place alone?

Tek başına tehlikeli bir yere gider miydin?

My answer is never.

Cevabım asla. Cevabımla

If I want to be dramatic or formal or emphatic

dramatik, resmi veya empatik olmak istersem

with my answer I can use inversion.

ters çevirmeyi kullanabilirim.

We'll keep this question form, that's good,

Bu soru formunu koruyacağız, bu iyi,

but that adverb, we'll put that at the beginning

ama bu zarfın başına bunu koyacağız,

so it reads like this.

böylece şöyle okunur.

Never would I, this is my answer.

Asla yapmam, bu benim cevabım. Tehlikeli

Never would I go to a dangerous area alone.

bir bölgeye asla tek başıma gitmem.

Now it's not a question.

Şimdi bu bir soru değil.

Now it's a statement.

Şimdi bu bir açıklama.

I'm being dramatic, formal, or emphatic.

Dramatik, resmi veya empatik davranıyorum.

This is inversion.

Bu inversiyon.

Now you know how it works.

Artık nasıl çalıştığını biliyorsunuz.

Congratulations, I'll see you in the next class.

Tebrikler, bir sonraki derste görüşürüz.

(R&B music)

(R&B music)

Oh, sorry, did you want more examples?

Pardon, daha fazla örnek mi istiyordunuz?

Yeah, I can do that.

Evet, bunu yapabilirim.

I can do that, sure.

Bunu yapabilirim, elbette.

Okay, this next one, let's do it together.

Tamam, sıradaki, birlikte yapalım.

Work with me here.

Burada benimle çalış.

Let's imagine you meet someone

Biriyle tanıştığınızı

and you want to emphasize wow.

ve vay canına vurgulamak istediğinizi düşünelim.

I don't often meet really fun people

Gerçekten eğlenceli insanlarla pek sık karşılaşmam

but you're cool, you're cool.

ama sen iyisin, iyisin.

You can emphasize this using inversion.

Bunu inversiyon kullanarak vurgulayabilirsiniz.

Remember we'll take that adverb, put it at the front.

Unutma, bu zarfı alacağız, öne koyacağız. Özneden önce gelen

That auxiliary verb or modal verb,

yardımcı fiil veya modal fiil

that comes before the subject.

.

So that has been moved, right?

Yani bu taşındı, değil mi?

So you can say wow, you are so cool.

Yani vay canına, çok havalısın diyebilirsin.

I mean no often do I meet really fun people.

Demek istediğim, gerçekten eğlenceli insanlarla pek sık karşılaşmam.

You see, it just sounds more emphatic this way.

Görüyorsun, bu şekilde kulağa daha empatik geliyor.

Also notice that the adverbs we used,

Ayrıca dikkat edin, kullandığımız zarflar,

never, not often, these are negative adverbial phrases

asla, sık değil, bunlar olumsuz zarf tamlamaları

and frequency adverbs.

ve sıklık zarflarıdır.

So we don't use the positive adverbs.

Bu yüzden olumlu zarfları kullanmayız.

For example this, if I want to say

Örneğin şunu söylemek istersem

but yeah, often do I meet really fun people,

evet, sık sık gerçekten eğlenceli insanlarla tanışıyorum,

that doesn't sound good.

bu kulağa pek hoş gelmiyor.

No positive adverbs here.

Burada olumlu zarf yok.

If this is confusing, don't worry.

Bu kafa karıştırıcıysa endişelenmeyin.

I have so many examples.

Çok fazla örneğim var.

You are going to be so bored

Çok sıkılacaksın

but you'll understand inversion perfectly, don't worry.

ama inversiyonu çok iyi anlayacaksın merak etme.

So another example.

Yani başka bir örnek.

Again, you want to be dramatic or emphatic.

Yine, dramatik veya empatik olmak istiyorsunuz.

(jazz music)

(caz müziği)

Okay, a boyfriend and girlfriend,

Tamam, bir erkek ve kız arkadaş,

the guy feels insecure or whatever

adam kendini güvensiz falan hissediyor

and he asks have you ever cheated on me?

ve beni hiç aldattın mı diye soruyor.

And she wants to emphasize that no, never, not once.

Ve hayır, asla, bir kez değil, bunu vurgulamak istiyor.

That's our negative adverb, right?

Bu bizim olumsuz zarfımız, değil mi?

Next again, it keeps that question form

Sonra tekrar, o soru formunu koruyor

but it's not a question, it's a statement now.

ama bu bir soru değil, artık bir ifade.

Can we use ever here?

Hiç burada kullanabilir miyiz?

Yeah, that adds to the drama.

Evet, bu dramayı artırıyor.

It adds to the emphasis.

Vurguya katkıda bulunur.

Not once have I ever cheated on you.

Seni bir kez bile aldatmadım.

You see how emphatic that sounds?

Kulağa ne kadar empatik geldiğini görüyor musun?

That sounds so much more emphatic

Bu,

than just have you ever cheated on me?

beni hiç aldatmış olmandan çok daha empatik geliyor?

No.

Hayır. Demek

So I mean if you're writing

istediğim,

a soap opera inversion's brilliant.

pembe dizi yazıyorsan tersine çevirme harika.

(jazz music)

(caz müziği)

In a casual, normal conversation,

Sıradan, normal bir sohbette,

oh Maria, (blows raspberry) I hardly ever speak to Maria,

ah Maria, (ahududu üfler) Maria ile neredeyse hiç konuşmam,

that sounds casual.

kulağa sıradan geliyor.

But if you want to emphasize this,

Ancak bunu vurgulamak istiyorsanız,

if you want to be dramatic you can use inversion.

dramatik olmak istiyorsanız ters çevirmeyi kullanabilirsiniz.

Quick test, you know what?

Hızlı test, biliyor musun?

Pause the video.

Videoyu duraklatın.

Write your answer.

Cevabını yaz.

Then play the video when you're ready.

Ardından, hazır olduğunuzda videoyu oynatın.

(jazz music)

(caz müziği)

Okay, let's do this together.

Tamam, bunu birlikte yapalım.

We're putting the adverb at the beginning

Başına zarfı koyuyoruz

and then which auxiliary verb?

sonra hangi yardımcı fiil?

Remember, this is present simple, so do.

Unutmayın, bu şimdiki zaman basit, öyle yapın.

Subject, it's the same.

Konu, aynı.

Hardly ever do I speak to Maria.

Maria ile neredeyse hiç konuşmam.

(sighs) It's always Maria.

(iç çeker) Her zaman Maria'dır.

Question for you.

senin için soru

Which one word means hardly ever?

Hangi kelime neredeyse hiç anlamına gelir?

Rarely. Pronunciation, I know it's difficult.

Nadiren. Telaffuz, zor olduğunu biliyorum.

Say it with me, rarely, rarely.

Benimle söyle, nadiren, nadiren.

British English, rarely.

İngiliz İngilizcesi, nadiren.

American English, rarely.

Amerikan İngilizcesi, nadiren.

(jazz music)

(caz müziği)

An example using rarely could be...

Nadiren kullanmaya bir örnek şu olabilir...

What do we change?

Neyi değiştiririz?

What else changes?

Başka ne değişir?

Again, you're sounding more emphatic.

Yine, daha empatik konuşuyorsun.

Rarely do I go to the gym.

Nadiren spor salonuna giderim.

I feel like you understand how the form works now.

Şimdi formun nasıl çalıştığını anladığını hissediyorum.

Now you need to learn some fixed expressions

Şimdi,

that we often use with inversion.

ters çevirme ile sıklıkla kullandığımız bazı sabit ifadeleri öğrenmeniz gerekiyor.

For example, (claps) you want to say

Mesela (alkışlar)

absolutely no way to a situation.

kesinlikle olmaz demek istediğiniz bir durum. Bunun

We have an expression for this, under no circumstances.

için hiçbir koşulda bir ifademiz yok .

Under no circumstances just means

Hiçbir koşulda, hiçbir

there is no situation, there's no condition

durum olmadığı anlamına gelmez,

that this is acceptable or possible, absolutely not, no way.

bunun kabul edilebilir veya mümkün olduğuna dair hiçbir koşul yoktur, kesinlikle hayır, mümkün değildir.

Okay, so you go to a job interview

Tamam, bir iş görüşmesine gidiyorsunuz

and they say okay, for this job

ve tamam diyorlar, bu iş için

we need you to work for free.

ücretsiz çalışmanıza ihtiyacımız var.

So would you work for free?

Yani bedavaya mı çalışacaksın?

You want to say (blows raspberry) no way, hell no, no way.

(Ahududu esiyor) demek istiyorsun , olmaz, olmaz, olmaz.

Now under no circumstances, that's a more formal way

Şimdi, hiçbir koşulda, bu, hayır demenin daha resmi bir yolu değil

to say hell no.

.

How do we use inversion with this?

Bununla inversiyonu nasıl kullanırız?

Under no circumstances would I work for free.

Hiçbir koşulda bedava çalışmam. Hiçbir koşulda

A less formal version of under no circumstances

daha az resmi bir versiyonu

is no way in hell.

cehennemde değildir.

Example.

Örnek.

(jazz music)

(caz müziği)

You see a haunted building full of ghosts.

Hayaletlerle dolu perili bir bina görüyorsunuz.

(jazz music)

(caz müziği)

You friend asks you (laughs) would you go inside?

Arkadaşın soruyor (gülüyor) içeri girer misin?

You want to say never, that will never happen.

Asla demek istiyorsun, bu asla olmayacak.

Absolutely no way.

Kesinlikle olmaz.

Use that expression.

O ifadeyi kullan.

(jazz music)

(caz müziği)

No way in hell would I go inside.

Hiçbir şekilde içeri girmem.

You're emphasizing absolutely not,

Kesinlikle hayır,

that would never happen.

bunun asla olmayacağını vurguluyorsun.

Similar to that is the expression in no way.

Hiçbir şekilde ifade buna benzer.

This also means it's impossible.

Bu aynı zamanda imkansız olduğu anlamına gelir.

It's not going to happen.

Bu olmayacak.

This one, it's not formal.

Bu, resmi değil. Gayri

It's not informal.

resmi değil.

It's quite neutral.

Oldukça nötr.

(jazz music)

(caz müziği)

One time I was in a restaurant and they served live octopus.

Bir keresinde bir restorandaydım ve canlı ahtapot servis ettiler.

And I thought

Ve düşündüm ki

(jazz music)

(caz müziği)

could I eat a live octopus?

canlı bir ahtapot yiyebilir miyim?

No way, absolutely not, no.

Olamaz, kesinlikle olmaz, hayır.

So we'll use in no way.

Yani hiçbir şekilde kullanmayacağız.

(jazz music)

(caz müziği)

It's not a question, it's a statement.

Bu bir soru değil, bir açıklama.

In no way could I eat a live octopus, no.

Hiçbir şekilde canlı ahtapot yiyemem, hayır.

I know in some places you do it

Bazı yerlerde yaptığınızı biliyorum

but I want to know from you in the comments.

ama yorumlarda sizden de bilgi almak istiyorum .

Could you eat a live octopus?

Canlı bir ahtapot yiyebilir misin? Ters

We have quite a few expressions

that we use with inversion.

çevirme ile kullandığımız epeyce ifademiz var.

Here's another one.

İşte burada bir başkası.

(jazz music)

(caz müziği)

Okay, this boyfriend and girlfriend are arguing

Pekala, bu erkek ve kız arkadaş tartışıyorlar

and he wants to say you never do anything for me.

ve senin benim için hiçbir şey yapmadığını söylemek istiyor.

And she wants to say oh really?

Ve gerçekten oh demek istiyor?

(jazz music)

(caz müziği)

Well two things.

İki şey.

I paid for your bicep implants

Pazı implantlarının parasını ödedim

and I bought you those jeans, so.

ve sana o kotları aldım. Sadece ilk şeyi değil, başka bir şeyi de (caz müziği) ekleyerek

She can make this sound more formal

bu sesi daha resmi

and more emphatic by adding

ve daha vurgulu hale getirebilir

(jazz music)

not only first thing but also another thing.

.

Again this is inversion

Yine bu ters çevirme

so we need to swap some things around.

yani bazı şeyleri değiş tokuş etmemiz gerekiyor.

This sentence we will invert.

Bu cümleyi tersine çevireceğiz.

Remember it's that question form again so not only.

Unutma, yine o soru formu, yani sadece değil.

We're dealing with past tense now.

Şimdi geçmiş zamanla uğraşıyoruz.

Now we're getting a bit more difficult.

Şimdi biraz daha zorlaşıyoruz.

Past simple, hmm, what's the question?

Geçmiş basit, hmm, soru nedir?

Did.

Yaptı.

Not only did I pay.

Sadece ödemedim.

Not only did I pay for your bicep implants

Sadece pazı implantlarının parasını ödemedim,

but also I bought you those jeans.

aynı zamanda sana o kotları da aldım.

Okay, so you notice this one, this one doesn't change.

Tamam, bunu fark ettiniz , bu değişmez.

Only that one changes.

Sadece o değişir.

Oh really, not only did I pay for your bicep implants

Oh gerçekten, sadece pazı implantlarının parasını ödemedim,

but I also bought those jeans.

aynı zamanda o kotları da aldım.

So when you want to say that you did multiple things

Yani birden fazla şeyi

in a dramatic, emphatic,

dramatik, vurgulu

or formal way, inversion, inversion.

veya resmi bir şekilde yaptığınızı söylemek istediğinizde, tersine çevirme, tersine çevirme.

Okay, quick test for you.

Tamam, sizin için hızlı test.

You want to eat pizza (sighs)

Pizza yemek istiyorsun (iç çekiyor)

but you need to convince yourself that you deserve it.

ama bunu hak ettiğine kendini inandırman gerekiyor.

I mean you always deserve it.

Demek istediğim, her zaman hak ediyorsun.

You always deserve pizza but

Pizzayı her zaman hak ettin ama

(jazz music)

(caz müziği)

(blowing air) should I have pizza today?

(üfleme havası) bugün pizza yesem mi?

Have I been healthy this week?

Bu hafta sağlıklı mıydım?

So you make a list.

Yani bir liste yapıyorsun.

What have you done that's healthy?

Sağlıklı olan ne yaptın?

(jazz music)

(caz müziği)

I've been to the gym and I ate a salad today.

Spor salonuna gittim ve bugün salata yedim.

That's pretty healthy.

Bu oldukça sağlıklı.

Multiple things using inversion

İnversiyonu kullanan birden çok şey

use not only but also.

yalnızca değil, aynı zamanda kullanır.

Pause the video.

Videoyu duraklatın.

Write your answer or say it out loud when you know it.

Cevabınızı yazın veya bildiğiniz zaman yüksek sesle söyleyin.

Then press play when you're ready.

Ardından, hazır olduğunuzda oynat düğmesine basın.

(jazz music)

(caz müziği)

Of course I deserve a pizza.

Tabii ki bir pizzayı hak ediyorum.

Not only have I been to the gym but I also ate a salad.

Sadece spor salonuna gitmedim, aynı zamanda salata da yedim.

I'm super healthy.

Ben süper sağlıklıyım.

Okay, another very common way of using inversion

Pekala, ters çevirmeyi kullanmanın bir diğer çok yaygın yolu,

is to say this happened then immediately this happened.

bunun olduğunu ve hemen bunun olduğunu söylemektir.

For example, you saw an accident

Örneğin bir kaza gördünüz

and immediately you called for an ambulance.

ve hemen ambulans çağırdınız.

You say this expression.

Bu ifadeyi söylüyorsunuz.

No sooner blah blah blah than blah blah blah.

blah blah blah'dan daha erken falan filan .

So in this case I saw an accident,

Yani bu durumda bir kaza gördüm

then immediately I called an ambulance.

ve hemen ambulans çağırdım.

Two actions in the past.

Geçmişte iki eylem.

This one happened first so we change this to past perfect.

Bu ilk oldu, bu yüzden bunu geçmiş mükemmel olarak değiştiriyoruz.

No sooner had I seen the accident

Kazayı görür görmez

than I called an ambulance.

ambulans çağırdım.

So just remember the form.

Yani sadece formu hatırla.

No sooner blah blah blah than blah blah blah.

blah blah blah'dan daha erken falan filan .

(blows raspberry) No sooner had I seen the accident

(ahududu üfler) Kazayı görür görmez

then I called an ambulance.

ambulans çağırdım.

You're walking in the street.

Sokakta yürüyorsun.

You see a pretty lady.

Güzel bir bayan görüyorsun.

Hi, everything is great.

Merhaba, her şey harika.

But then you look down.

Ama sonra aşağı bakıyorsun.

Uh oh, before I looked down I didn't realize

Uh oh, aşağı bakmadan önce

that I wasn't wearing pants.

pantolon giymediğimi fark etmemiştim.

(jazz music)

(caz müziği)

Only when I looked down did I realize

Sadece aşağı baktığımda

I wasn't wearing any pants, brilliant.

pantolon giymediğimi fark ettim, harika.

Only when I looked down, that stays normal.

Sadece aşağı baktığımda, bu normal kalıyor. Bir

The next part, that is when we change the verb

sonraki kısım, yani fiili

and the subject.

ve özneyi değiştirdiğimiz zamandır.

Next, you want to say wow,

Sonra, vay canına,

I had no idea that this was going to happen

bunun olacağına dair hiçbir fikrim yoktu

or I had no idea that this was happening at that moment.

veya o anda bunun olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu demek istiyorsunuz .

We have an expression for that

Bunun için bir ifademiz var

and it's this, little did I know.

ve bu, çok az şey biliyordum.

(jazz music)

(caz müziği)

Your friend tells you a crazy story about her day.

Arkadaşınız size günüyle ilgili çılgın bir hikaye anlatıyor.

She was twerking in her office

Ofisinde twerk yapıyordu

but she didn't know

ama

her boss was watching the whole time.

patronunun sürekli izlediğini bilmiyordu.

(jazz music)

(caz müziği)

So we want to say that this and this were happening

Yani bunun ve bunun

at the same time.

aynı anda olduğunu söylemek istiyoruz.

Which word do we use for that?

Bunun için hangi kelimeyi kullanırız?

We use while.

while kullanıyoruz. Ben

My boss was watching while I was twerking

twerk yaparken patronum izliyordu

but, but I had no idea.

ama, ama hiçbir fikrim yoktu.

So remember that sentence we use.

Bu yüzden kullandığımız cümleyi hatırla.

I thought I was alone in the office.

Ofiste yalnız olduğumu sanıyordum. Ben

Little did I know my boss was watching while I was twerking.

twerk yaparken patronumun izlediğini bilmiyordum. Yorumlarda ters çevirmeyi

Try your own examples using inversion in the comments.

kullanarak kendi örneklerinizi deneyin .

It's something that you need to add to your speaking skills.

Konuşma becerilerinize eklemeniz gereken bir şey.

So practice, practice, practice,

O yüzden pratik yap, pratik yap, pratik yap

and I'll see you in the next class.

ve bir sonraki derste görüşürüz.

(R&B music)

(R&B müziği)